Çene eklemi; konuşma, çiğneme, soluk alıp verme ve yutkunma esnasında sürekli aktif haldedir. Çene eklemi; ağzımızı açarken bulunduğu yuvanın içinde önce dönme hareketi ardından da kayma hareketi yaparak maksimum açıklığına ulaşır. Çene hareketleri eklemin, boyun ve çene kasların ortak hareketi sonucu ortaya çıkar.
Çene ekleminin en rahat pozisyonu, alt ve üst dişlerin temas etmediği dilin üst çenede istirahat halinde olduğu durumdur. Bu çenenin çevresindeki kasların gevşek olduğu ve eklemi en az zorlayan konumdur.
Çoğu hastalıkta olduğu gibi eklem şikâyetlerinde de en önemli nedenlerin başında stres gelmektedir. Stres nedeniyle sürekli dişleri sıkmak, kasları zorlayarak ağrıya neden olur.
Diş sıkma, gündüz istemli olarak yapılabildiği gibi geceleri istemsiz olarak da ortaya çıkabilir. Sağlıklı bireylerde, yemek yeme esnasında ısırma kuvveti 27 kilogramken, bu kuvvet diş sıkma esnasında 70 kilogram olabilir. Bruksizm adını verdiğimiz, geceleri istemsiz diş sıkma ve gıcırdatma durumundaysa ısırma kuvveti 450 kilograma kadar çıkabilir.
Çene eklem rahatsızlıkların nedenleri
Bazen de çene şikâyetlerinin nedeni bu kadar masum olamayabilir ve aşağıdaki nedenlerden kaynaklanabilir:
Ancak bu durumlarla pek sık karşılaşılmamaktadır.
Eklemden ses gelmesi, çenenin takılması veya kilitlenmesi hastaları diş hekimine getiren en büyük sebeplerdendir. Kişilerin şikâyeti çoğunlukla yemek yerken ortaya çıkar. Çünkü özellikle yemek yerken çene hareketleri aktif olur ve böylece sesler fark edilir hal alır.
Halk dilinde eklemden gelen tak diye bir ses olarak tabir edilen “klik” ve çıtırtılar şeklinde olan “krepitasyon” sesleri bir eklem problemi olduğunun kesin kanıtlarındandır.
Klik sesi, eklem içerisindeki bozukluktan kaynaklanır.
Krepitasyon ise eklem yapısının, halk deyimiyle kireçlenmeye başladığı (dejenerasyon) durumdur.
Çene ekleminden ses gelmesi öncesinde kişilerde,
Tedavi edilmemesi durumunda ise;
Bir süre sonra çene ekleminden ses gelmemeye başlar. Bu durum eklem rahatsızlığınızın maalesef ki tedavi edilemeyecek noktaya geldiğinin ilk sinyalidir. Çene eklemi rahatsızlıkların geç tedavi edilmesi, cerrahi tedavi uygulanmasını zorunlu hale getirebilir.
Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da diş sıkma-gıcırdatma (bruksizm) problemi görülmektedir. Bu durumun nedeni çoğunlukla psikolojik olsa da bağırsak parazitleri, sinüs akıntıları gibi sistemik bir hastalıktan veya gelişimsel bir problemden de kaynaklanabilmektedir.
Daimi dişlenmeye geçildiği karma dentisyon döneminde meydana gelen biyokimyasal ajanlar nedeniyle de bruksizmle karşılaşılabilir.
Çocuklardaki tedavi planı, sorunun kaynağına yönelik olmaktadır. Eğer çocuk karma dentisyon dönemindeyse, daimi dentisyosyona geçtiğinde düzelmesi beklenir. Fakat sorun psikolojik veya sistemik bir nedenden kaynaklanıyorsa multiidisipliner bir tedavi yöntemi benimsenir.
Bunun yanı sıra diş sıkmayı engelleyici geçici bir aparey hazırlanır ve diş yüzeylerinde meydana gelen aşınmaların çürüğe yatkın olması nedeniyle flor uygulaması yapılabilir. Bruksizm vaktinde tedavi edilmezse, çocuğun ileri yaşlarda ciddi eklem problemleriyle karşılaşması çok olası bir durumdur.
Çene eklemi hastalıklarının tedavisinde etiyolojiye yönelik tedavi planlaması öncelikli seçenektir. Eklem rahatsızlığına neden diş sıkma-gıcırdatma, ağızdaki eksik dişler, yüksek restorasyonlar, stres faktörü gibi durumlar ortadan kaldırılmaya çalışılır. Çene egzersizleri, soğuk-sıcak uygulamaları ve çene dinlendirilmesi gibi yöntemlerle azaltılmaya çalışılır.
Hastanın şikâyetleri, egzersiz vs. ile geçmeyecek durumdaysa, çene eklemi tedavisi için özel bir aparat olan “splint” uygulaması yapılır.
Splint, alt veya üst çeneden birine dişlerin üzerine oturtulan, kişiye özel olarak hazırlanan, hasta tarafından takılıp çıkartılabilen, ince şeffaf bir plaktır. Alınan ölçüye göre hazırlanır, hasta ağzında uyumlaması yapılır ve hastaya nasıl kullanması gerektiği anlatılarak teslim edilir. Splint, çeneyi doğru kapanmaya zorlar, çiğneme kaslarını gevşetir ve fonksiyon bozukluklarını düzeltir.
Eklem içi yıkama (artrosentez) alternatif bir tedavi seçeneğidir. Artrosentez’ in temel amacı eklem boşluğundaki enflame sinoviyal sıvının uzaklaştırılması, uygun sinoviyal sıvı viskozitesinin (yoğunluğun) sağlanması ve hidrolik basınç yardımıyla artıkların uzaklaştırılmasıdır. Artrosentez genellikle ağrının azaltılması ve eklem fonksiyonlarının geliştirilmesinde etkilidir. Aşırı ilerlemiş bazı eklem rahatsızlıkları ancak cerrahi müdahale ile tedavi edilebilmektedir. Bu vakaların tedavileri zordur. Durumun bu noktaya gelmesinin en büyük nedeni ise kişinin rahatsızlığını ihmal etmesidir. Cerrahi müdahalede eklem içerisindeki düzensizlikler ve çene fonksiyonlarını engelleyen durumlar varsa giderilir.
Tüm bu tedavilerin dışında, gün geçtikçe kullanım alanı artan botoks da diğer bir tedavi seçeneği olabilir. Botoks, sinir uçlarına etki ederek, uygulandığı bölgede kısmi felç oluştur. Bu sayede kaslar eskisi gibi kasılamaz. Fakat botoksun etki süresinin yaklaşık altı ay olması nedeniyle etkisi geçtiğinde geri dönüş yaşanabilmektedir.
Sonuç olarak, günlük rutinimizde karşılaştığımız stres, çenede meydana gelen travmalar veya sahip olduğumuz dolgu ve protezlerdeki uyumsuzluklar gibi nedenler sonucunda oluşan çene eklem bozukluklularının tedavisinde geç kalınmaması gerekir. Splint, botoks gibi modern tıbbın bize sunduğu tedavi yöntemleri ile çene eklem rahatsızlıklarından kurtulabileceğimizin ve bu rahatsızlıkları göz ardı etmeyip bir diş hekimine başvurmamız gerektiğinin bilincinde olmalıyız.
Unutmayın! Sağlıklı, konforlu, bol gülüşlü bir yaşam hepimizin hakkı.
twitter'da paylaşfacebook'da paylaşBağlantıyı Kopyala
Çocuğunuzun güzel konuşması ve diksiyon bozukluklarını gidermeyi sağlayan eğlenceli etkinlikler.
Işıl Saydam
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni#Dilbilgisi#Diksiyon
Güzel ve etkili konuşmada en önemli kural, konuştuğumuz kişiyle göz teması kurmaktır. Göz teması, verilen mesajı güçlendirir ve odağın tek noktada toplanmasına yardımcı olur.
Çocuğa güzel konuşmanın önemi anlatılmalı
Öncelikle çocukları güzel konuşmanın, etkili bir iletişim için çok önemli olduğuna ikna etmeliyiz. Bu şekilde, duygularımızı ve düşüncelerimizi en kolay ve en etkili şekilde ifade edebileceğimizi anlatmalıyız. Daha küçük yaştaki çocuklar için de bunu günlük hayatta kullandığımız konuşmaya dikkat ederek, ona örnek olarak yapabiliriz.
Televizyon ve dijital oyunlar dil gelişimini etkiliyor
Televizyon izlemenin ve dijital oyunlarla vakit geçirmenin dil gelişimine olumlu ve olumsuz etkileri olduğu biliniyor. Uzun süre ekran karşısında kalan çocuk, güçlü bir izleme alışkanlığını elde ediyor. Bu durum beraberinde, çocuğun dil gelişimiyle ilgili bir takım olumsuzlukları, televizyon veya tabletle tek yönlü iletişim kurmaktan kaynaklanan çok yönlü iletişimde zayıflık, göz teması kurma süresinin azalması, konuşma bozukluğu, sözel ifade edici dil becerisinin zayıflaması, cümle kuramama, cümle tamamlayamama, seslenildiğinde tepki vermeme, duygusal iletişim kuramama olarak sıralayabiliriz. Bunun yanında televizyon ve oyunlar, belirli bir süre konularak, ebeveyn gözetiminde ve içeriğinde seçici olunduğu sürece, çocuğun dil gelişimine olumlu katkıda bulunabilir. Çocuk, temiz ve duru bir Türkçe ile hazırlanan, diyaloğa teşvik eden, çok yönlü iletişimi güçlendiren içeriklerle karşılaştığında, dil ve motor becerilerini geliştirebilir.
Çocukla göz teması kurmak önemli
Güzel ve etkili konuşmada en önemli kural, konuştuğumuz kişiyle göz teması kurmaktır. Göz teması, verilen mesajı güçlendirir ve odağın tek noktada toplanmasına yardımcı olur. Çocukla iletişim kurarken göz temasına mutlaka dikkat edilmeli. Ayrıca söylediklerimizi jest ve mimiklerimizle destekleyebilmeliyiz.
Güzel konuşma egzersizleri için pratik uygulamalar
Çocuklar bazı sesleri çıkarmakta zorlanabilir. Bu tarz durumlarda ağız ve çene kaslarını geliştirmek için şarkı söylemek, tekerlemeler ve sözcük çalışmaları etkili sonuçlar verebilir. Yine ağız ve çene kaslarını geliştirmek küçük egzersizler de yapılabilir. Örneğin: Yatay bir şekilde, ısırılır gibi iki diş arasına alınan temiz bir çubuk veya kalemle birlikte tekerleme veya şarkı söylenebilir. Bu durum başta çocuk için zor olacaktır. Hatta ağız kaslarını yoracaktır ancak kalemle yapılan birkaç alıştırmadan sonra o tekerlemeyi çok daha rahat okuyacaktır. Yine çocuğumuzda dudak tembelliği olabilir, yani bazı harfleri yutarak okuma sorunuyla karşılaşmış olabiliriz. Bunu aşmak için çocuğa sesli şiir, masal, fıkra okutmalıyız ve onun okuduğu her metinde onu övmeli, teşvik etmeliyiz. Sesli okuma çalışmaları bu tip sorunları aşmakta başat araçtır. Eğer çocuğumuz bir metin okurken kelimeleri yutuyorsa ona acele etmemesi gerektiğini hatırlatmalıyız. Onu sabırla dinlemeliyiz.
Evde oynanabilecek konuşma egzersizi oyunları
Ebeveynler, evde oynayacakları aşağıdaki gibi konuşma egzersizi oyunlarıyla güzel konuşmayı geliştirmeyi ödev ve sorumluluk noktasından uzaklaştırıp eğlenceli hale getirebilir.
Yanlışımı düzelt
Bunun için evde çocuğunuzun sevdiği bir kitabı önce güzel konuşma kurallarına aykırı bir şekilde okuyup, çocuğunuzun yanlışları bulmasını sağlayabilirsiniz. Bu hem aranızdaki ilişkiyi güçlendirecek hem de keyifli zaman geçirmenizi sağlayacaktır. Ayrıca oyun sonunda çocuk yaptığı doğru ve yanlışları görebilecektir.
Gözüm sende
Çocuğunuzla göz teması kurmadan, jest ve mimiklerinizi kullanmadan onun ilgisini çekebilecek bir konuda konuşma yapabilirsiniz. Çocuğunuz buna şaşıracak ve kendiliğinden yanlışları fark edecektir. Bu yanlış gösterimden sonra doğrusunun nasıl olması gerektiğini çocuğunuzdan göstermesini isteyebilirsiniz. Sevdiği bir filmi, okuduğu kitabı, bir gözlemini vb. anlattırabilirsiniz.
Anlat dinlet
Güzel konuşmada en önemli noktalardan birinin dinleme olduğunu kavratmak için çocuğunuzla eğlenceli başka bir etkinlik daha yapabilirsiniz. Bunun için çocuğunuzdan gün içinde yaptıklarını size kurallara uygun bir şey anlatmasını isteyin. O anlatırken siz onu dinlemeyin ve ikide bir sözünü kesin. Çocuğunuz buna hem gülecek hem de sinirlenecektir. Kendiliğinden bunun yanlış olduğunu görecek ve sosyal hayatında da buna dikkat edecektir.
Tekerleme
Tekerlemeleri güzel konuşma etkinliklerinize katabilirsiniz. Örneğin akşam yemeği için üç tekerleme belirleyip gün içinde çocuğunuzdan bu tekerlemeleri alıştırma yapmasını isteyebilirsiniz. Akşam olunca tekerlemeleri takılmadan ve düzgünce söyleyebildiği takdirde ona küçük bir ödül verebilirsiniz
Unutmayın: En güzel yöntem örnek olmaktır İyi veya kötü her davranışımızla çocuklarımıza örnek oluruz. Evde, dışarıda yani her yerde bizler güzel konuşmaya dikkat edersek çocuğumuz da gördüğünü yapacaktır.
Bu içerik ilgili uzman danışman tarafından izleyicilerimizi bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Kendinizin veya çocuğunuzun sağlığı ile ilgili her konuda, bir tıp doktoruna veya çocuk eğitimi ve psikolojisi alanında çalışan uzmanlara danışmanızı tavsiye ederiz.
Kulak tıkanıklığı, kulakta dolgunluk hissi olmasıdır. Önemli görmeyip geçiştirdiğimiz bazı rahatsızlıklar ileride daha ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Çoğu zaman yutkunmayla, balon şişirmeyle ya da sakız çiğnemekle düzelebilen kulak tıkanıklığı da bu rahatsızlıklardan biri.
Yaklaşık 3.5 cm uzunluğundaki östaki tüpü, orta kulakla geniz bölgesi arasında bulunan ve orta kulağın hava basıncını ortam basıncına göre dengeleyen bir organımız. Bu dar tüp, kulağa yakın olan 1/3'lük kısımda kemikten, geniz bölgesine yakın olan 2/3'lük kısımda kıkırdaktan oluşur. Östaki tüpü, normalde kapalı olsa da yutkunma, esneme ve çiğneme hareketleri ile açılabilir. Bu hareketler orta kulağa hava geçişini sağlarken, orta kulakta oluşan mukusu dışarı atar. Bu şekilde kulak zarı daha iyi şekilde titreşir.
Tüpün tıkalı olması ya da yeteri kadar açılmaması sonucunda oluşan ‘östaki tüpü disfonksiyonu’, üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjiler, sinüs enfeksiyonları ve geniz eti büyümelerinin etkisiyle ortaya çıkar ve östaki tüpünde ödem oluşturarak tıkanmaya neden olur. Çoğu zaman geçici ve hafif olan bu tıkanmalar, orta kulakta sıvı birikimine ve iltihaba yol açabilir. Çocukların daha sık orta kulak iltihabına yakalanma nedeni de östaki tüpünün kısa ve dar olmasından kaynaklanır. Ayrıca çocukluk çağında başlayan östaki probleminin, kulak zarlarında çökmeye ve orta kulak sıvı birikimine neden olarak, kronik orta kulak iltihabına ve işitme kaybına yol açabilir.
Kulak tıkanması hem iç hem de dış etkenlere bağlı olarak gelişebilir. Bazen sağ kulak tıkanması, bazen sol tıkanması görülürken bazen de iki kulak birden tıkanabilir. Kulak tıkanması kulakta basınç hissi, işitme kaybı ve denge sorunları yaratabilir. Kulak tıkanıklığının sebepleri şunlardır:
Kulak tıkanıklığının en sık karşılaşılan sebeplerindendir. Dış kulak yolu girişindeki salgı bazen fazla salgılanma ya da dış kulak yolunun yeterince geniş olmaması nedeniyle birikim yapabilir. Kulak kiri olarak bilinen bu salgı birikimi dış kulak yolunu tamamen doldurmadan rahatsızlık vermeyebilir ancak tam kapattığında ani bir tıkanıklık hissi oluşturur. Bazen kulak kiri işitme cihazlarının yerleştirilmesi nedeniyle de birikebilir.
Dış kulak yoluna giren yabancı cisim yolu tamamen doldurursa tıkanıklığa neden olabilir. Kulak çubuğu da yabancı cisim olarak kabul edilir. Kulak kirini temizlemek için kullanan bu çubuklar kulakta tıkanmaya yol açar.
Dış kulak yolu enfeksiyonları genellikle dış kulak yoluna su kaçmasına bağlı olarak oluşur. Dış kulak yolunda meydana gelen ödem nedeniyle hasta ağrının yanı sıra kulak tıkanıklığı da hisseder.
Orta kulak, içeresinde üç kemikçiğin ses iletimini sağladığı hava dolu bir boşluktur. Orta kulak enfeksiyonu sırasında bu boşluk iltihaplı sıvıyla dolar ve ses iletimini bozar. Kişi kulak ağrısının yanı sıra kulak tıkanıklığından da yakınır.
Östaki, orta kulak basıncını dış ortam basıncıyla eşitleyen ve burun gerisindeki salgıların orta kulağa kaçmasını engelleyen dar bir kanaldır. Yutkunmakla veya esnemekle açılır ve dış ortamla orta kulak basıncını eşitler. Sinüzit ile saman nezlesi gibi alerjik reaksiyonlar, uçak yolculuğu gibi ani basınç değişiklikleri östakinin tıkanmasına neden olur. Orta kulakta oluşan negatif basınç kulak zarına vakum etkisi yaratır ve kulak tıkanır. Tıkanıklık şiddetliyse hasta beraberinde ağrı da hissedebilir. Bu fonksiyon bozukluğu uzun sürerse orta kulaktaki vakum etkisi nedeniyle çevre dokulardan orta kulağa sıvı çekilir ve kulak nezlesi problemine neden olur. Uzun süreli kulak tıkanıklığının nedenlerinden birini de kulak nezlesi oluşturur.
Birdenbire ya da birkaç günlük süreçte ilerleyerek devam edebilen süreçtir. Kişi bazen işitme kaybını ani başlayan tıkanıklık, dolgunluk gibi algılayabilir. Nedeni belli olmayabilir. Çoğunlukla tek taraflı gelişir. Tedaviye erken başlanması başarı şansını artırdığı için kulak tıkanıklığı hissedildiğinde özellikle de telefonla görüşürken bir işitme asimetrisi varsa zaman kaybetmeden doktora başvurulması önerilir.
Uzun süren östaki fonksiyon bozukluklarında da kulak tıkanabilir. Bu nedenle endoskop yardımıyla geniz eti ya da tümörün araştırılması gerekir.
Kulak tıkanıklığının yaygın olmayan bazı nedenleri de mevcuttur. Bazıları ciddi, işitme kaybına ve denge sorunlarına neden olabilir. Meniere Hastalığı, kolesteatom, seröz otitis media, çene eklemi rahatsızlıkları ve akustik nöroma bu hastalıklar arasındadır.
Östaki tüpü disfonksiyonu olan kişiler, en ufak basınç değişikliklerine bile duyarlı olur. Yükselti farklılıklarında hemen kulaklarının tıkandığı ve zor açıldığı görülür. Bu kişiler için uçak yolculuğu çekilmez bir hal alabilir, özellikle iniş sırasında kulaktaki aşırı ağrı çok rahatsızlık verebilir. İndikten sonra saatler ve hatta günlerce kulakta tıkanmaya bağlı boğuk sesli işitme oluşur.
Bazı kişilerde kronik östaki tüpü tıkanmasına bağlı işitme hatta denge sorunları görülebilir. Bu nedenle kulağı tıkananlar için önerilen sık yutkunma, sakız çiğneme, esneme ve balon şişirme önerileri bir işe yaramaz. Bu kişilerde rahatsızlığın kesin çözüme ulaşması gerekir. Peki bu tip kulak tıkanıklığı nasıl açılır? Ülkemizde de uygulanmaya başlayan özel bir yöntemle östaki tüpü disfonksiyonu tedavi edilebilir. ‘Östaki balon dilatasyonu’ denilen bu yöntemle burundan endoskop yardımıyla girilerek, östaki tüpü ağzından bir kateter ilerletilir ve tüpün kıkırdak bölümünde, 2 dakika süre ile balon şişirilerek dilatasyon (genişleme) sağlanır. İşlem genel veya lokal anestezi ile yapılabilir. Bu yöntemle birçok kişide tüp takma işlemine gerek kalmaz. Ameliyat sonrası kişiler herhangi bir ağrı duymaz ve komplikasyon riski de yok denecek kadar azdır. Ameliyat sonrası başarıyı artırması için bir hafta süre ile kişiye ağzı ve burnunu kapatarak, kulaklara basınç vermesi ya da balon şişirmesi tavsiye edilir. Ameliyat ancak 6 yaşın üstündeki kişilere uygulanabilir.
Pek çok kişi kulak tıkanması yaşadığında “kulak tıkanıklığı nasıl geçer?” diye düşünüp kendi kendine kulak tıkanıklığını açmanın yolunu arar. Çünkü tıkanıklık kulakta basınç yaratır. En çekilmez olan ise kulak duymaması sorunudur.
“Tıkalı kulak nasıl açılır?” dendiğinde akla ilk gelen damlalardır. Kulak tıkanıklığı için damla olarak hidrojen peroksit (oksijenli su) kullanılır. Kulak kiri sebebiyle tıkanan kulaklara bu damladan birkaç damla damlatabilirsiniz. Bu sayede kulak kiri yumuşar ve kulaktan kolaylıkla atılabilir. Gliserin de yine “kulak tıkanıklığına ne iyi gelir” dendiğinde akla gelen çözümlerden biridir. Bu tür kulak damlalarını kullanırken prospektüste yazılanları takip etmek önemlidir. Genellikle bu damlalar günde 1 veya 2 kere 5’er damla olmak üzere 3-7 gün boyunca kullanılır.
Zeytinyağı ve badem yağı da kulak tıkanmasına iyi gelebilir. Bu yağlardan birkaç gün boyunca günde 2 kez damlatmak faydalı olabilir. Özellikle yatış pozisyonu nedeniyle uyku esnasında kulak kiri çıkabilir. Kulak kirini kulak çubuğu gibi malzemelerle temizlemeye çalışmayın. Kulak kiri için kulak burun boğaz doktoruna gidin.
Uçak nedeniyle tıkanan kulakları açmak için bazı yöntemleri deneyebilirsiniz. Valsalva manevrası bu yöntemlerden biridir. Bu manevra sayesinde kulaktaki basınç yeniden ayarlanır. Bu manevrayı şöyle yapabilirsiniz: Derin nefes alıp burun deliklerinizi ve ağzınızı kapatın. Sıkıştırdığınız burun deliklerinize doğru nefes vermeye çalışın. Kulak tıkanıklığını gidermek için su içme, sakız çiğneme, esneme ve düzenli olarak bir şey çiğneme gibi pasif teknikler de uygulayabilirsiniz. “Kulak tıkanması nasıl geçer?” diye düşünmeden tıkanıklık ihtimalini önlemek sağlıklı olabilir. Kulakların iyi kurutulması enfeksiyon gelişim riskini de düşürebilir. Kulağa su kaçması gibi durumlar kulak tıkanıklığına yol açar. Buna karşı kulaklarınızı saç kurutma makinesi veya havlu yardımıyla kurutabilirsiniz. Yüzerken ya da banyo yaparken kulak tıkacı kullanmak da suyun derinlere girmesini önleyebilir.
Kulak tıkanıklığınız 2 haftadan uzun sürerse ve şu şikayetler baş gösterirse vakit kaybetmeden doktora gidin:
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Yaşam
Eskisiden Daha Güzel ve Etkili Konuşmanızı Sağlayacak Mutlaka Herkesin Bilmesi Gereken 13 Yöntem
Bu tavsiyeleri ayna karşısında yaparsanız daha güzel olur. :)
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda