Tanıma ve tenfiz, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun kapsamında düzenlenmiÅŸtir. Tanıma ve tenfiz, esasen, yabancı mahkeme kararlarının Türk hukuku tarafından kabul edilmesini ve Türkiye’de icra edilmesini saÄŸlar. Yabancı mahkemelerde verilen her kararın Türkiye'de uygulanabilmesi için tanıma ve tenfiz usulünün tamamlanması gerekir. Tanıma ve tenfiz kararı kural olarak mahkemelerce verilebilir. Ancak boÅŸanmalar bakımından istisna olarak 2017'den itibaren idari makamlar da tanıma tenfiz için yetkili kılınmıştır.
Yabancı bir mahkeme tarafından verilmiÅŸ bulunan hükmün sahip olduÄŸu kesin hüküm veya kesin delil kuvvetinin yabancı bir ülkeye de teÅŸmili ve yabancı bir ülkede de kabulü bakımından izlenmesi gereken prosedüre “tanıma” denir.
Tanıma, yabancı mahkeme kararlarının kesin hüküm kuvvetinin, icra kabiliyetinden bağımsız olarak göz önünde bulundurulmasına denir.
Yabancı bir mahkeme tarafından verilmiÅŸ bulunan hükmün sahip olduÄŸu icra edilebilirlik kabiliyetinin yabancı bir ülkede etki göstermesi bakımından gereken prosedüre “tenfiz” denir.
Mahkeme kararları “kesin hüküm kuvveti” ve “icra edilebilirlik” olarak iki tür sonuç doÄŸurmaktadır. DoÄŸurduÄŸu sonuca göre ise farklı çeÅŸitlere ayrılmaktadır.
Yabancı bir mahkeme kararı bakımından Türk mahkemeleri tarafından verilen tenfiz kararı, tanıma kararını da bünyesinde barındırmaktadır. Zira bir yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra edilebilme kuvveti kazanması için öncelikle Türk mahkemelerinin bu yabancı karara kesin hüküm kuvveti kazandırması gerekmektedir. Ancak bu etkinin doÄŸması bakımından tenfiz kararı verilmesinden önce ayrı bir tanıma kararı alınmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü tanıma kararı, tenfiz kararını da içermektedir.
Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi bakımından temel hukuki düzenleme olan 5718 sayılı MÖHUK ile tanıma ve tenfiz “karşılılık ÅŸartı” dışında aynı koÅŸullara baÄŸlanmaktadır.
Bir yabancı mahkeme kararının, Türk hukukunda tanıma tenfiz davası konusu olabilmesi için taşıması gereken nitelikler üç aÅŸamada düzenlenmektedir.
Söz konusu hükümlerde öngörülen koÅŸulları taşıyan bir yabancı mahkeme kararı hakkında Türk mahkemesi tanıma veya tenfiz kararı vermek zorundadır.
Kanunda öngörülmeyen ÅŸartları karşılamayan yabancı mahkeme kararları bakımından ise tanıma ve tenfiz talebi reddedilmektedir. Tanınması ve tenfizi reddedilen yabancı mahkeme kararının Türk mahkemelerinde görülen davalarda “takdiri delil” olarak kullanılması mümkündür.
Kural olarak, tanıma ve tenfiz koÅŸulları hususunda re’ sen araÅŸtırma ilkesi geçerlidir. Dolayısıyla kanunda aranan tanıma tenfiz ÅŸartlarının gerçekleÅŸip gerçekleÅŸmediÄŸi mahkeme tarafından re’ sen araÅŸtırılmak zorundadır.
Ä°stisnai olarak ise re’ sen araÅŸtırma ilkesinin geçerli olmadığı ve davalının ileri sürmesi ÅŸartıyla mahkeme tarafından dikkate alınan koÅŸullar bulunmaktadır. Bu koÅŸullar ÅŸöyledir:
Tanınması veya tenfizi talep edilen kararın yabancı bir devlet mahkemesi tarafından verilmiÅŸ olması aranır. Söz konusu kararın bir mahkeme tarafından verilmiÅŸ olup olmadığı kararın verildiÄŸi ülke hukukuna göre belirlenir.
Milletlerarası anlaÅŸmalar veyahut özel kanun hükümleri tarafından cevaz verildiÄŸi takdirde yabancı idari makamlar tarafından verilen kararların da tanıma tenfiz davası konusu olması mümkündür.
Dikkat edilmelidir ki yabancı hakem kararları ya da uluslararası mahkemeler tarafından verilen kararların tanınması ve tenfizi mümkün deÄŸildir.
Bunun yanı sıra, mahkemeler tarafından verilmiÅŸ ilam niteliÄŸi taşımayan kararların da tanınması ve tenfizi mümkün deÄŸildir. ÖrneÄŸin ara kararlar, geçici kararlar, sulh kararları, iflas kararları vb. Türk mahkemelerinde tanıma tenfiz davası konusu yapılamaz.
Burada aranan nitelik kararı veren mahkemenin sıfatına ya da karara verilen isme göre deÄŸil, kararın hükümlerine göre taşıdığı niteliÄŸe göre tespit edilmektedir. Bu tespitin vasıflandırma iÅŸlemi ile yapılması gerekmektedir.
Tanıma tenfiz davası konusu yapılmak istenen kararın özel hukuk iliÅŸkilerinden doÄŸan bir uyuÅŸmazlık hakkında verilmiÅŸ olması aranır. Dolayısıyla saf idari kararlar, kartel ve patent hukukuna iliÅŸkin kararlar, sosyal sigorta kararları, iflas kararları vb. hükümler tenfize elveriÅŸli deÄŸildir.
Yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfiz edilmesi için sahip olması gereken niteliklerden biri de kesinleÅŸmiÅŸ olmasıdır. Dolayısıyla geçici nitelikteki ihtiyati tedbir ve haciz kararlarının tanınması ve tenfizi mümkün deÄŸildir.
Yabancı mahkeme tarafından verilen kararın ÅŸekli ve maddi anlamda kesinleÅŸip kesinleÅŸmediÄŸi kararın verildiÄŸi ülke hukukuna göre belirlenmektedir.
Bu hususu ispat zımnında, davacı tarafından kesinleÅŸme ÅŸerhi yahut belgesinin dava dilekçesine eklenmesi istenmektedir.
Türkiye ile kararın verildiÄŸi devlet arasında akdi, fiili veya hukuki bir karşılıklılık bulunması gerekmektedir. Mütekabiliyet hallerinden birinin tek başına mevcudiyeti bu koÅŸulun karşılanması bakımından yeterli görülmektedir.
Bu hüküm ile yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de tanınması veya tenfiz edilmesi bakımından iki koÅŸul öngörülmektedir.
Öncelikle, tanıma veya tenfiz talebine konu olan yabancı mahkeme kararın iliÅŸkin olduÄŸu uyuÅŸmazlık bakımından Türk mahkemeleri münhasır yetkiye sahip bulunmamalıdır.
Türk mahkemelerinin münhasır yetkisi, pozitif hukuk normunun düzenlenme amacının ve varlık sebebi dikkate alındığında mutlak ÅŸekilde ve yalnızca Türk mahkemelerinde görülmesini saÄŸlamak amacıyla konulmuÅŸ olması sonucuna ulaşılması gerekmektedir.
Türk hukukunda bulunan münhasır yetki kuralına dört örnek verilmesi mümkündür:
Ä°kinci olarak, milletlerarası yetki kurallarının ve bu kuralların tespitinde esas alınan baÄŸlantı noktalarının tayin ve tespitinde zayıf, geçici, suni ve subjektif esaslara dayalı olması halinde söz konusu kural “aşırı yetki kuralı” olarak nitelenmektedir.
Yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi için Türk kamu düzeninin müdahalesini gerektirebilecek bir hüküm taşımaması ÅŸart olarak kabul edilmektedir.
Tanıma ve tenfiz talebine konu yabancı kararın Türk kamu düzenine aykırı kararı olup olmadığının tespiti, esas itibariyle hâkimin takdirine bırakılmaktadır. Fakat hakim, takdir yetkisini kullanırken milletlerarası özel hukukun varlık nedenini ve genel ilkelerini dikkate almalıdır.
Yabancı bir kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı sayılabilmesi için kararda yer alan hüküm fıkrası bakımında Anayasanın veya hukuk sisteminin temel ilkelerine, Türk toplumunun genel örf adet ve ahlak telakkilerine aykırılık taşıması gerekmektedir.
Kanun, tanıma tenfiz davası için savunma haklarına riayetsizliÄŸin bir ret sebebi olarak dikkate alınması davalının itirazına baÄŸlanmaktadır.
Savunma haklarına riayet edilip edilmediÄŸi, esas davanın görüldüÄŸü ülke hukukuna göre belirlenmektedir. Davanın görüldüÄŸü ülke hukukundaki savunma hakkına iliÅŸkin düzenlemelerin, bu hakkın kullanılmasını ortadan kaldırıcı, zorlaÅŸtırıcı veya kısıtlayıcı nitelikte olması bu ÅŸartın eksikliÄŸine yol açmaktadır.
Davalının savunma haklarına riayet edilip edilmediÄŸi üç husus incelenmek suretiyle tespit edilmektedir. Kararın verildiÄŸi yabancı mahkemenin bulunduÄŸu yer kanunları uyarınca usulüne uygun olarak,
halinde davalının savunma haklarına riayet edildiği kabul edilmektedir.
Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasının üç ÅŸekilde saÄŸlanması mümkün olmaktadır:
Yabancı ülke makamları tarafından boÅŸanma kararlarının dava açmaksızın nüfus kütüÄŸüne tescil edilmesi mümkündür. Bu hususun gerçekleÅŸmesi bakımından kanunda aranan birtakım ÅŸartların gerçekleÅŸmesi gerekmektedir. NHK m. 27/A tarafından aranan ÅŸartlar ÅŸöyle sıralanmaktadır:
MÖHUK m. 53 hükmünde tanıma ve tenfiz davasında dava dilekçesine eklenecek belgeler gösterilmektedir. Dava dilekçesine eklenecek belgeler, davacı tarafından dava dosyasına ibraz edilmektedir. Mahkeme tarafından bu belgelerin temin edilmesi zorunluluÄŸu bulunmamaktadır.
Tanıma tenfiz davası için dava dilekçesine eklenmesi gerekli belgeler ÅŸöyledir:
Söz konusu belgelerin dava dilekçesine eklenmesi HMK m. 114/f.2 gereÄŸi dava ÅŸartı niteliÄŸindedir. Dolayısıyla bu belgelerin eklenmemesi halinde dava ÅŸartı eksikliÄŸi söz konusu olmaktadır.
Mahkeme, söz konusu belgelerin eksikliÄŸi halinde davacı tarafa kesin süre vermek suretiyle belgeleri tamamlatma yoluna gitmektedir. Ayrıca, bu belgelerin eksikliÄŸi davanın her aÅŸamasında ileri sürülebilmektedir.
Yabancı mahkeme ilamı, tanınmamış ise hukuken geçerli bir hükmün sonuçlarını doÄŸurmamaktadır. Tanıma, yabancı mahkeme ilamının bir baÅŸka ülkede kesin hüküm veya kesin delil olarak kabul edilmesini saÄŸlamaktadır.
Kesin hüküm etkisi, kararın hüküm kısmına yönelik olmaktadır. Ayrıca, yalnızca davanın tarafları bakımından etki göstermektedir. Yabancı ilamın tanınması halinde, taraflar arasındaki uyuÅŸmazlık kesin hüküm etkisi sebebiyle bir daha Türk mahkemelerinde dava konusu yapılamamaktadır.
Dikkat edilmelidir ki, velayet hususunda yapılan düzenleme kesin hüküm oluÅŸturmamaktadır. Dolayısıyla velayet düzenlemesi içeren bir yabancı ilamın tanınması, Türk mahkemelerinde aynı hususa iliÅŸkin dava ikame edilmesine engel olmamaktadır.
“Özellikle velayete iliÅŸkin kararlar maddi anlamda kesin hüküm teÅŸkil etmeyip, durumun deÄŸiÅŸmesi halinde yeni koÅŸullara göre düzenleme yapılabileceÄŸine (…)” (Y. 2. HD, 12/04/2010, 17713 – 7037)
Tenfiz, yabancı mahkeme hükmünün baÅŸka bir ülkede zorla icrai etkisinin kabulü anlamına gelmektedir.
Yabancı ilamın tenfizinin etkisi iki ÅŸekilde karşımıza çıkmaktadır. Ä°lk olarak tenfiz, yabancı mahkeme kararının kesin hüküm veya kesin delil etkisinin ortaya çıkmasını saÄŸlamaktadır.
Ä°kinci olarak ise yabancı mahkeme ilamının icra edilebilirlik niteliÄŸini kazanmasını saÄŸlamaktadır. Tenfizine karar verilen yabancı ilamlar, Türk mahkemelerinden verilmiÅŸ ilamlar gibi icra olunmaktadır.
Tespit kararları ve yenilik doÄŸuran/inÅŸai kararların tanınması mümkün, fakat tenfizi mümkün deÄŸildir. Bu kararlar yalnızca tanıma konusu yapılmaktadır.
Muayyen bir hukuki iliÅŸkinin var olup olmadığı hususunun belirlendiÄŸi kararlara tespit kararı denmektedir. Var olmayan bir hukuki durumun kurulması yahut var olan hukuki durumun kaldırılması ya da deÄŸiÅŸtirilmesini amaçlayan kararlara inÅŸai karar denmektedir. ÖrneÄŸin boÅŸanma kararı bir inÅŸai karardır.
Dolayısıyla yabancı bir boÅŸanma ilamının Türk hukuku bakımından kesin hüküm kuvveti kazanması için tanınması gerekmektedir. Bunun yanında isim deÄŸiÅŸikliÄŸi tanıma tenfiz prosedürü bakımından bu kararların tanınması da mümkündür.
Yabancı bir mahkeme ilamının boÅŸanma kararına iliÅŸkin olması halinde taraflar, boÅŸanma kararına Türkiye’de geçerlilik kazandırmak istedikleri takdirde tanıma davası açılır.
Aksi takdirde, yabancı bir mahkeme tarafından verilmiÅŸ bulunan boÅŸanma kararı Türk hukuku bakımından sonuç doÄŸurmaz. Bu yüzden boÅŸanma tanıma tenfiz prosedürü izlenmesi gerekir. Bu sayede Türkiye’de boÅŸanma kararı tanınan taraflar yönünden evlenmenin hukuki sonuçları geçerliliÄŸini korur.
Nüfus Hizmetleri Kanunu m. 27/A uyarınca yabancı ülke adli veya idari makamlarınca verilen boÅŸanma kararının nüfus kütüÄŸüne tescil edilmek suretiyle tanınması mümkündür.
Taraflardan birinin baÅŸvurusu ya da Türk vatandaşı olan taraf ya da vekilinin tek başına baÅŸvurusu üzerine tanıma gerçekleÅŸir.
Tanınması istenilen karar, verildiÄŸi devlet kanunlarına göre konusunda yetkili adli veya idari bir makam tarafından verilmiÅŸ ve usulen kesinleÅŸmiÅŸ olmalıdır.
Yabancı bir ilamın nafaka, velayet, tazminat, mal paylaşımı kararı olması halinde Türk hukuku bakımından icra edilmesi için tenfiz edilmesi gerekmektedir.
Nitekim, bu kararlar birer eda kararıdır. Eda kararlarının tenfizi mümkündür. Eda kararları aynı zamanda tespit hükmü içermekte olduÄŸundan söz konusu kararların tanınmasının istenmesi de mümkündür. Ancak eda kararının Türk hukuku bakımından icrasının mümkün olması tenfiz edilmesine baÄŸlıdır.
Yabancı bir mahkeme ilamı boÅŸanmanın yanı sıra nafaka, velayet, tazminat vb. hususlarında hüküm içermekte ise bu kararların tenfiz edilmesi gerekmektedir. BoÅŸanma kararının tanınması tek başına boÅŸanmanın ferileri dediÄŸimiz bu hususlar yönünden sonuç doÄŸurmamaktadır.
Yabancı bir mahkeme ilamında velayet hususunda hüküm bulunması halinde kararın Türkiye’de icra edilmesi için tenfiz edilmesi gerekmektedir.
Ancak yabancı mahkeme ilamlarında genellikle velayete iliÅŸkin hüküm bulunmamaktadır. Çünkü uluslararası hukukta boÅŸanma sonrası velayetin ortak kullanılacağı anlayışı yaygındır. EÄŸer yabancı mahkeme ilamında velayetin ortak kullanılacağına iliÅŸkin bir hüküm bulunuyorsa tenfiz edilmesi mümkündür.
BoÅŸanma kararı için tanıma tenfiz nüfus müdürlüÄŸü tarafından yapılmış ise prosedür deÄŸiÅŸir. Kararda velayete iliÅŸkin bir hüküm varsa ya da ergin olmayan bir çocuk bulunmasına raÄŸmen velayet tesis edilmemiÅŸ ise nüfus müdürlüÄŸü bu durumu aile mahkemesine ihbar eder. Bu durumda aile mahkemesi tarafından re’ sen velayet hükmü kurulması gerekir.
Yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizini kabul eden devletler farklı sistemler uygulamaktadır. Aralarında Türkiye’nin de bulunduÄŸu bazı devletler, yabancı mahkemenin esasa uyguladığı hukuk ile kendi usul hükümlerini doÄŸru uygulayıp uygulamadığını yeniden incelemeyi yasaklamakta olup kontrol sistemini kabul etmiÅŸ bulunmaktadır.
Dolayısıyla, tenfiz mahkemesinin yabancı ilamın içeriÄŸini incelemesi mümkün deÄŸildir. Türk mahkemesinin söz konusu yabancı mahkeme kararını inceleme yetkisi kararın tanıma ve tenfiz ÅŸartlarını taşıyıp taşımadığı ile sınırlıdır. Bu hususa “revizyon yasağı” denir.
Tanıma tenfiz görevli mahkeme kural olarak asliye hukuk mahkemesidir. BoÅŸanma ve aile hukukuna iliÅŸkin tanıma ve tenfizde aile mahkemesi görevlidir. Yetkili mahkeme ise davalının yerleÅŸim yeri, davalının Türkiye’de bir yerleÅŸim yerinin bulunmaması halinde ise Ankara, Ä°stanbul ve Ä°zmir mahkemeleridir.
Yabancı kararların tanınması ve tenfizi milletlerarası usul hukukunun konusudur. Milletlerarası usul hukukunda hâkimin hukuku (lex fori) kuralları uygulanır. Söz konusu kural tanıma ve tenfiz davalarında da geçerli olur.
Türk hukuku uyarınca tenfiz davaları basit yargılama usulüne tabi olarak görülür. Tanıma talepleri ise müstakil bir dava yoluyla ileri sürüldükleri takdirde basit yargılama usulüne tabidir.
Ancak yabancı ilamların kesin hüküm ya da kesin delil etkisinden yararlanılmak istenildiÄŸi takdirde Türk mahkemelerinde açılmış herhangi bir davada tanıma talebinde bulunulması mümkündür.
Son olarak, tanıma ve tenfiz davaları 10 yıllık zamanaşımına tabidir.
Yabancı bir mahkeme kararının tanıma ve tenfiz talebi ile Türk mahkemelerine baÅŸvurulması halinde mahkemenin yargılama konusu söz konusu kararın tanıma ve tenfiz ÅŸartlarını taşıyıp taşımadığı hususunun incelenmesi ile sınırlıdır.
Ancak bu davalarda, davalıya tebligat yapılması nispeten uzun bir zaman almaktadır. Dava dilekçesinin, meÅŸruhatlı davetiyenin ve dava sonucu verilen kararın davalıya tebliÄŸ edilmesi zorunludur. Dolayısıyla davalının yabancı bir devlet vatandaşı olması yahut yabancı bir ülkede olması halinde tebligatın yurt dışına yapılması gerekecektir.
Yurt dışına tebligat yapılması ise kompakt bir prosedür içinde gerçekleÅŸmektedir. Dolayısıyla bu süreç 4 aya dahi uzayabilmektedir. Bu durum dikkate alındığında dava 6-7 ay içinde sonuçlanmaktadır.
Ancak taraflar kendilerini avukat aracılığıyla temsil ettiÄŸi takdirde, tebligatların avukatlara yapılması mümkün olduÄŸundan davanın 1 hafta içinde neticelenmesi mümkün olabilir.
Tanıma ve tenfiz davalarında, taraflar kendilerini vekil aracılığıyla temsil ettirdiÄŸi sürece duruÅŸmaya vekilleri katılmaktadır. Tarafların bizzat duruÅŸmaya katılım zorunluluÄŸu yoktur.
2023 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereÄŸi asliye hukuk mahkemelerinde görülen davalarda avukatlık ücreti minimum olmak üzere 9.200 TL olarak belirlenmiÅŸtir.
Ä°stanbul Barosu tarafından yayınlanan tarifeye göre tenfiz ve tanıma davalarında avukatlık ücreti minimum 26.500,00 TL olarak belirlenmiÅŸtir.
Ä°stanbul Aile Mahkemesine
Davacı: A.B. (T.C. Kimlik No: ………)
Adresi:
Davalı: B.B. (T.C. Kimlik No: ……….)
Adresi:
Konu:
Açıklamalar:
A Aile Mahkemesi’nin 1 numara 2022 tarihli kararının Türkiye’de hüküm ifade edebilmesi için tanınmasını ve tenfizini talep etme zorunluluÄŸumuz hasıl olmuÅŸtur.
Hukuki Nedenler: MÖHUK, HMK ve sair yasal mevzuat.
Hukuki Deliller: A Aile Mahkemesi’nin 2022 tarih 1 numaralı kararının kesinleÅŸme ÅŸerhi ve onaylı tercümesi, her birinin apostil ÅŸerhi
Sonuç ve Ä°stem:
Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle davanın kabulüne,
A Aile Mahkemesi’nin 2022 tarih 1 Numaralı kararının Türkiye Cumhuriyeti’nde hüküm doÄŸurabilmesi için tanınmasını ve tenfizini bilvekale talep ederiz.
Davacı Vekili
Avukat Pınar Denktaş
Ä°mza
İletişime Geç
NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.