” Çözmesi 2 dakika sürecek bir labirent çizmek için 1 dakikan var. ” (Cobb)
” Daha büyük şeyler hayaletmekten korkmamalısın tatlım. “ (Eames)
” Bence pozitif duygular daima negatif duygulardan baskındır. ” (Cobb)
” Bir tren bekliyorsun. Seni uzaklara götürecek bir tren… Trenin seni nereye götürmesini umduğunu biliyorsun, ama emin değilsin. Ama önemi yok. Bir trenin seni nereye götüreceğini nasıl umursamazsın? Çünkü birlikte olacaksınız. “ (Mal)
Mal : Sürekli kendine ne bildiğini söylüyorsun. Peki ama neye inanıyorsun? Ne hissediyorsun?
Cobb : Suçluluk.
“ Durun, şimdi tam olarak kimin bilinçaltına giriyoruz? “ (Ariabne)
” Rüyadayken gördüklerimiz bize gerçek gibi gelir. Ancak uyandığımızda bir tuhaflık olduğunu fark ederiz. ” (Cobb)
Cobb : Sadece bana öğrettiğin şeyi yapıyorum.
Profesor: Sana hırsız olmayı öğretmedim.
view on stackexchangenarkive permalink
Inception filminin tamamının Cobb'un rüyası olduğuna dair oldukça iyi bilinen bir teori var, Ariadne'nin Cobbs terapisti olduğuna dair birçok teori gibi. Ama ben izleyicinin tüm filme inanması gerektiğine inanmayı seçiyorum. Cobbs rüyasıdır (bu konuda Google'da gezinmenizi ve karar vermenizi tavsiye ederim).
Her neyse, alıntı temelde orta yaş krizinin ortasında 2 sevgilinin fantastik bir "sembolü". Birlikte oldukları müddetçe, hangi "gerçeklik" içinde oldukları önemli değil. Ölümden sonra bile, ölüm onları birlikte götüren bir trendir. Bunu cobb'un tüm film boyunca Mal'dan nasıl kurtulamayacağını görüyorsunuz. Nerede ve ne olduğu önemli değil, Cobb ve Mal her zaman birlikte olacak. "Sizi nereye götürdüğünü umduğunuzu biliyorsunuz", herkesin hissettiği "gerçek gerçeklikte" olma arzusudur. Sonra, "ama kesin olarak bilmiyorsunuz", çelişkiyi, bir rüyaya kıyasla "gerçekliğin" ne olduğunu bilmemizin bir yolu olmadığı için tanımlar (tüm Cobbs rüyası olsaydı, totemler işe yaramaz veya bir hiç).