bebeğim sıçrıyor / Bebekteki ani sıçrama epilepsi olabilir - Sağlık Haberleri

Bebeğim Sıçrıyor

bebeğim sıçrıyor

Bebekler Uykuda Neden Sıçrar ve İrkilir?

İlk kez anne baba olan çiftler, genellikle bebeklerinin her hareketini gözlemler ve dikkatlerini çeken en ufak bir detayın normal olup olmadığını araştırırlar. Bebeklerin uykuda irkilmesi ve sıçraması da araştırdıkları konuların başında geliyor. Peki, bebekler uykuda neden sıçrar? Bebekler, özellikle yaşamlarının ilk 1 yılında uykuda irkilip sıçrayabilirler. Eğer bu duruma eşlik eden başka bir belirti yoksa bebeklerin uykuda irkilmesi veya sıçraması gayet normaldir. Zira açlık, uyku rutininin henüz oluşmaması, gaz birikmesi gibi pek çok fizyolojik durum, bebeklerde uykuda irkilmeye neden olabilmektedir. Nadiren de vitamin eksiklikleri, üşütme veya epilepsi gibi hastalıklar bebeklerde uykuda sıçramaya sebep olabilir.

Gelin şimdi, bebeklerin uykuda irkilme nedenlerini daha detaylı inceleyelim.

Bebekler Uykuda Neden Sıçrar?

Bebeklerin uykuda sıçraması, ilk 1 yıl çok sık gözlemlenir. Bu durum, özellikle ilk kez anne baba olan ebeveynleri endişelendirse de çoğu zaman tehlikeli değildir. Hele ki bebeklerde uykuda irkilmeye eşlik eden başka bir belirti yoksa bu durum genellikle normal değerlendirilir. Çünkü açlık, gaz problemleri ve uyku sorunları, bebeklerin uykuda sıçramasına sebep olabilmektedir. Ayrıca bebeklerin sinir sisteminin henüz gelişmediği ilk aylarda, ilkel refleks olarak da bilinen moro refleksi, bebeklerin sık sık istemsizce sıçramalarına neden olmaktadır. Ancak uykuda irkilmeye eşlik eden öksürük ve ateş gibi belirtiler de varsa, vakit kaybetmeden bebeği takip eden doktora danışmak gerekir. Zira böylesi bir durum, bebeğin üşütmüş olabileceğinin bir sinyali olabilmektedir.

Bebeklerde Uykuda İrkilme Nedenleri

Bebeklerin uykuda sıçraması ve irkilmesinin nedenleri şu şekilde sıralanabilir;

1. Açlık

Bebeklerde uykuya dalarken sıçramanın en önemli sebeplerinden biri açlıktır. Gün içinde yeterince anne sütü alamayan veya formül mama ile beslenemeyen bebekler, uykuya dalarken irkilip sıçrayabilirler. Bu sebeple bebeğin gün içinde yeteri kadar beslendiğinden emin olmak gerekir.

Bunu da Okuyun: Yenidoğan Bebekler Ne Sıklıkta Beslenmeli?

2. Uyku Problemleri

Uykusuzluk ve uyku rutininin oluşmaması da bebeklerin uykuda irkilmesinin bir diğer sebebidir. Eğer bebek uzun bir süredir uykusuzsa, uykuya dalarken sıçraması gayet normaldir.

Bunu da Okuyun: Bebeklerin Uyumasını Güçleştiren Durumlar!

3. Gaz Birikmesi

Bebeğin uykuda iç çekmesi veya irkilmesinin bir diğer önemli nedeni de gaz birikmesidir. Özellikle yenidoğan döneminde gaz problemleri ile çok sık karşılaşılır. Bunu önlemek ve bebeği rahatlatmak için beslenme sonrası gaz masajı yapmak faydalı olacaktır.

Bunu da Okuyun: Bebeklerde Kolik Belirtileri Nelerdir?

4. Vitamin Eksikliği

Bebeklerde uykuda irkilme vitamin eksikliğinden de kaynaklanıyor olabilir. Bu tespit edebilmek için bebeğe vitamin testi yapılabilir.

5. Hastalıklar

Fizyolojik ihtiyaçların dışında bebeklerin uykuda sıçramasının sebebi hastalıklar da olabilir. Özellikle ateş, öksürük, hırıltı, huzursuzluk gibi başka semptomlar da varsa mutlaka bebeğin takibini yapan doktora muayene olmak gerekir.

6. Epilepsi

Bebeklerde irkilme ve sıçrama, özellikle yaşamın ilk aylarında çok sık görülür ve genellikle ciddi bir problemin habercisi olmaz. Ancak nadiren de olsa epilepsi gibi hastalıklar, irkilmenin altında yatan sebep olabilir. Bu nedenle her ihtimale karşı, bebeğinizin sağlığı ile ilgili şüphelendiğiniz konuları bebeğinizin doktoruna danışmayı ihmâl etmeyin.

Bebekler Uykuda Neden Sıçrar ve İrkilir?

Bebeklerde İrkilme ve Sıçramanın En Önemli Nedeni Moro Refleksi

Moro refleksi, doğumdan birkaç gün sonra ortaya çıkan ve sıçrama şeklinde oluşan bir reflekstir. Toplumda ilkel refleks olarak da bilinir. Böyle adlandırılmasının sebebi, bu tür istemsiz hareketlerin bilinçsiz bir şekilde, içgüdüsel olarak yapılmasıdır. Bebeklik döneminde sinir sisteminin henüz yeteri kadar gelişmemesi, moro refleksinin en önemli sebebidir. Yani bu tarz sıçrama ve irkilme hareketleri, bebeklerin bilinçsiz bir şekilde dış dünyaya verdikleri bir çeşit tepkidir.

Sağlıklı her bebekte olan moro refleksi, bebeklerin nörolojik gelişimini takip etmek için de oldukça önemlidir. Bu reflekste bebekler, gürültü veya flaş ışığı gibi bir uyarana karşı kollarını aniden kaldırıp indirebilir, irkilip sıçrayabilir ve ağlayabilirler. Bebeklerin sinir sisteminin gelişmesiyle birlikte moro refleksinin de zamanla ortadan kalkması beklenir. Doğumdan birkaç gün sonra ortaya çıkan moro refleksinin 6. ayda, en geç ise 1. yaşta geçmesi beklenen bir tablodur. Ancak nörolojik hastalığı olan kişiler, yetişkinlik döneminde de moro refleksi sergileyebilirler.

Bebeklerde Sıçrama ve İrkilme Refleksi Ne Zaman Geçer?

Bebeklerde uyurken sıçrama veya irkilme refleksinin ortalama 6. ayda geçmesi beklenir. Zira bu aylarda bebeğin sinir sistemi gelişmeye başlar. Ayrıca bebeğin beslenme gibi fiziksel ihtiyaçlarının da karşılanmış olması, uyurken irkilme gibi reflekslerinin azalmasına yardımcı olur. En geç ise 1. yaşta bebeğin irkilme reflekslerinin geçmesi beklenir.

Bebeklerde sıçrama ve irkilme refleksinin olması genellikle tehlikeli bir duruma işaret etmez. Asıl bu reflekslerin ilk 6 ay olmaması bir problemin habercisi olabilmektedir. Çünkü bebeğin refleks hareketlerinin hiç olmaması, santral sinir sisteminde bir problem olabileceğinin sinyali olabilir. Böylesi durumlarda mutlaka bebeği takip eden hekime muayene olunmalıdır.

Bebekler Uykuda Neden Sıçrar ve İrkilir?

Bebeklerde İrkilme ve Sıçrama Ne Zaman Tehlikelidir?

Bebeklerin uykuda sıçraması, titremesi, irkilmesi gibi durumların gayet normal olduğunu yukarıda belirttik. Ancak bu refleksler, bebek 1 yaşına gelmesine rağmen hala geçmediyse, mutlaka muayene olunmalıdır. Ayrıca reflekslere öksürük, ateş vb. hastalık semptomları da ekleniyorsa, yine muayene olmak faydalı olacaktır.

Çok nadir karşılaşılsa da bebeklerde epilepsi de titremelere neden olabilmektedir. Özellikle gözlerin sabit bir yere kitlenmesi, ağızdan köpük gelmesi, ciddi kasılmalar, çenenin kilitlenmesi ve bilinç kaybı gibi durumlarda vakit kaybetmeden hastaneye başvurmak gerekir. 

Editörün Seçtikleri

Popüler Yazılar

Gebe Sözlüğü

Korkan çocuğa okunacak en etkili dua! Gece uykusunda ağlayan çocuğa korku duası

Korkan çocuğa okunacak en etkili dua! Gece uykusunda ağlayan çocuğa korku duası

Uykusunda korkan ya da herhangi bir nedenden dolayı üzerinde korku kalmış çocuğa okunması tavsiye edilen dua önerilerini sizlere derledik. Gece uykusundan sıçrayarak uyanan çocuklarda bu korkuyu kaldırmak için korku dualarını okuyabilir, ve bu durumun geçmesi için Allah'a dua edebilirsiniz. Uyuyamayan çocuklarda korkuyu gidermek için okunabilir dua tavsiyeleri...

Birçok çocuğun uykuda korku nedenleri arasında sayılabilen karanlıkta kalma ya da tek başına durma gibi durumların önüne geçmek için içten ve samimi şekilde dua ederek Allah (c.c)'dan bunun geçmesini niyaz edebilirsiniz. Korkan çocuklar için okunacak bazı etkili dua önerileri sayesinde çocuğun hem karanlıktan korkmasını hem de uykusunda korkmasını önleyebilirsiniz.

Ayrıca korkan çocuğunuza kendiniz okuyabileceğiniz gibi kendisine de ezberletilmesi kolay bazı kısa duaları öğreterek dini eğitimlerine yardımcı olabilirsiniz. İnanarak kalpten bir şekilde okunabilecek korku dua ve ayetleri ile, korkunun gitmesini sağlayabilir, manevi rahatlamalar hissettirebilirsiniz. 

Uyumayan bebeklere okunacak en etkili dualar! Huzursuz bebeklerde rahatlatan dualarİLİŞKİLİ HABERUyumayan bebeklere okunacak en etkili dualar! Huzursuz bebeklerde rahatlatan dualar

UYKUDA KORKANLAR İÇİN PEYGAMBER (SAV) TAVSİYESİ KORKU DUASI

Uykusunda korkan çocuğa okunacak dua! Korku duaları

Uykusunda korkan çocuğa okunacak dua! Korku duaları

Hâlid b. Velid (r.a.)’dan rivayetine göre: “Ey Allah’ın Rasûlü, ben uykuda korkutuluyorum.” dedi. Efendimiz (SAV) şu duayı oku buyurdular:

 “Euzü bi-kelimatillahi’t-tammeti min gadabihî ve ikâbihî ve şerri ibâdihî ve min hemezati’ş-şeyetîni en yahdûrun.”

“Allah’ın gazabına uğramaktan, O’nun cezâsından, kullarının şerrinden ve bana gelmelerinden Allah’ın tam kelimelerine sığınırım.” (Ebû Dâvud, Tıb, 19)

Uykuda korku duası! Uykusunda korkan kişiye okunacak dua

Uykuda korku duası! Uykusunda korkan kişiye okunacak dua

KORKAN ÇOCUK VE YETİŞKİN İÇİN OKUNACAK DUALAR!

Uykusunda korkan çocuk için dualar! Uykuda korku duası

Uykusunda korkan çocuk için dualar! Uykuda korku duası

Sabah ve akşam tehlikelerden korunmak için korkan bir kimse şu duayı okumalıdır: HADİS-İ ŞERİF/ " 'Bismillâhillezi lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil ardi ve lâ fissemâi ve hüves-semi’ul alim.' duasını sabah üç kere okuyana, akşama kadar; akşam okuyana da, sabaha kadar hiç bela gelmez." (İbni Mace)

"Hasbiyallahü ve ni’mel vekil, sözü her korku için bir emniyettir." (Deylemi)

Bismillahillezi la yedurru duası

Bismillahillezi la yedurru duası

UYKUSUNDA KORKAN ÇOCUĞA OKUNABİLECEK DUA TAVSİYESİ:

Sıçrayarak uyanma! Uykusunda korkarak uyanan çocuğa dua

Sıçrayarak uyanma! Uykusunda korkarak uyanan çocuğa dua

اللهُمَّ بِحُرْمَةِ عِيسَي وَ بِحُرْمَةِ مُوسَي بِحُرْمَةِ اِبْرَاهِيمَ الْخَلِيلِ نَجِّنِي مِنْ شَرِّ مَا رَاءَيْتُ فِي الْمَنَامِ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرِّاحِمِينَ
Allahümme bihürmeti isa ve bihürmeti Musa ve bi hürmeti İbrahimel-halili neccinii min şerri má raeytü filmenámi birahmetike Ya Erhamerrahimin.

MANASI: Ey benim Allahım! Hz. İsa hürmetine, Hz. Musa hürmetine, Halilin olan Hz.İbrahim hürmetine, Rahmetin ile Rüyamda görmüş olduğum şeyin şerrinden beni kurtar. Ey merhametlilerin en merhametlisi .

PEYGAMBERİMİZİN GECE UYUMADAN ÖNCE OKUDUĞU DUALAR

Uyumadan önce okunacak dua

Uyumadan önce okunacak dua

Hz. Aişe validemiz (r.a) rivayetine göre Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV) geceleri uyumadan önce bazı duaları okuyup vücuduna sürermiş. Bu durum hadis-i şerifte de şöyle geçmektedir: "Hz. Peygamber (a.s.m.), yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizeteyn'i ( Felak ve Nas sureleri) ve Kul Hüvallahu Ehad'i okur, ellerini, yüzüne ve vücuduna sürer, bunu da üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman, aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi." (Buhari, Fedail-ul Kur’an 14, Tıbb, 39)

FELAK SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU VE ANLAMI:

Bismillahirrahmânirrahîm.

1- Kul e'ûzü birabbil felak
2- Min şerri mâ halak
3- Ve min şerri ğasikın izâ vekab
4- Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad
5- Ve min şerri hâsidin izâ hased

NAS SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU VE ANLAMI:

Bismillahirrahmânirrahîm.

Kul e'ûzü birabbinnâs
Melikinnâs
İlâhinnâs
Min şerrilvesvâsilhannâs
Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi
Minelcinneti vennâs

İHLAS SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU VE ANLAMI:

Bismillahirrahmânirrahîm.

Kul hüvellâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.

Ya Samed esmasının faziletleri! Es Samed ne demek? Samet ismi Kuranda geçiyor mu?

İLİŞKİLİ HABER

Ya Samed esmasının faziletleri! Es Samed ne demek? Samet ismi Kuranda geçiyor mu?Huysuz ve yaramaz çocuklar için okunacak etkili dualar! Söz dinlemeyen çocuklara sakinlik duası

İLİŞKİLİ HABER

Huysuz ve yaramaz çocuklar için okunacak etkili dualar! Söz dinlemeyen çocuklara sakinlik duası

Bebekteki ani sıçrama epilepsi olabilir

Bebeklerde sadece kollar, bacaklar ve baş bölgesinde ortaya çıkan ani sıçramaların önemsenmesi gerektiğini belirten nöroloji uzmanlarına göre bu sıçramalar, kısa süren epilepsi nöbetleri olabilir.

Epilepsi, en sık çocukluk çağında, özellikle de 0-1 yaş arasındaki bebeklik döneminde ortaya çıkıyor. Sanılanın aksine sadece vücutta kasılma ve çenenin kilitlenmesi gibi büyük nöbetlerle değil, gözden kaçabilecek küçük nöbetlerle de gelişebiliyor. Örneğin, bebeklerde ani sıçrama epilepsinin işareti olabiliyor!

Halk arasında ‘sara’ olarak bilinen epilepsi; ateş ve kafa travması gibi herhangi bir tetikleyici faktör olmadan tekrarlayıcı bilinç kaybı ile bilinçte bozulmanın görüldüğü ataklarla gelişen bir hastalık. Çocukluk çağındaki epilepsi tüm vücutta kasılma/atma, çenenin kilitlenmesi ve ağızdan köpük gelmesi gibi belirtilerle seyreden büyük nöbetlerle gerçekleşebileceği gibi; tanınması zor ve kısa süren küçük nöbetlerle de ortaya çıkabiliyor.

Nöroloji Uzmanı Dr. Uğur Işık, bebeklerde sadece kollar, bacaklar ve baş bölgesinde ortaya çıkan ani sıçramanın hafife alınmaması gerektiğine dikkat çekerek, “Klasik epilepsi belirtilerinin yanı sıra, bu tür kısa süren küçük nöbetlerin de asla atlanmaması gerekiyor. Çünkü bu küçük nöbetler anne babalar tarafından gözden kaçarsa sorun tedavi edilmediği için büyük nöbetlere dönüşebiliyor” diyor.

HANGİ NÖBETLER GÖZDEN KAÇABİLİYOR?
• ANİ SIÇRAMA VE KAPANMA:
Bebeklikte kümeler halinde gelen, kollar, bacaklar ile baş bölgesinde ani sıçrama ve kapanma ile gelişen nöbetler ortaya çıkabiliyor.
• GÖZLERİN SABİT BİR YERE BAKMASI: Çocuklarda kasılma, atma, gözlerin sabit bir yere bakması ve kusma ile gelişebiliyor. Vücudun tek tarafında kasılma veya vücudun tek tarafında anormal his ile de görülebiliyor.
• DALMA: Absans nöbetlerinde çocuk sadece 5-10 saniye boyunca dalıyor ve çevresine karşı duyarsız oluyor.
• GECE UYKUDAN SIK UYANMA: Frontal lob denilen (beynin ön bölgesi) bölgede gelişen nöbetlerde gece uykudan sık uyanma, kasılma ve anlamsız hareketler görülebiliyor. Bu durum çoğunlukla uyku bozukluğu ile karışıyor. Ayrıca çocuk anlamsız yere kendi çevresinde dönme veya koşma şeklinde hareketler sergileyebiliyor.
• ANİ BAŞ DÜŞMELERİ: Ani baş düşmeleri ve yere kapaklanma şeklinde nöbetler görülebiliyor.
SIÇRAMA: Bazen sadece ani elektrik çarpması benzeri sıçramalar (myokonik nöbetler) ortaya çıkabiliyor.

EPİLEPSİ NEDENİ ÇOCUĞUN HAYAT KALİTESİNİ BELİRLİYOR
Bazı türlerinde nöbetler günde 50-60 kez tekrar ederken, bazılarında ise yılda sadece 1-2 kez ortaya çıkıyor. Epilepsiye neden olan durum hayat kalitesinde en önemli belirleyici faktör oluyor. Çünkü bu faktör hem çocuğun zekâ düzeyini ve davranış sorunlarını hem de epilepsinin şiddetini beliyor. Nöbet sayısı ve nöbet kontrolü hayat kalitesini belirlemede önemli bir rol üstleniyor. İlaçlarla kontrol altına alınabilirse çoğu çocuk okul, spor ve hobiler gibi günlük yaşam aktivitelerine devam edebiliyor.

BAZI TÜRLERİ İLAÇLAR İLE KONTROL ALTINA ALINABİLİYOR
Hangi tedavinin uygulanacağında epilepsinin türü çok önem taşıyor. Çocukluk çağının iyi huylu genetik epilepsilerinin yüzde 80-90’ı ergenlikte düzeliyor. Bazen de epilepsiler ergenlik çağında başlıyor, bunların bir kısmı ömür boyu tedavi gerektiriyor. Epilepsilerin bir kısmı ilaç tedavisine çok iyi yanıt veriyor. En az 2 yıl, bazen de ergenlik çağına kadar ilaç kullanmak yeterli gelebiliyor. Ancak altta kafa travması veya menenjit gibi nörolojik bir sorun varsa tedavi edilmesi daha güç olabiliyor. Örneğin hastanın çok uzun yıllar ilaç kullanması gerekiyor.

EPİLEPSİ CERRAHİSİNDEKİ BAŞARI YÜZDE 80’LERE ULAŞIYOR
Tüm epilepsilerin yüzde 20-30’unu dirençli epilepsiler oluşturuyor. Bu durumda ilaç dışında diğer tedavi seçenekleri gündeme geliyor. İlk yöntem de epilepsi cerrahisi oluyor. İyi seçilmiş hastalarda epilepsi cerrahisinin başarısı yüzde 80’lere ulaşıyor. Ancak ne yazık ki her dirençli epilepsisi olan çocuk ameliyat adayı olamıyor. Çocuğun epilepsi cerrahisi adayı olması için nöbetlerinin belli bir bölgeden kaynaklaması ve çıkarılacak bölgenin dil ve görme gibi önemli bir fonksiyonunun olmaması gerekiyor.

BEYNE TAKILAN PİL BELİRGİN DÜZELME SAĞLIYOR
Çocuğun cerrahi yönteme uygun olmadığı durumlarda “vagus sinir stimülatörü” denilen beyin pili tedavisi düşünülebiliyor. Göğüs altına yerleştirilen pil, vagus sinirini belli aralıklarla uyarıyor ve bu nöbetlerde azalma sağlayabiliyor. Beyin pili tedavisiyle nöbetlerin tamamen durması mümkün olmasa da iyi seçilen hastalarda belirgin düzelme sağlanabiliyor. Diğer bir tedavi seçeneği de ketojenik diyet. Bazı tür epilepsilerde etkili olan bu diyet yağdan çok zengin beslenilmesi prensibine dayanıyor.

EPİLEPSİ HANGİ NEDENLERDEN KAYNAKLANIYOR?
• Kromozom anomalileri,
• Beyin oluşumundaki yapısal bozukluklar,
• Beynin oksijensiz kalması veya beyin kanamaları,
• Tümörler,
• Kafa travması,
• Menenjit gibi beyin enfeksiyonları epilepsiye sebep olabiliyor.

ÇOCUĞUNUZ ATAK GEÇİRDİĞİNDE…
• Nöbet sırasında çocuğunuzu sağ ya da sol tarafına doğru yatay pozisyonda yatırın.
• Başının altına bir yastık koyun, yakası sıkıysa gevşetin.
• Sallamayın, üstüne su dökmeyin, ağzına bir şey sokmaya çalışmayın.
• En yakın sağlık kuruluşuna götürün ya da çocuğunuzu izleyen doktoruyla iletişim kurun.

SAĞLIK HABERLERİ

UYKUDA HAREKET BOZUKLUKLARI

ÇOCUKLARDA UYKUDA HAREKET BOZUKLUKLARI

İnfantlar günlük yaşamlarının yarısından fazla zamanı uykuda geçirir. Erişkinler ise günün üçte birlik kısmını uykulu geçirirler. Uyku aktif bir süreç olup her zaman dinlendirici değildir. Uyku sık sık değişik hareketler içermekte olup bu hareketlerin bir kısmı normal iken bir kısmı da patolojik temeller içerir. Pediatrik Nörologlar uykuda ortaya çıkan hareketlerin yorumlanması ve açıklanması ile sık olarak karşılaşırlar. Açıklanan hareket anormal, uykuyla ilişkili bir hastalığın bileşeni, veya önceden var olan bir hareket bozukluğunun devamı veya nöbet olabilir.

Doktorlar uyku bozukluklarının bir hastalığın belirtisi olabileceğini uzun süredir bilselerde primer ilk uyku bozukluğunun tanımlanması 1950 yılında olmuştur. REM uykusunun ve gece boyunca tekrarlayan NREM uykunun keşfi,  REM uykusunun aktif bir süreç olduğu ve farklı nörofizyolojik anormalliklerin varlığının tanınmasına olanak sağlamıştır.

Uyku döneminde ortaya çıkan hareketlerin sınıflamasında uyku-uyanıklık siklusunun bilinmesi gerekmekte olup burada kısa bir uyku fizyolojisinden bahsedilecektir.

UYKU FİZYOLOJİSİNE GENEL BAKIŞ

Uyku uyanıklık siklusu üçe ayrılır:

Uyanıklık

NREM

REM uykusu

Her evre kendine özgü fizyolojik özellikler ve karekterler içermekte olup bunlarda polisomnografi ile kayıt edilebilmektedir.

NREM uykusu tipik olarak uykuyu başlatan evre olup uykululuk dönemi uyku ile birleşir.

NREM uyku 4 evreye ayrılır.

Evre 1: Posterior dominant ritmin kaybolması, zemin aktivitesinde hafif yavaşlama ve verteks keskinlerin ortaya çıkması

Evre 2: Uyku iğcikleri ve K kompleksleri ayırt edici özellikleridir.

Evre 3: 0-2 Hz lik, 70 mikrovolt dan daha büyük, 30 saniyelik periyodların %20-50 sini oluşturan dalgalar.

Evre 4: 30 saniyelik evrenin %50'sinden daha fazlasını kapsayan yavaş dalgalar içerir.

REM uykusu aralıklı hızlı göz hareketlerini, istemli kaslarda kas tonusunun olmaması ve değişken frekans ve düşük amplitüt de EEG ile karekterizedir.

Büyük çocuklarda ve erişkinlerde uyku mimarisi gece boyunca ilerleyici sikluslar içermektedir.

Uykunun başlangıcında; uykululuk evresinden bireysel hareketlerle evre 1 uykuya ve ardından evre 2, takibinde delta yavaş uykuya (evre3-4) geçiş olur. 80-90 dakika sonra REM uykusunun ilk siklusu oluşur ve 5-10 dakikada sonlanır. Delta uykusuna girmeden önce evre 1 ve 2 uyku oluşur. REM uykusunun diğer epizodu 60-90 dakika sonra meydana gelir. Gece ilerledikçe NREM-REM siklusları 3-4 kez oluşur. Sabah erken saatlerde siklus evre 1-2 uyku ve REM arasında değişebilir. Gecenin 2/3 ünde NREM delta uykusu hakimken son 1/3 ünde REM uykusu daha baskındır. Gelişimsel olarak uyku sistemi çocuklarda hızla olgunlaşır. Hayatın ilk yıllarında REM uykusu baskınken okul öncesi ve okul çağında ise NREM evre 3-4 uyku daha fazladır. Normal vücut hareketleri, pozisyon değişiklikleri infantlarda daha yaygınken yaşla birlikte azalmaktadır. Erişkin ve büyük çocuklarda oluşan  REM dönemindeki motor inhibisyon infantlarda görülmez. Erişkinlerde uyku periyodunun yarısı evre 2 uykuda %20'si evre 3-4, ve %20'side REM uykusunda geçer. Uyku uyanıklık siklusunun düzenlenmesi kortex, talamus, beyinsapı ve hipotalamus arasında nöronal aktivitenin koordinasyonu ile ortaya çıkan kompleks bir aktivitedir.

Hipotalamus preoptik bölgesi uyku başlamasında major bölge olup bu bölgedeki nöronların beyin sapı ile etkileşimi sonrası dorsal raphe, locus cerelous, lateralodorsal tegmental nükleus ve pedünkülopontin nöronların inhibisyonu sonucu uyku sağlanır. Anterior hipotalamusda bulunan suprakiazmatik nükleus retinohipotalamik yol ile ışığı algılar ve majör sirkadien pacemaker gibi davranarak motor aktiviteyi oluşturur.

UYKUDA HAREKETLERİN SINIFLAMASI

I. Uyku ilişkili hareket bozuklukları ( istemsiz uyku ve uykuya geçişde oluşan hareketler)

            A. Myoklonus

            B. Dissomnia ile ilişkili hareket bozuklukları

                        1. Katapleksi

                        2. Periyodik ekstremite hareketleri

                        3. Huzursuz bacaklar sendromu

            C. Parasomni ilişkili hareketler

                        1. Arousal NREM bozuklukları

                        2. Uyku-uyanıklık geçiş bozuklukları

                        3. REM bozuklukları

            D. Diğerleri

II. Gün içerisinde var olan ve uykuda devam eden hiperkinetik hareket bozuklukları

III. Uykuda oluşan nöbetler

IV. Diğer ilişkili faktörler (Gastroözafagial reflü, sleep apne, panik ataklar)

2005 yılı uluslararası uyku hastalıkları sınıflamasında uyku ile ilişkili hareket bozuklukları

•Huzursuz bacaklar sendromu

•Periodik ekstremite hareket bozukluğu

•Uyku ile ilişkili bacak krampları

•Uyku ilişkili buruksizm

•Uyku ilişkili ritmik hareket bozukluğu

•Uyku ilişkili hareket bozukluğu, belirtilmemiş

•Uyku ile ilişkili hareket bozukluğu;ilaç veya madde kullanımına bağlı

•Tıbbi duruma bağlı uyku ile ilişkili hareket bozukluğu

Izole semptomlar, normal varyantlar
• Sleep starts (hypnic jerks)
• Benign sleep myoclonus of infancy
• Hypnagogic foot tremor and alternating leg muscle activation (ALMA) during sleep
• Propriospinal myoclonus at sleep onset
• Excessive fragmentary myoclonus         olarak belirtilmiştir.

UYKU İLİŞKİLİ MYOKLONİK BOZUKLUKLAR

HİPNİK JERK (SLEEP STARTS; HYPNAGOGİC JERKS)

Uyanıklık ve NREM uyku dönemleri arasındaki geçiş sleep starts veya hypnic jerklerin özelliği olabilir. Bu hareketler sıklıkla düşme illüzyonları, canlı rüyalar ve diğer duyularla ilişkili olarak vücudun tümü veya bir kısmını içine alan ani ortaya çıkan jerkler şeklindedir. Nadiren hastayı uyandırabilir. Sık olmadıkça benign ve normal gidişatlıdır. Aşırı sleep starts olması migrenli ve nörolojik yetmezliği olan çocuklarda sıktır. Akustik sleep starts'lar genellikle benign olup çok nadiren beyin sapı lezyonları ile ilişkili olabilmektedir. Tedavi gerekmez. Nadiren insomniaya neden olabilir.  Emosyonel stres, gün içinde yoğun fiziksel aktivite, kafein ve diğer stimülanların kullanımı sıklığı ve ciddiyetini arttırabilir. Ciddi vakalarda jerkler her gece olmakta ve 6 aydan daha uzun süren vakalarda kronikleşmeden bahsedilir.

BENİGN NEONATAL UYKU MYOKLONUSU

Benign neonatal uyku myoklonusu aralıklı, tekrarlayıcı, tek taraflı veya iki taraflı büyük ölçüde uyku ile sınırlı hareketlerdir. Başlangıç genellikle hayatın ilk aylarıdır ve myoklonus birkaç ay devam edebilir. Jerkler gürültü ile tetiklenebilirsede genellikle kısa kümeler halinde birkaç dakika devam eder ve sonlanır.  Hareket sıklığı saniyede bir olup bürst süresi 40-300 ms dir ve 4-5'li kümeler halinde oluşur. Kümeler bir saati aşabilir ve sonlanabilir, genellikle bebeği uyandırmaz ve uyanıklıkla myoklonus sonlanır. Jerkler genellikle uykunun tüm evrelerinde görülebilir fakat sıklıkla NREM döneminde sıktır. Nörolojik muayene normaldir. Gelişimsel gerilik ve nöbetlerle ilişkisi yoktur. Ailede benzer hikaye olabilir.

Tanınması önemli olup hastaya gereksiz ve pahalı olan EEG ve MRG tetkiklerinden kaçınılmalıdır. Antikonvülzan ilaçlar faydasız ve gereksiz olup şikayetlerde artmaya neden olabilir.

PROPRİOSPİNAL MYOKLONUS

Myoklonik jerkler genellikle gövdeyi tutar. Ekstremitelere uzanabilir ve küçük bir hasta gurubunda da uyanıklık ve dalgınlık geçiş döneminde oluşabilir. Bazı hastalarda abdominal kaslarla sınırlı olup, bacaklar ve boyuna yayılabilir ve uyanıklık durumunda da görülebilir.

Diğerlerinde ise kişi dalgınken, rahatken ve istirahat halindeyken görülebilir. Hareketler uyku indüksiyonunu zorlaştırabilir ve hafif uyku sırasında kaybolabilir. Gövdede ve karında fleksiyon ve  ekstensiyona neden olabilir. Uyanıklık ve uykuya geçiş döneminde gelişirse insomniaya neden olabilir. Kronik bir durum olup uyku bozukluğuna neden olabileceğinden klonozepam kullanılabilir.

NREM UYKUDA ORTAYA ÇIKAN YOĞUN FRAGMENTER MYOKLONUS

Genellikle NREM uykuda görülen fakat REM uykusunda da görülebililen kısa asimetrik yüz ve distal ekstremitelerde oluşan seyirme benzeri jerklerdir. İzole olabileceği gibi değişik uyku bozukluklarında da görülebilir. Obstrüktif uyku apne sendromu ile birlikteliği olabilir. Mitokondriyal hastalıklarla birlikte olabilir. Ciddi formlarında uykuda bölünme ve gün içerisinde aşırı uykululuğa neden olabilir. Bu vakalarda karbamazepin, klonozepam pramipexole kullanılabilir.

NAKTURNAL FACİOMANDİBULAR MYOKLONUS

Bu bozukluk izole veya kısa süreli şok benzeri çene hareketleridir. NREM 1-2 uykuda ortaya çıkar ve bruksizim ile karışabilir. Bir anne ve oğlunda bu hareketler sırasında dilde tekrarlayan ısırmalar ve kanama bildirilmiştir. Ağrı nedeniyle uykuyu bozabilir ve ailesel olma özelliği vardır.

DİSSOMNİALARLA İLİŞKİLİ HAREKETLER

Dissomnialar uykunun başlatılması ve devamı ve gün içerisinde aşırı uyku ile karekterize hastalıklardır.

NARKOLEPSİ

Klinik özellikler:

Gündüz aşırı uyku hali

Katapleksi

Uyku hallusinasyonları

Uyku paralizileri(%15)

           Gündüz aşırı uyku hali tanı için gerekli olup dayanılmaz bir uyku hali mevcuttur. İstemsiz kısa uykular ve uyku atakları araba sürerken, konuşurken, yürürken ve yemek yerken oluşabilir.

Uyku atakları ve uyanıklığın azaldığı epizodlar yanlışlıkla senkop veya konvülziyon zannedilebilir.

Katapleksi değişik şekillerde ortaya çıkabilir genellikle yerçekimine karşı koyan kasları tutmakla birlikte Sdece diz bükülmesi şeklinde, kafanın ani düşmesi, yüz kaslarında titreme, kollarda güçsüszlük ve yere çökme tarzında olabilir. Çocuklarda dizlr, kafa, ve çene en çok tutulan vücüt bölgeleri olup 1/3 ünde çene ve gözkapaklarında güçsüzlük kataplektik atağa eşlik edebilir. Günlük olabileceği gibi süre saniyeler ve dakikaları bulabilir. Gülek en önemli uyarıcı faktör olmakla birlikte, heyecanlanma, sürpriz, gıdıklanma, korku, öfke de uyarıcı olabilir. Çocuklarda özellikle uyarıcı bir faktör olmadan spontan olarakta katapleksi gelişebilir.

Uyku halüsinasyonları veya rüya gibi deneyimler uykuya dalma esnasında veya uyanma esnasında görülebilir. Görsel, işitsel, koku, tat şeklinde olabilir. Narkolepsili hastaların %15-66 sında tespit edilmiştir.

Uyku paralizileriREM uykusu döneminde hareket yeteneğinin kaybı ile karekterize uyku başlangıcı veya uyanırken oluşur.Kas atonisi ve paralizisi genellikle 10 dakikadan az sürer. Uyku paralizisi narkoleptik hastaların %17 -%80 ninde gözlenirken normal insanlardada oluşabilir.

Narkolepsi 100.000 de 20-30 oranında görülür ve oldukça nadirdir. Hastaların çoğu 3.dekatta bulgu verirken 10 yaş altında oldukça nadir olup hastaların sadece %10’u bu yaşta görülür. Katapleksi %3-9 hastada ilk semptom olabilir. Katapleksi ayrıca Nieman pick hastalığı, Norri’s hastalığı, Prader –Willi sendromu ve beyin sapı lezyonlarında görülebilir.

Patofizyoloji:

Hipokretin(Orexin) sistemi narkolepside sorumludur. Posterior hipotalamusdaki perifornikal hücreler tarafından sentez edilen bir peptiddir. Bu nöronlar SSSne genişçe projekte olurlar bunlar limbik sistem, intrahipotalamik nükleuslar, periventriküler bölgeler,. Monoaminerjik hücre gururplarırdır(locus cerelous, raphe nükleusları, ventral tegmental alanlar, ve tuberomamiller nükleusdur). Hipokretinin potansiyel rolü normal uyku düzeninin devamını sağlamaktır. Narkolepsi-katapleksili hastalarda yapılan çalışmalarda CSF de hipokretin düzeylerinde azalma(110pg/ml) tanısaldır.

Tanı: Narkolepsi klinik bir tanıdır. Multipl uyku latans testi tanıda yardımcıdır. Katapleksi hikayesi ve birden fazla anormal  REM uyku geçişi görülmesi tanı için yeterlidir. Diğer tanısal yaklaşımlardan HLA DQB1 ve HLA DQA1 ve CSF da hipokretinin 110pg/ml altında bulunmasıdır.

Tedavi:  Eğitim,iyi uyku alışkanlığı, gündüz öğlen uykuları, danışmanlık ve farmakoterapidir. Modafinil ve stimülanlar( metilfenidat, anfetaminler) gündüz aşırı uykuda oldukça etkilidir. Sık ve ciddi katapleksi durumunda ise trisiklik anti depresanlar (imipramin, klomipramin)  seratonin geri alım inhibitörleri(fluoxetine,paroxetine) venlafaxine, ve sodyum oxybate oldukça etkilidir. Sodyum oxybate gama hidroxibütirat formülasyonu olup katapleksinin azaltılmasında ve gün içi uykularında oldukça etkilidir.

HUZURSUZ BACAKLAR SENDROMU

HBS erişkinlerde 4 bileşenden oluşur

1.Fokal huzursuzluk ve buna eşlik eden anormal duyular: etkilenen kişiler karşı konulamaz bir şekilde ekstremitelerini hareket ettirmek arzusundadır. rahatsız edici, şiddetli, üzücü,sürünen, emekleyen,zıplayan, ve vucudun bir bölgesinde akatisis şeklinde gergin duyular eşlik eder.

2. Motor huzursuzluk: Bu hareketler tipik olarak bacakları içerir fakat semptomlar ilerledikçe yayılım gösterebilir.

3.Uzun süre otourulduğunda ve yatıldığında semptomlarda alevlenmeler olur fakat yürüme ve germe ile geçici rahatlama gözlenir.

4.Sirkadiyen kalıp:Semptomlar akşam ve geceleri artarken sabahları daha iyi olur.

pozitif aile hikayesi, primer fiziksel bir anormalliğin olmaması, dopaminerjik tedaviye yanıt ve gün içi aşırı uyku hali destekleyici klinik özelliklrdir.

Periyodik ekstremite hareketleri HBS'lu hastaların %80'ninde görülürken bu durumun olmaması HBS'nu dışlamaz.

HBS orta yaş ve yaşlı erişkinlerin hastalığıdır. çocuklarda prevelans çalışmalrında %2-5 oranında bildirilmiştir. Çocuklardaki tanı kriterleri erişkinlerin sahip olduğu kriterlere ilaveten kişinin bacaktaki rahatsızlığı kendi kelimeleri ile tanımlaması ve aşağıdaki 3 destekleyici bulgunun ikisine sahip olmalıdır. Bunlar

1.Yaşa göre uyku düzensizliği

2.Biyolojik aileden birisinde HBS tanımlanması

3.Polisomnografide Periyodik ekstremite hareket skorunun saatte 5 den fazla olması.

Pediatric HBS'da uykuya dalmada ve devam ettirmede problemler tanı öncesinde mevcut olabilir. Büyüme ağrıları, ADHD,parasomniler,anksiyete,depresyon ve periyodik ekstremite hareketleri yaygın görülen komorbit durumlardır.Serum ferritin düzeyleri çoğu HBS çocukta düşük bulunmuştur. Remisyon olabilirken progresive gidişat genellikle gözlenir.İdiopatik ve familyal vakalarda nörolojik muayene normaldir.Sekonder formlarında renal yetmezlikte görülebilir ayrıca demir, vitamin b 12 ve folat eksikliği ile gebelşikte semptomlarda artış gözlenir.

Patofizyoloji

Primer HBS genetiktir ve en az 5 gen lokusu bulunmuştur. sebebbi tam olarak bilinmememtedir ve spesifik bir lezyon tespit edilmemiştir. Demir eksikliği ile dopamaminerjik sistem arasındaki anormal etkileşim sonucu olduğu düşünülmektedir.

Tedavi:

Demir ışında tüm farmakoterapiler semptomatikdir. Levodopa ve ilave dekarboksilaz inhibitörleri anormal duyuların, periyodik ekstremite hareketlerinin, uyku kalitesinin ve hayat kalitesinin düzelmesine yardımcı olur. Uzun süreli kullanımlarda rebound olarak semptomlarda artma görülebilir. Benzodiazepinler, gabapentin, ve karbamazepin semptomların düzelmesinde etkili olup dirençli vakalarda opioidlerde kullanılabilir.

Uykuda periyodik ekstremite hareketleri

heriki ayakta periyodik ortaya çıkan hareketleri ve nadirende kollarda uykuda oluşan hareketleri tanınmlamak için kullanılan geniş bir terimdir. tipik olarak üçlü bir fleksiyona benzer ayak bileğinden ayağın hızlı fleksiyonu, başparmağın dorsofleksiyonu ve diğer parmakların yelpaze gibi açılması ve diz ve kalçada parsiyel fleksiyon ve sonrasında posturun düzleşmesi şeklindedir. Hareketler 0.5-5 saniye sürer ve 20-40 saniyede bir tekrar edebilir. Ataklar dakikalar ve saatlerce sürebilir hatta tüm uyku dönemi boyunca sürebilir. Uykuda periyodik ekstremite hareketleri anterior tibial kasa elektrod yerleştirerek doğrulanır ve tanımlama kriterlerine göre skorlama yapılır. Genellikle uykuda NREM evre 1 ve 2 uyku döneminde görülür. Hatte uyanık dönemde ve nadirende evre 3-4 uykuda da görülebilir. Tekrarlyan hareketler nöbet aktivitesinin aksine farklı özellikler gösterir. Periyodik tekrarlayıcı özellik hafif NREM uykuda uyarılır bu durum uykuda periyodik ekstremite hareketinin önemli özelliğidir.

Uykuda periyodik ekstremite hareketlerinin genel popülasyondaki prevelansı %4-11 dir.tipik olarak orta ve daha ileri yaşlarda görülür. Geniş vakalı bir pediatrik seride görülme prevelansı %7.8 olarak bulunmuştur. Episodlar hiçbir uyku bozukluğu olmadan görülebileceği gibi, uykudan uyanma ile ilişkili olabilir ve buda gün içi aşırı uyumalara neden olur. Huzursuz bacaklar sendromuna ilaveten Uykuda peryodik ekstremite hareketlerinde diğer uyku bozuklukları ile ilişkili olabilir. Bunlar Narkolepsi, REM uykusu davranış hastalıklarıdır. Ayrıca dopa cevaplı distoni, Tourette sendromu,Huntington's hastalığı, Parkison hastalığı,Stiff person hastalığı,hiperekplexia, ADHD, Williams sendromu ayrıca lösemi,lenfoma,üremi ilaçlarda antidepresan ve antipsikotiklerin kullanımı sırasındada görülebilir.

Patofizyoloji

Etiyoloji halen net değil fakat HBS gibi ferritinin rolü üzerinde durulmaktadır. Uykuda periyodik ekstremite hareketlerinin tedavisinde özellikle HBS olan hastalarda görülenlerinde Dopaminerjik ajanlar, benzodiazepinler, ve opioidler kullanılabilir.

PARASOMNİALARLA İLİŞKİLİ HAREKETLER

İstenmeyen motor, sözlü, veya davranışsal fiziksel fenomenleri içeren ve uyku döneminde ortaya çıkan hipersomni veya insomnia ile ilişkili olmayan durumlardır. Parasomniler

1.Arousal bozuklukları

2.REM uykusu ile ilişkili bozukluklar

3.Uyku-uyanıklık geçiş bozuklukları

4.Diğerleri(REM ve NREM uyku ile ilişkili olan bozukluklar

AROUSAL BOZUKLUKLARI

Arousal bozuklukları çocuklarda en sık görülenhareket bozukluklarıdır. Uyku periyodunun ilk yarısında meydana gelme eğilimindedir. NREM evre 3-4 döneminde ortaya çıkar. Uyurgezerlik, uyku terörü, ve konfüzyonel uyanma başlıcaları olup, inmatür uyanma mekanizmaları, otonomik davranışlar, çevrenin algılanmasında değişme, ve değişen derecelerde amnesi ortak özellikleridir. Bilinene patafizyolojik mekanizma ve fizyolojik bir uyku bozukluğu atakların ortaya çıkmasında tespit edilememiştir. Ostriktif sleep apne sendromu, Huzursuz bacaklar sendromu ve uykuda periyodik bacakm hareketleri olan şahıslarda semptom olarak da ortaya çıkabilir. Görülmesi 4-8 yaşlarında pik yapar. Ataklar seyrektir ve dakikalar sonra sonlanır. Arousal bozuklukları çocuklar pre adolesan döneme gelince genellikle azalır ve puberte sonrası ve erken erişkin dönemde ise kaybolur. Şayet bundan sonrada görülürse uykuda solunum bozuklukları, huzursuz bacaklar sendromu ve uykuda periyodik bacak hareketlerinin tedavi edilmesi parasomnilerin kaybolması ile sonuçlanır.

Benzodiazepinler nadiren endike olup rekürrensleri önler. Bu uygulamalar yavaş dalga uykusunu azaltır.

UYURGEZERLİK(SOMNNAMBULİSM)

KLİNİK ÖZELLİKLER

5-12 yaş arası çocuklarda uyurgezerlik prevelansı %15 dir. Cinsiyet farkı yoktur. Başlangıç genellikle uyku başladıktan 1-2 saat sonra oluşur. Çocuk aniden oturur ve yatağın dışına çıkar ve 5 saniye ile 30 dakika arasında yürür. Olay esnasında çocuğu uyandırmak zordur ve olay sonrası budurumu hatırlamazlar. Evden ayrılma, giyinme, yemek pişirme, yemek yeme ve temizlik yapma şeklinde ayrıntılar içerebilir. Uyurgezerliğe genetik bir yatkınlık vardır, HLADQB1-05 subtipleriyle pozitif korelasyon vardır. Semptomlar genellikle 4-12 yaşlarda başlar ve zamanla azalma gösterir.Yorgunluk, uykususzluk, eşlik eden hastalıklar, ilaçlar ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Beynin yavaş dalga uykusundan uyanmada yetersizliğin olması bu hastalığa neden olduğu düşünülmektedir. Somnambulistik davranışları tetikleyici olarak uykusuzluk ve sesli uyaranlar laboratuar olarak geliştirlmiştir

TEDAVİ

Çevrenin güvenli hale getirilmesi. Planlı uyandırmalar; özellikle uykudan 1-2 saat sonra özellikle olayın oluştuğu zamanda hastanın uyandırılması önemlidir. Ortaya çıkaran faktörlerden uzaklaşma, ve medikal olatrak benzodiazepinler ve seratonin geli alım inhibitörleri kullanılanabilir.

UYKU TERÖRÜ

Uyku terörü özellikle erkek çocuklarda sık olup görülme prevelensı %3.5 dur. Özellikle derin uykudan ani olarak ototnomik bulgular eşliğinde uyanma ile başlar. Uykudan 1-2 saat sonraçocuk aniden çığlık atarak ve sanki biryeri delinmiş gibi ağlamaya başalr ve sonrasında motor semptomlar yoğunlaşır.Hasta oldukça ajite olup taşikardi, midriyasiz, takipne hipertansiyon ve terleme gibi otonomik bulgulara sahiptir.Hasta uyanmada zorlanır, çevrenin farkında değildir ve şuuru bulanıktır. Olay yaklaşık 30 dakikada sonlanır. Semptomlar 18 ay ve 12 yaş arası başlar pik başlama yaş aralığı 5-7 yaşdır. Gece kabusundan olayın hatırlanmaması ve rüyanın tanımlanmaması ile ayırt edilir. Gece terörü obstrüktif sleep apne ve uykuda peryodik ekstremite hareketleri ile birlikte olabilir. Hastaların bir çoğunda uyurgezerlikte vardır.

KONFÜZYONEL UYANMA

Semptomlar çocukların %25’inde varolup, genellikle 5yaşın altında başlar ve erişkin yaşa kadar devam edebilir. Genellikle gecenin ilk yarısında ortaya çıkar ve gece teröründen oldukça az dramatikdir. İnilti sesleri ve giderek artan ve ağlamay dönüşen sesler oluşur hasta oturur ve sanki dayak yiyormuş gibi bir öfke nöbeti görüntüsündedir. Çocuk korkulu ve şaşkındır,ve oryantasyonu bozulmuştur fakat otonomik bulgular yoktur.

Aşırı yorgunluk ve alkol alımı ile ortaya çıkabilir sık ortaya çıkarsa küçük dozlarda benzodiazepinler kullanılabilir.

UYKU-UYANIKLIK GEÇİŞ BOZUKLUKLARI

Ritmik hareket bozuklukları

Klinik özellikler:

Baş vurma , baş döndürme, vücut sallama, bacak çarpma gibi tekrarlayıcı sterotipik hareketlerdir.

Baş vurma hareketi jactatio capitis nacturna da denilir. Genellikle yastık veya bitişik bir nesne içine ön-arka hareketler şeklindedir. Baş döndürme ise aksine kafa ve boynun lateral rotasyonu şeklindedir.

Vücut sallama; Çocuk el ve dizlerin üzerindeyken ileri geri hareketler yapar. Hasta olayları hatırlamaz ve olay esnasında cevapsızdır. Uğultu ve inilti gibi sesler çıkarma olaya eşlik edebilir.

Ritmik hareket bozuklukları genellikle hayatın ilk yıllarında görülür nadiren 18 ayın üzerinde ortaya çıkar.

Prevelan çalışmalarında ilk 9 ayda %66 iken 5 yaşında ise %6 dır. Hareketler genellikle kümeler halinde oluşur, 15 dakikada sonlanır fakat saatlerce de devam edebilir. Sıklıkla semptomlar 2-5 yaş arasında azalır ve çok küçük bir hasta gurubunda semptomlar adölesan ve erişkin döneme kadar devam edebilir. Ritmik hareketler idiopatik REM uykusu davranış bozukluklarında  görülebilir. Genellikle dalgınlık ve NREM evre 1-2 uykuda ortaya çıkar ve gece boyunca devam edebilir. Subdural kanamalar, retinal peteşiler, karotis diseksiyonu gibi nadiren ciddi yaralanmalara neden olabilir. 6 aydan uzun süren vakalarda kronikleşmeden, hergece ortaya çıkan ve fiziksel yaralanmaya neden olan hastalarda ise ciddi hastalık durumundan söz edilebilir.

Patofizyoloji

Ritmik hareket bozukluklarının nedeni bilinmemektedir. Etkilenen çocukların çoğu sağlıklıdır fakat gelişim geriliği olan çocuklarda da görülebilir.Tanı klinik veya hikaye ile konulur. Şüpheli vakalarda PSG tanıda yardımcıdır.

Tedavi

Güvenlik önemlidir. Kask, davranış düzenlemesi, kısa süreli benzodiazepinler(oxazepam ve triazolam), trisiklik antidepresanlar(imipramin),  ritmik hareketlerde azalmaya neden olur.

REM UYKU HASTALIKLARI

Gece kabusu:

Gece kabusu canlı ve korkulu rüyaları içerir. Tipik olarak görsel ve işitsel olabilir. Genellikle 3-6 yaş arası başlar. Genellikle REM uykuda oluşur ve çocukların %50sinde gmörülür.kızlarda daha fazladır.Antikolinerjikler, betablokerler ve dopamin agonist tedavi sırasında sekonder olarak ortaya çıkabilir.

 

REM UYKUSU DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

REM uykusu sırasında ortaya çıkan değişik şiddetli davranış bozukluklarıdır. Yumruk, tekme, sıçrama, gibi sanki rüyaya aktif olarak katılırmış gibi davranışlardır. Orta yaş ve yaşlı erkeklerde sıktır fakat çocuklardada görülebilir. İdiopatik olarak görülebileceği gibi diğer nörodejeneratif hastalıkların( Parkinson, multipl sistem atrofi, ve demans) bulgusuda olabilir. Geçici formları REM uyku suprese eden benzodiazepin tedavisinin bırakılması, fluoxetine ve alkol bırakılması, ve trisiklik antidepresan intoksikasyonu ile ortaya çıkabilir. RBD narkolepsi ile birlikte görülebilir.

DİĞER HASTALIKLAR

Paraksisml hypnogenic dyskinesia(Nacturnal Paroxysmal Dystonia)

NREM uyku döneminde ortaya çıkan şiddetli distonik kasılmalar, koreatetoik veya hemiballismus şeklinde hareketler le karekterizedir.Saniyeler ve saatlerce sürebildiği gibi uyurgezerliklede ilişkili olabilir. Olay sonrası konfüzyon yoktur ve kişi tekrar uykuya dalabilir.Kısa ataklar frontal lob nöbetlerinin bir varyantı olabilir.

SLEEP BRUXİSM

Uyku sırasında yoğun ve sık diş gıcırdatma ve sıkma ile karekterizedir. Bruxism yoğun ve hoş olmayan diğer insanları rahatsız eden sesler meydana getirir. Ciddi vakalarda dişerde, periodontal dokuda ve çenede zedelenmeler neden olabilir. Massater kas hipertrofisi, sabah uaynınca kas ağrıları ve temporamandibüler ağrı temporal bölgede ağrı görülebilir. Diş gıcırdatma her yaş gurubunda görülebilirsede çocuklarda görülme insidansı %20 dir.Cinsiyet farkı yoktur ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı azalır. Bruxism ile ilişkili oromotor aktivite genellikle evre 1 ve 2 uykuda görülür. Mental retarde çocuklarda görülürsede normal insanlardada görülebilir ve ailesel bir yatkınlık vardır. Maloklüzyon, psikolojik ve gelişimsel bozukluklar sebebp olarak düşünülsede henüz kesin nedeni bilinmemektedir. Uykuda mikroarousal dönemlerinde çiğneme kaslarındaki aşırı aktivite sorumlu tutulumaktadır. SSRI inhibitörleri ve ekstazi kullanımı sırasındada görülebilir. Bruksizm oromandibuler distoni ve uykuda oluşan oromandibuler myoklonusdan ayırd edilmelidir.

TEDAVİ

Bu durum dişlerin bütünlüğünü bozorsa tedavi edilmesi gerekir. Değişik yaklaşımlar önerilmektedir bunlar stresle mücadele ve hipnoz yanında benzodiazepinler ve methocarbamol gibi santral etkili myorelaksanlar ve masseter kasına botilinim toksini enjeksiyonlarıdır. Diş koruyucuları hoş olmayan sesleri ve dişlerin zedelenmesinin engellenmesinde önerilmektedir. Katekolaminerjik ileçlar, L Dopa(dekarboksilaz inhibitörleri ile) ve propranolol kılanlımı bruxismi azaltabilir.

GÜN İÇERİSİNDE OLAN VE UYKU DÖNEMİNDEDE DEVAM EDEN HİPERKİNETİK HAREKET BOZUKLUKLARI

Çoğu hareket bozukluklarının uykuda genellikle kaybolduğu bilinmesine rağmen, bazı hareketler hafif uyku ve uyanıklığa geçiş döneminde devam edebilir. Etkilenen bireylerde uyku bölünmeleri, sık uyanma oranları, parasomniler ve periyodik ekstremite hareketleri ile genel hareketlerde artma olmasıda görülebilir.

Alt beyin sapı ve spinal kord lezyonları ile ilişkili olan ve uykuda devam eden hareket bozukluğu myoklonus olan ve palatal kasları etkileyen ve palatal myoklonus ve diğeride hemifasiyal spazm dır.

Tourette sendromunda görülen tikler REM ve NREM uyku döneminde %80 oranında görülürken gün içinde görülenden daha azdır. Korea, distoni hemiballismus ve parkinsonian tremor uykuda azalırken bunlar uykudad görülebilmektedir. Dopa cevaplı distonilerden Segawa’s hastalığında uykuda yoğun hareketler ve peryodik ekstremite hareketleri yoğun olarak gözlenir. Hungtington’s hastalığında uyku bölünmeleri sıktır ve hastalığın ciddiyeti ile ilişkilidir. Tremorlar uykuda oldukça nadir görülürken iki vakada infantil tremor uyku başlangıcı ile ortaya çıktığı rapor edilmiştir. Herediter geniospazm nadir görülen, çenede titreme şeklinde istemsiz hareketin eşlik ettiği, benign bir hareket bozukluğudur. Epizodik olma özelliği vardır ve bu epizodlar erken çocuklukta başlar ve emosyonel stres ile artma özelliği taşır. Bu durum genellikle uykuda kaybolsad bir vakada NREM evre 2 uykuda görülebilir ve REM uykusuna geçişte azalır ve kaybolur.

UYKUDA VE UYKUYA GEÇİŞTE OLUŞAN NÖBETLER

 Uyku boyunca oluşan hareket bozuklukları epileptik nöbetlerin bulgusu olabilir bu durum iyi değerlendirilmeli ve tedavi planlanmalıdır.

Çeşitli epilepsi sendromları özellikle NREM uyku boyunca görülürken, NREM uykuda bir nöbetin oluşmasında nöronlardaki aktivitenin değişmesi için gerekli sinaptik kooardinasyon vardır. NREM evre 3-4 uykuda ise interiktal epileptik deşarjların oluşumu sık gözlenir. Çeşitli klinik özellikler uykuda hareket bozukluklarını nöbetlerden ayırt etmemize yardımcı olur. Bunlar klişe görünüm, rastgele oluşması, kısa süre olması, göz deviasyonu varlığı, inkontinas olması, ve postiktal konfüzyon varlığıdır. Nakturnal nöbetler çoğu zaman kolaylıkla tespit edilebilir fakat açıklığa kavuşmasında video EEG ve PSG gerekebilir. Nöbetlerin kendiside uykuya etki edebilir özellikle uykunun daha hafif evrekere kaymasına ve uyanıklığa neden olabilir.Örneğin primer generalize tonik klonik nöbetler total uyku süresini kısaltır,REM uykusunu kısaltır özellikle NREM evre 2 uykusunu arttırır. Nakturnal frontal nöbetlerinde değişik motor özellikler olması nedeniyle parasomni,distoni,ve diğer motor hareketlerle karıştırılabilir. Uykunun erken evresinde tekrarlaması,basma kalıp hareketler, vokalizasyon(bağırma), kısa sürmesi(genellikle 1 dakikadan Kısa)göz deviasyonu, inkontinas, komplex motor karekter(koşma, çırpınma, amaçsız dolaşma ,diskinetik ve distonik hareketler) ve postiktal konfüzyon olması başlıca özellikleridir. Skalp elektrodlarda fokus tespit edilemeyebilir derin elektrodlar kullanılabilir. Frontal lob nöbetlerinin aksine parasomniler 1 dakikadan daha uzun sürer, spesifik basmakalıp hareketler olmaz, daha genç yaşlarda görülür ve zamanla düzelme ile ayırt edilebilir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır