Ani hareketler sonucu gerçekleşen ayak burkulması, vücut yapısında en sık karşılaşılan rahatsızlıklardan biri olmaktadır. Ayağın burkulması durumu kimi zaman kısa süreli ağrı gibi etkiler ile hafif şekilde atlatılabilirken, bazen de eklem zedelenmesi ve kemik kırılmasına varan sonuçlara kadar ilerlemektedir. Dolayısıyla ayak bileği ekleminde burkulma yaşayan kişilerin mutlaka uzman bir hekim kontrolünden geçmesi tavsiye edilmektedir.
Ayak bileği eklemi, ayak ve bacak bölgesini birbirine güçlü biçimde bağlayarak hareketli bir alan yaratır. Kemik ve esnek liflerin oluşturduğu eklem bölgesine binen baskı ise bu alanda zaman içerisinde deformasyon oluşturabilir. Liflerde oluşan deformasyona ayak bileği burkulması adı verilir.
Eklem bölgesinde yer alan elastik yapıdaki lifler, ayak burkulması sırasında olması gerekenden daha fazla bir esneme hareketine maruz kalır. Dolayısıyla ayağın ani dönmesi sonucu gerilen lifler ayak sağlığı açısından önemli bir risk oluşturur.
Ayak bileği burkulması, pek çok durumda müdahaleye gerek kalmaksızın iyileşmektedir. Ancak burkulmanın yarattığı ağrıyı gidermek ve eklem bölgesini rahatlatmak için evde yapılabilen basit ön tedaviler uygulanabilir.
Ayak bileği burkulması, doğru tedavi yöntemleri uygulandığında hızla iyileşen bir rahatsızlıktır. Ağrı tamamen geçene kadar uygulanması gereken buz tedavisinin yanı sıra istirahat edilerek birkaç gün içerisinde iyileşme gözlemlenmektedir. Kanamalı burkulma ya da kırığa dönen burkulmalarda ise cerrahi müdahale gerekebileceği için ayak bileği burkulması iyileşme süreci daha uzun zaman almaktadır.
Ayak bileğinde yaşanan burkulma, elle ve göz ile yapılan tespit sayesinde kolayca anlaşılabilir. Burkulma esnasında ayak bileğinde esneme sesi duyulur ve üstüne basamayacak kadar acı hissedilir. Burkulma sonrasında ise şiddetli ağrı nedeniyle ayakta dururken ya da yürürken güçlük yaşanması, ayak burkulmasının en net belirtisi olarak görülmektedir. Buz tedavisinden sonra bölgesel olarak şişlik, morarma ve yeşerme gibi renk değişimi de ayak bileğinin burkulduğunu gösterir.
Çoğu ayak bileği burkulması evde tedavi ile giderilmektedir. Ancak ayakta oluşan ağrılar daha sık ve şiddetli şekilde devam ettiği takdirde bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmesi gerekmektedir.
Burkulma tedavisinde öncelikle ayakta oluşan ödemin giderilir ve bilekteki hasar elle muayene edilerek tespit edilir. Eğer burkulma ciddi düzeyde ise ileri seviye tanı yöntemleri ile daha kapsamlı şekilde araştırılması sağlanır. Ayak bileğinde bağ kopması, kırık ya da çatlak şüphesi duyuluyorsa ayak bileği grafisi, bilgisayarlı tomografi ve ultrasonografi gibi ileri seviye tetkikler gerçekleşir. Eğer bu şüpheler doğrulanırsa son çözüm olarak cerrahi operasyon gerekli olabilir.
Ayak bileği burkulması gerçekleştikten bir süre sonra bilek çevresinde şişlik ve ödem oluşumu görülür. Oluşan ödemin giderilmesi için ise birkaç aşamalı tedavi uygulanır. İlk aşamada ayak bileğinin hareket etmemesi ve olası bir kırık durumuna karşı önlem alınması için sabitleme işlemi yapılır. Daha sonra ödemin görüldüğü bölgenin buz torbası ile soğutulması sağlanarak sıcak kanın tek bir noktada toplanmasının önüne geçilir. Eğer ağrı şiddetli bir seyirde ise ağrı kesici ilaç tedavisi uygulanır ve burkulmadan duyulan acının azaltılması sağlanır.
İlk müdahaleden sonra ödemden oluşan şişlikte azaltma görülmüyorsa ya da ağrı geçmiyorsa zaman geçirmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.
Ayak bileğinde burkulma sonucu anında şişlik görülmesi oldukça normaldir. Çünkü bileğin ani hareketinde yüksek basınç oluşur ve dokunun tekrar eski formunu alması için belirli bir zaman geçmesi gerekir. Ayak bileği kısmında oluşan şişliğin kontrol altına alınması durumunda burkulmanın etkisi de yavaş yavaş geçecektir. Bunun için şişliğin görüldüğü yere doğrudan temas etmeyecek şekilde soğuk su dolu torba ya da buz aküsü konulması, şişliğin gözle görülür şekilde geçmesine yardımcı olacaktır.
Tıbbi yetkisi olmayan bazı kişiler tarafından ayak bileği burkulmasına iyi geldiği iddia edilen çeşitli bitkisel tedavi yöntemleri önerilmektedir. Ancak bu yöntemlerin pek çoğunun bilimsel açıdan ispatlanmış hiçbir faydası bulunmamaktadır. Ayak burkulması yaşayan kişilerin yalnızca uzman doktorların belirttiği tavsiyelere uymaları, doğru tedavi uygulanması için önem teşkil etmektedir.
Ayakta hissedilen ağrı az miktardaysa ve yumuşak doku ödemi gözlemleniyorsa, burkulmanın doğurduğu etkiyi azaltacak bazı tedbirler uygulanabilir. Ödem ve şişlik durumu inmeye başladığında elastik bir sargı ile ayak bileğinizi topuktan destek alacak şekilde sarabilirsiniz. Böylece ağrıyan ayak bileği için bir destek mekanizması oluşturulur ve burkulmanın daha hızlı şekilde giderilmesi sağlanır. Bunun haricinde zeytinyağı gibi kaygan bir yağ ya da ayak bileği burkulması için krem kullanarak burkulan bölgeye masaj yapabilirsiniz. Hafif dokunuşlar ile gerçekleştireceğiniz masaj işlemi, eklem bölgesine yakın kasları yumuşatır ve bilek çevresindeki ödemin atılmasına yardımcı olur.
Ayak burkulması tedavisi sonrasındaki süreçte rahatsızlığın nüksetmesinin önüne geçilmesi ve sürekli ayak burkulması yaşamamak için egzersiz yapılması önerilir. Egzersizlerin yöntemi ve sıklığı; ayak çevresindeki kasların durumu, burkulmadan sonra kan dolaşımının düzenli olup olmaması ve aktivite düzeni dikkate alınarak belirlenir. Bunu belirlemek için de ortopedi servisinden destek alabilirsiniz.
Hareketsiz ayak kaslarını güçlendirmek üzere bir takım pratik egzersizleri ev ortamında da gerçekleştirebilirsiniz. Dengeyi sağlamaya yönelik çömelme, tek ayak üstünde durma, step tahtasında hafif tempo hareketleri gibi basit egzersizler, burkulmadan sonra günlük hayata dönüş sürecinde avantaj sağlayabilir.
Ani hareket sonucu ayakta hissedilen ağrılarınız geçmiyorsa başvurmanız gereken tıbbi birim ortopedi bölümü olmaktadır. Kemikte kırık, çatlak, incinme ya da kemiğe yakın kasların zedelenmesi konusunda ortopedi uzmanları gerekli muayeneleri gerçekleştirmekte ve ciddi bir duruma rastlanması durumunda tedavi için hastayı yönlendirmektedir.
Kırık, kemik esnekliğini aşan doğrudan veya dolaylı travma nedeniyle kemik bütünlüğünün bozulmasıdır. Kemiğin herhangi bir yerinde gelişebilir. Kırıkların başlıca nedenleri trafik kazaları, düşmeler, beyin sarsıntıları, burkulmalar, iş kazaları, spor ve travma kazaları, düşen cisimler ve ateşli silah yaralanması gibi travmalardır.
İki veya daha fazla kemiğin birleştiği yer olarak kabul edilen eklemlerin yaralanmasına çıkık denir. Genellikle vücudun anormal davrandığı ani hareketler veya hareketler sırasında ortaya çıkar. Göründükten sonra bir süre kare hızı sınırı olabilir. En yaygın çıkık türleri omuzlarda ve parmaklarda görülür. Ayrıca dirsekler, kalçalar ve dizler çıkık olasılığı yüksek olan bölgelere aittir. Aşağıdaki detayların da anlaşılması gerekir; bir bölgede bir çıkık meydana geldikten sonra, aynı şeyin tekrarlanma olasılığı yüksektir.
Kırık ve çıkık belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Kırık çeşitleri, açık ve kapalı olmak üzere iki ana başlıkta incelenir. Bunları açıklamak gerekirse;
Açık Kırık: Enfeksiyon veya kanama riski olan bu kırıklarda kırık bölgenin kemiklerinin uçları deriden dışarı çıkabilmektedir. Bu durumda cilt üzerinde hem doku ve hem de ciddi şekil bozuklukları oluşur.
Kapalı Kırık: Vücudun iç kısmında oluşan ve genellik en çok görülen kırık çeşitlerinin geneline verilen isimdir. Bu kırık tipinde deride herhangi bir hasar veya yaralanma meydana gelmez. Fakat kırık derecesine bağlı olarak kemik bütünlüğünün bozulduğu görülür.
Herhangi bir zamanda herhangi bir nedenden dolayı kendinizde veya yanınızda bulunan bir kişide kırık ve çıkık gibi vakalarla karşı karşıya kaldığınızda yapılması gereken ilk doğru müdahaleyi bilmek oldukça önem taşımaktadır.
Kırık ve çıkık durumda yapılabilecek ilk yardım müdahaleleri şu şekilde sıralanabilir:
Kırık ve çıkık, eklem hasarının erken evrelerinde, her zaman acil ve zamanında müdahale gerektiren bir durumdur. Bir çıkık ve kırığının tedavisinin seyri ve tahmini iyileşme süresi hakkında net olmak için, hangi bölgede olduğunu tespit etmek önemlidir.
Bir hastada kırık ve çıkık durumlarından şüphelenildiğinde emin olmanın iki temel yolu vardır.
Röntgen
Röntgen sayesinde kırık ve çıkık hasarının boyutunu belirlemek ve tedavi yöntemini belirlemek mümkündür.
Mr
MR çekilmesi, yumuşak dokuya bağlı çıkıklar için daha uygun olacaktır. Hastalara hangi filmi çekileceği doktorlar tarafından karar verir.
Çıkık vakalarında uygulanan farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bu yöntemleri açıklayacak olursak kısaca;
Yerine oturtma
Her doktor çıkık tedavisi için farklı yöntemler uygulayabilir. Bazı doktorlar hastaya bazı hareketler yaparak çıkığı yerinde oturtmaya çalışır. Bazen bu tedavi duruma göre genel veya lokal anestezi gerektirebilir.
Ağrı Kesici İlaç
Çıkan kemik yerine yerleştirildikten sonra bir süre ağrı veya sızı gibi olumsuz durumlar yaşanabilir. Buna bağlı olarak hastalar ağrı kesici ilaçlar kullanabilir.
Sabitleme
Kemiğin eski işlevini geri kazanması için yerine yerleştirildikten sonra belirli bir süre hareketsiz kalması oldukça önemlidir. Kemikleri sabit tutmak ve hastayı zorlamamak için, kemikleri sabit tutmak için alçılar, ateller veya diğer malzemeler kullanılır.
Ameliyat
Çok sık uygulanmasa da bazı çıkık vakalarında cerrahi operasyon gerekebilir.
Genelde hasta çocuk ise kırık tedavisinde alçı kullanılır. Alçı uygulamasının amacı, kırılan parçanın tamamen iyileşene kadar sabit kalmasını sağlamaktır. Çocuk hastalara uygulanan alçı uygulaması ile başarılı bir sonuç elde etmek mümkündür. Kırık vakalarında tercih edilen tedavi yöntemlerden biri diğeri ise açıklığı azaltmaktır. Açık redüksiyon cerrahisinde öncelik, hasarlı parçaların değiştirilmesidir. Daha sonra çivi, plaka ve vida gibi çeşitli malzemeler kullanılarak kemiğe tutturulurlar. Kırık vakalarında uygulanan yöntemlerden biri de açık redüksiyon cerrahidir. Açık redüksiyon cerrahisinde öncelik kırılan kemik parçaları yerlerine yerleştir ve sonrasında kemiklere çivi, plak ve vida gibi çeşitli malzemeler kullanılarak kemiğe tutturulurlar.
Yaşı ilerlemiş olan kişilerde kırık ve çıkık durumlarının görülmesi, özellikle kaçla bölgesi kırıklarında eklem protezi cerrahisine başvurulmuştur. Protez cerrahisinde hastanın hasarlı ekleminin üzerine protez yerleştirilir. Sonuç olarak hastalar günlük yaşam aktivitelerini ağrısız ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebilmektedir.
Değerli Hastalarımız, Değerli Çalışanlarımız, Sevgili Meltem Dostları
Meltem Sağlık Grup olarak amacımız, insan sağlığına yönelik kaliteli bir hizmet vermektir. İçinde bulunduğumuz yeni Koronavirüs pandemisi ve buna karşı aldığımız tedbirler konusunda sizi proaktif olarak sizi bilgilendirmek istiyoruz.
Her zaman olduğu gibi, hastalarımızın ve ekip üyelerimizin güvenliği ve emniyeti en yüksek önceliğimizdir. Koronavirüse karşı hijyen ve sağlık kılavuzlarına uygunluk açısından gerekli önlemleri aldık. Koronavirüse karşı önlem olarak, temizlik ve hijyen protokollerimizi daha da titiz hale getirmek için TC Sağlık Bakanlığı talimatlarına uygun olarak geliştirilen ek önlemler aldık.
Çalışma ekiplerimize sürekli brifingler ve gelişmiş işletme protokolleri verdik.
Hasta yatakların dezenfeksiyonuna özel önem verdik.
Ortak alanlarımızın (lobiler, asansörler, kapı kolları, banyolar vb.) temizleme sıklığını artırdık.
Yiyecek ve içecek servisini mevcut gıda güvenliği tavsiyelerine göre ayarlamaya devam ettik.
Antibakteriyel el dezenfektanlarına ulaşma kolaylığı sağladık.
Meltem Sağlık Gruba ve Ekibimize olan güveniniz için teşekkür ederiz.
Doç. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi
Meltem Hastanesi Başhekimi