bergen sanatçı hayatı / Bergen kimdir? Şarkıcı Bergen kaç yaşında, ne zaman ve nasıl öldü? İşte hayatı

Bergen Sanatçı Hayatı

bergen sanatçı hayatı

kaynağı değiştir]

Dönemin tanınmış estetik cerrahı Onur Erol, kezzap saldırısı ile ağır biçimde yaralanan Bergen'e gönüllü olarak yardım etti. Onur Erol, hastasının durumunu 13 Şubat 2010 tarihinde bir gazeteciye şöyle tarif etti:

“En az üç kez ameliyat ettiğimi hatırlıyorum onu. Çünkü dokuların iyileşmesi, olgunlaşması aylar sürer bu tip yanıklarda. Zımparalama yöntemiyle Bergen’in derilerini soymuştuk. Sağ gözü çıkmıştı, kapakları kapanmıyordu. Sonradan eklenecek protez için göz çukuru yaptım. Burun kanatları yok olmuştu, oraya kıkırdaklar kondu. Yüzüne kalçasından deri eklendi.”

"Arabesk kraliçesi" oluşu[değiştir

Bergen kimdir hayat hikayesi nedir? Bergen zaman vefat etti? Bergen gerçek hayat hikayesi!

Türkiye'de kadına şiddete karşı sembol isimlerinden biri olan, arabesk şarkıcısı Bergen gerçek hayat hikayesiyle dikkat çekiyor. Bergen neden öldü ve kim öldürdü merak ediliyor. Bergen kimdir hayat hikayesi nedir araştırılıyor. Bergen filmi ile gündeme gelen, şarkıcı Bergen gerçek hayat hikayesi ile kadına şiddetin sembolü haline gelmiştir. Bergen kimdir hayat hikayesi nedir? Bergen zaman vefat etti? Bergen gerçek hayat hikayesi! Detaylar haberimizdedir…

Belgin Sarılmışer veya bilinen sahne adıyla Bergen, 15 Temmuz 1959 yılında dünyaya gelmiştir. Bergen, Mersin- Tarsus 14 Ağustos 1989'da öldü. Türk arabesk-fantezi şarkıcı ve oyuncu. Bergen, yaşamı ve ölümüyle Türkiye'de kadına karşı şiddetin sembol isimlerinden ve yüzlerinden biri olmuştur. Belgin Sarılmışer, 15 Temmuz 1959'da Mersin'de yedi çocuklu bir ailenin son çocuğu olarak doğdu. Anne ile babası boşandıktan sonra annesi ile birlikte Ankara'ya yerleşti.

İlk öğretimini Yenimahalle Yunus Emre İlkokulunda tamamlayan Bergen, okulda mandolin çalarak, şarkı söylüyordu. Bergen'in müziğe yeteneğini fark eden öğretmenleri, mezun olduktan sonra ünlü ismi konservatuvar okumaya teşvik etti. Ankara Devlet Konservatuvarının sınavlarına girerek, piyano bölümünü birincilikle kazanan sanatçı, ilk iki yıl piyano ve viyolonsel eğitimi aldı. Maddi sıkıntılar yüzünden okulu yarım bıraktı ve yaşını büyüterek bir müddet PTT bünyesinde memur olarak çalıştı.

Bergen, 1977 yılında bir evlilik yaptığı ve çocuğu olduğu iddiası ailesi tarafından yalanlanmıştır. 1979 yılında arkadaşlarıyla eğlenmek için gittiği Feyman Gece Kulübü'nde öylesine sahneye çıktı. Kulüp sahibi İlhan Feyman tarafından beğenilince orada çalışması için teklif aldı. Teklifi kabul edip Feyman Gece Kulübü'nde Grup Lokomotif orkestrası ile birlikte Türk sanat müziği, Türk hafif müziği ve dönemin modası olan arajmanlardan oluşan repertuarlarla sahne aldı. Bir yıllık çalışmanın ardından Feyman Gece Kulübü'ndeki işi bittiğinde Adana'daki Kuyubaşı Gazinosu'ndan gelen 8 aylık çalışma karşılığında verilecek bir otomobil teklifini kabul etti. Ama iş bitiminde otomobil elinden alındı ve borç içinde kaldı.

Ankara'dan sonra iş için 1981 yılında Adana'ya giden Bergen Adana'da Halis Serbes ile tanıştı. Serbest, her gece şarkıcıya çiçekler gönderiyor ve her gece Bergen'in çalıştığı pavyona gidip en ön masadan şarkıcıyı seyrediyor. Serbest'in ısrarı ve inadı ile evlendiler. Ancak Serbest'in başkasıyla evli ve üç çocuklu olduğu; kendisinin var olduğunu zannettiği nikahının ise Serbes tarafından ayarlanmış bir oyun olduğu ortaya çıkınca Bergen ilişkiye son verdi.

Serbes'in birçok kez şiddet uygulaması ve aralarında yaşanan problemler dolayısıyla Adana'dan Ankara'ya dönen Bergen, yeniden gece kulüplerinde sahne aldı. Adını Norveç'in Bergen şehrinden esinlenerek 'Bergen' olarak değiştirdi. 1979'da Ankara Başkent Gazinosu'nda Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses ve Müjde Ar'ın bulunduğu kadroda uvertür sanatçı olarak sahne çıkmaya başladı, 1982'de ise Atlas Plak imzalı "Şikayetim Var" kasetini müzikseverlerle buluşturdu. Serbes'in kendisine uyguladığı şiddete rağmen aşık olduğunu söyleyerek, 9 Ocak 1982'de Serbes'le resmi nikahla tekrar evlenen Bergen, aynı yıl 31 Ekim'de İzmir'de çalışırken eşinin azmettirmesi sonucu kezzap saldırısına uğradı. Sanatçı, saldırıda tek gözünü kaybetti, vücudunun büyük bir kısmı da yandı. Bergen olayla ilgili şöyle demiştir:

"İlişkimizin sonlarına doğru evde bir kadın külodu buldum. İşte o zaman tam anlamıyla yıkıldım ve Adana'dan Ankara'ya kaçtım. Kaçtığımı öğrenir öğrenmez beni takip etti. Son olarak İzmir'de bir pansiyonda buldu. Yüz vermediğim için beni tehdit ediyordu. Yüzüne kezzap atarım diyordu. Ama ben inanmıyordum."

Halis Serbes bir kiralık katile 500 bin lira vererek İzmir'e gönderir. 31 Ekim 1982 gecesi İzmir Alsancak'ta New York adındaki pavyonun kapısında Bergen annesiyle birlikte bir taksiye binmek üzereyken, kiralık saldırgan şarkıcının üzerine bir kova kezzap attı. Bergen, daha sonra yapılan bir mülakatta olay anını şöyle anlatacaktı:

"O anda iki gözüm gitti. Biraz alkollü olduğum için hiçbir şeyin farkında değilim. Sadece çığlıklar duyuyorum. Bir ara 'Suya götürün!' diyorlar. Kadere bak ki, sular kesik. Su, ip gibi akıyor. Üzerimdeki giysileri yırtıp her tarafımı sardılar. O an her yer çok karanlık, bir şey göremiyor, gözlerimi açamıyorum. Kısa bir süre sonra ekip arabası geldi. Ege Üniversitesi Hastanesi'ne götürdüler. Hastanede 45 gün kaldım, yara tedavisi gördüm."

Olay anında yanında olan annesi şöyle dedi:

"İki yıl önce kızımı eter koklatarak kaçırdı. Bergen'e pavyon fedailiği yapan bu adamla evlenmemesini, kendisini mutlu edemeyeceğini defalarca söyledim. Fakat o "Bir defa adım çıktı, geri dönemem," diyerek beni dinlemedi. Gece kulüplerinde Türk müziği söyleyen kızım sesi ve fiziğiyle kısa zamanda aranılan sanatçı oldu. Bergen'in başarısını kıskanan damadım her gün bir huzursuzluk yaratıp kavga çıkarıyordu. Sonunda bu evliliğin artık yürümeyeceğini düşünerek boşanmaya karar verildi. Buna rağmen kızımın peşini bırakmayan ….. "Seni kimselere yar etmem," diyerek devamlı tehdit ediyordu."

Bergen, bu olayda ağır biçimde yaralandı. Olayı basından takip eden dönemin meşhur estetik cerrahı Onur Erol, Bergen'e gönüllü olarak yardım etti. Bergen İzmir'den Ankara'ya getirildi. Onur Erol, 13 Şubat 2010 tarihinde Milliyet gazetesinden Elif Berköz'e hastasının durumunu tarif etti:

"En az üç kez ameliyat ettiğimi hatırlıyorum onu. Çünkü dokuların iyileşmesi, olgunlaşması aylar sürer bu tip yanıklarda. Zımparalama yöntemiyle Bergen'in derilerini soymuştuk. Sağ gözü çıkmıştı, kapakları kapanmıyordu. Sonradan eklenecek protez için göz çukuru yaptım. Burun kanatları yok olmuştu, oraya kıkırdaklar kondu. Yüzüne kalçasından deri eklendi."

Halis Serbes 2 aylık firardan sonra yakalanıp 13 yıl hapis cezası aldı. Saldırıdan sonra hastaneyi arayan Serbes ağlayarak olayla bir bağlantısı olmadığını söyleyerek yalan söyledi.

Sağ gözünün hasarı yüzünden saçlarını sağ gözünün üzerine atmasıyla, bazense güneş gözlüğüyle olan imajıyla akıllarda kaldı.

Sanatçının mezarı katilin tehditleri nedeniyle 6 kilitli bir kafesle korunmaktadır. Kardeşi bu durumla ilgili şöyle demiştir: "O adam, 32 yıl önce Belgin'i öldürmeden, gecenin ikisinde arardı telefonla "Kemiklerini size bırakmayacağım, onu öldüreceğim" derdi. Annem o mezara o kafesi onun için yaptırdı." 2018'de katil 4 çocuğa cinsel istismar suçlamasıyla tutuklandı.

Su kesintisi duyuruları için tıklayın.

AnkaraBergenHaberler

Şarkıcı Bergen kimdir, kaç yaşında, neden öldü? İşte Bergen'in hayatı

Hayatı acılarla dolu Bergen’in yaşamını anlatan film için sinemaseverlerin heyecanlı bekleyişi sona erdi.  Usta sanatçıya filmde Farah Zeynep Abdullah hayat verdi. İşte Bergen’in yaşamı…

BERGEN KİMDİR, NEDEN ÖLDÜ?

"Bergen" sadece 30 yıl yaşadı. Hayatını Halis'e duyduğu ölümüne aşka adadı. Tek isteği şarkı söylemekti. Ancak Halis'in kıskançlık krizleri buna izin vermedi. Önce yüzüne kezzap atıp güzelliğini elinden aldı, sonra da tek kurşunla canını. Bergen'in yeğeni Esra Zorlular anlattı, Yavuz Hakan Tok kaleme aldı. İşte "Acıların Kadını Bergen"in hikayesi...

Bazen insanlar hiddetli sever, ölesiye sever, yaşadıkları kötü olaylar sevgisinden bir şey götürmez" demişti Bergen yeğenine. Bambaşka bir hayatı olabilirdi. İlkokulu bitirir bitirmez konservatuvara girdi. Hem de sınavı birincilikle kazanarak. Asıl adı Belgin'di. Okulu hiç sevmedi. O sadece şarkı söylemek istiyordu. Kafasını karıştıran notalardan, her gün o kocaman viyolonseli tıngırdatmaya çalışmaktan çok sıkılmıştı.

İlk aşkı Yalçın’dı. Taksi şoförü Yalçın. Ona zorla sahip olan Yalçın. Bir gün karşısına geçip, başkasıyla evleneceğini söyleyen Yalçın. Belgin, aşkın ilk tokadını ondan yemişti. Yiyeceği tokatların yanında bu hiçbir şeydi elbet.
Okulu bıraktı, sahneye çıkmaya karar verdi. Yaşını büyüttüler. Şimdi ona bir sahne adı gerekiyordu. Gazetede Norveç’in Bergen şehrinden bahseden bir haber gördü. Çok sevdi, olmuştu bu iş.

Pavyonda kendisine uzun süre bakana, “Çok beğendiyseniz küçük oğlunuza alın” diyecek kadar çetin cevizdi. Yaralarını, şarkı söyleyerek sarıyordu. Yalçın’dan sonra kimse girmemişti hayatına. Ne olduysa Adana’da oldu. ‘Kömür gözlü adam’ her gece pavyonda karşısına kurulup bir saniye bile gözünü ayırmadan onu seyretti, her gece usanmadan kulise çiçek gönderdi... Bergen, kafasına attı çiçekleri. Halis’ti adı. Şimdi karşısında neredeyse ağlayacak gibi duran adam, hayatının kâbusu ve tabii büyük aşkı olacaktı.
Halis, gurur yaptı, gelmedi uzun süre pavyona. Ama çiçekleri yollamayı sürdürdü. “Beni tanısan seversin” diye yazdı bir karta. Bergen, çiçekleri, ilk kez o gece çöpe atmadı.Bergen, taksitle araba almıştı. Senetlerini ödeyemeden yandı, kül oldu. Halis söndürmeye çalıştı yangını. “Ağlama” dedi, “Üzülme. Ben sana yenisini alırım...” O gün âşık oldu Halis’e... Sonra öğrendi arabayı Halis’in yaktığını. Ona yeni bir araba alarak aklını çelmek için yapmıştı bunu. Büyük aşk bunun da üstesinden geldi, evlendiler...
Defalarca dayak yedi Bergen. Sonra arada eve gelmeyen Halis’in zaten evli olduğunu öğrendi. Nikâh memuru da yalandı, şahitler de, her şey...Ne Halis’le olabiliyordu, ne Halis’siz. Adam da deli gibi seviyordu Bergen’i, delirmiş gibi. Sahneye çıkmasını istemiyordu, “Boşanacağım” diyordu. Boşandı da... Sahneyi bırakması şartıyla evlendiler.
Bergen, evinin kadını oldu, evinin neredeyse her gün yüzü gözü dağılan kadını. Her defasında sahneye kaçtı Bergen. Her defasında Halis’in kara gözlerine bakıp barıştı. Her seferinde hayatını astığı yerden yeniden giyindi, bir kez daha bir kez daha...Defalarca kaçtı. Mersin’e, İzmir’e... Arada ona âşık olanlar oldu, o Halis’ten başkasını sevmedi. Bir gün acı acı çaldı telefon, Ankara’daki evi yanmıştı. Yine yanında “Üzme kendini” gibi kısacık cümleleriyle Halis vardı. Yine evi eski haline o döndürmüştü. Peki yine o mu yakmıştı? “Ben yapmadım” diyordu. Halis’e güvense de güvenmese de kendine kızıyordu Bergen.

Şarkıcı Bergen kimdir, kaç yaşında, neden öldü İşte Bergenin hayatı

Halis ne zaman “Çıkmayacaksın ulan bir daha sahneye” diye alevlense, Bergen’in kanı hızlı akmaya başlıyordu. ‘Hangisi daha delikanlıydı yarışı’ başlayıveriyordu.Evlendiler sonunda. 9 Ocak 1982’de günlüğüne “Evlendim” diye yazmıştı Bergen. Birlikte yaşamaya başladıktan sonra Halis yine eski hayatına dönmüştü. Bergen ise yine evinin kadını.
Peşi sıra kavgalar, dayaklar... Bıraktı Halis’i. Kaçtı gitti İzmir’e. Sahneye çıktı yeniden. O kaçtı, Halis kovaladı. Adana delikanlısı, “Üç gün sonra bütün gazeteler senden bahsedecek” dedi. Dediği de oldu.Bir adam elindeki kovayı Bergen’e doğru savurdu. Önce bir sıcaklık hissetti yüzünde, vücudunda. Canı yanıyordu. O kovada kezzap vardı. Halis yine sahnedeydi. Görmüyordu Bergen.

Şarkıcı Bergen kimdir, kaç yaşında, neden öldü İşte Bergenin hayatı

Hastane yatağında rüyasına girmişti, Müslüm Gürses ile “Cehennem ateşi ahirette olur/ Sen beni dünyada ateşe attın” diye şarkı söylüyorlardı. Çok sonraları gerçek olmuştu rüyası.Bütün gazeteler Bergen’in acıklı hikâyesini yazıyordu. Halis hapse, Bergen İstanbul sahnelerine gitti. Kısa süre görüşmediler.

Bu bile bitirmedi bu aşkı. Bergen, Halis’i ziyarete gidiyor, para götürüyordu. Şöhreti artık Türkiye sınırlarını aşmıştı. Yurtdışı turnelerine çıkıyor, sahne aldığı yerlerde izdiham oluyordu. Bülent Ersoy’lar, İbrahim Tatlıses’lerle aynı sahnedeydi artık.Aklıysa Halis’teydi. Bir gün yine kavuştular. Aynı film yeniden çekildi. Kimse değişmiyordu. Adam kıskanç, kadın inatçıydı. Boşandılar.

Bir gün annesiyle yine bir başka şehre giderken arkadaki araba direksiyon kırıp, önlerine geçti. Halis’ti. Tartışmaya başladılar. Tek bir el silah sesi duyuldu. Bergen’in ağzına dolan kan, çenesinden boynuna ağır ağır akmaya başladı.Bir gün annesiyle yine bir başka şehre giderken arkadaki araba direksiyon kırıp, önlerine geçti. Halis’ti. Tartışmaya başladılar. Tek bir el silah sesi duyuldu. Bergen’in ağzına dolan kan, çenesinden boynuna ağır ağır akmaya başladı.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır