baklanın faydaları saraçoğlu / Baklanın 8 mucizevi faydası - Sağlık Haberleri

Baklanın Faydaları Saraçoğlu

baklanın faydaları saraçoğlu

Taze baklayı yiyince keklik gibi sekiyorum

Sevgili Durul Gence aklıma geldi, birkaç yıldır başı Parkinson’la dertte. Telefon ettim "Ne haber, Melda nasıl, sevgili kızın Elvin nasıl" diye. "Herkes bomba gibi, ben de bomba gibiyim" deyip bastı kahkahayı. "Çıkar ağzından şu baklayı" dedim. "Tam üzerine bastın, sağlığımın sırrını taze baklada buldum. Beni bakla ayağa kaldırdı, inanmazsan gel de gör" dedi. Ver elini Ankara, Gazi Osman Paşa Kırlangıç Sokak’taki 5 No’lu tripleks villa. Eskiden kapıda "Gence Çocuk Yuvası" yazardı. Şimdi bir de "Durul Gence Sanat Kursları" tabelası asılmış. Müzikten resme, klasik baleden Latin danslarına, pilatesten aerobiğe, yogaya kadar ne istersen var. "Ritim Atölyesi" yazılı kapıyı açtım, Durul baterisinin başındaydı. Kucaklaştık, bir daha kucaklaştık. Hey gidi Durul Gence hey Gözün kör olsun Parkinson, e mi?../images//0x0/55eb4f69ffbb8f8b

Durul’la Sheraton Ankara Oteli’nin "Brasserie One" restoranına gittik. Yürürken ayakları sürüyor, sol kolu titriyordu. Durul, kendine çorba, yeşil salata ve yoğurtsuz zeytinyağlı bakla söyledi. İyice duygusal olmuştu, eski günleri anarken hemen gözleri sulanıyordu. İki saat sonra yemekten kalktığımızda bir mucizeye gözlerimle tanık oldum. Aynı Durul keklik gibi sekiyordu, titremelerden eser yoktu.

- Şaşırma Yenerciğim, sakin ol. Parkinson teşhisi konulduğunda hayatım altüst oldu, neredeyse depresyona girecektim. Ama, zaman geçtikçe onunla yaşamayı, savaşmayı öğrendim. Bir dostumuzun tavsiyesiyle taze baklayı keşfettim ve hayatım değişti. Beni kollarımdan çeken sırtımdaki maymun, taze bakla yedikten sonra kayboluyor. Kuru bakla ve favanın hiçbir faydası yok, illa tazesi olacak. Melda ve evimizdeki bakıcı kadın her gün benim için zeytinyağlı taze bakla pişiriyor. Zeytinyağlı taze baklayı üzerine yoğurt koymadan yedikten 2 saat sonra bütün titremeler, kasıntılar kayboluyor. Yaklaşık 4 saat huzur içindeyim, keklik gibi sekiyorum, kızımla dans ediyorum. Taze bakla, bana Parkinson olduğumu unutturacak kadar iyi geliyor, o gece çok iyi uyuyorum. Bir de bakla çayı varmış, onu da bulup denemek istiyorum.

- Temel Reis ıspanak yedikten sonra ne hale geliyorsa, ben de öyle oluyorum. Sen de kendi gözlerinle şahit oldun, şaşkınlıktan dilini yutacaktın. Melda bütün bunları her gün gözleriyle gördüğü halde, hálá bana inanamıyor, bilimsel açıklama bekliyor. Bu hastalık hayat boyu tedavi ve bakım gerektirdiği için, benim kadar sevgili eşim Melda ile biricik kızım Elvin’in psikolojilerini de olumsuz etkileyebilirdi. Ama hem onlar, hem de bütün yakınlarım benim en büyük desteğim oldu. Hareketlerim biraz yavaş ama, şimdilik kendi işimi kendim yapabiliyorum. Bateri ve öteki ritim aletlerini çalarken biraz ağrım oluyor ama, yine de çalabiliyorum. Ailemin yardımı ve kendime olan güvenle, Parkinson’un üstesinden geleceğime inanıyorum. İlaçlarımı muntazaman kullanıyorum, fizik tedavimi de eksik etmiyorum.

Temel Reis gibiyim

Türk pop müziğinin ünlü bateristi Durul Gence, eşi Melda Hanım’ın pişirdiği zeytinyağlı baklayı yoğurtsuz yediği zaman Parkinson hastalığıyla ilgili sorunlarının saat süreyle yok olduğunu söylüyor. Durul Gence, Yener Süsoy’a "Temel Reis’in ıspanağı varsa, benim de baklam var. Ama taze olacak. Kurusu ve favası işe yaramıyor" diye konuştu. (Fotoğraflar: Sinan ÖZBALKAN )

Günde gram bakla iyi gelir

Parkinson Hastalığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Önder Akyürekli, İzmir doğumlu. ’de Türkiye’nin ilk "Nöroloji Yoğun Bakım Ünitesi"ni Ege Üniversitesi’nde kurdu. 24 yıldır Parkinson ve Hareket Bozuklukları ve Nörootoloji-Nörooftalmoloji Ünitesi’nin yönetimini sürdürüyor. Hocam, ne diyorsunuz Durul Gence’nin bakla savaşı için?

- Taze bakla, önemli ölçüde "Dopamin"in öncül maddesi olan "L-Dopa" içeriyor. Taze baklanın 40 gramında gram L-Dopa var, çok yüksek. Yoğurtsuz olmak kaydıyla günde gram zeytinyağlı taze bakla yiyen hastanın bozulan hareketleri düzelebiliyor. Ama bakla asla tek başına ilaç değildir, normal Parkinson hastalığı ilaçlarıyla birlikte alınmalıdır. Ayrıca taze baklanın fazla yenmesi, hastalarda istem dışı huzursuz hareketlerin çıkmasına neden olabiliyor. Parkinson hastalarının yiyeceklerinin iyi ayarlanması gerekir. Dopamin ilaçları, aç karnına ve bol su ile alınmalıdır. Proteinli gıdalar ilaçların mideyi terk etmesini geciktirdiği gibi, beyindeki etkileri azalır.

Bu nedenle hasta, proteinli gıdaları akşamları ilaç alımından ,5 saat sonra yemelidir. Geçtiğimiz yıllarda, sigara içenlerin Parkinson’a yakalanma risklerinin, içmeyenlere göre daha düşük olduğu yolunda yayınlar vardı. Sigaradaki nikotinin, beyinde eksilmiş olan Dopamin düzeyini arttırdığı ileri sürülüyordu. Ancak son bilimsel araştırmalar, sanılanın tam tersine sigaranın son derece zararlı olduğunu kanıtladı. Sigaranın sağlık için son derecede zararlı olduğu, birçok ölümcül hastalığa yol açtığı zaten kesin olarak belirlenmiş durumda. Son yıllarda kahve ve yeşil çayın Parkinson’a karşı koruyucu etkisinin olabileceğine dair veriler elde edildi ama, henüz kesin değil.

Ölümcül bir hastalık değil

- Parkinson hastalığı, beyinde hareketlerle ilgili hücrelerin hızlı yaşlanmasıdır. Hayatı etkilediği halde, yaşamı tehdit etmez, ölümcül değildir. Parkinson, beyinde "Dopamin" adlı maddenin yapıldığı sinir hücrelerinin kaybı ya da dejenerasyonu sonucu ortaya çıkar. Eksilen Dopamin’i yerine koymak için ağızdan veya damardan verildiğinde bariyerleri aşıp beyne geçemiyor. Onun yerine, engeli aşan ön maddesi L-Dopa verilir. Hastalık genellikle çok sinsi ve yavaş biçimde başlar. Hastalar çoğu zaman hastalığın başlangıç tarihini kesin olarak söyleyemez. Çoğunda ilk belirti, bir el veya el parmağında titremedir. Kimi hastada ilk belirti yazı yazarken harflerde küçülme veya yüzde donuk ifadedir. İstirahat halinde görülen "tremor" yani titreme, saniyede vuruşludur. Her titreme de Parkinson hastalığı anlamına gelmez. Parkinson’un nedeni kesin bilinmemekle birlikte, yüzde 5 kadar genetik yönü vardır. Hareket bozukluklarının belirmesinden yıl önce çoğu hastada koku hissi kaybolur. Bazılarında ise yıllar önce uykunun rüya dönemlerinde huzursuzluk, bağırıp çağırma, yanındaki eşine vurma, yataktan düşmeler olur.

Tenise, futbola devam

- Parkinson hastalarında tıbbi tedavinin yanı sıra, fizik tedavi, beden eğitimi de çok önemlidir. Fiziksel olarak zinde olan hastaların uzun hastalık seyriyle daha iyi başa çıktıkları bilinen bir gerçektir. Hastalar normal hareket açıklığına kavuşmak amacıyla, tüm eklem ve kaslarını her gün kısa sürelerle çalıştırmalıdırlar. Bu çalışmaların hastayı aşırı derecede yoracak kadar ağır olması ya da uzun sürmesi şart değildir. İsterse, sabit duran bisiklet ya da kürek çekme aletlerinden yararlanabilir. Eskiden beri yapmaktan hoşlandığı tenis, futbol gibi faaliyetleri varsa, bunları sürdürmelidir. Çünkü, bu tür sporlarda öğrenilmiş hareketler, içgüdüsel olarak yapılan hareketlere oranla Parkinson’dan daha az etkilenir.

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

İbrahim Saraçoğlu Parkinson Hastalığının Tedavisi

karabas-otu-kuruÇevremizde bazı yaşlılarda gördüğümüz için yaşlılara özgü bir hastalık olarak bilinen Parkinson, beyinde &#;dopamin&#; adı verilen maddenin eksikliği ile ortaya çıkan, kronik bir hastalık. Beynin alt kısımlarındaki gri cevher çekirdeklerinin bozukluğuna bağlı bir sinir sistemi hastalığı olan Parkinson hareketlerde yavaşlama, ellerde titreme ve ayakları sürüme gibi belirtilerle kendini gösteriyor.

Modern otacı, doğa eczanesinden kürlerle hastalıklara çözümler sunan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Parkinson hastaları için çeşitli önerilerde bulunuyor. Parkinson hastalarına bitkisel destek için karabaş çayını tavsiye etti. Karabaş otu unutkanlık, hafıza kayıpları ve alzheimer hastalığına karşı da etkili bir bitkidir. Düzenli kullanıldıktan sonra etkileri hissedilmiştir. Karabaş otu, beyinde tıkanan damarları açmaktan, beyin omurilik sıvısının dolaşımını rahatlatmaya kadar birçok özelliği bulunan mükemmel şifalı bir bitkidir.

Parkinson için Karabaş Çayı

5 tane karabaş çiçeği

1 su bardağı kaynar su

Hazırlanışı:

5 adet karabaş çiçeğini elinizle ufalayarak 1 su bardağı kaynar suya koyarak kısık ateşte 4 dakika kaynatın. Süzerek suyunu için. Her gün bir bardak bu çaydan tüketin.

Önemli bir besin kaynağı olan taze bakla ise Parkinson ilaçlarının içindeki maddeyi doğal olarak içermektedir. Ancak baklayı aşırı tüketmemek gerekmektedir. Bakla bir öğünde fazla miktarda alırlarsa ilaç zehirlenmesi etkisi yapabilir. Yani dopamin zehirlenmesi denen duruma neden olur. Bulantı, kusma, bilinç bulanıklığına kadar giden, istemsiz kasılmalara kadar giden belirtiler verir. Bu nedenle Parkinson hastalarının ihtiyacı olan dopamin içeren baklanın günde bir porsiyondan fazla tüketilmemesi tavsiye edilmektedir.

İbrahim Saraçoğlu Parkinson hastaları için baklanın yemeğinin yanında taze baklayı (kurusu da olur) kaynatarak suyunun içilmesini de tavsiye etti.

0 yorum yapılmış


    Warning: A non-numeric value encountered in /var/www/vhosts/monash.pw on line
  1. avatar

    yırmıyıldır parkınson hastasıyım ellıdort yasındayım hocamın dedıgı taze baklanın ıcını kaynatıp ıcıyorum fevkalade faıdesını gordum allah kendılerınden razı olsun saglıklı uzun omurler vresın kendılerıne

  2. avatar

    sayın hocam ibrahim saracoglu adım rahmi cingirt 10/2/dogumluyum nın 4düncü ayından buyana parkinson hastasıyım sagkolumda titremeylen başladı ve hastalıgım devam ediyor bana parkinson pilitakmak icin randevu verdiler ama ben veailem geriye öteledik şimdilik haplan idare ediyorum kullandıgım haplar8milligıramgünde3tane regoip 3tanetirivastel 50miligıram sinemet/25milligıram birde rivotril alıyrum sayın hocam bukonuda sizinlen mümkünse görüşmek istiyorum düzce akcakocalıyım

İbrahim Saraçoğlu Parkinson Hastalığının Tedavisi adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

Baklanın faydaları nedir? Baklanın cinselliğe faydaları

Bakla diğer bir adı ile “ful”, baklagiller familyasından gelen kazık köklü bir bitkidir. Kökleri toprağın cm derinliğine kadar inmektedir. Gövdenin yanlarında açılan kökleri çok kuvvetli bir şekilde açarak gelişim göstermektedir. Tüysüz olan sapı 1 metre ye kadar uzayabilmektedir. Çiçeklerinin ise kendine has ve hoş bir kokusu bulunmaktadır. Vitamin ve protein açısından çok zengin olan bakla tazeyken de kuruyken de vitamin ve minerallerini korumaktadır. Tazeyken yeşil, kuruyken de kahverengini almaktadırlar.

Mevsimin kıştan bahara döndüğünün ilk müjdecilerindendir. Baklanın kurusu, tazesine göre daha sağlıklıdır. Bu bitki içerisinde B1 vitamini, B2 vitamini, B6 vitamini ve K vitamini bulundurmakla birlikte magnezyum, demir, kalsiyum ve potasyum açısından da oldukça zengindirler. Bu yararlı bitki ülkemizin hemen hemen her yerinde yetişmekle birlikte genel olarak Antalya, Aydın, İçel gibi Akdeniz ve Ege bölgelerinde yetişmektedir.1 bardak ( gram) pişmiş bakla; kalori, 33 gram karbonhidrat, 13 gram protein, 9 gram lif ve 1 gramdan az yağ içerir.

BAKLANIN BESİN DEĞERİ NEDİR?

1 fincan, gram baklada;

  • miligram potasyum,
  • 41 miligram sodyum,
  • 31 miligram magnezyum,
  • 18 miligram kalsiyum,
  • 5 miligram demir,
  • 58 miligram B9 vitamini (folat ve folik asit),
  • 8 miligram C vitamini,
  • miligram manganez,
  • 73 miligram fosfor,
  • 10 gram lif,
  • 7 gram karbonhidrat,
  • 60 gram protein,
  • 43 gram yağ,
  • 0,6 miligram bakır,
  • miligram B1 (tiamin),
  • 2 miligram B3 (niasin),
  • 0,9 miligram B2 (riboflavin),
  • 47 miligram çinko içeriyor.

BAKLANIN FAYDALARI NELERDİR?

  • Rahim akıntısı ve iltihabı önlemeye,
  • Kan değerlerinin dengede tutulmasına,
  • Göz sağlığını korumaya,
  • Vücutta leke oluşumunu önlemeye,
  • Dişleri güçlendirmeye,
  • Beyin sağlığını ve işlevlerini korumaya,
  • Romatizmal rahatsızlıkları önlemeye,
  • İdrar yollarını temizlemeye,
  • Balgamı rahatça dışarı atabilmeye iyi gelir.
  • Bakla, Böbrek Fonksiyonlarını Destekler: Bakla; içerdiği vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve lif dolayısıyla böbreklere iyi gelen bir doğal besindir. Böbreklerin daha iyi çalışmasını sağlayarak, var olan kumların atılmasını kolaylaştırır. Böbrekler, daha iyi çalıştığında da idrar yolları temizlenir, enfeksiyonlar önlenmiş olur. Kabızlık ve hemoroit gibi rahatsızlıkların da önüne geçilir.
  • Bakla, Bağışlık Sistemini Güçlendirir: C vitamini; vücutta beyaz kan hücrelerinin üremesi, artmasını teşvik eder, bu da bağışıklık sisteminin güçlenmesi anlamına gelir. Bakla gibi bağışıklık sistemini güçlendiren besinlerin tüketilmesi; soğuk algınlığı, nezle, gripgibi hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Bakla içerdiği vitamin, mineral ve antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir, vücudun hastalıklara karşı direncini artırır. Bu bakımdan balgam söktürücü, öksürüğü giderici ve aslında tüm üst solunum yollarının sağlığını destekleyici özellik gösterir.
  • Bakla, Kansızlığı Önler: Vücutta hemoglobin değerinin düşmesi ve kırmızı kan hücrelerinin azalması anemiye, kansızlığa sebep oluyor. Kansızlık da aslında pek çok hastalığın temel sebeplerindendir. Anemik kişilerin, enerji seviyeleri düşüktür, bağışıklık sistemleri güçsüzdür. Bu sebeple de başta beyin fonksiyonları olmak üzere pek çok vücut fonksiyonu zayıflar. İşte bu bakımdan demir içeriği yüksek olan baklanın tüketimi anemiyi önlemeye yardımcı olmakta, anemitedavisinde iyileştirici rol oynamaktadır.
  • Bakla, Kanseri Önler: Bakla; B9 vitamini içeren bir sebzedir. B9 vitamini de DNA’ların onarılması, çoğalması, hasarların onarılması ve güçlendirilmesinde önemli bir rol oynar. B9 vitamini az tüketen kişilerde göğüs, rahim, beyin, kolon ve akciğer kanseri oluşma riski çok yüksektir. Bu bakımdan B9 vitamini bakımından zengin olan diğer besinleri ve baklayı haftada kez tüketmekte fayda var.
  • Serbest Radikallerle Savaşır: Serbest radikaller; vücudun hastalıklara karşı direncini düşüren, hücrelere hasar veren organizmalardır. Antioksidanlar ve manganez gibi mineraller bakımından zengin beslenen kişilerde serbest radikallerin etkisin daha düşük Bakla da bol miktarda manganez ve dolayısıyla da antioksidan içeriyor, serbest radikallerle savaşıyor. Bu sayede kanser ve diğer hücresel hasardan kaynaklı hastalıkları önlüyor.
  • Osteoporozu Önler: Osteoporoz, yani kemik erimesi öncelikle yaşı ilerleyen kadınlar, genel olarak baktığımızda da milyonlarca insanın yüz yüze kaldığı bir sorundur. Osteoporozu önlemenin yolu da çocukluktan itibaren vitaminler, mineraller ve özellikle de manganez ve kalsiyum açısından zengin beslenmekten geçiyor. Manganez içeriği sayesinde düzenli olarak bakla tüketiminin de kemik gelişimini desteklediği ve kemik erimesini önlediği bir gerçektir.
  • Uyku Uyumaya Yardımcı: Baklanın zihinsel sağlığı koruduğu, rahatlama ve dinginlik verdiği biliniyor. Baklanın içeriğinde bulunan triptofan da aynı bağlamda zihinsel rahatlık ve huzur veriyor, bu sayede kişinin rahatça uykuya dalması ve deliksiz bir uyku uyuması mümkün oluyor. Sağlıklı ve yeterli bir uyku uyumanın kişinin beyin gelişimi, hafızasının güçlenmesi, kilosunun kontrol altında tutulması, duygusal durumunun daha mutlu yönde ilerlemesi, kas ağrılarının dinmesi gibi olumlu etkileri olduğu düşünüldüğünde bakla tüketiminin önemi bir kez daha anlaşılıyor.
  • Kalbinizi Korur: Bakla; kalp dostu vitaminler olan A vitamini ve C vitamini bakımından zengindir. Bu vitaminler kalbin ve damarların sağlığını destekler, fonksiyonlarını güçlendirir. Düzenli olarak haftada bir ya da iki kez bakla tüketimi; damar tıkanıklığını önler, kanın pıhtılaşması sorununu giderir, kötü kolesterolü düşürür ve dolayısıyla da kalbi ve damarları korur.
  • Parkinson Hastalığını Önler: Son yıllarda yaşı 50’nin üzerinde olan pek çok yetişkinde çok sık olarak Parkinson hastalığı ortaya çıkmaya başladı. Parkinson hastalığı; dopamin üreten beyin hücrelerinin ölümüne sebep olduğundan Parkinson hastalarında düşük dopamin seviyesi görülür. Vücutta dopamine çevrilen bir nörotransmitter olan levodopa açısından oldukça zengin olan bakla Parkinson hastalığı semptomlarını hafifletir.
  • Doğum Anomalilerini Önler: Omurilik ve beyin gelişimi açısından oldukça önemli olan folik asit; nöral tüp defektini önlediğinden hamile annelerin mutlaka alması gereken bir vitamindir. Folik asit içeriğiyle zengin olan bakla sağlıklı fetal gelişimi destekler.
  • Yüksek Kan Basıncını Önler: İçeriğindeki magnezyum ve potasyum sayesinde yüksek kan basıncını önler ve kalp sağlığını korur.
  • Kilo Vermeye Yardımcı Olur: Protein ve lif açısından oldukça zengin olan bakla doygunluk hissini artırarak gün içerinde alınan kalori miktarını azaltacağından kilo vermeye yardımcı olur.
  • Kolesterolü Düşürür: İçeriğindeki çözünebilir lif sayesinde kolesterol seviyesini düşürür.

Bakla Kürü Ne İçin Kullanılır?

Hayatımızı idame ettirebilmek için neredeyse en önemli organlarımız arasında ellerimiz vardır.

Ellerimizin gereksiz yere titremesi, bu titremeye engel olamama gibi durumlar ise bazı faktörlere bağlanabilir. Bunlar arasında çevresel faktörler çoğunluktadır.

Örneğin çok soğuk bir ortamda ister istemez ellerimiz titrer ve bunu engelleyemeyiz. Psikolojik olarak bunun için ciddi bir sebep sunulabilir.

Korku durumunda vücudumuzun birçok uzvu istemsiz bir biçimde titremeye başlar. İşin daha ilginci ise buna engel olabilmek neredeyse imkânsızdır.

Haricinde heyecan, sinir gibi durumlar psikolojimizi etkilemekle kalmayıp fizyolojik olarak titreme gibi durumları beraberinde getirebilir.

Kullanılan uyuşturucu maddeler, alkol bağımlılığı gibi kötü alışkanlıklar bu maddelerin yoksunluğunda el titremesi gibi reaksiyonlara sebep olabilir.

En basitinden kafein miktarı yüksek olan kahve düzenli olarak uzun süre kullanıldığında bir süre içilmezse aynı sonuçla karşılaşmamızı sağlayacaktır.

Yaşlılarda el titremesi çoğunlukla Parkinson adı verilen, nöron motor sisteminde yaşanan bazı rahatsızlıkların temelinde gelişen hastalıktan kaynaklanır.

Bu hastalık insanın tüm yaşamını zorluklarla çevreleyebilir. Bilhassa yemek yerken, kişisel ihtiyaçları karşılarken, hatta uyurken bile ellerin veya farklı vücut uzuvlarının titremesine şahit olunabilir.

Haliyle Parkinson hastalığına karşı bitkisel çözüm için İbrahim Saraçoğlu uzmanlığını yine konuşturuyor. El titremesine karşı bakla kürü ile kesin çözüm sağlayan hastaların sayısı ise her geçen gün artıyor.

Parkinson Hastalığına Bakla Kürü Etki Eder Mi?

Parkinson hastalığı tedavi açısından ilaçla bir noktada dengelenebiliyor.

Fakat şöyle bir durum var ki ilaç kullanımı bir süreden sonra vücudun bağışıklık sisteminden kaynaklanan bir alışkanlığa yol açıyor.

Dolayısıyla el titremesine iyi gelen doğal yöntemler dışında kullanılabilecek hiçbir alternatif kalmıyor.

Parkinson tedavisi için Dopa isimli bir enzime ihtiyaç duyuluyor.

Tüm ilaçların ana etken maddesi olan Dopa ise bakla içerisinde bol miktarda bulunuyor.

Dolayısıyla doğal yollardan el titremesini önlemenin yolları arasında baklanın aktif kullanımı önemli bir yer kaplıyor.

Bu içeriğinden ötürü kısa vadede önemli sonuçlan alınmasını sağlayabiliyor.

Tıp dilinde Tiremor olarak adlandırılan el titremesi doğal kürler ile gerek yaşlılarda gerekse gençlerde çözüme kavuşturulabiliyor.

Parkinson Hastalığına Çare Bakla Kürü Nasıl Hazırlanır?

Parkinson’a bitkisel kür uygulama fikrini ortaya atan Profesör İbrahim Saraçoğlu gerçek anlamda başarıya ulaştığı yeni bir tarifi bizlerle paylaşıyor.

Bakla kürü el titremesine karşı şimdiye kadar kullanılan en etkin doğal yöntem olarak birçok tıbbi gelişimin önünü açıyor.

Doğanın faydalarından yararlanmakla kalmayıp onları tıbbın ve bilimin ışığında sentezlenmesiyle daha öteye götürülmesine fazlasıyla alışığız.

Bu kez ise Bakla kürü ile Parkinson hastalarının çare bulmaları için gereken malzemeleri sizler için sıraladık.

Malzemeler

5 Tane Bakla
1 Bardak arıtılmış su (Klorsuz)

Hazırlanışı

Hormonlu ya da farklı ilaçlarla üretilmiş olan suni gübreleme hasadı baklalar bu kür için uygun değildir.

Kürü uygulayarak olumlu sonuç almayı amaçlıyorsanız kesinlikle doğal yollardan üretilmiş, doğal gübreyle ekilen ve yetiştirilen bakla temin etmeniz gerekiyor.

Aynı zamanda baklaların taze olması çok daha etkin bir bitkisel kür yaratmanızı sağlayacaktır.

Baklaların taze olduğuna dikkat ederek temin etmeniz kürün faydaları açısından önemlidir.
Baklalar bildiğiniz üzere kabukludur ve kabukları soyulabilir.

Kabuklarını soyduktan sonra hazırladığınız suyu kısık ateşe koyarak içerisine atmanız gerekiyor.

Ancak baklaların kabuklarını çöpe atmak yerine içlerini de kabuklarını da tencerenin içerisine atınız.

Böylece hem içinden hem de kabuklarındaki minerallerden faydalanabilirsiniz.

Su ile birlikte kaynamaya başlayan kürünüz dakika sonra kıvamına ulaşacaktır.

Ocaktan aldıktan sonra soğumasını bekleyip, ardından süzme işlemine geçebilirsiniz.

Bakla Kürü Nasıl Uygulanır?

Süzme işleminin ardından baklaların içlerini ve kabuklarını ayrı bir yere alın.

Elde edeceğiniz su ise Bakla kürü hazırlanışı için final anlamı taşıyor.

Bu suyun gündelik tüketilmesi gerektiğini hatırlatmak istiyoruz.

Yani taze olarak sürekli yapılması ve aynı gün içerisindeki tüketilmesi gerektiğinden malzeme sayısını ona göre ayarlamalısınız.

Sabah ve akşam içilmesi gereken Bakla kürü el titremesini kesecektir.

Fakat bunun hemen olması söz konusu değil. Keza etkilerin kalıcı olarak görülmesi ortalama birkaç ay bile alabiliyor.

Metabolizmaya ve Parkinson seviyesine bağlı olarak bünyeden bünyeye farklılık gösterebiliyor.

Her gün sabah ve akşam aç karnına içeceğiniz taze Bakla kürü sayesinde bitkisel olup hiçbir zararı olmayan suyu tüketmeniz gerekir.

Aç karnına içmek tavsiye edilmiyorken kahvaltıdan ve akşam yemeğinden sonra yaklaşık bir saat bekleyip tüketmek en ideal sonuçları görmenizi sağlar.

Etiketler: ANA • bakla kürü nasıl yapılır • bakla maskesi • bakla maskesi kullananlar • durum • hastalık • kuru bakla nasıl haşlanır • kuru bakla nasıl ıslatılır • kuru bakla nasıl pişirilir • kuru bakla nerden bulunur • kuru bakla nerede satılır • kuru bakla neye iyi gelir • tedavi

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır