beyinde beyaz leke tedavisi / Beyin Mr’ında Görülen Lekeler - Beyin MR’ında görülen lekeler tehlikeli midir? - monash.pw

Beyinde Beyaz Leke Tedavisi

beyinde beyaz leke tedavisi

Sık Görülen Az Bilinen Hastalık: MS

Sık Görülen Az Bilinen Hastalık: MS

Beyin ve omuriliğin beyaz cevher denilen kısmında meydana gelen ''MS Plağı'' diye adlandırılan, hasarların vücutta oluşturduğu çeşitli nörolojik belirtilerle karakterize kronik bir rahatsızlıktır.

Genellikle yaşları arasında başlar. Ancak nadir de olsa çocukluk döneminde veya 40 yaşından sonra başlayabilir. Kadınlarda erkeklere oranla kat daha fazla görülür. MS her ırkta görülebilen bir hastalıktır. Ekvatordan uzak, kuzey ülkeleri gibi soğuk, rutubetli ve yağışlı ülkelerde MS sıklığı daha fazladır. Ülkemiz bu konuda orta derecede risk grubunda yer almaktadır. Ülkemizde yaklaşık MS hastası olduğu sanılmaktadır. Tüm dünyada ise 3 milyon MS hastası olduğu tahmin edilmektedir.

24 Saat Süren Şikayetler MS Ataklarını Düşündürebilir

Hastalığın başlangıç şekli ve seyri hastadan hastaya farklılık gösterebilir. Belirtiler, tek bir şikayet veya birkaç şikayet halinde başlayabilir. Bunlar, tek gözde veya iki gözde birden görme kaybı, bulanık görme, çift görme, kollarda ve bacaklarda uyuşma, kramp, güç kaybı, yüzde uyuşma, baş dönmesi, denge kaybı, konuşma bozuklukları, idrar yapma ile ilgili sorunlar, cinsel fonksiyon kaybı, yorgunluk, yutma zorluğu olarak sıralanabilir. Belirtilerin en az 24 saat sürmesi durumunda MS atağından şüphelenilir.

Bu belirtiler sadece MS hastalığına özgü değildir. Başka nörolojik hastalıkların belirtisi olarak da ortaya çıkabilir. MS hastalığında beyin ve omuriliğin MR görüntülemeleri en önemli tanı testlerindendir. Merkezi sinir sisteminde (beyin ve omurilikte) bu belirtileri temsil eden bölgelerde şikayetin başlangıcından 1 ay geçmeden MR çekilip, aktif MS plağı olduğu tespit edilirse MS hastalığından söz edilebilir.

MS Plağı Nedir?

Beyin ve omurilikteki sinir hücrelerinin etrafında ''miyelin'' denilen, hücreler arası iletimi sağlayan, beyin hücrelerini koruyan ve fonksiyon görmesine yardımcı olan bir kılıf vardır. İşte bu miyelin kılıfının çeşitli sebeplerle zarar görmesi ile oluşan bölgesel hasarlar ''MS Plağı'' olarak adlandırılır. Bir MS plağı, kılıfını kaybetmiş sinir hücresi topluluğudur. Sınırlı bölgedeki hücre kılıfı hasarı olduğu için çekilen beyin veya omurilik MR’ının T2 ve FLAIR dediğimiz kesitlerinde beyaz leke şeklinde bir görünüme sebep olur. MS plaklarının büyüklüğü ve sayıca çokluğu hastalığın seyir ve şiddetini belirler. Bu plaklar yıllar içinde farklı zamanlarda oluşabileceği için eski ve yeni plak ayrımı ancak ilaçlı (kontrastlı) beyin ve omurilik MR’larının incelenmesi ile yapılabilir. Eski (sönmüş) plaklar MR çekiminde ilaçla boyanmazken, son 1 ay içinde yeni oluşmuş (aktif) plaklar ilaçla boyanmış şekilde görülür. Ancak beyinde görülen her beyaz leke MS plağıdır anlamına gelmez. Bu görünüme beynin enfeksiyöz hastalıkları ve damarsal hastalıkları da sebep olabilir. Beyaz lekelerin MS hastalığına ait bir bulgu olup olmadığını ayırt etmek amacı ile ek nörolojik testler istenir.

Genetik Yatkınlık MS Riskini Artırır

MS hastalığının nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Vücudun bağışıklık sistemindeki sorunlar, daha önce geçirilmiş virüslere bağlı bazı enfeksiyonlar, beslenme alışkanlıkları, coğrafi etmenler, çevreden kaynaklanan bazı zehirli maddeler araştırılmışsa da, hiçbiri kesin neden olarak gösterilememiştir. Bu teorilerden en çok üzerinde durulan MS'in oto-immün (vücudun kendi bağışıklık sistemindeki sorunlardan kaynaklanan) bir hastalık olduğu görüşüdür. İnsan vücudunun savunma hücreleri normalde dışarıdan gelen yabancı virüs veya bakterilere karşı saldırıya geçecek şekilde programlanmıştır. Bu teoriye göre bilinmeyen nedenlerle savunma hücrelerinin merkezi sinir sistemindeki miyelin kılıfını yabancı madde olarak algılayıp ona karşı saldırıya geçtiği ve MS plaklarının bu tahribatın sonucu olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Genetik faktörlerin de hastalık üzerinde rol oynadığı bildirilmiştir. MS bu hastalığa genetik yatkınlığı olan kişilerde daha sık görülür. Ancak bu hastalığın kalıtsal olduğu anlamına gelmez.

MS Hamileliğe Engel Değil

MS hastalığı hamileliğe veya doğurganlığa engel bir hastalık değildir. Hatta gebelik sırasında MS ataklarının baskılandığı bilinmektedir. Bu atakların anne karnındaki bebeğe herhangi bir zararı yoktur. Çocuğun erişkin yaşa geldiğinde MS hastası olma riski normal topluma göre kat daha fazla olsa da bu durum bebeklik dönemine yansımaz. MS bebeklik çağında görülmez. 10 yaşında hastalığa yakalanan olgular bildirilmişse de, MS daha çok yaş arası başlayan bir hastalıktır.

MS Tanı Kriterleri Hastalık Teşhisini Netleştirir

Beyin ve omurilik MR’ında MS plaklarının görülmesi tanıda en değerli bulgudur. Eğer son 1 ay içinde bildirilen yeni bir şikayet varsa eski ve yeni plak ayırımı yapabilmek için ilaçlı (kontrastlı) MR çekilmelidir. Ancak hastalığın tanısını koymak için MR bulguları tek başına yeterli olmayabilir.

MS hastalığının tanısı için bilimsel verilere dayalı olarak belirlenen tanı kriterleri (Mc-Donald MS tanı kriterleri) mevcuttur. Bu kriterler içinde MR önemli bir yer tutsa da, hastalık belirtilerinin başlangıcı, süresi, şikayetin MR’daki MS plakları ile uyumluluğu, zamana yayılımı, MS plaklarının sayısı ve dağılımı gibi özellikleri de kapsamaktadır. Ayrıca tanıyı destekleyici olan beyin-omurilik sıvısı incelemesi (bu sıvıda oligoklonal bant görülmesi), görsel uyarıcı yanıtlar (VEP), işitsel uyarıcı yanıtlar (BAEP), somatosensorial uyarıcı yanıtlar (SEP)  gibi EMG cihazı ile yapılan, görme, işitme, kol ve bacak sinirlerinde merkezi sinir sistemindeki miyelin hasarından kaynaklandığı düşünülen iletim yavaşlamalarının olup olmadığını gösteren testlerin pozitifliği de tanı kriterleri içinde yer almaktadır. Bunların dışında MR’da MS plaklarına benzer görüntü yapan bağışıklık sistemi ile ilgili diğer hastalıkların ayırımı için ayrıntılı kan tetkikleri istenir.

Tüm bu özellikler göz önüne alınarak tanı kriterlerine göre MS olup olmadığına karar verilir. Kriterler her zaman kesin MS tanısını koydurmasa da, olası MS (Radyolojik izole sendrom, Klinik İzole Sendrom) veya kesin MS şeklinde ayırım yapabilmeyi sağlar. Böylece tedavi şekline karar verilir.

Günümüzde MS Hastalığının Kesin Tedavisi Bulunamamıştır 

MS hastalığını tamamen ortadan kaldıran kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Uygulanan tedaviler, yeni oluşmuş ve ilerde oluşabilecek MS ataklarının etkilerini azaltmaya yöneliktir. Atak dönemlerinde kullanılan ilaçlar atağa bağlı nörolojik sekelleri (kalıcı sakatlıkları) tamamen önleyebilir. Bu nedenle erken teşhis çok önemlidir. İlk kez MS atağı geçiren biri hayatı boyunca bir daha MS atağı geçirmeyebilir (İyi huylu MS). Hastalık ataklar halinde de sürebilir. Çoğu zaman atak tedavisi başarılı olur ve hasta sekelsiz iyileşir. Ancak tedavinin kısmen başarılı ya da başarısız olduğu ve hastalığın sekel bırakarak iyileştiği progresif (ilerleyici) MS denilen kötü seyirli tiplerinin de olduğu bir gerçektir. İlerleyici MS diğer tiplere göre daha nadir görülmektedir. Bir de atak önleyici tedaviler bulunmaktadır. yılından bu yana kullanılan bu atak önleyici tedaviler, MS hastalığına bağlı özürlülük oranını büyük ölçüde azaltmıştır. Ülkemizde bu ilaçların hepsi rahatlıkla temin edilmekte ve reçete edilebilmektedir. Atak döneminde genellikle damar yolu ile verilen kortizon (Prednol) tercih edilir ve bu tedavi hekimin klinik kanaatine göre 10 gün sürebilir. Duruma göre bu tedavi süresince hastanın hastahanede yatması gerekebilir. Atak önleyici (koruyucu) tedaviler ise birinci ve ikinci basamak şeklinde ikiye ayrılır. Birinci basamak tedavi genelde cilt altı ya da kas içi yapılan enjeksiyonlar şeklindedir. Tercih edilen ilaca göre sıklığı her gün, günaşırı, haftada bir veya haftada üç kez şeklinde değişebilir. Birinci basamak tedavide İnterferonlar (Avonex, Rebif, Betaferon), glatiramer asetat (Copaxone), Teriflunamid (Aubagio) kullanılır. Hastalarda 1 yıl boyunca birinci basamak tedavileri kullanmasına rağmen MR’da yeni MS plakları oluşur ve özürlülük artmaya devam ederse o zaman ikinci basamak tedavilere geçilir. İkinci basamak tedavide bağışıklığı baskılayıcı ağız yolu ile verilen ilaçlar (Natalizumab, Fingolimod, Dimetil fumarat) kullanılır. MS hastalığında fizyoterapi de ilaç tedavisine yardımcıdır. Güç kaybı, dengesizlik, ellerde beceriksizlik, kollarda bacaklarda oluşabilecek kas sertlikleri (spastite) etkin bir fizyoterapi ile azaltılabilir, hatta giderilebilir.

MS Hastalarının Dikkat Etmesi Gerekenler

  • Aşırı ve yorucu fiziksel aktiviteden kaçınmak.
  • Çok yorucu olmayan fiziksel aktiviteler yapmak (hafif egzersiz, yürüyüş vb.)
  • Düzenli ve sağlıklı beslenmeye dikkat etmek.
  • Sigara ve alkolden uzak durmak.
  • Sauna, hamam gibi sıcak ortamlar şikâyetleri arttırabileceğinden bu tür ortamlardan uzak durmak.
  • Umutsuzluğa kapılmayıp, tedavilere ve doktorunun önerilerine uymak.

Doğru Bilinen Yanlışlar

  • MS ölümcül bir hastalık değildir.
  • MS bir akıl veya ruh hastalığı değildir.
  • MS bulaşıcı bir hastalık değildir.
  • MS hamileliğe ya da doğurganlığa engel değildir.
  • MS kalıtsal bir hastalık değildir. Ailede MS hastası olan kişilerin MS hastalığına yakalanma riski az da olsa vardır.
  • Beyin MR’ında görülen her beyaz leke MS anlamına gelmez.
  • Migren, beynin küçük damar hastalığı, bazı enfeksiyöz hastalıklar da beyinde beyaz lekelere neden olur.
  • MS hastalığının kesin tanısı MS tanı kriterlerine göre konulur.
  • MS demek mutlak özürlülük demek değildir.
  • İyi seyirli ve tedaviye yanıt veren MS tipleri çoğunluktadır.
  • İyi bir tedavi ve takip ile nörolojik sekeller olmadan da kişi yaşamını sürdürebilir.

 

Güneşli Erdem Hastahanesi

Vitiligo Nedir? Neden Olur?

Vitiligo, deride yer yer beyaz lekelerin meydana gelmesine sebep olan bir cilt hastalığıdır. Halk arasında ala hastalığı veya alaca hastalığı olarak da bilinir. Her yaşta görülebilen ve bulaşıcı olmayan bu hastalık, vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilir. Belirtiler genellikle 20 yaş öncesinde ortaya çıkar. Cilt üzerinde gelişen renk kaybı zamanla büyüme gösterebilir. Tedavide genellikle ciltte ortaya çıkan renk kaybının geri kazandırılması üzerine çalışılır.

Hastalık yaşamı tehdit edici ya da bulaşıcı değildir. Ancak görünüş nedeniyle kişileri olumsuz yönde etkileyebilirken, stres ve anksiyete kaynağı olabilir. Hastalığın komplikasyonları arasında kişilerin ciltte renk kaybı yaşaması sonucu sosyal ya da psikolojik sorunlar yaşaması yer alır.

Vitiligo Neden Olur?

Vitiligo nedenleri tam olarak bilinemese de hastalığın ortaya çıkma ihtimalini artıran bazı durumlar olduğu bilinir. Otoimmün mekanizma, hastalığın gelişmesinde rol alan önemli faktörlerden biridir. Bu mekanizma, bağışıklık sisteminin vücudun kendi hücrelerini risk olarak görmesi ve bu hücrelere saldırması olarak açıklanabilir. 
Melanosit cilde renk sağlayan pigment üretiminden sorumludur. Bağışıklık sisteminin bu hücrelere saldırması sonucu pigment üretimi olumsuz yönde etkilenir ve bu durum hastalığa neden olur. Bunların yanı sıra hastalığın gelişmesinde etken olduğu düşünülen diğer faktörler şu şekildedir:

  • Genetik faktörler
  • Stres
  • Şiddetli güneş yanığı
  • Cilt travmaları
  • Kimyasala maruz kalma

Vitiligo Belirtileri Nelerdir?

Vitiligo belirtileri arasında yer alan en önemli semptom, deride düzensiz olarak görülen renk kaybıdır. Ciltte beyaz ya da açık renkte lekeler halinde görülür. Çoğunlukla ilk olarak eller, yüz ve vücudun güneşe daha fazla maruz kalan açık bölgelerinde görülür. 
Ciltteki renk kaybı dışında ortaya çıkan farklı semptomlar arasında; saç, kirpikler, kaşlar, sakal veya saçın daha hızlı beyazlaması ya da grileşmesi, ağız ve burun içi mukoza zarı dokusunda renk kaybı, göz retinasında renk kaybı ya da renk değişikliği görülür.
Hastalık her yaşta ortaya çıkabilir. Ancak belirtiler genellikle 20 yaş öncesi görülür. Renk kaybı, hastalığın türüne ve durumuna bağlı olarak vücudun herhangi bir bölümünde ortaya çıkabilir ve farklı genişliklerde olabilir. 
En yaygın görülen tür ise Genelleştirilmiş vitiligo olarak adlandırılır. Bu türde, renksiz lekeler çoğunlukla vücudun karşılıklı bölümlerinde simetrik ve benzer şekilde görülür. Ayrıca vücudun birden fazla yerinde ortaya çıkabilir. Hastalığın nasıl bir gelişme ve büyüme göstereceği bilinmemektedir. 
Bazı vakalarda görülen lekeler tedavi başlamadan kendi kendine büyümeyi ve ilerlemeyi durdurur. Bunun yanında sık olarak karşılaşılan bir durum ise pigment kaybının sürekli artması ve derinin büyük bir kısmının bu durumdan etkilenmesidir. 
Hastalığın belirtileri ortaya çıkmaya başladığında vakit kaybetmenden bir doktora görünmek önemlidir. Hastalığın bilindiği üzere tam iyileşme gösteren bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Ancak uygulanan doğru tedavi ile renk kaybı yavaşlatılabilir, durdurulabilir ve cilt rengi biraz da olsa geri kazandırılabilir.

Vitiligo Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

Cildiye uzmanı tarafından hastaya yapılan fiziki muayene sırasında hastaya Vitiligo tanısı konabilir. Muayene sırasında kişinin cildindeki beyaz lekeler hastalığı teşhisi için en önemli belirtilerdir. 
Kesin bir tanıya ulaşabilmek için Wood ışığı olarak adlandırılan bir ışık ile inceleme yapılır. Işık yardımıyla muayene sırasında lekelerin görünürlüğü artar ve gün ışığında görülmeyen cilt değişiklikleri ve küçük lekeler tespit edilebilir.
Bazı vakalarda doktor tarafından gerekli görülmesi halinde deriden biyopsi örneği alınarak patolojik inceleme gibi farklı tanı testlerinden fayda sağlanabilir. Hastalık durumunun bağışıklık sisteminden kaynaklı olup olmadığının belirlenmesi için bazı kan testleri de istenebilir.
Yapılan muayene, testler ve bazı tetkikleri sonucunda hastalığın tanısı konulan kişiler, doktor tarafından verilen öneriler doğrultusunda dikkatli olmalıdır. Ayrıca hastalığın teşhis edilmesi ile birlikte tedavi süreci planlanır.

Vitiligo Nasıl Geçer?

Derideki renk değişikliklerini ve kaybını azaltmak ve normal cilt rengine getirebilmek için pek çok tedavi yöntemi vardır. Ancak tedavi sürecinden elde edilecek sonuçlar öncesinde ön görülemez ve bu sonuçlar kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Ayrıca kullanılan bazı yöntemlerin hastalar üzerinde ciddi yan etkileri olabilir.
Tedavi yöntemleri sonucu ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabileceği için ilk aşamada genellikle bronzlaşmaya yarayan ürünler veya makyaj uygulamaları doktor tarafından önerilebilir. Ancak ilaç tedavisi, ameliyat ya da terapi gibi tedavi yöntemlerinin tercih edilmesi halinde, bu yöntemlerin ne kadar etki sağlayacağı belli olmaz ve uzun zaman alabilir.
Vakalar için uygun olan yöntemin bulunması için birçok yaklaşım ve bu yaklaşımların birlikte kullanımı denenebilir. Tedavinin olumlu ilerlemesi sonucu hastalık tekrarlayabilir. Bu nedenle bu hastalığa sahip olan kişiler, güneş ışınlarına maruz kalmamalı ve bu duruma karşı önlem almalıdır. 

Vitiligo Nasıl Tedavi Edilir?

Vitiligo tedavisi, ilk olarak ciltte ortaya çıkan renk kaybının önlenmesi ve deri rengine normal görünümü kazandırmaktır. Hastalığın altta yatan nedenleri tespit edilmeye çalışılır ve bu faktörlerin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılır. 
Hastalığın otoimmün mekanizmadan kaynaklı gelişme göstermesi tespit edildiğinde uzman doktor, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar önerebilir. Doktor tarafından gerekli görülmesi halinde hastaya ışık tedavisi uygulanabilir.
Fototerapi ve excimer lazer tedavisi olarak da bilinen ışık tedavisi, ciltteki leke gelişimini ve meydana gelen lekelerin ortadan kalkmasına yönelik bir uygulamadır. Bazı vakalara antioksidan takviyeleri de önerilebilir.
Doktor önerisi üzerine tedavide bazı kremlerden faydalanmak da mümkündür. Takromilus ve pimekrolimus içeren ya da kortizon içeren kremler hastalığın durumuna bağlı olarak gelişen lekelerin ortadan kalkması ve oluşumunu önlemek amacıyla kullanılabilir. 
Ancak bu kremlerin uzun süre kullanımı sonucu cilt yapısında bozulmalar ve farklılaşmalar olabileceğinden kesinlikle doktor kontrolünde kullanılması gerekir. Bazı vakalarda beyaz lekeler vücudun tümüne yayılım gösterebilir ve boyutları çok büyük olabilir. Bu gibi hastalara uygulanan farklı bir tedavi yöntemi de depigmentasyondur.
Depigmentasyon tedavisinde tüm cilt üzerindeki pigmentler ortadan kaldırılarak vücudun tamamının beyaz renkte olması sağlanır. Monobenzileter adlı kimyasalla yapılan bu yöntemde pigment kaybı kalıcıdır ve tedavi yaklaşık bir yıl devam eder. Hastaların bu süreçte güneşe maruz kalmaması ve yüksek koruma faktörlü güneş kremi kullanmaları gerekir. Doktor tarafından önerilen kremler kullanılmalıdır.
Hastalık sonucu ortaya çıkan renk kaybı ve lekeler, kişilerde mutsuzluğa, öz güven kaybına, stres ve depresyon gibi psikolojik problemlere yol açabilir. Bu nedenle vakaların psikolojik yönden de değerlendirmelerinin yapılması ve herhangi bir psikolojik rahatsızlığın belirlenmesi halinde tedaviyle birlikte ek olarak psikolojik destek almaları da sağlanmalıdır.

Vitiligo Hastalığı İlk Nerede Başlar?

Hastalık ilk olarak ciltte renk değişimi ile başlar. Bu renk değişimi genellikler cildin açık bir renge bürünmesi ve beyazlaması ile birlikte görülür. Ancak her beyaz leke bu hastalığın olduğu anlamına gelmez. Genellikle ilk olarak eller ve yüz gibi vücudun açık bölümlerinde görülür.

Vitiligo Kimlerde Görülür?

Herkeste ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Koyu tenli kişilerde daha kolay belirlenir. Açık tenli bireylerin bronzlaşması sonucu tespit etmek kolaylaşır. Esmer tenli bireylerde daha hızlı bir ilerleme gösterir.

Vitiligo Kimlerde Görülür?

Herkeste ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Koyu tenli kişilerde daha kolay belirlenir. Açık tenli bireylerin bronzlaşması sonucu tespit etmek kolaylaşır. Esmer tenli bireylerde daha hızlı bir ilerleme gösterir.

Vitiligo Hastalığı Tamamen Geçer mi?

Tedavisi olan bir hastalıktır. Tedavinin ne zaman sonuç vereceği bilinmediğinden, tedavi sürecine uzun süreler devam etmek gerekebilir. Doktor tarafından gerekli görülen uygulamalar yapılır.

Güncelleme Tarihi: 06 Ocak

Yayınlama Tarihi: 29 Aralık

Sayfa içeriğinde yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. İlgili sayfada tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğeler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Vitiligo Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Vitiligo, ciltte soluk beyaz lekelerin oluştuğu kronik bir hastalıktır. Vitiligo, derideki bir pigment olan melaninin eksikliğinden kaynaklanır. Vitiligo cildin herhangi bir bölgesini etkileyebilir ancak genellikle yüz, boyun, eller ve cildin katlandığı kıvrımlı bölgelerde görülür.

Cildin bu hastalıktan etkilenen soluk bölgeleri, güneş yanığına karşı daha savunmasızdır. Bu nedenle güneş altındayken bu bölgelere ekstra özen göstermek ve yüksek güneş koruma faktörü (SPF) içeren bir güneş kremi kullanmak önemlidir.

Medicabil Randevu Al

Vitiligo Hastalığından En Çok Etkilenen Bölgeler Hangileridir?

Ciltte vitiligodan en çok etkilenen bölgeler şunlardır:

Elde Vitiligo

  • Ağız ve gözler
  • Parmaklar ve bilekler
  • Koltuk altları
  • Kasık bölgesi
  • Üreme organları
  • Ağzın içi.
  • Vitiligo, bazen kafa derisi gibi kıl köklerinin olduğu yerlerde de ortaya çıkabilir.

Vitiligo Belirtileri Nelerdir?

Vitiligonun belli başlı belirtileri şunlardır:

  • Ciltteki melanin eksikliği, etkilenen bölgedeki tüyleri beyaza veya griye çevirebilir.
  • Vitiligo genellikle, yavaş yavaş tamamen beyaza dönüşen soluk bir cilt lekesi olarak başlar. Bu lekenin merkezi beyaz, çevresi ise daha soluk bir cilt renginde olabilir. Derinin altında kan damarları varsa, bu bölge beyaz yerine biraz daha pembeye yakın bir renktedir.
  • Lekelerin kenarları düz veya düzensiz olabilir. Bazen kırmızı ve iltihaplıdırlar veya kahverengimsi bir renk değişikliği (hiperpigmentasyon) vardır.
  • Vitiligo ciltte kuruluk gibi rahatsızlıklara neden olmaz ancak lekeler bazen kaşıntılı olabilir.
  • Vitiligodan etkilenme şekli kişiden kişiye değişir. Bazı insanlar sadece birkaç küçük beyaz lekeye sahipken diğerleri ciltlerinin geniş alanlarında birleşen daha büyük beyaz lekelere sahiptir.
  • Cildin bu hastalıktan kadar etkileneceğini tahmin etmenin bir yolu yoktur ancak beyaz lekeler genellikle kalıcıdır.

Vitiligo Türleri Nelerdir?

Vitiligonun iki ana tipi vardır:

  • Segmental vitiligo
  • Segmental olmayan vitiligo

Nadir durumlarda vitiligonun tüm vücudu etkilemesi mümkündür. Bu evrensel veya tam vitiligo olarak bilinir.

Segmental Olmayan Vitiligo Nedir?

Segmental olmayan vitiligoda (iki taraflı veya jeneralize vitiligo olarak da adlandırılır), semptomlar genellikle vücudun her iki tarafında simetrik beyaz lekeler olarak görülür.

Simetrik lekeler aşağıdaki yerlerde görülebilir:

  • Ellerinin üzeri
  • Kollar
  • Gözler gibi vücut açıklıklarının etrafındaki deri
  • Dizler
  • Dirsekler
  • Ayaklar

Segmental olmayan vitiligo, vitiligosu olan 10 kişiden yaklaşık 9'unu etkileyen en yaygın vitiligo türüdür.

Segmental Vitiligo Nedir?

Segmental vitiligoda (tek taraflı veya lokalize vitiligo olarak da bilinir), beyaz lekeler vücudunuzun yalnızca bir bölgesini etkiler.

Segmental vitiligo, çocuklarda yetişkinlere göre daha yaygın olmasına rağmen segmental olmayan vitiligodan çok daha az görülür. Genellikle daha erken başlar ve vitiligolu her 10 çocuktan 3'ünü etkiler.

Vitiligo Sebepleri Nelerdir?

Vitiligo, deride melanin adı verilen pigmentin eksikliğinden kaynaklanır. Melanin, melanosit adı verilen cilt hücreleri tarafından üretilir ve cilde rengini verir.

Vitiligoda, ciltte gerektiği kadar melanin üretmek için yeteri kadar çalışan melanosit yoktur. Bu durum ciltte veya saçta beyaz lekelerin oluşmasına neden olur. Melanositlerin, derinin etkilenen bölgelerinde neden var olmadıkları net olarak bilinmemektedir.

Vitiligonun Otoimmün Sebepleri

En yaygın tip olan segmental olmayan vitiligonun otoimmün bir durum olduğu düşünülmektedir. Otoimmün durumlarda bağışıklık sistemi düzgün çalışmaz. Bağışıklık sistemi, virüsler gibi yabancı hücrelere saldırmak yerine vücudun sağlıklı hücrelerine ve dokularına saldırır.

Segmental olmayan vitiligoya sahip kişinin bağışıklık sistemi, melanin üreten melanosit cilt hücrelerini yok eder.

Vitiligo ayrıca hipertiroidizm (aşırı aktif tiroid bezi) gibi diğer otoimmün durumlarla da ilişkilidir ancak vitiligolu herkes bu durumları geliştirmez.

Vitiligonun Risk Faktörleri

Aşağıdaki durumlarda kişinin segmental olmayan vitiligo geliştirme riski artabilir:

  • Diğer aile üyelerinde de var olması.
  • Ailede başka otoimmün hastalık öyküsü olması. Örneğin, ebeveynlerden birinde pernisiyöz anemi (mideyi etkileyen otoimmün bir durum) olması.
  • Kişinin başka bir otoimmün rahatsızlığının olması.
  • Kişinin melanom (bir tür cilt kanseri) veya Hodgkin olmayan lenfoma (lenfatik sistem kanseri) hastası olması.
  • Kişinin genlerinde, segmental olmayan vitiligo ile bağlantılı olduğu bilinen belirli değişikliklere sahip olması.

Nörokimyasallar

Daha az yaygın tip olan segmental vitiligonun derideki sinir uçlarından salınan kimyasallardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu kimyasallar, melanosit cilt hücreleri için zararlıdır.

Vitiligonun Tetikleyicileri

Vitiligo'nun aşağıdakiler gibi belirli bazı olaylar tarafından tetiklenmesi mümkündür:

  • Doğum yapmak gibi stresli olaylar
  • Şiddetli güneş yanığı veya kesikler gibi cilt hasarı (Bu durum Koebner yanıtı olarak bilinir)
  • Belirli kimyasallara maruz kalma (Örneğin iş yerinde)

Vitiligo bir enfeksiyondan kaynaklanmaz ve onu vitiligosu olan başka birinden kapmak mümkün değildir.

Vitiligo Nasıl Teşhis Edilir?

Bir uzman doktor, cildin etkilenen bölgelerini inceledikten sonra vitiligoyu teşhis edebilir. Doktor, teşhis amacıyla kişiye aşağıdaki soruları sorabilir:

  • Ailede vitiligo öyküsü olup olmadığı
  • Ailede başka otoimmün hastalık öyküsü olup olmadığı
  • Cildin bu durumdan etkilenen bölgelerinde bir yaralanma yaşanıp yaşanmadığı. (Örneğin o bölgede güneş yanığı veya ciddi bir döküntü olup olmadığı)
  • Kişinin güneş altında kolayca bronzlaşma ya da yanma durumunun olup olmadığı
  • Herhangi bir tedavi olmaksızın cildin bu durumdan etkilenen herhangi bir bölgesinin iyileşip iyileşmediği veya daha kötüye gidip gitmediği
  • Herhangi bir tedavinin denenip denenmediği.
  • Doktor ayrıca kişiye, vitiligonun yaşamı üzerindeki etkisini de sorabilir. Örneğin, kişinin özgüveninizi ne kadar etkilediği ve işini etkileyip etkilemediği gibi.

Wood Lambası Nedir?

Doktor, kişinin cildine daha ayrıntılı bakmak için Wood lambası adı verilen bir ultraviyole (UV) lamba kullanabilir. Bu işlem sırasında karanlık bir odada olunması gerekecek ve lamba kişinin cildinden 10 ila 13 cm uzakta tutulacaktır.

Vitiligo lekelerini UV ışığı altında görmek daha koladır. Bu da doktorun vitiligoyu, pityriasis versicolor (mantar enfeksiyonu nedeniyle pigment kaybının oluşması) gibi diğer cilt rahatsızlıklarından ayırt etmesine yardımcı olur.

Vitiligoyla Bağlantılı Diğer Otoimmün Durumlar Nelerdir?

Non-segmental vitiligo diğer otoimmün rahatsızlıklarla yakından ilişkili olduğundan kişi, aşağıdakiler gibi otoimmün bir durumu düşündürebilecek herhangi bir semptomu olup olmadığını görmek için de değerlendirilebilir:

  • Addison hastalığının bir işareti olabilecek yorgun ve enerjisiz olma hali
  • Diyabet belirtisi olabilecek sürekli susama ve sık idrara çıkma ihtiyacı

Ayrıca tiroid bezinizin ne kadar iyi çalıştığını kontrol etmek için bir kan testi de gerekebilir.

Vitiligo Nasıl Tedavi Edilir?

Vitiligo şiddetliyse veya kişiyi mutsuz ediyorsa tedavi düşünülebilir. Vitiligonun neden olduğu beyaz lekeler genellikle kalıcıdır ancak görünümlerini azaltmak için tedavi seçenekleri mevcuttur.

  • Lekeler nispeten küçükse, bunları kapatmak için cilt kapatıcı kremler kullanılabilir.
  • Bazı pigmentleri eski haline getirmek için ciltte steroid kremler kullanılabilir ancak uzun süreli kullanım ciltte çatlaklara ve incelmeye neden olabilir.
  • Steroid kremler işe yaramazsa fototerapi (ışıkla tedavi) kullanılabilir.

Tedaviler cildin rengini geri kazanmasına yardımcı olsa da bu etki genellikle uzun sürmez. Tedavi, vitiligonun yayılmasını durduramaz.

Vitiligonun Komplikasyonları Nelerdir?

Vitiligo bazen başka sorunlara neden olabilir. 

  • Melanin eksikliği nedeniyle cilt, güneşin etkilerine karşı daha savunmasız olacaktır. Güneş yanığından kaçınmak için güçlü bir güneş koruyucu kullanılması önemlidir.
  • Vitiligo ayrıca iris iltihabı, gözün orta tabakasının iltihabı (üveit) gibi göz problemleriyle ve kısmi işitme kaybı (hipoakuz) gibi sorunlarla da ilişkilendirilebilir.
  • Vitiligolu kişilerde, özellikle sık maruz kalınan ve kolayca görünen cilt bölgeleri etkilenmişse, özgüven sorunları da yaygın olarak görülebilir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır