kaynağı değiştir]
Marmara Adaları'nın en yükseği olan Marmara Adası doğal bitki örtüsü açısından öbür adalardan ayrılır. Takım adanın geri kalan bölümünde step görünümü egemen iken, Marmara Adası'nda yer yer Kızılçam ormanlarına rastlanır. Daha kurakçıl olan güney kesimde makiler yaygındır. Orman örtüsünün bulunduğu kuzey kesim ise bitki örtüsü bakımından daha zengindir. Ayrıca Marmara Adası zeytin ağaçları bakımından zengin bir yöredir.
Adadaki ilk yerleşme Antik ÇağdaMiletoslularca kuruldu. Bir deniz ticaret kolonisi olarak kurulan Prokonnesos (Προκόννησος) kenti, adaya da adını verdi. Birçok kez yağmalanan Prokonnesos, Roma Döneminde Hristiyanların sürgün yeriydi. Bizans Döneminde keşişlerin yerleştiği adaya, Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra yüzyıldan başlayarak Türkler de yerleştirildi. Ada halkının çoğunluğunu oluşturan Rumlar yüzyıllarca Türklerle yan yana yaşadı. Günümüzde Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemi tarihi eserleri adada kısmen mevcuttur. İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen birçok mermer eser Roma ve Bizans Dönemlerinde adanın mermerleri ile yapılmıştır.
Lozan Antlaşması'nın mübadele maddesi hükümleri uyarınca Rumlar Yunanistan'a gitmek zorunda kalınca, adaya özellikle Karadeniz Bölgesi'nden gelenler yerleştirildi. Rum nüfus Yunanistan'a göçerek Halkidiki yarımadasında Neos Marmaras (Νέος Μαρμαράς, Yeni Marmara) yerleşimini kurdu.
4 Ocak 'teki Erdek Depremi adada büyük bir yıkıma yol açtı.
yüzyılın başlarında adaya Girit göçmenleri iskan edildi. Günümüzde ada sakinlerinin büyük çoğunluğunu Romeika konuşan Of ve Trabzon göçmenleri oluşturmaktadır.[2]