bayanlar baylar uzun yazıcam, fabrika üretimi durdurdu, bakım var, sıkılıyom.
öncelikle belirtmek isterim ki 34 yıllık tecrübelerime istinaden yazıyorum bunları, öyle boş teneke gibi ses çıkarmayacağım yani, oluk oluk bekarlık akacak bu entryden, kendimden tiksineceğim belki de, belki de üstümden bir kuş geçer ama ben bekar üşengeçliğinden dolayı kafamı bile kaldırıp bakmam. şaka maka az evvel kurduğum cümlede üç satır yazıp nokta bile koymamışım amk neler oluyor bana? ilham falan geldiyse şiir yazayım lan du bakam;
belki üstümüzden justin* geçer *` : kate upton un sevgilisi şu boşalan spermci adam`
sırtımıza sperm sürer
gider salak salak icloud'a yükler
hiçbir meme güzel değil upton'unkinden
haydi kalk poz verelim domalırken
şarj bitiyor ama çabuk çekersen...?
belki osbir çekerler üstümüzden
nasırları benim ellerimden... ellerimdeeeeeeeeeeeeeennnnn.
başlıyoruz. sosyolojik analiz yapmak gibi bir niyetim yok, gülelim eğlenelim maksat bu, aklıma ne gelirse yazıcam.
1-) hesap
dün akşam yine benim yoll... yok lan sabah sabah şarkıya bak :))) dün akşam 8 kişilik bir grupla balıkçıya gittik. hesap atıyorum(yani değiştiriyorum) 980 lira geldi, masada ben dahil iki adet amele bekar var, diğerleri çift. hesap ortaya(ortaya geldi tam, adam tam aramıza koydu) gelince 5 erkek saldırdık ne gelmiş diye ve evli olanlardan biri "adam başı 200 kaaaaaat" dedi.
buradan ne çıkarıyoruz?
"ben mi dedim sana bekar ol diye amk? sizin haneye(bekarus abazaryan hanesi) 200 düşüyor işte" gerçeğiyle yüzleşiyoruz. hayır bir de incelik yapıcaz ayağına ortaya(bu da tam ortadaydı) gelen kalamara da yumulamadım amk. bir karım olsaydı afedersiniz ama amına koyardım o kalamarın ben, hayatını sikerdim, yanında soslu baharatlı yoğurda falan elimle bana bana yerdim. evlisin nasılsa ve nasılsa karın bir hayvanla evli olduğunu biliyor artık, iş işten geçmiş.
2-) seks/osbir oranı
çoğu bekarda 0'a yakınsar bu oran kimseyi kandırmanın alemi yok, gerçi hangi evli arkadaşıma sorsam onlar da "benimki kesin sıvazlıyor benden habersiz, yoksa bu kadar yanıma sokulmamasının bir sebebi olamaz" diyor. bana gelirsek, gelmeyelim lan bana, ev biraz dağınık hem erken yatmam lazım yarın toplantı var bana gelmeyelim, müsait değilim.
yok yok yazıcam sonra kendilerini inkar ettiğimi düşünen arkadaşlarım oluyor sözlük ve civarından. benim de bir özel hayatım var arkadaşlar. özel hayatımda olan herkesi seviyorum, şimdi buradan isim vermeyeyim o kendini biliyor ;)` :ahgsdkjhaksj nasıl da teke indiriyorum`
3-) sinema/yemek aktiviteleri
en son grup halinde gittiğim sinema filmi perfect storm'du. amına koyim, bakın george clooney ünsüzdü o zaman, abartmıyorum çarkıfelek'e çıksan söylemeyeceğin kadar ünsüzdü, ünlü harf satın alırdın amk. ondan sonra hep birilerini aramak zorunda kaldım "yaaaaa şey çıkmış vizyondayken izlemek istemiştim hep indirmemiştim bile sırf sinemada izlerim diye, gelsene sen de" diyerek kandırırım belki ümidiyle.
en azından bi kız arkadaşın yoksa sıçtın yaa, böyle benim gibi x-men'in son filmine de gidemezsin, bakınırsın mal mal.
yemek aktivitesi dediğim şey ise hakikaten aktivite. karım yapsın ben yiyeyim gibi bir sorun değil, bayaa bildiğin gidip de bir mekana oturup tek başıma yemek yediğimi hatırlamıyorum hayatım boyunca, belki sarhoşluk sonrası içilen bir sabah çorbası, hadi hadi yine bardan çıktıktan sonra ayaküstü yenilen bir kokoreç fazlası mümkün değil. yemeksepeti'ni zengin ettim lan! hani şu sürpriz indirimler sunuyorlar ya daha önce sipariş etmediğin mekanları tanıyasın diye, hah işte o sürpriz indirimlerden gelmeyeli bilmiyorum kaç ay oluyor. neden? çünkü bütün listeyi taradım amk. çiğköfte, pizza eksperi falan oldum artık, mekanlara özel mesajlar yazmaya başladım artık hepsinin huyunu suyunu biliyorum;
"çatal bıçak koyun gari amk, 5 oldu istedik"
" evdeki ketçaplardan kışlık domates ihtiyacını karşılayabiliyoruz sayenizde, ama artık yeter, allah'ın adını andım mayonez koyun, koymazsanız elemanınızı rehin alıcam"
gibi komik mesajlar atıyorum, zaten adamlar da tanıdıkları için pek ses etmiyorlar, deli olduğumu tescil ettiler sanırım.
oysa bir eşin olsa, her gün hatta her hafta olmasa bile 10 günde bir çıkarsın dışarı şöyle nezih ve pahalı bir restoranda oturup “asjhdkjahskj var mı? yok mu? ajhsdlkjashdlja var mı? aaaaa o da mı yok tüh, neyse artık sağolun” deyip kalkıp yandaki ciğerciye gidersin lan, ne kadar güzel olur.
4-) hastalık
siz niye milyonlar “seniiiiiiiii hastalığındaaaaaaaaaa sağlığında da yanında görmeliyiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiim” şarkısıyla evleniyorlar sanıyorsunuz? mustafa ceceli hayranı falan olduklarını sanıyorsanız uyanın ve kendinize gelin çünkü olay hastalıkta. hasta oldun mu siki tuttun. yok gerçekten siki tuttun yani ateşinizin olup olmadığını en iyi makattan ve taşaktan anlayabilirsiniz. bütün gün öyle el kukuda/taşaklarda boynunuza kadar yorganın altında “biri dışarı çıkıp bana bir iddia kuponu, bir altılı yapsa da onları takip ederken vakit geçirsem” dersiniz hastayken. büyük memeli kadınlar meme altlarına falan da sokuyorlar ellerini ama yanlış bu, çünkü terlemeyle birlikte memede oluşan sıcaklık egzote… ohooo memeye girersek çıkamayız şimdi, hiç bulaşmayayım.
bir tas çorba yapanınız olmaz diyecektim ama bu sefer de “sir yes sir hastayken bile boğazını düşünüyorsun hayvan herif” dersiniz diye ondan da vazgeçtim. aha tamam buldum. hastalığın en güzel yanı birilerine naz yapmaktır. düşünsenize kocanıza veya karınıza ne erseniz yapıyor, sömürün amına koyim, ama bekarlarda yok o, sıçtık bekarlar, iyi bakın kendinize çünkü winter is coming to the zoo haaaaaaveeeebat you, you can come toooooo.
5-) temizlik
bakın bu herkeste olacak diye bir şey yok, sakın "ayyyy piiiiiiiiiiiiiiiiis" demeyin çünkü bu neye benziyor biliyor musunuz? evde tek başınızayken osurup, burun karıştırıp etrafta bunları yapan birini gördüğünüzde onu kınamanızla aynı.
temizlik imandan gelir ama bende ikisi de pek yok. "pek" pekiştirme sıfatını kullanma sebebimse temizliğimin en azından kendi çapımda biraz olması iman hiç yok. elimden süpürge gelir, perde falan müthiş takarım, yatağımı toplamadan evden çıktığımda o gün o yataktaki çarşaflarla mümkün değil yatamam. jahsdkajskhdkjasajkhs siktir lan nereye yatamıyom amk, "üniversitede kusmuklu cips paketlerinden yastık yapıp yatan sen değil miydin amk?" deseler imana gelir, ses çıkaramam. yine de başkasının poposunun değdiği tuvalete sıçamayan sevgililerim dahi oldu ve onlardan da bir şikayet duymadıysak demek ki o kadar da pis değiliz. eldekilerle maksimum verimliliği alıyoruz. nedir eldekiler? vileda ve kimya mühendisi arkadaşım olmadan sikseler açmayacağım sonu "çöz"le biten bir sürü kimyevi madde. arada ondan bir tutam bundan 10 tutam, kokulu ve pembe olandan 15 tutam karıştırıp viledalıyorum(viledayı fiil yaptım oktay sinanoğlu hocam görmesin) o da yetiyor aslında, en azından güzel kokuyor.
peki bekar olmasaydım? kadın tutar, temizlik yaptırır ve karıma yapılan işin kaliteli olup olmadığını sorardım ve böylece daha hijyenik cips paketleri... yok lan valla 10 senedir cips pakedinde uyuma bağımlılığım yok, pasif uyuyucuyum, genelde açıp yiyorum artık kendilerini ve bu "genel" çok genel, neredeyse her gün diyebilirim.
6-) sosyal ortamlar
bunu madde madde yazam lan en iyisi
- düğünlerdeki bekar masasına devam etmek zorunda kalırsın, seninle gelmek isteyen birini bulamazsan.
- en yakın arkadaşın nişanlısıyla ya da eşiyle pikniğe gider, sen ise facebook'ta "ay kıyamam yaaaa çok güzelsiniz ptüh ptüh ptüh ^_^" mesajları atarsın fotoğraflarının altına.
- iş yerinde gidip gelme olmayan dolar günü yapılır ama seni sırf bekarsın diye ona bile almazlar(büğhüüüüüüüüüüüüü :'( )
- bara almazlar(paran yoksa)
- restoranda en yarak yer neresi varsa orayı verirler(paran yoksa tabii yine)
- en yakın arkadaşlarınızla iletişiminiz azalmaya başlar, çünkü geçen yıl sırtına poposuna falan güneş yağı sürdüğünüz arkadaşınızın kocası için artık "acaba vuruşmuşlar mıdır?" sorusunun işteşlik ekinin bir parçasısınızdır artık. buradan bu soruyu soran o öküzoğlu öküz kocaya seslenmek istiyorum;
evet vuruştuk, hem de senin aklına hayaline gelmeyecek şekillerde, karıma bunu yapamam diyeceğin pozisyonlarda ve mekanlarda yaptık bunu ama karın sana yalan söylüyor ve sen sike sike ona inanmak zorundasın ibne. ohhh rahatladım.
7 mi oldu? -) bekar insanda problem vardır algısı
ulan 10'a tamamlayamıcaz sanırım. 30 yaşında olup da bekar olan bir insan için yurdum insanı bunu düşünüyor ki ben de bunların arasına dahil oldum olucam sinirimden. lan bakıyorsun iş var, güç var, tip var, güzel/yakışıklı olmasa da gideri var, ailesi iyi ama kız/erkek bekar. hemen bir sorun olduğu izlenimine kapılmak için tüm şartlar elverişli görünüyor değil mi?
kendimden örnek vermek istiyorum izninizle. "tanıyınca çok seversin" insanlarından olmak için yaptığınız özel bir şey olmamasına rağmen ne yazık ki onlardan biriyseniz, bunda nefret etmeniz gereken bir şey yok, tadını çıkarın lan. bekarsın, tanınınca çok seviliyorsun ama sorunun ne acaba? evet yemin ederim 30'undaki bekar insanın sorununu ortaya çıkarmaya çalışıyor karşısındaki kişi. toplumun kişiyi buna ittiğini söylemem en kolayı, ama kesinlikle büyük ve içinden çıkılmaz bir araştırma konusu bu insan için.
holivud filmlerinde "yüzük takınca daha kolay kadın tavlanıyor" mesajı veren filmlerin 100 sayısına ulaşmasının sebebi de bu aslında. denenmiş ve tasdiklenmiş olan her zaman daha garantidir. he amk he.
8-) aile baskısı
oha şarkı vakti;
kocasız kaldım anne
böyle bekar kaldım anne
penisim/kukum fermuarıma takıldı(cinsiyetçilik yok bizde)
hani benim ergenliğim nerde?
anne yine daha bir anlayışlıdır da baba... ben "artık bakamıcam sana yeter, evlen artık bu ne yaaa!!!" dedikten bir hafta sonra "yaaa annene deme de sıkıştım bu ay biraz, var mı sende bi 1000 lira" deyip borç isteyen baba gördüm.
hayır bizim biraderde var çocuk, tatlı mı tatlı şirin mi şirin velet nasıl seviyoruz ama neticede ne annem ne babam torunlarıyla atçılık falan oynayan insanlar değiller, nedir bu illa benden de bir torun görme istekleri anlamış değilim açıkçası. "büyüyüp çocuk sahibi olursan anlarsın!!" diyorlar bir de, gel de gülme amk zaten istediğiniz o, nasıl bir paradoks içerisindesiniz valla kendimi sikicem(pardon cinsiyetçilik gibi oldu ama öyle idare edin artık)
9-) yalnızlık
yine buraya çok şeyler yazılabilir aslında, sayfalarca döktürülür ama siz de yüz üstü yatıp ellerinizi yastığın altında ezenlerdenseniz beni daha iyi anlarsınız. hani bu boş yastığı alıp da ona dayıyo... öhöm... hani bu yastığa sarılıp da "ben niye yalnızım ühühühühühühühühü :'(" diye ağlarsınız ya hani onsuz olmadığını anladığınız bir an olur böyle ölmek istersiniz ama nasıl acısız olur ki acaba diye düşünürsünüz...
hah işte düşünmeyin amk, siz bu dünyaya fazlasınız, fare zehri için 4 kutu. tadı kötüdür onun ben denedim, onun için nutellayla falan karıştırabilirsiniz. "yaaa fare pis yaaa çok :'(" diyorsanız, yine birçok kez denediğim ve tadı da fare zehri kadar kötü olmayan bir diğer ürünümüz "siyanür" var, ondan şaapın.
arkadaş;
bu yalnızlık, göt gezdireceğin, alemlere akacağın, ortalığın birlikte amına koyup da geçireceğiniz bir yalnızlık değil. nasıl anlatsam... emre altuğ'un aşk-ı kıyamet şarkısının klibindeki tarz yalnızlık, yaşlandığında yanında seni seven birisinin olmayacağını düşündüğün bir yalnızlık, yalnızlığın -den hali, yani ölüm-den bir adım önce, on-dan ayrılışınız-dan da bir adım sonra.
10-) buraya kadar okuduysan büyük ihtimal bekarsın. 10 numarada gidip aynaya bak, benim yazmadığım bir 100 tane de kendin bulacaksın zaten. selametle.
hiç evlenmemişlerin götlerinden uydurdukları dezavantajlardır.
öğretmenseniz; evli meslektaşlarınız tüm şehirlerin göbeğine 1 yıl gibi bir sürede evliliğini özür göstererek tayin olabilirken, siz yıllar sonra o şehirlerin ancak ildekilerin pek tercih etmediği ilçelerine tayin olabilirsiniz.
hatta sınıf öğretmeni iseniz, oralara bile bekar olarak sittin sene tayin olamazsınız.
evli ve cocuklu arkadaslarinizin "yemek tarifi-ev işleri-temizlik-çocuk-es yakini dedikodusu..vs" muhabbetlerinden kacacak delik aramaktir.
evde sıcak bir yemek pişmemesidir.
geri kalan herşey için (bkz: derdini sikeyim butonu)
her gün senin eve gelmeni bekleyen birinin olmamasıdır.
bir yaştan sonra, "hanım merak eder" cümlesini söylerken insan kendisiyle gurur bile duyabiliyor iyi bir evliliği ve güzel bir ailesi olduğu için.
tek bir tane. o da; (bkz: sen de evlen artık bak yaşın geldi teyzeleri)
(bkz: berkaylığın dezavantajları)
(bkz: yaran yanlış okumalar)
(bkz: meriçler ve berkaylar)
(bkz: 404 not found)
valla ben bi kere evlendim, 35 yaşındayım ve tabii bekarım. şöyle söyleyeyim bekar olmanın tek dezavantajı yaşlanınca ortaya çıkacak, yani ben öyle düşünüyorum. bekar olmaktan son derece memnunum, zaten evliliği düşündürecek biri olmadan evlilik düşünülmez, çok saçma olur.
yaşlanınca "ulan evlenseydim keşke, şimdi bilmem kaç yıllık eşimle kahve içiyor olurdum" derim muhtemelen. içime şu an bi hüzün çöktü, valla çöktü. yalnızlığa alıştım ve kendimin de inanamadığı kadar çok seviyorum. bi adama baktığımda, işte bu salağı hep sevebilirim demem gerek evlenebilmem için, gerisi için bekarlık vallahi sultanlık. erkek için durum değişik tabii, kadın için büyük konfor bekar olmak.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
Eskilerin bir sözü vardır, bekarlık sultanlıktır diye, bekar veya evli olmanın avantaları kişiden kişiye göre değişir fakat bekar olmanın dezavantajları makalemizde bekarlığın genel anlamda kötü taraflarına yer verdik.
Yalnızlık yaradana mahsustur, mutlu çiftleri görünce yalnızlık hissi duyma, yaşam gidişatını sorgulama.
Adayları seçmekte zorlanma, sürekli daha iyisini isteme, ve sonunda bekarlığa devam etme…
İnançlı insanlar için her an zina tehlikesiyle karşı karşıya kalma..
Yalnız yaşlanma, torun, çoluk çocuk, kapıyı çalacak kimsenin olmaması.
Çocuk yaradanın insana bir lütfudur, evlilik olmaması, çocuk sahibi olamama çocuk sevgisini tadamamayı da beraberinde getiriyor.
Sürekli ne zaman evleniyorsun, çok seçiyorsun gibi sözlerle toplum baskısına maruz kalma.
Cinsel ihtiyaçların karşılanmaması nedeniyle yaşanan psikolojik sorunlar.
Evlilere nazaran daha çok sağlık sorunuyla karşılaşma… Araştırmalar mutlu evliliği olan kişilerin bekarlardan daha uzun yaşadığını gösteriyor,
Temizlik, yemek tüm ev işiyle tek başına başa çıkmak zorunda kalma…
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
Tüm Bekarlar Okusun Evlenmemeye bahanesi olacakmı
Her kurulan yuva evlilik fravunun iblislerin saltanatını yıkmaktır.
Fravun zihniyetlilerin ve şeytanın isteğine uyup evlilği geciktirmek
Evlenirken maddiyata önem vermeyin
Evlilikte eşyaya kul olmayın Allaha zaman ayırın
maddiyat yüzünden evliliği geciktirmek erkeğin o zaman da işlediği günahalara ortak olur
Belli bir yaştan sonra kız beğenmek zorlaşır
Şeytanın dostlarının bugünkü hünerleri nikahsızlıktır
rızkı düşünüp evlenmeyen Allah’ın rezzak ismini reddetmiştir.
Evlenirken razı olun şükür edin
Erkekler evleneceğin kızın rızkını Allah verir rızkıyla beraber gelir
Evlilikten korkmayın
Garantici olmayın garanticilik islamda yoktur
Bella DePaulo 63 yaşında ve hayatı boyunca yalnız yaşadığını söylüyor.
ABD'de Santa Barbara Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi DePaulo, yalnız yaşamanın faydalarını anlattığı bir konferansta "Hiçbir zaman evlenmeyi düşünmedim. Yalnız yaşamak benim için muradıma ermenin ta kendisi" dedi.
10 yılı aşkın bir süre kendisi gibi bekarlığı tercih eden insanları inceleyen DePaulo, yalnız yaşamanın daha geniş bir sosyal çevreye sahip olmak ya da bedenen daha sağlıklı olmak gibi birçok psikolojik ve fiziksel faydası olduğunu saptamış.
2013 yılında PsychCentral başlıklı bloga, "Bekârların yalnız, sevgisiz ve sefil bir hayat sürdüğü ve hayatta en çok istedikleri şeyin bir eş bulmak olduğu yolundaki inançlar tamamen birer efsane" diye yazmış.
DePaulo 2016 yılında evli ve bekâr insanlar hakkında yapılmış 800'ü aşkın araştırmayı taramış ve bu konuda kendisi gibi düşünen başka uzmanlar da bulunduğunu görmüş.
Evli insanların daha geniş çevreleri ve daha renkli sosyal hayatları olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bu düşüncenizi bir gözden geçirin.
2015 yılında sosyal bilimciler Natalia Sarkisian ve Naomi Gerstel evli ve bekâr Amerikalılar arasında akrabalar, komşular ve arkadaşlarla ilişkiler bakımından kıyaslamalı bir çalışma yapmışlar.
Araştırmalarının sonunda bekârların sosyal çevreleriyle daha sıkı ilişkide olduğunu saptamanın yanısıra, evlilere göre bu çevreleriyle çok daha sıkı bir dayanışma alışverişi içinde olduğunu görmüşler.
Üstelik bu sonuçlar farklı ırk, cinsiyet ve gelir gruplarında da benzer çıkmış.
Kısacası Sarkisian ve Gerstel araştırmalarını, "Bekâr olmak, gerek kadında gerek erkekte sosyal bağlantıları güçlendiriyor" diye noktalıyorlar.
Evlenerek daha yerleşik bir düzene geçen insanların, özellikle egzersiz bakımından daha sağlıksız yaşam alışkanlıklarına geçtikleri görüşünde bir gerçek payı olabilir.
18 ile 64 yaş arasında 13 bin erkek ve kadın üzerinde araştırma yapan uzmanlar bekâr olan ve hiç evlenmeyenlerin, evlenen ya da boşanmış olanlara göre daha sık egzersiz yaptığını belirlemiş.
2015 yılında Social Science and Medicine adlı bilimsel dergide yayımlanan ve 9 Avrupa ülkesinde 4 bin 500 kişinin vücut kütle endekslerini inceleyen bir araştırma, bekar kadın ve erkeklerin rakamlarının evlilere göre daha düşük çıktığını ortaya koymuş. Aynı araştırma evli çiftlerin bekarlara oranla 2 kilo 200 gram kadar daha ağır olduğunu açıkladı.
İngiltere'de bekar olan 1000 kişi ile 1998 yılından bu yana evli olan 3 bin kişinin karşılaştırılması üzerine gerçekleştirilen bir araştırma ise bekarların, evlilere oranla kişisel gelişim başlığında daha çok tecrübe elde ettiğini açıklıyor.
Örneklem grubundaki evli çiftlere kıyasla bekarlar aşağıdaki ifadelere daha büyük oranla katıldığını söylüyor:
1987-1988 arasında konuşulan ve bu tarihlerden 5 yıl sonra bir kez daha konuşulan Amerikalı erkekler üzerine yapılan bir anket, bu tarihler arasında evlenen erkeklerin, arkadaşları için bekar günlerine oranla, yaklaşık 1875 Dolar daha az harcamayan başladıklarını ortaya koymuş.
Aynı araştırma kadınlar için ise benzer sonuçlar vermiyor.