Sersemlik Hali Nedir?
Bazı kişiler, denge sorunlarını, "kendilerini sersem hissetme, ayakta duramama, düşecekmiş gibi olma" gibi sözlerle ifade ederler. Dönme veya ivmelenme hissi olmadan, kendini dengesiz, güvensiz hissetme, bazen iç kulak probleminden kaynaklanır.
Baş Dönmesi Nedir?
Kişiler, kendilerinin veya çevrelerinin döndüğünü söylerler. Baş dönmesi, sıklıkla bir iç kulak probleminden kaynaklanır.
Denge Anatomisi: Baş dönmesi ve sersemlik hissi, denge sistemleri ile ilgilidir. Bu sistemle kişi, vücudunun hangi yönde olduğunun, nereye dönük olduğunun, ne tarafa doğru hareket ettiğinin veya döndüğünün bilincinde olur. Denge hissiniz aşağıdaki sistemlerin karışık bir ilişkisi sonucu gerçekleşir:
Fırtına esnasında uçakta bulunduğunuzu ve uçağınızın hava boşluğuna girdiğini farz edin. Siz, sadece uçağın içini gördüğünüz için, uçak dışındaki bu fırtınayı göremezsiniz. Bu durum, beyin algılarınızın karışmasına yol açar ve sizde "uçak tutması" görülebilir. Aynı şekilde yolda giden bir arabanın arka koltuğunda oturduğunuzu ve kitap okuduğunuzu farz edin. İç kulağınız ve his algılayıcılarınız bunu algıladığı halde gözleriniz sadece kitabı görmekte olduğundan, sizde de "araba tutması" görülebilir. Gerçek bir hastalık örneğini verelim. Bir kafa travması veya kulak iltihabından dolayı, tek taraflı iç kulağınızın etkilendiğini farz edin. Etkilenen iç kulak, diğer kulak gibi mesajları sağlıklı olarak beyine iletemez. Bu durumda beyninizin, deyim yerindeyse "aklı karışır" ve baş dönmesi, bulantı hissedebilirsiniz.
Hangi Tıbbi Rahatsızlıklar Başta Sersemlik Hissi Yaratır?
Sersemlik Hissi İçin Hekim Ne Yapabilir?
Hekim, sizin sersemlik hissinden ne kastettiğinizi, ne kadar zamandır olduğunu, size ne gibi bir problem yarattığını, ne kadar sürdüğünü, bulantı veya kusma ile birlikte olup olmadığını soracaktır. Bu hissi başlatan ortamlar sorulabilir. Genel sağlığınız, kullandığınız ilaçlar, kafa travmaları, son zamanlarda geçirdiğiniz iltihaplar ve kulağınız ile sinir sisteminiz hakkındaki diğer sorular size sorulacaktır. Hekiminiz, kulak, burun ve boğazınızı muayene edecek, sinir ve denge fonksiyonları ile ilgili testler yapacaktır. Bazı vakalarda, hekiminiz, kafa filmleri, bilgisayarlı, manyetik rezonanslı filmler, kulağa sıcak ve soğuk havanın verildiği denge testleri isteyebilir. Yine gerek görülen vakalarda, kan testleri ve kalp muayenesi yapılabilir. Bütün hastalar, bu testlerin hepsine ihtiyaç göstermez. Kişinin bulgularına göre, buna hekim karar verir. Aynı şekilde hekiminizin tedavisi, teşhis edilen hastalığa dayanacaktır.
Sersemlik Hissini Nasıl Azaltabilirsiniz?
Yapılabilecek Egzersizler:
Yatakta uygulanabilecek egzersizler:
Göz hareketleri: Başlangıçta yavaş yavaş başlanmalı, sonra hız arttırılmalıdır.
Baş Hareketleri: Başlangıçta yavaş yavaş ve gözler açık olarak başlanmalı, daha sonra hız giderek artırılmalı ve en son olarak da gözler kapalıyken yapılmalıdır.
Oturur durumda uygulanabilecek egzersizler:
Ayakta dururken yapılabilecek egzersizler:
Hareket halindeyken yapılabilecek egzersizler:
YATARKEN BAŞ DÖNMESİ NEDEN OLUR?
Baş dönmesi yaygın olan ve cinsiyet ayırt etmeden herkeste görülebilen bir durumdur. Hareket halinde veya uzanırken bile baş dönmesi yaşanabilir. Baş dönmesinin nedenleri kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir. Baş dönmesinin sonucunda dengesizlik hissi yaşanacağı için kişinin dikkatli olması gerekmektedir. Baş dönmesi yatınca bile ortaya çıkabildiği için her an meydana gelebilecek bir rahatsızlıktır.
En sık rastlanılan türü, halk arasında kristal oynaması olarak da bilinen Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV)'dur. BPPV varlığında kişide, sırtüstü yatarken, yatar pozisyonda sağa sola dönerken, öne doğru eğildiğinde, başını yukarı kaldırdığında ya da aniden hareket ettirdiğinde baş dönmesi şikayeti oluşur.
BENİGN PAROKSİSMAL POZİSYONEL VERTİGO (BPPV) NEDİR?
Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo, bir çeşit baş dönmesi hastalığıdır. Bu hastalık iyi huylu pozisyonel bir baş dönmesi olarak adlandırılmaktadır. Bu hastalık baş dönmesi ve gözlerde yaşanan istemsiz hareketler ile ortaya çıkar. Bu baş dönmesi zamanla hafiflemekte ve çoğu zaman kendiliğinden geçmektedir.
Hastalığın nedeni ise iç kulakta yaşanan bir problemdir. İç kulakta bulunan küçük kalsiyum kristallerinin yapışık olduğu yerden çıkarak küçük parçalar halinde denge kanallarının içine doğru gitmesi sonucunda BPPV hastalığı oluşur. Yaşanan baş dönmesi ise bu hastalığın bir etkisidir.
BAŞ DÖNMESİ NEDENLERİ NELERDİR?
Baş dönmesi, beyin, kulak, kalp sorunları ile farklı nörolojik problemlerden kaynaklanabilir. Ayrıca yoğun strese maruz kalmak, kullanılan ilaçlar ve alkol kullanımı, baş dönmesi şikayetlerinin oluşumunda rol oynayabilir.
Ani tansiyon değişimleri, anemi, kulak enfeksiyonları, uzun süre susuz kalmak (dehidrasyon), sıcak, yol tutması ve aşırı egzersiz gibi nedenler de baş dönmesine neden olabilir.
Sık görülen baş dönmesi nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
Periferik Vertigo: Periferik vertigo varlığında baş dönmesi, beyin dışı nedenlerden ya da farklı bir deyişle, iç ve / veya orta kulakta bulunan denge merkezinin etkilenmesiyle oluşur. Başın pozisyonu değiştirildiğinde şiddetli baş dönmesi hissedilmesine yol açan periferik vertigo varlığında kişi, bulantı ve kusma gibi ek şikayetler yaşayabilir.
Periferik vertigo çoğunlukla metabolik hastalıklar, hipoglisemi, hipertiroidi, yüksek tansiyon, kas veya iskelet sisteminde oluşan rahatsızlıklara bağlı olarak gelişir.
Tüm bunların yanı sıra perilenfatik fistül, üst solunum yolu enfeksiyonlarının ardından gelişen Meniere, nörit gibi hastalıklar da periferik vertigoya yol açabilir. En sık rastlanılan türü, halk arasında kristal oynaması olarak da bilinen Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV)'dur. BPPV varlığında kişide, sırtüstü yatarken, yatar pozisyonda sağa sola dönerken, öne doğru eğildiğinde, başını yukarı kaldırdığında ya da aniden hareket ettirdiğinde baş dönmesi şikayeti oluşur.
Bu gibi şikayetlerle hekime başvurulduğunda hekim tanı için kişiye Dix-Hallpike (DH) testi ve yan yatma testi uygular. Bu testler sırasında hekim hastanın vücut pozisyonunu değiştirerek göz hareketlerini inceler.
Santral Vertigo: Beyinden kaynaklı rahatsızlıkların varlığında görülen santral vertigo, periferik vertigoya göre daha ciddi sağlık problemlerinden kaynaklanır. Tüm vertigo türlerinin yaklaşık %25'ini oluşturan santral vertigo, şiddetli baş dönmesi ile karakterizedir.
Ek olarak baş ağrısı, çift görme, uyuşukluk, konuşma ve yutkunma bozukluğu gibi şikayetlere neden olabilir. Beyin damarlarında oluşan yapısal bozukluklar, anevrizma, epileptik nöbetler, ensefalit, beyin kanaması, beyin tümörü, beyin sapı enfarktüsü, kafa travmaları ya da ilaç kullanımı santral vertigoya yol açan yaygın sebepler arasında yer alır.
Metabolik Hastalıklar: Kalp, karaciğer ve tiroit hastalıklarının yanı sıra bazı ilaçların kullanımına bağlı olarak baş dönmesi görülebilir. Kalp yetmezliği, kalp kapakçığı hastalıkları, ritim bozukluğu, diyabet, tansiyon ve kan şekerindeki düzensizliklerin yanı sıra sıvı elektrolit dengesinin sağlanamaması da baş dönmesine yol açabilir. Metabolik hastalıklara bağlı olarak görülen baş dönmesinin tedavisi, altta yatan odak hastalığın tedavi edilmesiyle iyileştirilir.
Enfeksiyon: Soğuk algınlığı ya da grip gibi enfeksiyonlar, baş dönmesine neden olabilir. Baş dönmesinin şiddeti, enfeksiyonun türüne göre farklılık gösterebilir.
Beyin Tümörleri: Hemen her yaşta görülebilen beyin tümörü, baş dönmesine yol açabilir. Özellikle denge merkezinin bulunduğu beyincik bölgesindeki iyi ya da kötü huylu tümörler, baş dönmesine neden olabilir.
Nörolojik Hastalıklar: Parkinson, MS ve miyelin hastalıkları gibi bazı nörolojik rahatsızlıklar baş dönmesine neden olabilir. Nörolojik hastalığın özelliğine göre kişide baş dönmesine ek olarak pek çok farklı semptom görülebilir.
Travmalar: Kafaya alınan sert bir darbe ya da yaralanmalar baş dönmesine yol açabilir. Baş dönmesi, travmalardan hemen sonra olabileceği gibi uzun zaman sonra da ortaya çıkabilir.
Psikolojik Rahatsızlıklar: Yoğun stres, panik atak, anksiyete bozukluğu ve depresyon gibi pek çok farklı psikolojik rahatsızlık, baş dönmesine neden olabilir.
Ortostatik entoleransın kelime anlamı: dik duruma geçişi tolere edememedir.
Ortostatik entoleransı olan hastalarda bu bulgulara sıklıkla çarpıntı eşlik eder.
POTS, yani postural taşikardi sendromu, oturur veya yatar pozisyondan ayağa kalkmakla, kalp atım hızının normalden fazla artması (hızlanması) ve 10 dakika boyunca hızlı kalmasıdır. Erişkinlerde bu artış dakikada 30, çocuklarda dakikada 40 atımdan fazladır.
Otururken ayağa kalkınca artan iş yükünü karşılayabilmek için herkeste kalp hızı artar, ama POTS hastalarında bu artış çok fazla olur ve uzun sürer, pek çok bulgu bu artışa eşlik eder.
Otonom tutulum ve/veya POTS olan hastalarda sempatik baskınlık artışına bağlı olarak, derin nefes ile ve uyku sırasında kalp hızı değişkenliği azalmıştır; hastaların kalbi yavaşlamadan devamlı yüksek hızla çarpar, gece uykuda yavaşlamaz.
POTS olmadan da kalbin devamlı olarak hızlı çalışması, devamlı egzersiz yapmışçasına hastaları yorar.
Erken ve genç erişkin kadınlarda daha sık görülür.
POTS’un (ve ortostatik entoleransın) altında pek çok neden olabilir:
Bunların dışında otoimmün tutuluma bağlı antikor oluşumu ve/veya mast hücrelerinin aktivasyonunun da katkısı olduğu düşünülmektedir.
POTS hastalarında sıklıkla
IBS’i olan hastalarda, besin entoleransları/gıda hassasiyeti, histamin entoleransı /mast hücresi aktivasyonu sonucunda damar genişlemesi ve son olarak da artmış bağırsak geçirgenliğine bağlı, özellikle yemek sonrası bağırsak çevresinde venöz göllenme görülebilir. Ayrıca POTS hastalarının çoğunda mide boşalma süresi ve bağırsak hareketlerinin hızı yavaştır. Yine POTS ve ortostatik entolerans hastalarında sıklıkla görülen otonom sinirlerin/el ve ayaktaki küçük /ince sinirlerin tutulumu da bu duruma katkıda bulunur.
Hipermobilite bağ dokularının gevşek/güçsüz/yetersiz olmasına bağlı olarak, eklemler ve cildin normalden fazla esnek/hareketli olmasıdır. Vücut/ iskelet/bağ dokusu olması gereken kadar güçlü değildir.
Bu hastalarda damar duvarı/cidarının fazla elastik olması/güçlü olmaması nedeniyle, özellikle ayakta dururken kan yer çekimine karşı kalbe doğru yönlendirilemez ve ayak/bacaklar veya karın içinde göllenir. Hastaların pek çoğunda beraber olabilen otonom tutulum yakınmaların daha şiddetli olmasına/hissedilmesine neden olabilir.
Hipermobil hastaların bir kısmında Ehlers Danlos sendromu bulunur; hipermobilite ile birlikte, deride aşırı esneklik ile birlikte kolay zedelenme, çürümeye eğilim, omurga, göz, diş ve kalp damar problemleri görülebilir.
POTS ve hipermobilitesi olan hastalarda eklemler beklenenden fazla hareket aralığına sahip olduğu için hastalar bir yandan daha az mobil insanların yapamadığı hareketleri yapabilir; bir yandan da –yine aynı nedenle- çok kolay sakatlanabilir ve sık eklem yeri çıkığı yaşayabilir. Hipermobil hastaların iyileşmesi normalden yavaş olur.
Oluşan ve fark edilmeyen mikrotravmalar uzun vadede dokularda/eklemlerde nedbeleşmeye neden olarak kronik ağrı ve geçmeyen sakatlığa neden olabilir.
Hastalarda sıklıkla kronik ağrı sendromları fibromiyalji ve kronik yorgunluk ile birlikte mesane problemleri ve otonom tutulum, ayrıca yukarıda söylendiği gibi IBS görülür.
Bazı hastalarda gevşek/yerinde sabit durmayan bağ dokusu elemanları/ligamanlar ve bağlar, damarları sıkıştırarak kan akımını engelleyebilir. Buna vasküler kompresyon denir; karında, köprücük kemiğinin altında ve/veya pelvis içinde görülebilir.
POTS (ve otonom tutulum) bulguları çoğunlukla yaş arası kadınlarda görülür.
Hastaların yarısı, hastalık başlamadan önce viral bir enfeksiyon ve/veya aşılanma tarif ederler. COVID öncesi en sık olarak Epstein-Barr virüsü HPV aşılanması sonrasında POTS görülüyordu.
Hastaların bir kısmında ağır hastalıklar/operasyonlar/uzamış lohusalık sonrası kondisyon ve kay kaybı öyküsü, yeni başlayan besin entoleransları veya alerjileri ve/veya sirkadiyen ritm bozukluğu nedeni vardır.
Kronik yorgunluğu ve fibromiyaljisi olan hastalarda POTS ve ortostatik entolerans, POTS ve ortostatik entoleransı olan hastalarda kronik yorgunluk ve fibromiyalji sıklıkla birlikte seyreder.
İdrar söktürücü tansiyon ilaçları, drospirenon gibi mineralokortikoid reseptör antagonisti doğum kontrol hapları, kalsiyum kanal blokeri veya alfa agonisti şeklinde damar genişletici, veya betabloker kullanımı bulguların artışına neden olabilir.
Yukarıda sayılan nedenler dışında otonom nöropatiler ve otonom nöropatilere neden olan hastalıklar (alkolizm, diyabet, otoimmün hastalıklar (Sjögren sendromu, sistemik lupus eritamatozus, romatoid artrit, çölyak hastalığı, Guillain Barre sendromu ve diğer immün nöropatiler, paraneoplastik nöropatiler, kemoterapi, AIDS, multipl skleroz, Parkinson hastalığı, omurilik hastalıkları, amiloidoz, ailevi nöropatiler) otonom tutulum ve POTS’a neden olabilirler.
Otonom nöropatisi olan hastalarda ortostatik entolerans ve/veya POTS dışında görülebilecek bazı yakınmalar
Yukarıda sayılanlar dışında hastalarda Raynaud fenomeni ve ayakta kalma donrası bacaklarda morarma ve ödem görülebilir.
Koronavirüs sonrası devam eden yakınmalar için buraya, POTS ve öneriler için buraya , beyin sisi ve öneriler için buraya, otonom tutulum ve öneriler için buraya, ellerde titreme için buraya bakabilirsiniz.
Referanslar
“Her taraf dönüyor”, “Yer ayağımın altından kayıyor”,” Bir yana doğru kayıyorum”, “Kafamın içi boşalıyor”, “Gözlerim kararıyor” şeklinde yakınmalarınız varsa bu belirtiler vertigo hastalığının habercisi olabiliyor. Öncelikli olarak yorgunluk, halsizlik, baygınlık gibi belirtiler ile kendini gösteren vertigo, önlemi alınmadığı takdirde yaşam kalitesini büyük ölçüde bozabiliyor. Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tayfun Apuhan, vertigonun belirtileri, teşhis ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Vertigo çoğunlukla kişide baş dönmesiyle ortaya çıkabilen yalancı yer değiştirme hissidir. Gerçekte var olmadığı halde kişi eşyaların çevresinde döndüğünü, ya da gözlerini kapadığında kendisinin eşyaların çevresinde döndüğünü hissetmesi ile meydana gelen bir çeşit hareket illüzyonudur. Çoğunlukla iç kulak hastalıklarının yani iç kulak kristallerinin yerinden oynamasının neden olduğu bir durumdur. Tüm gerçek vertigoların %70‘inin nedeni kulak olmakla birlikte nörolojik olarak baş dönmeleri de vertigoya sebep olabilmektedir.
Vertigo tanısı genellikle muayene ile saptanır. Hastanın durumuna göre şikayetlerin nasıl başladığı, ne kadar sürdüğü, eşlik eden ek belirtiler ve kronik bir hastalığı olup olmadığı ilaç kullanım öyküsüyle birlikte istenecek tetkikler, tanı hakkında büyük ölçüde yardımcı olur.
Baş dönmesinin süresi detaylandırıldığında; birkaç saniye veya dakika içinde geçen baş dönmesi sıklıkla pozisyonel vertigoda (benign paroksismal pozisyonel) görülebilmektedir. Günler boyunca süren baş dönmesine bulantı ve kusmanın da eşlik ettiği daha gürültülü tabloda ise denge sinirinin iltihabı akla gelir. Başta sersemlik, göz kararması ve bayılma ataklarında nörolojik ve kardiyolojik hastalıklardan şüphenilebilmektedir.
Kulak problemlerine bağlı vertigolara “periferik”, beyin hastalıklarına bağlı vertigolara ise “santral vertigo” adı verilmektedir. Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmesi beraberinde kulak çınlaması, işitme azlığı, kulakta basınç hissi, bulantı, kusma, kulak akıntısı ve gözlerde anormal hareketler ile belirti göstermektedir. Nörolojik hastalıklara bağlı baş dönmelerinde ise baş ağrısı, yutma bozukluğu, vücutta uyuşmalar, felçler, göz hareketlerinde anormallikler olabilir. Baş dönmesi ile bulunabilecek diğer şikayetler çok değişken olabilir. Ancak birçok hastada sadece baş dönmesi mevcuttur. Bilinç durumunda değişiklikler beyindeki denge merkezi ile ilgili veya psikojenik kaynaklı bozukluklarda görülür. Beyin ve beyin sapı kanamalarında da bilinç kaybına sıkça rastlanır.
Pozisyonel vertigo nedenlerinin başında, hastalık iç kulak içinde sıvı ile dolu kanallar içindeki kristallerin, baş hareketleri ile yer değiştirmesine bağlı gelişir. Bu durum ani baş hareketleri ile ortaya çıkan birkaç saniye veya dakika süren baş dönmesi ile karakterizedir. Tipik olarak, hasta yatakta dönerken veya kalkarken ya da başını bir yöne aniden çevirdiğinde gelişir. Başı yukarıya kaldırma, yerden bir şey almak için öne eğilme en sık görülen tetikleyici hareketlerdir. Tanısında; Dix-Hallpike (DH) testi, yan yatma ve yuvarlama testleri ile hastalığın tanısı konulmaya çalışılır. Dix-Hallpike (DH) testinde hasta oturur pozisyondayken birden yatar pozisyona getirilir ve bu sırada başa belli bir pozisyon verilir. Yaklaşık 20 saniye beklendikten sonra hasta oturur pozisyona alınır. Eğer tipik göz hareketleri meydana gelmezse test diğer taraf için tekrarlanır. Bu testte tipik göz hareketinin gözlenmesi tanı için önemlidir. Manevralar ile tanı rahatça konulabildiği için ek bir teste gerek kalmayabilir.
Vertigo hastalığında altta yatan problem genel olarak tam bulgu vermediği için ilaç tedavisi tercih edilmemektedir. Hastalığın seyri açısından ilaçların yan etkisiyle birlikte uyku ve sersemlik durumu ortaya çıkabileceğinden mümkün olduğu sürece ilaç kullanılmaması önerilmektedir. Yatış pozisyonu olarak hastalar mutlaka baş yukarıda olacak şekilde yatmalıdır. Ani baş hareketlerinden kaçınmalı, doktor kontrolünde verilen egzersiz programlarına uyulması gerekir.