bence gitmek zorunda değilsin.benim erkek kardeşim evlendi,oğlum o zaman 6aylıktı,uçakla bir saatlik yolculuktan sonra bir saatte araba yolculuğu yapmam gerekiyordu,oğlum asla biberon almıyordu.nasıl giderim,nasıl emziririm diye düşünüp durdum,sonunda gitmekten vazgeçtim.gitmedim.birkaç hafta sonra evime yakın bir semmte en yakın arkadaşımın düğünü oldu.bi yarım saat görüneyim,ayıp olmasın diye gittim.o yarım saatin neredeyse tamamını düğün salonunun önünde nöbet tutarak geçirdim.çünkü içerideki yüksek sesli müzikten korkup çığlık çığlığa ağladı,kalabalıktan da huzursuz oldu.müziğin sustuğu bir anda sadece tebrik etmek için girip hemen çıktım.önce çok üzülmüştüm ama kardeşimin düğününe iyi ki gitmemişim dedim,burnumuzdan gelecekti.sonuçta herkes anlayışla karşıladı.bebeğim herşeyden önemli.
acıkınca birdenbire nasıl ciyak ciyak bağırdıklarını bilirsin,düğün salonunda emzirebileceğin bir yer bulamayabilirsin.tuvalette emzirecek değilsin.her salonun otoparkı yok.olsa bile uygun olur mu sence?rahat edebilirmisin.ben öyle olur olmaz yerlerde hiç emzirmedim.o duruma mecbur kalmamak için de o tür yerlere gitmedim.sonuçta sen olsan da olmasan da o düğün olacak.bebeğinin çektiği eziyet,senin stresin sana kar kalacak
Genişletmek için tıkla...
Duyan anne ve babaların işitme sorunu olan çocukları her geçen gün artıyor. Duyu kaybı eksikliği, ruhsal ve fiziksel gelişimini negatif etkilediği için işitme problemini başlangıcında yakalamak çok önemli.
Anne sütü koruyor
Çocuklarda östaki tüpünün erişkindekinden daha kısa ve yatay olduğundan dolayı mikropların burundan orta kulağa daha kolay ulaştığını belirten Dr. Uğur Harputluoğlu şunların altını çiziyor: "Bundan dolayı orta kulakta sıvı birikebilir. Bu sıvının yaptığı basınç kulak zarını etkileyebilir. Bu durum genellikle sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren ve geniz eti problemi olan çocuklarda görülür.
İltihaplanmada kulak zarında çökme ve ileri zamanda delinme meydana gelebilir. Fakat tıbbi çözümlerle tedavisi mümkündür ve işitme kaybı yeniden kazanılır.” Yenidoğan bebeklerin bu konuda daha şanslı olduğunu anne sütünün sağladığı bağışıklığın kulak iltihabının ilerlemesine izin vermediğini belirten Uzman Harputluoğlu, daha sonraki dönemlerde kulak sorunlarının arttığnı vurguluyor.
Yüksek seslere asla maruz bırakmayın
Dr. Harputluoğlu, işitme hasarında "gürültü travmasına" dikkat çekiyor. Pediatrik işitme problemlerinin nedenleri arasında yüksek sesler de var. Çocuk büyük gürültüye uzun süre maruz bırakılırsa olumsuz sonuçlar yaratır. Çocukların odasına veya bulunduğu ortama yakın şekilde çok yüksek sesle müzik dinlenmesi sakıncalı. Böyle bir ortam çocuklarda işitme kaybına neden olabilir. Eğer ses çok fazlaysa yani 85 desibel ve üzerindeyse, iç kulaktaki sinir uçları zarar görür. Yüksek sese maruz kalma süresi uzadıkça daha fazla sinir ucu etkilenir.
Hasar gören sinir sayısı çoğaldıkça, duyma işlevi azalır. Buna çok dikkat edin çünkü ölü sinir uçlarını tıbbi uygulamayla canlandırmak mümkün değildir! O nedenle bebek ve çocukların yanında ses seviyesini düşük tutmak gerekir."
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Rami Asker, anne karnındaki bebeğin nihai şeklini gebeliğin 24. haftasında almasına rağmen, fetüs sesleri 16. haftada duymaya başladığını belirtti ve bebeğin ilk ve en çok duyduğu ve kendisini en çok etkileyen sesin annenin kalp atım sesi olduğunu söyledi
Anne karnındaki bebeğin müzik ile sakinleşebileceğini belirten Dr. Asker, “Bebek anne karnında iken çeşitli seslerle çevrili. Mesela annenin kan dolaşım sesi. Annenin barsak ve mide sesleri. Ama bebeğin ilk ve en çok duyduğu ve kendisini en çok etkileyen ses, annenin kalp atım sesidir. Onun için çoğu zaman doğumdan sonra bebek sinirlenip ağladığında, annesi kucağına alır ve kafasını göğsüne dayadığında o bebek sakinleşip susar.
Bunun sebebi o bebek rahim içerisindeyken alışık olduğu sesi duymasıdır. Kulağını annesinin göğsüne dayadığında annesinin kalp atım sesini duyar. 1973 yılında yapılan bir çalışmada annelerin büyük kısmı sağlak veya solak fark etmeden bebeklerini kucaklarına alınca sol taraflarına (kalbin bölgesi) taşırlar.” dedi.
Yıllar içerisinde yapılan çalışmalarda bebeğin dış ortamdaki sesleri duyduğunu da ifade eden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Rami Asker, şöyle konuştu:
“Mesela anne karnındaki bebek müzik sesini duyabilir ve reaksiyon gösterebilir. Müzik sesi yüksekse bebeğin kalp atımları hızlanabilir. Yüksek ve gürültülü sesler bebeği sinirlendirebileceği gibi, sakin ve klasik slow müzikler bebeği sakinleştirebilir. Kan basıncını düşürüp oksijen oranını arttırabileceği görülmüştür. Başka bir çalışma göstermiştir ki, doğumdan sonra bebekler, doğumdan önce anne rahmindeyken dinlemeye alıştıkları müziği doğumdan sonra dinlediklerinde o müziği ayırt edebilir, pür dikkat kesilir veya gevşeyip uykuya dalabilirler.
Şimdi karnındaki bebeğinin seni ve dış sesleri duyabileceğini öğrendikten sonra neler yapabilirsin? Bebeğinle sık sık konuşup sakin bir sesle şarkı söyleyebilirsin. Bebeğin karnındayken sesini duymaya alışırsa, doğumdan sonra sesini daha iyi dinler ve direktiflerine daha iyi itaat eder. Eşinin bebeğinle konuşma işine katılmasını sağla, onun da sesine alışırsa, doğumdan sonra sesini tanıyabilir.
Müzik dinle, hafif klasik müzik gevşemene yardımcı olabileceği gibi bebeğinin de gevşeyip rahatlamasına yardımcı olabilir. En çok klasik müzikler özellikle Mozart senfonileri tavsiye edilir. Ama seni sakinleştiren ve rahatlatan başka hafif ve sakin müziklerde olabilir.”