Ateş çocuk hekimlerinin sık karşılaştığı sorunlardan biridir. Ateş bir hastalık değil.Vücudun korunma mekanizmasıdır. Enfeksiyon veya enfeksiyon dışı nedenlerle vücut ısısının yükselmesi ateş olarak tanımlanır. Ateşin en sık nedeni enfeksiyon hastalıklarıdır. Vücuda giren enfeksiyon ajanına karşı vücudun savunma mekanizması olan ateş aileleri kaygılandırmakta ve gereksiz ateş düşürücüler kullanılmaktadır.
Koltuk altı derece
Kulak derece üzerindeki değerler ateş olarak tanımlanabilir. Yüksek olmayan ateş’te ilaç kullanmak doğru değildir. Bu durumda ilaca başlamadan önce ateş düşürücü diğer yaklaşımlara başvurulmalıdır.
Ateş ve havale geçirma ilişkisi aileleri tedirgin etmekte ve ateş düşürücüyü süratle vermektedirler. Son çalışmalarda ateş düşürücülerin yüksek dozda ve sık aralıklarla verildiği vurgulanmaktadır.
Ateş düşürücüler bebek ve çocuklarda ağırlık (kg) ve yaş esas alınarak verilmelidir.
En sık kullanılan ateş düşürücüler Paracetamol ve Ibuprofendir.
*Paracetamol şurup
* Tablet
* Fitil
* Damardan verilen formu mevcuttur.
Şurup formunun * mg / ml
* mg/ml olmak üzere iki şekli mevcuttur.
Tablet * mg
Fitil * mg
* mg olarak iki şekli bulunmaktadır.
*60 kg üzerindeki ergenler mg tablet kullanabilirler.
Paracetamol kg başına 15 mg olarak verilmektedir. Günde en fazla 4 doz verilebilir. Doz aralıkları saat olmalıdır. 1 aydan küçük bebeklerde kullanılmaz.
Paracetamolun damardan verilen formu ancak hastane şartlarında uygulanabilir. 11 yaş üzerinde kullanılır. 10 mg / ml mevcuttur. Verilme süresi 15 dakikadır. Günde en fazla 4 kez 4 saat aralıkla uygulanabilir.
Paracetamolun yarılanma ömrü 1,5 – 2 saattir. Karaciğerde metabolize olur. Yüksek dozda verilen paracetamol karaciğer üzerine toksik etki gösterir. Paracetamol verilen hastaların yeterli sıvı alması önerilmektedir.
Diğer bir ateş düşürücü Ibuprofendir.
Şurup formunun * mg
* mg iki şekli vardır.
Tablet * mg
* mg ‘dır.
3- 6 aydan büyük bebeklerde kullanılabilir. İshalli çocuklarda Ibuprofen vermekten kaçınmalıdır. Fazla dozda verildiğinde ;
Mide ülseri
Kanama
Böbrek problemlerine yol açabilir.
Astımlı hastalarda hırıltıyı artırabilir.
Ibuprofen aç karnına verilmemelidir. Kg başına 10 mg verilebilir.(maksimum doz 40 mg kg’dir.) doz aralıkları saat olmalıdır. Günde 3 dozdan fazla verilmez.
40 kg üzerindeki çocuklara günde 3 kez mg tablet formu verilebilir.
ASPİRİN 16 yaştan küçük bireylerde kullanılamaz. Bu yaş grubunda aspirin kullanımı öldürücü bir hastalık olan Reye sendromuna yol açmaktadır.
Ateş düşürülmesinde diğer bir yaklaşım ardışık ateş düşürücüleri kullanılmasıdır. Her ne kadar ardışık ateş düşürücülerde yan etkinin az olduğu vurgulansa da uygulama ancak tek ateş düşürücüye yanıt alınmadığı durumlarda kullanılabilir.
Bir çok semptom giderici preparat bilinçsizce kullanılmaktadır. Bu preparatlar içindeki ateş düşürücü miktarları sabit olmayıp bazen Paracetamol ve Ibuprofen miktarları yüksek olup , bunun yanı sıra diğer semptom giderici ilaçlarla kombine edilmektedir ki bu preparatların 6 yaştan küçük çocuklarda kullanılması önerilmez.
Ateş düşürücüleri kullanırken verilecek doz çocuğun kilosu esas alınarak hesaplanmalıdır.
Yüksek olmayan ateşlerde ateş düşürücüye hemen başlamayınız.
Çocuğun ateşine öncelikle üzerini soyarak, oda ısısını düşürerek , duş yaparak ve bol sıvı vererek düşürmeye çalışınız.
Ateş düşürücü ilaçları kullanırken kombine ilaç ( semptom giderici ilaç yerine ) Parecatamol ve Ibuprofen ihtiva eden tekli preparatları kullanınız.
Kullandığınız ateş düşürücünün 1 ölçek= 5 ml sinde kaç mg olduğuna dikkat ediniz.
Ateş düşürücü preparatları içeren kombine preparatları gelişi güzel kullanmayınız.
Bazı kombine preparatların içinde yüksek dozda ateş düşürücü olduğuna ve önerilen dozda verildiğinde yan etkilerin olabileceğine dikkat ediniz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Havaların soğumasıyla birlikte çocuklarda sık görülen ateşi düşürmek için bilinçsiz ilaç kullanımının ciddi sonuçlar doğabileceğini ifade eden İskenderun Gelişim Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gözde Kır, ateşin nasıl düşürülebilineceği ve hangi durumlarda hekime başvurulması gerektiği hakkında uyarılarda bulundu.
“Ateş bir hastalık değildir”
Ateşin en çok virüse bağlı enfeksiyonlardan dolayı ortaya çıktığını ifade eden Uzm. Dr. Gözde Kır, “Ateş, vücudun önemli, faydalı bir savunma yanıtıdır. Çocuğun durumu, ateş yüksekliğinden daha önemlidir. Ateş, her zaman tedavi gerektirmez ve ateşe neden olan hastalık geçene kadar, ateş devam edebilir. Çocukların vücut ısılarının normal değerleri 36 ve 37,5 derecedir. 39 derece ce üzeri yüksek ateşe girer” açıklamasında bulundu.
Hangi durumlarda ateş düşürücü ilaç kullanılmalıdır?
Çocuklara uygulanabilecek ateş düşürme yöntemleri hakkında bilgilendirmede bulunan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gözde Kır, “Hastamızın ateşi 38’in üzerine çıktığında genel durumu iyiyse; sadece ortamı soğutmak, hafif kıyafetler giydirmek ve ılık duş aldırmak yeterli olabilmektedir. Çocuğun kötü olması ağrısının olması, huzursuz olması ateş düşürücü vermeyi gerektirir. Ateş düşürücülerin de istenmeyen yan etkileri olabilir. Bu nedenle ateş çocuğa rahatsızlık veriyorsa, uzayan ağlamaları, uyku bozukluğu, ağrısı varsa ateş düşürücülerin verilmesi daha uygundur. Artık dönüşümlü ateş düşürücü verilmesi önerilmemektedir. Verilmesi gerekiyorsa da doktor tavsiyesine göre verilmelidir. Parasetamol içerikliler, 4 saatten önce; ibuprofen içerikliler, 6 saatten önce verilmemelidir. Ateş düşürücüler ateşli havaleyi önlemez” dedi.
Tm Haberler
Bebeklerde ve çocuklarda ateş, aileleri en çok endişelendiren durumlardan biridir. Ateş, aslında vücudun bakteri ve virüslere karşı bir savunma mekanizmasıdır. Bununla beraber dehidratasyon yani sıvı kaybı, ortamın ısısının yüksekliği, romatolojik inflamatuvar ya da endokrinolojik (hormonal) durumlar da ateşe neden olabilir. Normal koşullarda gün içinde vücut ısısı derece değişir. Akşam üzeri vücut ısısı günün en yüksek seviyesindeyken, sabaha karşı en düşük seviyededir. Ateşin gerçekten var olduğunu anlamak için uygun yerden ve uygun termometre ile ölçülmesi gerekir. Yetişkinlerin değişimleri pek önemsemez ama bebeklerde ve çocuklarda ateş korkuya, hatta paniğe neden olur. İşte ateş ve ateşin yükselmesiyle ilgili merak edilen sorular ve cevapları…
Bebeklerde yüksek ateşin en sık görülen nedeni; bakteriyel veya viral enfeksiyonlardır. Genellikle birinci sırada üst solunum yolu enfeksiyonları; ikinci sırada alt solunum yolu enfeksiyonu, ishal (bağırsak enfeksiyonu), idrar yolu enfeksiyonu, kulak enfeksiyonu gelir. En çok korkulan ise menenjit denilen beyin zarı iltihaplanmasıdır. Bununla beraber enfeksiyona bağlı olmayan, sıvı kaybı özellikle yenidoğanlarda ateşe sebep olur. Sıvı kaybı, yeterince beslenememeye ve ishale bağlı gelişir. Güneş çarpması, diş çıkarma, aşı uygulamaları, bazı romatolojik hastalıklar ve genetik hastalıklarda da ateş yükselebilir.
Yenidoğan döneminden 18 yaşına kadar bütün bebeklik ve çocukluk çağında vücut sıcaklığı, makattan (rektal) ölçüldüğünde 38’nin üzerindeyse ateşin yükseldiği kabul edilir. Tabii ki ateşin ölçüm yeri ve şekline göre ateşin varlığı değişir. Kulaktan, koltukaltından ve makattan ölçümler birbirine yakın sonuçlar verir. O nedenle yenidoğan dönemi dışında kulaktan ölçüm daha çok tercih edilir. Sonuç derecenin üzerindeyse ateşin varlığı kabul edilir. Yenidoğanlarda ve haftalık bebeklerde koltukaltı ve kulaktan ölçüm daha çok tercih edilir. Özetle; kulaktan ölçümle ve koltukaltından ölçümle derece ateşin çıktığını gösterir.
Ateş aslında bir savunma mekanizmasıdır ve aynı zamanda da bir semptomdur. Dolayısıyla vücutta bir enfeksiyon ya da bir durumu işaret eder. Amaç; ateşi kontrol altına almaktır. Ateşe neden olan hastalığı tespit edip tedavi etmek hedeflenir. üzerindeyse ciddi enfeksiyonları araştırmak gerekir ve ileride olumsuz komplikasyonları da engellemek için hekim muayenesi şarttır. Ayrıca yüksek ateş, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyip vücudun savaşma gücünü düşürür. O nedenle yüksek ateşin nedeni bulunup tedavi edilmelidir.
Havale; beyindeki elektrik boşalmaları nedeniyle vücut kaslarının istemsiz kasılmasıdır. Havale, ateşli ve ateşsiz olmak üzere ikiye ayrılır.
Çocuk havale geçirmeye başladığında kol ve bacaklarında kasılma, gözünün bir yere sabitlendiği görülür. Ağzından da köpük gelmeye başlar. Soluk alma güçlüğü gibi sorunlar da görülür. Bu tablo ailenin en korktuğu durumdur. Bu durumun uzun sürmesi oksijen alımı açısından sorundur. Yapılacak şey; mevcutsa doktorun önerdiği bir havale durdurucu fitil uygulamaktır. Hava yolunu açarak mümkünse ağızın kilitlenmesini engellemek önemlidir. En kısa sürede en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Ateş varsa da hemen ateş düşürücü verilmelidir.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.