kaynağı değiştir]
Türkiye'de demokratik solun temelleri, ortanın solu adıyla 'ların başında atıldı. 'te demokratik işçi hakları için verilen ve kazanılan mücadeleden doğan bu hareket, İsmet İnönü'nün başkanlığını yaptığı Cumhuriyet Halk Partisinde parti içi muhalefete dönüştü.
Ortanın solu hareketindeki "sol" sözcüğü parti içinde ve dışında yoğun tepkilerle karşılaştı; fakat hareketi başlatanların direnci Türkiye'deki solculuk anlayışına siyasal meşruluk kazandırdı. Ortanın Solu Hareketi bunu, Marksizm'den farklılığını vurgulayarak yaptı. Hareketi toplumsal ve ulusal özelliklere dayandırarak, inançlara saygılı laikliği benimsediler. Bu sayede halkın güvenini kazandılar.
Bülent Ecevit'in öncülüğündeki Ortanın Solu hareketi, 'ların sonlarında Demokratik Sol adını benimsedi. Bu hareket 12 Mart Muhtırası'nın ardından adeta bir demokrasi mücadelesine girişerek, askerin siyasete müdahalesine karşı çıktı. Bu konuda İnönü ile ters düşen Ecevit, genel sekreterlik görevinden istifa ederek, parti içinde çalışmalarını daha etkin bir biçimde sürdürdü. Millî Şef İsmet İnönü parti meclisi seçiminde Ecevit'e yenilerek, bunun üzerine 34 yıllık genel başkanlığını bıraktı.
Ecevit, 14 Mayıs 'de Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'nün ardından CHP'nin üçüncü genel başkanı oldu. Parti, Ecevit'in genel başkanlığı ve demokratik sol akımıyla büyük bir ivme kazanarak yükselişe geçti. Bunun en somut göstergesi dönemin CHP'sinin oy oranlarındaki değişimdir. seçimlerinde CHP'nin oyları% 27,37'e kadar gerilemişken, 'te% 'a, 'de% 'e yükselmiştir. "Umudumuz Karaoğlan!" sloganları da Seçimleri'nde atılmaya başlanmıştır.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı 12 Eylül Darbesi'nin ardından diğer parti başkanlarıyla beraber Bülent Ecevit de siyasetten uzaklaştırıldı ve bir süre gözaltında tutuldu. Daha sonra bütün partilerin ileri gelenleriyle birlikte 10 yıl süreyle siyasete girmesi yasaklandı. Ecevit gazeteciliğe döndü ve Şubat 'de Arayış dergisi'ni çıkarmaya başladı. Arayış'a ya da başka kanallara verdiği demeçlerden dolayı yargılandı ve cezaevine girdi. MGK, 16 Ekim 'de tüm siyasi partilerle birlikte CHP'de kapattı.
Ecevit, genel başkanlıktan ayrılma kararını 3 Kasım seçimlerinden önce olduğu gibi, seçimlerden sonra da zaman zaman dile getirdi. Ancak uzunca bir süre DSP'nin kurultay tarihi ile ilgili net bir açıklama yapılmadı. Ecevit, beklenen açıklamayı 22 Mayıs 'te yaptı ve Genel Başkan Yardımcısı Zeki Sezer'e görevi devretmek isteğini belirtti. 24 Temmuz 'te toplanan DSP 6. Olağan Kurultay'da, genel başkanlıktan ayrılan Bülent Ecevit'in yerine Zeki Sezer DSP genel başkanlığına seçildi.
Türkiye yerel seçimleri'nde Bartın, Eskişehir ve Ordu illerinin belediyeleriyle beraber toplam 30 belediye kazandı.
Bülent Ecevit'in 'daki vefatından sonra eşi Rahşan Ecevit'in parti içindeki etkisi azalmasına rağmen devam etti. Demokratik Sol Parti, 22 Temmuz genel seçimlerine katılmadı. Bu seçimlerde, CHP listesinden aday olan 13 DSP'li, milletvekili seçilerek, parlamentoya girdi. Demokratik Sol Parti, yerel seçimleri'nde oy oranını ve belediye başkanlığı sayısını artırmasına rağmen, seçim sonuçlarının beklenenin altında olması gerekçesiyle DSP içinde tartışmalar başladı. Ordu ve Eskişehir büyükşehir belediyeleriyle beraber toplam 60 belediye kazandı. Daha sonra Bu iki ilin belediye başkanları görev sırasında partilerinden istifa ederek CHP'ye katıldı. Ahmet Tan, Mücahit Pehlivan, Tayfun İçli ve Recai Birgün DSP'nin seçim çalışmalarına katılmayıp CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim çalışmalarına katıldıkları gerekçesiyle Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edildiler. 14 Nisan 'da Ahmet Tan DSP'den ihraç edilirken, diğer milletvekillerine uyarı cezası verildi.[20] Zeki Sezer de 11 Nisan günü yaptığı basın toplantısıyla genel başkanlıktan istifasını açıkladı.[21][22]
17 Mayıs 'da yapılan olağanüstü kurultayın 3. turunda kullanılan geçerli oydan 'ini alan Masum Türker genel başkanlığa seçildi.[23] Kurultayın hemen ardından mayısından başlarına kadar devam eden süre içerisinde kurucu genel başkan Rahşan Ecevit ile Eskişehir milletvekili Tayfun İçli, Ankara milletvekilleri Emrehan Halıcı ve Mücahit Pehlivan, İzmir milletvekili Recai Birgün Demokratik Sol Parti'den istifalarıyla DSP'nin TBMM'deki sandalye sayısı 6'ya düştü.
Haziran 'da, DSP'den ayrılan Rahşan Ecevit ve arkadaşları Demokratik Sol Halk Partisi'ni (DSHP) kurdular.
6 Haziran 'da Ankara'da yapılan 8. Olağan Kurultay'da Masum Türker tekrar genel başkanlığa seçildi.[24]12 Haziran Genel Seçimleri'nde toplam oyların yüzde 'ini aldı. Seçimlerden hemen sonra,seçim sonuçlarındaki başarısızlık nedeniyle parti için muhalefetin yaptığı olağanüstü kurultay talepleri olumlu karşılandı; 10 Temmuz 'de, Ankara'da yapılan DSP Olağanüstü Kurultayı'nda, genel başkanlığa yeniden Masum Türker seçildi.[25]
DSP 9. Olağan Kurultayı, 30 Haziran tarihinde, Ankara Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu'nda düzenlendi. Kurultayda Genel Başkanı Masum Türker, eski DSP Gençlik Kolları Başkanı Emrah Konuralp'e karşı, kullanılan oydan 'ini alarak yeniden Genel Başkan seçildi.[26]
cumhurbaşkanlığı seçimindeEkmeleddin İhsanoğlu'nu destekledi.[27] DSP, Masum Türker liderliğinde girdiği 7 Haziran genel seçimlerinde yüzde 0,19, 1 Kasım genel seçimlerinde yüzde 0,07 oy aldı. Kasım seçimlerinin ardından, Türker'in genel başkanlıktan ayrılması nedeniyle 13 Aralık 'te Ankara'da yapılan olağanüstü kurultayda Genel Başkan Yardımcısı ve Örgüt Kurulu Başkanı Önder Aksakal genel başkanlığa seçildi.[28]
YSK'nın kriterleri karşılamadığı için katılmasına izin vermediği genel seçimlerindeMillet İttifakı'nı destekledi. Seçimlere girmesinin YSK tarafından “tam kanunsuzluk haliyle” engellendiğini savunarak, bu durum karşısında yürütülen iç hukuk yolları tükendiğinden, yaratılan hak ihlalinin tespiti için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu.[29]
yerel seçimlerinde 3 ilçe ve 3 belde belediye başkanlığı kazandı.[30] 15 Aralık 'da Ankara'da toplanan Olağan Kurultay'da Önder Aksakal yeniden genel başkanlığa seçildi.[31]