Beyaz Gemi kitabı yılında Kırgız yazar tarafından yazılmış bir eserdir. Bu eser yılında ise Ötüken Neşriyat yayın evi tarafından Türkiye Türkçesine çevrilmiştir. Beyaz Gemi kitabı toplam sayfadır. Bu kitabı Türkiye Türkçesine çeviren çevirmen Refik Özdek'tir.
Beyaz Gemi Kitabı Konusu ve Anafikri
Beyaz Gemi kitabının konusu san taş vadi etrafında dedesinden başka hiç kimsesi olmayan ve birkaç insanla bu bölgede yaşamak zorunda olan, özünde mutlu olmaya çalışan bir çocuğun hikayesini anlatmaktadır. Beyaz Gemi kitabının ana fikri ise insanlar hoşgörülü ve güçsüz göründüklerinde ezmeye çalışmamalı her insan doğası gereği farklı olabilir.
Beyaz Gemi Kitabını Kim Yazmıştır?
Beyaz Gemi kitabının yazarı ünlü Kırgız Türkü yazar Cengiz Aytmatov'dur.
Beyaz Gemi Özet
Mümin dede zamana meydan okuyan, yaşlı olsa dahi sürekli olarak çalışmaya devam eden bir kişidir. Mümin dedeyi çalışmaya zorlayan, annesi ve babası tarafından terk edilmiş küçük torununa sahiplenişi ve ona bakmak zorunda oluşudur. Mümin dedenin torunu ise sürekli olarak kitaplarla haşır neşirdir. Hayal gücü de son derecede gelişmiş bir çocuktur. Hayal gücünün gelişmesinde ki en büyük etken ise dedesinin zamanında ona anlattığı hikayelerdir. Dedesinin anlattığı hikayeler sayesinde hayalperest bir çocuk haline gelmiştir. Mümin dedenin torununa anlattığı hikayelerden birisi ise Maral Ana efsanesidir.
Bu efsaneye göre Kırgız Türkleri bir gün yuğ töreni düzenlerlermiş. Yuğ töreni ölen hanları için düzenlenmekteymiş. Tam bu tören esnasında ise bir saldırı düzenlenmiş ve törene katılan bütün Kırgızlar bu saldırı sonucu hayatını kaybetmiş. Tören sırasında ise yalnızca bir kız ve bir erkek sağ kalmış. Kız ve erkek ormana doğru kaçmış. Kaçtıklarını gören saldırganlar ise hemen peşlerinden gitmişler. Kız ve erkeği yakalayan saldırganlar onları öldürmek üzere bir uçurumun kenarına götürürler. Tam o esnada ise Maral ana çıka gelmiş. Çocukları himayesi altına almak istediğini söylemiş. Saldırganlar ise bunun üzerine çocukları öldürmekten vazgeçmiş fakat Maral anaya da diğer insanlar karşısında dikkatli olması gerektiğini söylemiş.
Maral ana her şeye rağmen çocukları himayesi altına alır. Onları Issık gölü çevresine götürür. Buradan ise Kırgız Türkleri ile Maralların tekrardan çoğalmasını sağlar. Kırgızlar ve Marallar bu sayede uzun süre birlikte yaşarlar. İçlerinden bazı insanlar ise kendilerini Maralların soyundan geldiğini belli etmek amacı ile Kırgızlardan birini öldürür. Ardından boynuzlarını da babasının mezarına getirir. Bu şekilde Maral soyundan gelenlerin soyu belli olması amaçlanır.
Anne ve babası tarafından terk edilen çocuk dedesi ile birlikte gel zaman git zaman dağın eteklerinde birlikte vakit geçirir.
Beyaz Gemi Karakterleri
- Mümin Dede
- Çocuk
- Orozkul
- Bekey
- Seydaahmet
- Gülcemal
- Kulubeg
- Koketay
beyaz gemi kitabinin ana fikri-Beyaz Gemi - Cengiz Aytmatov - Ana Fikri konusunun etiketlenmis sayfasi* Beyaz Gemi - Cengiz Aytmatov - Ana FikriYayınevi: Elips Yayınları Basım Tarihi: Kitap Türü: Cengiz Aytmatov'un insanı ve insanın duygu ve düşüncelerini dede-torun, masal-gerçek arasında kurduğu dramatik çerçevede ele alan ve tahlil eden şâheser bir hikayesidir. Diğer "Cengiz Aytmatov" Kitapları: 1. Gün Olur Asra Bedel - Cep Boy Benzeyen Konular* beyaz gemi - cengiz aytmatov Link ve Resimleri Yalnizca �yeler g�rebilir küçük bi parça: " onun iki masalı vardı. biri kendisinindi ve başka kimse bilmezdi. ötekini ise dedesi anlalmıştı ona. sonra ikisi de yok olup gitti. şimdi biz bunlardan söz edeceğiz. o yıl yedi yaşını doldurmuş, sekizine basıyordu. ona önce bir çanta aldılar. kulpunun altında parlak madenden yaylı bir * 2 gemi Libya'da 2 gemi de yola çıktı Deniz Kuvvetleri Komutanı Uğur Yiğit, Libya'daki operasyonla ilgili olarak, Türkiye'den 2 geminin Libya'da olduğunu, diğer 2 gemiyle denizaltının da hazırlıklarını tamamlayarak yola çıktıklarını söyledi. Yiğit, Pakistan Milli Günü kutlamasının gerçekleştirildiği Swiss Otel'de gazetecilere yaptığı açıklamada, Libya'daki operasyon konusunda, tezkere çıktığında göreve başlamak için gerekli * beyaz gemi beyaz geminin özeti , ana fikri , ana düşüncesi , yani kısacası herşeyi kısa bir şekilde nolur cevaolayın :(((((((( * dev şeftali kitabının ana fikri nedir? Lütfen acilll Beyaz Gemi - Cengiz Aytmatov - Ana Fikri ile alakalı diğer sayfalarYorumlar: Misafir:Beyaz geminin anafikri acil Mesaj mobil cihaz üzerinden gönderilmistir Mesaj mobil cihaz üzerinden gönderilmistir - Misafir:İnsanları güçsüz ya da hoşgörülü oldukları için ezmeye çalışmamalı ve küçük çıkarlar uğrunda doğaya zarar vermemeliyiz. - "Beyaz Gemi - Cengiz Aytmatov - Ana Fikri" Konusuna Yorum Yapın: |
Cengiz Aytmatov tarafından kaleme alınan Beyaz Gemi birçok okuyucuyu kendine hayran bırakmıştır. İnsan ve doğa kavramının geçtiği eser, oldukça dramatik ögeler barındırır. Biz de bu muhteşem kitabı “Beyaz Gemi Özeti ve Analizi” başlığı altında inceleyeceğiz. Gelin ilk olarak kitabın özetine hep birlikte bakalım. Ardından kitap analizinde değinilmesi gereken noktaları irdeleyelim.
San-Taş vadisinde üç hane vardır ve yalnızca çocuk, dedesi Mümin, ninesi, Orozkul, Gülcemal, Seydahmet, Bekey Hala yaşar. Bu evlerden birinde çocuk, dedesi ve üvey ninesi birlikte otururdu. San-Taş vadisi, boğazların ve yamaçların arasında bulunan bir bölgedir. Burada çocuğun hiç arkadaşı yoktur. Onun hayatı oldukça sıkıcı bir şekilde geçer.
Çocuğun buradaki en büyük eğlencesi dürbünüyle Isık Gölü’nü izlemektir. Oradan geçen beyaz gemiye bakardı. Çocuk, hayallerle yaşamayı seven biridir. Çünkü dedesi ona sürekli efsanevi masallar anlatır. Çocuk, dedesinin anlattığı masallara inanarak sürekli hayal kurar. Annesi ve babası küçükken gitmiştir. Babasının o beyaz gemide çalıştığına ve kendisinin de bir gün balık olup babasına kavuşacağına inanır.
Çocuğun dedesi akıllı biridir. Bu yüzden ona Kıvrak Mümin lakabı takılmıştır. Damadı Orozkul ise alkolik ve çok sinirli biridir. Mümin dedeyle birlikte çalışırlar. Orozkul’un eşi olan Bekey, kısır biridir. Orozkul, çocuğu olmadığından dolayı her akşam alkol içip Bekey’i döver.
Orozkul, bir gün arkadaşlarıyla alkol içerken bir söz verir. Tomruğu kesip ağaçtan indirip çayın karşısına geçirerek kamyona yükleyecektir. Ayıldıktan sonra verdiği sözden pişman olur. Ancak artık iş işten geçmiştir. Verdiği sözden dolayı tomruğu çıkarmak zorundadır. Vadiye ara sıra “Maşin Mağaza” adı verilen yere bir kamyonla eşya bırakılır. Mümin dede buradan çocuğa bir okul çantası alır.
Bir yıl sonra çocuk okula gitmeye başlar. Dedesinin masal anlatmasını çok seven çocuk, sürekli “Boynuzlu Maral Ana” masalını dinler. Dedesinin söylediğine göre onların soyları Boynuzlu Maral Ana’ya dayanır. Masalda maral, çocuğunu bırakıp San-Taş vadisinin arkasına gitmiştir. Ancak hala çocuğunu korumaya devam eder.
Dede, çocuk okula başladığı günden beri onu sürekli götürüp getirir. Bir gün çocuk yol kenarında taşlarla oynarken kuru ot almaya gelen beş-altı kamyon görür. Çocuk bu kamyonların peşinden koşmaya başlar. Genç bir şoför olan Kulubeg, çocuğu görünce durur ve onunla konuşur. Çocuğun dedesini tanıdığını ve kendisinin de Boynuzlu Maral Ana’nın soyundan geldiğini söyler.
Mümin Dede ve Orozkul birlikte çalışırken maralları görürler. Fakat çok yoğun olduklarından marallarla ilgilenemezler. Aynı gün, Mümin Dede torununu okuldan almak için izin ister. Orozkul, daha çok işleri olduğunu ve tomruğu çıkartmaları gerektiğini söyleyerek izin vermez. Ne kadar uğraşsalar da tomruğu çıkaramazlar. Saatin geçtiğini gören Mümin Dede izin almadan torununu almaya gider.
Yolda çocuğu öğretmeninin getirdiğini görür. Öğretmenden özür diler ve çocuğu ondan alır. Çocuk, dedeyle küsmüştür. Bu yüzden onunla konuşmaz. Dede, çocuğun onunla barışması için Boynuzlu Maral Ana’yı gördüğünü söyler. Çocuk, bunu duyunca heyecanlanır ve ormana gitmek için dedesine yalvarır. Ancak saat çok geçtir ve eve gitmek zorundalardır.
Eve gidince Orozkul’un çok sinirlendiğini görürler. Eşi Bekey’i de yine dövmüştür. Çocuk, bu manzara karşısında üzülerek odasına yatmaya gider. O gece, dışarıda büyük bir tipi vardır. Kulubeg ve arkadaşları da bu yüzden Mümin Dede’ye sığınır. Sabah da tekrar yola çıkarlar. O sabah, Orozkul’un sarhoşken söz verdiği arkadaşları gelir.
Orozkul ve arkadaşları Seydahmet, Koketay birlikte tomruğu çaydan çıkarmaya giderler. O sırada dede de Orozkul’un affetmesi için peşlerine takılır. Tomruğu çıkarırken yine marallar görülür. Ancak kimse marallarla ilgilenmez. En sonunda tomruk çıkarılır ve kamyona yüklenir. Gece, yine hep birlikte Orozkul’un evine dönerler.
O gün çocuk hastadır. Akşam kahkaha sesleriyle uyanarak bahçeye gider. Herkesin gayet neşeli ve sarhoş olduğunu görür. Mümin Dede ise et dolu bir kazanın başında ateşle oynar. Çocuk, dedesine seslenir. Ancak dede, onu duymamaktadır. Bu durumda çocuk kötü bir şeyler olduğunu hisseder. Etrafına baktığında kanı kurumamış bir geyik derisiyle karşılaşır. Orozkul da geyiğin boynuzlarını kırmakla meşguldür.
Çocuk, bütün olanı tahmin etmiştir. Bu korkunç tablo karşısında dayanamayıp odasına geçip ağlamaya başlar. Bu sırada Kulubeg’in bir gün geleceğini ve Orozkul’a haddini bildireceğini hayal eder. O sırada çocuk yine kahkahalarla uyar. Seydahmet, gün boyunca olan biteni kahkahalarla anlatmaya başlar.
Tomruğu kamyonete yerleştirdikten sonra Seydahmet ve Mümin Dede ormana çalışmak için giderler. O sırada yine maralları görürler. Seydahmet maralları vurmak ister ancak Mümin dede buna karşı çıkar. O sırada Seydahmet maralların peşinden gitmeye başlar. Sarhoş olduğundan dolayı nişan alamaz. Bu yüzden Mümin Dede’nin vurmasını ister.
Seydahmet, dedenin gözünü korkutmuştur. Ayrıca Mümin Dede Orozkul’un onu affedeceğini düşünerek marallardan birini istemeden vurur. Çocuk, bu duyduklarından sonra yine dedesinin yanına gider. Dedesi yere yığılmış kalmıştır. Çocuk ona seslenir. Ancak Mümin Dede duymaz. Sonrasında çocuk balık adam olup babasına kavuşacağını düşünerek suya atlar. Su, çocuğu alıp götürür. Çocuk da hiçbir zaman balık adam olamayacaktır.
Kitapta bulunan karakterler, aslında hayat içinde sürekli karşılaştığımız tiplemelerdir. Cengiz Aytmatov, karakterlere yüklediği özelliklerle doğa ve insan arasındaki bağı göstermeye çalışmıştır. Bu durum, bazen bir çocuğun hayalinde bazen ise bir insanın egosunda görülmüştür. Kitaptaki karakterlerin özelliklerine gelin hep birlikte bakalım.
Eser özellikle değerler çatışması açısından incelendiğinde en fazla görülen olgu, doğa ve insan çatışmasıdır. Yazar, bu açıdan doğa ile insan arasında oluşan bağı ortaya çıkarır. Bu bazen bir çocuğun hayalperestliğiyle bazen ise en akıllı varlık olan insanın egosuyla verilir. Yine, eserde kadın- erkek çatışması da ön plana çıkmaktadır. Orozkul ve eşi arasında yaşananlar ataerkilliğin örneklerinden biridir.
Beyaz Gemi kitabında karşılaşılan bir nokta da çocuk ve diğer büyükler arasında olan farklılıklardır. Çocuk, tamamen masumiyeti ve hayal gücüyle insanın içindeki iyiyi gösterir. Ancak onun dışındaki büyükler, sürekli kendi çıkarlarını düşünen bireylerdir. Mümin Dede, nine ve Bekey, sırf ona maaş verdiği için Orozkul’un her dediğini yapmaya çalışır. Örneğin torununu almaya giden Mümin Dede’ye nine ve Bekey, büyük tepkiler verir.
Eser incelendiğinde asıl konunun doğa ve insan çatışması olduğu görülmektedir. Ana değeri ise doğa sevgisidir. Doğa sevgisi Mümin Dede ve çocuk ile birlikte hayvan, orman sevgisi gibi değerlerle ele alınmıştır. Yine doğaya karşı gelme eylemi, Seydahmet ve Orozkul ile gösterilmiştir. Burada insanın elindeki gücün ve mal sevdasının, doğaya nasıl zarar verdiği göz önüne alınmıştır.
Burada sadece Mümin Dede’nin bir yerden sonra kendisiyle nasıl çeliştiği görülmüştür. Aslında doğayı sevse de içinde yaşadığı korku ve Orozkul’dan tepki görmesi doğa sevgisine galip gelmiştir. Maralı vurması, vicdan azabıyla sonuçlansa da bu durumu değiştirmemiştir. Maral ölmüş ve Mümin Dede de yaşadığı azap ve çelişkiyle yüzleşmek zorunda kalmıştır.
Seydahmet ise doğada nadir olarak bulunan marallara av gözüyle bakar. Onun için bir maralı avlamak, kişilere ziyafet verilmesine yetecektir. İnsanların mal edinme hırsı kitapta bütün çıplaklığıyla ortaya konulur. Yine, eserde doğa her ne kadar mağlup olsa da yazar, elinde sonunda doğru olanın kazanacağını okuyucuya sunmuştur. İnsan-doğa çatışması bağlamında hak, adalet ve iyilik gibi değerler eserde işlenmiştir.
Beyaz Gemi eserinde iki tane kadın figürü bulunur. Bunlardan birincisi, sürekli eşi tarafından ezilen ve hiçbir tepki vermeyen Bekey Haladır. O, ata erkliği tamamen kabul etmiş biri olarak gösterilmiştir. Diğeri ise eşinin sakin ve sessiz olmasını fırsat bilerek ona baskı kurmaya çalışan ninedir. Her iki tiplemede de kadınların asıl güç olarak parayı gördüğü söylenebilir. Bekey, eşi ona baktığı için tüm işkencelerine katlanır. Nine de eşine iş verdiği için ona minnet duyar.
Bir diğer kadın tiplemesi olarak ise çocuğun annesi bulunur. O da başka yerde çalışarak para biriktirmek ister. Bu sayede çocuğunu eşinin izni olursa yanına alabilecektir. Ancak görüldüğü üzere yine erkek egemenliğinin baskın olduğu bir durum söz konusudur. Kadın kendi çocuğunu almak için eşinin rızasını almak zorundadır. Ayrıca eserde erkek baskısını en iyi şekilde Orozkul gösterir.
Orozkul, eserde kibirli, zorba ve acımasız biridir. Eşinin kısır olmasını sürekli bahane ederek ona karşı şiddet uygular. Bekey de çocuğunun olmamasını bir lanet olarak görür. Bu durum, toplumsal baskının ve ataerkilliğin kadın üzerindeki etkisini gösterir. Çünkü Bekey, yaşadıkları durumdan dolayı her zaman kendisini suçlamaktadır. Aslında eserde bu kadar aciz biri olması, ona toplum tarafından verilmiş bir roldür.
Eserde çocuğun yaşadığı durum aşırı derecede trajiktir. Anne ve babasının onu bırakıp gitmesi eserde çocuğun yaşadığı ilk travmadır. Çocuğun arkadaşı da yoktur. Tek sığınağı dedesinin anlattığı masallardır. Bu yüzden anlatılan efsanevi hikayeleri gerçek zanneder. Babasına kavuşacağı günün hayalini her daim kurar.
Dedesi tarafından doğa sevgisi aşılanan çocuk, geyiğin ölüsünü gördüğünde de büyük bir şok yaşamıştır. Olanları duyduğunda dedesiyle konuşmak ister. Ancak dedesinin ona cevap vermemesi de bir an önce kaçıp gitme isteğini uyandırır. Bu yüzden balık adam olacağını düşünerek kendisini suya atar. Ancak hiçbir şey hayalindeki gibi olmamıştır. Su, onu alarak sürüklemeye başlamıştır. Çocuk, gerçeklerle acı bir şekilde yüzleşmek durumunda kalmıştır.
Kitap incelemelerini okumaktan hoşlanıyorsanız, size güzel bir önerimiz daha var: Doğu Ekspresinde Cinayet Kitap Özeti ve İncelemesi