Tin Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)
Yüce Allah kendisinin ilim, sanat ve kudret sıfatlarını gösteren dört önemli varlığa yani insanın maddî gıdalarından olan incire, zeytine, mânevî gıdası olan vahyin indiği Sînâ dağına ve “emin belde”ye (Mekke), insanların muhtaç oldukları maddî ve mânevî ikramların mükemmel örneklerine yemin ederek insanı en güzel biçimde yarattığını, hem bedenen hem de ruhen yükümlülük alabilecek yeteneklerle donattığını ifade buyurmuştur (insanın seçkin yaratılışı ve üstünlüğü hakkında ayrıca bk. İsrâ 17/70).
Bir görüşe göre incir ve zeytin, mecaz olarak bu ağaçların çokça bulunduğu toprakları, yani Akdeniz’in doğusunda bulunan Filistin ve Suriye’yi simgelemektedir. Kur’an’da adı geçen peygamberlerin çoğu bu topraklarda yaşadıkları ve tebliğde bulundukları için bu iki ağaç cinsi bu peygamberlerin dile getirdiği dinî öğretilerin hayır ve bereketlerinin sembolü olarak kabul edilmektedir. Kezâ “tîn” ve “zeytûn” kelimeleri hakkında, ilkiyle Mekke’deki Mescid-i Haram’ın, ikincisiyle Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’nın kastedildiği gibi daha başka sembolik izahlar yapılmıştır. Ancak Şevkânî’nin de haklı olarak belirttiği gibi bu tür yorumların aklî ve naklî dayanağı yoktur (V, 545-546).
Âyette Sînâ dağı için kullanılan sînîn kelimesinin Habeşçe veya Nabatça olduğu ve “verimli, bereketli, bol ağaçlı” veya “mübarek” anlamına geldiği belirtilir (Râzî, XXXII, 10; İbn Âşûr, XXX, 421). Mekke’nin “güvenli belde” olarak anılmasının sebebi ise gerek İslâm’dan önce gerekse İslâmî dönemde buranın bir barış kenti olarak tanınması ve orada her türlü kan dökmenin yasaklanması , hatta şehre ticaret amacıyla gelen yabancıların mal veya can güvenliğini sağlamak üzere kabileler arasında anlaşmalar yapılıp uygulanmasıdır.
“En güzel biçim” diye çevirdiğimiz ahsen-i takvîm tamlaması bu bağlamda insana Allah tarafından verilen en güzel ve en mükemmel biçim ve yapıyı, bu sayede insanın, yeryüzü varlıkları içinde gerek fizyolojik gerekse ruhsal ve zihinsel yetenekler bakımdan en mükemmel ve en seçkin canlı olarak yaratılmış olmasını ifade eder. Yaratılmışların en mükemmeli olan insanda bulunan –âyetteki deyimiyle– bu güzelliğin kaynağı, Allah’ın onu kendi eliyle yaratıp ruhundan üflemesi (bk. Sâd 38/72, 75), “kendi sûreti üzere” (kendi sıfatlarından ona –insanlık düzeyinde olmak üzere– lütufta bulunarak) yaratması (bk. Buhârî, “İsti’zân”, 1; Müslim, “Birr”, 115), onu yeryüzünde halife kılması (bk. Bakara 2/30; bilgi için bk. Süleyman Uludağ, “Ahsen-i Takvîm”, DİA, II, 178) vb. lütuf ve inayetleridir. Müfessirler Allah’ın insandan daha güzel mahlûku olmadığı kanaatindedirler. Zira Allah insanı canlı, bilen, irade sahibi, konuşan, işiten, dinleyen, gören, düşünüp tedbir alan, hikmetle hareket eden ve bütün bu özellikleri sayesinde fizik bakımdan kendisinden daha güçlü varlıklar üzerinde bile hâkimiyet kurabilen , kültürler ve medeniyetler geliştirebilen bir varlık olarak yaratmıştır ki bütün bu vb. sıfatlar aynı zamanda ilâhî sıfatların bir kısmının ondaki yansımaları, tecellileridir (krş. Şevkânî, V, 546).
Ana madde: İsrail ekonomisi
İsrail ekonomisi, yüksek teknolojik araç gereç üretimi, tarım, sanayi, elmas işlemeciliği ve turizme dayalıdır. Kibbutz adı verilen kommünal tarım çiftlikleri gıda üretiminin tamamına yakınını gerçekleştirerek ülkenin gıdada kendi kendine yetmesini sağlar. Teknoloji alanında İsrail ekonomisi dünyanın en hızlı gelişen ülkesidir. Intel, IBM, Motorola, Google gibi firmaların İsrail'de Ar-Ge merkezleri bulunur, bunun nedeni silikon üretimi için ülkenin elverişli olması ve en önemlisi kişi başına düşen bilgi teknolojilerinde çalışan sayısının çok yüksek olmasıdır. NASDAQ endeksinde İsrailli firmalar en çok işlem görenler sıralamasında ABD ve Kanada'dan sonra üçüncü sırada gelir. İsrail çeşitli güvenlik sorunlarına rağmen sürekli kaliteli insan gücü yetiştirmeye önem vererek ekonomisinin büyümesini sağlamıştır.
Kabe, taşlardan yapılmış kübik bir yapıdır. Yaklaşık 13,1 m boyundadır, kenarları 11,03 m × 12,86 m ölçülerindedir. Kabe'nin içinde zemin mermer ve kireçtaşından yapılmıştır. 13 m × 9 m ölçülerindeki iç duvarlar, çatının yarısına kadar beyaz mermerle kaplanmış ve zemin boyunca daha koyu süslemeler yapılmıştır. İç mekanın zemini, tavaf yapılan yerden yaklaşık 2,2 m yüksekliktedir.
Kabe'nin girişine bitişik duvarda altı, diğer duvarlarda birkaç adet tablet vardır. Duvarların üst köşelerinde altın ile Kuran ayetleri işlenmiş siyah bir bez bulunuyor. Bakıcılar, Kara Taş'ı yağlamak için kullanılan aynı kokulu yağla mermer kaplamayı yağlar. Kabe'nin içinde üç sütun duruyor ve bu sütunlardan biri ile diğer ikisi arasında küçük bir sunak veya masa yer alıyor. Lamba benzeri nesneler tavandan sarkar. Tavanın kendisi, alt süslemeye benzer şekilde daha koyu bir renge sahiptir. Girişin sağında bulunan Bab ut-Tevbe, çatıya açılan bir kapıya açılan kapalı bir merdivene açılır. Hem çatı hem de tavan paslanmaz çelik kapaklı tik ağacından yapılmıştır .
Aşağıdaki listedeki her numaralandırılmış öğe, diyagram görüntüsünde belirtilenlere karşılık gelir.
i ' Rukn-e-Yamani veya Rukn-e-Yemeni olarak da bilinen), Kabe'nin merkezinden biraz güneybatıya bakan Kabe'nin köşesidir.[3][132]
i ') , aynı zamanda Rukn-e-Shami olarak da bilinen, Kabe'nin merkezinden çok hafif kuzeybatıya bakan köşesidir.[3][132]
i '), Kabe'nin merkezinden biraz kuzeydoğuya bakan köşedir.
Not: Kabe'nin ana (uzun) ekseninin, güney duvarının yönlendirildiği Canopus yıldızının yükselişiyle aynı hizada olduğu, küçük ekseninin (doğu-batı cepheleri) yaz gündönümünde gün doğumu ile kabaca aynı hizada olduğu gözlemlenmiştir. ve kış gündönümü gün batımı.[139][140]
Ana madde: İsrail'de turizm
İsrail'de inanç turizmi yaygındır. Her yıl İsrail pek çok Müslümanlar, Hristiyanlar ve diasporadaki Yahudiler tarafından ziyaret edilir.[121] Ülkede Mescid-i Aksa, Ağlama Duvarı gibi dini yapıların bulunması inanç turizmini geliştirir. İsrail'de yalnızca inanç turizmi yoktur.[122] Ülkede arkeolojik yapıların korunması ve sergilenmesi turist sayısını artırır.[123] Ülkenin ılıman iklimi ve plajları turizm için elverişlidir.[124]