babıali baskını kpss / I. Babıali Baskını II. Balkan Savaşları

Babıali Baskını Kpss

babıali baskını kpss

BABI ALİ BASKINI

monash.pw UYARIYOR

SOPALI SEÇİMLER VE SONUÇLARI;

21 Kasım "Sopalı seçimler" adıyla anılan ve muhalif milletvekili adaylarının dövülmesi gibi olayların da yaşandığı seçimlerde İttihat ve Terakki dışından yalnızca altı kişi meclise girmişti.

Seçimi kaybeden Hürriyet ve İtilaf Fırkası, seçim öncesi ve sırasında yapılan hileleri bahane göstererek kanun dışı yollar aramaya başlamıştır. Bu sırada ordu içindeki haksızlıklardan ve askerlerin siyasete karışmasından rahatsızlık duyan bir grup subay Halâskâr Zâbitân adlı silahlı bir örgüt kurmuş ve Rumeli'de dağa çıkmıştır. Hürriyet ve İtilaf Fırkası yanlısı olan grup İstanbul'da bir dizi karışıklık çıkarmış, İttihat ve Terakki muhalifi olması nedeniyle de bir başka muhalif Prens Sabahattin'in desteğini almıştır.

     seçimlerinin tarihe ”sopalı seçim” olarak geçmesinin nedeni İttihat ve Terakki partisinin seçim öncesi, muhalifleri sopayla döve döve susturmaya çalışmasıdır. İktidar olmanın verdiği güçle muhalefeti susturmak için her yolu denediler. Örneğin İttihat ve Terakki muhalifi Rıza Tevfik, Büyükada’da verdiği konferansı gerekli makamlara bildirmediği bahanesiyle 25 gün hapis cezasına çarptırıldı ve konferansa katılanlar sopayla dövülerek dağıtıldı.

      Muhalefeti sopayla susturma zorbalığında hayatını kaybeden de oldu. Bu kişi Mustafa Nuri beydi. Hürriyet ve İtilaf partisi tarafından Siroz’a şube açması için gönderilen Mustafa Nuri Bey, İttihatçılar tarafından linç edilerek öldürüldü. İttihatçıların şiddeti seçim zamanı da devam etti. Birçok Hürriyet ve İtilafçının dövülerek oy kullanması engellendi. İttihatçıların seçimlerde muhalefeti susturmak için kullandığı tek yöntem fiziki şiddet değildi. İktidarın tüm imkânlarını kullanıp valilikler ve kaymakamlıklara İttihatçı yandaşlar atandı.  Orduda rütbeli komutanlar, İttihat ve Terakki adına propaganda yaptı. Askerler, sokaklarda ”yaşasın Cemiyet” sloganı attı. Devletin sivil ve askeri tüm kurumları İttihat ve Terakki adına çalıştı.

      Sonuçta, seçimleri baskıyla, korkuyla, şiddetle İttihat ve Terakki partisi kazandı. Ancak zorbalıkla kazanılan iktidarın ömrü uzun sürmedi ve hükümet, 5 Ağustos tarihinde fesh edildi. Sonra  Sonrası malum. Önce Balkanları kaybettik, sonra 1. Dünya savaşı sonunda bağımsızlık savaşı vermek zorunda kaldık. İttihatçıların şiddetle kurdukları iktidarın bedelini her zamanki gibi yine Türk milleti ödedi ve seçimleri aradan yıldan fazla zaman geçmesine rağmen tarihe sopalı seçim olarak geçti.

kaynağı değiştir]

Birinci Balkan Savaşı'nın patlak verdiği dönemde Britanya ile iyi ilişkileri olan Kâmil Paşa'ya 29 Ekim 'de hükûmet kurma görevi verilmiştir. Osmanlı Ordusu'nun Balkan devletleri karşısında yenilgiler almasıyla hükûmet bir çıkmaza girmiş, üç aydır işgal altında bulunan Edirne'nin daha fazla direnemeyeceğinin anlaşıldığı günlerde başkentin İstanbul'dan Anadolu'ya taşınması da konuşulur olmuştur.[19] Keza Bulgar Ordusu İstanbul'a çok yakınlarda, Çatalca'daydı.[20] Savaş bu aşamada iken hükûmet Balkan devletleriyle ateşkes yaparak Londra'da masaya oturmuştur. Büyük devletler, 'de imzalanan Berlin Antlaşması'nın maddesini öne sürerek bir Rumeli Eyaleti'ne bağlı bir birim olan Bulgaristan'ın içişlerine karışmaya başlamışlardır. Britanya, Fransa, İtalya ve RusyaBâb-ı Âli'ye bir nota vererek Edirne'nin Bulgaristan Krallığı'na ve Ege adalarının kendilerine bırakılmasını istediler. Balkan Savaşları'nın ilk evresinde ordunun yaşadığı bozgunlar nedeniyle Kamil Paşa Hükûmeti Londra Konferansı'nda önerilen Midye-Enez sınırını kabule yanaşmakla birlikte Edirne'yi Bulgarlar yerine uluslararası bir komisyonun yönetimine bırakma taraftarıydı.

Yunanistan'ın Selanik'i ele geçirdiği kasım ayından itibaren birçok İttihat ve Terakki üyesi tutuklanıp Anadolu'ya sürülmüş, Hürriyet ve İtilaf Fırkası ise kendi içerisindeki iktidar kavgaları nedeniyle dağılmanın eşiğine gelmiştir. Bu durumdan kurtulmak isteyen Hürriyet ve İtilaf Fırkası, hükûmetten üyelerine önemli görevler talep etmiş fakat bu talepleri hiçbir zaman kabul edilmemiştir.

İttihat ve Terakki kendilerine uygulanan baskıcı tutumdan dolayı, Hürriyet ve İtilaf Fırkası ise kendilerini yok saymalarından dolayı Kâmil Paşa Hükûmeti'ne karşı darbe hazırlıklarına başlamıştır. Ayrıca İttihat ve Terakki ile Kâmil Paşa arasında 24 Temmuz 'de İkinci Meşrutiyet'in ilânı sonrasındaki süreçten kalma bir anlaşmazlık bulunmaktaydı. Bu süreçte Kâmil Paşa, İttihat ve Terakki üyelerini devlet işlerinden uzak tutmak, içerisinde çokça İttihat ve Terakki üyesi bulunan ordunun da siyasete karışmasını engellemek için birtakım girişimlerde bulunmuştu. Bu nedenle İttihat ve Terakki, Kâmil Paşa'dan haz etmemekteydi.[23]

Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın darbe hazırlıklarına hangi tarihte başladığı bilinmemekle birlikte, İttihat ve Terakki'nin darbe kararını 14 Ocak tarihinden önce aldığı bilinmektedir. Her iki siyasi hareket de darbe sonrasında Kâmil Paşa, döneminin Harbiye Nazırı Nâzım Paşa'ya yeni oluşturulacak hükûmette görev vermeyi planlımonash.pw Bey, baskından daha sonraları Nâzım Paşa'ya sadrazamlık teklif ettiklerini açıklamıştır.

Baskın günü[değiştir kaynağı değiştir]

Ana madde: Osmanlı genel seçimleri

21 Kasım tarihinde İttihat ve Terakki muhalifleri tarafından Hürriyet ve İtilaf Fırkası kurulmuş, kısa sürede yetmiş mebusu bünyesine almış ve kuruluşundan yirmi gün sonra İstanbul'da yapılan ara seçimi tek oy farkla kazanmıştır. İktidarda yer alan İttihat ve Terakki, Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın ara seçimlerden bir yıl sonra yapılacak olan Meclis-i Mebûsan seçimlerinde başarılı olma ihtimalini görmüş ve bir takım tedbirler almıştır. Yeni kurulan Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın yeterince örgütlenebilmesine fırsat vermeden bir erken seçime gitmek isteyen İttihat ve Terakki, şaibeli olduğu iddia edilen yollarla V. Mehmed'in Meclis-i Mebusan'ı feshetmesini sağlamış, Nisan 'de yapılan erken seçimleri de açık ara farkla kazanmıştır.[7] "Sopalı seçimler" adıyla anılan ve muhalif milletvekili adaylarının dövülmesi gibi olayların da yaşandığı seçimlerde İttihat ve Terakki dışından yalnızca altı kişi meclise girmişti.

Seçimi kaybeden Hürriyet ve İtilaf Fırkası, seçim öncesi ve sırasında yapılan şaibeleri bahane göstererek kanun dışı yollar aramaya başlamıştır. Bu sırada ordu içindeki haksızlıklardan ve askerlerin siyasete karışmasından rahatsızlık duyan bir grup subay, Halâskâr Zâbitân adlı silahlı bir örgüt kurmuş ve Rumeli'de dağa çıkmıştır.[9] Hürriyet ve İtilaf Fırkası yanlısı olan grup İstanbul'da bir dizi karışıklık çıkarmış, İttihat ve Terakki muhalifi olması nedeniyle de bir başka muhalif Prens Sabahattin'in desteğini almıştır.[10] Gazetelerde sert bildiriler yayınlayan ve Askerî Şura'ya muhtıra veren Halâskâr Zâbitân, Sadrazam Mehmed Said Paşa'nın istifa etmesine neden olmuştur.

Büyük Kabine[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır