beyaz zambaklar ülkesinde özet indir / (PDF) BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE | hakan cakmak - Academia.edu

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Özet Indir

beyaz zambaklar ülkesinde özet indir

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Beyaz Zambaklar Ülkesinde - Grigory Petrov

Kitap Türü:Yabancı Romanlar

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Özet

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, kurgusal bir romandan daha çok ders verir nitelikte bir kitap. Okuduğunuzda insanı sorgulatan ve okudukça ülkemizi, kendimizi, yaşayışımızı sorgulatan bir eser. Ayrıca ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün okulların müfredatında okutulmasını istediği bir kitap olması bakımından da önemlidir. Çok etkilenerek, ders alarak okudum.

Beyaz Zambaklar Ülkesi bataklıklar ve kayalıklar ülkesi olarak adlandırılan 2 milyon nüfuslu Finlandiya’nın tüm halkın aydınından, köylüsüne, subayından, memuruna, din adamlarından, öğretmenlerine kadar herkesin birleşerek ülkeyi kalkındırmalarını anlatıyor. Beyaz Zambaklar Ülkesi kitabının yazarı Grigory Petrov kitabı baş karakter Snelman’ın ağzından anlatmış ve kitap bölümlerden oluşarak anlatılıyor.

Finlandiyalılar 1811 yılına kadar İsveç hakimiyeti altındaydılar. Bütün iktidar, ticaret ve sanat, okullar ve hatta kilise bile İsveçlilerin elindeydi. Yönetici ve aydın kesimi oluşturanlar, öğretmenler, doktorlar, memurlar ve subayların tamamı İsveçliydi. Bu insanlar Finlandiyalılara üstten bakıyorlardı. Bu durum Finlandiya halkının kültürel gelişimini de etkilemekteydi.19. yüzyılın sonlarına kadar kültürel gelişimleri sadece temel okuma yazma becerileriyle sınırlıydı. Fakat Rusya 1808 yılında Finlandiya’nın yarısını ele geçirdi ve Rus Çarı eskiden sahip olunan tüm hakların aynı kalacağı sözünü verdi. Bu olay ile beraber kendi kültürlerini özgürce geliştirme olanağı elde ettiler. Fin kültürünü geliştirmek için önderlik etme görevini Johan Wilhelm Snelman üstlendi.

Snelman yeni nesil Fin aydınlarının en parlak temsilcilerinden biriydi. Finlandiya’nın gelişmesi için adeta seferberlik ilan etmişti. Bu göreve öncelikle aydınlarla konuşarak başladı. Onlara aydın olunmanın halka üstten bakmak olmadığını, kendileri ne kadar bilgiliyse halkında öyle olması gerektiğini, öğrendikleri her şeyi halka da anlatmaları gerektiğini söylüyordu. Toplumun alt kesimlerini daha iyi bir hayat kurmak için ne yapmaları gerektiği konusunda eğitmeliydiler. Aydınlardan sonra ise sırada öğretmenler vardı. Yaz boyunca konferanslar veren Snelman öğretmenleri işlerini iyi yapmaları konusunda nasihatler veriyordu.

Din Adamlarını da bu hedef doğrultusunda çok önemli kişiler olarak görüyordu Snelman. Dinsizliği halkın sahip olduğu bütün kutsal değerlerin ölmesi olarak tanımlıyor ve bu maneviyat ruhunun ölmemesi adına ve insanların umutlarını kaybetmemeleri adına din adamlarına çok iş düşüyordu. Din adamları çocukları ve gençleri bir araya getirerek, onları etkilemeye ve inanç aşılamaya çalıştılar. Bunu yaparken de zekayı, bilimi ve hayatın zevklerini aşağılayıp küçümsemediler.

Yönetimde ise Finlandiya ve Rusya arasındaki anlaşma çerçevesince yeni hükümlerin yazdığı yeni bir anayasa 1816 yılında kabul edildi. Böylece parlamento yeniden faaliyete başladı. Finlandiya’nın her yerinden devlet memurları Helsinki’ye akın ettiler. Böylece İsveçli devlet adamları yerine Finlandiyalı memurlar geçmiş oldu. Snelman’ın memurlara çağrısı ise şöyleydi: Vatandaşlarımızın yasalara saygılı veya daha fazlası olan derin adalet duygusuna sahip bireyler olarak yetiştirilmesi için bize yardımcı olun.

En büyük değişimlerden biri ise Ordu’da oldu. İsveçliler döneminde kışladaki askerler içki içer, kumar oynarlardı. Halkla ilgili olan hiç bir konuyla ilgilenmezler ve kaba davranırlardı. Snelman ve arkadaşları bu konuyla ilgili de bir yenilik yaptılar. Subaylara konferanslar vererek askeri eğitimin öneminden bahsettiler. Artık tüm aileler oğullarının askere gidip iyi terbiye almalarını istiyorlardı. Çünkü kışlada bilimden kültüre kadar iyi bir bireyin sahip olması gereken tüm özellikler anlatılıyor, askerler eğitiliyordu.

Bu ve bunun gibi birçok özelliğin değişmesi ve gelişmesi bu küçük ülke adına çok büyük adımların atılmasına sebep oldu. En alt kesimden en üst kesime kadar tüm insanlar çok çalıştı. Bataklıklar ve kayalıklar ülkesi olarak adlandırılan Finlandiya’da insanlar kayalıkların üstüne verimli topraklar yerleştirdiler ve buralarda tarım yapmaya başladılar. Üretim yaptılar, okullar açıldı insanlar okumaya başladılar. Bu ve bunun gibi birçok etken sonucu şuan da Finlandiya refah ve eğitim düzeyi çok yüksek bir gelişmiş ülkedir.

Yazan: Ilgın Kocaman

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitap Özeti

Beyaz Zambaklar Ülkesinde 1923 yılında Sırpça olarak basılmıştır. 1928 yılında ise Türkçe’ye çevrilmiştir. Türkiye ile birlikte pek çok ülkede büyük yankı uyandırsa da ülkemizdeki ününe Atatürk’ün kitabı okuyup beğenmesi ve müfredata konulmasını istemesiyle kavuşmuştur. Atatürk kitabın askeri okullarda ders programına dâhil edilmesini istemiş ve uzun yıllar boyumca zorunlu kaynak olarak okutulmuş. 1960 yılında General Cemal Gürsel önderliğinde gerçekleşen askeri darbeden birkaç ay sonra, darbe sürecinde yer alan subayların dünya görüşü ve eğitim seviyelerini değerlendirmek üzerine anket yapıldı. “Sizi en çok etkileyen kitap hangisidir?” Sorunlusuna askerlerin büyük bir kısmı “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” cevabı vermişti. Kitabın ilk kısmında Petrov’un yaşamından ve Rusya’daki imparatorluğun temellerinin sarsılmış nedenlerinden ve yönetimsel hatalardan bahsedilmektedir. Hatta özerk Finlandiya’yı kapsayıcı seçim mevzuatı ve zorlu doğal ve tarihi koşullarda elde ettiği önemli iktisadi başarılarıyla Rusya İmparatorluğunun üstünde tutmaktadır. Petrov’a göre devlet meseleleri sadece bakanlar, krallar veya devlet adamlarıyla değil ülke topraklarında bulunan her vatandaşı ilgilendiren mesele olduğu ve her vatandaşın ülke sorunları, ülkenin kalkınması vb. konular üzerine düşünmesiyle çözülecektir.

Kitapta bataklık ve kayalıklar arasında yer alan, doğal kaynak fakiri bu küçük ülkenin ayağa kalkarak yoksulluktan kurtulması; siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan gelişmiş bir refah toplumuna dönüşmesinin hikâyesi anlatılmaktadır. Ülkenin ilerlemesi çalışma Şevki ve heyecanıyla dolup taşan, bencillikten uzak insanları, yorulmak bilmeden halkın eğitimine katkıda bulunan toplum önderleri sayesinde elde edilmiştir. Neden Finlandiya? Çünkü Petrov Finlandiya’yı diğer ülkelere göre daha iyi tanıyordu. Uzun süre bu ülkede yaşamış ve her tarafını baştanbaşa dolaşmıştır. Her zaman Finlandiya’ya karşı derin bir hayranlık, sıcaklık ve yakınlık duygusudur.

Snelman Finlandiya’nın gelişiminde önemli yere sahip aydınlardan birisidir. Snelman Fin halkının kırılma döneminde önemli görevler üstlenmiştir. Süratle değişen zamanın taleplerine uyum sağlayarak bir fikir hareketine önderlik etmiştir, bu sadece güçlü iradeye sahip insanların yapabileceği bir şeydir. Snelman aydınlara halkın zekâsını, vicdanını, irade ve enerjisini uyandırmak ve harekete geçirmenin görevleri olduğunu, halkın düşünme yeteceğini ve yaşamlarını daha iyi bir şekilde kurmak için eğitmenin asli görevleri olduğunu ifade etmiştir. Snelman, “ Karanlık köşelerde canlı kandiller yaktım ve daha iyi aydınlatmaları için onlara yap takviyesi yaptım” sözlerini sık sık dile getirmiştir.
İsveç yönetiminin yıllarca Finlandiya’yı karanlığa sürüklediğini devlet kollarına işe yaramaz adamlarını yerleştirdiğini adeta bir zehirli sarmaşık gibi ülkeyi içerden tükettiğini ifade etmiştir. Finlandiya halk oylaması sonucu Rusya yönetimine katıldı. Bu birleşme sayesinde kendi kültürlerini özgürce geliştirme olanağı elde ettiler.

Kışlaların yapısını ve toplumdaki kışla algısını değiştirmeye karar verirler. İsveç yönetimindeyken askere gelen gençler okuma yazma bilmemekte ve toplumsal konulardan bir haber davranmaktadırlar. Toplumsal reform ile birlikte bu algı değiştirilmiş kışlalar yeniden şekillendirilerek eğitim ve kültürel alanda insanların kendilerini geliştirebilecekleri kurumlara dönüştürülmüştür. Tatlı kral lakaplı Yarvenin’in ve kötü yollara sapıp sayısız suç işlemiş olan çocukluk arkadaşından da kitapta bahsedilir. Yarvenin ve arkadaşlarının akıllarındaki sınırları kaldırarak işlerini büyütüp ülkelerine nasıl faydalı bireyler olduklarına değinilir. Yarvenin’in çocukluk arkadaşı ise kötü işler yapmasını bir toplumun bireyler üzerinde ne derece etkili olduğu, iyi anlayış ve yaklaşımın bireylerin kaderini belirlediğine değinilir.

Aslen İsveçli olan Papaz McDonald’ın fikirlerine de eserde değinilmiştir. McDonald: Din, insanların kalbinde dua etme arzusu, gerçeğe erişme ihtiyacı ve sevgi duygusu uyandırmalı. Basit ve kolay yoldan zengin olma heveslisi bir insan olan vergi tahsildarı din adamına dönülebiliyor. Bizdeki durum içler acısı ve korkunç bir alay konusudur. Bizde havari rütbesine sahip insanlar vergi tahsildarına dönüşüyor. Para biriktirmek, daha çok gelir elde etmek, aylak, tembel ve karnı tok yaşamak dışında kendilerini hiçbir şey ilgilendirmiyor. Onlar insanların kalbinde inanç ateşi yakmaya muktedir değiller. Bunu yapmak istemiyorlar ve yapmıyorlar. Onlar dini cansız dogmalar yığınına, yüzlerce kural, başlık ve önermelerden oluşan inanç gramerine dönüştürmüşler. McDonald, bu sözleriyle tepki çekse de zamanla sözlerinin kıymeti anlaşılacak ve var olan yapıdaki çürümüşlükler bu sözlerin ışığında iyileştirilecektir.

Eserde bir devletin küllerinden doğuşuna toplumu oluşturan yapılar tek tek incelenerek şahitlik edilmektedir. Üstten alta doğru başlayan yenileşme ve iyileşme hareketleri sonucunda bataklığa saplanmış olan bir milletin kır çiçeği gibi yeniden doğuşu konu edinilmiştir. Görülen odur ki; değişim ilk olarak kalplerde ve zihinlere başlamalıdır. Toplumdaki her birey gönlündeki ateşi yaktığında koca bir topluluk aydınlanacak ve dış günlere ihtiyacı olmadan kendi ışında büyüyüp gelişecektir.

Editör: Ceren Kozalıoğlu

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Soruları ve Cevapları

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kimin eseri?

Grigory Petrov

Beyaz Zambaklar Ülkesinde türü nedir?

Yabancı Romanlar

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kaç sayfa?

240

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Yorumları

ben ödev için okumuştum biraz sıkıcı gelmişti

12-05-2015 15:41

mükemmel bir roman okunması gereken klaskler arasında yer alıyor

21-05-2015 23:53

ben bu kitabı kitap sınavı için okumuştum çok çokkk sıkıcı bir kitap

29-05-2015 20:38

hiç güzel bir roman değil sıkıcı bunaltıcı ............
ay beyaz zambaklar ülkesine bayıldım zz..

12-10-2015 20:24

gercekten güzel bir kitap
cok sıkıcı bir kitap...

20-10-2015 17:27

beyaz zambaklar ülkesinde kitabı bana hediye edildi saçma bir hediye gibi geldi ama kitabın konusu çok hoşuma gitti

20-10-2015 19:41

daha özetini okuyarak çok etkilendim ne olursa olsun mustafa kemal'in önermiş olması tek başına bir okuma nedenidir bence

07-11-2015 00:56

cok güzel bir kitap.

08-11-2015 13:23

kesinlikle okunması gereken bir kitap çok güzel

14-11-2015 18:23

aslında çok güzel kitap olduğu kadar biraz sıkıcı olabilir ama tabikide herkese önereceğim kitaptır

16-11-2015 15:49

kitap güzel ama başlangıcı saçma

19-11-2015 15:20

bu kıtaptan cıkarabılecek cumlelerı bırı yazsın suraya ya okumak ıstemıyom ben

06-12-2015 19:14

çok güzel bir roman😇✌

12-12-2015 19:21

yorumlara güzel diyen arkadaşlar bende bunun özetini okudum öyle olduğunu düşünmüyorum gerçekçi olun bence bu kitaba güzel diyenler ögretmen olmalılar

15-12-2015 14:31

ilk basta biraz sıkıcı geliyor fakat okudukça okuyası geliyor insanın gayet basarılı bir roman

17-12-2015 15:26

tarih sevenler icin guzel gelebilir ama ben macera seviyorumm yani sıkıcı

22-12-2015 03:22

ne olursan ol ama biraz gerçekçi ol bn bunu sıkıcı buluyorum😔😔😔

27-12-2015 22:06

aslında çok güzel bir kitap . ama sıkıcı olduğu için fazla dokunmuyor 💣🔪🔫

28-12-2015 18:20

bana beyaz zambaklar ülkesinde özeti lazım uzun yada kısa farketmez içinde ana fikir ve konusu olsun yeterli lütfen acil

03-01-2016 11:07

sıkıcı diyen arkadaşlara kısmen katılmakla beraber bu kitabın sürekleyici bir kitap okumak amacıyla okunmaması gerektiği bence açık.bu kitabı okuyanlar az biraz kendilerini vererek okurlarsa kesinlikle çok sayıda önemli bilgi edinip kendilerini geliştirme fırsatı bulacaklardır.üstelik bence bu kitap okuyanlara,milleti için her türlü fedakarlığa hazır insanlar için küçük de olsa bir yerden başlanabileceğini,atılan bir adımın ne kadar önemli olabileceğini gösteriyor.kitapta da dikkat edilebileceği gibi bir insanın ne kadar değerli olduğu ve o tek insanın bile neler başarabileceği görülüyor.bu kitap,kendisini geliştirmek ve yapabileceklerini görmek isteyenler için ciddi şekilde tavsiyemdir.

10-01-2016 13:25

sıkıcı ama toplumun iyiliği için yazılmış bir kitap unutmayalım arkadaşlar

11-01-2016 00:07

gerçeği söylemek gerekirse biraz sıkıcı ama toplumun kalkınması için güzel birşey
harika bir sanat eseri

19-01-2016 15:38

ozetini okudum biraz guzel sanki

29-01-2016 20:48

kitap boş zamanlarda eğlence için okunucak bir kitap değildir.derin ve toplum için gerçekten gerekli bilgiler içermektedir.kitabın bölümlerinde sıkça konu tekrarı yapılmaktadır ancak bu tekrarlar kitabın savunduğu düşüncelerin akla iyice işlenmesi içindir.benim tavsiyem okuyun gitsin yaw.

30-01-2016 13:48

cok sıkıcı bir kitaptı beyaz zambaklar ülkesinde özet olarak bence hiç okumayın zamanınızı boşuna harcamayın konusu çok saçma sapan okurken kitabı yırtmak istedim o derece işkence gibiydi

07-02-2016 13:51

kitaplar en iyi arkadaslardir ne kadar sıkıcı olursa olsun hayat merdivenine önüne en onemli basmagı koyarlar onunla guc bulur onunla yasarsin her kitap ozeldir çünkü her kitap beni bana farklı anlatır
kitaba sıkıcı deyip bir kenara fırlatmayın bir toplum nasıl kalkınır anlamaya calisin fikirleri,sevgiyi,egitim askini biraz anlam verin

07-02-2016 20:26

bn daha okumadım ama yorumlara baktım
yorumların %99,99 u skici kelimesinden oluşuyor
benim de kitap sınavım var

21-02-2016 15:22

hayatımda okuduğum en sıkıcı roman😔😔

01-03-2016 09:18

gerçekten kitap güzel ama başları biraz sıkıcı insanın okuyası gelmiyor. ama siz kitabın özetini çok iyi çıkarmışsınız konu tamamen anlaşılıyor.

20-03-2016 20:06

kitabın baş sayfaları çok sıkıcı ama okudukça insanı hecanlandırır

23-03-2016 07:22

kuran-ı kerim'den sonra en çok okunan kitap haline geldi cümlesini okuduğumda gözlerim doldu resmen.o zamanki ruh şimdi nerede...

24-03-2016 19:23

bir ölkə müstqəqil yaşamaq istəyirsə əvvəlcə müstəqillik nədir öyrənməlidir.və bu cəhətdən super kitabdır.

03-04-2016 16:10

başta zorla okumaya başladım çünkü zorunluydu . fakat okudukça ipginiz artiyor ve devam etmek isteği basiyor. kendini milletini oldugun durumu ve olmak istediğin durumu düzeyi sorgulama fırsatı verior. akıcı ve sürükleyici olmasi zevkli kilior bunu . şayet bir millet veya bir toplum doğru kararlar ve kaliteli bir yaşam isteği varsa bu kitaptan çok ders cakartabilir. sifirdan zirveye yükselen bir ülkenin mücadelesi ve sonunda bunun meyvesini hakkıyla ve iradesiyle toplayan bir toplumun hikayesi bu kadar başarılı olabilir. teşekkürler

04-04-2016 01:36

grigory petrov beyaz zambaklar ülkesinde romanını ne zaman yazmış? hangi yıl yani?

04-04-2016 02:31

arkadaşım çook merak ediyor şimdi kütüphaneye gidip bakmaya gideceğiz😘😘

26-04-2016 11:17

ben bu kitabı sınav için okudum ve kitap çok harika bir orman miş teşekkürler herkese👍👍👍

26-04-2016 20:51

hikaye güzel olmasına güzelde çok sıkıcı bir hikaye
herkeze teşekür ederim

26-04-2016 20:56

bence on numara bir kitap herkese tavsiye ediyom

02-05-2016 14:18

kitap okuma yarışması için okudum yarım altın kazandım

20-05-2016 20:34

bu benim fikrim ama valla okuyamaıdm kitabı o kadar sıkıcı yani öğretmen ödev verdi özetini çıkarcaksınız diye yarın vermem lazım bu yüzden şuan özeti yazıyorum hiç bana göre değil ve ayrıca hiç sürükleyicide değil tavsiyem değil :( ama okumak istiyosanız on küçük zenci diye bi kitap var baya sürükleyici tek solukta okunacak bir cinayet romanıdır tavsiye edilir:)

23-05-2016 20:45

aşırı sıkıcı iğrenç bir kitap. kitabı okurken sanki felsefe sorusu çözüyon okadar sıkıcı

30-05-2016 18:13

gayet güzel ilk baslarda sıkıcı bi kital ama daha sonradan fin halkınin gelişme sürecinde verdigi çaba ve gayret etkileyici.

27-06-2016 23:51

kitap okumayı bilmeyen arkadaşlar kitabı sıkıcı bulmuş galiba.düşünün bir kere büyük deha atatürk bu kitabı askeri okullarda okutulmasını istemişse vardır bir gerekçesi degilmi ben okumadım ama okuyacağım çünkü merak ediyorum yapılan yorumlara da kulak asmıyorum.,

21-08-2016 13:32

hala okumamış olmanın üzüntüsü içindeyim

30-09-2016 15:07

bende okuyacam kitabı
okumak üzereyim

10-10-2016 21:06

ılgın kocaman arkadaşımıza çok teşekkür ederim acil olarak beyaz zambaklar ülkesinde kitap özeti gerekiyordu imdadıma yetiştiniz okumak isteyenlere nok olarak söylemem gerek aşırı sıkıcı bir kitap bir haftadır okumaya çalışıyorum her defasında uyuya kalıyorum hiç tavsiye etmem

16-10-2016 05:54

ertelenen bir kitap oldu benim icin ozetine bakayim belki okuma istegim gelir dedim iyice sogudum,sıkıcı...

16-10-2016 20:23

kadınlar kolu olarak okumamız tavsiye edildiği için okudum şunu söylemek isterim atatürk muhasır medeniyetler seviyesinden bahsettiğinde ulus olarak çok çalışmamız gerektiğinden bahsetmişti bu kitabı tavsiyesi boşuna değil örnek almamız dersler çıkartmamız içindi kitap okumaktan aciz yada kitapları sıkıcı bulacak zekaya sahip insanlarla ancak bu kadar oluyor ama çok şükür ki okumanın önemi her gecen gün daha çok anlaşılıyor kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum çıkaracak çok ders örnek alınması gereken çok konu var

22-11-2016 22:53

gerçekleri yazdiğı için mi sıkıcı buldunuz ödev olduğu!içinmi bilmiyorum ama. ülkemiz neden geri kalıyor anladım sayenizde....

23-11-2016 17:15

finlandiya'nın eğitimdeki başarısını görünce bu kitabı merak etmemek mümkün değil. özellikle atatürk' ün bu kitabı okuyup hayran kalması... tek solukta okuyacağıma eminim.

02-12-2016 18:31

kitabı okuyanlar okumaya üşendimde bana kitap özeti verirmisiniz

12-12-2016 18:26

kittap ssınaavvı olalarr ssınavdaa nne çııkttı bbizziim yyaarınn sıınav var

21-12-2016 20:29

arkadaslar siz kendiniz ozetini cikattiysaniz fotosunu attiniz

31-12-2016 10:55

çok güzel ama sıkıcı

05-01-2017 10:10

ben ödev için girmiştim ama çok beyendim özeti yazan kişinin eline sağol
iyi ki yazmışsın ben beyendim 😊😊😊

05-01-2017 22:13

bence çok eğlenceli bir kitap

11-01-2017 19:42

ben bu kitabi bilseydim hic okumazdim :-(

07-02-2017 19:43

odevim icin okudum ama iyi

09-02-2017 17:47

atatürk'ün okunmasını istediği kitaplardan biri.düşünmeden bir an önce okunmalı !!

28-02-2017 09:57

gercekten cook sıkıcı ama guzel bir kitap

09-03-2017 22:19

ilk başı berbat sonrası güzel

10-03-2017 15:54

okunması gereken kitaplardan.

10-03-2017 18:49

ben kitabı az önce okuyup bitirdim. özetini de şöyle bir okuyup pekiştirdim... bu ülkenin fakir insanlarına umut olmanız dileğiyle...

03-09-2017 14:40

sıkıcı bulanlara; uyduruk amerikan tommiks, teksas, swing, zagor kitaplarını serbestçe okur, yozlaşır, itaatli suya sabuna dokunmayan sadakatli birey olur rahat edersiniz . o kadar dimi ya

12-09-2017 10:27

ilk kitabım 3defa okudum

29-09-2017 18:28

açıkçası bende sınav için okuyacaktim ama yorumlar 😐 ve özeti de biraz sıkıcı gibi 🙆 ben macera kitaplarını seviyorum 🙎

01-10-2017 20:16

beyler bu kitap tarih ile ilgili olup mukemmel ogütler veren bir kitap sevmeyenlere bu kitabi anlayarak okuyup tekrar okumalarini rica ediyorum ben cok mukemmel buluyorum okumakta fayda var.

11-10-2017 21:06

kitap çok güzel insana vatan, millet yani manevi değerleri aşılayan, bir milletin uygarlık düzeyine gelmesi için ülke içinde bulunan tüm aydınların seferber olmasıyla...bataklığı cennete dönüştüren bir avuç vatanseverin akıl almaz devrimidir.

04-11-2017 11:18

bence çoook sıkıcı bir kikap sınav mecburetiyle okudum

02-12-2017 11:42

ya bir kitap bu kadarmı sıkıcı olur kitapta 30. sayfaya kadar okudum hiçmi sürüklemez bir kitap

07-12-2017 23:10

hayatımıza yön verecek olan kitaplar arasında olduğunu düşünüyorum .elverişsiz ve imkansızlığa rağmen oturup hallerine acımak yerine çalışarak el birliğiyle sen, ben demek yerine biz diyerek hep birlikte çalışıp birbirlerine bir şeyler katıp ülkesinin refahını geliştirmeye çalışan finlandiya halkını anlatır. bize de hocamız sınav için önermişti iyi ki önermiş .büyük bir zevkle okudum

10-12-2017 16:51

sıkıcı bulanlar savaş veren kendilerini vatanlarına adayanları anlayamamışlar...hayat hep gülmek eğlenmekten ibaret değil..atamın önerdiği bir kitap yok olmak üzre olan bir toplumun ayaklanıp bugün örnek alınan hale gelmesi..çok çabuk tüketen okumayan araştırmayan bir toplum olduk ne yazıkki...

10-12-2017 18:59

yarın bu kitaptan sınav olucaz offff çok sıkıcı

13-12-2017 18:14

biraz daha kısa olsaydı iydi

13-12-2017 19:47

yukarıda ki yorumların büyük çoğunluğu; bu kitabın neden okunması gerektiğini apaçık ortaya koyuyor. sadece ödev yapacağım, roman beni uçursun daldan dala kondursun hayal aleminde yaşayayım diye okuyan arkadaşlar bir kez daha vatansever nasıl olunur sorusunu her sayfada kendilerine tekrar tekrar sorarak okusun bence ,

14-12-2017 14:45

daha nasıl gerçekçı olunur ki.. kurgu değil gerçek..magazinsel olsa hiç sıklımazdınız eminim..

19-12-2017 20:41

kitap gayet iç açmayıcı

20-12-2017 11:58

hayatımda gördüğüm en sıkıcı kitap. başlarında iki sayfada bir uykum geldi sonlara doğru hakkını yemiyeyim akışkandı. ben tarih öğrencisi olduğum için ders sınavında çıkacağı için okudum. okuyana kadar da öldüm😣

24-12-2017 18:36

şu anda bede okuyacağım bıraz sıkıcı ama malesef zorunlu yarın sınavımvar bu kitaptan

25-12-2017 22:51

bence insanların birbirini daha iyi anlayacagı bir roman

05-01-2018 00:26

gerçekten 1.sayfasından 10. sayfasına kadar aynı konudan bahseden, 50 sayfa boyunca bir adamın toplantıda konuştuklarını anlatan bunaltıcı sıkıcı bit kitap. sonlarına doğru konuyu toparlasada gerçekten çok skici

07-01-2018 12:26

neresi sıkıcı en güzel kitap

10-01-2018 19:52

paşam okumamızı önermiş tavsiye etmiş türk gençliğine sözünü dinlemek düşer neden finlandiya olamadık diyenlere bazı yorum sahipleri örnek gösterilebilir

18-01-2018 03:46

atam türk gençliğine ne kadar güveniyormuşki bu kitabı önermiş şimdikilerde gençleri çocukları susturma derdinde

21-01-2018 18:30

çok güzel bir yazardır kendisi
ben kitabı hiiç sevmedim anca tarihten bahsedip duruyor yaa
ama yazarının seviyorum
ben bu kitapla yarışmaya katıldım türkiye 2. oldum ve kupa verdiler ve de tam altın verdiler ..... ben başarırım diyorsanız her şeeyi başarırsınız iye düşünüyorum....

26-02-2018 14:29

bu kitap biraz sıkıcı
bazı yeri güzel 😊

04-03-2018 21:10

neresi güzel çok sıkıcı ve uzzun

04-04-2018 15:12

klask severlere önerim

15-04-2018 19:32

arkadaslar cook guzel bir kitap herkezin okumasini oneririm..

29-04-2018 21:21

çok güzel .bilgilendirici bir kitap

01-05-2018 19:06

güzel ama daha iyi olabilirmiş. özet için tşk ederim

10-05-2018 21:51

bende sinav için okudum normal kitabı çok sıkıcı

27-05-2018 21:58

hikaye guzel ama sıkıcı

12-07-2018 16:14

birtakım sosyal mesajlar veriyor vermesine de öyle çok da bişey değil yani.. okuyup bitirebilmek için gerçekten çelik gibi sabır gerekiyor..

26-09-2018 15:23

sıkıcı değildi bence insanın içindeki napolyonların , robinsonların ortaya çıkmasına yardım eden bir kitap okuduktan sonra kendime "ben neden yapamayayım?" sorusunu sordum ve cevabını bulamadım çünkü inanırsam gerçekten yaparım , yaparız ülkemiz için kendimiz için en iyisini istiyorsak çaba sarfetmeliyiz. kitap bana "yapabileceklerimin" olduğunu gösterdı.

07-10-2018 22:09

bir tek insanın çabasıyla ülke domino taşı gibi birbirini etkilemiş atatürk de bu etkiyi, o zor şartlarda kendi ulusu için çabaladı ya gelinen nokta içler acısı umut ediyorum ki yeniden doğuş olsun bu ülkede..

10-10-2018 00:21

yiyeceklerinde en sevdiklerimiz zamanla bize zarar verenlerdir.kitaplarda eğlenceli aşklı ihtiraslı alavereli dalavereli olunca güzel geliyor eğitici olunca sıkıcı geliyor diyen arkadaşlara yazdım

07-11-2018 06:18

bence dünyanın en güzel kitabı kesinlikle hiç kimseye önermiyorum hayatımda bu kadar sıkılmamıştım haytımdan 1 saat çalındı geri verin

21-11-2018 16:21

atatürk’ün başucu kitaplarından.

Clairdefemme • 23-11-2018 14:48

sıkıcı bir kitap olmasından bahsedilmiş sürekli fakat burda verilen olaylardan çok mesajlara bakmak gerek.öyle can sıkıntısından oturulup okunulacak bir kitap değil.anlatılanları anlayamayacağını düşünen lütfen okumasın ve skici diye yorum yapmasın

03-12-2018 21:59

berbat ötesi berbat hayatımda daha beter bir kitap okumadım okumamda işşallah nefret nefret nefret ettim...berbat...

17-12-2018 17:32

sıkıcı. bir. kitap😑

08-01-2019 19:47

çoooook sıkıcı ama konusu güzel

12-02-2019 21:05

bir öğretmen olarak bu kitabı severek okudum. özellikle eğitimcilerin okuması gereken, ufuk açıcı ve farkındalık yaratan bir kitap.

Ugur09 • 13-02-2019 20:47

tüm okullar da öğrencilere okutulması gereken bir kitap.

Belkibirgun • 13-02-2019 22:10

harikaydı.🌠akıcı ve konusu da güzeldi.🎉puanım 8/10🎈🌷

maNga • 25-02-2019 09:28

bir ülkenin savaş, yakım yıkım olmadan nasıl geliştiğini nasıl seviye atladığını gösteriyor herkesin okuyup bir şeyler çıkarması gereken bir kitap.

şevval • 09-04-2019 20:21

bence okunması gereken, tartışmaya açık bir kitap ✨

13-04-2019 22:22

finlandiya'nın eğitimi neden bu kadar iyi dediğimiz de bu kitap her şeyi açıklamaktadır. kesinlikle okumalısınız!

Irem Can • 31-07-2019 08:30

super super super 10 numara 5yıldız

10-10-2019 19:28

yarın sınavımız var :sss o yüzden bakmaya geldim bu ara buraya gelnce tekrardan aradan 5 sene gçmiş olur :ss

11-11-2019 21:07

ingizce ödevim için okudum ders alınması gereken bir kitap ülkemizi geliştirebiliriz.

08-12-2019 11:39

sırf ödev diye okudum berbat bir kitap

16-10-2020 10:22

ödev için almadım fakat bence hiç sıkıcı değil aksine herkesin okuması gereken bir kitap bir çok lask okmuş biri olarak söylüyorum aralarındaki en güzellerden biri küçük bir suominin nasıl dev bir eğitim merkezine dönüştüğü anlatılıyor

15-01-2021 16:09

çok akıcı değildi bence

21-01-2021 13:41

kesinlikle okuduğum en saçma mantıksız bi o kadar da sıkıcı bunaltıcı bir kitap kitap

29-01-2021 18:21

ülkemizin ve ülkelerin gelişmesi için yanlışa yanlış diyebilen, kendini ve vatanını geliştirmek için emek veren bilinçli bir halka ihtiyacımız var. ben tek başıma ne yapabilirim dememek lazım. o zaman bilinçsiz, umursamaz bir halk oluruz. hükümetin kaderi halka, halkın da kaderi hükümete bağlıdır. karşılıklı bir durumdur bu. tek bir konuşma sayesinde bile insan hayatını degistirmeye karar verebilir. mesele bakış açısını değistirebilmekte. eğer bakış açımızı değiştirebilir. ve bunu başka insanlara da aşılarsak durum çok farklı olabilir. kitapta bahsi geçen yumurtacı çok hoşuma gitti. pazarda yumurta satan bir adam etkilendiği konuşmalar sayesinde bakış açısını değiştirmeyi başardı ve sonucunda hem kendi hem de vatanı için çok önemli şeyler yaptı.

07-02-2021 14:31

atatürk'ün askeri okullarda okutulması zorun dediği bir kitap. bence yalnız askeri değil tüm okullar,ögretmenlerin ve anne babaların okuması gereken çok değerli bir kitap. finlandiya eğitim olarak neden dünyada bir numara olduğunu hep merak etmiştim. başarılarının tüm sırlarının açıklandığı bu kitabı yalnız okumak değil hayata geçirmeyide becerebilsek keşke.

Esma dereli • 21-03-2021 16:10

ne biliyim ben beğenmedim.diyolag olarak:
- ne kadar seviyorsunuz yüzdelik dilim olarak?
- yüzde 1. o da o kadar emek verilip yapılmasına verdim.😑 begenmedimmm. o kadar okudum bunaldım.

14-08-2021 17:31

56 yıl önce, mezun olurken ögretmenlik diplomamızın yanında okul müdürümüz bir genç ögretmenlerin tümüne beyaz zambaklar ülkesinde isimli bu kitabı armagan olarak vermisti. o zaman okudugumda degerini pek de algılayamadıgım bu eseri 56 yıl sonra tekrar okuyunca, osmanlı'nın bıraktıgı yoklar ülkesi anadolu'da bir finlandiya yaratılabilecegini atatürk'ün kavramıs oldugunu daha iyi anladım. aklıma hemen ismail hakkı tonguç ve köy enstitüleri projesi geldi! atatürk'ün ömrü uzun olsaydı ve anadolu'nun hemen her kösesine mantar gibi dikilen bu kutsal kurumların devamı gelseydi türkiye'nin bugün ne hale gelmis olabilecegi geldi bir an gözümün önüne...

11-04-2022 17:42

özeti sıkıcı olunca kitap sıkıcı gibi geliyor olabilir ama yine de okunması gereken ve hiç sıkıcı olmayan bir kitap sizede öneriyorum.(ben 7. sınıfım ve çok beğendim.[tek öğretmenler sevdiğini söylüyor bence çok sıkıcı diyenler sadece özetini okumuş sadece])

10-05-2022 22:55

açıkçası zor okudum aslında harika bir roman ama belli bir kültürel bilgi gerekiyor yoksa hem anlaması zor oluyor hem de okuması çünkü kitapta geçen karakterleri deyimleri bilmiyorsunuz ve birden hikayeden kopuyorsunuz

12-09-2022 11:52

romandan daha çok ders kitabı gibi hatta tarih kitabı gibi alıp okuyacaksanız bunu bilerek okuyun finlandiyanın gelişimini ele almış ders anlatır gibi anlatıyor sürükleyicilik yok yaptıkları etkileyici ama okuma keyfi olarak çok kötü bir kitap

28-11-2022 22:38

kitabin girisi cok ilginc bugunden bakinca. ataturk'un tavsiye ettigi kitap, bugun ataturkculuk savunuculunda bulunanlari tarumar ediyor. moskova'daki devlet tiyatrosunun mese agacindan yapilan temellerinin yuz yil sonra binayi tasiyamayacak duruma gelerek, duvarlarda catlaklar olusturmasini ve bir sey yapilmazsa duvarlarin ve binanin cokecegi metaforunu kullanarak, uluslar da gecmiste kurulduklari temelleri degistirmezlerse, bu binalar gibi cokuyorlar, cokecekler diyor. ataturk'culuk temelleri artik ulkeyi tasiyamiyor diye anladim ben de. tek basina bir kurt sorunu bile bunu anlatiyor bize. okunsa cok sey ogreten kitaplardan, okumaniz dilegiyle.

20-02-2023 16:14

aslında sıkıcı bir kitap ama içerik olarak örnek alınabilir sanırım o yüzden tavsiye ediyorlar yoksa okunacak türde bir roman değil

24-05-2023 23:29

İdealist ÖğretmenBeyaz Zambaklar Ülkesindeen iyi kitaplaryeni çıkan kitaplaren çok satan kitaplarokunması gereken kitaplaren çok okunan kitaplar100 temel eserbedava kitapeditör olkitap bağışıGün Olur Asra BedelTutunamayanlarAcımakCamdaki Kız1984Hayvan ÇiftliğiSokrates'in SavunmasıUzun HikayeAlice Harikalar DiyarındaHaritada KaybolmakKraliçeyi Kurtarmakİçimdeki MüzikÇalıkuşuÇocuk KalbiKüçük Kara BalıkİntibahBülbülü ÖldürmekBeyaz Zambaklar ÜlkesindeDon KişotSineklerin TanrısıToprak Anaİnce MemedSatrançİki Şehrin HikayesiVadideki Zambakİçimizdeki ŞeytanSergüzeştBeyaz GemiAraba SevdasıYabanİnsan Ne İle YaşarKüçük PrensDönüşümBeyaz DişSaatleri Ayarlama EnstitüsüFareler ve İnsanlarSol AyağımSuç ve CezaSefillerSimyacıŞeker PortakalıKürk Mantolu MadonnaMadalyonun İçiEsir Şehrin İnsanlarıÜç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, AlageyikYeraltından NotlarSait Faik Seçme HikayelerRüzgarı Dizginleyen ÇocukSabahattin Ali Bütün ÖyküleriSadako ve Kağıttan Bin Turna KuşuAhmet ÜmitAhmet BatmanAyşe Kulinİskender PalaCanan TanDostoyevskiElif ŞafakJojo MoyesKahraman TazeoğluMemduh Şevket EsendalOrhan KemalPeyami SafaSabahattin AliSarah JioTarık BuğraVictor HugoZülfü LivaneliÇocuk KitaplarıYabancı RomanlarTarihi KitaplarErotik KitaplarÖykü Hikaye KitaplarıYerli RomanlarRomantik Aşk KitaplarıKomik KitaplarMacera KitaplarıKişisel Gelişim KitaplarıPolisiye KitaplarKorku KitaplarıGizem KitaplarıPsikoloji KitaplarıFantastik KitaplarBilim Kurgu KitaplarıKadın Erkek İlişkisiDin / Tasavvuf KitaplarıŞiir KitaplarıFelsefe KitaplarıTiyatro & Oyun KitaplarıBiyografi KitaplarıGerilim KitaplarıPolitik KitaplarBeslenme Diyet KitaplarıDeneme KitaplarıGünlük Anı Kitapları

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitap Özeti

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitap Özeti

1923 Yılında “Zidari Jivota” (Hayatın Mimarları) ismiyle Sırpça basılan kitap 1928 yılında Ali Haydar Taner tarafından ilk defa Türkçeye çevrilmiştir. Rusya, Yugoslavya, Bulgaristan’da olduğu gibi kitap Türkiye’de de büyük yankı uyandırdı. Ancak Mustafa Kemal Atatürk’ün kitabı okuyup beğenmesinin ardından okulların müfredatına konulmasını istemesiyle ünü daha da artmıştır.

Kitabın ilk bölümü Grigoriy Petrov’un hayatı hakkında kısmıyla başlar. Kitabı yazma sürecinde onu etkileyen olaylardan söz eder. Kitap tam metni toplam 239 sayfa, 13 bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm Moskova’daki imparatorluğun temellerinin sallandığından söz edilip Devlet inşasını bina inşası tasviri üzerinden anlatmaktadır. Değişen ve gelişen nesillerin yeni anlayışlar, gayeler ve taleplerle geldiğinden bu yeni nesil insanlara geçerliliğini çoktan kaybetmiş yönetim şekilleri zorla dayatılamayacağından, hayatının temelini mantıklı, adil ve sağlam bir devlet yönetimi esasına göre şekillendirmek gerektiği üzerinde durarak açıklamaktadır.

İkinci bölümde Devlet meselelerinin sadece bakanlar, krallar veya milletvekillerinin icraatlarının sonucu değil her vatandaşı ilgilendiren mesele olduğunu erkek ya da kadın, genç ya da yaşlı, şehirli ya da köylü, kas gücüyle ya da beyin gücüyle çalışan herkesin bu meseleleri düşünmesi gerektiğinden söz eder. Aynı zamanda Halkların tarihinin yaratıcısı kimdir? Devletin ve bütün insanlığın kaderinde hayati öneme sahip olan büyük olayları kimler harekete geçirerek, yönlendiriyor? İngiliz düşünür Carlylenin dediği büyük şahsiyetler ve kahramanlar mı? Sorularına, tarihte adından söz etmiş yöneticilerden ve ünlü yazarların konuyla ilgili düşünceleriyle cevap aramaktadır.

Üçüncü bölümde Finlandiya’nın bugünkü seviyeye gelmesinde halkın çalışma enerjisi ve azmi, kendi fakir toprağına olan bağlılık ve sevgisinin etkili olduğunu üzerinde duruluyor. Finlandiya’nın birçok kentinde yükselen çıplak granit yığınlarına rastlanabildiğini ve Rusya’da bu taşlara halk “Şeytanın Şekerliği” derken Finlandiyalılar “Şeytan Şekerlerini” park ve bahçelere dönüştürmüşler. Taşların üzerine verimli toprak dökerek, buralara ağaç ekmiş çiçek yetiştiriyorlar. Finlandiya’nın Petersburg’dan, 3,5 saatlik mesafede olmasına rağmen, düzensizlik, köhnelik, bakımsızlıktan eser bile olmaması tek düze ve kasvetli taş yığınları, bataklıklar ve ormanlar arasında yaşayan halkın sanat eserlerini andıran mimariler ortaya koymasının altında yatan başarıyı aramaya başlar.

Dördüncü bölümde Finlandiya’nın coğrafi önemine vurgu yapılır.

Beşinci bölümde yeni nesil Fin aydınlarından Johan Wilhelm Snellman üzerinden halkın uyuyan uykusundan uyandırılması için Finlandiyalı öğretmen, din adamı, avukat ve memur halk kitlelerinin eğitim ve kültür düzeyinin arttırılması için adeta seferberlik ilan etmesi gerektiğinden söz edilir. Snellman, “ Karanlık köşelerde canlı kandiller yaktım ve daha iyi aydınlatmaları için onlara yağ takviyesi yaptım” der ve insanları aydınlatmanın ülkelerin geleceği için ne kadar önemli olduğu ortaya konulur.

Altıncı bölümde Snellman’ın halka yaptığı konuşmalardan kesitler üzerinden halkın ağır ve tehlikeli bir manevi hastalığa yakalandığı ve dinin insanların diğer insanlarla, dünyayla ve tarladaki ürünlerle bağlantıda olduğu duygusudur der ve böyle bir bağlantı yoksa devlet, toplum, aile ve hatta insanlık bile hayatta kalamaz. Bu devletin mevcudiyetine karşı bir tehdittir. Kitlelerin dine karşı ilgisizliği halk için çok tehlikeli bir hastalığa dönüşebilir. Ciddiyetten uzak gençlik ve akıl fakiri liberal düşünürler; dinsizliğin özgür düşüncesinin yansıması olduğunu söylemekle büyük bir hata yapıyorlar. Dinsizlik manevi fakirlik ve hastalıklı ruh halinin belirtisidir. Dinsizlik halkın sahip olduğu bütün kutsal değerlerin ölmesidir der. Bunun sonucu olarak insanlar hayvani duyguların esiri olur, maneviyatsızlık, ahlaksızlık, kaba egoizm, hırsızlık ve had safhaya varan duygusal çöküntülerin temeli olarak dine karşı ilgisizliğin sebep olduğu üzerinde durur.

Yedinci bölüm İsviçre yönetiminden Rusya yönetimine geçen Finlandiya’nın içişlerinde serbest bırakılması sonrası kendi siyasi kültürlerini inşa etme süresinden söz edilir. Bu bölümde de Snellman’ın memurlara seslendiği bölüm vardır. “Adaletsizlik konusunda başöğretmenlerin kim olduğunu biliyor musunuz? Memurlar, yasaların bekçisi olan görevliler! Onlar halka yasalara uymamayı öğretiyorlar. Bu nedenle kanunların uygulayıcısı olan siz memurlardan, yeni Finlandiya adına bir ricada bulunmak istiyorum; vatandaşlarımızın yasalara saygılı veya daha fazla derin adalet duygusuna sahip bireyler olarak yetiştirilmesi için bize yardımcı olun.” Sözleri yer alır ve memurların adalet sağlamadaki önemi üzerinde konu aktarılır.

Sekizinci bölüm Finlandiyalıların Orduya “Kışla Hayvanı” bakış açısının değiştirilmesi gerektiğinden hayatlarının en parlak döneminde askere gelen gençlerin çoğunun okuma yazma bilmeyen halk ve toplumu ilgilendiren konulardan uzak oluşunun değiştirilmesi gerektiğinden, yeni Fin ordusunun inşasından söz edilir.

Dokuzuncu bölüm İngiltere’nin Napolyon’u yenmesi sonucu Avrupa’da uzun zamandır süren savaşların son bulmasıyla birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Finlandiya’da da gençlerin İngiliz kültürüne hayranlığı arttı tabi bunlarının başında da Futbol geliyordu. Bu bölümde de Snellman üzerinden gençlere seslenilmektedir. Futbola ilgi duyan gençlerin eğitimlerine önem vermediklerinin ve bunun sonucunda genç neslin eğitimsiz olarak yetişeceğinden endişe edilir. Finlandiya gençlerinin diğer ülkeleri futbolla yenmemesini aynı zamanda Almanları, Fransızları ve İngilizleri beyniniz, kalbiniz ve iradenizle, bilim, ustalık, ticaret, zanaat, adil hukuk düzeni gibi alanlarda, ülke refahının arttırılması için halkın verdiği mücadelede yenmeleri gerektiği aşılar.

Onuncu bölüm bu bölümde Snellman ve arkadaşları Finlandiya halkının uyanmasına dair bütün umutlarının genç neslin iyi yetiştirilerek, eğitilmesine bağlamışlardır. Snellman çocukluk dönemi için, çocuk aklı ve kalbi, bakımsız tarla gibi boş kalıyor çünkü oraya hiçbir iyilik tohumu saçılmamış. Kendilerine iyilik, doğruluk ve sevgiden bahsedilse de bunlar kalıplaşmış, sıkıcı ve soğuk ifadelerle anlatılmaktadır. Onları çok iyi yedirip içirip, giydirmek yeterli değil onların zekası ve kalbinin temizliği konusunda çok az kafa yorduklarından söz eder. Snellman ve arkadaşlarının köyleri ve Pazar yerlerini gezip konuşmalar yapmasıyla Finlandiya’da ebeveyn toplulukları kurulduğunu anlatır.

On birinci bölümde Snellman önderliğinde herkes işin kulpundan tutmuş kültür misyonerleri olarak Finlandiya’nın kalkınması için çalıştığından söz eder. Tatlı kral lakaplı zengin tüccar Yarvinen’den de bu bölümde bahsedilir. Aydın kesimin eksik yönlerine dikkat çekilirken sorunun kaynağına inilir. Yarvinen’in yokluktan nasıl var olduğunu anlatılıp bu tür mucizevi dönüşümün her bir ülkede ve vilayette, hatta en ücra yerlerde dahi yaşanmasının imkansız olmadığı gözler önüne seriler. Bunun için gerekli olan sadece sihirli ellere, ileri görüşlü, büyük yürekli insanlara, yorulmadan çalışan kültür emekçilerine ihtiyaç olduğu mesajı verilir.

On ikinci bölüm Köylülerden söz edilir; Ziraat, hayvancılık, tuğla yapımı kağıt ve kumaş üretimi gibi alanlarda gelişmeye önem verilmiş fakat milyonlarca emekçinin, beyni, kalbi, sağlığı ve hayat koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini kimse düşünmemiş ve düşünmek istememiştir. Bu bölümde köylülere yapılan haksızlıklardan söz edilmekte ve halkın büyük bölümünün eğitimsiz olması devlet eliyle yapılan kötülük olduğunu ilkel halkların fakirlik ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmalarının nedeni sahip oldukları topraklarının zenginliklerinden faydalanmamaları dır der.

On üçüncü bölümde Papaz McDonald’ın halk tarafından “Güneş Kitabı” adı verilen kitaptan ve etkilerinden söz edilir. Aslen İsviçreli olan papaz McDonald Finlandiya halkının gelişmesi için bir yol haritası sunar. Grigoriy Petrov kitabın son bölümünde Slavlara şu tavsiyelerde bulunur; Kendimize ve halk kitlelerine çalışkanlık, azim ve disiplin, güçlü irade aşılayalım, bu özelliklere sahip nesiller yetiştirelim der. Grigory Petrov’un yaşamı boyunca başta Rusya olmak üzere birçok ülkedeki halkları etkilediği bilinmektedir. Grigoriy Slav halklarının gelişmesinde rol model olmak için aslında bu kitabında da yol gösterici olma amacı gütmüştür.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Romanının Konusu

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, çetin doğa koşullarına, yoksulluğa ve her türlü imkansızlıklara rağmen Finlandiya’nın bir grup aydın tarafından kalkındırılmaya çalışılmasını konu edinir. Profesörlerden, din adamlarına, öğretmenlerden doktorlara kadar her meslek grubundan insanın canla başla mücadele ettiğine şahit olunan bu yapıtta verilen büyük mücadele bütün insanlığa örnek olacak kadar anlamlı olması ile de bilinir.

Kayalıklar ve bataklıklar ülkesi olarak bilinen iki milyon nüfuslu Finlandiya’da yaşanan kalkındırma mücadelelerini anlatan Beyaz Zambaklar Ülkesinde, geleceği parlak bir aydın olan Snellman’ın ağzından bölüm bölüm olarak okuyuculara aktarılmaktadır.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Romanının Özeti

Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı esere göre 1811 yılında kadar İsveç’in egemenliği altında bulunan Finlandiya’da ticaret, okullar, kiliseler, iktidar ve sanat İsveçlilerin yönetimine göre işlemektedir. Ülkenin öğretmenleri, askerleri ve doktorlarının tamamı da yine İsveçlidir ve İsveçliler sürekli olarak Finlandiyalıları küçük görmektedir.

Bir gün ülkeler arasında gelişen anlaşmazlıklar neticesinde Rusya Finlandiya’ya saldırır ve ülkenin yarısını ele geçirir. Dönemin Rus Çarı, Finlandiya halkına geçmişte ellerinde bulunan bütün hakları geri vereceğini beyan eder ve bu olay neticesinde Finlandiyalılar da kendi öz kültürlerini hiçbir kısıtlama olmadan geliştirmeye ve yaygınlaştırmaya başlar. Fin kültürünü yayma görevini ise Johan Wilhelm Snellman ismindeki zeki bir aydın üstlenir.

Snellman, yeni nesil Fin aydınları içerisinde en gözde ve en çok umut veren temsilcilerden birisi olarak ön plana çıkar. Finlandiya’nın gelişmesi adına büyük bir mücadele verir ve bunun için de ilk olarak ülkenin aydınları ile konuşur. Aydınlardan mütevazi olmalarını ve Finlandiya halkını küçük görmeden bildikleri her şeyi onlara anlatmalarını ve halkı bilinçlendirmelerini rica eder.

Snellman, aydınlarla konuştuktan ve onları yönlendirdikten sonra bu defa öğretmenler ile görüşmeye başlar ve onlardan halkı bilinçlendirmeleri konusunda destek ister. Din adamlarına da ulaşan Snellman, halkı eğitme konusunda desteklerini alır ve bunun üzerine din adamları halkı motive ederek ülkenin kalkındırılması amacıyla önemli çalışmalara başlar.

1816 yılına gelindiği zaman ise Finlandiya ve Rusya yeni bir anayasanın altına imzalarını atar. Bu imza ile birlikte parlamento sistemi yeniden hayata geçer. Finlandiya’da yaşayan pek çok devlet memuru ülkenin her yerinden Helsinki’ye gelmeye başlar. Bu sayede devlet yönetiminde yer alan İsveçli devlet adamlarının sayıları azalır ve yerlerine Finlandiyalı devlet adamları gelir. Snellman bu aşamada da devreye girer ve devlet adamlarına vatandaşların adalet duygusu güçlü bireyler olarak yaşayabilmeleri için destek olmaları gerektiğini öğütler ve adalet konusunda devlet adamlarından yardım talep eder.

Snellman askeri eğitime de büyük önem gösterir ve ordu içerisinde çeşitli eğitimler verir. Finlandiya’da yaşayan tüm ailelerin oğullarını askere göndermelerini ister ve aileleri bu konuda yönlendirir. Kışlalarda ise bilim, kültür ve daha birçok konuda askerleri bilinçlendirerek ülkeleri için çok daha yararlı birer birey olmalarına imkân verir.

Sonuç olarak Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı eserde Snellman’ın halk üzerinde meydana getirdiği tüm bu küçük değişimler sayesinde Finlandiya’nın yavaş yavaş kalkındığı ve gelişmiş ülkeler arasında girmeyi başardığı görülür. Bir zamanların bataklıklar ve kayalıklar ülkesi olan Finlandiya, Snellman ve çevresindeki bir grup aydın sayesinde artık tarım yapılan ve ekonomisi ile refah düzeyi hızla gelişen bir ülke haline dönüşür.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Romanının Karakter İncelemesi

Johan Wilhelm Snellman: Fin kültürünü yaygınlaştırmak ve ülkesini geliştirmek isteyen ileri görüşlü ve zeki bir aydındır. Derin bir filozof oluşunun yanı sıra aynı zamanda oldukça ünlü bir siyaset adamıdır.

Jarvinen: İşsiz bir fakir iken azimle çalışması sonucunda reçel fabrikaları kuran Jarvinen, zamanla ülke içerisinde Reçel Kralı şeklinde anılmaya başlanmıştır. Tüm Finlandiya’nın tanıdığı meşhur ticaret adamlarından birisidir.

Karokep: Reçel Kralı olarak bilinen Jarvinen’in çocukluk arkadaşıdır. Azılı bir suçludur ve çevresindeki herkese korku saçar. Tanrının nerede olduğuna dair olan merakı nedeniyle sürekli kiliselere saldırır ve rahipleri öldürerek bunu sorgular.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Özet

1- Tarihten İbret almak

Yıllar önce Moskova devlet tiyatrosunun duvarlarında, büyük çatlaklar meydana geldiğini farkına varmışlar. Binanın yıkılması ve çevresine zarar verme tehlikesi ortaya çıkmış. Mühendisler bu çatlakların sebebini araştırmış bina inşa edilirken, zemin sağlam olmadığından, tahta  kazıklar çakılmış kalın taş duvarları bu kazıkların üzerine örmüşler. Çatlakları gören mühendisler tehlikeye karşı ne yapmaları gerektiğini düşünmeye başlamışlar. Kazıkların yerini granit taşları yerleştirmişler böylece devlet tiyatrosunu eski binası sağlam temeller üzerinde durmaya  başlamış. Memleketlerde sarsıntılara ve yıkıntılara meydan vermeden, halkın yönetimi daha çok bilgi ve düşünce isteyen daha adaletli yollara başvuruluyormuş. Eski devlet yaşama gücünü kaybetmiştir. Devlet yıkılmaya mahkûm olmuştur. İdareciler  iyi kötü kahraman ve zalim ne olursa  olsunlar onlar kendi devletlerinin birer aynasıdır diye düşünmektedir. 

2- Kahramanlar ve Millet

Carlyl kahramanlar ve tarihte kahramanlıklar eserlerini ve  kültürünü anlatır. Kahramanlar mı milleti yönlendirir yoksa kalabalıklar mı sorusuna cevap aramaktadır.  Carlyle milletleri Napolyon, Sezar gibi kahramanların elinde şekillendiğini düşünürken Lev Tolstoy ise tamamen bunun aksine iddia etmektedir.  Carlyle’a göre millet kahraman olmadan bir saman yığını gibidir. Tolstoy ise tarihi bireylerin yönlendirdiğini, kalabalıkların içindeki küçük adamların kahramanı ve tarihi oluşturduğunu söyler. Bir millete hareket gücü ortaya  çıkıp yürüyünce, millet kendiliğinden harekete geçiyor diye düşünmektedir. 

3- Suomi’nin Tarihi

Bu bölümde 3,5 milyonluk Finlandiya’dan bahsedilir. Finler kendilerine Bataklık arazi anlamına gelen  Suomi demektedir.  Ülke  yoksuldur. İsveç ve Rusya bu ülkeyi s işgal etmiş,  Finliler nihayetinde Rusları tercih etmiş,  Rus egemenliği altında, eski efendileri İsveçlilerle birlikte kültürlerini yaşatmaya çalışmışlardır. 

4- Yükseliş Önderi Snelman

Ohan Wilhelm Snelman (2 Mayıs 1806- 4 Temmuz 1881)  Snelman dönemin büyük bir bilim adamı, derin bir filozofu ve ünlü bir siyasetçisidir. Snelman da papazlara seslenmiştir. “Bütün Suomi’yi büyük bir aile kabul ediniz. Bütün ülkeye de o gözle bakınız. Unutmayınız ki, en yoksul kömürcü, kantarcı, hizmetçi ve dul kadın, bütün bir Fin milleti, sizin kardeşleriniz, hemşerileriniz ve yurttaşlarınızdır. Bunları eğitmek ve uygarlıkta daha kadim olan milletlerin arasına sokmak sizin görevinizdir. Unutmayınız ki, halkın cehaleti, kabalığı, alkol düşkünlüğü, hastalıklı oluşu, sefaleti, kötü ahlâklı oluşu, bütün bunların hepsi sizin kendi utancınız ve suçunuzdur!”

Senelman  şunları düşünmekte ve dilşe getirmektedir.  “Bazı devlet adamları, İsveçlidir. Görev saatlerinde kahve, sigara, içer arkadaşlarıyla sohbet ederken  toplantı var diye halka açıklama yapar. Vatandaşlarda memuru bekleyemez  evlerine gider. “

5- Eğitimci Memurlar

İsveç  eğemenliğinde  en kötü memurların Finlandiya’ya gönderildiğini ilişkileri yozlaştığı anlatılır.  Memurlar halkı eğitmeli, kendilerini yetiştiren topluma ahlaklı davranmalıdır.“Bu memurlar kendilerine müracaat edenleri bekletir,  halka bağırıp çağırırdı. Halk saatlerce bekledikten sonra işini yaptıramadan dağılırdı” der. Kanunsuzluğun en büyük öğreticisi kimlerdir, bilir misiniz? diye sorar ve yanıtlar: Memurların ta kendisidir. Yasayı uygulamakla yükümlü olanlardır. Halka, yasalara itaat etmenin yollarını ve çarelerini memur öğretir”Böyle memurlar yerine Finlandiyalı öğretmenleri yetiştirmeye başlamışlar. 

6- Halk Okulu: Kışla

Fin ordusu millileşmeye başlamıştır.  İsveçliler zamanında askerlerin çoğu Finli iken, rütbeliler erlerin yiyecek ve yakacaklarını az verir askerlere kötü davranırlardı.   En ağır küfürlerin edilmesi sıradan olay iken  bir süre sonra her şey tamamlanmaya  değişmeye başlamıştır. Yeni dönemin kışlası, başka bir kışla olacaktır!” diyerek ant içmişlerdir. Biz kışlayı bir halk okuluna dönüştüreceğiz. Hatta bir üniversite haline getireceğiz. Öyle ki, her bir asker, kışlada yaşadığı günleri yaşamı boyunca sevgi ve övgüyle ansın”Erler her gün kışlada  banyo yapmaya mecbur tutulmuş. Herkes ayakkabılarını temizlemeye başlamış, çevre temizliğine dikkat edilmiş, artık küfür edilmez hale gelmiştir. Ülkenin her tarafından aileler yaramaz çocuklarına: askerlik zamanın gelse de askere gitsen de kışla seni adam etse demeye başlamıştır.

7- Futbol

Finlandiya’da da futbol popüler olur. Bir süre sonra futbol salgını başlamış. Futboldan zevk alanları bir ibadet şekline sokulmuştur. Snelman futbol şenliğinde halka konuşma yapmaya başlar. Fin gençliğinin sporla uğraştığını seviniyorum demiş. . Bunun üzerine aileler yeni yetişen nesle uygun terbiye vermeye başlamış. Anneler babalarda çocukların yaramazlığını ahlaksızlığını şikâyet ederlermiş. Snelman da “ anneler işlerini yapar babalarda kahvehanelerde iskambil oynarken çocuklarla ilgilenmeyip, haydi bir kenarda kendi başınıza oynayın derlerdi. Bu şartlar altında büyüyen çocuk kötü yetişmesi şaşırmamalıdır”  demiştir. Ancak yazar Petrov “ güçlü bacakların değil, kafaların “ ihtiyacına vurgu yapar. Herkül gibi, vücudu büyük ancak kafası küçük birer heykel değil; Sokrates gibi beyni kafasının içine sığmayacak bilginler olmalarını öğütler. 

8- Anne – Baba Ve Çocuklar

Çocukların eğitiminde ailenin önemine dikkat çekilir. Anneler ve babalar çocuklarına öğütledikleri şeyleri önce kendileri yapmalıdır. Ailesi tarafından eğitim verilmemiş çocukları sürülmemiş tarlalara benzetir. Her çocukta potansiyel vardır yalnız eğitim onu ortaya çıkarabilir. 

9- Halk Üniversitesi

Üniversite profesörlerinin çiftçi, avukat, zanaatkâr gibi toplumun çeşitli kesimlerinden insanlarına konferanslar vermesi anlatılır. Üniversitenin halka inmesi sayesinde toplumun çocuklarındaki potansiyel ortaya çıkacaktır. Üniversiteye gelen bilgiye aç vatandaşlar, profesörlerin güdüleyici konuşmalarını dinleyerek toplum eğitiminin içinde yer alabilecektir. 

10- Jarvinen’nin Söylevi

Reçel kralı Jarvinen olarak anılan bir kişinin konuşması işlenir. Bu kişi işsiz bir garibanken işini iyi yapıp azimle çalıştığı için reçel fabrikaları kurmuş, reçel kralı olarak adlandırılmıştır. Bütün Finlandiya bu kişiyi tanımaktadır. Jarvinen de yoksul olduğu zamanları anlatarak Finlandiya’da birçok Jarvinen olduğunu, yalnızca onlara bilgiyi sunmak, imkan tanımak gerektiğini söyler. 

11- Haydut Karokep

Jarvinen öğretmenlere hitap eder. Azılı bir suçlu olan çocukluk arkadaşı Karokep’i hatırlatır. “Beyler! 25 yıl önce, bütün Finlandiya’yı dehşet ve heyecana bırakan Johan Karokeni hatırlıyor musunuz. Karokep bir hırsız ve hayduttur. Polislere meydan okuyarak hırsızlık yapar adam öldürürdü. Karoke kurşunlardan biriyle ağır bir şekilde yaralandı öldü. Arkadaşları cesedini sakladı herkes böyle düşünüyordu. Beyler! Karokep sağ! Geçen sene İtalyada onu gördü onu tanıyamadım ama o beni, tanıdı Karaokep bir gün papazın yanına gitmiş papaz efendiyi arıyorum demiş papa ne yapacaksın diye sorduğunda dini bir iş için geldim kendisini görmek istiyorum papz kapıyı açtı kapının önünde durup beni tanıdın mı? Diye sordu. Karoke papaz son zamanlarda hafızam zayıfladı papaz buyurun içeri girin dedi. Papaz bir sey alır mısın dediğinde Karokep sarap getir dedi Karokep ağlamaya başladı. Beni affedin niyetim sizi öldürmek için buraya gelmiştim dediğinde Karokep papazı: oğlum sen tanrıyı kendin gi bi sanarak onunla uğraşmaya kalkışmışsın tanrı senin gibi canilere benzemez dedi papaz  ve Karokep bundan sonra namuslu,  çalışıp para kazanmaya baktı. 

12- Jarvinen, Okunen Ve Gulbe Nasıl Kral Oldular

Daha sonra Robinson, Jarvinen, Okunen ve Gulbe’nin başarı öyküleri anlatılır. Ey Fin kardeşler, milletimizi oluşturan 2 milyon Fin Robenson denen çocuktan daha güçsüz, daha iradesiz, daha akılsız mıdır? Hayata ve insanlara karşı görevinizin neden ibaret olduğunu düşününüz. …

13- Köylüler, İşçiler Ve İmalatçılar

Kalabalık halk kitlelerinin kültürden yoksun bırakılması herkesin felaketi demektir. Tarih kitapları zengin kesimin mücadelelerini anlatır. Hâlbuki halkın çoğunluğu hem işleri yapmakta, hem de hiç bahsedilmemektedir. Onların kültürsüz oluşu da toplumun tüm kesimlerinin çöküşü ile sonuçlanır.

Ormandaki ağaçlar nasıl bahçedeki gibi canlı bir ağaçsa, halkın her ferdi de yüksek tabakaya mensup insanlar gibi bir insandır. Onlar da yaratılırken eşit ve akıllı yaratılmışlardır. Snelman, bütün köylülerin, işçilerin, imalatçıların ve bütün halk kesimlerinin her yönden aydınlanmasını, öğrenim ve öğretimini hayatının en önemli görevi saymıştır. 

14- Satılmış Yazar

Snelman bir gün Avrupa yolculuğunda yaşadığı olaylarda ahlatırdı. Berlin’de bir Avusturyalı yazarla tanışmış bu yazar ırk yönünden asil bir Slav olduğu halde Almanca yazarmış Slavlara akıllı ve sert alman  terbiyesi gerekliymiş yazar parlak bir eğitim görmüş bu yazar sadece zevk ve eğlenceye düşkünmüş. Yazar ahlak duygusunu hemen hemen kaybetmiş. Güzellik ve doğruluk arayanların aklına şaşarmış. Kendini suçlayanlara ben güzel yazıyorum Almanlarda iyi para veriyor dedi. Ertesi gün Snelmana  bir mektup gelmiş: yazar kendisine siz benim ruhumu tersine çevirdiniz. Artık benim hayata tahammülün kalmadı yaşadıklarından artık nefret ediyorum demiş. Snelman mektubun kimden geldiğini tanıyamamış. Son ayda çıkan viyana gazetelerine meşhur yazar kaza sonucu  ruhunu teslim etmiş, haberini alınca mektubun kimde geldiğinde haberi varmış. Snelman bu duruma çok üzülmüş. 

15- Kendini Halkın Sağlığına Adayan Doktor

Snelman bir konuşmasında halka: halk için yüreği  sızlayan ve okuma yazma bilen herkes kitap okumalıdır. Körlerin gözünü açar ruhunu tamamen körleşmemiş kimseye utancından kızartır. Diyormuş.  Köylüler hep aynı elbiseyle çalışır, yemek yer ve yatarmış. Seneler geçer banyo yüzü görmezlermiş. Üstleri başları bit pire doluymuş. Köylüler sıkıntı çeker genellikle üşütür verem olurmuş. Tuvaletlerin yakınında sular mikropluymuş. Tifonun arkası kesilmezmiş. Halk doktora gittiğinde halk: bu iğneleri niçin yapıyorsunuz? Çocukları tedavi etmeyin de ölsünler aç insanların sayısı azalmış olur demiş. Doktora kızarak doktor şehide oturanlara, basın mensupları, politikacılara, bilim ve sanat adamlarına çağrıda bulunuyormuş ve onlara beyler ne zaman kadar saklambaç oyununa devam edeceksiniz. ? millet için , vatan için medeniyet için., ne yapıyorsunuz ? Henüz vakit varken halkı  ve ülkeyi kurtarın! Halkın arasına girip onları tedavi edin. Çocukları okutup terbiye edin doktor bunu söyleyince: herkes parti kavgalarını bireysel entrikalarını bir tarafa bırakarak milletin sağlık korunmasıyla ilgilenmeye başladı köylülerin evlerine doktorlar tek tek    muayene etmeye başlamışlar. Verem kurbanları azaldı bronşitler  nezleler öksürükler ortadan kalktı. Ülkede çalışanlar arttı. Daha çok kazanmaya başladığı için iyi besleniyorlardı. Bir gün geldi sağlık seferberliğini uyandıran doktor öldü. Halkın sağlığını koruyan doktorun ölümü büyük bir üzüntü uyandırdı. Köy delikanlılardan biri bir tabutun yanına gelip şu sözleri söyledi. Millet senin heykelini dikmek istiyor fakat senin en güzel heykelin bizleriz. Bizler hep yeni millet hayatını ürünüyüz. Milleti sağlığı için çalışıp didinen büyük kahramanın adı sonsuzluğa kadar övülsün. Demiştir.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Arka Kapak

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. Türk askerleri ülkelerindeki “yaşamı yenilemek” için mutlaka bu kitabı okumalıydılar. O vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki, Kuran-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap haline geldi.

Bu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya’yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitap Açıklaması

Rus edebiyatının büyük yazarlarından Grigory Petrov tarafından kaleme alınan Beyaz Zambaklar Ülkesinde, her sayfasında altı çizilecek önemli dersler veriyor. Dünya klasikleri arasında yer alan roman, uzun yıllar farklı ülkelerin egemenliğinde yaşamış bir toplumun kendi ayakları üzerinde kalkınmasını konu ediniyor. Hayatının önemli bir kısmını Finlandiya’da yaşamış olan Petrov; eserinde ülkenin ekonomiden eğitime, sağlıktan tarıma kadar birçok farklı alandaki gelişimini destansı bir anlatımla ele alıyor.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, medeniyete tuttuğu ışıkla her millet ve kültürden insanın okuması gereken eserler arasında yer alıyor. Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de başucu kitaplarından olan eser, Türkiye’nin kurtuluş öyküsüne de ilham kaynağı oluyor. Atatürk’ün talimatıyla okulların müfredatına da dahil edilen kitap, vatan bilincinin oluşması ve toplumsal gelişim için önemli bir kılavuz niteliği taşıyor.

Finlandiya Halkının Azmine Hayran Olacaksınız!

Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı eserinde Petrov, 20’nci yüzyılın başında Finlandiya’nın Rusya’ya karşı verdiği bağımsızlık mücadelesini tüm yönleriyle ele alıyor. Kitap; bataklık bir bölgenin, üzerinde beyaz zambakların açtığı güzel bir alana dönüştürülmesini hem gerçek hem de sembolik yönüyle anlatıyor.

Bugün dünyanın gelişmiş ülkelerinden olan Finlandiya’nın sahip olduğu refah ve kültür düzeyi, halkının çalışkanlığı ve azmine dayanıyor. Fin halkının kurtuluşunu ve yükselişini sağlayan ortak bilincin oluşturulmasında ise Snellman büyük rol oynuyor. Romanda Finlandiya’nın gelişimi, 1806 ila 1881 yılları arasında yaşayan Finlandiyalı filozof ve devlet adamı Johan Vilhelm Snellman’ın ağzından anlatılıyor.

Ülkenin önce eğitim sisteminden başlayarak her alanında iyileşme sağlamak için çalışan Snellman, tüm ülkenin seferber olmasında öncülük ediyor. Aydınlardan devlet adamlarına, din adamlarından ordu mensuplarına, çiftçilerden halkın çeşitli tabakalarına kadar herkesin yer aldığı bir kalkınma hamlesi başlatıyor. O dönemki faaliyetlerinden dolayı “Halk Öğretmeni” unvanı alan Snellman, bugün dahi dünyanın en iyi eğitim sistemi olarak değerlendirilen Finlandiya Modeli’nin kurucusu konumunda yer alıyor.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitap Yorumları

Eser, Finlandiya’ya sürekli gidip gelen Rusya’nın bilinen papazlarından biri olan Grigory Petrov’un (1866, Rusya – 1925, Paris) gözlemlerinden oluşur. Onun gözünden Finlandiya’nın bataklıktan nasıl bir ülkeye dönüştüğünü, ekonomi, spor, sağlık, kültür, bilim, eğitim gibi birçok alandaki değişimi ortaya koyarak anlattığı bir eserdir. Bizde de öyle bir geçiş dönemi olması hasebiyle ulu önderin dikkatini çekmiş ve askeri okulların müfredatı na girmesini istemiştir.

Kitap malumunuz Finlandiya’nın diriliş hikayesini anlatır. Ekonomi, sağlık, kültür, eğitim gibi bir çok alanda öncesi sonrası ve aradaki geçişi yansıtması, somut bir örnek eylemiş kitabı. Dirilme ve diriltme ruhunu istemeseniz inanmasanız dahi aşılıyor size. Okuyanların bence düşünmesi gereken bir husus, bu diriliş bizim topraklarımızda bizim koşullarımızda nasıl yaşatılabilir olmalı.

Ve lütfen biri size bana okuyacağım bir kitap önerir misin deyince, Beyaz Zambaklar Ülkesinde’yi eline tutuşturuverin. Bir yerde bir liseli görürseniz çantasına gizlice de olsa koyun. Sevgilinize hediye olarak alın.

Merhaba arkadaşlar! Bugün sizler ile birlikte Grigory Petrov’dan son okumuş olduğum Beyaz Zambaklar Ülkesinde’yi incelemek, daha doğrusu ele almak istiyorum. Biliyorum, belki birçoğunuzun aklından, burada da herkes hep aynı yazarların eserlerini okuyor düşüncesi geçiyor olabilir, ama inanın ben bu kitabı okumayı belli bir sebepten ötürü daha önceden planlamış olsam da, işlerimin yoğunluğundan ve bazı isteklerden dolayı ötelemiştim diyebilirim ve kısmet bu güzel Aralık ayınaymış. Sanırım bu kitap için en uygun zaman Aralık ya da soğuk kış günleridir diyebilirim çünkü Finlandiya’yı ve bulunduğu coğrafi ortamı biraz olsun anlayabilmek de soğuk havadan geçer düşüncesindeyim. Neyse, lafı sözü çok ballandırıp, aşırı tatlandırmadan konuya geçelim o zaman! İşte size Finlandiya ve Finlandiyalı “Yaşam Mimarları”.

Bu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan iş adamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya’yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde, bataklıkta bitap düşmüş bir ülke olan Finlandiya’nın, tüm olumsuz şartlara rağmen bir beyaz zambaklar ülkesine dönüşümünü konu alıyor. İnce çizgilerle işlenen kitabın içeriğinde halktan aydınlara, aydınlardan iş adamlarına kadar her sınıfa hitap ve mesajlar bulunuyor. Finler ülkelerine bataklık arazi anlamına gelen Suomi kendilerine de Suom adını vermiştir. İşte bu durumdaki bir ülkenin kurtarıcısı olarak gösterebileceğiniz Snelmanın ülkeyi geliştirmek adına verdiği mücadeleyi anlatmaktadır. Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının Türkiye’de yayımlanarak raflarda yer alışı, oldukça etkileyici bir geçmiş taşıyor. Kitabın Türkçeye ilk defa çevrildiği tarihler, Mustafa Kemal Atatürk zamanına tekabül ediyor. Çevirisi ilk defa yapılan kitabı okuyan Atatürk, kitaptan çok etkileniyor ve duyduğu hayranlığı açıkça belli ediyor. Kitabın okullarda ders olarak işletilmesinin uygun olacağını düşünüyor ve bilhassa okul müfredatına alınmasını emrediyor. Kitabın başında bir söz var Atatürk’ün düşüncesi bu yöndeydi sanırım.

Harika bir eser yorum anlatım akıp gidiyor adeta hiç bitmesini istemediklerimizden hani .. Türk eğitim camiası muhakkak okumalı.

Uyanmak ve harekete geçmek istiyorsanız sizin için en büyük motivasyon kaynağı olabilecek bir kitap

Grigory Petrov – Beyaz Zambaklar Ülkesinde Özet

Kitabın Yazarı: Grigory Petrov
Kitap Türü: Yabancı Romanlar
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
Yayınlandığı Yıl: 1923
Sayfa Sayısı: 240
ISBN: 9789944983990

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitap Özeti, Beyaz Zambaklar Ülkesinde Özet, Grigory Petrov, Kitap Özeti, Kitap Özetleri, Koridor Yayıncılık, Roman Özeti, Roman Özetleri, Yabancı Romanlar

ETİKETLER:Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitap Özeti, Beyaz Zambaklar Ülkesinde Özet, Grigory Petrov, Kitap Özeti, Kitap Özetleri, Koridor Yayıncılık, Roman Özeti, Roman Özetleri, Yabancı Romanlar

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır