Erozyon Dede olarak tanıdığımız Hayrettin Karaca'yı "Siyaset Meydanı" nda bir kez daha "ibretle" izledim. Söylediği her cümle sarsıcıydı ama biz insanlar bir türlü sarsılıp da kendimize gelmeyi beceremiyorduk işte.. "İhtiyacınız kadar tüketin" diyordu, kameranın gözüne bakarak Hayrettin Karaca Üzerinde yıllardır çıkarmadığı o kırmızı süveteri, beyaz gömleği vardı yine Betonlaşma yüzünden toprağı kalmayan İkitelli'nin nasıl yağmura teslim olduğundan söz ediyordu. "Açlık geliyor, açlık" diyordu. "'ten sonra birbirinizi yiyeceksiniz. O ihtiyar söylemişti diyeceksiniz" Sonra Ali Kırca'ya döndü hışımla: "Bu işte en büyük sorumlu sizsiniz, medyadır. Az sonra, az sonra, diye diye reklam verip, duruyorsunuz. Nedir reklam? Al, tüket, çöpe at demek Eğer sen reklam vermezsen, dünyayı kirletmezsen, maaşını alamazsın değil mi?.. Ben Ali Kırca'dan şikayetçiyim" Erozyon Dede yıllardır sesini duyurmaya çalışıyordu. Ne yazık ki pek az kimse haykırışını duyabilmişti. Karaca, sonunda taktik değiştirmişti. "Televizyonda olay yaratarak" dikkatleri çekmek istiyordu. Geçen hafta da bir yerel televizyondaki canlı yayında sunucunun yakasına yapışıp, sallamıştı Seller, kendisine yapılan saygısızlığı içine sindiremeyen "toprağın" intikamından başka bir şey değil. Ve biz yeni bir afete kadar Erozyon Dede'nin anlattıklarını yine "masal" sanacağız. En iyisi, Aşık Veysel'in dizelerini hatırlamak. Çünkü tam sırası Havaya bakarsam hava alırım Toprağa bakarsam dua alırım Topraktan ayrılsam nerde kalırım Benim sadık yarim kara topraktır.
(bkz: kara toprak)
açılımı; kimse beni kara toprak kadar sabır ve aşkla bekleyemez, bu yüzdendirki tek sevdiceğimdir.
çiftlik yasasında, ne ekersen onu biçersin.. toplumsal hayat öyle mi ama?..
toprak bu bakımdan da sadıktır ama unutulmaması gereken şudur: çiftlik yasasında işleri erteleyemezsin.. ekimi, dikimi ya da gübreyi ertelersen işler sarpasarar çünkü dış etkenleri sen belirleyemezsin..
insan ilişkilerimizde de geçerli olması gereken bu düzeni, erteler ya da es geçer ancak gene de doğru sonuç almaya çalışırız.. kimi kandırıyorsak?..
çiftlik yasası tüm yaşamımıza hakimdir oysa ki..
ustad asik veysel'in cok efkarlandiran siiri.
dost dost diye nicesine sarıldım
benim sadık yarim kara topraktır.
beyhude dolandım, boşa yoruldum
benim sadık yarim kara topraktır
nice güzellere bağlandım kaldım
ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
her türlü istediğim topraktan aldım
benim sadık yarim kara topraktır
koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi
yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
kazma ile dövmeyince kıt verdi
benim sadık yarim kara topraktır
adem'den bu deme neslim getirdi
bana türlü türlü meyve bitirdi
her gün beni tepesinde götürdü
benim sadık yarim kara topraktır
karnın yardım kazmayınan, belinen
yüzün yırttım tırnağınan, elinen
yine beni karşıladı gülünen
benim sadık yarim kara topraktır
işkence yaptıkça bana gülerdi
bunda yalan yoktur herkes de gördü
bir çekirdek verdim, dört bostan verdi
benim sadık yarim kara topraktır
havaya bakarsam hava alırım
toprağa bakarsam dua alırım
topraktan ayrılsam nerde kalırım
benim sadık yarim kara topraktır
bir dileğin varsa iste allah'tan
almak için uzak gitme topraktan
cömertlik toprağa verilmiş hak'tan
benim sadık yarim kara topraktır
hakikat istersen açık bir nokta
allah kula yakın, kul da allah'a
hakkın gizli hazinesi toprakta
benim sadık yarim kara topraktır
bütün kusurumu toprak gizliyor
melhem çalıp yaralarım düzlüyor
kolun açmış yollarımı gözlüyor
benim sadık yarim kara topraktır
her kim ki olursa bu sırra mazhar
dünyaya bırakır ölmez bir eser
gün gelir veysel'i bağrına basar
benim sadık yarim kara topraktır
tarkan tarafından yorumlanmıştır.
monash.pwmonash.pw?v=
bizim türk insanımızda şöyle mal bir özellik var. sinemada bir film bitmeden eğer ekranda yönetmen vesaire birilerinin isimleri yazıyorsa ama arka fonda film devam ediyorsa bile kalkıp koltuklarından giderler. entelköy efeköye karşı filminin sonunda aynı buna benzer bir an yaşandı. ve o an tarkanın bu yorumu başladı çalmaya. birkaç kişi yerine mıhlandı bu doyumsuz yorumu dinlemek için, tıpkı bizim gibi. buda böyle bir tespitim ve anımdır. bu arada tarkan.. yüreğine sağlık .
monash.pwk0nbzfy2-qk&feature=related
(bkz: benim sadik yarim kara topraktir)
mahsuni şerif in kafasına takılan tespittir.
kendi sesinden dinlemek için buyrun
ahrette selamım olsun veysel'e
neden sadık yarin kara topraktır?
yiyen yedi konan göçtü dünyadan
neden sadık yarin kara topraktır?
toprağın üstünde ağalar gezer
onlar ekip biçer bağrımı ezer
başına çalınsın bir karış mezar
neden sadık yarin kara topraktır?
toprağı olanlar toprağa söver
toprağı olmayan bağrını döver
babamın toprağı var ondan över
neden sadık, yarin kara topraktır?
toprağın sırrını fakirden sormam
öyle boş boşuna kafamı yormam
denizde ölürüm toprağa girmem
neden sadık yarin kara topraktır?
ben dünyadan doya doya giderim
tarihten sızarak soya giderim
kafam kızar ise aya giderim
neden sadık yarin kara topraktır?
sorun ki insanlar neye taptılar
başlan kesipte ayak öptüler
gözünü yediler heykel yaptılar
neden sadık yarin kara topraktır?
bir toprak olunca dağıt çok olur
akılsız kafaya öğüt çok olur
«atatürk» ölünce ağıt çok olur
neden sadık yarin kara topraktır?
koyun vermiş, kuzu vermiş, ot vermiş
fakirin hakkını neden kıt vermiş
fakirler ot yutmuş, beyler et yemiş
neden sadık yarin kara topraktır?
hakaret değildir sana muradım
yıllar yılı veysel'imi aradım
benim sadık yarim anam avradım
neden sadık yarin kara topraktır?
topraktan yapılır kılıçla kama
toprağın güneşi benzer akşama
mahzuni, veysel'in yavrusu ama
neden sadık yârin kara topraktır?
her kim ki olursa bu sırra mashar, dünyada bırakır ölmez bir eser..
tarkan'ın çok güzel yorumladığı üstad aşık veysel şiiridir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.