Doç. Dr. Bitargil, yazılı açıklamasında, varis hastalığıyla ilgili ilk kayıtların, milattan önce 1500'lü yıllarda yazıldığı tahmin edilen ve korunmuş en eski tıbbi dokümanlardan biri olan "Ebers Tıp Papirüsü"nde geçtiğini, eski Mısır medeniyetinin de bu hastalığa önem verdiğini ifade etti.
Toplumda çok yaygın olsa da varis hastalıklarının genelde ihmal edildiğini belirten Bitargil, variste bacaklardaki problemlerin ana nedeninin toplar damarlarda oluşan yüksek tansiyon olduğunu kaydetti.
Varis hastalığında yüksek tansiyonun kaynak noktasının atar damarlar değil bacak toplar damarları olduğunu aktaran Bitargil, şu bilgileri verdi:
"Normalde ayakta durur pozisyonda toplar damar içerisindeki basınç (kasların kasılmadığı hallerde) 80-90 mmhg civarındadır. Yürümeye başladığımızda bacak kaslarımızın kasılması ile bu basınç 30 mmhg'nın altına iner. Bacak toplar damarlarımızda kanın kalbe doğru bozulmadan akmasına yardımcı olan kapakçıklar mevcuttur. Bu kapakçıkların bozulması ya da toplar damar sisteminde bazı tıkaçların oluşması gibi nedenlerden dolayı bu mekanizma zarar görebilir. Böylece basınç düşmeden bacaklarda yüksek kalabilir. Bacaklarda venöz (toplar damar) hipertansiyon (yüksek tansiyonu) gelişebilir. Yüksek basıncın etkilemeye başladığı yüzeysel toplar damarlarda deformasyon başlar ve bu tedavi edilmediği durumda her geçen gün ilerler. İleri evrelerde ciddi hayat kalitesi düşüklüğüne neden olabilir."
Hastalık şikayetlerinin çeşitlilik gösterdiğine işaret eden Bitargil, bazı kişilerde hiç şikayet olmayabildiğini, bazılarında sadece örümcek ağı görünümlü damarlaşmalar, varis pakeleri, ödem ve renk değişikliği gibi kozmetik problemlerin görüldüğünü, kimi hastaların bacaklarında ise iyileşmesi zor yaralar açılabildiğini kaydetti.
Doç. Dr. Macit Bitargil, "Genellikle hastalık kendini bacaklarda oluşan gece krampları, ağrılar ve şişlikler ile belli etmeye başlar. Bacakta genel bir rahatsızlık, ağırlık ve basınç hissi baskındır. Askerlik, öğretmenlik gibi sürekli ayakta durmak zorunda kalınan işler, ilerleyen yaş, sigara kullanımı, sedentar yaşam biçimi, kilo, gebelik gibi nedenler bu hastalıkta önemli risk faktörleridir." bilgisini verdi.
Bitargil, varis tanısının, kalp ve damar cerrahisi doktoru tarafından yapılacak basit bir muayene ve bacak toplar damar ultrasonu ile konulduğunu aktardı.
Varis hastalığının tedavisi için günümüzde gözle görülür küçük damarları yok etmek adına skleroterapi veya cilt lazeriyle müdahale yapılabildiğine işaret eden Bitargil, sözlerini şöyle tamamladı:
"Daha ilerlemiş vakalar için 15-30 dakika kadar süren basit bir işlemle (radyofrekans, lazer veya yapıştırıcı kullanarak) yetersizlik olan damar tedavi edilebilmektedir. Bazı hastalarda ise varis çorabı uygulaması, bacak kaslarını güçlendirmek için spor yapmak ve ilaç kullanmak da yeterli olabilmektedir. Tedavi sonrasında kısa süre içerisinde hastanın şikayetleri ortadan kalkar ve kozmetik olarak bacakta düzelme sağlanır. Müdahale sonrasında dikkat edilmezse varis hastalığı tekrar gelişebilmektedir."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.Vücutta ödemin en sık görüldüğü bölge bacaklar, özellikle de ayak bilekleri ve ayaklardır. Dokular arasında biriken sıvının fazla olması veya yeterince taşınamaması bacakta oluşan ödeme zemin hazırlar. Bacak şişmesi ilk etapta uzun süre oturma veya ayakta kalmakla başlayan ayakkabı giymekte zorlanma, ayakkabıların sıkmasıyla kendini gösterir. İlerleyen vakalarda bacaklarda hantallaşma ve ağrılar da görülür. Önceleri günlük hayatı zorlaştıran bacak şişmeleri, ileri evrelerde ciddi sağlık sorunlarına da yol açar. Ayak, ayak bileği ve bacaklarda oluşan ödemin yaygın nedenleri şunlardır:
Ödem ayrıca şu sebeplerle de oluşabilir:
Bu önerileri uygulamanıza, dinlenmenize ve dikkat etmenize rağmen ayaklarda ve bacaklardaki şişlikler devam ediyorsa bir uzmana başvurun. Çünkü ayaklarda ve bacaklarda şişmeler bir hastalığa bağlı olarak gelişebilir. “Ayak şişmesi nasıl geçer?” diye düşünürken az tuz tüketilen bir diyet ve kilo kaybı gibi önerileri uygulamanız gerekebilir.
Bacak şişmeleri tüm vücudu ilgilendiren genel rahatsızlıklara veya sadece o bacağa ait lokal bir soruna bağlı olarak görülebilir. Bunlar görülme biçimleri, dereceleri ve sürelerine göre sistemik ya da lokal kimi hastalıkların da habercisi olabilir. Her iki bacakta simetrik şekilde görünen şişmeler derecelerine bağlı olarak guatr, bazı metabolik hastalıklar, böbrek hastalığı, kalp yetmezliği gibi vücutta ödem yapabilecek ve tüm vücudu ilgilendiren rahatsızlıkları temsil edebilir. Bu tür hastalıklarda şişmeye nefes darlığı, çarpıntı, bel-göğüs ağrıları gibi ek yakınmalar da eşlik edebilir. Kişide kronik hastalık durumuna bağlı halsizlik, güç kaybı, kolay yorulma, isteksizlik, vücut direncinde ve efor kapasitesinde düşüklük de görülebilir. Sağ kalp yetmezliği nedeniyle akşamları şişen ayakların tuz ve su tuttuğunun göstergesi olabilir. Böbrekler düzgün çalışamadığında vücutta su birikebilir. Karaciğer hastalığı, kanın damarlardan çevre dokulara sızmasını engelleyen albümin adlı proteinin üretilmesini etkileyebilir. Yetersiz albümin üretimi de sıvı sızıntısına neden olur ve bu sıvı yerçekiminin etkilisiyle karın ve göğüsün yanı sıra daha çok ayaklarda birikebilir. Şişliğe yorgunluk, iştahsızlık ve kilo alma gibi belirtiler eşlik ediyorsa vakit kaybetmeden doktora gidilmelidir. Nefes darlığı ve göğüste sıkışma varsa 112 aranmalıdır.
Bacaklardaki düşük dereceli simetrik şişmeler nadiren simetrik lenfödem nedeniyle de oluşabilir. Lenfödem genellikle radyoterapi gören ya da lenf nodları alınan kanser hastalarında yaygın görülür. Kanser tedavisi aldıysanız ve bu şişlikleri görüyorsanız mutlaka doktorunuza başvurun. Lenfödemin diğer belirtileri şunlardır:
Şişmenin sadece bir bacakta oluşması, genelde o bacağa ait kan damarları veya lenf kanalları hastalıklarında gözlenir. Bacakta yer alan toplardamarlar kanı kalbe götürmekle görevli, yerçekimine karşı çalışan yapılar. Bu damarlarda aşırı kilo, ayakta çalışmak, çok doğum yapmak veya ailesel özellikler nedeniyle oluşan yapısal bozulmalar, damarların az çalışmasına ve kanın bacaklarda göllenmesine neden olur. Venöz yetmezlik olarak adlandırılan bu durum, hastalığın derecesine ve kişinin bedensel-yaşamsal özelliklerine bağlı olarak o bacakta şişmeye neden olur. Benzer nedenlere bağlı olarak kanın toplardamarlar içinde pıhtılaşarak, toplardamar pıhtısı oluşturması (venöz tromboz) bacakta ani şişmenin sık görülen nedenleri arasında yer alır. Mutlaka tedavi gerektiren, kimi zaman yaşamı tehdit edebilen toplardamar pıhtılarına saatler içinde oluşan bacak şişmesi, ağrı, ısı artışı ile bacak renginde kızarma veya koyulaşma gibi belirtiler de eşlik eder. Varis de aynı şekilde bacaklarda şişliklere sebep olur. Bacak damarlarındaki valflerin düzgün çalışmaması kanın kalbe doğru akışına engel olur ve kan buralarda toplanır. Bu da bazen bacaklarda şişmeleri beraberinde getirir.
Vücutta dokular arasına yayılmış sıvıların dolaştığı lenf kanalları da bulunur. Mikroskobik kanalcıklar şeklinde tüm vücudu saran bu kanallar ağı kasık, koltuk altı gibi bölgelerde lenf bezi istasyonları yaparak vücut lenfatik sıvılarını yerçekimine karşı, yukarı doğru taşır. Özellikle kilolu, az hareket eden, ayakta çalışan kişilerde bu lenf kanallarının az çalışması ya da tıkanması sonucu ilk olarak bacaklarda şişme görülür. Kimi zaman ileri dereceli fil hastalığına benzer kalıcı ödemlere de yol açan olan bu hastalık, bacak şişmesinin sık görülen nedenleri arasında yer alır.
Farklı rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan yüksek tansiyon, hormon (örneğin östrojen hormonu), diyabet ilaçları ile steroidler ve bazı antidepresanlar da bacaklarda şişmeye neden olabilir. Bununla birlikte hamilelik döneminde ortaya çıkan hormonal etkiler ve ödem nedeniyle de bacaklarda şişme gözlenebilir. 6’ncı aydan sonra oluşan bacak şişmelerinin önemsenmesi gerekir. Büyümekte olan bebek ve doğum kesesi giderek artan bir hacim ve ağırlık etkisiyle annenin leğen kemiği içinde yer kaplar. Bu durum da annenin ana toplardamar ve lenf kanalları üzerine baskı oluşturur. Bebeğin anne karnında asimetrik durması ve bir tarafa fazla yüklenmesi, o bacakta giderek artan ve ciddi boyutlara ulaşan şişmelere neden olabilir. Daha da önemlisi basıya bağlı olarak içinde kan akımı yavaşlamış toplardamarlarda kan pıhtıları oluşabilir. Bu nedenle özellikle gebeliğin 6’ncı ayından sonra başlayan tek taraflı veya iki taraflı bacak şişmelerinde mutlaka bir uzmana başvurmak gerekir. Gebelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi durumunda da ani ve aşırı şişlikler görülebilir. Şişliklerle birlikte karın ağrısı, baş ağrısı, idrara seyrek çıkma, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler mevcutsa acilen doktora başvurulmalıdır.
Öncelikle bacak şişmesine neden olan, altta yatan hastalık tedavi edilir. Sistemik hastalıkların ilgili branş tarafından tetkik edilmesi ve gerekli tedaviye hızla başlanması kalıcı komplikasyonların önlenmesi adına büyük önem taşır. Toplardamarlarla ilgili hastalıkların tedavisinde gerekli durumlarda toplardamar çalışmasını teşvik eden, kan sulandıran ilaçların kullanımı yararlı olabilir. Ancak bu tür ilaçların mutlaka doktor tavsiyesi ile alınması gerekir.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.