Bir zamanlar gözlerimin içine bakıp devamlı sevdiğini söylerdin
Öyle güzeldi ki bakışların…
Sana baktığımda içimde fırtınalar kopar kalbim yerinden çıkar gibi olurdu
Ta ki sen o mesajı çekene dek…
Yüreğim de derin bir acı hissediyorum tarifi belirsiz
Her an sen arayacakmışsın gibi telefonu sıkıca tutuyorum
Ama her yer sessiz kalbimin acı çığlıklarından başka bir şey duymuyorum
Derken birden telefon çalıveriyor koşuyorum beklediğim kişi aradı diye
Arayanı gördükten sonra yine içim acıyor ve derin bir of çekiyorum
Daha sevmeyi tam öğrenememişken ayrılık acısını tattım
Kalbime mühür vurmuştum girmeyecekti bir daha
Beni böyle derinden yaralamasına izin vermeyecektim
Ama gene duygularıma yenildim
Ve gene esir oldum aşk tuzağına…
Şimdi başıboş geziyorum sokaklarda caddelerde
Yanımdan bir nesne geçtiğini biliyorum
Ama insanların olup olmadığı bilincinde değil
Geceleri soğuk duvarlarla baş başa kalıyorum
Ve dalıyorum dalıyorum dalıyorum
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ayrılığın Ustası Olunmuyor Sevgilim…
Yaralı bir kuşun kanat çırpışları gibiydi birbirimize son dokunuşumuz. Zayıf, titrek ve soluksuz… Binlerce cam kırığı içimizde, kulağımızda binlerce uğultu, ayrılanlara özgü umutsuzluk ve belirsiz bir sonsuzluk… Böyle bir gidiş hayal etmemiştik ikimiz de… Sanki bir yerlerde bir dağ çöktü, bir şehir yıkıldı, altında kaldık. Ah sevgilim, ne çok ağladık…
“Bu son” deyip birbirimize sarıldığımız o anın içimde yarattığı fırtına hala dinmedi. “Bitti işte, artık bitti…” Ne cümle ama… Bitmek bilmez bir kış mevsimini yaşıyor yüreğim. En sevmediğim mevsim… Senden bana kalan dayanılmaz bir hasrettir, bir de yürek yarası. Acıyor içim, kanıyor yüreğim. İsyan etmek istiyorum, haykırmak istiyorum, susuyorum. Seni susuşlarda yaşıyorum… Yazının devamını oku »
113.380 Okuma