Bebeğin beşiği çamdan
Yuvarlandı düştü damdan
Beş babası gelir Şam'dan
Nenni de nenni de nenni de bebek
Kızlar gelin çaydan geçek
Çay bulanık nerden içek
Bebek ölmüş nere gidek
Nenni de nenni de nenni de bebek
Bebek beni deleyledi
Yaktı yıktı kül eyledi
Her kapıya kul eyledi
Nenni de nenni de nenni de bebek
Çamlıbelden çıktım yayan
Dayan dizlerim de dayan
Emmim atlı ben de yayan
Nenni de nenni de nenni de bebek
Bebeğin beşiği bakır
Yerinden kalkmıyor ağır
Ben sallarım tıngır mıngır
Nenni de nenni de nenni de bebek
Çizmemi çektim kıçıma
İndim çamlığın içine
Bunda bebeğin suçu ne
Nenni de nenni de nenni de bebek
Kara çadırın kazığı
Gelir gavurun yazığı
Memelerim yol azığı
Nenni de nenni de nenni de bebek
Deveyi deveye çattım
İpini boynuna attım
Dün gece yavrusuz yattım
Nenni de nenni de nenni de bebek
Bebeğin beşiği çamdan
Yuvarlandı düştü damdan
Bey babası gelir Şam'dan
Nenni de nenni de nenni de bebek
Kızlar gelin çaydan geçek
Çay bulanık nerden içek
Bebek ölmüş nere gidek
Nenni de nenni de nenni de bebek
Bebek beni deleyledi
Yaktı yıktı kül eyledi
Her kapıya kul eyledi
Nenni de nenni de nenni de bebek
Çamlıbelden çıktım yayan
Dayan dizlerim de dayan
Emmim atlı ben de yayan
Nenni de nenni de nenni de bebek
Bebeğin beşiği bakır
Yerinden kalkmıyor ağır
Ben sallarım tıngır mıngır
Nenni de nenni de nenni de bebek
Çizmemi çektim kıçıma
İndim çamlığın içine
Bunda bebeğin suçu ne
Nenni de nenni de nenni de bebek
Kara çadırın kazığı
Gelir gavurun yazığı
Memelerim yol azığı
Nenni de nenni de nenni de bebek
Deveyi deveye çattım
İpini boynuna attım
Dün gece yavrusuz yattım
Nenni de nenni de nenni de bebek
***
Ahmet Şükrü Esen, "Anadolu Ağıtları" adlı
kitabında eserin çeşitlemesini şu şekilde
aktarıyor (s.67-68)
Elmalıdan çıktım yayan
Dayan hey dizlerim dayan
Emmilerin karşı varır
Kimi atlı kimi yayan
Harmancığın kayaları
Çanı çalar mayaları
Bek mi değdi ak bebeğim
Kara kurşun soyaları
Harmancıkta tüten tüter
Çıngırdaklı şahin öter
Derd üstüne dertler koyma
Benim derdim bana yeter
Deve de deveden yüce
Deveyi yüklettim gece
Yoklamadım ak bebeğim
Yurda varıp konmayınca
Deveyi deveye çattım
Yuların boynuna attım
Yoklamadım konmayınca
Kayın babamdan hicab ettim
Havada bulut erişir
Kuzgunlar üleş belişir
Geri döndüm baktım idi
Çadırda düşman gülüşür
Bebeğimin beşiği çamdan
Ustasın getirdim Şam'dan
Bey babası gelir avdan
Nenni bebek demedim mi
Kalkıp meme vermedim mi
Sana bebek diyen diller
Kalkıp meme veren eller
Nenni de nenni
Bebeğimin beşiği bakır
Yuvarlandı takır takır
İçindeki Ebubekir
Sana bebek diyen diller
Kalkıp meme veren eller
Nenni de nenni
Yekin kara maya yekin
Cevahirdir senin yükün
Çam dalında kaldı ilkim
Sana bebek diyen diller
Kalkıp meme veren eller
Nenni de nenni
Bebek gider ava kuşa
Avcılar da köşe köşe
İçindeki billur şişe
Sana bebek diyen diller
Kalkıp meme veren eller
Nenni de nenni
***
Vasfi Mahir Kocatürk, Saz Şiiri Antolojisi
adlı kitabında eseri şu şekilde aktarmaktadır
Ayyıldız Matbaası, Ankara - 1963, s.525
Elmalıdan çıktım yayan
Dayan hey dizlerim dayan
Emim atlı dayım yayan
Bebek beni del'eyledi
Yaktı yaktı kül eyledi
Gökte yıldızlar yılışır
Havada kuzgun dolaşır
Kara haberler ulaşır
Bebek beni del'eyledi
Yaktı yaktı kül eyledi
Yedi yıldı bir bulduğum
Adım Ali koyduğum
Kol bezin daldan aldığım
Bebek beni del'eyledi
Yaktı yaktı kül eyledi
Ak memeden sütler akar
Kavim kardeş yola bakar
Yasımız obayı yakar
Bebek beni del'eyledi
Yaktı yaktı kül eyledi
İşte bu seferberlik zamanında Erzurumlu delikanlı da askerlik vazifesi için o zaman Osmanlının hâkimiyeti altında olan Şam'a gider. Gider ama geride yaşlı bir ana ve baba ve hamile bir eş bırakır. Hanımı aynı zamanda amcasının kızıdır. Erzurumlular iç Anadoluya göç ederler seferberlik zamanında. Seferberlik biter ve sılaya geri dönüş başlar ailede bir bayram havası vardır.
Asker olan delikanlının hanımı yolda doğum yapar aile sevince boğulur yola devam eder ama yolda ihtiyar kaynana vefat eder. Gelinle amcası olan kayınbaba yola devam ederler. Kayınpeder önde gelin arkada bebeğin beşiği de devenin sırtında yola devam ederler. Çam ağaçlarının içinden geçerek yola devam ederken devenin sırtındaki beşik ağaca takılır ve kalır.
Gelin bunu görür ama söyleyemez çünkü eskiden Erzurum'da gelinler kayınbabalarına karşı yaşmak çekerler ve konuşamazlardı. Gelin de aynen yaşmaklı olduğu için ve saygıdan konuşamadığı için bebeğim takıldığını görür ama söyleyemez. Zaten bunun yanında kayınpederde çok sert mizaçlı bir adamdır. Erzurumun havası da serttir insanı da. Ama bu sert mizacın altında misafirperver ve hoş görülü bir insan vardır.
Gelinle kayınbaba belli bir zaman sonra mola verirler. Kayınbaba devenin üstündeki bebeği kontrole gider bakmaya ne baksın bebek yok. Geline sorara gelin konuşmaz konuşamaz kafasıyla işaret eder anlatır dönerler geriye çam ağacının da salınan beşiği bulurlar ama bebek yoktur. İçleri yanar konuşmayan gelin artık içi yanmıştır ana yüreği evladını kaybetmiştir ve başlar söylemeye...
Bebeğin beşiği çamdan, Yuvarlandı düştü damdan
Bey babası gelir Şam'dan, Nenni nenni nenni nenni
{{begeni}} {{yorumsayi}}
4 Şubat 2017 14:04
Yorum yazmak için oturum açmalısınız.
Oturum AçÜye Ol