2.4. TV İçin Çekilen Kemal Sunal Dizileri (1992-1997) 2.4.1.Özel TV Kanallarının Yerli Dizilere Yönelmesi
Reytingini yükselterek reklam gelirini artırmak amacıyla ve ucuz maliyeti nedeniyle Türk filmlerine olan talep artmıştır. Sinemanın durağan dönemde olması, yeni filmlerin çok az yapılması, Türk filmlerinin ekranlarda tekrar tekrar gösterilmesine neden olmuştur. Özel kanalların, başlangıçta sadece yabancı dizi ve filmlere rağbet etmeleri halkın, yerli yapımları göstermesi yönünde isteği belirten tepkilerine neden olmuştur. Türk filmlerinin yanı sıra bu kez yerli diziler de yapılmaya başlanmıştır. Hemen her TV kanalı böyle bir girişimde bulunmuştur. 2.4.2.Kemal Sunal Dizileri Sinemadaki kriz tüm sektörü oldukça ağır şekilde etkilemiş, bundan nasibini almayan kalmamıştır. Kemal Sunalda sinemanın bu buhranlı döneminde TV kanalıyla yaptığı dizi anlaşmasının gereği olarak kamera karşısına geçmiştir. Genelde dizi çekimlerinde bir taraftan dublajın gerçekleşmesi, diğer yandan da televizyonda gösterilmesi olayı vardı. Kemal Sunal dizileri TV seyircisinin beğenisini kazanmıştır. Öyle ki Sunal, Hürriyet'in düzenlediği "Televizyon Yıldızları 94" adlı yarışmada "Onur Ödülü"ne layık görülmüştür. 2.4.2.1.Saygılar Bizden Dizisi Senaryosunu Umur Bugay'ın yazdığı, yönetmenliğini Zeki Ökten'in yaptığı "Saygılar Bizden" adlı dizi Star TV' de yayınlandı. 1992 yılında çekilen dizi aynı yıl içinde gösterime girdi. 13 bölümden oluşan dizinin her bölümü kendi içinde bir bütündü. Kemal Sunal'ın ilk TV dizisi olması nedeniyle önemli bir yere sahiptir. Teknik anlamda sinema filmi çekimiyle, dizi çekimi arasında büyük farklar vardır. Mesela sinema filmi 35 mm'lik kamera ile çekildiği halde bu dizi filmde de olduğu gibi bütün dizi filmler video kamerayla çekilir. Dizide insanların makineleştiğini görüyoruz, sinema filminde ise duygular yoğun bir biçimde yaşanıyor.
"Saygılar Bizden" adlı dizi genel anlamda adalet mekanizmasını eleştiren bir dizi filmdir. Cumartesi günü saat 20.05'te oynayan bu dizide Kemal Sunal'ın dışında Erol Demiröz, Yaman Oktay, Alev Oraloğlu adlı sanatçılarda rol almıştır. 2.4.2.2.Şaban Askerde Dizisi 1993-1994 yıllarında çekilen bu dizinin ilk 13 bölümü Sulhi Dölek tarafından yazılmıştır. Geriye kalan 15 bölümü ise Levent Ev kuran tarafından yazılmıştır. İlk 13 bölümün yönetmeni Orhan Oğuz'dur. Geriye kalan bölümleri Halit Akçatepe yönetmiştir. Aynı yıllarda Star TV'de gösterilmiştir. Pazartesi günleri saat 20.05'te gösterilen "Şaban Askerde" dizisi büyük ilgi görmüştür. Askerlikte insanların başından geçen olayları gülünç bir şekilde seyirciye anlatan bir dizidir. Bu dizide Kemal Sunal'ın dışında Halit Akçatepe, Dinçer Çekmez, Özlem Savaş gibi oyuncular yer almıştır. 2.4.2.3.Bay Kamber Dizisi 1994 yılında çekilen bu dizi aynı yıl Star TV' de gösterime girmiştir. İki bölümlük hakkı "Şaban Askerde" dizisinde kullanılınca 11 bölüm olarak çekilmiştir. Değişik gün ve saatlerde gösterilerek deneme tahtası gibi kullanılan bu dizi halk tarafından ilgiyle izlenmiştir. "Mike Hammer"dan esinlenen "Bay Kamber" dizisi onun yerli versiyonu olmuştur. İlk iki bölümü Gürcan Töreci, üçüncü bölümü ise Oya Yüce yazmıştır. Üç bölümü Yaşar Seriner tarafından yönetilmiştir. Geriye kalan 8 bölümü Muzaffer Abayhan tarafından yazılmış, Ünal Küpeli tarafından yönetilmiştir. Kemal Sunal ve Ebru Şimşek'in başrolünü paylaştığı dizinin her bölümünde olaylar değiştiği gibi, sanatçı kadrosuda değişmiştir.
2.4.2.4. Şaban İle Şirin Dizisi Çekimlerine 10 Aralık 1996'da başlanan dizi 10 Şubat l997'de gösterime hazır hale gelmiştir. Ayrıca aranan çocuk yıldız, açılan yarışma sonucunda bulunmuştur. Şaban'ınçocukla başından geçen olayları anlatan bu dizide sevgi ve hoşgörü işlenmektedir. Bir mahalleyive bu mahallede yaşayan insanların birbiri ile olan münasabetleri anlatan bir dizi filmdir.
Yönetmenliğini Oğuz Yalçın'ın yaptığı, senaryosunu levent Evkuran'ın yazdığı bu dizide Kemal Sunal'ın yanı sıra Münir Özkul, Halit Akçatepe, Dinçer Çekmez, Asuman Arsan, Selçuk Uluergüven, Yaman Tarcan, Tuncay Akça, Uğur Kıvılcım, Cengiz Sezici, Necdet Yakın ve yarışma sonucu seçilen çocuk oyuncu Tuğçe Gedik oynamıştır. 5 Mart 1997'de ATV'de gösterime girmiştir.
3. KEMAL SUNAL’IN SANATÇI KİŞİLİĞİ
VE MEDYADAKİ DURUMU
3.1. Kemal Sunal'ın Sanatçı Kişiliği Vefa Lisesi'nde okurken sanata ilgi duymaya başlamış ve bu dönemde tiyatro çalışmaları yapmıştır. Aynca lise dışında da birçok amatör tiyatro topluluklarında rol almıştır. Lise yıllarında bütün hocaları, Kemal Sunal'ı oyuncu olması için teşvik etmişlerdir. Akşam Gazetesi'nin düzenlediği ilk Liseler arası Tiyatro Yarışması'nda "Harput'da Bir Amerikalı" aldı oyunla büyük başarı kazanmıştır. Bu adımla başlayanoyunculuk serüveni, profesyonel tiyatro oyunculuğu ve ardından sinema oyunculuğu olarak günümüze kadar gelmiştir.
3.1.1. Kemal Sunal Güldürüsünün Türk Sinemasındaki Yeri
Türk sinemasının 1970'li yıllara kadar komedi tarafı genellikle "Hareket Komedisi" şeklinde tanımlanabilecek bir anlayış içermekteydi. Özünde komedi filmi olmayan bu çalışmalar, başrollerdeki oyuncuların komediyi oynamasından çok, alt kadrodaki yardımcı oyuncuların ve genelliklede yıldız sanatçıyla olan ilişkilerinde değil, kendi aralarında cereyan eden jest, mimik vb. kişisel hareketlere dayalı yapılan esprilerden oluşmaktaydı. Komedi filmi olmayan bir filmin içinde yer alan, filmi destekleyici bir tali unsur olarak işlenmiştir.
Türk sinemasının gelişim sürecinde 1970'li yıllar önemli bir kilometre taşı oluşturmuştur. Türk sineması içerik yönünden geçirdiği değişimin yanında teknik alanda da bir takım yeniliklere açılmış, 1969 sonları ile 1970'li yılların başlarında ilk kez Türk sinemasında renkli film yapılmaya başlamıştır.
Türk sinemasındaki bu değişim doğal olarak komedi türünü de içerik olarak etkilemiştir. 1970'lere kadar salt jest ve mimiğe dayanan komedi (espri) anlayışı, yerini "Durum Komedisi"ne terk etmiştir. Aslında "Hareket Komedisi," "Durum Komedisi" tarzının gelişmesiyle birden ve tamamen yok olmuş değildir. Ancak, "Durum Komedisi" olarak tanımlanan, filmin temel konusunun ve olayların esprili algılanmasında, "Hareket Komedi", yani jestlere, mimiklere dayanan güldürü anlayışı bu kez, tali bir konuma gelmiş, "Durum Komedisi"ni tamamlayıcı, destekleyici ve hatta güldürü doldurucu artırıcı bir işleve sahip olmuştur. 5
Türk sinemasının komedi türünde yaşanan değişim sürecinin ilk önemli aktörlerinden biri Kemal Sunal'dır. Kemal Sunal ile başlayan Türk sinemasında komedi tarzının değişim süresi, teknik olanakların da iyileşmesi ile özellikle 1970'li yılların ikinci yarısından itibaren seyirci olağanüstü bir ilgiyle sinema salonlarına toplanmaya başlamıştır. TV'nin bu yıllarda Türkiye'deki yayınlarının henüz çok yeni ve renksiz olması, yok denecek kadar az film yayınlanması, sinema salonlarının dolu ve canlı kalmasının bu yıllardaki önemli nedenlerinden biridir.
Kemal Sunal'ın güldürü sinemasına getirdiği bu anlamdaki farklı tarz, 1980'li yılların ilk yarısında da devam etmiş, ancak ikinci yansından itibaren özünde aynı, ancak daha sosyal içerikli bir niteliğe bürünerek 1990'lara kadar devam etmiştir. 1980'li yılların başında TRT'nin evlere renkli yayına başlaması ile, bu kez filmler sinema salonlarından evlere kadar gelerek, çok daha geniş kitlelerce izlenme olanağına sahip olmuştur. 1980'lerin sonu ile 1990'lann başlarında henüz yasal bir düzenleme ve gerekli altyapı bile henüz hazır olmadan özel TV kanallarının büyük bir hızla yayın hayatına başlaması, genelde Türk filmlerine ancak, özelde Kemal Sunal güldürüsüne olan talebi artırmıştır.
1990'lı yılların sonlarına geldiğimiz son dönemde, 25 yıl önce Türk sinemasında komedi anlayışının değişimine sanatı ile ismini yazdırmış Kemal Sunal'ın filmleri, özel TV kanallarında filmlerin yapıldığı yıllardaki izleyici ilgisi ve talebi ile adeta tekrar rekorları kırarak yayınlanmaktadır.
Türk sinema seyircisinin bu komedi tarzına olan talebi, Kemal Sunal güldürüsünün Türk sinemasındaki yerini belirleyen bir önemli etkendir. 3.1.2. Film Konularının Seçimi
"Kemal Sunal filmlerinin konularının en önemli özelliği; Türk toplumsal hayatının her döneminde yaşanan ve yaşanması muhtemel olaylardan seçilmesi yani güncelliğini hiçbir zaman kaybetmeyecek olmasıdır. Kemal Sunal, film konularını seçerken halka yakın olmasına, mesajların halka geçmesine, güldürürken bir şeyler öğretmeye, eğlendirici ve dinlendirici olmasına dikkat etmektedir. Buna 1978 yapımı 'Kibar Feyza' filmini örnek verebiliriz: Feyzo ile köylüsü Gülo'nun güldürüsü. Feyza, askerden döndükten sonra Gülo'ya talip olur. Köyde Gülo'ya başka talipler olduğu için babası başlık parasını artırmaya koyar ve 1O bin peşin 1O bin de senet karşılığı Gülo, Feyzo'nun üstünde kalır. Feyzo borcunu ödemek için bir kente gidip çalışmaya başlar. Feyzo, köye her dönüşünde kentte gördüğü yenilikleri de beraberinde getirir. Ağa'nın sömürdüğü köylüleri bilinçlendirmeye çalışır ve sonunda Feyzo, Ağa'yı öldürür. " 3.1.3.Tiyatro Oyunculuğu Dönemi
1966 yılında felsefe öğretmeni Belkıs Balkır tarafından elinden tutularak Kent Oyuncuları'na götürülür. Müşfik Kenter ile konuşulup, Kemal Sunal, kendisine teslim edilir. Böylece profesyonel tiyatro oyunculuğuna ilk adım atılmış olur. Kent Oyuncuları'ndan Orhan Asena'nın "Fadik Kız," Turan Oflazoğlu'nun "Deli İbrahim" adlı oyununda görev alır. Bu oyunlardaki rol arkadaşları ise Yıldız Kenter, Müşfik Kenter, Şükran Güngör, Kamran Yüce ve Güler Kıpçak'tır.
Daha sonra Pendik Tiyatrosu kuruluşuna katılır ve Orhan İyiler'in "Şarkıcı Kız" adlı oyununda rol alır. Burada ise; Oya Aydonat ve Bülent Kayabaş ile birlikte çalışır. 1967-1970 yılları arasında Ulvi Uraz Tiyatrosu'nda oynar. Ulvi Uraz, Gül Akelli, Ercan Yazgan, Aykut Oray, Savaş Yurttaş ile birlikte "Yalova Kaymakamı'', "Masalar", "Nina", "Murtaza", "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım", "Hababam Sınıfı" adlı oyunlarda görev alır. Bir sezon Ayfer Feray, Günfer Feray, Mete İnselel, Bülent Kayabaş ile sahneye çıkar (Ayfer Feray Tiyatrosu'nda).
Devekuşu Kabare Tiyatrosu'na girer. Burada 1974'e kadar oynar. "Astronot Niyazi", "Dün Bugün", "Gergedan", "Habudiyar", "Yar Bana Bir Eğlence" adlı oyunlarda rol alır. Zeki Alasya, Metin Akpınar, Ayşen Gruda, Ahmet Gülhan ile çalışır. Tiyatroda canlandırdığı tipler, genelde oyuna göre değişen karakterlerdir. Tiyatroda hep aynı tip oynamaz, değişik tipleri canlandırır. 3.1.4.Tiyatro Oyunculuğundan Sinemaya Geçiş Dönemi Tiyatro oyunculuğu döneminde hep sinema yıldızı olmayı düşler ve bunu başaracağına yüzde yüz inanır. Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda oynarken bir gece oyunu seyretmeye gelen Ertem Eğilmez'in dikkatini çeker. O sırada hazırlığını yaptığı "Tatlı Dillim" adlı film için Tarık Akan'ın yanına arkadaşlarını oynayacak oyuncular aranmaktadır. Basketbol grubunu oluşturacak bu oyunculardan biri de Kemal Sunal'dır. Burada canlandırdığı tip tutunca ortalık birden karışır. Ertem Eğilmez ile ardı ardına filmler çekmeye başlar. Kemal Sunal daha ilk başta sinema oyunculuğu ile tiyatro oyunculuğunu ayırt etmiş oyuncularımızdandır.
Sinemadaki başarısının en büyük nedenlerinden biri de budur. 1972-1974 yılları arasında tiyatro ve sinema oyunculuğunu birlikte yürütmüştür. Film çalışmalarının yoğunluğu nedeniyle tiyatro oyunculuğunu 1974'te noktalamıştır.
Kemal Sunal, yüzünü kullanışı ve cana yakın tiplemesiyle halkın en sevdiği güldürü sanatçılarından biri olmuştur. 3.2 Kemal Sunal'ın Medyadaki Durumu 3.2.1 Basında Bazı Kemal Sunal Filmleri 3.2.1.1.Polizei (1988) Yönetmen : Şerif Gören
Senaryo : Hüseyin Kuzu
Görüntü Yönetmeni : Erdal Kahraman
Müzik : Timur Selçuk
Oynayanlar : Kemal Sunal, Babett Jutte, Yalçın Güzelce
Kaya Güzel , Nilüfer Usku, Atilla Cansever
Yapımevi : Penta Film
Ali Ekber, gariban bir çöpçüdür Berlin'de. Geceleride amatör Türk tiyatrosunun temizliğini yapmaktadır. Bir gece, herkes gittikten sonra kostümler arasında bulduğu bir Alman polis giysisini alıp evine getirir. Ertesi gün, bıyığı keserek ve bir gözlük takarak girdiği polis kılığı içinde, havalı biçimde sokaklarda gezer. Dükkanları teftiş eder. Kahvehanelerde, önceden kendisini alaya alan arkadaşlarını korkutur. Daha önce beğendiği ama yüz bulmadığı Alman barmen kızı tavlar. En sonunda herkesin gözü önünde, polislikten gerçek kimliğine döner.
Kemal Sunal'ın özellikle ikinci yarıdaki başarılı oyunu ve konusunun ilginçliğine rağmen, sonu gereksiz ve abartılı biçimde uzatılınca filmin inandırıcılığı zedelenmiştir.
Bir röportajda yönetmen Şerif Gören, filminin doğuşunu ve amacını şöyle belirtmektedir: "Doğu Berlin'deki Brecht Tiyatrosu'nda (Berliner Ensemble) 'Köpenickli Yüzbaşı'yı gördükten sonra böyle bir film yapma düşüncesi oluştu kafamda. 'Polizei', bir yerde, 'Köpenickli Yüzbaşı' oyununun adaptasyonu sayılabilir. Ama bu adaptasyonu,
Türk mantığına göre yaptım ve Berlin'deki Türklerin yaşantılarından
izlenimlerimi, gördüğüm uyumsuzluk biçimlerini yansıtmaya çalıştım. Eleştirisinde, "Batı Berlin, kimilerine göre 68. ilimiz, kimilerine göre Almanya'nın kültür ve sanat kenti ve biz Türklerin özellikle Kreuzberg bölgesini mesken tuttuğumuz güzel, karmaşık, hareketli ve bereketli, öylesine çekici ve de sıkıcı bir kent. Şerif Gören, işte böylesine bir kenti, tüm özelliklerinden, çelişkilerinden ve içinde barındırdığı insanların yabancılaşmasından soyutlayarak, tipik bir Kemal Sunal filmine malzeme yaparak karşımıza getiriyor,"diye yazan Burçak Evren, yazısının sonlarında Kemal Sunal'a hakkını vermektedir: "İkinci yarıda ise, komik olmaktansa komedyen olmanın yollarını aramış. Bir Alman polisinin en ince ayrıntılarına denk gözlenmesinden kaynaklanan, zarif, ölçülü, alışılmış tiplemesinin çok ötelerine giden, başarılı bir karakteri yansıtmış. 3.2.1.2.Zübük (1980)
Yönetmen : Kartal Tibet
Senaryo : Atıf Yılmaz
Yapıt : Aziz Nesin
Görüntü Yönetmeni : Çetin Gürtop
Müzik : Esin Engin
Oynayanlar : Kemal Sunal , Nevra Serezli, Bülent Kayabaş, Ali Şen
Yapım : Erler Film Zübük, tabu sayılan bir konuyu getiriyor karşımıza.Hani radyolarda, çünkü o zaman ülkemizde TV'ler yoktu, iyi ki de yokmuş- saatlerce süren Vatan Cephesine İltihakların verildiği, ancak seçimden seçime anımsanan kırsal kesimlerimizin saf oy vericilerinin bin bir vaatlerle avlandığı, son yıllarda siyasal yaşamımıza giren milletvekili transferleri ağırlığınca altın karşılığı bakanlık teklifleri, Zübük'ün içine, usta bir sinemasal anlatımla, tabu duvarları yıkılarak serpiştirilmiş." Burçak Evren'in böyle anlattığı filmin, çekim ve gösterim koşullarını Vecdi Sayar şu sözlerle açıklamaktadır:
Beyazperdeye Zübük'ü getirmek oldukça zorlu bir çalışmayı gerektiriyordu. Hele filmin çekildiği 12 Eylül öncesi koşullarda. İlginç bir rastlantı yapımcıların adına oldukça talihli bir rastlantı olmalı- filmde anlatılan olaylar, 'Zübük'lere yöneltilen eleştiri, günümüzün koşullarının resmi ideolojisi ile çakışma içinde. 60’lı ihtilalini izleyen günlerde çirkin politikacıya yönelen tepkilerin bir benzerinin, alabildiğine yaygınlaştığı günümüzde, 'Zübük' geçerliliğini koruyor. 3.3. Sanatçıların Gözünde Kemal Sunal 3.3.1.Müjdat Gezen - Sizce bu ilgi neden?
|