Bebekler çeşitli nedenlerle ağlama krizine girebilirken, özellikle uyku saatlerinde ortaya çıkan bu durum anne babaları sıkıntıya sokabilir. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Enver Mahir Gülcan bebekler uyumadan önce neden ağlar konusunda bilgiler verdi.
Bu genellikle 3 aydan küçük çocuklarda sık görülür. Ağlama, sadece vücudun uyku döngülerine alışmasının bir tepkisidir. Anne karnındaki uyku uyanıklık döngüsünü değiştirmeye çalışmak zaman gerektirir. Bebeğin tüm organları, metabolizmasının vücudun uyku sistemiyle uyumlu olması gerekir. Genellikle 3 ay tamamlandıktan sonra vücut yavaş yavaş buna alışmaya başlar.
Ağlamak, bebeklerin sahip olduğu tek iletişim şeklidir, bu yüzden bir şeyi iletmeleri gerektiğinde her zaman ağlamaya eğilimlidirler. Çoğu zaman, onları sinirlendiren veya rahatsız eden şeyler ağlamaya neden olur. Uyuması istenilen ortam onlar için rahat değilse, rahatsız eden bir şey varsa, hava soğuk ya da çok sıcaksa ağlayabilirler. Ayrıca dişlerin çıkarma sancıları genellikle gece bebeği daha fazla rahatsız eder.
Pişik, gaz sancısı gibi sebepler de ağlamaya neden olabilir. Kolik denilen sindirim sistemi kaynaklı sancılar, gaz, mide sıvısının yemek borusuna çıkması vb. sebeplerin yanı sıra herhangi bir başka viral hastalık da onların uyku düzenini bozup uyuyamamalarına neden olabilir. Uykusu gelip uyuyamamak da yine ağlama ile sonuçlanır. Ancak bu ağlamalar çok ısrarcı ve ne yapsanız geçmiyorsa çocuğun fiziki muayenesi gerekir. Bu durumu yemek yediği, banyo yaptığı saatleri not ederek rutin muayenesi esnasında çocuk doktoru ya da aile hekiminize bildirmenizde fayda vardır.
Uzun bir günün ardından bitkin düşen veya çok fazla uyaranla karşılaşan bebekler gecenin sessizliğini sinir bozucu bulabilirler. Herhangi bir hastalık veya açlık durumu da uyuyamamalarına neden olabilir.
Kolik, yenidoğan bebeklerde inatçı ağlamaya sebep olan bir durumdur. Kolik belirtileri arasında en belirgin olan, birbirini izleyen 3 hafta boyunca, haftada 3 gün, günde 3 saatten fazla süren ağlama olmasıdır. Özellikle akşam saatlerinde sakinleştirilemeyen ağlama krizleri oluşur.
Ağlama süresi bebekten bebeğe farklılıklar gösterse de bazı bebekler çok kısa, bazısı uzun süre ağlar. Bazıları zor bazıları kolay sakinleştirilir. Yine de bebeklerin büyük bir bölümünde ağlama 2. hafta civarında başlar, 6. ila 8. haftalarda en üst seviyeye çıkar ve 3. ila 4. aylarda azalır. Koliğin bir hastalığa bağlı ve bir hastalığa bağlı olmayan nedenleri vardır.
Kolik ağlamaları ebeveynleri çaresiz hissettirebilir. Bu gibi durumlarda bir başkasından yardım istemeyi ihmal etmeyin. Çok dayanamayacak duruma gelirseniz sakin olmayı çalışın ve bebeğinizi emniyete aldıktan sonra kısa aralıklar ile kendinize mola verin. Ortamdan 1-2 dk. olsun uzaklaşıp sakinleşerek geri gelin.
Bebekler uyumadan önce neden ağlar sorusunun olası bir başka cevabı da ilgi ihtiyacı ve sosyal temas isteme ile ilgili olabilir. Bebekler annelerinin duygularını, sıcaklığını hissedebilir. Uyku saatinin annelerini göremeyecekleri anlamına geleceğini anlayan bebek ağlayarak ilgiyi üzerinde tutmak isteyebilir.
Küçük bir bebeği sakinleştirmek, özellikle uyku saatlerinde ebeveynler için oldukça zorlayıcı olabilir. Çoğu zaman işe yarayan birkaç ipucu.
Bir bebeğin kolayca uykuya dalması için odadaki sıcaklığın uygun seviyede olması gerekir. Bu, çocuğunuzun midesinin veya sırtının etrafındaki sıcaklığı kontrol ederek çok iyi test edilebilir. Hava durumuna göre bebeğinizi giydirmeyi deneyin. Kışın bile onu yoğun bir şekilde battaniyelere sarmaktan kaçının, çünkü bunların çoğu boğulmasına ve ani bebek ölümüne neden olabilir.
Bebekler uyudukları yeri yadırgayabilir, başkasının evinde uyumak zor olabilir. Ya da evde birileri varken, salonda eğlence devam ediyorken bebeğinizin odasında uyumak istemeyebilir. Hele dışarıda çay bahçelerinde, restoranlarda gürültülü ortamlarda onu bir köşede uyutmak daha da zor olabilir.
Bir çocuk sahibi olmak fedakârlık gerektirir. Gürültülü, ışıklı ortamda uyumaya alışsın diye yapılan bazı uygulamalar çocukları ve ebeveynleri zorlamak ve sorun yaratmaktan başka bir şey değildir. Her çocuk farklıdır. Genel olarak onlara bebek diyorsak da bebek diye tek tip bir cins canlı yoktur onlar da yetişkinler gibi farklı kişilik özelliği gösterirler. Bebeğinizin özelliklerini keşfetmeniz ve uygun davranmanız daha doğrudur.
Bebeğinizle başka hiçbir şey ile ilgilenmeden geçireceğiniz saatleriniz olsun. Sadece onunla ilgilenin, oynayın, konuşun.
Akşam yemeğinden 1 saat kadar sonra banyo, masaj ve gece kıyafetlerini giydirme rutini oluşturun. Böylelikle her gün aynı rutin başladığında bebeğiniz de kendisini uykuya hazırlamaya başlayacaktır. Bu rutin pijama giymek, masal okumak da olabilir. Ama düzenli bir sisteminiz olsun.
Bunlara rağmen ağlamalarda bir azalma yoksa mutlaka hekiminize bilgi verin.
· Emzirmeyi bırakmayın.
· Reye sendromu riski nedeniyle ağrısı olabilir diye düşünüp bebeğinize aspirin asla vermeyin.
· Bebeğinize alkol veya alkollü içeceklerde batırılmış bir emzik vermeyin.
· Bebeğinizi sarsmayın. Hızlı sallamayın. Bu beyin hasarına sebep olabilir.
· Doktorunuz tarafından önerilmedikçe bebeğinize ilaç vermeyin.
· Bebeğinizi karyolasında bırakıp yoruluncaya kadar ağlamasını beklemeyin. Kucaklayın ve sakinleştirmeye çalışın.
Bir bebek söz konusu olduğunda her konu yeni ve çok önemlidir.
Tıpkı ağlama gibi.
Bebek, yetişkinlerden yardım istemek ve ihtiyaçlarını anlatmak için ağlar.
Başlangıçta ebeveynleri telaşlandıran ağlamalar zamanla daha kolay başa çıkılan durumlar halini alır.
Çünkü deneyim kazanan ebeveyn, bebeğin ağlamalarını birbirinden ayırt etmeye başlar.
Bebekler neden ağlar?
Bebekler nasıl ağlar?
Ağlamanın belli bir süresi var mıdır?
Bunlar gibi pek çok soruya cevap verdiğimiz bir ağlama kılavuzu hazırladık sizin için.
Yabancı yayınlara ve bilimsel araştırmalara bağlantılar da bulabileceğiniz bu kılavuzun özellikle ebeveynliğinizin ilk aylarında işinizi kolaylaştırmasını umuyoruz.
Bebekler kendilerini ifade etmek için ağlar.
Çünkü hemen giderilmesi gereken ihtiyaçlarını anlatmanın başka bir yoluna hakim değildirler.
Hasta olduklarında, ateşleri çıktığında, bedenlerinde herhangi bir rahatsız edici durum olduğunda bunu ağlayarak ifade ederler.
Hastalık halleri dışında, dünyanın en bilinen tıp kurumlarından Mayo Clinic uzmanlarının da belirttiği gibi bir bebek ağladığında öncelikle temel ihtiyaçlarını gözden geçirmek gerekir.
Nedir bunlar?
Acıkma, uyku, bez değişikliği, annenin ilgisi, sıcak basması, üşümek…
İşin özü, ağlayan bir bebek mutlaka size bir şey anlatmaya çalışıyordur çünkü bir ihtiyacı vardır.
Ağlama açlığın son noktasıdır.
Acıkan bebek ağlamaya başlamadan önce epey belirti gösterir.
Bu nedenle bu belirtileri iyi takip edip ağlama noktasına gelmeden bebeği doyurmak gerekir.
Bebeklerin uykuya geçmeden önce ağlamaları yaygın bir durumdur.
Yorulduklarında huysuz olabilirler.
Daha fazla uykuya ihtiyaç duyduklarında bunu ağlayarak belli edebilirler.
Bebeğinizin uyku ihtiyacını her durumda olduğu gibi onu takip ederek belirleyebilirsiniz.
Yenidoğanlar günde 16 saate kadar uyur. Hatta bazıları daha da fazla uyuyabilir. Bu bilgiyi de aklınızda mutlaka tutun.
Islak ve değiştirilme zamanı gelmiş bez bazı bebeklerin gözyaşlarını tetikler.
Bebeğinizin rahatlığı ve genital temizliği için belli aralıklarla bez kontrolü yapmayı hatırlayın.
Bebekler ilgi ister, ten temasına ihtiyaç duyar, dokunulmak onlara kendilerini güvende hissettirir.
Bu ihtiyaçlarını belli etmek için de kimi zaman ağlarlar.
Bazen sizi çevresinde görmek, sesinizi duymak bile bebeğinizin gözyaşlarını durdurabilir.
Bebeğiniz ağlıyorsa,
Kundak yapmak da bebeği rahatlatan bir yöntem olabilir.
Bebeğinizi bir battaniyeye sarıp kucağınıza almak ağlamasını durdurabilir.
Bazen hafif bir sallanma ya da evin içinde minik bir tur bebeği rahatlatabilir. Çünkü bebek hareket ihtiyacı içindedir.
Kimi zaman bebeğin yattığı yerde pozisyonunu değiştirmek de sakinleştirici bir etki yaratabilir.
Alternatifleri sakince deneyiniz.
Bebekler soğuk ya da sıcaktan rahatsız olduklarında da ağlar.
Genellikle ebeveynler bebekleri çok giydirmek eğilimindedir. Sakın bunu yapmayın.
Ortam ısısını kontrol ederek (uzmanların önerdiği sıcaklık 22-23°C) uygun miktarda giysi giydirin.
Çok fazla ses, hareket bebeği aşırı uyarabilir, yorabilir ve bebek ağlayabilir.
Bu durumda bebeği ortamdan uzaklaştırmak en doğrusudur.
Monoton sesler aşırı uyarılan bebeğe iyi gelebilir.
Örneğin okyanus seslerinden oluşan bir kayıt dinletmek ya da saç kurutma makinesinin sesi bebeği rahatlatabilir.
Zaman İçİnde anne, bebeğİn İhtİyaçlarını ve bu İhtİyaçları İfade etmek üzere nasıl ağladığını çözmeye başlar.
Bebeğiniz hasta değilse, her şeyi denediniz ama susmuyorsa, o zaman bırakın ağlasın.
Size bir haberimiz var: Bebekler de stres biriktirir ve ara sıra stres boşaltmak için ağlarlar.
Ağlamak bebeğinize zarar vermez ve bazen susması için ağlaması gerekebilir.
Bebekler çeşit çeşit ağlar.
Her ihtiyaçlarını, hatta bu ihtiyaç seviyelerini belli eden ağlamaları vardır.
Gel de çık işin içinden!
Neyse ki çok önemli bir anahtara sahipsiniz: Ebeveynlik içgüdüleri!
Zaman içinde içgüdüleriniz size en doğru yolu gösterecek.
Ama ondan önce aşağıdaki mini rehber size temel bilgileri verecek. İngilizce kaynak olarak dilerseniz whattoexpect.com‘un ilgili makalesine de göz atabilirsiniz.
Bebek mızmızlanır.
Zaman geçtikçe ağlama şiddeti ve hızı artar.
En sonunda bebek yüksek sesle ağlar.
Ağlamaya gözyaşları eşlik eder.
Genellikle orta karar huzursuzluk şeklinde kendini gösterir.
Kısa süreli ve alçak seslidir.
Zaman ilerledikçe hızı ve şiddeti artar.
Ancak bebeğin bir yerine birşey olduğunda ya da acı içindeyken çıkardığı sesler kadar dramatik değildir.
Bebeğin ağlamalarını ayırt etmek başlangıçta hiç kolay değildir. zaman geçtikçe bebeğin ne için nasıl ağladığını keşfetmeye başlarsınız.
Bebeğİnİzİn ağlamalarını takİp etmek ve ayırt etmek İçİn günlük tutmayı deneyİn.
Bebekler ihtiyaçlarına yönelik olarak farklı şekillerde ağlar.
Bunu çözdüğünüzde bebeğinizle iletişiminiz epey rahatlar.
Şimdi farklı ihtiyaçlara yönelik ağlama türlerini ele alalım:
Bebek ritmik ve rutin bir ağlama içindedir.
Bir tür huysuzluk hali sezersiniz. Sanki bebek mızmızlanır.
Birkaç dakika içinde ağlama yoğunlaşır. Çünkü açtır ve hemen beslenmek istiyordur.
Açlıkla ilgili diğer belirtileri de göz önünde bulundurarak bebeğinizi bir an önce besleyin.
Bebeklerin acıkma belirtileri ile ilgili detaylı bilgiye Bebeklerde Acıkma makalemizden de ulaşabilirsiniz.
Bebeğiniz birdenbire amansızca ağlarsa bu ağrısı olduğu anlamına gelebilir.
Kulağınızı adeta delen bu ağlama kısa süre devam eder ve bebek susar. Bu arada nefes alır ve tekrar yüksek sesle ağlamaya başlar.
Bebeğin sesinde bir panik havası da sezilebilir.
Bebeği mutlaka kucağınıza alın ve ağrının nedenini bulmaya çalışın.
Bebek ağrı nedeniyle yatıştırılamaz halde olabilir. Ancak bir süre sonra annenin varlığıyla ve bunun verdiği güven ile rahatlayan bebek ağlamayı ya bitirir ya da giderek azaltır.
Doktorunuza danışmayı asla ihmal etmeyin.
Bebek uykusu geldiğinde ve dinlenmek istediğinde yavaş, sızlanır gibi ağlar.
Kısa süre içinde ağlama sürekli hale gelir ve tonu yükselir. Ayrıca bebek gözlerini ovuşturmaya ve esnemeye başlar.
Yeni ebeveynler genellikle uyku ile açlık ağlamasını birbirine karıştırır. Bu noktada fiziksel belirtilere dikkat etmek yardımcı olabilir.
Bebeğin ağlayarak bitkin düşmesine izin vermeyin. Kucağınıza alın, sakin kalarak onu rahatlatmaya çalışın ve uyuması için yardım edin.
Bebek Uyku Kılavuzu bebeğinizin uykusuyla ilgili çok fazla bilgiye ulaşabileceğiniz bir kaynak.
Bebekler ortamdaki aşırı uyaranlardan rahatsız olduğunda ağlamaya başlar.
Huysuzlanır, sızlanır.
Başını karşısındaki kişiden ya da nesneden başka yöne çevirir.
Bu durumda bebeği ortamdan uzaklaştırıp daha sakin bir atmosfere sokmak en doğrusudur.
Bebekler kolaylıkla korkar ve panik içinde ağlamaya başlar.
Korku dolu bebek şiddetli ve yüksek sesle ağlar. Yüzünde de ani korkunun yarattığı ifadeyi görebilirsiniz.
Sakin sesle bebeğinize yanında olduğunuzu hissettirip kucağınıza alın. Gerekirse ortam değiştirin.
Ani, yatıştırılamaz ve ısrarlı ağlama kolik ağlamasına işaret edebilir. Kolik ile ilgili detaylı bilgiye blog.invidyo.com‘daki makaleden ulaşabilirsiniz.
Bebek kolik durumunda 3 haftadan uzun süre, haftada 3 günden fazla olmak üzere günde en az 3 saat ağlayabilir.
Doğumdan sonraki 2. ve 8. haftalar en zorlu zamanlar olabilir. Kolik, bebek 4 aylık oluncaya kadar sürebilir.
Bebek akşamüstleri ve akşamları yoğun, ritmik bir şekilde ağlar. Genellikle ağlamayı değişik beden hareketleri izler.
Rahatlatmak için bebeğin pozisyonunu değiştirin.
Karnına ve sırtına hafif masajlar yapın.
Bebek masajı ile ilgili bilgi edinin ve bebeğe gazını çıkarması için yardım edin.
Bebekler ebeveynleriyle fiziksel ve duygusal temas kurmak ihtiyacındadır.
Anne ve babalarına bakarak yumuşak, kısa süreli ağlarlar ve kucağa alınmayı beklerler. Karşılık göremezlerse ağlama şiddetlenir.
Bebeğinizi kucağınıza alın ve ona sarılın. Bebeği evdeyken daima yakınınızda tutun.
Bebek ilginin kendi üzerinde olmadığını anlar ve değişikliğe ihtiyacı olduğunu ağlayarak anlatmaya çalışır.
Önce yumuşak ağlar.
Karşılık görmezse kızgın ağlamaya geçer.
Kısa ağlamalar yerini uzun ve yoğun olanlarına bırakır.
Bebeği kucağınıza alın, onunla oynamaya başlayın.
İlgİ gören bebek hemen susar. Onunla konuşun, bİrkaç dakİka oyun oynamayı İhmal etmeyİn.
Ateş, kabızlık ve ciltte döküntü bebeğin kesik kesik ve kısık bir sesle ağlamasına yol açar.
Bu ağlama, acı ve yorgunluk ağlamasına göre daha yumuşaktır.
Bunda bebeğin hastalığa bağlı halsizlik durumunun etkisi vardır.
Mutlaka bir doktora danışın ve bebeğinizin sağlık durumuyla ilgili bilgi alın.
Bebekler genellikle ortada hiçbir neden yokken akşamüstleri ya da akşamları ağlar.
Bu tıpkı bedenin doğal bir süreci gibidir. Ortalama 10-30 dakika arasında devam eder.
Bu durumda bebeğin ağlamasına izin vermek gerekir.
Bilinçli Bebek kitabında Aletha Solter ağlama için “hayatta kalmamıza ve kendimizi daha iyi hissetmemize katkıda bulunan bir işlevi olmasaydı, stres ve travmaya karşı bir tepki olarak gelişmezdi” der.
Stres nedeniyle ağlayan bebeğinizi sakin bir şekilde kucağınıza alın ve kollarınızda güvenle ağlamasına izin verin.
Rahatladıktan sonra susacak ve inanın önceki halinden çok daha mutlu olacaktır.
Bebeklerde Stres konusunda detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Bebekler ağlayarak ve anlaşılması güç sesler çıkararak iletişim kurar.
Ebeveynler de tüm ipuçlarını değerlendirerek bebeğin ihtiyacını anlamaya çalışır: Bebek aç mı, annesine mi ihtiyacı var, gaz mı rahatsız ediyor, uykusu mu geldi, aşırı mı uyarıldı, ilgi mi istiyor, bez değişimi zamanı mı geldi…
Belli bir süre sonra işler kolaylaşır.
Ebeveynler bebeğin dilini çözer, ihtiyaçları zamanında karşılanan bebek rahatlar.
Dunstan Metodu, Avustralyalı bir opera şarkıcısı olan Priscilla Dunstan tarafından geliştirilmiş, bebek dilini anlamaya yönelik bir metod.
Dunstan yıllar önce Oprah Show‘a katılarak tüm dünyada yaptığı araştırmalarla ırk, renk, kültür fark etmeksizin her bebeğin ağlama öncesi farklı ihtiyaçları anlatan 5 farklı ses çıkardığını anlatmış.
Bu yöntemle bebeğin ihtiyacını belirlemek ve ona göre davranmak mümkün görünüyor.
Dunstan Metodu bir teori, hala bilimsel onaya ihtiyacı var. Ancak ebeveynlik içgüdülerinizi de devreye sokarak bu yöntemle bebeğinizle sözlerin ötesinde bir iletişime girebilirsiniz. Hep olması gerektiği gibi.
Şimdi bu seslere bakalım:
1. Neh = Açım
Bu ses, bebeğin dili damağına değdiğinde çıkar. Böylece emme sesi tetiklenir.
Açlığı anlamak açısından iyi bir ipucu olabilir.
2. Auh = Uykum var
Bebek yorgun olduğunda esneme refleksi oluşur. Auh sesi esnemeyle birleşir.
Gözleri ovuşturmak da bu belirtilere eşlik edebilir.
Bebeği uyutmak için harekete geçmeli. Yorgunluk arttıkça uykuya dalmak zorlaşır.
3. Heh = Rahat değilim
Bebek pek çok nedenle rahatsız hissedebilir. Islak bez, üşüme, terleme, kaşınma, içinde bulunduğu pozisyon…
Neh sesi ile kolaylıkla karıştıırılabilir. Ancak dikkatli kulaklar “h” sesinin güçlü çıktığını fark eder.
4. Eair = Gaz sancısı çekiyorum
Sancı çeken bebek genellikle bacaklarını göğsüne çeker ya da bacaklarını aşağı doğru iter.
Güçlü ağlar. Ağlamaya eair sesi de eşlik eder.
Bebeğin yüzü kadar bedeni de sancıyı anlatır.
Bebeği dik konuma getirerek sırtına pat pat vurun, ovun. Karnına dairesel hareketlerle masaj yapın.
5. Eh = İyi hissetmiyorum
Bebek genellikle beslenmenin hemen arkasından üst karın bölgesindeki gazın çıkarılmasına ihtiyaç duyuyorsa, eh sesiyle ağlamaya başlar. Ağlama kesik kesiktir.
Ayrıca ateş, tende hassasiyet gibi durumlar da bu tür bir ağlamaya yol açabilir.
Tüm kontrollerinizi yaparak bebeği rahatlatmaya bakın.
Her bebeğin ağlama süresi birbirinden farklıdır.
Ortalama bir değer verecek olursak, ilk haftalarda bebekler günde yaklaşık 1 saat ağlarlar diyebiliriz. Ama bazı bebekler bundan daha fazla ya da daha az ağlayabilir.
Araştırmalar günde bİrkaç saat kucağa alınan bebeklerİn toplamda daha az ağladığını söylüyor.
Bebeğinizde herhangi bir sağlık sorunu yok ama çok uzun süreler ağlıyorsa, kolik durumunu doktorla görüşmeniz iyi olabilir. Bilmek sizi rahatlatabilir.
Tabii ki şunu da göz önünde bulundurmak gerekir: Uykusuz bir ebeveynseniz beş dakikalık ağlama size saatlerce uzun gelebilir.
Bu durumda bir ağlama günlüğü tutmanızı tavsiye ederiz. Belki de bebeğiniz düşündüğünüzden daha az ağlıyordur.
Bir hafta süreyle bebeğinizin ağlamalarını takip edin.
Bir deftere ağlamanın yanı sıra uyku ve beslenme ile ilgili notlarınızı da alın. Bebeğiniz ne süreyle ve nasıl ağlıyor? Hangi saatlerde ağlamalar artıyor? Her gün aynı şekilde mi oluyor? Bu ve benzer soruların cevaplarını yazın.
Bu günlük sayesinde bebeğin ağlama şekillerini daha net görebilir ve bebeği takip eden doktorunuzla paylaşabilirsiniz.
Ağlama günlüğüne 4. haftada başlamanız daha iyi olur çünkü yaklaşık olarak 4. haftada bebeklerin ağlama şekilleri kendini daha net belli etmeye başlar.
Günlüğü oluştururken bazı soruları göz önünde bulundurmanız işinizi kolaylaştırır. Örneğin,
Doktorunuza danıştıysanız ve herhangi bir sağlık sorunu yoksa, bebeğinizin çok ağlaması, özellikle de yaşamının ilk aylarındaysa, son derece normal.
Ağlamak bebeğİn İletİşİm kurma yoludur.
Eskiden bazı uzmanlar bebeklerin ebeveynlerini manipule etmek için ağladıklarını tartışırdı. Neyse ki bu görüş çoktan tarih oldu.
Bebekler ihtiyaçları olduğunda ağlar.
Hasta bebeğin ağlaması açlık ya da stres nedeniyle ağlayan bebekten farklıdır.
Anne bunu hisseder. Zamanla da bebeğin ağlamalarını birbirinden kolaylıkla ayırt eder.
Bazen bebekler hasta, aç, stresli olmadıklarında ya da bez değişimine ihtiyaç duymadıklarında da ağlarlar.
Ebeveynler, özellikle ilk kez ebeveyn olanlar, her zaman bebeğin ilk aylarındaki ağlama seanslarına hazırlıklı değildir.
Bir annenin ağlamalar sırasında bebeğini yatıştırmaya çalışması ama bunu başaramaması gayet normal bir durumdur.
Bunun iyi ya da kötü anne olmakla ilgisi yoktur.
Bebekler ağlar.
Bazı bebekler diğerlerine göre daha çok ağlar.
Daha önce de yazdığımız gibi doktorunuza danışıp herhangi bir sağlık sorunu olmadığından eminseniz, bebeğinizin çok ağlaması gayet normal bir durum. Bebeğiniz de gayet normal bir bebek.
Zaten hasta bebek ile emmek ve bez değişimi gibi ihtiyaçları olan bebeğin ağlaması birbirinden biraz farklıdır.
Hastalık durumlarında ağlamaya kusma, kilo kaybı, ateş gibi durumlar da eşlik edebilir.
Ağlamalar bebek 2-3 haftalıkken artmaya başlar ve bebek 6-8. haftaya geldiğinde zirveye ulaşır ve sonra düşüşe geçer.
4. ayda ağlamalar artık en az seviyeye ulaşmıştır.
Bebeklerİn ağlama nöbetlerİ genellİkle akşamüstü ya da akşamları başlama eğİlİmİndedİr.
Ancak günün ya da gecenin herhangi bir saatinde de başlayabilir.
Tabii tüm bu söz ettiklerimiz ortalama değerler. Bebekler her konuda birbirinden farklılık gösterebilir.
Size en büyük tavsiyemiz annelik içgüdülerinize güvenmeniz, bebeğin ağlamasında yolunda gitmeyen birşey sezdiğinizde mutlaka doktora danışmanız.
Doğal Ebeveynlik Uzmanı Aletha Solter, “Bilinçli Bebek” kitabında ağlamanın iki temel işlevi olduğundan söz eder.
Birinci işlevi, iletişimdir.
Bebek ağlayarak ihtiyaçlarını ve durumunu ebeveynlerine ya da kendisine bakım veren kişiye anlatır.
Peki nedir bunlar? Açlık, uyku, kucağa alınma isteği, bez değişikliği ve ortamdaki aşırı uyaran durumu, pozisyon değişikliği isteği, sıcak/soğuk rahatsızlığı, karın ağrısı ve diğer hastalıklar için yardım isteme, ağrı, acı vs.
Burada ebeveynlere düşen ,bebeğin ihtiyacını mümkün olan en kısa sürede ve en iyi şekilde karşılamaktır.
Hastalık durumlarında doktora danışmak en iyi yoldur.
Ağlamanın bir diğer işlevi, stres boşaltma mekanizması olmasıdır.
Bebek bazen o anda kucağa alınmak ve ilgi görmekten başka ihtiyacı olmadığı halde uzun süre ağlayabilir.
Ağlayarak gerilimini boşaltır ve böylece rahatlar.
Solter bebeklerin fiziksel ve duygusal olmak üzere iki nedenle stres yaşadıklarını söyler. Ebeveynlerin rolü ise acı kaynağını ortadan kaldırmak, stresi azaltmak, bebeği sevgiyle kucaklayarak ağlamasına izin vermektir.
Solter’in konuyla ilgili makalesine ayrıca buradan ulaşabilirsiniz.
Aletha Solter, bebeklik dönemini stresten uzak bir dönem olarak değerlendirmenin gerçekçi olmadığını söyler: “Ebeveynleri tarafından ne kadar iyi bakılırsa bakılsınlar, bebekler deneyimsizlikleri ve çaresizlikleri nedeniyle son derece kırılgandır, kolaylıkla strese girebilirler.”
Bebeklerde stres kaynakları
Solter, yüksek stres yüzeylerinin çoğu bebeğin görünür bir neden olmadan ağlama nöbetleri geçirmesini açıklamaya yardımcı olduğunu belirtir.
Solter’e göre ağlama stresin sonucudur. Solter’in stresi açığa çıkaran ağlamaları tanımak konusundaki makalesine buradan ulaşabilirsiniz.
Amaç ağlamayı durdurmak değİl stresİ azaltacak yöntemler bularak bebeğİn ağlama İhtİyacını azaltmaktır.
Bebekler ağlar. Çünkü ağlamak bir iletişim yoludur.
Bebekler konuşamadıkları için ihtiyaçlarını ağlamak yoluyla ebeveynlerine, kendilerine bakım veren kişilere anlatır.
Bebeğiniz sık sık ağlıyorsa ve neden ağladığını henüz bilemiyorsanız, belki bu yazı size yardımcı olabilir.
Açlık: Herkes aç kalınca biraz huysuzlaşabilir. Bebekler de öyle.
Üstelik ağlama bebeklerin açlık durumunda sergiledikleri son belirtidir.
Yani ağlamadan önce başka işaretlerle açlıklarını anlatırlar. Bu demektir ki bebek artık açlığa dayanamayacak hale gelmiştir.
“Beni besleyin” ağlaması ritmik, tekrarlayan, genellikle kısa ve ahenklidir.
Uyku: Yorgun bir ebeveyn olarak başınızı yastığa koymadan uyuyacak halde olabilirsiniz ama aynısı bebek için geçerli değil.
Uyku öğrenilen bir yetenektir. İyi Uykular Tatlı Rüyalar El Kitabı’nın yazarı Kim West, yenidoğanların ortalama 4. aya kadar bir uyku ritimleri olmadığından söz eder.
Herşeyin ötesinde ağlayan bebek kendi kendini sakinleştirecek yetiye de sahip değildir. Bu nedenle iş ebeveynlere düşer.
Uyku için ağlamalar sızlanmayla başlar. Kısa süre sonra da tonu yükselir ve sürekli hale gelir. Bebeğinizin uykusu geldiyse ona uykuya geçmesi için yardım edin.
Kirli bez: Bazı bebekler bezleri ıslak ve kirli de olsa umursamazlar. Ancak bazıları için bu ciddi bir sorundur.
Bebeğiniz bu konuda hassas bir bebekse, sık sık bezini kontrol edin ve ıslak bezi vakit geçirmeden değiştirin.
Geğirmek ihtiyacı: Bebeğiniz beslenmeden hemen sonra ağlıyorsa, bu geğirme ihtiyacına dair olağan bir işaret olabilir.
Bazı bebekler emzik emdikten ya da hıçkırıktan sonra da geğirmek ihtiyacı hissederler. Çünkü bu eylemler sırasında hava yutmuş olmaları olasıdır.
Bebeği dik tutup sırtına hafif hafif vurarak rahatlamasına yardım edebilirsiniz.
Acıyla ağlamak gibi olmasa da bebek yüksek tonda ağlayabilir.
Mide sorunları: Bebeğiniz ağlarken bacaklarını karnına mı çekiyor? Huzursuz bir kıpırdanma içinde mi? Sanki ikiye mi katlanıyor? Bu durum bir gaz sorununa işaret ediyor olabilir.
Bebeği dik bir konuma getirin ya da kucağınızda karnının üzerine yatırın ve sırtına hafifçe vurun. Masaj yapın.
Sırtüstü yatırdığınız bebeğin bacaklarını karnına doğru yumuşak hareketlerle iterek de gazın çıkmasına yardım edebilirsiniz.
Diş çıkarma: Bazı bebekler 4 aylıkken diş çıkarmaya başlayabilir. Ve diş çıkarma süreci ciddi bir ağrıyla beraber ağlama anlamına gelebilir.
Bebekler bu süreçte başka bazı belirtiler de gösterir: Aşırı salya, yakaladığı herşeyi ağzına götürme, kimi zaman ateş…
Buzdolabında soğutulmuş diş kaşıyıcılar, emzik bebek için rahatlatıcı olabilir.
Bebek bir türlü rahatlayamıyorsa doktorunuzdan yardım istemeyi ihmal etmeyin.
Aşırı uyarılma: Bebekler aşırı uyarana maruz kaldıklarında rahatsızlık duyup ağlamaya başlayabilir. Çok yüksek sesle konuşulan kalabalık bir ortam, aşırı ilgi, bir alışveriş merkezi gezisi kolaylıkla bebekleri yorar ve rahatsız eder.
Bebeğinizi böyle bir durumda bulunduğunuz ortamdan uzaklaştırıp sakinleştirin. Temiz hava, sakin bir yürüyüş, yaşadığı evin huzuru bebeğe iyi gelecektir.
İlgi ihtiyacı: Bebekler en çok ebeveynleri onlarla ilgilendiğinde, oyun oynadığında mutlu ve sakin olurlar.
Doğal Ebeveynlik Uzmanı Aletha Solter, “dokunulmak, bebeğin kendi varlığının gerçekliğine ilişkin algısının gelişimi için temel ihtiyaçtır” der. Araştırmalar da dokunmanın bebeklerin gelişimini çarpıcı biçimde etkilediğini gösterir.
Tensel uyaranların dokunma, kucağa alma, pışpışlama, okşama, masaj yapma, emzirme gibi birçok farklı biçimi olabilir. Bebekler tensel uyaranlara ihtiyaçları olduğunda da bunu ağlayarak belli eder.
Bebeğe ihtiyacı olan ilgiyi mutlaka verin. Ertelemeyin. Bebekler ebeveynleriyle yaşadıkları bağlanma üzerinden dünyaya dair fikir edinmeye başlar.
Hastalık: Bebekler hastalandıklarında normalden daha sık ağlamaya başlar.
Zaman geçtikçe çoğu ebeveyn bebeğinin ağlamalarını ayırt etmeye başlar. Bebek her zamankinden daha yoğun ve uzun ağlıyorsa bu bir hastalık işareti olabilir.
Ayrıca kusma, ateş, kilo kaybı gibi işaretleri de değerlendirmek gerekir.
Böyle bir durumda yapılacak şey hemen bir doktora başvurmaktır.
Genel bir rahatsızlık hali: Kimi zaman tişörtümüzdeki bir etiket bizim için işleri epey zorlaştırmaya yeter. Aynısı bebekler için de geçerli.
Sıkı bir ayakkabı, toplanmış bir çarşaf, giydiği body’nin boynunda unutulmuş bir etiket bebeği rahatsız edip ağlatmaya yeter de artar.
Bebeğinizi rahatsız eden nedir? Biraz çabayla eminiz ki bulacaksınız.
Kolik: Bebek kolik durumunda 3 haftadan uzun süre haftada 3 günden fazla olmak üzere günde en az 3 saat ağlayabilir.
Kolik bebek aşırı ağlar, sakinleştirmesi güçtür, uykuları da bölük pörçüktür.
Yorucu ve ebeveynleri strese sürükleyecek bir durum ancak iyi haber şu: Geçiyor.
Bazı uzmanlar koliği, bebeğin ilk aylarda hayatla mücadelesi olarak tanımlıyor.
Bebek ağladığında birşey yapmaya geçmeden önce muhtemel ağlama nedenini bulmaya çalışmak gerekir. Bebeği rahatlatmanın başlangıcı budur.
Ancak bazen bebeğin ağlama nedenini bulmak o kadar kolay olmaz. Ebeveynler çaresizlik içinde kalır.
Umutsuz olmayalım. Bebekler söz konusu olunca denenebilecek bir sürü yöntem var.
Dr. Harvey Karp, “Mahallenin En Mutlu Bebeği” isimli kitabında bir bebeği sakinleştirmeye yarayabilecek 5 genel teknikten söz eder. Gelin bu tekniklere bir göz atalım.
Kundak yapın: Bebekler kundaklanmayı sever. Anne karnındaki ortamı sağlayan eski ve mucizevi bir yöntemdir.
Bebek kendini güvende hisseder. Burada önemli olan kolların da kundağın içinde olmasıdır. Kundağın çok sıkı olmamasına dikkat edin.
Bebeği yan çevirin ya da karnının üstüne yatırın: Her iki pozisyon da bebek için rahat pozisyonlardır ve karın ağrısı, gaz gibi şikayetlere iyi gelir.
Şışşşş sesi çıkarın: Bebeğin kulağına doğru şışşş sesi çıkarın. Ama bunu yumuşak bir şekilde yapın.
Bu ses bebeğin anne karnındayken duyduğu seslere benzer ve bebeği rahatlatır.
Sallayın: Sallamak ister ebeveynlerin kollarında ister bir bebek salıncağında, bebeğin hemen rahatlamasını sağlar.
Sallanmak bebeğe anne karnındaki o güvenli ortamı yaşatır.
Besleyin
: Bebekler emerek sakinleşir. Emzik, biberon ya da annenin memesi… Huysuz, huzursuz bir bebeği sakinleştirmek için annelerin ilk aklına gelen de bu. Çünkü emmek, bebeklerin doğuştan getirdikleri doğal bir refleks. Ve pek çok dertlerine de derman.
Dr. Harvey Karp’ın önerilerini İngilizce kaynaktan okumak isteyenler için www.parents.com
Bebek ağlamasını durdurmak için en doğru başlangıç, bebeğin temel ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığını kontrol etmektir.
Peki bir bebeğin temel ihtiyaçları nelerdir?
Beden taraması yapın: Bebeğin temel ihtiyaçlarını değerlendirdiniz ancak bebek hala ağlıyor.
O zaman genel bir kontrol yapmanın zamanı gelmiş demektir. Ortam uygunsa bebeği soyun ve tüm bedenini kontrol edin.
Bir etiket, bir tel saç, kırışık bir body, sıkı bir çorap… İyice bakın.
Bebekler son derece hassastır ve küçücük birşey onu rahatsız edip ağlamasına neden olabilir.
Tüm vücudunu kızarıklık, tahriş gibi şeyler için de gözden geçirin.
Yoksa bebeğin bir yeri mi ağrıyor?: Bebeğin kulaklarına bakın. Acaba herhangi bir kızarıklık var mı? Gözünüze akıntı çarpıyor mu?
Peki ya pişik? Pişik göz ardı edilecek bir sorun değildir. Bebeğe son derece acı verebilir. Tıpkı isilik gibi. Yaşam kalitesini düşüren isilik, hemen kontrol altına alınması gereken bir durumdur.
Diş çıkarma dönemi de bebek için zorlu bir süreç olabilir. Kimi bebek diş çıkarma dönemlerini sorunsuz geçirirken kiminde fiziksel belirtilerin yanı sıra (yoğun salya, ateş, artan emme ihtiyacı gibi) ağlama nöbetleri de baş gösterir.
Bebeğin ağlamasına neden olabilecek diğer etkenler
Bebeğin ağlamasını durdurmak için yapabileceklerinizi “Bebekler Neden Ağlar”, “Muhtemel Ağlama Sebepleri” bölümlerinde etraflıca anlattık.
Bebeğin fiziksel bir rahatsızlığı olmadığından ve tüm ihtiyaçlarının karşılandığından eminseniz, ancak bebek hala ağlıyorsa size birşey daha önerelim mi?
Kendi duygu durumunuzu gözden geçirin: Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Genel olarak gergin misiniz yoksa rahat mı? Stres düzeyiniz nasıl? Bebeğin ağlamaları, bölünen uykularınız, belli bir rutinin içinde dolaşıp durmak sizi nasıl etkiliyor?
Şapkanızı önünüze alın ve düşünün: İyi hissetmemek sizi kötü anne yapmaz.
Hatta kendinize karşı dürüst olmak iyileşmenin başlangıcı olabilir. Ki bu sonuç olarak bebeğinize faydalı olacak bir tutumdur.
Bebekler çevrelerİnde olan bİtenİn farkındadır. Huzursuzluk, yüksek stres sevİyelerİ onları tahmİn ettİğİnİzden daha çok etkİler.
Yani mutlu anne, mutlu çocuk ifadesi bir safsata değil gerçeğin ta kendisi.
Bu nedenle her konuda yardım ve destek isteyin. İyi hissetmenizi sağlayacak her ne varsa, zaman ayırın. Siz mutlu ve huzurlu oldukça bunun yankılarını bebeğinizde de göreceksiniz.
Diğer yandan bebeği rahatlatacak birkaç başka tekniği de şöyle özetleyelim:
Bebeği sallayın: Ağlayan bebeğinizi kucağınıza alın, hafifçe sallayın. Özellikle bebek stres nedeniyle ağlıyorsa, sizinle tensel temasa ihtiyaç duyuyorsa işe yarayacak harika bir yöntem.
Rahatlatıcı bir ninni, kucakta minik minik sallanırken annenin sesinden duyacağı bir şarkı da bebeği sakinleştirebilir.
Duş yaptırın: Şu bir gerçek ki su, herkese iyi gelir. O an için bebeğin duş yapmasını engelleyecek bir durum yoksa, huzursuz ve ağlayan bebeğinizi banyoya sokun.
Akan suyun sesi, suyu teninde hissetmek bebeğe iyi gelecektir.
Ortam değiştirin: Bazen ortamdaki uyaranlar, aynı ortamda uzun süredir ağlıyor olmak da ağlamanın şiddetini giderek artırabilir.
Bebeğinizi alıp açık havaya çıkın. Kısa bir yürüyüş, park havası bebeğinizi de sizi de rahatlatacaktır.
Annelik içgüdülerinize güvenin: İçgüdüleriniz her zaman doğruyu söyler. Olayların akışına kapılıp kendi hislerinizden uzaklaşmayın.
Ne olursa olsun kısa bir an durun ve dinleyin, içgüdüleriniz size ne söylüyor?
Doktora gitmeniz gerektiğini söylüyorsa zaman kaybetmeyin.
Bebeğiniz saatlerdir ağlıyor ve hiçbir şey onu sakinleştirmiyorsa uzman birinden yardım almak en doğrusu olacaktır.
Bebekler pek çok sebeple ağlar çünkü ağlamak, bebeklerin iletişim yollarından biridir. Ağlamak sayesinde yaşadıkları sıkıntıları ve ihtiyaçlarını anlatırlar.
Bebeğiniz ağlayarak uyanıyorsa şu etkenleri gözden geçirmenizi tavsiye ederiz.
Kısacası bebek hastalık dışında açlık, sıcak/soğuk, bez değişimi gibi nedenlerle ağlayarak uyanmadıysa, bebeğin uyku alışkanlıklarını ve karakterini de göz önünde bulundurmak gerekir.
Bebeğin ağlarken morarmasının altında pek çok neden olabilir.
Uzmanlar bu faktörlerin başında da kalp rahatsızlıklarının olabileceğini söylüyor.
Diğer bir neden de demir eksikliği.
Tavsiyemiz bebeğiniz ağlarken morarıyorsa, bir an önce uzman bir doktora görünmeniz, bebeğiniz özelinde bir takip yaptırmanızdır.
Bebek ağlarken havayı ciğerlerinden dışarı verir. Bu nedenle bebek uzun süre ağladığında, hava açığını kapatmak üzere daha uzun süre nefes alır. Kimi zaman nefes alma anlık olarak duraksar.
Uzmanlar bu durumda, bebeğin dudaklarında mavi/mora benzer bir renk değişimi yaşanmıyorsa endişelenecek bir durum olmadığını söylüyor.
Yani bebeğin nefesi kesilir gibi olduğunda,
Ancak siz yine de annelik içgüdülerinizi dinleyin.
Bebeğinizde en ufak bir farklılık seziyorsanız ve endişeleriniz geçmiyorsa zaman kaybetmeden mutlaka doktorunuza danışın.
Bebeğiniz sizinle sözel iletişim kuramadığı için ihtiyaçlarını ağlayarak anlatıyor.
Ağlamak, bebeğin sıkıntısını, ihtiyacını anlatmasının en güzel yolu.
Nasıl ki bebek açlık, hastalık, yorgunluk ve diğer birçok ihtiyacını ağlayarak anlatıyorsa uyku öncesi ağlamasıyla da bir durumu anlatmaya çalışıyor. Peki bu durum ne olabilir?
Her bebek birbirinden farklı olduğu gibi ağlama sebepleri de farklıdır.
Yukarıda ağlayarak uykuya dalan ya da uyku öncesi ağlayan bir bebek için olası sebepleri yazdık.
En önemlisi sizin bebeğinizi takip etmeniz. Bebek pek çok durumda tek bir belirti vermez çünkü ne kadar kırılgan ve çaresiz görünseler de bebeklerin hayatta kalma becerileri çok yüksektir.
Özetle bebeğinizin neden ağlayarak uyuduğunu yukarıda sıraladığımız olası nedenleri de göz önünde bulundurarak tespit edecek olan yine sizsiniz.
Bebeklerin karakterleri birbirinden farklıdır. Ağlamaları da öyle.
Kimi bebek daha “sakin” ağlar kimi bebek ihtiyaçlarını çok daha baskın bir şekilde ağlayarak anlatır.
Bebeğiniz sık sık ağlama krizine giriyorsa, aşağıdaki soruları gözden geçirmenizi tavsiye ederiz.
İşin içinden çıkamıyorsanız mutlaka bebeğinizi takip eden doktordan görüş alın.
Aşırı ağlama bebeklerde ses kısılmasının sıklıkla rastlanan bir nedenidir.
Tüm bebekler ihtiyaçlarını iletmek üzere ağlar, ancak kolik bebekler gibi bazı bebekler diğerlerine göre daha fazla ağlar.
Israrlı ağlamalar bitince, kısık ses sorunu da ortadan kalkar.
Bebeğinizde kısık ses durumunun yanı sıra farklı başka durumlar da gözlemliyorsanız mutlaka bir doktora danışın.
Bir bebek ağlamaktan emmiyorsa bunun pek çok nedeni olabilir.
Şimdi bu durumları gözden geçirelim.
Bebeğiniz kaç aylık?
Bebekler büyüme atakları sırasında huzursuz olur, sık sık ağlayabilir. Bebek 7-10 gün arasında, 2-3. ve 4-6. haftalar, 3, 4, 6 ve 9. aylarda büyüme atağı yaşar.
Bebeğiniz ne zaman ağlıyor?
Bebeğiniz sadece emme seansları sırasında mı ağlıyor yoksa günün başka dilimlerinde de ağlama krizlerine giriyor mu?
Bebek sadece emme seansları sırasında ağlıyorsa o zaman süt akış hızına (hızlı/yavaş), memede tıkanıklık olup olmadığınadikkat etmek gerekir.
Sabah seanslarında annenin memesindeki doluluk nedeniyle hızlı süt akışı bebeği rahatsız edebilir.
Günün diğer zamanlarında süt akışı yavaş olduğu için bebek ağlayabilir.
Bebek bİr süre emdİkten sonra ağlıyorsa gaz sancısı yaşıyor olabİlİr. tek İhtİyacı belkİ de geğİrmek ya da gaz çıkarmaktır.
Bebek her iki memede de ağlıyor mu?
Annenin iki memesinin doluluk oranı farklı olabilir. Bebek bu farktan rahatsız olabilir.
Başka neler olabilir?
Bebek hasta mı?
Diş mi çıkarıyor?
Bebeğin hayatında, ortamında herhangi bir değişiklik var mı?
Katı gıdaya geçiş zamanı mı? Ya da yeni bir yiyecekle mi tanıştı?
Bu soruların cevaplarını gözlemledikten sonra ebeveynlik içgüdülerinizi de göz önünde bulundurarak profesyonel yardım almak üzere bir doktora başvurmanızı tavsiye ederiz.
Doktorunuz ağlamayı bilmeyen bebeğinizin sağlığı açısından herşeyin yolunda olduğunu söylediyse, demek ki bebeğiniz halen ağlamayı öğrenme aşamasında.
Bebeğiniz henüz ağlamayı bilmediği için pek çok ebeveyn sizi şanslı bulacaktır. Ancak bu durumun da sakıncalı tarafları var
Bebekler ihtiyaçlarını ağlayarak anlatır. Sizinki ağlamadığına göre gözünüzü dört açmanız ve bebeğinizin ihtiyaçlarını yakından takip etmeniz gerekir.
Peki neden bazı bebekler çok ağlarken sizinki ağlamayı bilmiyor?
Öncelikle prematüre bebekler (bebeğiniz prematüre değilse, buraya hiç takılmayın) ağlamayı sonradan öğrenir.
Bütün bebekler birbirinden farklıdır. Kimi hemen yaygarayı koparır kimi sakindir, ağlamaz, hatta ağlamayı bilmez.
Ağlamayı bilmeyen bebeklerin ihtiyaçlarını hareketlerinden takip etmek gerekir. Yani bir bebek ağlamıyorsa bu, onun için herşeyin yolunda olduğu anlamına gelmez.
Bu durumda bebeğin beslenme saatlerini, bez değiştirme sıklığını, gaz çıkarma ihtiyacını, kestirme ve uzun uyku ihtiyaçlarını hal ve hareketlerinden gözlemlemeniz önemli.
Bir bebeğin katılması, ebeveyni için gerçekten çok zor bir durum.
Katılma şöyle gerçekleşir. Herhangi bir nedenle ağlayan bebek, ağlama sırasında nefes verir. Ve bir süre nefes almaz. Bebeğin yüzünün rengi değişerek çoğu zaman açık maviden mora doğru bir seyir izler. Bazı bebekler bayılır.
Bebek 1 dakika geçmeden tekrar nefes alır ve normal haline döner.
Bebekteki tek farklılık hafif bir yorgunluk olabilir.
Katılma nöbetleri bebeğin bilerek gerçekleştirdiği bir durum değildir. İstemsiz bir reflekstir yani bebeğin bunun üzerinde bir kontrolü yoktur.
Ebeveyne çok zor duygular yaşatsa da katılma nöbetleri zararsızdır ve ciddi sağlık sorunlarına yol açmaz.
Tipik bir katılma nöbeti 1 dakikadan az sürer ve bebek tekrar normal nefes almaya başlar.
Katılma nöbetleri 6 ay ila 6 yaş arasındaki sağlıklı çocuklarda olabilir ancak en çok 2 yaşında rastlanır.
Ailesinde katılma geçmişi olan çocukların yaşama olasılığı daha yüksektir.
Bu durumu tetikleyen nedenler tespit edildiğinde nöbetin önüne geçmek mümkün olabilir. Bu da ebeveynin iyi takibini gerektirir.
Katılma nöbetlerinin nedenleri her bebek için farklı olabilir. Aşağıda genel olarak rastlanan nedenleri yazdık.
Katılma nöbetleri aşağıdaki belirtilerle gerçekleşebilir:
Bebek ilk katılma nöbetini geçirdiğinde mutlaka doktora götürün.
Her ne kadar katılma nöbetleri zararsız da olsa, bebeğinizin doktor kontrolünden geçmesi önemli. Ancak bir doktor, yaşanan durumun katılma nöbeti mi yoksa başka bir tıbbi durum mu olduğu konusunda size açıklama yapabilir.
Bebekler öfke, korku, hüsran gibi güçlü duygulara tepki olarak bu durumu yaşar.
Doktor yardımıyla bebeğİnİzde katılma nöbetİnİ tetİkleyen unsuru tespİt edİp bu durumun önüne geçmenİn yollarını araştırabİlİrsİnİz.
Kimi zaman demir eksikliği anemisi de bebeklerin katılma nöbeti yaşamasına yol açabilir. Doktorunuzla uygun bir kan testi için görüşebilirsiniz.
Evde sürekli ağlayan bir bebeğiniz var.
Ona yardım edemediğinizi hissediyorsunuz.
Uykusuzluk başınızda büyük bir dert.
Hormonlar zaten almış başını gidiyor.
Kaygılar her yanınızı sarmış.
Ve siz artık bebeğinizin ağlamasını duymaya dayanamıyorsunuz.
ÇOK NORMAL. Sakın hislerinizden utanmayın.
Aslında zaman zaman herkes bıkıyor. Ancak çok az kişi bunu itiraf ediyor.
Bizce siz en önemli aşamayı geçtiniz.
Bebeğinizin ağlamasına dayanamadığınızı ifade ettiniz. Bir yetişkin olarak (bunu bebeklikten itibaren öğrenmeye başlıyoruz) hayatımız hissettiklerimizi yok sayarak geçiyor. Ancak bütün bunlar bedenimizin hafızasında yerini koruyor ve zamanla hastalık olarak kendini gösterebiliyor.
Yaşadığımız olumsuz duygu ve durumları bastırmak yerine kabul etme farkındalığına ulaştığımızda iyileşme de başlıyor.
Bebeklerin ağlamak için bir sürü nedeni var. Bu Ağlama Kılavuzu’nda konuyu detaylı şekilde ele aldık.
Bebeğinizi ağlamaları nedeniyle bir doktora götürdüğünüzü ve ağlama nedenlerini tespit ettiğinizi varsayıyoruz.
Peki kendiniz için ne yapabilirsiniz?
Bebekler ağlar. Kimi çok ağlar kimi az. Her bebeğin ağlaması tıpkı parmak izi gibi birbirinden farklıdır.
Uykusuz, yorgun bir ebeveyn için bebeğin ağlaması kimi zaman katlanılması güç bir olay haline gelir.
Özellikle anne, bebeğe gece gündüz bakımı tek başına veriyorsa işler daha da zorlaşır. Kaldı ki kimi zaman yardımcıyla bile bir bebeğe bakmak kolay bir iş olmayabilir.
Ağlamak bebeklerin ihtiyaçlarını ve isteklerini anlatmalarının, hastalık durumlarını ifade etmelerinin en önemli yolu.
Ağlama günlüğü tutmak, bebeğin günün hangi diliminde, ne sebeple ve ne süreyle ağladığını tespit etmek açısından yararlı olabilir. Hem belki bebek tahmin ettiğinizden daha az ağlıyordur. Bunu görmek sizi rahatlatabilir.
Her gün aynı şeyleri yapmak yetişkinler açısından bir süre sonra kapana kısılmışlık hissi yaratabilir.
Bebeğİn ağlamaları sİzİn İçİn artık dayanılmayacak sevİyeye geldİyse, yapabİleceğİnİz en doğru şey yardım İstemek.
Tüm açıklığıyla ve en doğal hakkınız olduğunu hatırlayarak, yakınlarınızdan destek isteyin.
Her gün belli saatlerde bebeğiniz yanınızda olmadan zaman geçirin. İstediğiniz gibi hareket ettiğiniz 10 dakika bile sinir sisteminize iyi gelecek ve sizi rahatlatacaktır.
Sakin bir şekilde tek başınıza kalıp, içinize dönün. Size keyif veren unsurlar neler ve bu unsurların hangisini içinde bulunduğunuz dönemde gerçekleştirmeniz olası? Bir arkadaşla kahve içmek, yürüyüş, hafif bir spor, meditasyon, yoga, masaj…
Size iyi geleni keşfedin ve gerçekleştirmenin yollarını arayın.
Ve unutmayın yaşadığınız bu dönem geçecek. Bebek büyüdükçe ağlamalar bitecek. Ve yine unutmayın ki bunu herkes yaşıyor. Yaşadıklarınız son derece normal.
Bebeğinizin hangi nedenle, nasıl ağladığını artık biliyorsunuz. Değişen hareketlerini de hesaba kattığınızda bebeğinizin olası ihtiyaçlarını anlamak artık sizin için sorun olmaktan çıktı.
Ancak bir süredir bebeğin ağlamalarının değiştiğini fark ediyorsunuz. Bunların ihtiyaç ağlamaları dışında gelişen ağlamalar olduğunu varsayıyoruz. Ağlamalar giderek daha yoğun hale geliyor.
Gözlemleyin. Ve bebeğiniz bu durumlardan birini dahi yaşıyorsa zaman kaybetmeden doktora gidin.
Bebeğin ağlaması karşısında yapılabilecek herşeyi yaptınız ancak bebek susmuyor.
Doğal Ebeveynlik Uzmanı Aletha Solter “Bilinçli Bebek” kitabında, bebeğim ağladığında ne yapmalıyım sorusunu şu şekilde yanıtlar:
Başka uzmanlar ise hiç susmadan ağlayan bebek karşısında şunların yapılmasını öneriyor:
Bebeğiniz emerken ağlamaya başlıyorsa şu faktörleri gözden geçirmenizi tavsiye ederiz.
Bebeğin ağlaması pek çok sorun ve ihtiyacı anlatabilir.
Bebeğin her zamanki ağlamalarından farklı ani ağlamalarının altında şu nedenler yatabilir:
Bebeğinizin ağlaması doğumundan beri seyreden ağlamalarından farklı bir hal aldıysa doktorunuza danışmanızı tavsiye ederiz.
Doktorunuza giderken şu soruların cevaplarını hazırlamanız görüşmenizin verimi açısından yararlı olabilir:
Bebeğiniz ani acı, korku ya da öfkeye nefes almayarak tepki veriyorsa, yüzünün rengi mavi ya da bembeyaz oluyor ve sonra bayılıyorsa, bebek katılma nöbeti geçiriyor olabilir.
Bazı bebekler çok ağladıklarında istemsiz bir şekilde nefeslerini tutar ve oksijensiz kalırlar. Bebek nefesini tuttuğu için göğüs kafesindeki basınç artar ve bu da kalp atımını yavaşlatır. Sonuç olarak beyine yeterince oksijen gitmediğinden bayılma gerçekleşir.
Ebeveynler için korkutucu olsa da bu nöbetler bebeğe zarar vermez.
Genellikle 1 dakika içinde bebek normale döner.
Katılma nöbetleri bebek yaklaşık 6 aylıkken başlar 6 yaşına kadar da biter. 2 yaş en sık rastlandığı dönemdir.
Nöbet sırasında ne yapmak gerekir?
Bebek katıldığında sakin kalmak önemlidir.
Kusma olasılığına karşı bebeği yan çevirmek gerekir.
Tavsiyemiz, bebek ilk katılma nöbetini geçirdiğinde mutlaka doktora götürmeniz. Genel bir kontrol yaptırmak ve doktor görüşü almak sizi rahatlatacaktır.
Bebeğiniz uyurken bir anda ağlamaya başlıyorsa, aşağıdaki olasılıkları ve bebeğiniz özelinde olabilecekleri değerlendirmeniz gerekir.
Peki ne yapmanız gerekir?
İstisnasız tüm anneler bebek ağlamaya başladığında yanına koşup kucağına almak eğilimindedir.
Bebek uykusu sırasında ağlıyorsa bir dakika kadar beklemenizi öneririz.
Belki bebek uykunun fazları arasında uyandı ve çok kısa bir süre içinde uyumaya devam edecek. Yanına gidip kucağınıza alırsanız aslında bebeğin uykusuna devam etme olasılığını ortadan kaldırmış olursunuz. Çok kısa bir süre bekleyin.
Bebek gaz sancısı, herhangi bir ağrı, açlık, bez değişimi gibi ihtiyaç ve sorunları nedeniyle ağladıysa zaten bir-iki dakika içinde susmaz. O zaman hemen bebeğin ihtiyaçlarını giderip rahatlamasına yardımcı olmanız gerekir.
Bebeğin rüya nedeniyle uyandığından şüphe duyuyorsanız onu kucağınıza alıp sakinleştirmeye çalışın. “Herşey yolunda, sen iyisin” ifadesini tekrarlayarak rahatlatın. Bebeğiniz tüm varlığınızla onunla olduğunuzu bilsin. Bu şekilde uykusuna dönmesi mümkün olabilir.
Bebeğin ağlaması pek çok ihtiyacı ve rahatsızlığı anlatır. En çok rastlanan durumlar:
Yukarıdaki alanlarda tüm ihtiyaçları karşılanmış olmasına rağmen bebek ağlamaya devam ediyorsa genel halinde bir değişiklik olup olmadığına dikkat edin. Gerekirse bebeği hemen doktora götürün.
Genel sağlığından eminseniz, o zaman ısrarla ağlamaya devam eden bebeğinizde şu yöntemleri sırasıyla deneyin:
Bebeğiniz ağlamaya başladığında beslenme, gaz veya bez değişimi gibi temel ihtiyaçlarını gözden geçirdiniz.
Uykusu olmadığından eminsiniz.
Yattığı yerde olası pozisyon değişikliği ihtiyacı için de gerekeni yaptınız.
İlgi ihtiyacına yönelik olarak kucağınıza aldınız, oyuncak sundunuz, dikkatini farklı bir noktaya çekmeye çalıştınız.
Ama bebeğiniz susmuyor, ağlamaya devam ediyor.
İlk önce yapmanız gereken sakİn kalmak. Öfkelenmek, bağırmak durumu kötüleştirecektİr.
Ağlamaya neden olabilecek genel unsurların kontrolünü yaptınız ancak bebeğiniz ağlamaya devam ediyor.
Bu yöntemleri deneyin. Zaman içinde hangisinin bebeğinize daha iyi geldiğini bulacaksınız.
Her bir yönteme zaman tanıyın. Birinden diğerine çok hızlı geçiş yapmayın.
Bazı yöntemler bir gün işe yararken bir başka gün yaramayabilir.
Belki işe yaramayan bir yöntem sayesinde yeni birşey keşfedersiniz.
Başka annelerin deneyimlerini dinleyin. Kendi deneyimlerinizi anlatın. Başkalarının hikayeleri hiç beklemediğiniz kapılar açabilir.
Ağlama Kılavuzu’nda bebeğinizin ağlama nedenleri ve yapılabilecekler ile ilgili detaylı bilgilere ulaştınız.
Bebeğinizin ağlamalarını az çok tanıdınız. Ancak farklı durumlar gelişti. Belki de profesyonel yardım almanız gerekiyor.
Aşağıda mutlaka bir doktora başvurmanızı gerektirecek durumları bulacaksınız.
Ağlama bebek için doğal bir iletişim yoludur.
Yenidoğanların ağlaması 2-3 hafta arasında artmaya başlar. 6-8 haftalıkken zirveye ulaşır.
Ardından düşüşe geçen ağlamalar bebek 4 aylık olduğunda epey azalır.
Bebekler büyüdükçe daha az ağlama eğilimine girerler ve ağlamalarını daha uzun süre biriktirirler.
Doğal Ebeveynlik Uzmanı Aletha Solter Bilinçli Bebek kitabında, 1 yaşındaki bebeğin günde yarım saat ile 1 saat ağlamaya ihtiyacı olduğundan söz eder. Ama bebek ağlamasını biriktirip birkaç günde bir tek bir uzun ağlama nöbeti de yaşayabilir ya da duygularını öfke krizi halinde dışarı vurabilir.
Solter, bebeklerİn konuşmaya başladıklarında konuşmanın kısmen ağlama yerİne geçtİğİnİ söyler.
Çocuk büyüdükçe ve yeni stres türleriyle karşılaştıkça ağlama ihtiyacı sürer.
Bebeğiniz ağlarken titreyebilir. Bunun en büyük nedeni henüz tam olgunlaşmamış sinir sistemidir.
Yaşamının ilk aylarında bebeğin sinir sistemi olgun değildir. Zamanla olgunlaşır, titremeler de kaybolur.
Uzmanlar bebek düzgün besleniyorsa, uykusu da rahatsa endişe edilecek bir durum olmadığını belirtir. Ancak titremeye başka bulgular da eşlik ediyorsa mutlaka bir doktora danışmak gerekir.
Bazı bebek ya da çocukların çok hassas öksürük ve öğürme refleksleri vardır.
Ve bu refleksler ağlama gibi zararsız olaylarla tetiklenebilir.
Bebekte ağlarken öksürmeye eşlik eden hırıltı, solunum güçlüğü ya da renk değişikliği gibi herhangi ekstra bir durum yoksa, endişe etmeye gerek yoktur.
Ancak yine de annelik içgüdülerinize güvenin. Bebeğinizde normalin dışında bir durum seziyorsanız mutlaka doktorunuza danışın.
Bebeğinizin karnının tok, bezinin kuru olduğundan eminsiniz. Gaz sorununa dair bir belirti de gözlemlemiyorsunuz.
Herhangi bir sağlık problemi de yok.
Bu durumda bebeğinizin uykuya geçişle ilgili sıkıntıları olduğu söyleyebilir miyiz?
Bebeğiniz bütün gece ağladı. Uykuya dalsa da kısa süre sonra uyandı ve ağlamaya devam etti. Peki bu durumda neler yapabilirsiniz?
Sıraladığımız tüm bu nedenler bebeğiniz için geçerli değilse, bebeğinizi bir doktora götürmenizi ve bebeğiniz özelinde bilgi almanızı tavsiye ederiz.
Gelin önce bebeğin ağlamasıyla ilgili bazı temel bilgileri hatırlayalım.
Uzun süren ağlama nöbetleri, yorgunluk, uykusuzluk, her gün aynı şeyleri yapıyor olmak sizi tahammülsüz hale getirebilir. Bu çok normal.
İç kaynaklarınızın tükendiğini hissediyor ve bebeğin ağlamaları karşısında sinirleniyorsanız, aşağıdaki önerilerimize kulak verin.
Doğal Ebeveynlik Uzmanı Aletha Solter, “Ne kadar uzun süre ağlamaya ihtiyacı olursa olsun ağlarken bebeğinizi kucağınızda tutmanız, ona sevgi ve empati duygularınızı aktarmanız ve güven vermeniz açısından önemlidir” der.
Bebeklerin çok büyük bir kucağa alınma ve dokunulma ihtiyacı vardır.
Ağlayan bİr bebeğİn gerİlİMİnİ boşaltabİlmesİ İçİn bİr başka İnsanın varlığı önemlİdİr.
Bebeklerin her zaman, ne hissediyor ya da ne yapıyor olurlarsa olsunlar, değer verildiklerini ve kabul edildiklerini bilmeye ihtiyaçları vardır.
Solter’e göre bebeklerin kucakta ağlamasına izin vermenin birçok faydası vardır.
Yani bebeğiniz ağladığında onu kucağınıza alın, varlığınızı ve onu koşulsuz sevdiğinizi hissetsin.
Bebeğiniz uykuya dalamıyor ve ağlıyorsa bunun birçok sebebi olabilir.
Öncelikle ağlamasını temel etkenler açısından değerlendirin.
Doğumda ve doğumu takip eden haftalarda, bebeğinizin gözyaşı kanalları gelişmeye devam eder.
Bu nedenle bebeklerin ilk haftalarda, hatta aylarda ağladıklarında gözlerinden yaş gelmemesi normal bir durumdur.
Bazı bebeklerin gözyaşları 2. haftalarında ortaya çıkabilir. Ancak bu sık rastlanan bir durum değildir.
Genellİkle bebeklerde gözyaşı 1-3 aylar arasında beklenİr.
Bebeğinizin gözleri kırmızı ise, kuruluk göze çarpıyorsa ve tahriş söz konusuysa gözyaşı kanallarıyla ilgili bir sıkıntı olabilir. Bu durumda mutlaka bir çocuk göz doktoruna danışın.
Bebeğim ağlayarak her istediğini yaptırıyor diyorsanız, ağlamayla ilgili temel bilgileri hatırlayarak başlayalım.
Toplumlarda bebekleri şımartma kaygısı çok yaygındır ve oldukça gereksizdir. Çünkü bir bebeğin şımartılması imkansızdır.
Doğal Ebeveynlik Uzmanı Aletha Solter, bebeklerin yalnızca ihtiyaçları kadarını istediklerini ve ihtiyaçları karşılandığında tatmin olduklarını söyler.
Yani bebeğiniz ağlayarak size istediklerini yaptırmak gibi bir amaç gütmüyor. İhtiyacı olanı almaya çalışıyor.
Bebek ağladığında ihtiyaçlarını bekletmeden karşılamak birçok açıdan çok önemlidir.
Bebekler yaşamlarının İlk yıllarında kendİlerİne, başka İnsanlara ve dünyaya karşı bİr fİkİr edİnİrler.
Ağlamalarına karşılık bulamayan bebekler dünyanın öngörülemez olduğuna ve diğer insanların ihtiyaçlarını karşılayacağına güvenemeyeceğine inanmaya başlayabilir.
Diğer taraftan her ağladığında birisi kendisiyle ilgilenirse hem temel güven duygusu ve özsaygısı gelişebilir hem de kendini güçlü hissedebilir.
Solter der ki: “Bebeklerde iktidar mücadelesi kavramı gelişmemiştir, ana babalarını idare etmek için de ağlamazlar. Yalnızca bazı ihtiyaçları olduğunu ve ağladıklarında birinin gelip gelmeyeceğini bilirler.”
Şimdi hala bebeğinizin ağlayarak size tüm istediklerini yaptırdığını düşünüyor musunuz?
Öncelikle kendinize beklenmedik his ve düşünceleriniz için hak tanıyın.
Bebeğiniz çok ağlıyor. İhtiyaçlarını belirlemek ve ağlamasını sonlandırmakta zorlanıyorsunuz.
Kulaklarınızda daima bir bebek ağlaması ile dolaşıyorsunuz.
Bu gerçekten çok yorucu ve katlanması zor bir durum olabilir.
Peki bu durumla nasıl başa çıkabilirsiniz? Gelin onlara bir göz atalım.
Sınırlarınızı hatırlayın: Bu şu anlama geliyor, kendi kendinizin gözlemcisi olun. Ne zaman bunalma noktasına geliyorsunuz? Bunu fark ederseniz ekstra bir yardımı, küçük bir molayı planlamanız daha kolay olabilir. Küçük şeyler hayatınızda büyük rahatlık yaratabilir.
Unutmayın zaman sizden yana: Bebekler ortalama 6-8 haftalıkken ağlamaları en yüksek noktasına ulaşır. Bundan sonra da düşüş başlar. Yani bugünler de geçecek. Biraz daha sabır ve yardım çağrısıyla bugünlerin de üstesinden geleceksiniz. Tünelin sonunda ışık hep var.
Profesyonel destek alın: Depresif misiniz? Kronik bir sağlık sorununuz mu var? Ebeveynlik konusunda korku mu hissediyorsunuz? Uykusuzluk artık dayanılmaz bir hal mi aldı? Kendinizi yalnız, ihmal edilmiş mi hissediyorsunuz? Bebeğinizle bağlanmakta sorun mu yaşıyorsunuz?
Gündüz Uykuları | 1-2 defa olmak üzere toplam 2-3 saat |
Gece Uykusu | Toplam 11-12 saat |
Uyanıklık Süresi | 4-6 saat |
Toplam Uyku | 13-14 saat |
12. ay civarı bebeklerin gelişimi açısından bir dönüm noktasıdır. Bu dönemde yavaş yavaş bebeklikten çocukluğa geçiş yaşanır. Hem duygusal hem de fiziksel değişimler uykuyu etkileyebilir. İki gündüz uykusu uyuması gerekirken uykuya direnme, reddetme, ağlama ya da erken uyanma yaşanabilir ve bunlar tek gündüz uykusuna geçiş için doğru zamanmış gibi algılanabilir. Halbuki tek gündüz uykusuna 15-18. ay civarı geçilmelidir. O zamana kadar iki gündüz uykusunu korumak gerekir.
Bu dönemde artık bebeklerin gece boyu kesintisiz 10-12 saat uyuması gerekir. Eğer bebeğiniz 1 yaşını geçtiyse ve hala kendi kendine uykuya dalamıyor, sizin desteğinize ihtiyaç duyuyorsa (emme, sallanma… gibi), bu sorunu daha da geç olmadan ele almanız hem bebeğinizin sağlığı hem de sizin uyku düzeniniz için faydalı olacaktır. Bebeğinizin uyku sorununu bu dönemde ele almazsanız, 2 yaşında bebek yatağından çocuk yatağına geçtiğinde sorunları çözmek çok daha zor bir hal alabilir. Aşağıdaki bilgilerden faydalanarak bu dönemde ortaya çıkabilecek uyku sorunlarını minimuma indirebilirsiniz.
Bu dönemde bebekler fiziksel olarak hızla gelişirler. Ayakta durmaya, yürümeye ve hatta koşup zıplamaya başlarlar. Bu hızlı gelişim nedeniyle eğer gün içinde yeterli enerjiyi almazlarsa, gece acıkarak uyanabilirler. Bu nedenle bebeğinizin beslenme programının kalori açısından yüksek, zengin içerikli besinlerden oluştuğuna emin olun. 3 ana 2 ara öğün şeklinde her besin grubunu içeren (protein, yağ, karbonhidrat, vitamin gibi) bir beslenme düzeni kurduğunuzdan emin olun.
Fiziksel gelişimin yanında zihinsel olarak da hızlı bir gelişim sürecindedirler. Artık etrafla doğrudan iletişim kurabilir, söylenenleri anlayabilir ve hatta konuşmaya başlayabilirler. Gün içerisinde çok aktif çalışan beyinleri uyku saati geldiğinde hemen yavaşlayamayabilir. Bunu sağlamak için uyku öncesi geçirilen sakin zamanın ve rutinlerin süresini artırabilirsiniz. Örneğin gündüz uykusu için 15-20 dk, gece uykusu için yarım saat zaman ayırmanız gerekebilir.
Bebekler her ne kadar 12. ay civarı gündüz uykularını reddetmeye başlasalar da iki uykudan tek uykuya geçiş için doğru zaman 15-18. aylar arasıdır. Peki bu geçiş döneminin geldiğini nasıl anlarız? Daha önce olmayan gece uyanmaları ortaya çıktıysa, bebeğiniz iki öğlen uykusundan birine direnmeye başladıysa, gündüz uykuları kısaldıysa veya sabahları normalden erken uyanmaya başladıysa geçiş için zaman gelmiş demektir. Eğer sabah uykusunu düzenli uyuyor ama öğleden sonra uykusuna direniyorsa o halde gündüz uykusunu düzenli olarak 15 dk ileri atarak bebeğinizin öğlen uykusuna saat 12:00-13:00 arasında yatmasını sağlayabilirsiniz. Eğer bebeğiniz sabah uykusuna direniyor ama öğleden sonra uykusunu düzenli uyuyorsa o halde sabah uykusunu kaldırarak bebeğinizi doğrudan 12:00-13:00 arasında yatırabilirsiniz. Bu geçişin yavaş yavaş ve bebeğinizin günlük uyku ihtiyacına göre yapılması çok önemlidir. Tek uykuya yeni başladığı günlerde akşam uykusuna normalden erken yatırmanız geçiş sürecinde aşırı yorulmasını önleyecektir.
Bebekler 9-18. aylar arasında ayrılık kaygısı yaşayabilirler. Bu durum özellikle uyku konusunda sizi zorlayabilir. Bebeğinizin ayrılık kaygısı yaşadığını fark ederseniz, örneğin yatağına koyduğunuzda ağlamaya başlıyorsa, gündüzleri ce-e gibi oyunlarla bir yere gitseniz bile her zaman geri döneceğinize dair ona güven verebilir, gün içerisinde beraber geçirdiğiniz süreyi ve bu sürenin kalitesini artırarak onu rahatlatabilirsiniz.
Bu dönemde bebeklerin uyku düzenlerinde diş çıkartma veya hastalıklara bağlı bazı bozulmalar yaşanabilir. Eğer bebeğinizin bir sıkıntısı veya ağrısı varsa, büyük ihtimalle sık sık uyanır, tekrar uyumakta zorluk çeker ve size ihtiyaç duyar. Bu dönemlerde bebeğinizin sıkıntısını gidermek için doktorunuzun tavsiyelerini uygulamalı ve bebeğiniz her ihtiyaç duyduğunda yanında olmalısınız. Normalde iyi bir uyku düzeni olan bebekler, sıkıntılı geçen birkaç günün sonunda kısa sürede yeniden eski düzenlerine dönebilirler. Eğer bebeğinizin bugüne kadar iyi bir uyku düzeni olmadıysa ve şimdi başlamayı düşünüyorsanız, uyku eğitimi için öncelikle bebeğinizin bu dönemi atlatmasını beklemelisiniz.
BeğenYükleniyor...
Gündüz Uykuları | 2 defa olmak üzere toplam 2-3 saat |
Gece Uykusu | Toplam 11-12 saat |
Uyanıklık Süresi | 3-4 saat |
Toplam Uyku | 13-14 saat |
Bu aylarda artık bebeklerin gündüz uykuları düzene girmiştir. Gün içinde 2 defa gündüz uykusuna yatarlar. Bunların biri sabah diğeri öğleden sonradır. 12. ay civarı bebeklerin gelişimi açısından bir dönüm noktasıdır. Bu dönemde uykuyu reddetme, uykuya geçişte zorlanma gibi davranışlar görülebilir ve bunlar tek gündüz uykusuna geçiş için doğru zamanmış gibi algılanabilir. Halbuki tek gündüz uykusuna 15-18. ay civarı geçilmelidir. O zamana kadar 2 gündüz uykusunu korumak için gece uykusuna erken yatırmak (18:00- 19:00 civarında) faydalı olabilir.
Bu dönemde uyku düzenini etkileyebilecek bir diğer konu da ayrılık kaygısıdır. Bazı bebekler bunu çok hafif atlatırken, bazıları ise çok yoğun yaşayabilir ve bu durum uyku düzenini etkileyebilir. Bu zamana kadar çok iyi uyuyan bebekler bile, eğer ayrılık kaygıları yoğunsa uykuya geçişte sorun yaşayabilirler.
9-12. ay arasındaki bebeklerin genellikle gece beslenme ihtiyacı ortadan kalkmıştır ve geceleri 11-12 saat kesintisiz uyuyabilirler. Eğer bebeğiniz hala geceleri sık sık uyanıyorsa ve gündüzleri yeterli besin aldığından eminseniz, bu uyanmaların nedeni büyük ihtimalle alışkanlıktır. Biraz çaba ve sabırla bu sorunu ortadan kaldırabilirsiniz.
Bebeğinizin ayrılık kaygısı yaşadığını fark ederseniz, örneğin yatağına koyduğunuzda ağlamaya başlıyorsa, gündüzleri ce-e gibi oyunlarla bir yere gitseniz bile her zaman geri döneceğinize dair ona güven verebilirsiniz.
Bu dönemde yürüme becerileri gelişmeye başlar. Bu becerileri yatağına taşımaması için gün içinde bol bol hareket etmesini, yeni öğrendiklerini pekiştirmesini sağlayın. Aksi taktirde gece uyanıp antrenmanlara başlayabilir.
Gündüzleri iki defa uyuyan bebeğiniz 12. ay civarı iki uykusundan birine geçişte zorlanıyor, direniyor, ağlıyor veya bu uykusunu çok kısa uyuyorsa, bu uykuya artık ihtiyaç duymuyor gibi gözükebilir. Ancak iki uykudan tek uykuya geçiş dönemi genellikle 15-18. aylar arasında tamamlanır. Bu aylara kadar iki uykuyu tutabilmek için gündüz uykularının süresinde ve zamanlamasında ayarlama yapmak gerekebilir.
Bebeğiniz son uykusundan saat 15:00’ten önce uyandıysa, gece uykusuna en geç saat 19:00 gibi yatmasını sağlayın. Aksi taktirde gece uykusu öncesinde aşırı yorulabilir ve bu durum gece uyanmalarına neden olabilir.
Diş çıkartırken yaşadıkları sıkıntılar bebeklerin uykularını olumsuz etkileyebilir. Uykuları düzenli olan bebeklerde bile diş sıkıntıları nedeniyle 2-3 gün süren uyku bozulmaları yaşanabilir. Bu dönemlerde bebeğinizin yanında olup onu rahatlatarak mümkün olduğunca uyku düzenini korumanız önemlidir. Diş çıkartma dönemi uyku eğitimine başlamak için doğru bir zaman değildir.
Teknolojik cihazlar bebeklerde uyarıcı etkiye sahiptir. Aşırı uyarılan bebekler de uykuya geçmekte zorlanır ve geceleri uyanırlar. Bu nedenle uykudan en az 1 saat önce teknolojik cihazları kapatıp bebeğinizi rahatlatacak ve uykuya hazırlayacak sakin aktiviteler tercih etmeniz bebeğinizin daha iyi uyumasını sağlayacaktır.
BeğenYükleniyor...