bebeklerde antibiyotik ne zaman etkisini gösterir / One moment, please

Bebeklerde Antibiyotik Ne Zaman Etkisini Gösterir

bebeklerde antibiyotik ne zaman etkisini gösterir


‘Yeni doğan bebekte görülen enfeksiyonlarda artış var’


27 Ağustos Perşembe

Damla ÇELİKTABAN / HT MAGAZİN

Türkiye, Avrupa’da en çok antibiyotik kullanılan ülkeler arasında başı çekiyor. Gerçek nedeni tespit edilmeden her hastalığa antibiyotiklerde çare aramak antibiyotik direncinin gelişmesine sebep oluyor. Bunun yanı sıra artan sezaryen ameliyatları sayesinde bebekler daha dünyaya gelmeden antibiyotiklerle tanışıyor. Dün başladığım antibiyotik direnci sorularıma bugün Türk KLİMİK Derneği Antibiyotik Direnci Çalışma Grubu üyelerinin cevaplarıyla devam ediyorum.

■ Antibiyotik kullanımı sadece bakteriyel hastalıklar için mi faydalıdır?
Bunun yanıtı çok kesin “Evet” tir. İnsanda hastalık yapan çok sayıda minicanlı vardır. Bunlar bakteri, virüs, parazit, mantar gibi değişik minicanlılar olabilir. Antibiyotikler sadece bakteriyel enfeksiyonlarda etkilidir. Üst solunum yolu enfeksiyonu olunduğunda bunun etkeni ancak yüzde oranında bakteridir. Kalanı yani yüzde ’i virüs etkenlidir. Antibiyotikler virüslere etkili değildir, dolayısıyla iyi incelemeden her solunum yolu enfeksiyonu olana antibiyotik verilirse yüzde gereksiz antibiyotik kullanımı olacaktır. Virüslere etkili ilaçlar da mevcuttur ancak onlar antibiyotik değil antiviral ilaçlardır. Benzer şekilde diğer minicanlılara etkili; örneğin antiparaziter, antifungal ilaçlar da vardır ama bunlar da antibiyotik değildir. Antibiyotik kullanırken hastada mevcut enfeksiyonun bakterilere bağlı olduğunun gösterilmesi gerekir. Bunu yapabilmek için hastanın dikkatli bir şekilde muayene edilmesi, güvenilir ve hızlı sonuç veren laboratuvarlarda tanı testlerinin yapılmasıyla hastaya doğru tanının konulması, ondan sonra reçete yazılması gerekir. Aksi takdirde antibiyotiklerin yanlış ve yaygın kullanımına bağlı olumsuzlukları yaşamak kaçınılmaz olacaktır.

Cevap veren: Prof. Dr. Ayşe Willke, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı.

TEST İÇİN BAKTERİ TANIMLANMALI

Hangi antibiyotiklere karşı dirençli olduğumuzu anlayabileceğimiz testler var mı? Varsa uygulaması nasıldır? Bir ilaca başvurmadan önce bu testi yaptırmak mantıklı mı?

Antibiyotiklerin virüsler, mantarlar gibi diğer mikropların oluşturduğu hastalıklarda kullanılmaları yararsız bazen de zararlı olabilir. Antibiyotik kullanırken ilk kural, hastalığın bakterilerden kaynaklandığından emin olmaktır. Bakteriler tüm doğada ve doğumdan sonra insan vücudunda flora olarak bulunmaktadır. Hastalıklar bazen dış ortamdan bulaşan bakterilerle bazen de vücudumuzda bulunan flora bakterileriyle olmaktadır. Bakteriler canlılıklarını sürdürebilmek için antibiyotiklere karşı direnç mekanizmaları geliştirmektedir. Ortaya çıkan direnç dünyada salgınlar yaparak yayılabilmekte bazen de belli bir bölgede hâkim olabilmektedir. Ama tüm dünyada ortak olan sonuç, hastanelerde bulunan bakterilerin her zaman daha dirençli olduklarıdır. Bunun nedeni de hastanelerin en yoğun antibiyotik kullanılan ortamlar olmalarıdır. Bir antibiyotiğe vücudumuzda hastalık oluşturan bakterinin direnci olup olmadığını anlamak için çeşitli yöntemler mevcuttur. Bunlar çok kısa sürede sonuç veren moleküler sofistike testlerden, saatte sonuç veren otomatize bakteri tanımlama ve antibiyotik duyarlılık testlerine, saatte sonuç veren konvansiyonel yöntemlere kadar uzanan bir skalada yer alır. Bu testleri yapabilmek için enfeksiyona neden olan bakteri tanımlanmalıdır. Çünkü binlerle ifade edilen bakterilerin dünyasında, insanda hastalık yapan bakterilerin sayısı birkaç yüze ulaşmaktadır.

ÇOK BİLİNMEYENLİ BİR DENKLEM
Bakterinin izolasyonu, duyarlılık paterninin saptanması ve elde edilen sonucun doğru yorumlanmasıyla hastanın tedavisi mümkündür. Hastanın tedavisinde gerekli ve yeterli antibiyotiği uygun dozda vererek, hastalığı izleyerek ve gerektiğinde tedaviye müdahale ederek, komplikasyonları izleyecek bilgi birikimine sahip uzmanlık dalımızın üyeleri; hem ülkemizdeki direnç yayılımlarını izlemekte hem de hasta-laboratuvar-hekim üçgeninde bu bazen çok bilinmeyenli denklemin çözümüne katkıda bulunmaktadır.

Cevap veren: Doç. Dr. Gönül Şengöz, T.C. Sağlık Bakanlığı Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği.

‘ANNEDEKİ ATEŞ AYRINTILI ŞEKİLDE İRDELENMELİ’

■ Doğum şekli antibiyotik direncinin ortaya çıkması konusunda etkili midir? (Epidural dediğimiz ilaç kokteylinin içinde bulunan antibiyotikleri düşünürsek, bebeğin hayata bunlarla başlaması bünyesinde bir direnç yaratır mı?)

Günümüzde gelişen antibiyotik direnci tüm dünyada alarm vermeye başlamıştır. Antibiyotik direncinin gelişmesinde en önemli faktör antibiyotiklerin akılcı kullanılmamasıdır. Her gereksiz kullanılan antibiyotik, direnç gelişimine katkıda bulunur. Son yıllarda yenidoğan bebeklerde dirençli bakterilerle gelişen enfeksiyonlarda artış var. Özellikle annede antibiyotik kullanımında dirençli enfeksiyonların arttığı görülmüştür. Birçok çalışmada antibiyotiklerin en hatalı kullanım yerlerinden birinin cerrahi antibiyotik profilaksisi uygulamaları olduğu gösterilmiştir. Annede doğum sırasında antibiyotik profilaksisinin tek endikasyonu sezaryenle yapılan doğumlardadır. Kullanılan antibiyotik dar spektrumlu ve kısa süreli olmalıdır. Ateş, her zaman için antibiyotikle tedavi edilmesi gereken bakteriyel enfeksiyonun varlığını göstermez. Örneğin doğum sırasında çok kullanılan epidural anestezi, annede epidural ile indüklenen ateşe neden olabilmektedir. Annede ateş olması sorun ayrıntılı irdelenmezse gereksiz antibiyotik kullanımına, bebeğin gereksiz antibiyotik maruziyetine ve antibiyotiğin yan etkilerine yol açabilmektedir.

Cevap veren: Prof. Dr. Necla Tülek, T.C. Sağlık Bakanlığı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

‘ÜLKEMİZDE ANTİBİYOTİKLER SIK VE GELİŞİGÜZEL KULLANILIYOR’

■ Bir antibiyotik günlük devrelerde kullanılıyor ve belli bir miktar öneriliyor. Bu miktarı almazsak, bu devreyi tamamlamazsak ne olur?

Antibiyotiklerin uygunsuz kullanılması sonucu, bakteriler gün geçtikçe daha dirençli hale gelmeye başlamışlardır. Bu yüzden, antibiyotiklerin doğru kullanımı insanlığın geleceği açısından hayati önem taşımaktadır. Antibiyotikler çok etkilidirler. İnsanların hayatlarını kurtarırlar, hastalık semptomlarının daha hafif geçmesini ve bakteriyel enfeksiyonların daha hızlı tedavi olmasını sağlarlar. Fakat özellikle ülkemizde antibiyotikler oldukça sık ve gelişigüzel kullanılıyor. Bu da birçok farklı bakterinin birçok farklı antibiyotiğe karşı daha dirençli hale gelmesine sebep olmaktadır. Bakterilerin direnç kazanmasıysa daha önce tedavi edilebilir hastalıkların artık aynı antibiyotiklerle tedavi edilemez hale gelmesine sebep olur.

Cevap veren: Uzm. Dr. Şafak Göktaş, Gelişim Tıp Laboratuvarları Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı.

‘ÖNERİLEN İLACIN ZAMANINDA KULLANIMI ÖNEMLİ&#;

■ 12 saatte bir alınacak antibiyotiğin saatini geçirirsek ya da unutursak ne yapmamamız gerekir?

İlacın zamanında kullanımı, antibiyotiğin kanda yarılanma süresi ve etki gösterebilmesi açısından önemlidir. Bazı antibiyotikler uzun etkilidir, günde tek doz önerilir. Bazılarıysa orta veya kısa etkili olduğu için günde 2, 3 veya 4 kez kullanıldığı zaman etkinliğini gösterebilir . Antibiyotiğin zamanında alınmaması sonucunda etken mikroba karşı kandaki antibiyotik düzeyi düşeceğinden iyileştirme fonksiyonu azalacağı gibi önemli bir sonuç daha ortaya çıkar. Bu da antibiyotik direncidir. Antibiyotik tedavisi sırasında ilacın alınması unutulursa fark edildiği esnada eksik olan doz hemen alınmalı ve kandaki ilaç düzeyinin etkin düzeyde tutulması sürdürülmelidir.

Cevap veren: Doç. Dr. Kaya Süer, Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

Antibiyotikler, bakteri cinsi mikroplarla ortaya çıkan enfeksiyonları önlemek ve tedavi etmek için kullanılan ilaçlardımonash.pwiler çıplak gözle görülemeyen, ancak mikroskoplarla büyütülerek görünebilen hale getirilen mikrop denilen küçük canlılardır. Ama mikroplar sadece bakterilerden ibaret değildir. Onları aşağıdaki gibi ana gruplara ayırabiliriz:

*Bakteriler:

-Kötü bakteriler: Hastalıklara yol açan zararlı bakteriler,

- İyi bakteriler: Hastalık yapmayan ve vücuda gerekli ve faydalı bakteriler.

* Virüsler,

* Mantarlar,

* Protozoalar (Amipli dizanteriye yol açan mikrop gibi ).

Mikroplardan sadece bakteriler antibiyotiklerden monash.pwğer mikroplar antibiyotik tedavisinden hiç etkilenmezler. Bu yüzden insan vücudunda hastalık yapabilen diğer mikrop gruplarına karşı antibiyotik kullanmak vücut için faydasız ve hatta zararlı olmaktadır.

 

Özellikle okul döneminde sık sık hasta olan çocuklar için antibiyotik kullanımında dikkat edilmesi gereken özellikler nelerdir?

*Antibiyotiklerin etkili olabilmesi için hastalık nedeninin kesinlikle bir bakteri olması monash.pwiyel enfeksiyonlar genellikle çok daha yüksek ateş, aşırı halsizlik ve bitkinlik yaparak virüs enfeksiyonundan ayrılırlar. Bir hastalığın mikrobunun bakteri olup olmadığı ancak doktor muayenesiyle kararlaştırılabilir. Bazen bu ayırımı yapmak için muayene bile yetersiz olup hemogram, eritrosit sedimantasyon hızı,CRP ve kültürler gibi tahlillere baş vurulması gerekebilir.

*O zaman özetle diyebiliriz ki: Doktor tarafından reçete edilmedikçe antibiyotik kullanmak gereksiz ve zararlı olabilir.

* Antibiyotikler doğru dozda ve yeterli süreyle kullanılmalıdır. Eğer dozu az olursa ilaç etkisiz olabilir ve antibiyotiğe karşı direnç gelişebilir. Aşırı dozda verilirse ishal, karın ağrısı, alerji gibi yan etkiler ortaya çıkabilir. Doktor tarafından planlanan kullanma süresine uyulmalıdır.

*Antibiyotiğin verilme saatine dikkat edilmelidir. Doktor tarafından önerilen kullanma saatleri aksatılmamalıdır. İlacın belirlenen saatten en çok 1 saat önce veya 1 saat sonra verilmesi tedaviyi çok etkilemez. Okul saatlerine rastlayan ilaçlar için anne - baba, ilaç saatinde okula giderek çocuğunun ilacını vermeli veya sınıf öğretmeninden yardım istenmelidir.

*Antibiyotiği kutu üzerinde yazılı olan şartlarda ve ortamda korumak gerekir. Özelliğini kaybeden ve bozulma şüphesi olan antibiyotiği kullanmayıp atmak gerekir.

 

Antibiyotik verilmemesi gereken hastalıklar hangileridir?

Eğer hastalığa uygun antibiyotik seçilmemişse bu ilaçlar faydalı olmak şöyle dursun zararlı bile olmaktadırlar. Antibiyotikler mikroplardan sadece bakterileri etkileyebilmekte ve onların yol açtığı hastalıkları tedavi edebilmektedirler. VİRÜSLERİN veya başka mikropların yol açtığı hastalıkların tedavisinde antibiyotiklerin hiç bir olumlu etkileri yoktur. Günlük hayatta sık sık karşılaştığımız hastalıkların % 70 - 80'inin nedeni virüslerdir. Bunların birçoğunun adı günlük hayatımıza girmiştir. Çok sık karşılaşılan ve antibiyotiklerden hiç etkilenmeyen virüslerin yol açtığı hastalıklardan en sık görülenleri şöyle listeleyebiliriz: NEZLE, GRİP, SOĞUK ALGINLIĞI, YALANCI KUŞPALAZI, KIZAMIK, KIZAMIKÇIK, SU ÇİÇEĞİ, ÖPÜCÜK HASTALIĞI, KABAKULAK, BEŞİNCİ HASTALIK, ALTINCI HASTALIK, EL-AYAK-AĞIZ HASTALIĞI, UÇUK HASTALIKLARI, AFTLAR, BULAŞICI SARILIKLAR, VİRÜS İSHALLERİ gibi.

 

Çocuklara antibiyotik kullanmanın zararları nelerdir?

1) Antibiyotik direnci: Gereksiz olarak veya yanlış dozda kullanılan antibiyotikler vücuttaki bakterilerin kullanılan ilaca karşı kendilerini koruyacak özellikler kazanmalarına yol açarlar. Bunun sonucu olarak antibiyotiklere karşı direnç gelişir ve antibiyotik bakteriyi etkileyemez ve öldüremez hale gelir. Dirençli hale gelen mikrop başka insanlara geçtiği zaman aynı antibiyotiği kullanarak o kişileri tedavi etmek imkansız olur. Yüz yıl kadar önce ilk keşfedildiği zaman bakterilere karşı çok etkili ilk antibiyotik olan mucize ilaç penisilinler, bilinçsiz ve yanlış antibiyotik kullanılması yüzünden artık bir çok bakteriye karşı  yetersiz veya etkisiz hale gelmiştir. Eğer yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanılmaya devam edilirse bugün çok etkili olan diğer antibiyotikler belki yakın bir gelecekte etkisiz hale geleceklerdir. Belki de milyonlarca kişiyi etkileyecek büyük salgınlar olacak ve tedaviler faydasız olacaktır.

Amerika Birleşik Devletlerinde her yıl 2 milyon kişi antibiyotiklere direnç kazanmış bakteriler tarafından hastalandırılıyor ve her yıl bunlardan en az kişi bu mikroplar yüzünden ölüyor. (Bu konuda Türkiye ile ilgili yayınlanmış bir araştırma ve istatistik yoktur).

Antibiyotiğe dirençli mikropların gelişmesinin diğer önemli sonuçları:

-Daha ağır ve daha ciddi hastalıklar,

-Doktora daha sık muayeneye gitme,

-Daha uzun iyileşme dönemi,

-Hastanede daha sık ve daha uzun yatırılarak tedavi edilme ihtiyacı, 

2) Kullanılan antibiyotiğin dozunun ve kullanma süresinin hedef bakteriyi tamamen öldürüp yok edecek derecede olması gerekir. Yoksa bakteri dirençli hale gelir.

3) Bulantı, kusma, halsizlik, bitkinlik, baş dönmesi ve mide bozukluğu yapabilir.

4) Gözlerde kızarıklık, kaşıntı ve sulanma yapabilir. Görme bozukluklarına yol açabilir.

5) Boğazda kaşıntı ve karıncalanma, yüzde, dilde, dudaklarda ve gırtlağın içinde şişliklere yol açabilir. Bu şekilde şiddetli nefes darlıklarına bile yol açabilir.

6 )Antibiyotikler sadece zararlı bakterileri değil vücut için gerekli ve faydalı bakterileri de öldürür. Bu durum ağızda pamukçuklara, uzun süreli ishallere, karın ağrılarına, barsak sancılarına, mantar enfeksiyonlarına ve pişiklere yol açabilir.

7) Anaflaktik şok denilen çok tehlikeli alerjilere bile yol açmonash.pw alerji türü ölüme neden olabilir.

8) Deri döküntülere, kaşıntılara ve soyulmalara yol açabilir.

9) Antibiyotikler bağışıklık sistemini zayıflatarak bakterilere karşı vücut direncini düşürebilir.

10) Antibiyotikler karaciğer ve böbrek gibi temel organlara zarar vererek onlarda kalıcı hasarlara yol açabilir.

11) Kemik iliğini baskılayarak orada yapılan kan hücrelerinin ve mikroplara karşı koruyucu hücrelerin üretimini azaltabilir veya durdurabilir.

12) Kemiklerin, dişlerin veya kıkırdakların gelişmesini ve büyümesini bozabilir.

13) Gözlere ve kulaklara zarar vererek görme ve işitme zayıflıklarına ve bozukluklarına  ve hatta sağırlığa bile yol açabilir.

 

Çocuklara hangi durumlarda antibiyotik verilmelidir?

Her ateşli hastalıkta antibiyotik gerekli değildir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, boğaz enfeksiyonlarının en azından %80'inin ve kulak enfeksiyonlarının en azından %50'sinin etkeni virüsler olup antibiyotik tedavisinden etkilenmezler. Öyleyse antibiyotik gerekip gerekmediğini ancak konunun uzmanı olan bir doktor kararlaştırabilir. 

 

Okul döneminde çocukların hastalıklardan korunmaları için özellikle yapılması gerekenler nelerdir?

*Aşısı olan hastalıklara karşı zamanında ve yeterli sayıda aşı yaptırarak çocukları bu mikroplara karşı önceden bağışık hale getirmek.

*Dengeli ve yeterli beslenmelerini sağlayarak onların hastalıklara karşı dirençli olmalarını sağlamak. 

*Probiyotik (faydalı mikrop) içerdikleri için zararlı mikroplara karşı vücudumuzun korunmasını ve dirençli olmasını sağlayan ev yoğurdu, kefir, ev turşusu ve ev sirkesi gibi besinleri  bolca yedirmek,

*Yemekten önce el yıkama alışkanlığı kazandırarak ele bulaşmış olan mikropların ağza bulaştırılmasını önlemek,

*Besin, su ve el hijyenine (temizliğine) çok dikkat etmek. Şüpheli, açıkta satılan veya bayat yiyecek ve içeceklerden uzak kalmalarını sağlamak.

*Elleri mikrop öldürücü sıvılarla dezenfekte etmek.

*Hasta çocukları; hastalığın bulaşıcılığı geçinceye kadar, okula göndermemek.

*Çocuklarımızı öksüren, aksıran, burnu akan, boğazı ağrıyan, ateşi olan, veya hasta görünüşlü olan kişilerden uzak tutmak. Hasta olanların, toplum içindeyken, maske takmalarını sağlamak.

*Çocuklara öksürürken ve hapşırırken ağızlarını ve burunlarını kollarıyla (veya elleriyle) kapamalarını alışkanlık haline getirmelerini öğretmek.

*Vücut direncini azaltarak faydalı mikropları da ortadan kaldıran gereksiz antibiyotik kullanılmasına engel olmak. Doktor tarafından yazılmadıkça antibiyotik kullanmamak. (Araştırmalara göre insanlarda kullanılan antibiyotiklerin % 33 ü ile % 50 si gereksiz veya uygunsuz olarak kullanılmaktadır.)

 

Çocuklara en fazla kaç gün süreyle antibiyotik verilmelidir? 

Tedavi süresi sabit olmayıp hastalığa göre ve kişiye göre değişir. Vücuda giren bakterinin miktarı, hastalığın yerleştiği organ, hastalığın şiddeti ve vücuttaki yaygınlığı, ve hastanın o hastalık sırasındaki beslenme ve direnç durumu tedavinin süresini belirlemede önem taşır. Bu yüzden aynı bakterinin yol açtığı hastalıklarda bile her hasta için kararlaştırılan tedavi süresi aynı değildir. Genellikle en kısa tedavi süresi 5 - 7 gün arasında değişirken bazı ağır zatürrelerde 2 - 4 hafta bile sürebilir.  

 

Mikrobik hastalık çok geçmeden tekrarlarsa yine antibiyotik tedavisi gerekir mi?

Bir kişi bakteriyel bir hastalıktan iyileştikten sonra tekrar ateşli bir hastalığa yani enfeksiyona tutulsa ve eğer hastalık etkeni yine bir bakteriyse tekrar antibiyotik kullanmak gerekir. Böyle bir durumda son antibiyotik tedavisinin üzerinden en az 1 ay geçmediyse aynı antibiyotiği kullanmak yanlış olur.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır