bebeğin beşiği çamdan nenni / Nenni (Bebeğin Beşiği Çamdan)

Bebeğin Beşiği Çamdan Nenni

bebeğin beşiği çamdan nenni

Bebeğin Beşiği Çamdan sözleri

Bebeğin beşiği çamdan

Yuvarlandı düştü damdan

Beş babası gelir Şam'dan

Nenni de nenni de nenni de bebek

 

Kızlar gelin çaydan geçek

Çay bulanık nerden içek

Bebek ölmüş nere gidek

Nenni de nenni de nenni de bebek

 

Bebek beni deleyledi

Yaktı yıktı kül eyledi

Her kapıya kul eyledi

Nenni de nenni de nenni de bebek

 

Çamlıbelden çıktım yayan

Dayan dizlerim de dayan

Emmim atlı ben de yayan

Nenni de nenni de nenni de bebek

 

Bebeğin beşiği bakır

Yerinden kalkmıyor ağır

Ben sallarım tıngır mıngır

Nenni de nenni de nenni de bebek

 

Çizmemi çektim kıçıma

İndim çamlığın içine

Bunda bebeğin suçu ne

Nenni de nenni de nenni de bebek

 

Kara çadırın kazığı

Gelir gavurun yazığı

Memelerim yol azığı

Nenni de nenni de nenni de bebek

 

Deveyi deveye çattım

İpini boynuna attım

Dün gece yavrusuz yattım

Nenni de nenni de nenni de bebek

 

Bebeğin Beşiği Çamdan (Nenni) 2

Bebeğin beşiği çamdan
Yuvarlandı düştü damdan
Bey babası gelir Şam'dan
Nenni de nenni de nenni de bebek

Kızlar gelin çaydan geçek
Çay bulanık nerden içek
Bebek ölmüş nere gidek
Nenni de nenni de nenni de bebek

Bebek beni deleyledi
Yaktı yıktı kül eyledi
Her kapıya kul eyledi
Nenni de nenni de nenni de bebek

Çamlıbelden çıktım yayan
Dayan dizlerim de dayan
Emmim atlı ben de yayan
Nenni de nenni de nenni de bebek

Bebeğin beşiği bakır
Yerinden kalkmıyor ağır
Ben sallarım tıngır mıngır
Nenni de nenni de nenni de bebek

Çizmemi çektim kıçıma
İndim çamlığın içine
Bunda bebeğin suçu ne
Nenni de nenni de nenni de bebek

Kara çadırın kazığı
Gelir gavurun yazığı
Memelerim yol azığı
Nenni de nenni de nenni de bebek

Deveyi deveye çattım
İpini boynuna attım
Dün gece yavrusuz yattım
Nenni de nenni de nenni de bebek

***

Ahmet Şükrü Esen, "Anadolu Ağıtları" adlı
kitabında eserin çeşitlemesini şu şekilde
aktarıyor (s.67-68)


Elmalıdan çıktım yayan
Dayan hey dizlerim dayan
Emmilerin karşı varır
Kimi atlı kimi yayan

Harmancığın kayaları
Çanı çalar mayaları
Bek mi değdi ak bebeğim
Kara kurşun soyaları

Harmancıkta tüten tüter
Çıngırdaklı şahin öter
Derd üstüne dertler koyma
Benim derdim bana yeter

Deve de deveden yüce
Deveyi yüklettim gece
Yoklamadım ak bebeğim
Yurda varıp konmayınca

Deveyi deveye çattım
Yuların boynuna attım
Yoklamadım konmayınca
Kayın babamdan hicab ettim

Havada bulut erişir
Kuzgunlar üleş belişir
Geri döndüm baktım idi
Çadırda düşman gülüşür

Bebeğimin beşiği çamdan
Ustasın getirdim Şam'dan
Bey babası gelir avdan

Nenni bebek demedim mi
Kalkıp meme vermedim mi
Sana bebek diyen diller
Kalkıp meme veren eller
Nenni de nenni

Bebeğimin beşiği bakır
Yuvarlandı takır takır
İçindeki Ebubekir

Sana bebek diyen diller
Kalkıp meme veren eller
Nenni de nenni

Yekin kara maya yekin
Cevahirdir senin yükün
Çam dalında kaldı ilkim

Sana bebek diyen diller
Kalkıp meme veren eller
Nenni de nenni

Bebek gider ava kuşa
Avcılar da köşe köşe
İçindeki billur şişe

Sana bebek diyen diller
Kalkıp meme veren eller
Nenni de nenni

***

Vasfi Mahir Kocatürk, Saz Şiiri Antolojisi
adlı kitabında eseri şu şekilde aktarmaktadır
Ayyıldız Matbaası, Ankara - 1963, s.525


Elmalıdan çıktım yayan
Dayan hey dizlerim dayan
Emim atlı dayım yayan

Bebek beni del'eyledi
Yaktı yaktı kül eyledi

Gökte yıldızlar yılışır
Havada kuzgun dolaşır
Kara haberler ulaşır

Bebek beni del'eyledi
Yaktı yaktı kül eyledi

Yedi yıldı bir bulduğum
Adım Ali koyduğum
Kol bezin daldan aldığım

Bebek beni del'eyledi
Yaktı yaktı kül eyledi

Ak memeden sütler akar
Kavim kardeş yola bakar
Yasımız obayı yakar

Bebek beni del'eyledi
Yaktı yaktı kül eyledi


Seferberlik ilan edilir Erzurum'da diğer ahalide halk yerlerini ve yurtlarını terk etmek zorunda kalırlar.


Osmanlı imparatorluğu zamanında memleket sınırları ta Afrika'ya kadar uzanmaktadır ki şimdiki Arap yarımadası Osmanlının hâkimiyeti altındadır.

İşte bu seferberlik zamanında Erzurumlu delikanlı da askerlik vazifesi için o zaman Osmanlının hâkimiyeti altında olan Şam'a gider. Gider ama geride yaşlı bir ana ve baba ve hamile bir eş bırakır. Hanımı aynı zamanda amcasının kızıdır. Erzurumlular iç Anadoluya göç ederler seferberlik zamanında. Seferberlik biter ve sılaya geri dönüş başlar ailede bir bayram havası vardır.

Asker olan delikanlının hanımı yolda doğum yapar aile sevince boğulur yola devam eder ama yolda ihtiyar kaynana vefat eder. Gelinle amcası olan kayınbaba yola devam ederler. Kayınpeder önde gelin arkada bebeğin beşiği de devenin sırtında yola devam ederler. Çam ağaçlarının içinden geçerek yola devam ederken devenin sırtındaki beşik ağaca takılır ve kalır.

Gelin bunu görür ama söyleyemez çünkü eskiden Erzurum'da gelinler kayınbabalarına karşı yaşmak çekerler ve konuşamazlardı. Gelin de aynen yaşmaklı olduğu için ve saygıdan konuşamadığı için bebeğim takıldığını görür ama söyleyemez. Zaten bunun yanında kayınpederde çok sert mizaçlı bir adamdır. Erzurumun havası da serttir insanı da. Ama bu sert mizacın altında misafirperver ve hoş görülü bir insan vardır.

Gelinle kayınbaba belli bir zaman sonra mola verirler. Kayınbaba devenin üstündeki bebeği kontrole gider bakmaya ne baksın bebek yok. Geline sorara gelin konuşmaz konuşamaz kafasıyla işaret eder anlatır dönerler geriye çam ağacının da salınan beşiği bulurlar ama bebek yoktur. İçleri yanar konuşmayan gelin artık içi yanmıştır ana yüreği evladını kaybetmiştir ve başlar söylemeye...

Bebeğin beşiği çamdan, Yuvarlandı düştü damdan
Bey babası gelir Şam'dan, Nenni nenni nenni nenni

{{begeni}} {{yorumsayi}}

4 Şubat 2017 14:04

Kullanıcı
Oturum Açınız

Yorum yazmak için oturum açmalısınız.

Oturum AçÜye Ol

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır