BALA HATUN NASIL VE NEDEN ÖLDÜ?
Râbi'a Bala Hâtun'un hayatı hakkında ayrıntılı bilgi yer almıyor. Şeyh Edebali'nin kızı ve Alâeddin Paşa'nın annesi olarak bilinen Rabia Bala Hatun, Osman Gazi ile 1289 yılında evlenmiştir. Oğlu Alaeddin ise Osman Gazi ile evliliğinden dünyaya gelmiştir.
Bala Hatun'un ölümüne ilişkin detay bulunmuyor. Dizide de hasta yatağında bulunan Bala Hatun'un akıbeti merak konusu.
ÖZGE TÖRER KİMDİR?
Törer, 1998 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Muğla Sıtkı Kocaman Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü’nde eğitimini sürdüren oyuncu, ilk oyunculuk deneyimini Kuruluş Osman dizisi ile elde etti.
ATV ekranlarında yayınlanmakta olan Kuruluş Osman dizisinde Bala Hatun karakterine hayat veren Özge Törer, 1.68 metre boyunda, 56 kilo ve Koç burcudur.
Kuruluş Osman dizisinde Osman Gazi'nin eşi Bala Hatun'u Özge Törer canlandırıyor. Seyirciler Şeyh Edebalı'nın kızı Bala Hatun'un kaç çocuğunun olduğunu araştırıyor.
BALA HATUN'UN KAÇ ÇOCUĞU VARDIR?
Osmanlı Devleti'nin ilk veziri Alâeddin Paşa'nın annesidir.
OSMAN BEY'İN KAÇ ÇOCUĞU VARDIR?
Osman Bey'in 7 çocuğu vardır. Osman Bey'in Rabia Bala Hatun'dan doğan çocuğu, Alâeddin Ali Bey'dir. Osman Gâzî'nin diğer 6 çocuğu ise Malhun Hatun'dan dünyaya gelmiştir. İsimleri:
Çoban Bey
Melik Bey
Orhan Gazi
Hamid Bey
Bazarlu Bey
Alâeddin Ali Bey
Fatma
Melek Hatun
OSMAN BEY'İN OĞLU ALAEDDİN BEY KİMDİR?
Adı kaynaklarda Ali ve Ali Erden şeklinde de geçmektedir. Hakkındaki bilgiler, kaynak yetersizliği ve mevcut kaynaklardaki çelişkiler yüzünden eksiktir. Ancak vakfiyesinde adı Alâeddin olarak geçer. Büyük bir ihtimalle Orhan Bey’in ana baba bir küçük kardeşidir. Babasının son zamanlarına kadar bazan Bilecik’te dedesi Şeyh Edebâli’nin, bazan da Yenişehir’de babasının yanında kaldı. Osman Gazi’nin ölümünden sonra, ahî reislerinin ittifakıyla ağabeyi Orhan’ın beyliğe geçmesi üzerine muhtemelen bir süre ordu kumandanı oldu, fakat ardından inzivaya çekildi. Bir rivayete göre ise babasının sağlığında ordu kumandanı bulunan Orhan’ın “bey”lik teklifini ve baba mirasını reddetti; sadece Bursa’nın Kete bölgesindeki Kotra (Kudra) arazisini almakla yetindi. Fakat Alâeddin Bey’in, Orhan Gazi ile Bizans İmparatoru Andronikos arasında Maltepe’de yapılan savaşta ordu kumandanı olduğu bilinmektedir. Nitekim 1333 tarihli vakfiyesinde geçen “emîr-i kebîr mücâhid fî sebîlillâh (...) avni’l-guzât ve’l-mücâhidîn” ifadesi bu keyfiyeti doğrular. Alâeddin Bey bir rivayete göre 1333 yılında Biga Kalesi’nde ölmüştür (bk. Mehmed Râşid, vr. 24b-26a). Mezarı babasının Bursa’daki türbesindedir. Bursa’nın Kükürtlü semtinde bir tekkesi, Kaplıca başında da iki camii vardır. 928 (1522) tarihli Bursa evkafına ait bir tapu defterinde torunlarının adları geçmektedir. Bazı kaynaklarda, o devirde yaşamış ve hânedan mensubu olmayan bir başka Alâeddin Paşa ile karıştırılan Alâeddin’in gerek vakfiyesinde gerekse tahrir defterindeki sıfatı “bey”dir.
Alâeddin Bey’in en önemli icraatı, Osmanlı Beyliği’nin idarî ve askerî yöndeki teşkilâtlanmasında gösterdiği faaliyetlerdir. Ordu kumandanlığı sırasında, Osmanlı askerini öteki Anadolu beyliklerinin askerlerinden ayırmak için askerlerin serpuşlarının rengini kırmızıdan beyaza çevirtmiş, Çandarlı Kara Halil ile birlikte ilk defa dâimî yaya ve müsellem birliklerinin kurulmasına ön ayak olmuştur. Ordunun öteki birliklerinin de teşkilâtlandırılması, hatta Osmanlılar’da divan teşkilâtının kurulması, divanda burma sarık giyilmesi ve para bastırılması Alâeddin Bey’e atfedilirse de bunlar hakkında şimdilik kesin hüküm vermek mümkün değildir.