azez mülteci kampı / - Azez’deki kamplar çamur içinde - Dailymotion Video

Azez Mülteci Kampı

azez mülteci kampı

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği’nden “Sınırsız Şenlik”

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği’nden “Sınırsız Şenlik”

Mültecilerin hukuki ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulan Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, hazırladığı “Sınırsız Şenlik” isimli projeyle bir ilke imza atıyor. Dernek, hayatları boyunca savaş ve mülteci kampı dışında bir şey görmeyen Suriyeli çocuklara şenlik götürüyor. Türkiye sınırındaki Azez mülteci kamplarına 18-28 Eylül tarihleri arasında çocuklar için sinema, tiyatro, sokak oyunları ve yarışmalar götürmeyi planlayan dernek, öncesinde kampları ziyaret ederek bölgedeki ihtiyaçları tespit etti.

 

UMHD SURİYE’DEKİ KAMPLARI ZİYARET ETTİ

Ortadoğu’da son yüzyılın en şiddetli çatışmalarına sahne olan Suriye’deki savaşta 650 binden fazla insan hayatını kaybederken, 10 milyon insan yerinden edilmişti.  Yerinden edilen 10 milyon Suriyelinin yaklaşık 1 milyonu Türkiye sınırına yakın güvenli bölgelere sığınırken bölgede 31 adet kamp kuruldu.  Uluslararası Mülteci Hakları Derneği de Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’na 1 kilometre uzaklıkta bulunan Azez mülteci kamplarını ziyaret etti.

 

SAVAŞIN ÇOCUKLARI SOSYALLEŞECEK

Bölgede incelemelerde bulunan Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Av. Uğur Yıldırım ve ekibi, Siccu, Şemmarin ve Reyyan Kampları’nı gezdi. Özellikle çocukların durumlarını sahada gözlemleyen ekipler, kamplarda kalan mültecilerin yarısının 15 yaş altı çocuklar olduğunu tespit etti. Azez’de yer alan 6 konteyner kentteki toplam 3 bin çocuk savaşın içine doğmuş ve hayatlarında hiçbir zaman sinema, tiyatro, el işi, resim gibi etkinliklere tanık olmamıştı. Bu kapsamda harekete geçen Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, “Sınırsız Şenlik” adını verdiği projeyi hazırladı. Dernek gönüllüleri, savaşın en acı yüzüne maruz kalan Suriyeli çocukları sokak oyunları, sinema, tiyatro, yarışmalar ve gösteriler ile buluşturarak hayatları boyunca unutamayacakları bir gün yaşatmayı planlıyor. 11-21 Eylül tarihleri arasında Azez’deki mülteci kamplarında çocuklarla buluşacak olan gönüllüler, hem çocukları eğlendirecek, hem de onlara temas ederek sosyalleşmelerini sağlayacak.

 

EN BÜYÜK PROBLEM SU VE ELEKTRİK

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği heyetinin bölgede yaptığı incelemelere göre; Halep, Hama, Humus, Cerablus, Bab, Rakka, Deyr Ez Zor ve diğer çevre bölgelerdeki çatışmalardan sonra gelen 1 milyonu aşkın mülteci Türkiye’den gelen yardımlarla hayatta kalmaya çalışıyor. Kamplarda kendisine yer bulamayan pek çok mülteci aile ise zeytin ağaçlarının altına kurdukları derme çatma çadırlarda yaşıyor. Hava sıcaklığının fazla olması ve bölgedeki elektrik-su sıkıntısı Suriyeli mültecilerin hayatlarını idame ettirmesi için büyük bir engel teşkil ediyor.

Fotoğraf

Zorunlu Çerezler

Bu çerez, insanlarla botları ayırt etmek için kullanılır. Bu, web sitelerinin kullanımı hakkında geçerli raporlar hazırlamak için kullanılmakta olup web sitesi için faydalıdır.


İşlevsel Çerezler

Kullanıcının web sitesinin seçtiği dil sürümünü hatırlar.


Performans/Analitik Çerezler

Ziyaretçinin web sitesini nasıl kullandığına ilişkin istatistiksel veriler oluşturmak için kullanılan benzersiz bir kimliği kaydeder. Google Analytics tarafından talep oranını kısmak için kullanılır.


Reklam/Pazarlama Çerezleri

Bu çerez, Alexa Analytics'e gönderilen tüketici davranışları hakkında bilgi toplamak için kullanılır. (Alexa Analytics bir Amazon şirketidir.)

Türkiye, Suriye'de 170 bin kişiyi barındıracak 9 kamp kuruyor

Suriye

Kaynak, Getty Images

Türkiye'nin, Suriye'de Fırat Kalkanı Operasyonu ile kontrolü altına aldığı bölgelerde ve İdlib eyaletinde 170 bin kişilik dokuz kamp kuracağı açıklandı.

Kızılay ve AFAD'ın Azez, Elbil, Tugli, Tel Effer, Naddah, Bardaklı ve Maşad Rufi kırsalları dahil olmak üzere kamplar için hazırlık yapmaya başladığı aktarıldı.

Kampların, Afrin'e yönelik olarak devam eden Zeytin Dalı Harekâtı'nın kent nüfusun yoğun olduğu kent merkezine doğru ilerlemesiyle yaşanabilecek bir mülteci akınına karşı tedbir olarak kurulduğu da belirtildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrin'de Cinderes bölgesine yönelik operasyonların devam ettiğini, yakında kent kuşatmasına geçileceğini söyledi.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Meclis'teki grup toplantısında konuşan Erdoğan, "Harekatın bundan sonraki kısmının çok daha hızlı bir şekilde yürüyeceğine inanıyorum" dedi.

Dışişleri Bakanlığı'ndan Pentagon sözcüsüne tepki: 'Saçmalıyor'

Dışişleri Bakanlığı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan sözcü Hami Aksoy, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Rob Manning'in PKK'nın üst düzey yöneticilerinden, "Mazlum Kobani" kod adlı Ferhad Abdi Şahin'i "General Mazlum" olarak tanımlamasına ilişkin, "Pentagon Sözcüsü, saçmalamaya devam etmiş" ifadesini kullandı.

Hami Aksoy, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın 19 Mart'ta Washington'da görüşmesinin planladığını da söyledi.

Aksoy, Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin Suriye konusunu görüşmek üzere. Nisan ayında İstanbul'da bir araya geleceklerini de kaydetti. Üç ülkenin diplomatları hazırlık toplantısını 16 Mart'ta Kazakistan'ın başkenti Astana'da gerçekleştirecek.

fazla oku

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte gerçekleştirdiği Zeytindalı Harekatı’yla YPG’den aldığı bölgelerden biri Cinderes…

Buranın 5 kilometre doğusunda aileleri ve eşyalarını taşıyan yüzlerce araç İdlib güneyi ve Halep batısından kaçıyor.

Toza bulanmış bir aracın arkasına "Beni yıka" değil, "Allah’ım, hicretimizi kabul et" yazılmış.

Biraz burada gelip geçeni izliyorum. Hemen arkamızda AFAD’ın kurduğu Mahmudiye mülteci kampı var. Kampta artık boş yer kalmadığı için araçlar hızlarını hiç kesmeden gidiyorlar.

Cinderes, Afrin, Katme, Azez veya herhangi bir yer. Sığınacakları nereyi bulurlarsa orada kalacaklar.

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Binlerce sivil daha yollarda

Aslında yüzbinlerce cana mal olan ve milyonlarca mülteci doğuran bu iç savaşta evlerini kaybetmemişlerdi.

Ama şimdi savaş evlerinin önüne kadar gelince kaçmak zorunda kaldılar. Şimdi yollara düşen yüzbinler, kendilerini neyin beklediğini bilmiyor.

Sonu gelmez göç konvoyunu Deyr Ballut’ta bırakıp devam ediyoruz.

İdlib’in kapısı olan Türkiye sınırındaki Kah ve Atme’de mülteci yoğunluğu artıyor.

Yüzlerce, binlerce, yüzbinlerce mülteci yaşıyor buralarda. Daha "şanssız" olanlar, evlerini savaşın başında kaybetmiş olanlar, başka herhangi bir ülkeye sığınmayanlar.

göç.jpg

Son saldırılar binlerce kişinin daha evini kaybetmesine neden oldu / Fotoğraf: Independent Türkçe


Birkaç yol kontrolünün ardından şu anda diplomasi koridorlarının en önemli meselesi haline gelen İdlib’deyiz.

Elektriğin jeneratörlerle sağlanabildiği İdlib şehir merkezi büyük bir tedirginlikle kaderinin çizilmesini bekliyor.

2015’te muhaliflerin "Fetih Ordusu" adı altında bir araya geldiği operasyon çatısıyla Esad güçlerinin elinden alınan kentte şimdi Suriye savaşının son düğümü atılıyor.

Rusya’nın büyük bir kararlılıkla sürdürdüğü hava operasyonları, Esad güçlerinin şehir önlerine yaptığı yığınak, Libya’da yaşananlar ve TSK’nın devasa bir güçle İdlib’e yapdtığı intikali birlikte okuyunca sanki bir kıvılcım bekleniyor.

On yıllar sonra tarih kitaplarının sayfalarında okuyacağımız dev bir kapışmanın başlangıç sahneleri gibi geliyor nereden baksak. Sanki oyunda sadece eli silahlı bir "Sırp milliyetçi" bir de "Avusturya Arşidükü" eksik!

"Siviller uzun süre sonra ilk defa helikopterler düşürülünce sevindi"

Yakın tarihin zihnimde yaptığı canlandırmalardan kurtulup Suriye Televizyonu muhabiri arkadaşım Müslüm Seyyid İsa ile buluşuyorum. TSK’nın geniş çaplı intikaline kadar İdlibli sivillerin moralinin çok bozuk olduğunu anlatıyor İsa.

Son günlerde bu moral bozukluğunun yerini sevince bıraktığı iki an olmuş kentte. O da varil bombası taşıyan 2 helikopterin düşürülmesi. "Görmeliydin" diyor İsa, "İnsanların sevinci yüzlerinden okunuyordu!"

Bu sevinci, "başka bir dünyadan" çetin bir savaşın yaşandığı bir ülkeye gelen başka biri anlayabilir miydi?

İnsanların başlarına 9 yıldır bomba düştüğünü, bu bombaların en vahşisinin hedef gözetmeyen varil bombaları olduğunu, düştüğü yerde sivillere çok büyük zararlar verdiğini ve silahlı muhaliflere mesafeyle yaklaşan Suriyelilerin dahi varil bombalarından nefret ettiğini bilirsek belki, o zaman anlayabilirdik.

Karanlıktaki şehir

Rusya ve Suriye güçleri İdlib’in en büyük ilçesi olan ve stratejik açıdan çok büyük önemde bulunan Serakib’i ele geçirdiğinde kentteki evini yakarak İdlib’e gelen Mahmud büyük bir dikkatle telsizi dinliyor. Muhaliflerin uçakları gözetleyen birimi herhangi bir hava hareketini telsizlerle bildiriyor. Uçakların hareketlendiğini duyan Mahmud, karanlığa gömülen şehirde farlarını kapatıyor.

SMO-cephe.jpg

Bu görüntülere şimdilerde İdlib'de çok sık rastlanıyor. TSK destekli SMO, cephe hattına takviye kuvvet gönderiyor / Fotoğraf: Independent Türkçe 


Bu sahneye daha önce de defalarca Halep’te şahit olmuştum. Muhaliflerin iç savaş boyunca en büyük kazanımı olan Halep’te de elektrikler yoktu ve şehre yönelik Rus bombardımanı başlayınca araçlar farlarını kapatıyordu. Acımasız bir kuşatmaya alınan ve günde yüzlerce bombanın düştüğü şehrin karanlığında yaşananları kimse görmüyordu.

Haritanın evrimi

Halep’in batısındaki yerleşim yerlerini kaybeden muhaliflerin elinde (TSK destekli güçlerin bulunduğu Fırat Kalkanı, Zeytindalı ve Barış Pınarı bölgelerini saymazsak) küçük bir toprak kaldı.

Burada da ideolojik olarak birbirine zıt gruplar faaliyet gösteriyor. Ama rejim kente yaklaşmışken aradaki ihtilaflar görünmez çizgiler haline gelmiş durumda.

Neyrab.jpg

SMO bileşeni Özgür İdlib Ordusu komutanları, Neyrab önlerinde Independent Türkçe muhabiri Cihat Arpacık'a son durumla ilgili bilgi verdi


Suriye’de iç savaşın başlamasından 2 yıl sonra, 2013’te karayoluyla Lazkiye kırsalından çıkarak onlarca saat yol gidip Deyrizor’a kadar ulaşabilen bir gazeteci olarak şimdi muhalif hatların tamamını 2 saatte kat edebiliyorum.

Bu, (her ne kadar Rusya ve İran’dan aldığı üst düzey desteğin payı da olsa) Esad’ın "zaferini" ve savaşın geldiği noktayı gösteriyor.

Suriye’de eğitim ve sosyal faaliyetler düzenleyen Assistance Coordination Unit’in (ACU) genel müdürü Muhammed Hasno, iç savaş öncesi 800 bin nüfusa sahip olan İdlib’in bugün 4 milyona yaklaştığını söylüyor.

IMG_0430.JPG

Muhammed Hasno, büyük bir yardım ağı olan ACU'nun genel müdürü / Fotoğraf: Independent Türkçe


"Özgürlüklerini isteyen siviller şimdi sadece çadır ister hale hale getirildi"

Uluslararası toplumun sorumluluğunu yerine getirmediğini, savaşı durduracak bir pozisyon almadığını belirten Hasno yaşananları "son tahlilde" şöyle özetliyor:

Avrupa’nın temel hak ve özgürlüklere saygı ya da insan hakları gibi ilkeleri var. Bizim devrimimizin de çıkış noktası buydu. Biz, gerçek Suriyelilerin ne kadar toprağa hakim olduğu önemli değil, meşru olan biziz. Çünkü özgürlükleri, insan haklarını biz savunuyoruz. 2011’de bu iş başlarken hepimizin hayalinde sivil ve insan haklarına saygılı bir devlet vardı. Bağımsız, insani bir devlet istiyorduk. Şimdi ise en büyük talebimiz sığınacak bir çadır oldu…

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır