bebeklerde uykuda irkilme neden olur / Bebekler uykuda neden sıçrar? Bebeklerde uykuda irkilme nedenleri - Bebek Haberleri

Bebeklerde Uykuda Irkilme Neden Olur

bebeklerde uykuda irkilme neden olur

Uykuya dalarken sıçrama (irkilme) neden olur?

Uykuya geçerken göz kapaklar&#;m&#;z a&#;&#;rla&#;&#;r, vücudumuz gev&#;er, çevremize ve kendimize dair fark&#;ndal&#;&#;&#;m&#;z kaybolur, bir anda farkl&#; bir diyara seyahate ç&#;kar&#;z. Art&#;k uykunun yumu&#;ak kollar&#;nday&#;z. Ancak uykuya ba&#;lamak her zaman kolayca ve sorunsuz olmayabiliyor. &#;&#;te yaz&#;n&#;n konusu tam olarak da bu geçi&#;in etkilendi&#;i uyku s&#;çramalar&#;.

 UYKUYA DALARKEN SIÇRAMA (&#;RK&#;LME) NEDENLER&#;

  • A&#;&#;r&#; kafein tüketimi
  • Sigara kullan&#;m&#;
  • Kayg&#; düzeyi
  • Stresin yüksek olmas&#;
  • Uyku düzeninin bozuk olmas&#;
  • A&#;&#;r&#; yorgunluk 
  • A&#;&#;r&#; fiziksel aktivite

 

 UYKUYA DALARKEN SIÇRAMA (&#;RK&#;LME) NEDEN OLUR?

Uyku ve uyan&#;kta beyinin farkl&#; bölgeleri çal&#;&#;&#;yor. &#;öyle anlatay&#;m; uyan&#;kl&#;kta beynimiz son sürat giden bir araba gibi, çevreden gelen birçok uyar&#; al&#;yor, onlar&#; de&#;erlendiriyor. Uykuya geçi&#; durumunda ise bu araba yani beyniniz giderek yava&#;l&#;yor ve uyku gerçekle&#;ti&#;inde de uyan&#;kl&#;k faz&#;ndan ç&#;k&#;p farkl&#; bir düzende çal&#;&#;maya ba&#;l&#;yor. Yani son sürat giden araba öncelikle giderek yava&#;l&#;yor, araban&#;n h&#;z&#; s&#;f&#;ra dü&#;üyor ve uyan&#;kl&#;k durumunu tabiri caiz ise konta&#;&#;n&#; kapat&#;yor. Sonra uyku faz&#;nda farkl&#; bir çal&#;&#;ma düzenine geçip, orada da yava&#; yava&#; h&#;zlanarak çal&#;&#;maya devam ediyor. Yani beynimiz gece ve gündüz hiç durmuyor, sadece farkl&#; biçimlerde çal&#;&#;&#;yor.

 DÜ&#;ÜYORMU&#;SUNUZ H&#;SS&#; YA&#;AYAB&#;L&#;RS&#;N&#;Z

Peki ya beyin konta&#;&#; kapatm&#;&#;, yava&#; yava&#; uyku faz&#;nda çal&#;&#;maya ba&#;lam&#;&#;ken, aniden yeniden uyan&#;kl&#;k faz&#;nda çal&#;&#;maya ba&#;larsa neler oluyor? &#;&#;te o zaman tam uykuya geçerken, s&#;çrayarak uyan&#;yoruz. Ki&#;i bu s&#;çrama s&#;ras&#;nda ço&#;unlukla sanki dü&#;üyormu&#; hissi ya&#;ar. Uyku uyan&#;kl&#;k sistemi ön beyin ve beyin sap&#;ndaki yap&#;lar taraf&#;ndan yönetilir. S&#;kl&#;kla uykunun ba&#;lang&#;ç evresinde olan bu s&#;çramalar, ki&#;i tam uykuya geçerken ve vücudundaki tüm kaslar gev&#;emi&#;ken, beyin sap&#;ndaki uyan&#;kl&#;k merkezinin aniden aktive olup beyninin aniden uyanmas&#; ve bu uyan&#;kl&#;k faz&#;nda kaslar&#;n k&#;sa süreli, yo&#;un olarak kas&#;lmalar&#;ndan kaynaklan&#;r.

 SIÇRAMALAR NEDEN BAZEN DAHA YO&#;UN VE &#;&#;DDETL&#; YA&#;ANIR?

Bu s&#;çrama asl&#;nda sa&#;l&#;kl&#; insanlarda olan fizyolojik bir durum, zaman zaman hepimiz uyku uyan&#;kl&#;k geçi&#;i s&#;ras&#;nda bu s&#;çramay&#; deneyimliyoruz. Peki s&#;kl&#;kla masum olan bu s&#;çramalar&#; neden bazen daha yo&#;un ve &#;iddetli olarak ya&#;&#;yoruz? Bilimsel çal&#;&#;malar bize ki&#;inin ya&#;am biçiminin uykuda s&#;çramalar&#;n belirginle&#;mesinde önemli bir role sahip oldu&#;unu gösteriyor. Ki&#;i a&#;&#;r&#; kafein tüketiyorsa, sigara kullan&#;yorsa beyni uyaran bu maddeler s&#;çramalar&#;n ço&#;almas&#;na, hatta &#;iddetinin artmas&#;na neden olabiliyor. Bahsedilmesi gereken bir di&#;er en önemli tetikleyici de ki&#;inin kayg&#; düzeyi. Stresin yüksek oldu&#;u ya&#;am dönemlerinde bu s&#;çramalar uykunun ba&#;lamas&#;n&#; ve sürdürülmesini negatif yönde etkileyebiliyor. Ki&#;inin uyku düzeninin bozuk olmas&#; da bu s&#;çramalar&#;n bir di&#;er sebebi olarak gösteriliyor bilimsel yay&#;nlarda. Uyku eksikli&#;i, a&#;&#;r&#; yorgunluk uyku uyan&#;k geçi&#;lerimizin bozulmas&#;na neden olup, bu s&#;çramalar&#; korkutucu hale getirebiliyor. Bilimsel yay&#;nlarda bahsi geçen bir di&#;er sebep de a&#;&#;r&#; derecede fiziksel egzersiz yap&#;lmas&#;, bu da uykuya dal&#;&#; s&#;ras&#;nda hatta uyku içinde s&#;çray&#;c&#; hareketleri artt&#;rabiliyor.

NE ZAMAN DOKTORA G&#;D&#;LMEL&#;?

Yap&#;lan bilimsel çal&#;&#;malar toplumun % 70’inin zaman zaman bu uyku s&#;çramalar&#;n&#; ya&#;ad&#;&#;&#;n&#; gösteriyor, hatta bu ki&#;ilerin % 10’unda gündüzleri de bu s&#;çramalar oluyor. E&#;er s&#;çramalar gün içinde olmaya ba&#;lam&#;&#;sa mutlaka bir nöroloji uzman&#; ile görü&#;mek ve ay&#;r&#;c&#; tan&#;da epilepsi, gün içinde artm&#;&#; uykululuk ile giden Uyku Apne Sendromu, Parkinson Hastal&#;&#;&#; gibi nörolojik hastal&#;klar&#; dü&#;ünmek gerekiyor.

UYKUDA SIÇRAMA TEDAV&#;S&#; NASIL OLUR?

Uykuya geçerken ya da uykuda olan artm&#;&#; s&#;çray&#;c&#; hareketlerin tan&#;s&#; için kullan&#;lan tetkik polisomnografidir. Ki&#;i bir gece uyku laboratuvar&#;nda uyutularak uykunun tüm evreleri, solunum, çene, bacak kaslar&#;n&#;n hareketleri, kalp ritmi, kandaki oksijen konsantrasyonu ve vücudun uykudaki pozisyonu (s&#;rt üstü, sa&#;, sol) izlenir. Hastan&#;n muayenesi, yap&#;lan tetkikler ve polisomnografi sonucunda bu s&#;çramalar&#;n iyi huylu fakat artm&#;&#; fizyolojik bir durum mu yoksa ba&#;ka bir nörolojik hastal&#;&#;&#;n parças&#; m&#; oldu&#;u söylenebilir.

UYKUDA SIÇRAMA PROBLEM&#; &#;Ç&#;N ÖNER&#;LER

Peki uyku laboratuvar&#;na gitmeden ya da gitmek zorunda kalmadan bu s&#;çramalar&#; kendimiz nas&#;l yönetebiliriz? Öncelikle a&#;&#;r&#; kahve ve sigara tüketimini azaltarak ba&#;lamak, düzenli ancak a&#;&#;r&#;ya kaçmadan egzersiz yapmak ve uyku hijyenimize dikkat etmek gerekiyor. 

 &#;LG&#;L&#; &#;ÇER&#;KLER

UYKUDA HAREKET BOZUKLUKLARI

ÇOCUKLARDA UYKUDA HAREKET BOZUKLUKLARI

İnfantlar günlük yaşamlarının yarısından fazla zamanı uykuda geçirir. Erişkinler ise günün üçte birlik kısmını uykulu geçirirler. Uyku aktif bir süreç olup her zaman dinlendirici değildir. Uyku sık sık değişik hareketler içermekte olup bu hareketlerin bir kısmı normal iken bir kısmı da patolojik temeller içerir. Pediatrik Nörologlar uykuda ortaya çıkan hareketlerin yorumlanması ve açıklanması ile sık olarak karşılaşırlar. Açıklanan hareket anormal, uykuyla ilişkili bir hastalığın bileşeni, veya önceden var olan bir hareket bozukluğunun devamı veya nöbet olabilir.

Doktorlar uyku bozukluklarının bir hastalığın belirtisi olabileceğini uzun süredir bilselerde primer ilk uyku bozukluğunun tanımlanması yılında olmuştur. REM uykusunun ve gece boyunca tekrarlayan NREM uykunun keşfi,  REM uykusunun aktif bir süreç olduğu ve farklı nörofizyolojik anormalliklerin varlığının tanınmasına olanak sağlamıştır.

Uyku döneminde ortaya çıkan hareketlerin sınıflamasında uyku-uyanıklık siklusunun bilinmesi gerekmekte olup burada kısa bir uyku fizyolojisinden bahsedilecektir.

UYKU FİZYOLOJİSİNE GENEL BAKIŞ

Uyku uyanıklık siklusu üçe ayrılır:

Uyanıklık

NREM

REM uykusu

Her evre kendine özgü fizyolojik özellikler ve karekterler içermekte olup bunlarda polisomnografi ile kayıt edilebilmektedir.

NREM uykusu tipik olarak uykuyu başlatan evre olup uykululuk dönemi uyku ile birleşir.

NREM uyku 4 evreye ayrılır.

Evre 1: Posterior dominant ritmin kaybolması, zemin aktivitesinde hafif yavaşlama ve verteks keskinlerin ortaya çıkması

Evre 2: Uyku iğcikleri ve K kompleksleri ayırt edici özellikleridir.

Evre 3: Hz lik, 70 mikrovolt dan daha büyük, 30 saniyelik periyodların % sini oluşturan dalgalar.

Evre 4: 30 saniyelik evrenin %50'sinden daha fazlasını kapsayan yavaş dalgalar içerir.

REM uykusu aralıklı hızlı göz hareketlerini, istemli kaslarda kas tonusunun olmaması ve değişken frekans ve düşük amplitüt de EEG ile karekterizedir.

Büyük çocuklarda ve erişkinlerde uyku mimarisi gece boyunca ilerleyici sikluslar içermektedir.

Uykunun başlangıcında; uykululuk evresinden bireysel hareketlerle evre 1 uykuya ve ardından evre 2, takibinde delta yavaş uykuya (evre) geçiş olur. dakika sonra REM uykusunun ilk siklusu oluşur ve dakikada sonlanır. Delta uykusuna girmeden önce evre 1 ve 2 uyku oluşur. REM uykusunun diğer epizodu dakika sonra meydana gelir. Gece ilerledikçe NREM-REM siklusları kez oluşur. Sabah erken saatlerde siklus evre uyku ve REM arasında değişebilir. Gecenin 2/3 ünde NREM delta uykusu hakimken son 1/3 ünde REM uykusu daha baskındır. Gelişimsel olarak uyku sistemi çocuklarda hızla olgunlaşır. Hayatın ilk yıllarında REM uykusu baskınken okul öncesi ve okul çağında ise NREM evre uyku daha fazladır. Normal vücut hareketleri, pozisyon değişiklikleri infantlarda daha yaygınken yaşla birlikte azalmaktadır. Erişkin ve büyük çocuklarda oluşan  REM dönemindeki motor inhibisyon infantlarda görülmez. Erişkinlerde uyku periyodunun yarısı evre 2 uykuda %20'si evre , ve %20'side REM uykusunda geçer. Uyku uyanıklık siklusunun düzenlenmesi kortex, talamus, beyinsapı ve hipotalamus arasında nöronal aktivitenin koordinasyonu ile ortaya çıkan kompleks bir aktivitedir.

Hipotalamus preoptik bölgesi uyku başlamasında major bölge olup bu bölgedeki nöronların beyin sapı ile etkileşimi sonrası dorsal raphe, locus cerelous, lateralodorsal tegmental nükleus ve pedünkülopontin nöronların inhibisyonu sonucu uyku sağlanır. Anterior hipotalamusda bulunan suprakiazmatik nükleus retinohipotalamik yol ile ışığı algılar ve majör sirkadien pacemaker gibi davranarak motor aktiviteyi oluşturur.

UYKUDA HAREKETLERİN SINIFLAMASI

I. Uyku ilişkili hareket bozuklukları ( istemsiz uyku ve uykuya geçişde oluşan hareketler)

            A. Myoklonus

            B. Dissomnia ile ilişkili hareket bozuklukları

                        1. Katapleksi

                        2. Periyodik ekstremite hareketleri

                        3. Huzursuz bacaklar sendromu

            C. Parasomni ilişkili hareketler

                        1. Arousal NREM bozuklukları

                        2. Uyku-uyanıklık geçiş bozuklukları

                        3. REM bozuklukları

            D. Diğerleri

II. Gün içerisinde var olan ve uykuda devam eden hiperkinetik hareket bozuklukları

III. Uykuda oluşan nöbetler

IV. Diğer ilişkili faktörler (Gastroözafagial reflü, sleep apne, panik ataklar)

yılı uluslararası uyku hastalıkları sınıflamasında uyku ile ilişkili hareket bozuklukları

•Huzursuz bacaklar sendromu

•Periodik ekstremite hareket bozukluğu

•Uyku ile ilişkili bacak krampları

•Uyku ilişkili buruksizm

•Uyku ilişkili ritmik hareket bozukluğu

•Uyku ilişkili hareket bozukluğu, belirtilmemiş

•Uyku ile ilişkili hareket bozukluğu;ilaç veya madde kullanımına bağlı

•Tıbbi duruma bağlı uyku ile ilişkili hareket bozukluğu

Izole semptomlar, normal varyantlar
• Sleep starts (hypnic jerks)
• Benign sleep myoclonus of infancy
• Hypnagogic foot tremor and alternating leg muscle activation (ALMA) during sleep
• Propriospinal myoclonus at sleep onset
• Excessive fragmentary myoclonus         olarak belirtilmiştir.

UYKU İLİŞKİLİ MYOKLONİK BOZUKLUKLAR

HİPNİK JERK (SLEEP STARTS; HYPNAGOGİC JERKS)

Uyanıklık ve NREM uyku dönemleri arasındaki geçiş sleep starts veya hypnic jerklerin özelliği olabilir. Bu hareketler sıklıkla düşme illüzyonları, canlı rüyalar ve diğer duyularla ilişkili olarak vücudun tümü veya bir kısmını içine alan ani ortaya çıkan jerkler şeklindedir. Nadiren hastayı uyandırabilir. Sık olmadıkça benign ve normal gidişatlıdır. Aşırı sleep starts olması migrenli ve nörolojik yetmezliği olan çocuklarda sıktır. Akustik sleep starts'lar genellikle benign olup çok nadiren beyin sapı lezyonları ile ilişkili olabilmektedir. Tedavi gerekmez. Nadiren insomniaya neden olabilir.  Emosyonel stres, gün içinde yoğun fiziksel aktivite, kafein ve diğer stimülanların kullanımı sıklığı ve ciddiyetini arttırabilir. Ciddi vakalarda jerkler her gece olmakta ve 6 aydan daha uzun süren vakalarda kronikleşmeden bahsedilir.

BENİGN NEONATAL UYKU MYOKLONUSU

Benign neonatal uyku myoklonusu aralıklı, tekrarlayıcı, tek taraflı veya iki taraflı büyük ölçüde uyku ile sınırlı hareketlerdir. Başlangıç genellikle hayatın ilk aylarıdır ve myoklonus birkaç ay devam edebilir. Jerkler gürültü ile tetiklenebilirsede genellikle kısa kümeler halinde birkaç dakika devam eder ve sonlanır.  Hareket sıklığı saniyede bir olup bürst süresi ms dir ve 'li kümeler halinde oluşur. Kümeler bir saati aşabilir ve sonlanabilir, genellikle bebeği uyandırmaz ve uyanıklıkla myoklonus sonlanır. Jerkler genellikle uykunun tüm evrelerinde görülebilir fakat sıklıkla NREM döneminde sıktır. Nörolojik muayene normaldir. Gelişimsel gerilik ve nöbetlerle ilişkisi yoktur. Ailede benzer hikaye olabilir.

Tanınması önemli olup hastaya gereksiz ve pahalı olan EEG ve MRG tetkiklerinden kaçınılmalıdır. Antikonvülzan ilaçlar faydasız ve gereksiz olup şikayetlerde artmaya neden olabilir.

PROPRİOSPİNAL MYOKLONUS

Myoklonik jerkler genellikle gövdeyi tutar. Ekstremitelere uzanabilir ve küçük bir hasta gurubunda da uyanıklık ve dalgınlık geçiş döneminde oluşabilir. Bazı hastalarda abdominal kaslarla sınırlı olup, bacaklar ve boyuna yayılabilir ve uyanıklık durumunda da görülebilir.

Diğerlerinde ise kişi dalgınken, rahatken ve istirahat halindeyken görülebilir. Hareketler uyku indüksiyonunu zorlaştırabilir ve hafif uyku sırasında kaybolabilir. Gövdede ve karında fleksiyon ve  ekstensiyona neden olabilir. Uyanıklık ve uykuya geçiş döneminde gelişirse insomniaya neden olabilir. Kronik bir durum olup uyku bozukluğuna neden olabileceğinden klonozepam kullanılabilir.

NREM UYKUDA ORTAYA ÇIKAN YOĞUN FRAGMENTER MYOKLONUS

Genellikle NREM uykuda görülen fakat REM uykusunda da görülebililen kısa asimetrik yüz ve distal ekstremitelerde oluşan seyirme benzeri jerklerdir. İzole olabileceği gibi değişik uyku bozukluklarında da görülebilir. Obstrüktif uyku apne sendromu ile birlikteliği olabilir. Mitokondriyal hastalıklarla birlikte olabilir. Ciddi formlarında uykuda bölünme ve gün içerisinde aşırı uykululuğa neden olabilir. Bu vakalarda karbamazepin, klonozepam pramipexole kullanılabilir.

NAKTURNAL FACİOMANDİBULAR MYOKLONUS

Bu bozukluk izole veya kısa süreli şok benzeri çene hareketleridir. NREM uykuda ortaya çıkar ve bruksizim ile karışabilir. Bir anne ve oğlunda bu hareketler sırasında dilde tekrarlayan ısırmalar ve kanama bildirilmiştir. Ağrı nedeniyle uykuyu bozabilir ve ailesel olma özelliği vardır.

DİSSOMNİALARLA İLİŞKİLİ HAREKETLER

Dissomnialar uykunun başlatılması ve devamı ve gün içerisinde aşırı uyku ile karekterize hastalıklardır.

NARKOLEPSİ

Klinik özellikler:

Gündüz aşırı uyku hali

Katapleksi

Uyku hallusinasyonları

Uyku paralizileri(%15)

           Gündüz aşırı uyku hali tanı için gerekli olup dayanılmaz bir uyku hali mevcuttur. İstemsiz kısa uykular ve uyku atakları araba sürerken, konuşurken, yürürken ve yemek yerken oluşabilir.

Uyku atakları ve uyanıklığın azaldığı epizodlar yanlışlıkla senkop veya konvülziyon zannedilebilir.

Katapleksi değişik şekillerde ortaya çıkabilir genellikle yerçekimine karşı koyan kasları tutmakla birlikte Sdece diz bükülmesi şeklinde, kafanın ani düşmesi, yüz kaslarında titreme, kollarda güçsüszlük ve yere çökme tarzında olabilir. Çocuklarda dizlr, kafa, ve çene en çok tutulan vücüt bölgeleri olup 1/3 ünde çene ve gözkapaklarında güçsüzlük kataplektik atağa eşlik edebilir. Günlük olabileceği gibi süre saniyeler ve dakikaları bulabilir. Gülek en önemli uyarıcı faktör olmakla birlikte, heyecanlanma, sürpriz, gıdıklanma, korku, öfke de uyarıcı olabilir. Çocuklarda özellikle uyarıcı bir faktör olmadan spontan olarakta katapleksi gelişebilir.

Uyku halüsinasyonları veya rüya gibi deneyimler uykuya dalma esnasında veya uyanma esnasında görülebilir. Görsel, işitsel, koku, tat şeklinde olabilir. Narkolepsili hastaların % sında tespit edilmiştir.

Uyku paralizileriREM uykusu döneminde hareket yeteneğinin kaybı ile karekterize uyku başlangıcı veya uyanırken oluşmonash.pw atonisi ve paralizisi genellikle 10 dakikadan az sürer. Uyku paralizisi narkoleptik hastaların %17 -%80 ninde gözlenirken normal insanlardada oluşabilir.

Narkolepsi de oranında görülür ve oldukça nadirdir. Hastaların çoğu monash.pwa bulgu verirken 10 yaş altında oldukça nadir olup hastaların sadece %10’u bu yaşta görülür. Katapleksi % hastada ilk semptom olabilir. Katapleksi ayrıca Nieman pick hastalığı, Norri’s hastalığı, Prader –Willi sendromu ve beyin sapı lezyonlarında görülebilir.

Patofizyoloji:

Hipokretin(Orexin) sistemi narkolepside sorumludur. Posterior hipotalamusdaki perifornikal hücreler tarafından sentez edilen bir peptiddir. Bu nöronlar SSSne genişçe projekte olurlar bunlar limbik sistem, intrahipotalamik nükleuslar, periventriküler bölgeler,. Monoaminerjik hücre gururplarırdır(locus cerelous, raphe nükleusları, ventral tegmental alanlar, ve tuberomamiller nükleusdur). Hipokretinin potansiyel rolü normal uyku düzeninin devamını sağlamaktır. Narkolepsi-katapleksili hastalarda yapılan çalışmalarda CSF de hipokretin düzeylerinde azalma(pg/ml) tanısaldır.

Tanı: Narkolepsi klinik bir tanıdır. Multipl uyku latans testi tanıda yardımcıdır. Katapleksi hikayesi ve birden fazla anormal  REM uyku geçişi görülmesi tanı için yeterlidir. Diğer tanısal yaklaşımlardan HLA DQB1 ve HLA DQA1 ve CSF da hipokretinin pg/ml altında bulunmasıdır.

Tedavi:  Eğitim,iyi uyku alışkanlığı, gündüz öğlen uykuları, danışmanlık ve farmakoterapidir. Modafinil ve stimülanlar( metilfenidat, anfetaminler) gündüz aşırı uykuda oldukça etkilidir. Sık ve ciddi katapleksi durumunda ise trisiklik anti depresanlar (imipramin, klomipramin)  seratonin geri alım inhibitörleri(fluoxetine,paroxetine) venlafaxine, ve sodyum oxybate oldukça etkilidir. Sodyum oxybate gama hidroxibütirat formülasyonu olup katapleksinin azaltılmasında ve gün içi uykularında oldukça etkilidir.

HUZURSUZ BACAKLAR SENDROMU

HBS erişkinlerde 4 bileşenden oluşur

monash.pw huzursuzluk ve buna eşlik eden anormal duyular: etkilenen kişiler karşı konulamaz bir şekilde ekstremitelerini hareket ettirmek arzusundadır. rahatsız edici, şiddetli, üzücü,sürünen, emekleyen,zıplayan, ve vucudun bir bölgesinde akatisis şeklinde gergin duyular eşlik eder.

2. Motor huzursuzluk: Bu hareketler tipik olarak bacakları içerir fakat semptomlar ilerledikçe yayılım gösterebilir.

monash.pw süre otourulduğunda ve yatıldığında semptomlarda alevlenmeler olur fakat yürüme ve germe ile geçici rahatlama gözlenir.

monash.pwiyen kalıp:Semptomlar akşam ve geceleri artarken sabahları daha iyi olur.

pozitif aile hikayesi, primer fiziksel bir anormalliğin olmaması, dopaminerjik tedaviye yanıt ve gün içi aşırı uyku hali destekleyici klinik özelliklrdir.

Periyodik ekstremite hareketleri HBS'lu hastaların %80'ninde görülürken bu durumun olmaması HBS'nu dışlamaz.

HBS orta yaş ve yaşlı erişkinlerin hastalığıdır. çocuklarda prevelans çalışmalrında % oranında bildirilmiştir. Çocuklardaki tanı kriterleri erişkinlerin sahip olduğu kriterlere ilaveten kişinin bacaktaki rahatsızlığı kendi kelimeleri ile tanımlaması ve aşağıdaki 3 destekleyici bulgunun ikisine sahip olmalıdır. Bunlar

monash.pwşa göre uyku düzensizliği

monash.pwjik aileden birisinde HBS tanımlanması

monash.pwmnografide Periyodik ekstremite hareket skorunun saatte 5 den fazla olması.

Pediatric HBS'da uykuya dalmada ve devam ettirmede problemler tanı öncesinde mevcut olabilir. Büyüme ağrıları, ADHD,parasomniler,anksiyete,depresyon ve periyodik ekstremite hareketleri yaygın görülen komorbit durumlardımonash.pw ferritin düzeyleri çoğu HBS çocukta düşük bulunmuştur. Remisyon olabilirken progresive gidişat genellikle gömonash.pwtik ve familyal vakalarda nörolojik muayene monash.pwer formlarında renal yetmezlikte görülebilir ayrıca demir, vitamin b 12 ve folat eksikliği ile gebelşikte semptomlarda artış gözlenir.

Patofizyoloji

Primer HBS genetiktir ve en az 5 gen lokusu bulunmuştur. sebebbi tam olarak bilinmememtedir ve spesifik bir lezyon tespit edilmemiştir. Demir eksikliği ile dopamaminerjik sistem arasındaki anormal etkileşim sonucu olduğu düşünülmektedir.

Tedavi:

Demir ışında tüm farmakoterapiler semptomatikdir. Levodopa ve ilave dekarboksilaz inhibitörleri anormal duyuların, periyodik ekstremite hareketlerinin, uyku kalitesinin ve hayat kalitesinin düzelmesine yardımcı olur. Uzun süreli kullanımlarda rebound olarak semptomlarda artma görülebilir. Benzodiazepinler, gabapentin, ve karbamazepin semptomların düzelmesinde etkili olup dirençli vakalarda opioidlerde kullanılabilir.

Uykuda periyodik ekstremite hareketleri

heriki ayakta periyodik ortaya çıkan hareketleri ve nadirende kollarda uykuda oluşan hareketleri tanınmlamak için kullanılan geniş bir terimdir. tipik olarak üçlü bir fleksiyona benzer ayak bileğinden ayağın hızlı fleksiyonu, başparmağın dorsofleksiyonu ve diğer parmakların yelpaze gibi açılması ve diz ve kalçada parsiyel fleksiyon ve sonrasında posturun düzleşmesi şeklindedir. Hareketler saniye sürer ve saniyede bir tekrar edebilir. Ataklar dakikalar ve saatlerce sürebilir hatta tüm uyku dönemi boyunca sürebilir. Uykuda periyodik ekstremite hareketleri anterior tibial kasa elektrod yerleştirerek doğrulanır ve tanımlama kriterlerine göre skorlama yapılır. Genellikle uykuda NREM evre 1 ve 2 uyku döneminde görülür. Hatte uyanık dönemde ve nadirende evre uykuda da görülebilir. Tekrarlyan hareketler nöbet aktivitesinin aksine farklı özellikler gösterir. Periyodik tekrarlayıcı özellik hafif NREM uykuda uyarılır bu durum uykuda periyodik ekstremite hareketinin önemli özelliğidir.

Uykuda periyodik ekstremite hareketlerinin genel popülasyondaki prevelansı % monash.pw olarak orta ve daha ileri yaşlarda görülür. Geniş vakalı bir pediatrik seride görülme prevelansı % olarak bulunmuştur. Episodlar hiçbir uyku bozukluğu olmadan görülebileceği gibi, uykudan uyanma ile ilişkili olabilir ve buda gün içi aşırı uyumalara neden olur. Huzursuz bacaklar sendromuna ilaveten Uykuda peryodik ekstremite hareketlerinde diğer uyku bozuklukları ile ilişkili olabilir. Bunlar Narkolepsi, REM uykusu davranış hastalıklarıdır. Ayrıca dopa cevaplı distoni, Tourette sendromu,Huntington's hastalığı, Parkison hastalığı,Stiff person hastalığı,hiperekplexia, ADHD, Williams sendromu ayrıca lösemi,lenfoma,üremi ilaçlarda antidepresan ve antipsikotiklerin kullanımı sırasındada görülebilir.

Patofizyoloji

Etiyoloji halen net değil fakat HBS gibi ferritinin rolü üzerinde durulmaktadır. Uykuda periyodik ekstremite hareketlerinin tedavisinde özellikle HBS olan hastalarda görülenlerinde Dopaminerjik ajanlar, benzodiazepinler, ve opioidler kullanılabilir.

PARASOMNİALARLA İLİŞKİLİ HAREKETLER

İstenmeyen motor, sözlü, veya davranışsal fiziksel fenomenleri içeren ve uyku döneminde ortaya çıkan hipersomni veya insomnia ile ilişkili olmayan durumlardır. Parasomniler

monash.pwl bozuklukları

monash.pw uykusu ile ilişkili bozukluklar

monash.pw-uyanıklık geçiş bozuklukları

monash.pwğerleri(REM ve NREM uyku ile ilişkili olan bozukluklar

AROUSAL BOZUKLUKLARI

Arousal bozuklukları çocuklarda en sık görülenhareket bozukluklarıdır. Uyku periyodunun ilk yarısında meydana gelme eğilimindedir. NREM evre döneminde ortaya çıkar. Uyurgezerlik, uyku terörü, ve konfüzyonel uyanma başlıcaları olup, inmatür uyanma mekanizmaları, otonomik davranışlar, çevrenin algılanmasında değişme, ve değişen derecelerde amnesi ortak özellikleridir. Bilinene patafizyolojik mekanizma ve fizyolojik bir uyku bozukluğu atakların ortaya çıkmasında tespit edilememiştir. Ostriktif sleep apne sendromu, Huzursuz bacaklar sendromu ve uykuda periyodik bacakm hareketleri olan şahıslarda semptom olarak da ortaya çıkabilir. Görülmesi yaşlarında pik yapar. Ataklar seyrektir ve dakikalar sonra sonlanır. Arousal bozuklukları çocuklar pre adolesan döneme gelince genellikle azalır ve puberte sonrası ve erken erişkin dönemde ise kaybolur. Şayet bundan sonrada görülürse uykuda solunum bozuklukları, huzursuz bacaklar sendromu ve uykuda periyodik bacak hareketlerinin tedavi edilmesi parasomnilerin kaybolması ile sonuçlanır.

Benzodiazepinler nadiren endike olup rekürrensleri önler. Bu uygulamalar yavaş dalga uykusunu azaltır.

UYURGEZERLİK(SOMNNAMBULİSM)

KLİNİK ÖZELLİKLER

yaş arası çocuklarda uyurgezerlik prevelansı %15 dir. Cinsiyet farkı yoktur. Başlangıç genellikle uyku başladıktan saat sonra oluşur. Çocuk aniden oturur ve yatağın dışına çıkar ve 5 saniye ile 30 dakika arasında yürür. Olay esnasında çocuğu uyandırmak zordur ve olay sonrası budurumu hatırlamazlar. Evden ayrılma, giyinme, yemek pişirme, yemek yeme ve temizlik yapma şeklinde ayrıntılar içerebilir. Uyurgezerliğe genetik bir yatkınlık vardır, HLADQB subtipleriyle pozitif korelasyon vardır. Semptomlar genellikle yaşlarda başlar ve zamanla azalma gömonash.pwluk, uykususzluk, eşlik eden hastalıklar, ilaçlar ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Beynin yavaş dalga uykusundan uyanmada yetersizliğin olması bu hastalığa neden olduğu düşünülmektedir. Somnambulistik davranışları tetikleyici olarak uykusuzluk ve sesli uyaranlar laboratuar olarak geliştirlmiştir

TEDAVİ

Çevrenin güvenli hale getirilmesi. Planlı uyandırmalar; özellikle uykudan saat sonra özellikle olayın oluştuğu zamanda hastanın uyandırılması önemlidir. Ortaya çıkaran faktörlerden uzaklaşma, ve medikal olatrak benzodiazepinler ve seratonin geli alım inhibitörleri kullanılanabilir.

UYKU TERÖRÜ

Uyku terörü özellikle erkek çocuklarda sık olup görülme prevelensı % dur. Özellikle derin uykudan ani olarak ototnomik bulgular eşliğinde uyanma ile başlar. Uykudan saat sonraçocuk aniden çığlık atarak ve sanki biryeri delinmiş gibi ağlamaya başalr ve sonrasında motor semptomlar yoğunlaşımonash.pw oldukça ajite olup taşikardi, midriyasiz, takipne hipertansiyon ve terleme gibi otonomik bulgulara monash.pw uyanmada zorlanır, çevrenin farkında değildir ve şuuru bulanıktır. Olay yaklaşık 30 dakikada sonlanır. Semptomlar 18 ay ve 12 yaş arası başlar pik başlama yaş aralığı yaşdır. Gece kabusundan olayın hatırlanmaması ve rüyanın tanımlanmaması ile ayırt edilir. Gece terörü obstrüktif sleep apne ve uykuda peryodik ekstremite hareketleri ile birlikte olabilir. Hastaların bir çoğunda uyurgezerlikte vardır.

KONFÜZYONEL UYANMA

Semptomlar çocukların %25’inde varolup, genellikle 5yaşın altında başlar ve erişkin yaşa kadar devam edebilir. Genellikle gecenin ilk yarısında ortaya çıkar ve gece teröründen oldukça az dramatikdir. İnilti sesleri ve giderek artan ve ağlamay dönüşen sesler oluşur hasta oturur ve sanki dayak yiyormuş gibi bir öfke nöbeti görüntüsündedir. Çocuk korkulu ve şaşkındır,ve oryantasyonu bozulmuştur fakat otonomik bulgular yoktur.

Aşırı yorgunluk ve alkol alımı ile ortaya çıkabilir sık ortaya çıkarsa küçük dozlarda benzodiazepinler kullanılabilir.

UYKU-UYANIKLIK GEÇİŞ BOZUKLUKLARI

Ritmik hareket bozuklukları

Klinik özellikler:

Baş vurma , baş döndürme, vücut sallama, bacak çarpma gibi tekrarlayıcı sterotipik hareketlerdir.

Baş vurma hareketi jactatio capitis nacturna da denilir. Genellikle yastık veya bitişik bir nesne içine ön-arka hareketler şeklindedir. Baş döndürme ise aksine kafa ve boynun lateral rotasyonu şeklindedir.

Vücut sallama; Çocuk el ve dizlerin üzerindeyken ileri geri hareketler yapar. Hasta olayları hatırlamaz ve olay esnasında cevapsızdır. Uğultu ve inilti gibi sesler çıkarma olaya eşlik edebilir.

Ritmik hareket bozuklukları genellikle hayatın ilk yıllarında görülür nadiren 18 ayın üzerinde ortaya çıkar.

Prevelan çalışmalarında ilk 9 ayda %66 iken 5 yaşında ise %6 dır. Hareketler genellikle kümeler halinde oluşur, 15 dakikada sonlanır fakat saatlerce de devam edebilir. Sıklıkla semptomlar yaş arasında azalır ve çok küçük bir hasta gurubunda semptomlar adölesan ve erişkin döneme kadar devam edebilir. Ritmik hareketler idiopatik REM uykusu davranış bozukluklarında  görülebilir. Genellikle dalgınlık ve NREM evre uykuda ortaya çıkar ve gece boyunca devam edebilir. Subdural kanamalar, retinal peteşiler, karotis diseksiyonu gibi nadiren ciddi yaralanmalara neden olabilir. 6 aydan uzun süren vakalarda kronikleşmeden, hergece ortaya çıkan ve fiziksel yaralanmaya neden olan hastalarda ise ciddi hastalık durumundan söz edilebilir.

Patofizyoloji

Ritmik hareket bozukluklarının nedeni bilinmemektedir. Etkilenen çocukların çoğu sağlıklıdır fakat gelişim geriliği olan çocuklarda da görümonash.pwı klinik veya hikaye ile konulur. Şüpheli vakalarda PSG tanıda yardımcıdır.

Tedavi

Güvenlik önemlidir. Kask, davranış düzenlemesi, kısa süreli benzodiazepinler(oxazepam ve triazolam), trisiklik antidepresanlar(imipramin),  ritmik hareketlerde azalmaya neden olur.

REM UYKU HASTALIKLARI

Gece kabusu:

Gece kabusu canlı ve korkulu rüyaları içerir. Tipik olarak görsel ve işitsel olabilir. Genellikle yaş arası başlar. Genellikle REM uykuda oluşur ve çocukların %50sinde gmörülür.kızlarda daha fazladımonash.pwlinerjikler, betablokerler ve dopamin agonist tedavi sırasında sekonder olarak ortaya çıkabilir.

 

REM UYKUSU DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

REM uykusu sırasında ortaya çıkan değişik şiddetli davranış bozukluklarıdır. Yumruk, tekme, sıçrama, gibi sanki rüyaya aktif olarak katılırmış gibi davranışlardır. Orta yaş ve yaşlı erkeklerde sıktır fakat çocuklardada görülebilir. İdiopatik olarak görülebileceği gibi diğer nörodejeneratif hastalıkların( Parkinson, multipl sistem atrofi, ve demans) bulgusuda olabilir. Geçici formları REM uyku suprese eden benzodiazepin tedavisinin bırakılması, fluoxetine ve alkol bırakılması, ve trisiklik antidepresan intoksikasyonu ile ortaya çıkabilir. RBD narkolepsi ile birlikte görülebilir.

DİĞER HASTALIKLAR

Paraksisml hypnogenic dyskinesia(Nacturnal Paroxysmal Dystonia)

NREM uyku döneminde ortaya çıkan şiddetli distonik kasılmalar, koreatetoik veya hemiballismus şeklinde hareketler le monash.pwler ve saatlerce sürebildiği gibi uyurgezerliklede ilişkili olabilir. Olay sonrası konfüzyon yoktur ve kişi tekrar uykuya dalabilir.Kısa ataklar frontal lob nöbetlerinin bir varyantı olabilir.

SLEEP BRUXİSM

Uyku sırasında yoğun ve sık diş gıcırdatma ve sıkma ile karekterizedir. Bruxism yoğun ve hoş olmayan diğer insanları rahatsız eden sesler meydana getirir. Ciddi vakalarda dişerde, periodontal dokuda ve çenede zedelenmeler neden olabilir. Massater kas hipertrofisi, sabah uaynınca kas ağrıları ve temporamandibüler ağrı temporal bölgede ağrı görülebilir. Diş gıcırdatma her yaş gurubunda görülebilirsede çocuklarda görülme insidansı %20 monash.pwet farkı yoktur ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı azalır. Bruxism ile ilişkili oromotor aktivite genellikle evre 1 ve 2 uykuda görülür. Mental retarde çocuklarda görülürsede normal insanlardada görülebilir ve ailesel bir yatkınlık vardır. Maloklüzyon, psikolojik ve gelişimsel bozukluklar sebebp olarak düşünülsede henüz kesin nedeni bilinmemektedir. Uykuda mikroarousal dönemlerinde çiğneme kaslarındaki aşırı aktivite sorumlu tutulumaktadır. SSRI inhibitörleri ve ekstazi kullanımı sırasındada görülebilir. Bruksizm oromandibuler distoni ve uykuda oluşan oromandibuler myoklonusdan ayırd edilmelidir.

TEDAVİ

Bu durum dişlerin bütünlüğünü bozorsa tedavi edilmesi gerekir. Değişik yaklaşımlar önerilmektedir bunlar stresle mücadele ve hipnoz yanında benzodiazepinler ve methocarbamol gibi santral etkili myorelaksanlar ve masseter kasına botilinim toksini enjeksiyonlarıdır. Diş koruyucuları hoş olmayan sesleri ve dişlerin zedelenmesinin engellenmesinde önerilmektedir. Katekolaminerjik ileçlar, L Dopa(dekarboksilaz inhibitörleri ile) ve propranolol kılanlımı bruxismi azaltabilir.

GÜN İÇERİSİNDE OLAN VE UYKU DÖNEMİNDEDE DEVAM EDEN HİPERKİNETİK HAREKET BOZUKLUKLARI

Çoğu hareket bozukluklarının uykuda genellikle kaybolduğu bilinmesine rağmen, bazı hareketler hafif uyku ve uyanıklığa geçiş döneminde devam edebilir. Etkilenen bireylerde uyku bölünmeleri, sık uyanma oranları, parasomniler ve periyodik ekstremite hareketleri ile genel hareketlerde artma olmasıda görülebilir.

Alt beyin sapı ve spinal kord lezyonları ile ilişkili olan ve uykuda devam eden hareket bozukluğu myoklonus olan ve palatal kasları etkileyen ve palatal myoklonus ve diğeride hemifasiyal spazm dır.

Tourette sendromunda görülen tikler REM ve NREM uyku döneminde %80 oranında görülürken gün içinde görülenden daha azdır. Korea, distoni hemiballismus ve parkinsonian tremor uykuda azalırken bunlar uykudad görülebilmektedir. Dopa cevaplı distonilerden Segawa’s hastalığında uykuda yoğun hareketler ve peryodik ekstremite hareketleri yoğun olarak gözlenir. Hungtington’s hastalığında uyku bölünmeleri sıktır ve hastalığın ciddiyeti ile ilişkilidir. Tremorlar uykuda oldukça nadir görülürken iki vakada infantil tremor uyku başlangıcı ile ortaya çıktığı rapor edilmiştir. Herediter geniospazm nadir görülen, çenede titreme şeklinde istemsiz hareketin eşlik ettiği, benign bir hareket bozukluğudur. Epizodik olma özelliği vardır ve bu epizodlar erken çocuklukta başlar ve emosyonel stres ile artma özelliği taşır. Bu durum genellikle uykuda kaybolsad bir vakada NREM evre 2 uykuda görülebilir ve REM uykusuna geçişte azalır ve kaybolur.

UYKUDA VE UYKUYA GEÇİŞTE OLUŞAN NÖBETLER

 Uyku boyunca oluşan hareket bozuklukları epileptik nöbetlerin bulgusu olabilir bu durum iyi değerlendirilmeli ve tedavi planlanmalıdır.

Çeşitli epilepsi sendromları özellikle NREM uyku boyunca görülürken, NREM uykuda bir nöbetin oluşmasında nöronlardaki aktivitenin değişmesi için gerekli sinaptik kooardinasyon vardır. NREM evre uykuda ise interiktal epileptik deşarjların oluşumu sık gözlenir. Çeşitli klinik özellikler uykuda hareket bozukluklarını nöbetlerden ayırt etmemize yardımcı olur. Bunlar klişe görünüm, rastgele oluşması, kısa süre olması, göz deviasyonu varlığı, inkontinas olması, ve postiktal konfüzyon varlığıdır. Nakturnal nöbetler çoğu zaman kolaylıkla tespit edilebilir fakat açıklığa kavuşmasında video EEG ve PSG gerekebilir. Nöbetlerin kendiside uykuya etki edebilir özellikle uykunun daha hafif evrekere kaymasına ve uyanıklığa neden olabilir.Örneğin primer generalize tonik klonik nöbetler total uyku süresini kısaltır,REM uykusunu kısaltır özellikle NREM evre 2 uykusunu arttırır. Nakturnal frontal nöbetlerinde değişik motor özellikler olması nedeniyle parasomni,distoni,ve diğer motor hareketlerle karıştırılabilir. Uykunun erken evresinde tekrarlaması,basma kalıp hareketler, vokalizasyon(bağırma), kısa sürmesi(genellikle 1 dakikadan Kısa)göz deviasyonu, inkontinas, komplex motor karekter(koşma, çırpınma, amaçsız dolaşma ,diskinetik ve distonik hareketler) ve postiktal konfüzyon olması başlıca özellikleridir. Skalp elektrodlarda fokus tespit edilemeyebilir derin elektrodlar kullanılabilir. Frontal lob nöbetlerinin aksine parasomniler 1 dakikadan daha uzun sürer, spesifik basmakalıp hareketler olmaz, daha genç yaşlarda görülür ve zamanla düzelme ile ayırt edilebilir.

Bebeğinizde olan her şey sizin için endişe kaynağı olabilir. Tuvaletini hangi sıklıkta yapmalı? Yeterince doyuyor mu? Gibi sorular sürekli kafanızı kurcalayacaktır. Yepyeni bir hayata başlıyorsunuz ve bazı tereddütler yaşamanız oldukça normal. Özellikle de ilk bebeğiniz ise bilmediğiniz şeylerin olması oldukça doğal bir durumdur. Sizin kontrolünüz dışında oluşan durumların sebebini öğrenmeye çalışmanız mantıklı olacaktır. Kafanızda soru işaretlerinin kalmasındansa öğrenmek en azından içinizi rahatlatacaktır. Bu yazımızda ele alacağımız konu bebeklerde uykuda titreme olacaktır. Fakat öncesinde “refleks” nedir öğrenmekte fayda olacaktır.

Refleks Nedir?

Doğuştan gelen ve dışarıdan gelen uyarıcılara vücudun verdiği tepkiye refleks denir. Bu durum istemsiz şekilde olmaktadır. Örnek verecek olursak; gözümüze bir şey kaçtığında gözün hemen kapanma eğilimine geçmesi, öksürme ve hapşırma refleks olarak sayılmaktadır. Özellikle yenidoğan bebeklerin yaptığı istemsiz hareketler refleks olarak sayılmaktadır.

Refleksin ne olduğu hakkında kısaca bilgiye sahip olduktan sonra asıl konumuz olan bebeklerde uykuda titreme konusunda bilgi sahibi olmaya çalışalım.

Bebeklerde Uykuda Titreme:

Bebekler anne karnında bile birtakım refleksler gösterirler. Doğduklarında yaklaşık olarak 60 refleksle doğarlar. En belirgin refleks emmedir. Bununla birlikte uykuda titreme de bir çeşit reflekstir.

Bebekler Uykuda Neden Titrerler?

Genel olarak bu durum bebek emerken ve uyurken olmaktadır. Bunun en önemli nedeni ise bebeğin dışarıdan gelen uyarıcılara açık olmasıdır. Ne kadar uykuya dalmış gibi görünseler de aslında dışarıdaki seslere hala açık durumda olurlar. Bebekler doğar doğmaz yetişkinler gibi gelişmiş sinir sistemine sahip olamazlar. Bundan dolayı dışarıdan gelen uyarıcılara karşı oldukça hassas olurlar.

Emerken kucağınızda uyuyan bebeğinizi yatağa koyduğunuzda titrediğine rastlamışsınızdır. Bu bebeğinizin kucağınızdan ayrıldığının farkına varmasından kaynaklanır. Böyle durumların korkmanızı gerektirmediğini bilmelisiniz. Bu aslında bebeğinizin sağlıklı olduğunun göstergesidir. Sinir sisteminin yavaş yavaş gelişmesiyle birlikte genel olarak 3 ay kadar sürecektir ve kendiliğinden kaybolacaktır.

Elbette bu tip bir titremenin sıklığı ve şiddeti oldukça önem arz etmektedir. Titreme sıklıkla görülürse ve şiddeti yüksekse altında şu sebepler yatıyor olabilir:

  • Enfeksiyon
  • Soğuk hava
  • Uykusunda yüksek bir sese maruz kalma
  • Üst ve alt solunum yolu rahatsızlıkları
  • Ateşinin olması
  • Soğuk algınlığı ve grip hastalığı durumlarında

Yukarıda belirtilen nedenlerin olup olmadığı tespit etmek amacıyla bebeğin titreme sıklığına ve şiddetine dikkat etmelisiniz. Bununla birlikte elbette başka bulgularında olması gerekmektedir. Bunlarla birlikte kasılma, morarma gibi bulgular var ise bebeğinizde bir vitamin eksikliği olabilir. Bazen sara hastalığının da habercisi olabilmektedir. Eğer sizi şüphelendiren bir durum var ise en kısa zamanda bebeğinizi uzman bir hekime göstermeniz yerinde olacaktır.

Titremeyle birlikte bebeğinizde uykuda korkması durumu da sizi tedirgin edebilir. Bundan dolayı bu konuya da yer vermekte yarar olacaktır.

BEBEKLERDE GECE (UYKU) TERÖRÜ NEDİR? Konulu makalemize aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

BEBEKLERDE GECE (UYKU) TERÖRÜ NEDİR? monash.pw

 

Bebekler Neden Uykularında Korkarlar? Tüm Detaylar!

Bebekler Uykuda Neden Korkar?

Bebeklerin sinir sisteminin doğduklarında tam olarak gelişmediğinden bahsetmiştik. Bundan dolayı uyku sırasında meydana gelen yüksek seslerden etkilenip korkmaları mümkündür. Bu oldukça doğal bir durumdur. Uyku sırasında kapı çarpmasında yüksek ses ortaya çıkar ve bundan dolayı korku oluşabilir. Özellikle yenidoğanlar bazen kendi vücut hareketlerinden bile korkabilirler.

İstemsiz olarak kollarının yana düşmesi bile onları korkutabilir. Bebeğinizi uyuttuktan sonra yatağa koyarken düşeceğini zannedip korkabilir.1 yaş civarında yavaş yavaş yürümeye çalışan bebeğin kontrol mekanizması biraz daha gelişiyor ve bağımsızlığı daha da artıyor. Böylelikle çevredeki uyarıcılara daha dikkatli hale geliyor. Böylelikle geceleri birtakım şeylerden korkuya kapılması kaçınılmaz oluyor. Gece korkmasını aza indirmek için şunları deneyebilirsiniz:

  • Eğer emzirdiğinizde bebek kucağınızda uykuya dalmışsa yatağa koyarken vücudunuza yakın tutarak koymayı deneyin. Sırtı yatağa dokunduğunda vücudunuzdan ayırmayı deneyin. Bu bebeği aniden koymaya çalıştığınızda düştüğünü zannedip korkmasını biraz daha azaltacaktır.
  • Uyurken kollarının yanlara düşmesi bebekleri korkutabilir. Bu istemsizce olan bir durumdur. Bunu önlemek için bebeğinizi kundaklamayı deneyebilirsiniz. Kolların vücudun sarılması hem korkmalarını önleyecek hem de kendilerini ana rahminde gibi hissetmelerini sağlayıp korkmalarını aza indirgeyecektir. Yalnız bebeğinizi çok sıkı şekilde kundaklamamaya dikkat etmelisiniz. Ayrıca çok sıcak olması durumuna karşı ara sıra kontrol etmenizde fayda olacaktır.

Aslında bebeğinizin refleks göstermesi onun için iyi bir şeydir. Bu sinir sisteminin düzgün çalıştığı anlamına gelir. Bazı bebeklerde bu refleksler daha yoğun olmaktadır. Bu da bebeğin hassasiyetiyle alakalı olabilmektedir. Bu durum bebeklerde uykuda titremeyle birlikte ele alındığında iki durumda da yaşanan durumların refleksle alakalı olduğunu bilmelisiniz.

Bir diğer merak edilen konu ise bebeklerin uyku sırasında irkilmesidir. Şimdi bu konuyu da ele alalım.

Bebeklerin Uykuda İrkilmesi:

İrkilme, korkma ve bebeklerde uykuda titreme durumları reflekslerden kaynaklanmaktadır. Bebekler doğduklarında moro refleksleri vardır. Bunun için bu refleksin ne olduğunu bilmekte fayda olacaktır.

Moro Refleks:

Bebekler dünyaya geldiklerinde hayatta kalma içgüdüsü ile bir takım istemsiz hareketler gösterirler. Emme, yakalama, moro (irkilme) gibi… Bunları bebekler farkında olmadan dışarıdan gelen etkilere tepki olarak meydana getirirler. Moro refleks yeni doğan bir bebeğin uyaranlara sıçramasıyla meydana gelir.

Yüksek bir seste irkilme ile ortaya çıkan durumdur. Bebek uyarana tepki göstererek sıçrar ve kollarını vücuduna doğru çeker. Bunlar bebekler için oldukça normaldir. Ayrıca bir sağlık belirtisidir. Bu bebeğin sinir sisteminde bir sıkıntı olmadığını gösterir. Gelişimin bir parçasıdır. İlk 6 aydan sonra yavaş yavaş geçmeye başlayacağını bilerek rahat olmalısınız. Peki, hangi durumlarda endişe etmelisiniz?

  • Moro refleksin görülmemesi sıkıntılı bir durumun habercisi olabilir. Bu durum bebeğinizin sinir sisteminde bir sıkıntı olduğu anlamına gelebilir.
  • Bebeğin dışarından gelen bir uyarıcıya her iki tarafıyla da tepki vermesi gerekmektedir. Tek tarafla tepki vermesi bacak ya da kolunda var olan bir sinir felcinin göstergesi olabilir.
  • Refleksin tek taraflı olması durumu varsa ve geçmesi söz konusu değilse beyinde var olan bir hasarın habercisi olabilir.
  • Ayrıca özellikle aniden ses yükselmesi gibi bir durumda bebeğin tepki vermemesi kulağında bir işitme problemi olduğunun göstergesi de olabilir.
  • Herhangi bir uyaran olmadan da bu refleksin kendiliğinden ortaya çıkması ise bebeğin beyninde bir lezyonun habercisi olabilir.

Eğer sizde bebeğinizde bu durumların olduğunu tespit ettiyseniz hiç vakit kaybetmeden bir Nöroloji uzmanına başvurmanızda fayda olacaktır.

Bebeklerin Uykuda Titreme Nedenleri:

  • Karnının yeterince doymaması,
  • Uyku sorunları,
  • Gaz sorunları,
  • Vitamin eksiklikleri.

Tüm bu nedenlerden dolayı irkilmeler yaşanabilir. Fakat bebeğin uykuda irkilmesi oldukça doğal bir durumdur. Altında yatan bir neden olduğundan şüpheleniyorsanız eğer doktorunuzun önerisiyle bir EEG çektirip içinizi rahatlatmanız mümkün olacaktır.

Bebeklerde uykuda titreme, uykuda korkma ve irkilme neden olur ve neden kaynaklanır gibi konuları ele almaya çalıştık. Özetleyecek olursak tüm bunların bebeklerin doğuştan var olan moro refleksinden kaynaklandığını gördük. Bu reflekslerin aslında bebek sağlığı açısından oldukça önemli olduğunu öğrendik. Ayrıca gelişimlerinin bir parçası olduğu ve bebek büyüdükçe geçeceğini de öğrendik. Korkulacak bir şey olmadığı gibi büyüdükçe sinir sistemi olgunlaşan bebeğinizin 6 aydan sonra bu durumları yaşamayacağını bilmek bir nebze rahatlatıcı olacaktır.

BEBEKLERDE UYKU EĞİTİMİ HAKKINDA HER ŞEY! Konulu makalemize aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

BEBEKLERDE UYKU EĞİTİMİ HAKKINDA HER ŞEY! monash.pw

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır