beyitlerle kurulan nazım biçimleri / NAZIM ŞEKİLLERİ ve TÜRLERİ

Beyitlerle Kurulan Nazım Biçimleri

beyitlerle kurulan nazım biçimleri

DİVAN ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ 1. BEYİTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ Nazım Biçimi Konu Ölçü Nazım Birimi Beyit Sayısı Uyak Örgü- Diğer Özellikler sü Aşk, doğa, şa- Aruz Beyit aa  İlk beytine matla, son beytine mak- rap, güzellik, ba ta, ikinci beytine hüsn-i matla; en GAZEL kadın ca güzel beytine beyt-ül gazel; beyitleri da arasında konu birliği olanlara yek- . ahenk, hem konu, hem ahenk birliği . olanlara yek-avaz gazel denir, içerik . olarak halk edebiyatındaki koş- manın benzeridir. Aşk, savaş, do- Aruz Beyit (Bir uzun a a(a)a(a)  Bir gazeli oluşturan beyitlerdeki di- ğa, şarap bir kısa beyitle- (a) b(b)b(b) zelerin arasına kısa (ziyade) dizeler rin art arda sı- a c(c)c(c) eklenerek oluşturulan nazım biçimi- ralanmasıyla (a) dir. Anlam uzun dizede başlar kısa MÜSTEZAT oluşur) Parantez dizelerin ikincisin sonunda tamam- içindekiler lanır. kısa dize-  Müstezat aslında biri uzun, diğeri kı- lerdir. sa dizelerden oluşmuş iki gazelin iç içe geçirilmesiyle oluşan nazım şek- lidir.  Olay çevresinde gelişen divan ede- biyatı ürünleri mesneviyle yazılmış- tır. Her tür konu Aruz (kısa Beyit Konunun uzun- aa  Bu türde, bir olay (dinî, aşk..) hikâye işlenir. (aşk, kalıplar) luğuna göre bb edilir. Beş mesneviden oluşan kitaba felsefe, dini- değişir. cc hamse denir. Mantıku’t Tayr Hüsrev-i Şirin  NOT:BAKİ,NEFİ,NEDİM mesnevi yazmamıştır. Din ve devlet Aruz Beyit aa  Kasidenin bölümleri büyüklerine öv- ba Nesib ya da teşbib (tasvir), gü ve hiciv, Tan- rı birliği, Pey- ca girizgah (giriş), KASİDE gamberlere öv- da medhiye (övgü), gü, Tanrı’ya yal- . fahriye (şairin kendisine övgü), varma tegazzül (gazel), KONULARINA Tevhid: Allah- Münacaat: Na'at : Pey- Methiye : Mersiye : dua (Şaiirin kasideyi yazdığı kişi- 'ın birliğini an- Allah'a yal- gamberi övmek Devlet büyük- Ölüm tema- ye dua ettiği bölüm ) GÖRE KASİ- latan kısa gazel. varmak ya- için yazılır. lerini övmek lı kasideler- Şairin adının geçtiği beyte, taç DELER karmak için için yazılır. dir. beyit, yazılır. en güzel beyte beytül kasid de- Hicviyye: Şehrengiz: Cülusiye: Pa- nir, ilk beyte matla, Alay etmek Bir şehrin dişahın tahta son beyte makta denir. amacında yazı- güzelliklerini geçişine sevinen lan kasidelerdir. anlatan kasi- kişiler için yazı- delerdir. lan kasidelerdir Felsefe ve top- Aruz Beyit En az 2, en Xa  Dörtlükle kıt'a aynı şey değildir. lumsal düşünce- çok 12 beyit. xa Dörtlük halk edebiyatına ait- KIT’A ler, nükte, yer- Xa tir.Kıt'a ise nazım şeklidir, ama gi xa dörtlük nazım birimlidir. .  Şairler kıt’alarda genellikle mah- . las kullanmazlar. .  Beyitler arasında anlam bütünlü- . ğü bulunur.  Matla ve makta beyti olmayan gazele benzer. 2- BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ BENT SAYISI TEK OLANLAR (TEK DÖRTLÜKTEN OLUŞANLAR) Nazım Biçimi Konu Ölçü Nazım Birimi Bent Uyak Örgüsü Diğer Özellikler Sayısı Felsefi tasav- Aruz Tek dörtlük 1 Tek dörtlükten oluşur . aaba  RUBAİ vufi düşünce- (kendine İran monash.pw gelmiştir.  ler, dünya gö- özgü 24 En tanınmış şairi İran edebiyatında Ömer Hayyam  rüşü, aşk. kalıbı (11 yy.)'dır. Divan edebiyatında Azmizade Ha- var) leti’dir. Cum. Dömonash.pw Yahya Kemal’dir. Felsefi konu- Aruz Tek dörtlük 1  aaba  Tek dörtlükten oluşur . TUYUĞ lar.  Halk edebiyatından divan edebiyatına maninin karşılığı olarak geçmiştir.  En tanınmış şairi Kadı Burhaneddin'dir. Divan edebiyatına Türkler tarafından kazandırılmış milli bir nazım şeklidir. Ali Şİr Nevai,Nesimi diğer önemli isimleridir. BENT SAYISI BİRDEN FAZLA OLANLAR (MUSAMMATLAR) Aşk, sevgili, Aruz Bent (dörder abab  Halk edebiyatından divan edebiyatına türkünün ŞARKI içki, doğa, eğ- dizelik bent- bbba karşılığı olarak geçmiştir. Bestelenmek için yazılır. lence ler) veya Üçüncü dizesine miyan, dördüncü dizesine - abab tekrarlanırsa- nakarat denir. Divan edebiyatına ccca Türkler tarafından kazandırılmış, milli bir nazım şeklidir. En tanınmış şairi Nedim'dir. İlk örnekleri- ni Naili vermiştir. Başta felsefe ve Aruz Bent aaaa  Musammatın bir çeşididir. Şarkının beste- MURABBA aşk olmak üze- bbba lenmemiş biçimidir. re birçok konu-  Her konuda yazılır. da yazılabilir. Dini, felsefi, Aruz Bent (Her aa, xa, xa…  Bağdatlı Ruhi, Baki ve Ziya Paşa Terkb - i Bend'in TERKİB-İ tasavvufi dü- bent 5 ya da bent en tanınmış şairleridir. BENT şünceler, top- 10 beyitten Gazelin  Her bentin sonundaki beyite vasıta beyiti değişir. lumsal yergi, oluşur.) uyaklanma  Vasıta beyitleri her bentten sonra değişir. talihten ha- biçimi de  Baki’nin Kanuni Mersiyesi Terkib-i bentle yazılmış- yattan şikâ- kullanılabilir. tır yetler, ölüm… Din, doğa, ya- Aruz Bent ( Aa, xa, xa…  Terkib-i bent'ten farkı şudur: TERCİ-İ şam beyitlik bent- bent Bentler arasında vasıta beyitlerinin ya uyakları BENT ler) ya da vasıta beyitleri aynen tekrar edilir. Her konuda Aruz Bent (Beşer aaaaaa(n)  İlk bendin esas kafiyesi diğer bendlerin beşinci MUHAMMES yazılabilir. dizelik bent- bent bba(n)a(n) mısralarında devam ederse böyle muhammeslere ler) ccca(n)a(n) müzdevic muhammes denir. Birinci bendin so- nundaki mısra ya da beyit her bentte aynen tekrar edilirse buna da mütekerrir muhammes denir. Her konuda Aruz Bent (dörder (aa) aa  Bir gazelin ya da kasidenin her beytine üstte ol- TERBİ yazılabilir. dizelik) (bb) ba mak üzere ikişer mısra eklemek suretiyle murabba (Dörtleme) (cc) ca elde edilebilir. Buna terbi denir Eklenenler ölçü ve uyağa uymak zorundadır. Her konuda Aruz Bent (beşer (aaa) aa  Başkasına ait bir gazelin her beytinin üzerine üçer TAHMİS yazılabilir. dize) (bbb) ba mısra eklenerek gazeli muhammes haline getir- (Beşleme) (ccc) ca mektir. Eklenen mısraların vezin, kafiye ve anlam- ca gazele uyması gerekir. Her konuda Aruz Bent (beş aaaab  Muhammesten ayrıldığı en önemli nokta, şudur: TARDİYE yazılabilir. mısra) ccccb Tardiyede bendlerin beşinci mısraları kendi arala- rında kafiyelenir. Yani son mısralar bendin ilk dört mısrasıyla kafiyeli değildir. Her konuda Aruz Bent (a)aaa(a)  Bir gazelin beyitlerinin üstüne başka şair tarafın- TAŞTİR yazılabilir. (b)bbb(a) dan aynı ölçü ve uyakla üçer dizenin eklenmesiyle (Beşleme) oluşur.

Yazdır!

NAZIM ŞEKİLLERİ ve TÜRLERİ

Şiirler nazım birimlerine, kafiyeleniş şekillerine, vezinlerine ve mısra sayılarına göre nazım şekillerine; işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre de nazım türlerine ayrılırlar.

 

 

Sözlü/anonim edebiyat ürünlerindendir.

Dört mısradan meydan gelir.

Yedili hece ölçüsüyle söylenir.

Sevgi, tabiat, övgü, yergi, evlât sevgisi, ayrılık, hasret ve aşk konularını işler.

İlk iki mısra doldurmadır, konuya giriş için söylenir. Son iki mısrada ise asıl söylenmek istenen verilir.

Maniler, düz mani ve ayaklı (cinaslı, kesik) mani olarak iki grupta incelenir. Cinaslı manilerde mısra sayısı dörtten fazla olabilir.

Söyleyeni belli olmayan, genellikle 7'li hece ölçüsüne göre söylenen dörtlüklerdir.

Doğu Anadolu'da mani yerine bayatı sözü de kullanılmaktadır.

Uyak düzeni aaba şeklindedir.

Türkiye'nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirinin her çeşidini göstermek için en çok kullanılan ad "türkü"dür. Özel durumlarda ya da ezginin, sözlerin çeşitlemesine göre ninni, ağıt, deyiş, hava adları da kullanılmaktadır.

Çağdan çağa ve yöreden yöreye içerik ve şekil olarak değişiklikler gösterebilir.

Aşk, doğa, güzellik, kahramanlık, sosyal konular türkülerin konusunu oluşturur.

Türküler aynı zamanda aşık edebiyatı nazım şeklidir. Yani söyleyeni belli türküler de vardır.

Kendine özgü bir ezgiyle söylenir.

8‘li ve 11’li hece kalıbıyla söylenir.

Bent ve kavuştak olmak üzere iki bölümden oluşur.

Hecenin sekizli ve on birli ölçüleriyle yazılır.

Türküler ezgilerine göre divan, usulsüz, bozlak, koşma, hoyrat, kayabaşı, Çukurova gibi çeşitlere ayrılır.

 

Anonim/sözlü ürünlerdendir.

Türkü çeşitlerinden biridir.

Çocuğun uyumasının sağlanması ya da ağlamasının durması için, sade bir dille ve hece ölçüsüne göre ezgili olarak söylenen türkülerdir.

Söyleyeni belli olmayan bu ürünler dörtlüklerden ve nakarat bölümlerinden oluşur.

 

        

Âşık edebiyatı nazım tür ve çeşitleri çoğunlukla sözlü ürünlerdir. Ancak şehirde yaşamış, okumuş yazmış olan âşıklarla günümüzde yaşamakta olan âşıklar şiirlerini yazarlar.

 

 

Âşık edebiyatında en çok sevilen ve kullanılan nazım şeklidir.

Dört dizeli bentlerden oluşur.

Dörtlük sayısı arasındadır.

11’li hece ölçüsüyle (6+5 ya da 4+4+3 duraklı olarak) yazılır/söylenir. 4+3 ve 4+4 kalıbıyla söylenmiş koşmalar da vardır.

Şair son dörtlükte mahlâsını söyler.

Uyak düzeni  abab cccb dddb  şeklindedir. İlk dörtlüğün uyak düzeni xbxb ya da aaab şeklinde de olabilir.

Koşmalar genellikle lirik konularda söylenir.

Aşk, güzellik, tabiat, sevgi vb konular işlenir.

Koşmalar konularına göre güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt gibi nazım türleri içerir.

Karşılıklı konuşma (dedim-dedi) biçiminde olan koşmalar da vardır.

Ziyadeli koşmalara ayaklı koşma denir: ab(b)ab(b)  cccb(b)  dddb(b)

Önemli koşma şairleri Köroğlu, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Gevherî, Erzurumlu Emrah, Âşık Ömer.

 

 

Aruzla ve heceyle yazılan olmak üzere iki türlü semai vardır.

Heceyle yazılanlar koşmaya benzer.

Tek fark dizelerin hece sayısıdır.

Semai sekizli kalıpla yazılır.

Kendine özgü bir ezgiyle söylenir.

Dörtlüklerden oluşur.

Dörtlük sayısı arasındadır.

Uyak düzeni aynıdır.

Sevgi, güzellik, ayrılık ve doğa konularını işler.

Karacaoğlan ve Erzurumlu Emrah bu alanda meşhurdur.

 

 

Toroslardaki Varsak (Avşar) boyunun özel bir ezgiyle söylediği türkülerden geliştirilmiş bir nazım biçimidir.

Kendine özgü bestesi vardır.

Epik şiirlerdir.

Sert, yiğitçe bir söyleyişi vardır.

Hayattan ve talihten şikâyet gibi konular da işlenir.

Hecenin 8’li kalıbıyla yazılır.

Genellikle “bre, bre hey, hey, be hey” gibi ünlem sözcüklerine yer verilir.

Kafiyelenişi koşmayla aynıdır.

Dörtlük sayısı arasındadır.

Dadaloğlu ve Karacaoğlan varsağılarıyla ünlü iki şairdir.

 

 

Âşık şirinin en uzun nazım biçimidir. (Anonim destanlardan farklıdır.)

Dörtlüklerden oluşur.

Dörtlük sayısı konuya göre değişir. Kimi destanlarda yüzü geçer.

Savaşlar, kahramanlıklar, ayaklanmalar, kıtlıklar, doğal afetler, salgın hastalıklar, eşkıya ve ünlü kişilerin serüvenleri, gülünç olaylar, toplumsal taşlama ve eleştiri, atasözleri, hayvanlar destanlara konu olur.

Destan koşma gibi kafiyelenir: abab cccb dddb  İlk dörtlüğün uyak düzeni: xbxb şeklinde de olabilir.

Hecenin daha çok on birli kalıbıyla yazılır/söylenir. Sekizli kalıpla söylenenler de vardır.

Destanların kendine özgü bir ezgisi vardır.

Destanda da şair son dörtlükte mahlâsını söyler.

Seyranî ve Âşık Ömer bu alanda ünlüdür.

 

 

Âşık edebiyatı nazım türleri genellikle koşma ve semai nazım şekilleriyle söylenir. Konuları bakımından koşma ve semaiden ayrılır.

 

 

İnsan, tabiat, aşk, sevgi sevgilinin güzelliklerinden bahseden şiirlerdir. Koşma nazım şekliyle yazılır.

Lirik şiirlerdir.

En önemli şairi Karacaoğlan’dır.

 

 

Coşkun ve yiğitçe bir üslûpla yiğitlik, kahramanlık ve savaş konularını işler.

Epik şiirlerdir.

Koşma şeklinde söylenir.

Edebiyatımızda Köroğlu ve Dadaloğlu koçaklama şairi olarak tanınır.

 

 

Bir kimseyi veya toplumun bozuk yönlerini eleştirmek için yazılan şiirlerdir.

Koşma nazım şekliyle yazılır.

Aşık Dertli, Bayburtlu Zihni, Ruhsati ve Develili Seyrani önemli taşlama şairleridir.

Divan edebiyatındaki adı hicviye’dir.

 

 

Sevilen bir kişinin ölümünden duyulan üzüntüyü dile getirmek amacıyla ve koşma nazım şekliyle yazılan şiirlerdir.

İslamiyet öncesindeki adı sagu, Divan edebiyatındaki adı “mersiye”dir.

Anonim halk edebiyatında da ağıtlar olmakla birlikte ağıtlar âşık tarzı Türk edebiyatına aittir.

Doğal afetler, ölüm, hastalık vb. çaresizlikler karşısında korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili ürünlerdir.

Ağıt söyleme işine ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denilmektedir.

Koşma nazım şekliyle söylendiğine göre dörtlüklerden oluşur.

Kafiye şeması koşmadaki gibidir.

 

 

Dinî-Tasavvufî Türk edebiyatına Tekke edebiyatı da denir.

 

Tekke Edebiyatı nazım türleri şunlardır:

 

 

Allah aşkını konu edinen, Tanrıyı övmek, ona yalvarmak için yazılan/söylenen şiirlerdir.

Özel bir ezgiyle okunur.

İlâhîler tarikatlere göre türlü adlar alır: Mevlevîlerde âyin, Bektaşîlerde nefes, Alevilerde deme (deyiş, deme), diğer tarikatlerde de cumhur yada ilâhî denir.

Deme, Alevî ve Kızılbaş şairlerine aittir. Bestelenir. 8’li kalıpla söylenir.

İlâhîleriyle en çok Yunus Emre (XIII. yy.) ünlenmiştir.

İlâhî, yedili, sekizli ve on birli hece ölçüsüyle yazılır.

Dörtlük sayısı arasındadır.

Kafiye düzeni koşmaya benzer: abab cccb dddb  İlk dörtlüğün uyak düzeni xbxb ya da aaab şeklinde de olabilir.

 

 

Bektaşî şairlerinin yazdıkları tasavvufî şiirlerdir.

Nefeslerde genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücut (varlığı birliği) kavramı anlatılır. Bunun yanı sıra Hz. Muhammet ve Hz: Ali için övgüler de söylenir.

Nefeslerde kalenderane ve alaycı bir üslûp göze çarpar.

Edebiyatımızda Pir Sultan Abdal nefesleriyle ünlüdür.

 

 

Tekke önderlerinin tarikate yeni giren dervişlere tarikatin ilkelerini öğretmek macıyla söyledikleri didaktik şiirlerdir.

 

 

İlâhîye benzer. Ezelden beri var olan insan ruhunun Allah’tan gelip tekrar Allah’a dönmesi düşüncesini işleyen şiirlerdir.

 

 

Dinin ilkelerinden, inançlardan teklifsizce ve alaycı bir dille söz ediyormuş gibi söylenen şiirlerdir.

Görünüşte saçma sanılan bu şiirler aslında toplumun ve insanların eleştirisini yapmakta ve tasavvuf kavramlarını anlatmaktadır.

Bunlara genellikle Bektaşî şairlerinde rastlanır.

 

 

Divan şiiri nazım şekil ve türleri -şarkı ve tuyuğ hariç- Arap ve Fars edebiyatlarından alınmıştır.

 

Genellikle beyit ve dörtlük, nazım birimi olarak kullanılmıştır.

 

 

Ø      Sözlük anlamı “çift kanatlı bir kapının kanatlarının her biri”dir.

Ø      Şiirdeki anlamı, “ölçülü ve anlamlı, bir satırlık nazım parçası”dır.

Ø      Divan şiirinde bir şiire bağlı olmayan, başlı balına bir anlamı olan mısralara “azade mısra” denir.

Ø      Vecize düzeyine yükselmiş mısralara “mısra-ı berceste” denir.

 

Hâlini bilmez perişanın perişan olmayan (Ahmet Paşa)

O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler. (Hayalî)

 

 

Ø      Sözlük anlamı “ev”dir.

Ø      Aynı ölçüde ve anlamca birbirine bağlı iki dizeden oluşan nazım birimidir.

Ø      Divan edebiyatında öncelikle kullanılır.

Ø      Beyit nazım birimiyle yazılan şiirlerde her beyit başlı başına anlam bütünlüğü arz eder.

Ø      Beyitte dizeler birbiriyle kafiyeli olabildiği gibi kafiyesiz de olabilir. Bu, beytin, şiirin neresinde kullanıldığına ve kullanıldığı şiirin türüne göre değişir.

 

Bu şehr-i Sitanbul ki bî-misl ü bahadır

Bir sengine yek-pare Acem mülkü fedadır (Nedim)

 

O gül-endam bir al şala bürünsün yürüsün

Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün. (Enderunlu Vasıf)

 

 

 

     Ø      Sözlük anlamı “kadınlarla âşıkane sohbet etmek”tir.

     Ø      Divan şiirinde en çok kullanılan nazım şeklidir.

     Ø      Aşk, sevgi, güzellik ve içki konularını işleyen şiirlerdir. Lirik bir nazım biçimidir.

     Ø      Konularına göre adlandırılırlar: âşıkâne (garamî, lirik; Fuzulî), rindâne (Bâkî), şûhâne (Nedimâne; Nedim), hikemî (Nâbî)

     Ø      Beyitlerle yazılır. Beyit sayısı arasındadır (tek sayılar).

     Ø      Beyitler arasında genellikle konu bütünlüğü olmaz. Ama beyitler arasında anlam bakımından bir uyum olmalıdır. Bunu kafiye ve redif sağlar.

     Ø      Gazelde bütün beyitler aynı konuyu işliyorsa bu tür gazellere “yek-ahenk” denir; bütün beyitler aynı söyleyiş güzelliğindeyse bu tür gazellere de “yek-avaz” denir.

     Ø      İlk beytine “matla” (doğuş yeri) denir. Son beytine “makta” (kesme yeri, sonuç) denir. Şairin mahlâsını söylediği beyte (genellikle son beyit) “mahlâs beyti” denir. Gazelin en güzel beytine de “beytül-gazel” ya da “şah beyit” denir.

     Ø      Kafiye düzeni: aa xa xa xa xa xa

     Ø      Divan edebiyatında Fuzuli, Baki, Nedim, Necati, Taşlıcalı Yahya, Naili ve Şeyh Galip önemli gazel şairleridir.

 

 

Ø      Kelime anlamı “kastetmek, yönelmek”tir. Terim anlamı, “belli bir amaçla yazılmış manzume”dir.

Ø      Arap edebiyatından alınmıştır.

Ø      Beyitlerle yazılır

Ø      Bölümlerden oluşur. Nesib/Teşbib (giriş), girizgâh, tegazzül, methiye, fahriye dua. (Aşağıda anlatılacak)

Ø      Türk edebiyatında, din ve devlet büyüklerini övmek için yazılan şiirlerdir.

Ø      Beyit sayısı genellikle arasındadır. Ama daha az veya çok da olabilir.

Ø      Kafiyelenişi gazeldeki gibidir: aa xa xa xa xa xa

Ø      Türüne, giriş bölümünün konusuna veya redifine göre isimlendirilebilir. Rediflerine göre: Su Kasidesi (Fuzulî), Güneş Kasidesi (Ahmet Paşa) Konularına göre tevhit, münacat, naat, methiye olmak üzere türlere ayrılabilir. (Nazım türleri başlığı altında anlatılacak.)

Ø      İlk beytine matla; son beytine makta; en güzel beytine beytülkasid; mahlâs beytine de tac beyit denir.

Ø      Nefi, kasideleriyle meşhurdur.

 

 

 

Ø      Kasidenin giriş bölümüdür.

Ø      Şiir yönünden en ağır basan bölümdür.

Ø      Bir tabiat tasvirinin yapıldığı veya sevgilinin güzelliklerinin anlatıldığı bölümdür.

Ø      Bu bölümün konuları bahar, kış, yaz, Ramazan, bayram, nevruz, hamam, gül, sünbül, güneş, söz ustalığı, kalem, gece, savaş, at veya bir güzel monash.pwler bu bölümde ele alınan konuya göre adlandırılır.

 

 

Ø           Asıl konuya giriş yapmak üzere düzenlenmiş en fazla iki beyitlik bölümdür.

 

 

Ø           Kasidenin sunulduğu kişinin, yani padişahın veya bir devlet büyüğünün övüldüğü bölümdür.

Ø           Bu bölümde abartılı ve sanatlı bir övgü vardır.

 

 

Ø      Şairin, genellikle medhiyeden sonra bir gazel söylediği bölümdür. Her kasidede bulunmaz.

 

 

Ø      Şairin kendini övdüğü bölümdür. Burada da şair abartılı bir ifade kullanır.

 

 

Ø      Şairin, kendisi ve övdüğü kişi için Allah’tan yardım dilediği bölümdür. Bu bölümde şairin mahlâsı geçer ve bu mahlâs beytine “taç beyit” ya da “şah beyit” denir.

 

Ø      Kasidenin en güzel beytine beytü’l-kasid denir.

 

 

     Ø      Kelime anlamı “ikili, ikişer ikişer”dir.

     Ø      İran edebiyatından alınmıştır. İran edebiyatında Firdevsî’nin Şehname’si ünlüdür.

     Ø      Klâsik halk hikâyeleri, destanî konular, aşk hikâyeleri, savaşlar, dinî ve felsefî konuları işlenir

     Ø      Konu ne olursa olsun olaylar masal havası içinde anlatılır.

     Ø      Konularına göre sınıflandırılırlar: aşk, din ve tasavvuf, ahlâk ve öğreticilik, savaş ve kahramanlık, şehir ve güzelleri, mizah.

     Ø      İran edebiyatından alınmış nazım şeklidir.

     Ø      Divan edebiyatının en uzun nazım şeklidir (beyit sayısı sınırsızdır). bine kadar çıkabilir.

     Ø      Mesnevi de bölümlerden oluşur: Önsöz, tevhit, münacat, naat, miraciye, 4 halife için övgü, eserin sunulduğu kişiye övgü, yazış sebebi, asıl konu, sonsöz.

     Ø      Mesnevide her beyit kendi içinde kafiyelidir: aa bb cc dd ee

     Ø      Divan şiirinde beş mesneviden oluşan eserler grubuna (bugünkü anlamıyla setine) “hamse” denir.

     Ø      Mevlânâ, Fuzulî, Şeyhî, Nabî ve Şeyh Galip (Hüsn ü Aşk) önemli hamse şairlerimizdir.

     Ø      Bizde Leylâ vü Mecnun (aşk; Fuzulî), Hüsrev ü Şirin, Harname (hiciv; Şeyhî), Yusuf ü Züleyha, İskendername (tarihî, destanî; Ahmedî),

 

 

     Ø      İki beyitten oluşur.

     Ø      Kelime anlamı “parça, bölük, cüz”dür.

     Ø      Terim anlamı “kafiye düzeni ‘xaxa’ şeklinde olan nazım biçimi”dir.

     Ø      Dörtlük de denir.

     Ø      Değişik konularda yazılır: önemli bir düşünce, hikmet, nükte, yergi.

     Ø      Mahlâs bulunmaz.

 

 

     Ø      Kelime anlamı “artmış, çoğalmış”tır.

     Ø      Gazelin özel biçimidir.

     Ø      Uzun dizelere kısa bir dize ekleyerek yazılır. İki kısa dize de eklenebilir. Matla beyti yoktur.

     Ø      Uzun mısralara eklenen kısa mısralara ziyade denir.

     Ø      Konu bakımından gazelden farkı yoktur.

     Ø      Uzun mısraların ölçüsü “mefûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün”, kısa mısraların ölçüsü “mefûlü / feûlün”dür.

     Ø      Kafiye düzeni farklı farklıdır:

a(a) a(a) – b(b) a(a) – c(c) a(a) – d(d) a(a)  -  

a(b) a(b) – c(c) a(b) – d(d) a(b) – e(e) a(b)  -  

a(b) a(a) – x(x) a(b) – x(x) a(b) – x(x) a(b)  -  

     Ø      Diğer özellikleri gazelle aynıdır.

 

 

     Ø      İran edebiyatından geçmiş bir nazım biçimidir.

     Ø      Tek dörtlükten oluşur.

     Ø      Kafiye şeması: “aaxa” şeklinededir.

     Ø      Kendine özgü aruz ölçüleriyle yazılır. Bu kalıplar “mef û lü” ile başlar, “fa’ul” ya da “fa” ile biter.

     Ø      Rubailerde şair, dünya görüşünü, felsefesini, tasavvufi düşüncesini, maddi ve manevi aşkını özlü bir biçimde işler.

     Ø      Az sözle çok şey söylemek esastır.

     Ø      İran edebiyatında Ömer Hayyam; edebiyatımızda ise Mevlânâ, Nabi, Nedim, Yahya Kemal ve Arif Nihat Asya önemli rubai şairleridir.

 

 

Türklerin yaratıp Divan şiirine kazandırdığı nazım şeklidir. Maninin karşılığı sayılabilir.

Tek dörtlükten oluşur.

Kafiyelenişi rubaiyle aynıdır. aaxa

Manide olduğu gibi cinaslı uyak kullanılır.

Halk şiirinde 11’li kalıpla söylenen mani biçimindeki şiirlere de tuyuğ denir.

Aruzun yalnız “fâilâtün fâilâtün fâilün” kalıbıyla yazılır.

Rubaide işlenen konular tuyuğda da işlenir.

Edebiyatımızda Kadı Burhaneddin, Nesimi ve Ali Şir Nevai önemli tuyuğ şairleridir. aaba

 

 

Musammatlar dört ya da daha fazla mısralı bentlerden oluşan şiirlerdir.

 

 

Bent denilen dört mısralık bölümlerden meydana gelen bir nazım şeklidir.

En az üç en fazla yedi bentten oluşur.

Aruzun her ölçüsüyle yazılabilir.

Her konu işlenebilir. Özellikle felsefî konular ve aşk

aaaa bbba ccca ya da  bbba ccca ddda

Bazen dördüncü mısralar nakarat olabilir.

Nedim, Fuzuli

 

 

Türklerin Divan edebiyatına kattığı nazım şeklidir.

Aşk ve güzellik konularını işler

Bestelenmek üzere yazılmış şiirlerdir.

Bu yüzden bent sayısı azdır.

Konu genellikle aşk, sevgi, sevgili, içki ve eğlencedir.

Kafiye düzeni murabbaa benzer. Ama farklı da olabilir:

aaaa bbba ccca

ccca ddda eeea

aaxa bbba ccca ddda

aanaan bbban cccan

aaxan bbban cccan dddan

Nedim bu nazım şeklinin en önemli şmonash.pwnlu Vasıf ve End. Fazıl da şarkı yazmışlardır. Yahya Kemal’in de şarkıları vardır.

 

 

Kelime anlamı “dörtleme, dörtlü duruma getirme”dir.

Bir gazelin beyitlerinin üstüne başka bir şair tarafından aynı ölçü ve uyakta ikişer dize eklenerek yazılan murabbaa denir.

Kafiye şeması: (aa)aa (bb)ba (cc)ca (dd)da (ee)ea

 

 

 

Her bendi beş dizeden oluşan nazım biçimidir.

Her konuda yazılabilir.

Aruzun her kalıbıyla yazılır.

Bu biçimde şarkılar da yazılabilir.

Kafiye şeması:

aaaanan bbbanan cccanan dddanan

aaaaaan bbbban ccccan ddddan

bbbaa cccaa dddaa eeeaa

aaaaa bbbba cccca dddda

 

 

Muhammesin özel bir biçimidir.

Sadece “mefûlü mefâilün faûlün” kalıbıyla yazılır.

bbbba cccca dddda eeeea.

Şeyh Galip, Hüsn ü Aşk’ta  kullanmıştır.

 

 

Kelime anlamı “beşleme, beşli hâle getirme”dir.

Bir şairin gazelinin beyitlerinin üstüne aynı ölçü ve kafiyede üçer mısra ilâve edilerek yazılmış muhammese denir.

Kafiye düzeni  (aaa)aa  (bbb)ba

 

 

Tahmisin başka bir biçimidir.

a(aaa)a     b(bbb)a      c(ccc)a

 

 

 

Bentleri altı dize olan nazım biçimidir. çeşitli konularda yazılır.

aaaaaa   bbbbba   ccccca   ddddda

aaaaaa  bbbbcc  ddddee  ffffgg 

bbbbca   ddddca   eeeeca   ffffca

aaaaanan bbbbanan ccccanan

 

 

Tahmis gibidir.

 (aaaa)aa   (bbbb)ba   (cccc)ca  (dddd)da 

 

 

Bentleri yedi dizelidir.

 

 

Bentleri sekiz dizelidir.

aaaaaaaa   bbbbbbba  cccccccca 

aaaaaabb   cccccccdd 

 

 

Bentleri 9 dizelidir.

 

 

Bentleri 10 dizelidir.

 

 

Bentlerle kurulan uzun bir nazım biçimidir.

Yaşamdan, talihten şikayet; felsefi düşünceler, dini, tasavvufi konular ve toplumsal yergilerin işlendiği şiirlerdir.

En az beş en fazla on bentten oluşur.

Her bent de beş ila on beyitten oluşur.

Bentlerin kafiye düzeni gazele benzer.

Her bendin (terkib-hane, kıta) sonunda vasıta beyti denen bir beyit vardır.

Her bendin sonunda farklı vasıta beyitleri kullanılır. Bunlar bentlerden ayrı olarak kendi aralarında  uyaklanır.

Bentlerin kafiyelenişi gazeldeki gibidir.

aa xa xa xa xa xa bb     cc xc xc xc xc xc dd

(aa aa aa aa aa aa bb     cc cc cc cc cc cc dd)

Edebiyatımızda Bağdatlı Ruhi ve Ziya Paşa bu türün iki önemli şairidir. İkisi de toplumsal konularda yazmıştır.

 

 

Biçim ve uyak bakımından terkib-i bende benzer.

Farklardan biri vasıta beyitlerinin her bendin sonunda aynen tekrarlanışıdır.

Konu bakımından da fark vardır: Genellikle Tanrı’nın gücü, evrenin sonsuzluğu, doğanın ve yaşamın karşıtlıkları işlenir.

Ziya Paşa.

 

 

Allah’ın birliğini ve yüceliğini konu edinen ve kaside nazım biçimiyle yazılan şiirlerdir. Tevhit ve münacat divanlarda en başta yer alır. En tanınmış tevhit Nabi’nindir.

 

 

Allah’a yalvarıp yakarılan ve ondan af dilenen şiirlerdir. Genellikle kaside nazım şekliyle yazılırlar. Tevhit ve münacat divanlarda en başta yer alır.

 

 

Hz. Muhammed’ı öven ve kaside şekliyle yazılan şiirlerdir. Hz. Muhammed’in türlü vasıfları ve mucizeleri anlatılır. En tanınmış naat Fuzuli’nin Su Kasidesi’dir.

 

 

Ölen kişilerin ardından söylenen yas şiirleridir. İslamiyet öncesi edebiyattaki adı sagu, halk edebiyatındaki adı ise ağıt’tımonash.pwikle terkib-i bend ve kaside nazım şekliyle yazılır.

 

 

Ünlü bir kişiyi övmek için kaside şekliyle yazılan şiirlerdir. Ya padişah, vezir, şeyhülislâm gibi yaşayan devlet büyüklerine ya da 4 halife ve başka din-tarikat ulularına yazılır. 4 halife için yazılanlara “medh-i çehar-yar-ı güzin” denir. Medhiyelerde ve hicviyelerde abartılı bir üslûp vardır.

 

 

Herhangi bir kişiyi ya da düşünceyi yermek amacıyla kaside veya kıta nazım biçimleriyle yazılan şiirlerdir. Halk edebiyatındaki adı “taşlama”, yeni şiirimizdeki adı “yergi”, batı edebiyatındaki adı ise “satirik şiir”dir. Medhiyelerde ve hicviyelerde abartılı bir üslûp vardır. En ünlü hicviye şairi Nefi’dir.

 

 

Şairin kendisini övdüğü kıta veya kasidelere fahriye denir. Genellikle kasideler içinde bir bölümdür. Fahriyede de sanatlı bir üslûp kullanılır. Bu alanda da Nefi meşhurdur.

 

 

 

 

 

Servet-ı Fünun şairleri tarafından batıdan alınarak edebiyatımıza kazandırılmış nazım biçimidir.

Üç dizeli bentlerden oluşur, son bent tek dizeden meydana gelir.

Kafiye düzeni örüşük kafiyedir. aba bcb cdc e

 

 

Servet-i Fünun döneminde Fransız edebiyatından alınmıştır.

On dört mısradan oluşur.

Özellikle lirik konular işlenir.

Kafiye şeması: abab  abba  ccd ede

 

 

On mısralı bir nazım biçimidir. aaaa aabb bb

 

 

monash.pw doğmuş dans şarkısıdır.

Gülünç ve acıklı olayları dile getiren şiirlerdir.

Bir çeşit manzum masaldır.

Üç uzun bir kısa bentten (sunu parçası) oluşur.

Genellikle çapraz kafiye kullanılır.

Edebiyatımızda fazla yaygın değildir.

 

 

Müstezat’ın daha özgürce kullanılmış biçimdir. Servet-ı Fünun ve Fecr-ı Ati şairlerince kullanılmıştır. Serbest müstezatta nazım nesre yaklaştırılmıştır, belirli bir kafiyeleniş görülmez.

 

 

Düz yazı şiirdir. Özellikle seci (düzyazıda iç kafiye) ve alliterasyonlarla (belirli ünsüzlerin tekrarı) yazılır. Edebiyatımıza Halit Ziya Uşaklıgil (Mensur şiirler, Mezardan sesler) tarafından kazandırılmıştır.

 

 

 

Üçlük: Üç mısradan meydana gelen mazım birimidir. Bu birim Batı etkisindeki Türk edebiyatı nazım biçimlerinde kullanılır.

 

 

Dörtlük: Dört mısralık nazım birimidir. Daha çok Halk edebiyatı ürünlerinde kullanılan bir nazım birimidir..

 

 

Genel anlamda ölçü ve uyak kurallarına bağlı olmayan şiirdir. Serbest şiir Türk edebiyatına Servet-i Fünun döneminde Batı edebiyatından alınarak yeni Türk şiirine uygulanmış bir biçimdir.

Serbest şiirde dizelerin uzunluk kısalıkları, uyak, redif, uyak düzeni, nazım birimi gibi nazmın bağlayıcı unsurları önemsenmez. Hatta bu unsurlardan mümkün olduğunca kaçılır. Ama tamamen kafiyesiz ve redifsizdir de diyemeyiz.

Serbest şiirde bu şekil serbestliğinin yanı sıra içerik bakımından da bir serbestlik vardır. Nazmın belli kalıplarına uyularak yazılan/söylenen şiirlerde konularda belli ve sınırlıdır. Serbest şiirde ise konular sınırsızdır.

Bunların yanında serbest şiirin okuyucusu da serbesttir. Her şiir sever aynı şiiri aynı şekilde değerlendirmez. Kimisinin hoşlandığı şiirden kimileri hoşlanmaz. Ama nazımda (Divan şiiri, Türk halk şiiri, Âşık tarzı Türk şiiri) beğeni ve takdir bakımından çoğunlukla bir ortaklık vardır.

 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır