beyaz zambaklar ülkesinde karakter analizi / Beyaz Zambaklar Ülkesinde Özeti, Konusu ve Karakterleri - Kitap Diyarı

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Karakter Analizi

beyaz zambaklar ülkesinde karakter analizi

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Beyaz Zambaklar Ülkesinde - Grigory Petrov

Kitap Türü:Yabancı Romanlar

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Özet

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, kurgusal bir romandan daha çok ders verir nitelikte bir kitap. Okuduğunuzda insanı sorgulatan ve okudukça ülkemizi, kendimizi, yaşayışımızı sorgulatan bir eser. Ayrıca ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün okulların müfredatında okutulmasını istediği bir kitap olması bakımından da önemlidir. Çok etkilenerek, ders alarak okudum.

Beyaz Zambaklar Ülkesi bataklıklar ve kayalıklar ülkesi olarak adlandırılan 2 milyon nüfuslu Finlandiya’nın tüm halkın aydınından, köylüsüne, subayından, memuruna, din adamlarından, öğretmenlerine kadar herkesin birleşerek ülkeyi kalkındırmalarını anlatıyor. Beyaz Zambaklar Ülkesi kitabının yazarı Grigory Petrov kitabı baş karakter Snelman’ın ağzından anlatmış ve kitap bölümlerden oluşarak anlatılıyor.

Finlandiyalılar yılına kadar İsveç hakimiyeti altındaydılar. Bütün iktidar, ticaret ve sanat, okullar ve hatta kilise bile İsveçlilerin elindeydi. Yönetici ve aydın kesimi oluşturanlar, öğretmenler, doktorlar, memurlar ve subayların tamamı İsveçliydi. Bu insanlar Finlandiyalılara üstten bakıyorlardı. Bu durum Finlandiya halkının kültürel gelişimini de etkilemekteydi yüzyılın sonlarına kadar kültürel gelişimleri sadece temel okuma yazma becerileriyle sınırlıydı. Fakat Rusya yılında Finlandiya’nın yarısını ele geçirdi ve Rus Çarı eskiden sahip olunan tüm hakların aynı kalacağı sözünü verdi. Bu olay ile beraber kendi kültürlerini özgürce geliştirme olanağı elde ettiler. Fin kültürünü geliştirmek için önderlik etme görevini Johan Wilhelm Snelman üstlendi.

Snelman yeni nesil Fin aydınlarının en parlak temsilcilerinden biriydi. Finlandiya’nın gelişmesi için adeta seferberlik ilan etmişti. Bu göreve öncelikle aydınlarla konuşarak başladı. Onlara aydın olunmanın halka üstten bakmak olmadığını, kendileri ne kadar bilgiliyse halkında öyle olması gerektiğini, öğrendikleri her şeyi halka da anlatmaları gerektiğini söylüyordu. Toplumun alt kesimlerini daha iyi bir hayat kurmak için ne yapmaları gerektiği konusunda eğitmeliydiler. Aydınlardan sonra ise sırada öğretmenler vardı. Yaz boyunca konferanslar veren Snelman öğretmenleri işlerini iyi yapmaları konusunda nasihatler veriyordu.

Din Adamlarını da bu hedef doğrultusunda çok önemli kişiler olarak görüyordu Snelman. Dinsizliği halkın sahip olduğu bütün kutsal değerlerin ölmesi olarak tanımlıyor ve bu maneviyat ruhunun ölmemesi adına ve insanların umutlarını kaybetmemeleri adına din adamlarına çok iş düşüyordu. Din adamları çocukları ve gençleri bir araya getirerek, onları etkilemeye ve inanç aşılamaya çalıştılar. Bunu yaparken de zekayı, bilimi ve hayatın zevklerini aşağılayıp küçümsemediler.

Yönetimde ise Finlandiya ve Rusya arasındaki anlaşma çerçevesince yeni hükümlerin yazdığı yeni bir anayasa yılında kabul edildi. Böylece parlamento yeniden faaliyete başladı. Finlandiya’nın her yerinden devlet memurları Helsinki’ye akın ettiler. Böylece İsveçli devlet adamları yerine Finlandiyalı memurlar geçmiş oldu. Snelman’ın memurlara çağrısı ise şöyleydi: Vatandaşlarımızın yasalara saygılı veya daha fazlası olan derin adalet duygusuna sahip bireyler olarak yetiştirilmesi için bize yardımcı olun.

En büyük değişimlerden biri ise Ordu’da oldu. İsveçliler döneminde kışladaki askerler içki içer, kumar oynarlardı. Halkla ilgili olan hiç bir konuyla ilgilenmezler ve kaba davranırlardı. Snelman ve arkadaşları bu konuyla ilgili de bir yenilik yaptılar. Subaylara konferanslar vererek askeri eğitimin öneminden bahsettiler. Artık tüm aileler oğullarının askere gidip iyi terbiye almalarını istiyorlardı. Çünkü kışlada bilimden kültüre kadar iyi bir bireyin sahip olması gereken tüm özellikler anlatılıyor, askerler eğitiliyordu.

Bu ve bunun gibi birçok özelliğin değişmesi ve gelişmesi bu küçük ülke adına çok büyük adımların atılmasına sebep oldu. En alt kesimden en üst kesime kadar tüm insanlar çok çalıştı. Bataklıklar ve kayalıklar ülkesi olarak adlandırılan Finlandiya’da insanlar kayalıkların üstüne verimli topraklar yerleştirdiler ve buralarda tarım yapmaya başladılar. Üretim yaptılar, okullar açıldı insanlar okumaya başladılar. Bu ve bunun gibi birçok etken sonucu şuan da Finlandiya refah ve eğitim düzeyi çok yüksek bir gelişmiş ülkedir.

Yazan: Ilgın Kocaman

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitap Özeti

Beyaz Zambaklar Ülkesinde yılında Sırpça olarak basılmıştır. yılında ise Türkçe’ye çevrilmiştir. Türkiye ile birlikte pek çok ülkede büyük yankı uyandırsa da ülkemizdeki ününe Atatürk’ün kitabı okuyup beğenmesi ve müfredata konulmasını istemesiyle kavuşmuştur. Atatürk kitabın askeri okullarda ders programına dâhil edilmesini istemiş ve uzun yıllar boyumca zorunlu kaynak olarak okutulmuş. yılında General Cemal Gürsel önderliğinde gerçekleşen askeri darbeden birkaç ay sonra, darbe sürecinde yer alan subayların dünya görüşü ve eğitim seviyelerini değerlendirmek üzerine anket yapıldı. “Sizi en çok etkileyen kitap hangisidir?” Sorunlusuna askerlerin büyük bir kısmı “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” cevabı vermişti. Kitabın ilk kısmında Petrov’un yaşamından ve Rusya’daki imparatorluğun temellerinin sarsılmış nedenlerinden ve yönetimsel hatalardan bahsedilmektedir. Hatta özerk Finlandiya’yı kapsayıcı seçim mevzuatı ve zorlu doğal ve tarihi koşullarda elde ettiği önemli iktisadi başarılarıyla Rusya İmparatorluğunun üstünde tutmaktadır. Petrov’a göre devlet meseleleri sadece bakanlar, krallar veya devlet adamlarıyla değil ülke topraklarında bulunan her vatandaşı ilgilendiren mesele olduğu ve her vatandaşın ülke sorunları, ülkenin kalkınması vb. konular üzerine düşünmesiyle çözülecektir.

Kitapta bataklık ve kayalıklar arasında yer alan, doğal kaynak fakiri bu küçük ülkenin ayağa kalkarak yoksulluktan kurtulması; siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan gelişmiş bir refah toplumuna dönüşmesinin hikâyesi anlatılmaktadır. Ülkenin ilerlemesi çalışma Şevki ve heyecanıyla dolup taşan, bencillikten uzak insanları, yorulmak bilmeden halkın eğitimine katkıda bulunan toplum önderleri sayesinde elde edilmiştir. Neden Finlandiya? Çünkü Petrov Finlandiya’yı diğer ülkelere göre daha iyi tanıyordu. Uzun süre bu ülkede yaşamış ve her tarafını baştanbaşa dolaşmıştır. Her zaman Finlandiya’ya karşı derin bir hayranlık, sıcaklık ve yakınlık duygusudur.

Snelman Finlandiya’nın gelişiminde önemli yere sahip aydınlardan birisidir. Snelman Fin halkının kırılma döneminde önemli görevler üstlenmiştir. Süratle değişen zamanın taleplerine uyum sağlayarak bir fikir hareketine önderlik etmiştir, bu sadece güçlü iradeye sahip insanların yapabileceği bir şeydir. Snelman aydınlara halkın zekâsını, vicdanını, irade ve enerjisini uyandırmak ve harekete geçirmenin görevleri olduğunu, halkın düşünme yeteceğini ve yaşamlarını daha iyi bir şekilde kurmak için eğitmenin asli görevleri olduğunu ifade etmiştir. Snelman, “ Karanlık köşelerde canlı kandiller yaktım ve daha iyi aydınlatmaları için onlara yap takviyesi yaptım” sözlerini sık sık dile getirmiştir.
İsveç yönetiminin yıllarca Finlandiya’yı karanlığa sürüklediğini devlet kollarına işe yaramaz adamlarını yerleştirdiğini adeta bir zehirli sarmaşık gibi ülkeyi içerden tükettiğini ifade etmiştir. Finlandiya halk oylaması sonucu Rusya yönetimine katıldı. Bu birleşme sayesinde kendi kültürlerini özgürce geliştirme olanağı elde ettiler.

Kışlaların yapısını ve toplumdaki kışla algısını değiştirmeye karar verirler. İsveç yönetimindeyken askere gelen gençler okuma yazma bilmemekte ve toplumsal konulardan bir haber davranmaktadırlar. Toplumsal reform ile birlikte bu algı değiştirilmiş kışlalar yeniden şekillendirilerek eğitim ve kültürel alanda insanların kendilerini geliştirebilecekleri kurumlara dönüştürülmüştür. Tatlı kral lakaplı Yarvenin’in ve kötü yollara sapıp sayısız suç işlemiş olan çocukluk arkadaşından da kitapta bahsedilir. Yarvenin ve arkadaşlarının akıllarındaki sınırları kaldırarak işlerini büyütüp ülkelerine nasıl faydalı bireyler olduklarına değinilir. Yarvenin’in çocukluk arkadaşı ise kötü işler yapmasını bir toplumun bireyler üzerinde ne derece etkili olduğu, iyi anlayış ve yaklaşımın bireylerin kaderini belirlediğine değinilir.

Aslen İsveçli olan Papaz McDonald’ın fikirlerine de eserde değinilmiştir. McDonald: Din, insanların kalbinde dua etme arzusu, gerçeğe erişme ihtiyacı ve sevgi duygusu uyandırmalı. Basit ve kolay yoldan zengin olma heveslisi bir insan olan vergi tahsildarı din adamına dönülebiliyor. Bizdeki durum içler acısı ve korkunç bir alay konusudur. Bizde havari rütbesine sahip insanlar vergi tahsildarına dönüşüyor. Para biriktirmek, daha çok gelir elde etmek, aylak, tembel ve karnı tok yaşamak dışında kendilerini hiçbir şey ilgilendirmiyor. Onlar insanların kalbinde inanç ateşi yakmaya muktedir değiller. Bunu yapmak istemiyorlar ve yapmıyorlar. Onlar dini cansız dogmalar yığınına, yüzlerce kural, başlık ve önermelerden oluşan inanç gramerine dönüştürmüşler. McDonald, bu sözleriyle tepki çekse de zamanla sözlerinin kıymeti anlaşılacak ve var olan yapıdaki çürümüşlükler bu sözlerin ışığında iyileştirilecektir.

Eserde bir devletin küllerinden doğuşuna toplumu oluşturan yapılar tek tek incelenerek şahitlik edilmektedir. Üstten alta doğru başlayan yenileşme ve iyileşme hareketleri sonucunda bataklığa saplanmış olan bir milletin kır çiçeği gibi yeniden doğuşu konu edinilmiştir. Görülen odur ki; değişim ilk olarak kalplerde ve zihinlere başlamalıdır. Toplumdaki her birey gönlündeki ateşi yaktığında koca bir topluluk aydınlanacak ve dış günlere ihtiyacı olmadan kendi ışında büyüyüp gelişecektir.

Editör: Ceren Kozalıoğlu

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Soruları ve Cevapları

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kimin eseri?

Grigory Petrov

Beyaz Zambaklar Ülkesinde türü nedir?

Yabancı Romanlar

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kaç sayfa?

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Yorumları

ben ödev için okumuştum biraz sıkıcı gelmişti

mükemmel bir roman okunması gereken klaskler arasında yer alıyor

ben bu kitabı kitap sınavı için okumuştum çok çokkk sıkıcı bir kitap

hiç güzel bir roman değil sıkıcı bunaltıcı
ay beyaz zambaklar ülkesine bayıldım zz..

gercekten güzel bir kitap
cok sıkıcı bir kitap

beyaz zambaklar ülkesinde kitabı bana hediye edildi saçma bir hediye gibi geldi ama kitabın konusu çok hoşuma gitti

daha özetini okuyarak çok etkilendim ne olursa olsun mustafa kemal'in önermiş olması tek başına bir okuma nedenidir bence

cok güzel bir kitap.

kesinlikle okunması gereken bir kitap çok güzel

aslında çok güzel kitap olduğu kadar biraz sıkıcı olabilir ama tabikide herkese önereceğim kitaptır

kitap güzel ama başlangıcı saçma

bu kıtaptan cıkarabılecek cumlelerı bırı yazsın suraya ya okumak ıstemıyom ben

çok güzel bir roman😇✌

yorumlara güzel diyen arkadaşlar bende bunun özetini okudum öyle olduğunu düşünmüyorum gerçekçi olun bence bu kitaba güzel diyenler ögretmen olmalılar

ilk basta biraz sıkıcı geliyor fakat okudukça okuyası geliyor insanın gayet basarılı bir roman

tarih sevenler icin guzel gelebilir ama ben macera seviyorumm yani sıkıcı

ne olursan ol ama biraz gerçekçi ol bn bunu sıkıcı buluyorum😔😔😔

aslında çok güzel bir kitap . ama sıkıcı olduğu için fazla dokunmuyor 💣🔪🔫

bana beyaz zambaklar ülkesinde özeti lazım uzun yada kısa farketmez içinde ana fikir ve konusu olsun yeterli lütfen acil

sıkıcı diyen arkadaşlara kısmen katılmakla beraber bu kitabın sürekleyici bir kitap okumak amacıyla okunmaması gerektiği bence açımonash.pw kitabı okuyanlar az biraz kendilerini vererek okurlarsa kesinlikle çok sayıda önemli bilgi edinip kendilerini geliştirme fırsatı bulacaklardır.üstelik bence bu kitap okuyanlara,milleti için her türlü fedakarlığa hazır insanlar için küçük de olsa bir yerden başlanabileceğini,atılan bir adımın ne kadar önemli olabileceğini gömonash.pwa da dikkat edilebileceği gibi bir insanın ne kadar değerli olduğu ve o tek insanın bile neler başarabileceği görülümonash.pw kitap,kendisini geliştirmek ve yapabileceklerini görmek isteyenler için ciddi şekilde tavsiyemdir.

sıkıcı ama toplumun iyiliği için yazılmış bir kitap unutmayalım arkadaşlar

gerçeği söylemek gerekirse biraz sıkıcı ama toplumun kalkınması için güzel birşey
harika bir sanat eseri

ozetini okudum biraz guzel sanki

kitap boş zamanlarda eğlence için okunucak bir kitap değmonash.pw ve toplum için gerçekten gerekli bilgiler içmonash.pwın bölümlerinde sıkça konu tekrarı yapılmaktadır ancak bu tekrarlar kitabın savunduğu düşüncelerin akla iyice işlenmesi içmonash.pw tavsiyem okuyun gitsin yaw.

cok sıkıcı bir kitaptı beyaz zambaklar ülkesinde özet olarak bence hiç okumayın zamanınızı boşuna harcamayın konusu çok saçma sapan okurken kitabı yırtmak istedim o derece işkence gibiydi

kitaplar en iyi arkadaslardir ne kadar sıkıcı olursa olsun hayat merdivenine önüne en onemli basmagı koyarlar onunla guc bulur onunla yasarsin her kitap ozeldir çünkü her kitap beni bana farklı anlatır
kitaba sıkıcı deyip bir kenara fırlatmayın bir toplum nasıl kalkınır anlamaya calisin fikirleri,sevgiyi,egitim askini biraz anlam verin

bn daha okumadım ama yorumlara baktım
yorumların %99,99 u skici kelimesinden oluşuyor
benim de kitap sınavım var

hayatımda okuduğum en sıkıcı roman😔😔

gerçekten kitap güzel ama başları biraz sıkıcı insanın okuyası gelmiyor. ama siz kitabın özetini çok iyi çıkarmışsınız konu tamamen anlaşılıyor.

kitabın baş sayfaları çok sıkıcı ama okudukça insanı hecanlandırır

kuran-ı kerim'den sonra en çok okunan kitap haline geldi cümlesini okuduğumda gözlerim doldu resmen.o zamanki ruh şimdi nerede

bir ölkə müstqəqil yaşamaq istəyirsə əvvəlcə müstəqillik nədir öyrənməlidir.və bu cəhətdən super kitabdır.

başta zorla okumaya başladım çünkü zorunluydu . fakat okudukça ipginiz artiyor ve devam etmek isteği basiyor. kendini milletini oldugun durumu ve olmak istediğin durumu düzeyi sorgulama fırsatı verior. akıcı ve sürükleyici olmasi zevkli kilior bunu . şayet bir millet veya bir toplum doğru kararlar ve kaliteli bir yaşam isteği varsa bu kitaptan çok ders cakartabilir. sifirdan zirveye yükselen bir ülkenin mücadelesi ve sonunda bunun meyvesini hakkıyla ve iradesiyle toplayan bir toplumun hikayesi bu kadar başarılı olabilir. teşekkürler

grigory petrov beyaz zambaklar ülkesinde romanını ne zaman yazmış? hangi yıl yani?

arkadaşım çook merak ediyor şimdi kütüphaneye gidip bakmaya gideceğiz😘😘

ben bu kitabı sınav için okudum ve kitap çok harika bir orman miş teşekkürler herkese👍👍👍

hikaye güzel olmasına güzelde çok sıkıcı bir hikaye
herkeze teşekür ederim

bence on numara bir kitap herkese tavsiye ediyom

kitap okuma yarışması için okudum yarım altın kazandım

bu benim fikrim ama valla okuyamaıdm kitabı o kadar sıkıcı yani öğretmen ödev verdi özetini çıkarcaksınız diye yarın vermem lazım bu yüzden şuan özeti yazıyorum hiç bana göre değil ve ayrıca hiç sürükleyicide değil tavsiyem değil :( ama okumak istiyosanız on küçük zenci diye bi kitap var baya sürükleyici tek solukta okunacak bir cinayet romanıdır tavsiye edilir:)

aşırı sıkıcı iğrenç bir kitap. kitabı okurken sanki felsefe sorusu çözüyon okadar sıkıcı

gayet güzel ilk baslarda sıkıcı bi kital ama daha sonradan fin halkınin gelişme sürecinde verdigi çaba ve gayret etkileyici.

kitap okumayı bilmeyen arkadaşlar kitabı sıkıcı bulmuş galiba.düşünün bir kere büyük deha atatürk bu kitabı askeri okullarda okutulmasını istemişse vardır bir gerekçesi degilmi ben okumadım ama okuyacağım çünkü merak ediyorum yapılan yorumlara da kulak asmıyorum.,

hala okumamış olmanın üzüntüsü içindeyim

bende okuyacam kitabı
okumak üzereyim

ılgın kocaman arkadaşımıza çok teşekkür ederim acil olarak beyaz zambaklar ülkesinde kitap özeti gerekiyordu imdadıma yetiştiniz okumak isteyenlere nok olarak söylemem gerek aşırı sıkıcı bir kitap bir haftadır okumaya çalışıyorum her defasında uyuya kalıyorum hiç tavsiye etmem

ertelenen bir kitap oldu benim icin ozetine bakayim belki okuma istegim gelir dedim iyice sogudum,sıkıcı

kadınlar kolu olarak okumamız tavsiye edildiği için okudum şunu söylemek isterim atatürk muhasır medeniyetler seviyesinden bahsettiğinde ulus olarak çok çalışmamız gerektiğinden bahsetmişti bu kitabı tavsiyesi boşuna değil örnek almamız dersler çıkartmamız içindi kitap okumaktan aciz yada kitapları sıkıcı bulacak zekaya sahip insanlarla ancak bu kadar oluyor ama çok şükür ki okumanın önemi her gecen gün daha çok anlaşılıyor kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum çıkaracak çok ders örnek alınması gereken çok konu var

gerçekleri yazdiğı için mi sıkıcı buldunuz ödev olduğu!içinmi bilmiyorum ama. ülkemiz neden geri kalıyor anladım sayenizde

finlandiya'nın eğitimdeki başarısını görünce bu kitabı merak etmemek mümkün değil. özellikle atatürk' ün bu kitabı okuyup hayran kalması tek solukta okuyacağıma eminim.

kitabı okuyanlar okumaya üşendimde bana kitap özeti verirmisiniz

kittap ssınaavvı olalarr ssınavdaa nne çııkttı bbizziim yyaarınn sıınav var

arkadaslar siz kendiniz ozetini cikattiysaniz fotosunu attiniz

çok güzel ama sıkıcı

ben ödev için girmiştim ama çok beyendim özeti yazan kişinin eline sağol
iyi ki yazmışsın ben beyendim 😊😊😊

bence çok eğlenceli bir kitap

ben bu kitabi bilseydim hic okumazdim :-(

odevim icin okudum ama iyi

atatürk'ün okunmasını istediği kitaplardan biri.düşünmeden bir an önce okunmalı !!

gercekten cook sıkıcı ama guzel bir kitap

ilk başı berbat sonrası güzel

okunması gereken kitaplardan.

ben kitabı az önce okuyup bitirdim. özetini de şöyle bir okuyup pekiştirdim bu ülkenin fakir insanlarına umut olmanız dileğiyle

sıkıcı bulanlara; uyduruk amerikan tommiks, teksas, swing, zagor kitaplarını serbestçe okur, yozlaşır, itaatli suya sabuna dokunmayan sadakatli birey olur rahat edersiniz . o kadar dimi ya

ilk kitabım 3defa okudum

açıkçası bende sınav için okuyacaktim ama yorumlar 😐 ve özeti de biraz sıkıcı gibi 🙆 ben macera kitaplarını seviyorum 🙎

beyler bu kitap tarih ile ilgili olup mukemmel ogütler veren bir kitap sevmeyenlere bu kitabi anlayarak okuyup tekrar okumalarini rica ediyorum ben cok mukemmel buluyorum okumakta fayda var.

kitap çok güzel insana vatan, millet yani manevi değerleri aşılayan, bir milletin uygarlık düzeyine gelmesi için ülke içinde bulunan tüm aydınların seferber olmasıylabataklığı cennete dönüştüren bir avuç vatanseverin akıl almaz devrimidir.

bence çoook sıkıcı bir kikap sınav mecburetiyle okudum

ya bir kitap bu kadarmı sıkıcı olur kitapta sayfaya kadar okudum hiçmi sürüklemez bir kitap

hayatımıza yön verecek olan kitaplar arasında olduğunu düşünüyorum .elverişsiz ve imkansızlığa rağmen oturup hallerine acımak yerine çalışarak el birliğiyle sen, ben demek yerine biz diyerek hep birlikte çalışıp birbirlerine bir şeyler katıp ülkesinin refahını geliştirmeye çalışan finlandiya halkını anlatır. bize de hocamız sınav için önermişti iyi ki önermiş .büyük bir zevkle okudum

sıkıcı bulanlar savaş veren kendilerini vatanlarına adayanları anlayamamışlarhayat hep gülmek eğlenmekten ibaret değmonash.pwın önerdiği bir kitap yok olmak üzre olan bir toplumun ayaklanıp bugün örnek alınan hale gelmesi..çok çabuk tüketen okumayan araştırmayan bir toplum olduk ne yazıkki

yarın bu kitaptan sınav olucaz offff çok sıkıcı

biraz daha kısa olsaydı iydi

yukarıda ki yorumların büyük çoğunluğu; bu kitabın neden okunması gerektiğini apaçık ortaya koyuyor. sadece ödev yapacağım, roman beni uçursun daldan dala kondursun hayal aleminde yaşayayım diye okuyan arkadaşlar bir kez daha vatansever nasıl olunur sorusunu her sayfada kendilerine tekrar tekrar sorarak okusun bence ,

daha nasıl gerçekçı olunur ki.. kurgu değil gerçmonash.pwnsel olsa hiç sıklımazdınız eminim..

kitap gayet iç açmayıcı

hayatımda gördüğüm en sıkıcı kitap. başlarında iki sayfada bir uykum geldi sonlara doğru hakkını yemiyeyim akışkandı. ben tarih öğrencisi olduğum için ders sınavında çıkacağı için okudum. okuyana kadar da öldüm😣

şu anda bede okuyacağım bıraz sıkıcı ama malesef zorunlu yarın sınavımvar bu kitaptan

bence insanların birbirini daha iyi anlayacagı bir roman

gerçekten monash.pwından sayfasına kadar aynı konudan bahseden, 50 sayfa boyunca bir adamın toplantıda konuştuklarını anlatan bunaltıcı sıkıcı bit kitap. sonlarına doğru konuyu toparlasada gerçekten çok skici

neresi sıkıcı en güzel kitap

paşam okumamızı önermiş tavsiye etmiş türk gençliğine sözünü dinlemek düşer neden finlandiya olamadık diyenlere bazı yorum sahipleri örnek gösterilebilir

atam türk gençliğine ne kadar güveniyormuşki bu kitabı önermiş şimdikilerde gençleri çocukları susturma derdinde

çok güzel bir yazardır kendisi
ben kitabı hiiç sevmedim anca tarihten bahsedip duruyor yaa
ama yazarının seviyorum
ben bu kitapla yarışmaya katıldım türkiye 2. oldum ve kupa verdiler ve de tam altın verdiler ben başarırım diyorsanız her şeeyi başarırsınız iye düşünüyorum

bu kitap biraz sıkıcı
bazı yeri güzel 😊

neresi güzel çok sıkıcı ve uzzun

klask severlere önerim

arkadaslar cook guzel bir kitap herkezin okumasini oneririm..

çok güzel .bilgilendirici bir kitap

güzel ama daha iyi olabilirmiş. özet için tşk ederim

bende sinav için okudum normal kitabı çok sıkıcı

hikaye guzel ama sıkıcı

birtakım sosyal mesajlar veriyor vermesine de öyle çok da bişey değil yani.. okuyup bitirebilmek için gerçekten çelik gibi sabır gerekiyor..

sıkıcı değildi bence insanın içindeki napolyonların , robinsonların ortaya çıkmasına yardım eden bir kitap okuduktan sonra kendime "ben neden yapamayayım?" sorusunu sordum ve cevabını bulamadım çünkü inanırsam gerçekten yaparım , yaparız ülkemiz için kendimiz için en iyisini istiyorsak çaba sarfetmeliyiz. kitap bana "yapabileceklerimin" olduğunu gösterdı.

bir tek insanın çabasıyla ülke domino taşı gibi birbirini etkilemiş atatürk de bu etkiyi, o zor şartlarda kendi ulusu için çabaladı ya gelinen nokta içler acısı umut ediyorum ki yeniden doğuş olsun bu ülkede..

yiyeceklerinde en sevdiklerimiz zamanla bize zarar monash.pwarda eğlenceli aşklı ihtiraslı alavereli dalavereli olunca güzel geliyor eğitici olunca sıkıcı geliyor diyen arkadaşlara yazdım

bence dünyanın en güzel kitabı kesinlikle hiç kimseye önermiyorum hayatımda bu kadar sıkılmamıştım haytımdan 1 saat çalındı geri verin

atatürk’ün başucu kitaplarından.

Clairdefemme •

sıkıcı bir kitap olmasından bahsedilmiş sürekli fakat burda verilen olaylardan çok mesajlara bakmak gerek.öyle can sıkıntısından oturulup okunulacak bir kitap değmonash.pwılanları anlayamayacağını düşünen lütfen okumasın ve skici diye yorum yapmasın

berbat ötesi berbat hayatımda daha beter bir kitap okumadım okumamda işşallah nefret nefret nefret ettimberbat

sıkıcı. bir. kitap😑

çoooook sıkıcı ama konusu güzel

bir öğretmen olarak bu kitabı severek okudum. özellikle eğitimcilerin okuması gereken, ufuk açıcı ve farkındalık yaratan bir kitap.

Ugur09 •

tüm okullar da öğrencilere okutulması gereken bir kitap.

Belkibirgun •

harikaydı.🌠akıcı ve konusu da güzeldi.🎉puanım 8/10🎈🌷

maNga •

bir ülkenin savaş, yakım yıkım olmadan nasıl geliştiğini nasıl seviye atladığını gösteriyor herkesin okuyup bir şeyler çıkarması gereken bir kitap.

şevval •

bence okunması gereken, tartışmaya açık bir kitap ✨

finlandiya'nın eğitimi neden bu kadar iyi dediğimiz de bu kitap her şeyi açıklamaktadır. kesinlikle okumalısınız!

Irem Can •

super super super 10 numara 5yıldız

yarın sınavımız var :sss o yüzden bakmaya geldim bu ara buraya gelnce tekrardan aradan 5 sene gçmiş olur :ss

ingizce ödevim için okudum ders alınması gereken bir kitap ülkemizi geliştirebiliriz.

sırf ödev diye okudum berbat bir kitap

ödev için almadım fakat bence hiç sıkıcı değil aksine herkesin okuması gereken bir kitap bir çok lask okmuş biri olarak söylüyorum aralarındaki en güzellerden biri küçük bir suominin nasıl dev bir eğitim merkezine dönüştüğü anlatılıyor

çok akıcı değildi bence

kesinlikle okuduğum en saçma mantıksız bi o kadar da sıkıcı bunaltıcı bir kitap kitap

ülkemizin ve ülkelerin gelişmesi için yanlışa yanlış diyebilen, kendini ve vatanını geliştirmek için emek veren bilinçli bir halka ihtiyacımız var. ben tek başıma ne yapabilirim dememek lazım. o zaman bilinçsiz, umursamaz bir halk oluruz. hükümetin kaderi halka, halkın da kaderi hükümete bağlıdır. karşılıklı bir durumdur bu. tek bir konuşma sayesinde bile insan hayatını degistirmeye karar verebilir. mesele bakış açısını değistirebilmekte. eğer bakış açımızı değiştirebilir. ve bunu başka insanlara da aşılarsak durum çok farklı olabilir. kitapta bahsi geçen yumurtacı çok hoşuma gitti. pazarda yumurta satan bir adam etkilendiği konuşmalar sayesinde bakış açısını değiştirmeyi başardı ve sonucunda hem kendi hem de vatanı için çok önemli şeyler yaptı.

atatürk'ün askeri okullarda okutulması zorun dediği bir kitap. bence yalnız askeri değil tüm okullar,ögretmenlerin ve anne babaların okuması gereken çok değerli bir kitap. finlandiya eğitim olarak neden dünyada bir numara olduğunu hep merak etmiştim. başarılarının tüm sırlarının açıklandığı bu kitabı yalnız okumak değil hayata geçirmeyide becerebilsek keşke.

Esma dereli •

ne biliyim ben beğmonash.pwg olarak:
- ne kadar seviyorsunuz yüzdelik dilim olarak?
- yüzde 1. o da o kadar emek verilip yapılmasına verdim.😑 begenmedimmm. o kadar okudum bunaldım.

56 yıl önce, mezun olurken ögretmenlik diplomamızın yanında okul müdürümüz bir genç ögretmenlerin tümüne beyaz zambaklar ülkesinde isimli bu kitabı armagan olarak vermisti. o zaman okudugumda degerini pek de algılayamadıgım bu eseri 56 yıl sonra tekrar okuyunca, osmanlı'nın bıraktıgı yoklar ülkesi anadolu'da bir finlandiya yaratılabilecegini atatürk'ün kavramıs oldugunu daha iyi anladım. aklıma hemen ismail hakkı tonguç ve köy enstitüleri projesi geldi! atatürk'ün ömrü uzun olsaydı ve anadolu'nun hemen her kösesine mantar gibi dikilen bu kutsal kurumların devamı gelseydi türkiye'nin bugün ne hale gelmis olabilecegi geldi bir an gözümün önüne

özeti sıkıcı olunca kitap sıkıcı gibi geliyor olabilir ama yine de okunması gereken ve hiç sıkıcı olmayan bir kitap sizede öneriyorum.(ben 7. sınıfım ve çok beğendim.[tek öğretmenler sevdiğini söylüyor bence çok sıkıcı diyenler sadece özetini okumuş sadece])

açıkçası zor okudum aslında harika bir roman ama belli bir kültürel bilgi gerekiyor yoksa hem anlaması zor oluyor hem de okuması çünkü kitapta geçen karakterleri deyimleri bilmiyorsunuz ve birden hikayeden kopuyorsunuz

romandan daha çok ders kitabı gibi hatta tarih kitabı gibi alıp okuyacaksanız bunu bilerek okuyun finlandiyanın gelişimini ele almış ders anlatır gibi anlatıyor sürükleyicilik yok yaptıkları etkileyici ama okuma keyfi olarak çok kötü bir kitap

kitabin girisi cok ilginc bugunden bakinca. ataturk'un tavsiye ettigi kitap, bugun ataturkculuk savunuculunda bulunanlari tarumar ediyor. moskova'daki devlet tiyatrosunun mese agacindan yapilan temellerinin yuz yil sonra binayi tasiyamayacak duruma gelerek, duvarlarda catlaklar olusturmasini ve bir sey yapilmazsa duvarlarin ve binanin cokecegi metaforunu kullanarak, uluslar da gecmiste kurulduklari temelleri degistirmezlerse, bu binalar gibi cokuyorlar, cokecekler diyor. ataturk'culuk temelleri artik ulkeyi tasiyamiyor diye anladim ben de. tek basina bir kurt sorunu bile bunu anlatiyor bize. okunsa cok sey ogreten kitaplardan, okumaniz dilegiyle.

aslında sıkıcı bir kitap ama içerik olarak örnek alınabilir sanırım o yüzden tavsiye ediyorlar yoksa okunacak türde bir roman değil

İdealist ÖğretmenBeyaz Zambaklar Ülkesindeen iyi kitaplaryeni çıkan kitaplaren çok satan kitaplarokunması gereken kitaplaren çok okunan kitaplar temel eserbedava kitapeditör olkitap bağışıGün Olur Asra BedelTutunamayanlarAcımakCamdaki KızHayvan ÇiftliğiSokrates'in SavunmasıUzun HikayeAlice Harikalar DiyarındaHaritada KaybolmakKraliçeyi Kurtarmakİçimdeki MüzikÇalıkuşuÇocuk KalbiKüçük Kara BalıkİntibahBülbülü ÖldürmekBeyaz Zambaklar ÜlkesindeDon KişotSineklerin TanrısıToprak Anaİnce MemedSatrançİki Şehrin HikayesiVadideki Zambakİçimizdeki ŞeytanSergüzeştBeyaz GemiAraba SevdasıYabanİnsan Ne İle YaşarKüçük PrensDönüşümBeyaz DişSaatleri Ayarlama EnstitüsüFareler ve İnsanlarSol AyağımSuç ve CezaSefillerSimyacıŞeker PortakalıKürk Mantolu MadonnaMadalyonun İçiEsir Şehrin İnsanlarıÜç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, AlageyikYeraltından NotlarSait Faik Seçme HikayelerRüzgarı Dizginleyen ÇocukSabahattin Ali Bütün ÖyküleriSadako ve Kağıttan Bin Turna KuşuAhmet ÜmitAhmet BatmanAyşe Kulinİskender PalaCanan TanDostoyevskiElif ŞafakJojo MoyesKahraman TazeoğluMemduh Şevket EsendalOrhan KemalPeyami SafaSabahattin AliSarah JioTarık BuğraVictor HugoZülfü LivaneliÇocuk KitaplarıYabancı RomanlarTarihi KitaplarErotik KitaplarÖykü Hikaye KitaplarıYerli RomanlarRomantik Aşk KitaplarıKomik KitaplarMacera KitaplarıKişisel Gelişim KitaplarıPolisiye KitaplarKorku KitaplarıGizem KitaplarıPsikoloji KitaplarıFantastik KitaplarBilim Kurgu KitaplarıKadın Erkek İlişkisiDin / Tasavvuf KitaplarıŞiir KitaplarıFelsefe KitaplarıTiyatro & Oyun KitaplarıBiyografi KitaplarıGerilim KitaplarıPolitik KitaplarBeslenme Diyet KitaplarıDeneme KitaplarıGünlük Anı Kitapları

Beyaz Zambaklar &#;lkesinde Kitabının Konusu Nedir, Karakterleri Kimlerdir? Beyaz Zambaklar &#;lkesinde Kitap &#;zeti

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitabının Konusu Nedir?

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı Finlandiya'nın modernleşme ve kalkınma mücadelesini anlatan bir kitaptır. Finlandiya sadece kayalıklardan ve bataklıktan oluşuyor iken toplumun her kesimimden kişinin bir araya gelmesi ve ülkeyi bataklıktan kurtarma çabaları kitap içerisinde işlenmektedir. Kitapta bulunan halk bazı değişimler yaparak refah seviyelerini yükseltmeye çalışmakta ve eğitimi arttırmaktadır.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı Rus bir rahip ve sosyal aktivist olan Grigory Spiridonoıvich Petrov tarafından yazılmış bir kitap olarak ön plana çıkmaktadır. Ekim devriminden sonra Petrov Sırbistan'da yaşarken kaleme almış ve yazmıştır. Kitap Finlandiya'yı diğer ülkeler için bir rol model olması amacı ile tanımlamaktadır.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının yazarı en çok okunan halk yazarlarından biridir ve en tanınmış papazlardan birisi olmaktadır. Kilisenin savunduğu görüşlerden farklı düşünceleri savunması sebebiyle de kiliseden kovulmuştur. Ayrıca Bolşevik Devrimi gerçekleştiği esnada ülkeyi terk etmek durumunda kalmıştır.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitabının Karakterleri Kimlerdir?

Her kitapta olduğu gibi Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabında da bulunan karakterler merak edilmektedir. Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabında bulunan karakterler şunlardır:

- Snelman, Jarvinen, Köy Doktoru
- Yazar
- Okunen
- Robinson
- Gulbe
- Karokep
- Papaz

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitap Özeti

Kitap toplamda 15 bölümden oluşmaktadır. Kitap bölümündekilerin özeti şu şekildedir:

- Birinci bölümde Moskova Devlet Tiyatrosunun çürüyen temelleri üzerinden bir şeyi yok etmek yerine var olan leyi güzelleştirme çalışanlar ile daha iyi hale getirmeyi vurgulamaktadır.

- İkinci bölümde toplumun geleceklerini etkileyenin ne olduğunu sorgulamaktadır.

- Kitabın üçüncü bölümünde Finlandiya'nın coğrafi, ekonomik ve kültürel yapısı ele alınır. İsveç ve Rusya tarafından işgal edilen ülkenin kültürlerini yaşatması anlatılmaktadır.

- Kitabın dördüncü bölümünde ise büyük öğretmen Johan Wilhelm Snelman ele alınmaktadır. Askeri gücü olmasına karşın kültürü ile ayakta duracak Finlandiya resmi açıklanmaktadır.

- Beşinci bölümde Finlandiya'daki ilişki yozlaşması anlatılmaktadır.

- Kitabın altıncı bölümünde askerliğin ve toplumun parçası olan kişiler için vazgeçilmez eğitim yeri olduğunu ifade etmektedir.

- Yedinci bölümde ise bedensel yeterliliklerin yanında zihinsel yeterliliklerin de var olması hareketi açıklanmaktadır.

- Sekizinci bölümde kişilerin eğitiminde ailenin ne kadar önemli olduğu açıklanmaktadır.

- Dokuzuncu bölümde ise toplumun bazı kesimlerine mensup kişiler tarafından verilen konferanslar anlatılmaktadır.

- Kitabın onuncu bölümde Jarvinen adlı adamın işini yaparak nasıl iyi yerlere geldiği örnek gösterilmektedir.

- On birinci bölümünde çocuklara yaşatılanların ileride onları nasıl etkileyeceği anlatılmaktadır.

- On ikinci bölümde Jarvinen, Robinson, Okunen ve Gulbe isimli kişilerin başarı hikayeleri anlatılır.

- On üçüncü bölümde ise insan üretim ilişkilerinin efendisi ve köle anlayışı ile değerlendirilmesine karşı çıkılmaktadır.

- On dördüncü bölümde para için yazı yazan yazar anlatılmaktadır.

- On beşinci bölümde ise köylerde yaşanan kötü durum kaleme alınmaktadır.

MODERN BİR DESTAN: BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE Uluslar arası arenada ağırlık sahibi devletlerin yapısı ve gelişmiş ekonomisi irdelendiğinde, ekonomide eğitim ve teknolojik yeniliklere, AR-GE’ ye ayrılan hissenin büyüklüğünün bu ülkelerin ortak özelliği olduğu görülür. Halkın kültürünün korunması, ulusal bilincin ve beraberlik bilincinin oluşması o ülkede verilen eğitim ve öğretimin niteliğiyle orantılıdır. Halkın bilinçlenmesi eğitimle sağlanacağından eğitimi sadece okul sıralarına değil günlük yaşama, devletin her tabakasına yaymak süreci hızlandıracak ve verimli bir şekilde tamamlanmasına katkıda bulunacaktır. Eğitimdeki yenilikler ve gelişimler zincirleme bir reaksiyon oluşturacak yani başta ekonomi olmak üzere askeriye ve bunun gibi birçok alanda yenileşme, uyum ve modernleşme süreci başlayacaktır. Bu uyumun doğal sonucu olarak ülke hızla gelişecektir. Grigory Petrov, Finlandiya aracılığıyla; fakir, zayıf ve baskı altındaki bir ülkenin; ulusal kültürüne sahip çıkarak ve halkını her aşamada eğitip doğru yönlendirerek nasıl kısa sürede “Bataklıklar Ülkesi” olmaktan çıkarılıp “Beyaz Zambaklar Ülkesi” haline getirilebileceğini destansı bir dille anlatmıştır. Petrov’un akıcı ve sade bir dil kullanılarak yazdığı “Beyaz Zambaklar Ülkesi” adlı yapıta, pek çok lider gibi Atatürk’ün de hayran olduğu ve bu kitabı ülkedeki tüm okulların müfredatına koydurttuğu bilinmektedir. Bu yapıtın Atatürk tarafından bu denli beğenilmiş olmasının belki de en önemli nedeni, Finlandiya’nın kalkınmasını ilahi olaylara ya da doğaüstü özelliklere sahip kahramanlara değil de, halkın sorunlarını anlayıp bunlara kalıcı çözümler üreten liderlere bağlamasıdır. Petrov, “Kahramanlar” bölümünde de bir ulusu var eden gerçeğin ne olduğunu tartışmış, Lev Tolstoy ve Thomas Carlyle gibi iki karşıt görüşlü yazarın düşüncelerinden hareketle bunu sorgulamıştır. Carlyle'a göre millet cansız bir kil tabakasından ibarettir. Eğer ona bir sanatçının eli değmezse, sonsuza dek şekilsiz ve hareketsiz kalacaktır. Sezar, Napolyon, Büyük Petro, Sokrates gibi büyük adamlar, önderler, kahramanlar çıkıp da bu kili eline alacak olursa, ona istediği gibi bir şekil verebilir. Tolstoy’a göre ise yaşamı ve olayların akışını belirleyen ve bunların özellik ve biçimini veren tek başına kişiler değil halk kitlesinin kendisidir. Bir millette hareket gücü oluşup yürüyünce kendi yaşam tarzını, ilgi ve duyarlılığını ifade eden bir kişiyi kendisine önder olarak seçer. Petrov bu noktada Tolstoy ile örtüşür çünkü o da, her ulusun iktidara kuvvetli ya da önemsiz yöneticileri kendi ahlaki seviyesi ya da yaşantısına bağlı olarak getirdiğini düşünmektedir. Her yönetici, iyi ya da kötü, toplumun ruhunun bir yansımasıdır. “Gerçekten de, kahraman büyük insandır; şimşektir. Ancak halk kitleleri de balçık yığını ya da kuru ot tınazları değildir. Onlar, şimşeği meydana getiren bulutlardır.” (Petrov, 54) Petrov, bu saptamayı yaptıktan sonra Finlandiya’nın kalkınmadan önceki koşullarını ortaya koymuştur. Finlandiya’yı “Bataklıklar Ülkesi” olarak nitelendirmiş, İsveç ve Rusya arasında sürekli el değiştiren verimsiz bir toprak parçası olarak betimlemiştir. Petrov, Finlandiya’nın kalkınmasını, İsveç egemenliğinden kurtulup, iç işlerinde bağımsız Rusya’ya bağlı bir eyaleti haline gelmesiyle başlatır, bu dönemde olgunlaşan koşullara paralel olarak ülkenin kaderini değiştiren bir kahraman, Snelman, ortaya çıkar. Snelman’a göre, Fin halkını ulus yapacak ortak kültürün yaratılması gerekmektedir. Finlandiya’nın, Rusya ve İsveç gibi güçlü komşularının egemenliği altına girmekten kurtulması, ancak onlardan daha üstün bir kültür ve uygarlığa sahip olmasıyla sağlanabilecektir. Snelman’a göre, her toplumun, dolayısıyla Finlandiya’nın, aydınlanmasında en önemli yeri aydınlar alacaktır. Snelman, bu noktada, toplumdaki aydınların yozlaşmış olduğunu, halkı hor görmeye başladıklarını dile getirmiş ve bu durumu eleştirmiştir. Snelman’a göre, eğitim almış herkes belirli bir sorumluluk bilinciyle davranmalı, milli ruhu, milli iradeyi geliştirmeye çalışmalıdır. Snelman’ın düşünceleri aydınlar arasında yansıma bulmuş, aydınlar halkın bilgilendirilmesi için Snelman önderliğinde, her pazar halka yönelik sohbetler yaparak onları ekonomi, sağlık, tarım gibi alanlarda bilgilendirmeye çalışmışlardır. “Aydın olmak, modaya uygun kıyafetler giymek ya da kolalı yakalık ve modern şapka takmak demek değildir. Halk size, iyi bir ücret almanız ve akşamları sözde okuma salonlarında kâğıt ve domino oynamanız için okutup terbiye vermedi. Siz halkın aklını, halkın iradesini ve enerjisini uyandırmak zorundasınız. Halkın fikrini uyandırmalısınız, köylüyü, işçiyi, toplumun alt tabakalarını nasıl iyi yaşanır, nasıl iyi yaşam koşulları yaratılır diye eğitmek zorundasınız.” (Petrov, 82) İsveç’in, kendi ülkesindeki işe yaramayan, alkolik, tembel ve zararlı memurları Finlandiya’da görevlendirmiştir. Bu noktada Finlandiya’ya özerkliğinin sağladığı bir diğer fayda da, bu memurların yerlerini; vatansever, çalışkan ve dürüst memurlara bırakmasıdır. Petrov ülkelerin kalkınmasında hemen herkese düşen roller olduğunu vurgular. Snelman, devletin temsilcisi olarak görülen memurların Finlandiya’nın kalkınmasındaki önemini şöyle açıklamıştır: “Memurlar! Kanunların temsilcileri! Halka, yasalara uymayı memurlar öğretiyor. Bu yüzden yeni Finlandiya’nın adına sizlerden, yasa koyucu insanlardan, halkımıza yasa duygularını aşılamaya yardımcı olmanızı istiyorum. Hatta daha fazlasını, adil olma duygusunu.” (Petrov, 96) Bir devletin kalkınmasında ve bu kalkınma sonucu ulaştığı seviyeyi korumasında silahlı gücün yani ordunun niteliğinin önemi üzerinde durulur. Finlandiya İsveç egemenliği altındayken kışlalar oldukça pistir ve askeriye kurumu ahlak bozucu bir yer olarak değerlendirilmektedir. Özerklikten sonraki kalkınma sürecinde yeniden düzenlenen kışlalar temizlenir, bahçelerine çiçekler dikilir. Öyle ki, artık askerlik çağına gelmiş gençlere de ülkenin her tarafını güzelleştirecek çiçeklerin tohumları olarak bakılmaktadır. Askerler, danstan matematiğe kadar her konuda eğitilir. Sonunda, orduya güven sağlanır ve kışlalar bir eğitim ocağı olarak görülür. Snelman da, bizim ulusal kahramanımız Atatürk gibi, kendi ulusunun geleceğini gençlikte görmektedir. Ne var ki; gençliğin karşı karşıya olduğu tehlikelerin de farkındadır. Avrupa’da; Napolyon’un başlattığı büyük savaşlara son veren İngilizler kültürel bir emperyalizm başlatmıştır. Bu kültürün gençlik için yol açtığı en büyük tehlikelerden biri de futboldur. Snelman’ı mutsuz eden gençlerin spor yapmaları değil, vücutlarını güçlendirirken akıllarını güçsüz bırakmalarıdır. Snelman, Fin ulusunun diğer ulusları sadece futbolda değil, bilim ve teknoloji alanında da yenmeleri gerektiğini öne sürmektedir.“Ey Fin Gençliği! Sizin vazifeniz şutla topu yükseklere fırlatmak değil, Fin milletinin haysiyetini yükseltmektir.” (Petrov, ) Snelman, Fin halkının çağdaş uygarlıklar arasında yerini almasında ailenin önemini de yadsımamakta ve halkı anne-baba-çocuk ilişkisi ve çocuk eğitimi konularında bilgilendirmenin gereğini vurgulamaktadır. Böylece, aileler çocukları daha sağlıklı yetiştirerek topluma kazandırabilecektir. “Eğer gençliğin ruhunu tarım yapılmayan bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız, orada yabani otlar ve dikenler biter. Anne ve babalar da çocuklarının kalplerini ve beyinlerini işlemeden kendi hallerine bırakırlarsa, orada da istenmeyen huy ve davranışlar baş gösterir.” (Petrov, ) Yapıtta sözü edilen diğer bir kahraman da Yarvinen’dir. Yarvinen işe küçük bir meyve suyu fabrikası açarak başlar, meyve sularını çilek karşılığında halka satar, aldığı çileklerle de reçel yapmaya başlar. Reçelleri çok beğenilir, ancak bir süre sonra çilek bulamaz. Yarvinen bu defa çilek ithal etmeye başlar, bununla yetinmeyip halka çilek fidanı ve şeker pancarı tohumu dağıtır. Yarvinen, gemilere yüklenip dağıtılan her reçel sandığında, ülkesi ve insanlık için bir şeyler yapmanın gururunu hisseder. Bu karakter, Snelman tarafından kurulan halk üniversitesinde eğitim almıştır. Kendisinin de eğitimle ilgili düşünceleri, yapıtın özünü yansıtmaktadır. Yarvinen’e göre yüksek okullarda verilen gerçek öğrenim ve öğretim; bu okullardan alınan diplomalardan daha üstün değerler taşımaktadır. Ona göre, yüksek öğrenim kurumlarının asıl amacı etraflarını bilgileri ile aydınlatacak bireyler yetiştirmektir. Petrov’un aydın kimliği altında değerlendirdiği din adamları ise, kalkınmaya çok daha farklı bir şekilde katkıda bulunmaktadır. Din adamları, suç işlemiş insanları dahi aydınlanmaya katkıda bulunacak neferler haline getirecek şekilde donatılmalıdır. Onlar sadece dini ayinler yapmakla görevli değildir. Halklarının vicdanını geliştirmek gibi temel bir görevleri de vardır. Petrov bu gerçeği Karokep figüründen hareketle somutlar. Karokep, efendisinin dolandırıcılığına tanık olup, onun mallarını halka dağıtmış ancak bu dolandırıcılıktan zarar gören halk Karokep’in efendisinden şikâyetçi olmamıştır ve bunun üzerine Karokep tutuklanmıştır. Cezaevinden çıkınca, toplumu cezalandırmaya karar vermiş, pek çok cinayet işlemiştir. Bir gün, öldürmeye niyetlendiği bir papaz Karokep’in yüreğindeki sevgiyi bulup çıkarır. Yaşamını yurtdışında kendi kendini eğiterek sürdüren Karokep hem kendine hem topluma faydalı bir birey haline gelir. Yapıtta örneklenen bir diğer kahraman ise “Doktor”dur. Bu doktor, önceden penceresiz, dar evlerde, nadiren banyo yaparak yaşayan halkı kötü yaşam koşullarından kurtarmak için halkı sağlık taramasından geçirmiş, dahası barınma sorununa da çözüm bularak köylerin çehresini değiştirmiştir. Ülkede, olumsuzlukların çoğu, yine böyle, üst sınıfların desteği ile ortadan kalkmış, üretime katılan eller çoğalmıştır. Görüldüğü gibi, Snelman bütün köylülerin, işçilerin, imalatçıların ve diğer bütün halk kesimlerinin her yönden aydınlanmasını, halkın öğrenim ve öğretimini yaşamının en önemli görevi saymakta, toplumun kalkınmasını ve daha iyi yaşam koşulları sağlanmasını hep eğitimle bağdaştırmaktadır. Bunların hepsi; Snelman’ın eğitim seferberliğine destek olan Fin halkının katkısıyla yapılmıştır. Snelman’a ölümünden sonra milletinin “en büyük bahçıvanı” diye hitap edilmesi de, işte halk ormanını, bir bataklığa dönüşmekten kurtarıp yükseltmesindendir. “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” romanı; Fin halkının tüm imkânsızlıklara rağmen bir avuç aydının önderliğinde, askerinden din adamına, öğretmeninden doktoruna, iş adamından memuruna kadar her meslekten insanın halkla omuz omuza bir dayanışma göstererek çabalamasını gözler önüne seren bir yapıttır. Bu yapıtta ortaya konan detayların hem Türkiye hem de Finlandiya için önemi de Olli Rehn tarafından şöyle özetlenmiştir: “Türkiye ve Finlandiya’nın siyasi mitolojisindeki önemli benzerlikler de dâhil iki ülke arasındaki önemli bir tarihi bağlantıyı hatırlatmak istiyorum. Bu bağlantı, modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Kemal Atatürk’e kadar geri gider. O, Gregory Petrov’un ünlü “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” kitabını Türk eğitim kurumlarında zorunlu bir kitap olmasını istedi. Kitap, Fin ulusal kalkınmasını ve milli düşünür J.V. Snelman aracılığıyla eğitim ve sivil toplumun önemini açıklar. Atatürk'ün aynı zamanda, daha sonra Kış Savaşı’nda Fin bağımsızlığının lideri ve Batı Demokrasisi savunucusu General Mannerheim’in bir hayranı olduğu da bilinmektedir. Dahası, ’dan ’ kadar çok uzun süre Finlandiya başkanlığını yürüten Urho Kekkhonen gençliğinde Atatürk devrimlerini okumuştur. Finlandiya bağımsızlık ve kalkınmasında Snelman ulusal bir düşünür; Mannerheim bir asker ve stratejik lider; Kekkhonen ise bir devlet adamıdır. Türkiye’de ise tüm bu üç karakter Kemal Atatürk’te birleşir.”(Rehn: ) Kaynaklar  Petrov, Grigoriy (çev. Sübhane Mirzayeva). “Beyaz Zambaklar Ülkesinde”; Koridor Yayıncılık, İstanbul,  Rehn, Olli. “Türkiye’nin AB’ye Girmesinde Finlandiya’nın Önemi” konuşması, İstanbul, 5 Temmuz

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır