Bebeklere balık yedirmeye yedi -sekizinci aydan itibaren başlanabilir. Mezgit başta olmak üzere palamut, çupra, levrek gibi iri balıklar tercih edilmelidir. Ancak asla ve asla çiftlik balıkları değil deniz balığı tercih edilmelidir.kılçığı çok iyi ayıklanmak kaydıyla hamsi, istavrit, çinekop, sarıkanat, barbun vs de tercih edilebilir. Haşlama veya ızgara yapılan balığın derisi ve kılçığı ayıklanıp eti ezilip çorbasına da katılabilir, doğrudan eti de verilebilir. Balık bebeklerde beyin ve göz sinirlerinin gelişimi için önemli yeri olan omega yağ asitlerinin tek kaynağıdır. A, D vitamini, kalsiyum ve proteinden zengindir.
Bebek 8–9 aylık olunca haftada 1-2 kez kuzu ciğeri haşlama veya ızgara yapılarak verilmelidir. Ciğer haşlanmadan önce zarı soyulur, damar ve siniri ayıklanır, suda haşlanır, iyice ezilip 1-2 çay kaşığı verilmeye başlanır; miktar öğünde 2 çorba kaşığı olana kadar arttırılır.
Her zaman vurguladığımız şey, ilk 6 ay anne sütü! Ama 6. aydan sonra da çocuğunuza sütünüzü vermeye devam ederken yavaş yavaş ek gıdalara geçmeniz gerekiyor. Bu bebeğin fiziksel gelişimi kadar sosyal gelişimi açısından da önemli. Bu sürece kulaktan dolma bilgilerle değil, doktorunuzun vereceği bilgilerle girerseniz, bebeğinizi daha doğru beslemeye başlarsınız. Annelerimizin hepimize yaptığı “ en azından bir kaşık bal yedirme!” çalışmasının aslında doğru bir davranış olmadığını ve daha bir çok gıdaya dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Uz. Dr. Alper Özkılıç’tan bebeklerin bir yaşından önce yememesi gereken gıdalar hakkında bilgiler aldık.
Bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmesi, 6. aydan itibaren de gelişim ayına uygun birçok farklı gıdayla tanıştırılması, hem yeni tatlara alışması hem de sağlıklı beslenmesi açısından son derece önemlidir. Ancak bebeklerden, 1 yaşına kadar uzak tutulması gereken besinler vardır. Bu besinler bebekte alerjiye ve zehirlenmeye neden olabilir ya da kuruyemişlerde olduğu gibi boğulma riski yaratabilir.
0-1 yaş arası bebeklere verilmemesi gereken besinler: Bal, yumurta akı, inek sütü, çikolata, kakao, çilek, domates, kivi gibi alerji potansiyeli yüksek gıdalar, şarküteri ürünleri (salam, sucuk, sosis), konserve ve dondurulmuş veya katkılı, salçalı, tuzlu, baharatlı hazır gıdalar, kuruyemiş, patlamış mısır, pastil, sakız gibi boğulmaya neden olabilecek taneli ya da yapışkan besinler.
Sütün ve pek çok karbonhidrat türü gıdanın yapısında olan şeker, bebeğin ihtiyacını karşılamaya yeterlidir. Onun için ek gıdalara koyulacak aşırı şeker, bebeğin hoşuna giderek diğer gıdaları reddedip, sadece şekerli gıdaları alma, dengesiz beslenme riski taşır. Bu nedenle ilk 1 yaşta şeker dikkatle ve az verilmelidir. Bazı doktorlar, şekerin ilk yıl hiç verilmemesini de savunmaktadır. Ancak bu da tuzda olduğu gibi tamamen tatsız tuzsuz bir gıdayı reddetmeye yol açabilir. Pekmez gibi tatlandırıcılar, kontrollü olarak verilebilir.
İnek sütünün bebeklere verilmemesi gerekir. Nedeni; bebekte oluşabilecek hem süt alerjisi riski hem de yeterince sindirilemeyen süt proteinlerinin bağırsaktan gizli kanamaya yol açma riskidir. Bu durumlarla çok sık karşılaşılmasa da dikkatli olmak ve zaten anne sütü alan, böylece süt proteinini alabilen sağlıklı bir bebek için süte hemen doğrudan başlamamak gerekir. Bu süre 9 ay, 1 yaş gibi çok kesin olmayan bir süredir. Ama 6 aydan itibaren eklenen ek gıdalar arasında, süt proteini içeren peynir, yoğurt gibi gıdalar bulunmalıdır. Eğer inek sütü alerjisi varsa, anne sütünü olabilecek en uzun süre devam ettirmekte fayda vardır. Bu durumda süt ürünleri, hazır normal mamalar dahil verilmez. Hangi mamanın, hangi ek gıdanın başlanacağı, mutlaka uzmanının kontrolünde ayarlanır.
Yumurtaya başlanırken önce daha besleyici ve sindirimi daha kolay olan, alerji riski daha az olan yumurta sarısı ile başlanır. Yumurta beyazına başlamak, 1 yaştan sonraya bırakılır.
Tuz verilmesi de tartışılan konulardandır. Bebeklere 1 yaşına kadar tuz verilmez. Bebekleri tuzun zararından korumak için, en azından böbreklerin zarar görmeden temizleyebileceği döneme kadar tuz vermemek gerekir. İlk 6 ay zaten sadece anne sütü veriyoruz. Daha sonra ise çorba, sebze püresi gibi yemekleri verirken tam tuzsuz olana alışamıyor, tamamen reddediyorsa; az miktarda tuz eklenebilir.
Sakatat; yani beyin, böbrek, dalak, ciğer gibi hayvansal proteinleri vermek de doğru değildir. Bu gıdaların, hayvanlardaki bazı hastalıkların insana taşınmasında aracılık yapma riski vardır. Bazı virüsler, bu gıdalar aracılığı ile vücuda girip uzun yıllar sonra canlanıp hastalık yapabilir. Et proteini olarak; kırmızı et, tavuk eti, uygun yaşta eklenen balık eti beslenme için yeterlidir.
Bazı sebzeler bebeğe verilmemelidir. Nikotin içeren patlıcan, gaz yapma riski olan karnabahar, lahana gibi sebzeler, püre haline getirildiği zaman yenmesi sorun olabilecek bamya, pırasa gibi sebzelerin verilmemesi daha uygun olur. Kabak, ıspanak, patates, havuç gibi kolayca ve lezzetli püre olacak sebzeler öncelikle seçilmelidir.
Bal konusu da önemlidir. 1 yaşına kadar bal verilmemesi önerilmektedir. Aslında bunun nedeni, konserve edilen balda üreme riski olan tetanos veya benzeri hastalık yapabilen “Clostridium” cinsi özel mikroplardır. Bal, sadece basit bir şeker olup, beslenmede şart olan bir gıda değildir. Bizim toplumumuzda çocuklara bal yedirme isteği çok yaygındır. Sabah aç çocuğa 1 kaşık bal içirilmeye çalışılır. Pek çok çocukta da hemen sindirilen bu gıda, kan şekerini hemen yükselterek tokluk hissi yapar, iştahını kapatır. İlle de verilecekse, 1 yaşından sonra ve yemekten sonra tatlı niyetine verilmesi daha uygundur.
50 gr kuzu ciğeri
1 orta boy patates
2 su bardağı su
1 çay kaşığı sızma zeytinyağı
Kuzu ciğerinin zarı soyulur. Diğer tüm malzeme yıkanır ve dilimlenir. Kuzu ciğeri dahil tüm malzeme 2 su bardağı su ile haşlanır. Ocaktan alınır. İyice yumuşayan sebze ve ciğere sızma zeytinyağı ilave edilir, çatal ile ezilerek püre kıvamına getirilir. Ilık olarak bebeğe servis edilir.
Not: Bekletilmeden bebeğe bir öğünde verilir.
Ciğer, genel olarak biz Türklerin, özellikle bazı bölgelerde çok sevdiği bir gıda. Ancak unutmamak gerekir ki harika faydalarından dolayı çocuklarımıza da yedirmemiz ve sevdirmemiz gereken bir besin. Ciğer, bol demir, fosfor ve çeşitli vitaminler içerir. B12 ve folik asidin bol miktarda bulunduğu ciğer, protein açısından da zengindir. Ciğer bilindiği üzere bünyesinde barındırdığı mineraller ile tam bir besin deposudur. Ciğerin özellikle içeriğinde bulunan bol miktardaki demir, B12 vitamini ve folik asit sayesinde kansızlığın oluşmasını engellediği gibi kansızlığın tedavisinde de doğal bir tedavi yolu olarak çok faydalıdır. Burada önemli nokta ciğerin muhakkak denetimli iyi bir marka veya marketten temin edilmesidir zira sakatatlar çok çabuk bozulmaya uğrar. Ayrıca hayvanda olan bir hastalık bu organlarda oluşmuş olabilir bu sebeple çok dikkatli olunmalıdır.
Yavrularınız yavaş yavaş ek gıdaya geçiyorsa ne yemeli ne yememeli düşüncelerinin ortaya çıkması gayet normal. Bebeğinizin sağlıklı beslenmesi ve en uygun gıdaları onlar için seçmek tamamen sizin elinizde. Hayvansal besinlere geçiş; balık, süt yumurta vb. besinler için belli bir zaman gerektiğini biliyoruz. Bu gibi besinler arasında yerini alan ciğer, ne zaman tüketilmeli? “Bebeklerde ciğer tüketimi nasıl olmalı?”, “Zararları nelerdir?” gibi sorular ortaya çıkabilir.
Kuzu, sığır ve tavuk ciğeri yenmeye uygun hayvan sakatatları arasındadır. Ciğer yapısı ve görevleri gereği hayvana fayda sağlayan en önemli organlarından biridir. Tıpkı biz insanlarda olduğu gibi ilk kan oluşumu burada başlar. Hayvanın yaşaması için en temel organların başında gelmektedir. Hayvana faydası olan bu organın, tüketildiği takdirde, biz insanlara da faydası vardır.
Uzmanlara göre ciğerin faydaları saymakla bitmez. Özellikle bebeklerde doğru zaman ve miktarda ciğer tüketildiğinde vücut gelişimlerine oldukça fayda sağlamaktadır. Hayvan ciğeri, faydasının yanında çok tüketildiği takdirde bazı zararları da ortaya çıkabilir.
Faydası kadar zararları da olan ciğer, doğru miktarda ve şekilde tüketildiğinde faydalıdır. Uzmanlara göre bebeklerde ciğer tüketimi ölçülü olduğu takdirde tüketilebilir. Önemli olan bebeğinize ne kadar ve nasıl verdiğinizdir.
Bebeğinizin ek gıdaya geçmesi ile birlikte, hayvansal ürünleri ne zaman tüketeceği konusunda çelişkiler yaşıyor olabilirsiniz. Alerji oluşturabilecek besinler (süt ve süt ürünleri, balık, et vb.) tüketilirken çok dikkat edilmelidir. Bu nedenle önce doktorunuza başvurmalı, beslenme konusunda uzman görüşü almalısınız.
Bebeklerde ciğer tüketimi için mutlaka 1 yaşını geçmesi beklenmelidir. Uzmanlara göre 1 yaşından küçük bebeklerde sakatat tüketimi, bakteri oluşumunu yüksek oranda tetiklemektedir.
Bebeğinize hazırladığınız mamalar, çorbalar onun ihtiyacı olan besin içeriklerini alması ve kolayca sindirebilmesi için iyi gereklidir. 1 yaşını dolduran minikler püre ya da iyi pişmiş şekilde besinleri kolayca tüketebilirler, öyleyse ciğeri de miniklere püre şeklinde verebilirsiniz. İşte size biraz tavsiye:
Bu tarif sayesinde bebeğinize sağlıklı bir öğün sunabilirsiniz. Tarifte ciğerin az kullanılması, yavrunuzun sağlıklı tüketimi açısından önemlidir.
Püreden daha yoğun bir kıvam elde ettiğinizde, tarife ulaşmışsınız demektir. Kıvam için daha fazla süt ya da su kullanabilirsiniz. suyun ve sütün miktarını dilediğiniz şekilde ayarlayabilirsiniz.
Bu tarifleri kendi seçiminize ve bebeğinizin sevdiği besinlere göre çeşitlendirebilirsiniz.
Birçok besinin belli yaşlardan sonra tüketilmesi sağlık açısından önemlidir. Bebekleriniz için en uygun besinleri bulmak ve onları en iyi şekilde öğün haline getirmek sizin elinizde.
Ciğerin içerisinde bulunan besin içeriklerinin bebeklerin gelişimine sağladığı fayda uzmanlar tarafından da açıklanıyor. Hayvansal besinleri, özellikle sakatatları doktorunuza danışarak yedirmenizde her zaman fayda var.
Bebeklerde ciğer tüketimi için bebeğinizin 1 yaşını geçmesi beklenmelidir. Aksi halde bakteri oluşumu ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.
Dilerseniz aşağıdaki makalemize de göz atabilirsiniz.
1 Yaş Öncesi Yasak Besinler: https://www.bebek.com/1-yas-oncesi-yasak-besinler/