ağız yarası ne eksikliğinden olur / One moment, please

Ağız Yarası Ne Eksikliğinden Olur

ağız yarası ne eksikliğinden olur

Aft nedir? Ağız yarası nedenleri ve ağız ülseri tedavisi…

Kişinin yemek yemesine, içmesine, konuşmasına, tükürük salgılarını bile kontrol edememesine neden olan ve toplumun % 'inde görülen aft nedir? Asıl oluşum nedeni tam olarak saptanamamış olan aft olarak bilinen ağız içi yaraları yani ağız içi ülserlerin nedeni ve tedavisi

monash.pw

Yayınlanma:

Aft nedir? Ağız yarası nedenleri ve ağız ülseri tedavisi…

Nedeni bakteri ya da bir virüs olmadığı için lokal yayılımı ya da bir başkasına bulaşması söz konusu olmayan genelde ağrılı ve sızılı olan, ciddi hastalıkların habercisi olarak düşünülerek dikkate alınması gereken aft yani ağız yaraları(ülserleri) hakkında bilmek istediğiniz herşeyi haberimizde bulabilirsiniz…

AFT(AĞIZ YARALARI) NEDİR?

Aft diye de bilinen ağız yaraları(ülserleri), ağız içerisinde oluşan dil yüzeyi, iç yanak kısımları ve diş etleri üzerinde görülen ağrılı genellikle solgun beyaz, gri renklerde, çevresinde yoğun kızarıklar olan ağrılı oluşumlardır. Kişinin yemek yemesine, içmesine, konuşmasına engel olabilmekte hatta tükürük salgılarını bile kontrol edememesine neden olur. Ağız yaraları toplumun % 25’inde görülür. Kadınlarda görülme sıklığı daha fazla olan aft tek ya da çok sayıda da çıkabilir.

AFTA NEDEN OLAN FAKTÖRLER NELERDİR?

Aftın oluşumunu hızlandırıcı ve seyrini kötüleştirici birçok faktör saptanmasına karşın oluş nedeni tam olarak belirlenememiştir. Ağız yaraları çoğu ağrılı ve sızılı olmaktadır ve hepsinin de ciddi hastalıkların belirtileri olarak dikkate alınmaları gerekir.

Ağız içerisindeki derin yaralar ise ağız içi kanserlerinin bulgusu. Genellikle daha önceden varolan kırmızı (eritroplaki) veya beyaz (lökoplaki) belirtiler üzerinden çıkarlar ve hızla yayılırlar. Diğer etken faktörleri de şöyle açıklayabiliriz:

Vitamin, Demir Eksikliği: Demir ve özellikle B3, B9 (folik asit) ve B12 vitaminlerinin eksikliği ağızdaki yaraları tetikleyebilir.

Bağışıklık Yetmezliği: HIV ya da lupus gibi vücudun bağışıklık sistemine saldıran herhangi bir bağışıklık hastalığı, ağız yaralarına yol açabilir.

Fiziksel Travma: Yanlışlıkla yanağı ısırmak, çok sıcak yiyecek veya içecekler, sivri bir cisim nedeniyle ağız içinin tahriş olması veya yumuşak olmayan diş fırçalama işlemleri ve iyi adapte olmayan protezler ağız içinde yaralara neden olabilir.

Sistemik Hastalıklar: Behçet Hastalığı: Genital ülser, konjuktivit, retinit, lokositoz gibi, birçok sistemik belirtiler yanında ağız içerisinde oluşan tekrarlayıcı aftlarla kendini gösteren bir hastalıktır. Birçok malign ve otoümmin hastalıklarla birlikte de tekrarlayıcı aftlar görülebilmektedir. Behçet’teki aftlar birkaç gün ile bir hafta içinde iyileşirler. Sayıları birkaç tane olup, zaman zaman ağrı hissine yol açabildiklerinden hastanın beslenmesini zorlaştırabilirler.

Gıdalar: Asitli yiyecek, içecekler ağız yaralarını tetikleyebilir. Sirke, sirkeli soslar, tuzlu, baharatlı, acılı yiyecekler, turşu, çerez ve pek çok kimyasal içeren hazır gıdalar ağızda aft oluşmasına neden olabilirler.

Hormon Değişiklikleri: Hormonal dengesizliklere vücudun verdiği tepkilerden biri de ağız yaralarıdır. Ergenlik dönemindeki genç kızlarda ya da kadınlarda adet döneminde, aft sık rastlanır bir durumdur.

Mide Mikrobu: Helikobakter pilori adıyla bilinen mide mikrobu, ağız yaralarına da yol açabilir.

Alerji: Gluten, inek sütü proteinleri, çikolata, tarçın, ceviz, badem, domates, incir, limon ve çileğin ağız içinde aft oluşmasında katkısının olduğu belirlenmiştir.

Stres: Aft oluşmasının en önemli nedenlerinden birisidir.

Bazı Diş Macunları: Diş macunlarının temizleme özelliğini artırmak için köpük yapıcı olarak yapılarına katılan bazı maddeler mukoza hücrelerinin yıkımını artıran tahriş edicilerdir.

Sigara İçmek

aft sözcü ile ilgili görsel sonucu

AĞIZ YARALARI-AFT NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Aftlar herhangi bir tedavi uygulanmasa da genellikle gün sonra kendiliğinden iyileşmektedir. Ağrıyı azaltmak ve iyileşme periyodunu kısaltmak için:

– Steril edilmiş su ile sulandırılmış alkol pamuk ile ağız içerisinde bulunan ağrılı bölgeye uygulanabilir.

– Su ve karbonat karışımı ile ağız çalkalanabilir.

– Yarım bardak suya 2 tatlı kaşığı tuz ilave edilerek 2 saatte bir gargara yapılabilir.

– Ağrının çok rahatsız edici olduğu durumlarda solüsyon ve ağız içi gargaralar kullanılabilir.

Ağız içerisinde oluşun aftların kesin tedavisinin bir doktor tarafından belirlenebileceğini unutmayın. Kesinlikle doktorunuza danışmadan ilaç kullanmayın. Bazı antibiyotiklerin kullanımı da doktorunuzca önerilirse faydalıdır.

AFTTAN KORUNMAK İÇİN

– Sıcak ve aşırı baharatlı acı ve ekşi yiyeceklerden kaçının.

– Vitamin ve mineral desteği (C, B kompleks, folik asit, demir ve çinko) alınmalıdır

– Dişler ve ağız düzenli olarak fırçalanmalı ve çalkalanmalıdır.

– Her gün yoğurt yenilmelidir.

AğrıbeyazdoktorsigarasözturşuÜlseryoğurt

Bahçeşehir Ortodonti

Vitaminler vücudumuzda sentezlenemeyen genel ve ağız/diş sağlığı için hayati önem taşıyan organik bileşiklerdir. Besinlerle alınır, ancak besinlerin hazırlanmasında, pişirilmesinde vitaminlerin bir kısmı kaybolur. Yine beslenme bozuklukları da vitamin yetersizliğine yol açabilir. Vitamin eksikliği vücudumuzun farklı organ ve dokularında çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Ağız dokuları ve dişler de vitamin eksikliğini yansıtır. Diş hekimi klinik ve radyografik muayene sırasında  vitamin eksikliği ve beslenme bozukluklarını kolaylıkla saptar.

 

A Vitamini: Görme, büyüme, bağışıklık sistemi, hücrelerin farklılaşması için gereklidir. Vücudda depo edilebildiği için uzun süreli beslenme bozukluğu olması gerekir.

Çocuklarda:

• Dudak ve damak yarıkları

• Diş oluşumunda bozukluk, bu durumda diş yüzeyinde çukurlar, oluklar görülür ve dişler saydamdır.

• Dişlerin sürme sırasında değişiklik ve gecikme

Erişkinlerde:

• Tükürük salgısı azalır, dolayısıyla ağız kuruluğu, ülserler ve yara iyileşmesinde gecikme

 

B Vitamini: B vitamini ailesinin özellikleri birbirine benzeyen toplam 8 temel çeşidi vardır. Kan hücrelerinin yapımında, sinir sistemi sağlığında rol oynar. B vitaminlerinin herhangi birinin eksikliği ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

B1 Vitamini:

• Ağız mukozası, dil, dişetlerinde uçuğa benzer lezyonlar

B2 Vitamini:

• Dudaklarda çatlaklar, dilde iltihap ve ağızda ülserler

B6:

• Ağızda ve  dudak köşelerinde ülserler

• Ağız dokularında yanma ve dilde hassasiyet

• B3 Vitamini:

• Ağız mukozasında kırmızılık, dil tomurcuklarında silinme, dudak köşelerinde iltihaplanma ve ülserler

 

B12 Vitamini:

• Dilde iltihaplanma

• Ağızda aft oluşumu

• Dudak köşelerinde iltihap

• Dişeti hastalığı

 

C Vitamini: Yumuşak ve sert dokuları destekleyen, esneklik ve kuvvet sağlayan iplikçiklerin yapılmasına dolayısıyla doku tamirine yardım eder. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve bakteri ürünlerinin dokulara geçişini engelleyen bariyer oluşturur. Eksikliğinde dişeti hastalıklarının oluşması kolaylaşır.

• Ağız mukozasında küçük kanama odakları oluşur.

• Dişin dentin tabakasında harabiyet artar, dentinin kendini yenileme kapasitesi azalır.

 

D 3 Vitamini: Emilimi için yağ ve safraya gereksinim vardır. Kalsiyum ve fosfor gibi minerallerin  sert dokulara (kemik, diş) taşınmasına ve metabolizmasına yardımcı olur. Güneş ışığını doğrudan almayan bireylerde ve güneş ışığını yeterince almayan doğal yiyeceklerle beslenenlerde D vitamini eksikliği görülür.

• Diş sürmesinde gecikme görülür.

• Diş minesi ve dentinde yapısal bozukluk gelişir.

• Diş çürüklerinde artış meydana gelir.

• Radyografide pulpa (dişin canlı noktası) boynuzlarının görüntüsünü değişir.

• Kemiğin radyografik görüntüsü anormaldir.

 

K 2 Vitamini: D 3 vitamini ile birlikte çalışarak kandaki kalsiyumun kemikler ve dişler tarafından emilimine yardım eder. D 3 vitamini dolaşımdaki kalsiyumu taşır, K 2 vitamini kemik ve diş dokusuna girmesini sağlar, kalsiyumun damarlarda ve böbreklerde birikmesini engeller. Çürük oluşumunun azalmasına katkıda bulunur.

• Ağız dokularında kırmızı küçük noktalar halinde kanama (peteşi) odakları, fırçalamadan sonra dişetlerinde uzun süren kanamalar oluşur.

• Diş çürükleri artar.

 

Ağzınızda çok sık aft oluşuyorsa 4 uyarıyı dikkate alın!

AFT OLUŞUMUNUN EN SIK NEDENİ VİTAMİN EKSİKLİĞİ

Ağız yaraları sık rastlanan bir sağlık sorunudur. Çapları 0, mm'nin altında, birden çok olan yaralar, gün arasında iz bırakmadan iyileşir. Ancak çapı 0,5 mm den büyük olan aftların iyileşme süresi 6 haftayı bulmaktadır. Uçuk virüsüne bağlı olarak ortaya çıkan dudaktaki yaralar fazla sayıda olabilmekte ve çapı mm olan bu yaralar, ortalama 7 gün içerisinde iyileşmektedir. Basit nedenlerle gelişen aftlar sorun ortadan kaldırıldığında iyileşir ve bir daha tekrarlamaz. Örneğin; toplumda B12 ve folik asit eksikliği çok sık görülmektedir. B12 vitamini-folik asit, çinko ve demir eksikliği, aftların %20'sinde önemli bir nedendir. Eksiklikleri giderildiğinde aftlar düzelme gösterecektir.

AFTLAR SIKLIKLA TEKRARLIYORSA

Sık tekrarlayan ve uzun süre iyileşmeyen aftların nedeni araştırılmalı, altta yatan bir hastalık varsa tedavi edilmelidir. Çünkü ağız içi yaraları, sistemik bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Bunlar; bazı romatizmal hastalıklar, kemik iliği ve mide-bağırsak kaynaklı sorunlar,
çok sık olmamakla birlikte vücut direncini düşüren AIDS, sifilis, tüberküloz gibi sistemik hastalıklar, ağız içinde etkili bakteriyel, viral ve mantar enfeksiyonlarıdır. Aft oluşumu ile en sık belirti veren sistemik hastalık Behçet'tir. Bu nedenle ağzında sık tekrarlayan aft sorunu olanlar, Behçet Hastalığı yönünden araştırılmalıdır.

AFT OLDUĞUNDA MUTLAKA BİR UZMANA BAŞVURMALI


Dudakta, yanağın iç tarafında ve dil üstünde oluşan oval ya da yuvarlak yaraların tedavisi için dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Aftın nedeni basit bir sorundan kaynaklanıyorsa, hemen tedaviye başlanmalı ve sorun ortadan kaldırılmalıdır. Ancak problemin, sistemik bir hastalık kaynaklı olduğu düşünülüyorsa, altta yatan neden araştırılmalı ve öncelikle o hastalığın tedavisi sağlanmalıdır. Örneğin, aftların en sık görüldüğü Behçet Hastalığı, göz tutulumu durumunda tedavi edilmezse görme kaybına yol açabilen bir hastalıktır. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi, aftlar için de önemli bir kuraldır.

AFT OLUŞUMUNU ÖNLEMEDE VE TEDAVİ SIRASINDA BUNLARA DİKKAT EDİN!

Ağız hijyenine dikkat edilmeli. Dişler günde en az 2 kez fırçalanmalı ve diş aralarında gıda artığı kalıyorsa diş ipi ile temizlenmeli.
Altı ayda bir düzenli diş ve diş eti kontrolü yaptırılmalıdır. Kırılmış ya da çürük dişler için tedavi çok önemlidir. Ağız içinde çürüyerek kırılan dişler aftlara neden olabilir. Protez kullanılıyorsa bakımına dikkat edilmeli ve protez, yemek sonrası temizlenmelidir.
Diyette her zaman taze sebze, meyve tercih edilmelidir. Aftların olduğu dönemlerde asitli, baharatlı, çok sıcak ve sert yiyeceklerden kaçınılmalıdır.

Ağız içinde oluşan yaraların sebepleri nelerdir?

Ağız içinde oluşan yaralar; ağız hijyeninin kötü olması, diş, dolgu, ve protezlerin tahrişleri, demir eksikliği, b12 vitamini eksikliği, güneşe fazla maruz kalma ve bazı ağız hastalıkları neden olmaktadır. Bu nedenle, ağız kanserlerinde erken tanının önemi büyüktür.

Günümüzde rutin ağız ve diş sağlığımız için diş hekimine gidildiğinde sadece diş ve diş etlerinin değil, aynı zamanda ağız içinin (damak, dil, yanak, ve dudak bölgeleri olarak) bir bütün olarak ele alınması, incelenmesi, kuşkuya neden olabilecek bir bulgu görüldüğünde gerekli müdahale ve yönlendirmelerin yapılması öncelik kazanmıştır.

Kapsamlı yapılacak rutin diş muayeneleriyle hedef; kansere dönüşme riski taşıyan ağız içi yaraların erken tedavi edilerek, zor bir sürecin yaşanmasının engellenmesi olmalıdır.

Diş hekiminizi seçerken konusunda uzman, diş sağlığınız kadar ağız içi kontrollerinizi de yapan bir hekim tercih etmeniz son derece önemlidir.

 Geri Dön: Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Hakkında Sorular

İlgili Bölüm(ler): Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır