Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere bağlaç denir.
1. Bağlaçlar, tek başlarına kullanılmazlar, cümle içerisinde kullanıldıklarında bir anlam kazanıp sözcükleri veya cümleleri birbirine bağlarlar.
2. Bağlaçlar da edatlar gibi tek başlarına anlamı olmayan sözcüklerdir. Bağlaçlar cümleden çıkarılınca anlam bozulmaz, sadece biraz daralabilir.
3. Bağlaçlar (“ile” bağlacı hariç) önceki ve sonraki kelimeden ayrı yazılır. Bitişik yazılanlar bağlaç değil, ektir.
4. Bazı bağlaçların yerine noktalama işaretleri kullanılabilir.
Anlam ve görev bakımından benzer olan kelimeleri, cümleleri, sözleri ve ögeleri birbirine bağlar.
Örnek(ler)
» Duygu ve düşünce bir olmalıdır.
» Köyünü, yaşlı dedesini ve ninesini özlemişti.
» Şiir ve roman okuma alışkanlığı edinin.
» Bana baktı ve güldü.
» Anlatılanları dinliyor ve çocuğa hak veriyordu.
» Binlerce yerli ve yabancı turist geldi.
NOT “Ve” bağlacı yerine “virgül” işareti ya da “-ıp, -erek” gibi ekler de kullanılabilir.
Örnek(ler)
» Masaya yaklaştı ve kitabı aldı.
» Masaya yaklaştı, kitabı aldı.
» Masaya yaklaşıp kitabı aldı.
» Masaya yaklaşarak kitabı aldı.
“Ve” bağlacıyla görevleri hemen hemen aynıdır ama ”ile” bağlacının kullanım alanı daha dardır. “İle” bağlacı cümleleri birbirine bağlamaz; sadece aynı görevdeki kelimeleri bağlar.
Örnek(ler)
» Yaşlı dedesi ile ninesini özlemişti.
» Edebiyatımızda en çok eser verilen türler şiir ile romandır.
» Annesi ile babasını çok seviyor.
»Evle okul arasında mekik dokuyor.
UYARI “İle” sözcüğü hem edat hem de bağlaç olarak kullanılabilir. Cümlede “ile” sözcüğü yerine “ve” kullanılabiliyorsa bağlaç, kullanılamıyorsa edattır.
Örnek(ler)
» Çocuk, arkadaşı ile geldi. (”ile” yerine ”ve” getirilemez → Edat)
Aynı değerde olup da birinin tercih edilmesi gereken iki seçenek arasında kullanılırlar.
Örnek(ler)
» Biriniz gideceksiniz: Sen ya da kardeşin.
» Bisiklet veya motosiklet alacağım.
» Sen olmasan yahut (veyahut) seni görmesem dayanamam.
“Ama, fakat, lâkin” aynı anlama gelen bağlaçlardır. “yalnız, ancak, oysa, oysaki, halbuki, ne var ki” bağlaçları da bunlara yakın anlamlıdır.
Bu bağlaçlar genellikle aralarında zıtlık bulunan iki ayrı ifadeyi veya cümleyi birbirine bağlar.
Örnek(ler)
» Başarı hakkınız ama terlemeniz gerekecek.
» Onu seviyorum fakat o beni sevmiyor.
» Çok çalışıyor yalnız başaramıyor.
» Saatlerce bekledim, ancak sizi göremedim.
» Beş yüz kişiyi davet etmişler, ne var ki salon o kadar insanı almaz.
» Bana kızmış; oysa ben ona bir şey yapmadım.
» Ali gelmedi; oysaki onu da çağırmıştım.
» Hiç tepki vermedi, halbuki sevinmesini bekliyordum.
NOT “Ama” bağlacı cümleye “koşul(şart)” veya “pekiştirme” anlamı da katabilir.
Örnek(ler)
» Dışarı çıkabilirsin ama eve erken döneceksin. (Koşul)
» Bu kitabı sana alacağım ama okuyacaksın. (Koşul)
» Büyük ama çok büyük bir bahçesi vardı. (Pekiştirme)
“Şundan dolayı, şu sebeple” anlamlarına gelir. Yapılan eylemin nedenini, sebebini bildirir.
Örnek(ler)
» Eve gittim, çünkü babam çağırmıştı.
» Otobüse yetişemedik, çünkü evden geç çıkmıştık.
» O gün okula gelemedim, zira çok hastaydım.
Cümleye “eşitlik, gibilik, açıklama, neden-sonuç, abartma, pekiştirme, birliktelik, küçümseme, sitem, şaşma, uyarı, inatlaşma” gibi çok çeşitli anlamlar katar, bazen de “ama, fakat” anlamında kullanılabilir.
Örnek(ler)
» O filmi ben de seyrettim. (Eşitlik-diğerleri gibi)
»Aldıkları araba da araba hani. (Abartma-pekiştirme)
» Sen sınavı kazanacaksın da ben göreceğim. (Küçümseme)
» Okula kadar geldin de bir selam vermedin. (Sitem)
» Ailesiyle kavga etti de evi terk etti. (Sebep-sonuç)
» Yemem de yemem diye tutturdu. (Direnme-inat)
» Dışarı çık da göreyim. (Tehdit-uyarı)
» Biraz müsaade etsen de işime baksam. (Rica, istek)
» Böyle davranmanız hiç de iyi olmadı. (Pekiştirme)
» Bize gelmiş de fazla kalmamış. (ama bağlacı yerine)
UYARI “Da, de” bağlacı ile bulunma durum eki olan “-da, -de, -ta, -te” ekini karıştırmamak gerekir. Cümleden “de”yi çıkarıp okuduğumuzda cümlenin anlamı bozulmuyor sadece biraz daralıyorsa bu “de” bağlaçtır ve ayrı yazılır. Eğer cümlenin anlamı bozuluyorsa, bu “de” ektir ve kelimeye bitişik yazılır.
Örnek(ler)
» Kitaplarım okulda kalmış. (Hâl eki)
(“Kitaplarım okul kalmış.” dersek cümle bozulmuş olur.)
En çok kullanılan bağlaçlardan biridir. Cümleye “neden – sonuç, açıklama, şart, şaşma, o anda, pekiştirme” gibi çok çeşitli anlam ilgileri katar.
Örnek(ler)
» Günü kötü geçmiş ki çok kızgın görünüyor. (neden-sonuç)
» İnsan çalışmalı ki sınavı kazansın.(şart)
» Bir baktım ki ortalıkta kimse kalmamış. (şaşma)
» Evden çıkacaktı ki telefon çaldı. (o anda)
» Arabayı o çizmiş olabilir mi ki?(Kuşku)
» Sana iş buldum ki kimseye muhtaç olmayasın. (amaç-sonuç)
» Geç saatlere kadar çalışmış olmalı ki sabah uyanamamış. (tahmin)
UYARI “Ki” bağlacı, sıfat türeten “–ki” eki ile, ilgi zamiri olan “–ki” ile karıştırılmamalıdır. Bağlaç olan ki kendinden önceki ve sonraki kelimelerden her zaman ayrı yazılır. Diğerleri ektir ve kelimeye bitişik yazılır.
Bağlaç olan “ki”yi diğerleriyle karıştırmamak için pratik bir yöntem olarak, “ki”den sonra “-ler” ekini getiririz, bu ek uygun düşmezse oradaki “ki”nin bağlaç olduğunu anlarız.
Ayrıca yine pratik bir yöntem olarak, “ki”yi cümleden çıkartırız, cümlenin yapısında ciddi bir bozulma olmazsa bu “ki”nin bağlaç olduğunu anlarız.
Örnek(ler)
Görüldüğü gibi bağlaç olan “–ki” cümleden çıkartıldığında cümlenin anlamında bir daralma olsa da yapısında ciddi bir bozukluk olmuyor, ayrıca bunlardan sonra “–ler” eki getirildiğinde uygun düşmüyor. Öyleyse bu “-ki” bir bağlaçtır ve daima ayrı yazılır.
NOT “Ki” bağlacı bazı bağlaçlarda kalıplaşmıştır ve bitişik yazılır. Bu bağlaçların baş harflerini SİMBOHÇaM şeklinde kodlayabiliriz:
Sanki – İllaki – Mademki –Belki – Oysaki –Halbuki –Çünkü –a–Meğerki
Cümlelerin başına veya sonuna gelerek cümleleri birbirine bağlar. “Şaşkınlık” veya “beklenmeyen ama sonradan alışılan” durumları ifade ederken kullanılabilirler.
Örnek(ler)
» Bu kursa katılana kadar yazılım konusunda çok bilgili olduğumu düşünürdüm. Meğer hiçbir şey bilmiyormuşum.
» Hayatta paylaşmaya değer bildiğin bir sır varsa eğer,
Haykırıp dağlara taşlara anlatmalıymış meğer.
Cümlelerin başına, ortasın veya sonuna gelerek cümleleri birbirine bağlar.
Örnek(ler)
»Madem kullanmayacaktın, o zaman o makineyi niye aldın?.
“Çıkarım yapma” veya “kesinlik bildiren” durumları ifade ederken kullanılır.
Örnek(ler)
» Son sınavda epey yüksek not aldın. Demek ki iyi çalışmışsın.
» Yalan söyleyerek bir yerlere gelemeyeceğini sonunda sen de anladın demek.
Cümleleri pekiştirme yoluyla birbirine bağlar.
Örnek(ler)
» Çok yakışıklı bir oğlunuz var. Üstelik çok da zeki.
Üstelik bağlacı gibi iki cümleyi bağlarken anlamı güçlendirir, pekiştirir. Anlamı daha güçlendirmek için genellikle “bile” veya “de” bağlacıyla birlikte kullanılır.
Örnek(ler)
» Evi süpürüp silmiş, hatta bulaşıkları bile yıkamıştı.
»Sensiz bir dakika, hatta saniyeler bile zor gelir bana.
Anlatılanları açıklarken, özetlerken ve bir yargıya bağlarken “kısaca” anlamında kullanılır.
Örnek(ler)
» Ona aldığım hediyeye gördüğünde ağzı kulaklarına vardı, yani çok sevindi.
Cümleleri veya eş görevli sözcükleri “birliktelik”, “eşitlik” veya “karşıtlık” anlamlarıyla birbirine bağlar.
Örnek(ler)
»Anlattığı hikâyeyle hem ağlattı hem güldürdü.
Bu cümlede “hem … hem …” bağlacı karşıtlık anlamı katmıştır ve cümleleri birbirine bağlamıştır.
Cümleleri veya eş görevli sözcükleri “olumsuzluk” ve “hiçbiri, yokluk” anlamlarıyla birbirine bağlar.
Örnek(ler)
» Bu maaşla ömrüm boyunca ne ev alabilirim ne araba.
Bu cümlenin yüklemi olumlu olmasına rağmen (alabilirim) “ne … ne …” bağlacı cümleye olumsuzluk anlamı katmıştır ev de araba da alınamayacağı ifade edilmiştir.
Cümleleri veya eş görevli sözcükleri “kimi kez, kimi zaman” anlamlarıyla birbirine bağlar.
Örnek(ler)
»Kâh tiyatroya gidiyordu kâh sinemaya.
Cümleleri veya eş görevli sözcükleri “eşitlik” anlamıyla birbirine bağlar, “seçenek” bildirir.
Örnek(ler)
»İster güldürsün ister ağlatsın, bir farkı yok benim için.
Bu cümlede “ister … ister …” bağlacı eşitlik anlamı katmıştır ve cümleleri birbirine bağlamıştır.
SÖZCÜK TÜRLERİ KONUSUNUN TÜM BAŞLIKLARI
⇒İsim Konu Anlatımı
⇒Zamir Konu Anlatımı
⇒Sıfat Konu Anlatımı
⇒ Zarf Konu Anlatımı
⇒ Edat Konu Anlatımı
⇒ Bağlaç Konu Anlatımı
⇒ Ünlem Konu Anlatımı
⇒ Fiil Konu Anlatımı
⇒ Fiilimsi Konu Anlatımı
“İle” yerine “ve” getirilebiliyorsa; “ile” bağlaçtır. (Birincisinde “ve” gelebildiği için bağlaç; ikincisinde “ve” kullanılamadığı için edattır.) “Yalnız, ancak” kelimeleri yerine “ama” bağlacı getirilebiliyorsa, bu kelimeler bağlaçtır. “Sadece” kelimesi getirilebilirse bu kelimeler edat olur.
Bağlaçlar veya rabıt (bağlama) edatları; kelimeleri, kelime gruplarını veya cümleleri biçim veya anlam yönüyle birbirine bağlayan kelimeler: ve, veya, ile, ama, de (da), ancak, çünkü, eğer, hâlbuki, hem … hem …, hiç değilse, ise, ki, lâkin, meğer, nasıl ki, ne …
Tek başına kullanıldığında bir anlamı olmayan ve sözcükler arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan kelimelere edat denir. Bağlaçlar ise hem kelimeleri hem de birleşik cümleleri birbirine bağlar.
Edat ve bağlaç arasındaki en önemli farklardan biri, edatların cümleden çıkarıldıklarında cümlenin anlamının bozulması; ancak bağlaçta bu durumun olmamasıdır. Yani bir bağlacı, cümleden çıkarttığımızda anlamda bir bozulma meydana gelmez. Bağlaçlar, zaten var olan anlam ilgilerine dayanarak bir bağ kurmaktadır.
Edatları cümleden çıkardığımızda cümlenin anlamı bozuluyorsa kelime edattır. Bağlaçları Bulmanın Kısa Yolu : Bağlaçları cümleden çıkardığımızda cümlenin anlamı bozulmuyorsa kelime bağlaçtır.
Edat yani ilgeç, kendi başlarına herhangi bir anlam taşımayan fakat farklı kelimelerle birlikte kullanıldığı zaman ayrı bir anlam kazanan sözcük türleridir. Cümlelerde bir edat söz öbekleri ile beraber kullanılırsa bu söz öbeklerine edat tümleci adı verilir.
Hiçbir kelimesi edat veya bağlaç değildir. Cümle içindeki konumuna göre sıfat olarak kullanılabilir.
Merhaba. Cevabımız : Böylece sözcüğü bağlaçtır.
➡Bir kelimesi kelimeleri veya cümleleri bağlamaz. ➡O yüzden bir kelimesi edat olur.
Doğrulanmış Cevap. Sorunuzun cevabı BAĞLAÇ olacaktır. Ama kelimesi bağlaçtır.
Doğrulanmış Cevap "Şey" edat ya da bağlaç değildir. "Şey" belgisiz zamirdir.
Edat veya ilgeç; farklı tür ve görevdeki kelimeler ve kavramlar arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan yardımcı kelime. Edatların tek başına anlamı yoktur; diğer kelimelerle birlikte, cümle içinde görev kazanır. Bazı kaynaklarda ünlemler ve bağlaçlar da edat kabul edilir.
“İse” sözcüğü, cümleye karşılaştırma anlamı katmışsa bağlaçtır; şart anlamı katmışsa edattır. Bağlaç olan “ise” cümleden çıkarıldığında anlam bozulmaz. Edat ise, cümleden çıkarılırsa cümlenin anlamı bozulur.
Genelde cümleleri birbirine bağlayan sözcükler bağlaç olarak ifade edilir. Bunlar içerisinde ancak, fakat, yalnız gibi değişik kelimeler bulunur. Bu doğrultuda belli bir durumu öne çıkaran ifade edat olarak anlatılır.
* Genellikle “dahi, bile, üstelik, hatta” bağlaçlarıyla özdeştir. * Cümleleri, aynı görevdeki kelimeleri ve sözleri birbirine bağlar ve değişik anlamlar katar: Sorsan da söylemem (asla)
Bağlaç ya da rabıt edatları kelime, kelime grubu , cümleleri anlamsal olarak birbirine bağlar ve bir bağlantı kurmaya yarar. Tek başlarına da anlam ifade ederler. ✅Artık da tek başına anlam ifade ettiğinden bağlaçtır.
* “-den” ayrılma hâl ekiyle birlikte eylemin başlangıç yerini ve zamanını belirler. Dün akşamdan beri görülmedi. Okuldan beri hiç susmadı.
Rağmen kelimesi tek başına kullanıldığında bir anlama gelmediği için cümle içerisinde edat olarak yer alır.
"böyle" edattır. Cümlede anlam ilgisi kurmaktadır. Cümleden çıkarıldığında, bağlaçlar gibi anlam eksikliğine/bozukluğuna sebep olmaz.
Belki kelimesi ne edat ne de bağlaç olarak öne çıkar. Yani diğer bir ifade ile belki sözcüğü edat değildir ve aynı zamanda bağlaç da değildir. Türk Dil Kurumu açısından bakıldığı vakit belki kelimesi edat ve bağlaç olmayacak şekilde öne çıkıyor. Çünkü edat ve bağlaç olan kelimeler tek başına bir anlam ifade etmez.
< > “Oysa” sözcüğü “karşıtlık bağlacı”dır. İki cümle arasında aykırılık/zıtlık bulunuyorsa bu iki cümleyi birbirine bağlar.
Türk Dil kurumuna göre yanı sıra kelimesi ayrı yazılması gereken kelimeler arasında belirlenmektedir. Bağlaç vazifesi ile cümlede kullanılan yanı sıra Kelimesinin bitişik yazılması anlam bütünlüğüne etki ettiği için ayrı yazılması doğru kabul edilmektedir.
"Bile edat mıdır bağlaç mı?" sorunuzun yanıtı: "Bile, bağlaçtır."
Doğrulanmış Cevap. 〰Bu yüzden bir bağlaçtır. Çünkü bir cümledeki sözcüklerle birleştirildiğinde cümleyi daha anlamlı yapar.
Türkçede çok sık kullanılan bağlaçlardan biri de ya’dır. Bu bağlaç, tek başına kullanılabildiği gibi “ya…ya”, “ya da”, “ya…ya da”, “veya”, “yahut”, “veyahut”, “olur ya”, “öyle ya”, “malum ya”, “var ya” şeklinde farklı kullanımlarda da karşımıza çıkabilmektedir.
Çok kelimesi edattır. Neden mi? Edat ve bağlaçlardan biraz bahsedelim 🙂 Edat Nedir?
Ancak kelimesi “sadece” anlamında kullanılırsa edat, “olsa olsa, en çok, daha çok, güçlükle” anlamlarında kullanılırsa zarf, “ama, fakat” anlamlarında kullanılırsa bağlaç olur.
Kornfilt’e göre önce ve sonra zaman zarfları -DAn eki ile birlikte kullanıldıklarında edattır. Edatlar genel olarak değiştirilemezler. Ancak edat olarak kullanılan, önce / evvel ve sonra kelimeleri, çok, biraz ve sınırlı sayıdaki zarf grupları tarafından değiştirilebilir (Kornfilt 1997: 102-104).
Cevap: Her kelimesi Edat’tır.
Sanki kelimesi edat kategorisinde yer almaktadır. Sanki edatı benzetme edatı olarak da bilinmektedir. Sanki edatı sanmak veya zannetmek anlamlarında da kullanılabilmektedir. Sanki kelimesi bulunduğu cümlenin anlamını değiştirdiği için edattır.
Maybe you are interested in:
esansiyel amino asit nedir?
Related searches
“gibi” edatı:
Birlikte kullanıldığı kelime ile birlikte sıfat, zarf ve isim olabilir.
İsim veya zarf gibi kullanıldığında cümle öğeleri oluşturur. Bu durumda ek alabilir.
Bu edatın yerini bazı ekler alabilir:
“sanki” edatı:
Örnekler:
Not: “sanki” edatıyla “gibi” edatı bir arada kullanılırsa anlatım bozukluğu ortaya çıkar:
Sanki beni dövecek gibiydi. (yanlış)
“Beni dövecek gibiydi.” ya da “Sanki beni dövecekti.”
“kadar, -E kadar” edatı:
“Karşılaştırma, benzerlik, eşitlik, yaklaşıklık, ölçü” anlamları katar.
Birlikte kullanıldığı kelimeyle isim, sıfat ya da zarf oluşturur.
Ad tamlamasında ad (tamlanan) olarak da kullanılabilir.
“kadar” kelimesi zarf tümleci de yapar, edat tümleci de:
“için” edatı:
Örnekler:
“-E” yönelme hâl eki ve “üzere”, “-A/-E göre”, “diye” edatları bazı durumlarda bu edatın yerini tutabilir:
“üzere, üzre” edatı:
Örnekler:
Bu edatın üzerine ek gelebilir:
“-E göre” edatı:
Örnekler:
“-cE” eki bu edatın yerini tutabilir.
“karşı” edatı:
“-E” yönelme hâl ekiyle kullanılarak “için, hakkında, yönelme, ilgili olma” anlamları katar.
Zaman bildiren kelimelere eklenip “doğru, sularında” anlamları katar ve zarf öbeği oluşturur.
Not: “karşı” kelimesi isim ve sıfat olarak kullanılabilir; birleşik fiil yapabilir.
“diye” edatı:
Amaç ve neden ilgileri kurar.
“doğru” edatı:
Yönelme eki ile birlikte kullanılarak yön bildirir.
Zamanda yakınlık bildirerek zarf öbeği de oluşturur.
Ad, sıfat ve zarf da olabilir. Bu durumlarda edat değildir.
“dolayı, ötürü” edatı:
Ayrılma hâl ekiyle birlikte neden ilgisi kurar.
“-den” ekiyle de aynı anlam sağlanır.
“karşın, rağmen” edatı:
Yönelme ekiyle birlikte karşıtlık ilgisi kurar.
“beri” edatı:
“-dEn” ayrılma hâl ekiyle birlikte eylemin başlangıç yerini ve zamanını belirler.
“beri” kelimesi ad, sıfat, zarf da olabilir. Bu durumda edat değildir.
“yalnız” edatı:
İsim, sıfat, zarf ve bağlaç olarak kullanılabilen bu kelime “sadece, bir tek” anlamına gelmek şartıyla edat olarak da kullanılabilir. Bu yönüyle diğer kelime türlerinden ayırt edilebilir.
“ancak” edatı:
“yalnız, sadece, özgülük, sınırlandırma, olsa olsa” anlamları katar.
“değil” edatı:
İsim cümlelerinin yüklemini olumsuzlaştırır.
Olumsuz eylem cümlelerini olumlu; olumluları da olumsuz yapar:
“mi” edatı:
Örnekler:
EDAT İLE BAĞLACIN KARIŞTIRILMAMASI
1. Edatlar cümlenin bir öğesi olurken, bağlaçlar bir öğe özelliği göstermez. (Öğe içinde yer alabilirler).
2. “İle, yalnız, ancak” gibi kelimeler hem edat hem bağlaç görevinde kullanılabilir.
Cümle içindeki anlamı bu nedenle önemlidir. Ayrıca şu pratik yolla bu kelimelerin edat mı, bağlaç mı olduğunu anlayabiliriz:
“İle” yerine “ve” getirilebiliyorsa; “ile” bağlaçtır.
(Birincisinde “ve” gelebildiği için bağlaç; ikincisinde “ve” kullanılamadığı için edattır.)
“Yalnız, ancak” kelimeleri yerine “ama” bağlacı getirilebiliyorsa, bu kelimeler bağlaçtır. “Sadece” kelimesi getirilebilirse bu kelimeler edat olur.
3. Edatlar cümleden atılamaz. Cümle anlamsızlaşır. Bağlaçlar cümleden çıkartılınca cümlenin anlamı daralsa da cümle anlamsızlaşmaz.
(Cümle anlamsızlaştı. Bu nedenle “gibi” edattır.)
(Cümle anlamını pek kaybetmedi. Bu nedenle “ama” bağlaçtır.)
DİKKAT! Bu özellik her zaman için geçerli olmayabilir…
SÖZCÜK TÜRLERİ:
Fiilimsiler
a) İsim-fiiller (Ad-Eylem)
b) Sıfat-Fiiller (Ortaç)
c) Zarf-Fiiller (Bağ-Fiil, Ulaç)