birinci hutbe arapça / Hutbe duaları Arapça Türkçe yazılışı ve okunuşu | Huzur Sayfası / İslami bilgi kaynağınız

Birinci Hutbe Arapça

birinci hutbe arapça

Hutbe nedir ve cuma hutbesinde okunan dualar (cuma namazında hocanın okuduğu dualar) hangileridir? İşte hutbe anlamı, hutbenin rüknü, şartları, sünnetleri ile Cuma hutbesinin arapça metni ve türkçesi.

Hutbe, konuşma, cemaate konuşma yapmak, Allah’a hamd, Rasûlüne salat ve selam getirmek ve müminlere duadan ibaret olan bir zikirdir. Hutbe farzdır ve Cuma ve bayram namazlarının yerine getirilme şartlarından birisidir.

Cuma ile ilgili, ‘Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağırıldığınız zaman hemen Allah’ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın‘ (Cuma, 62/9). Âyette sözü edilen zikr bilginlere göre hutbedir veya hutbe ile birlikte namazdır. Buna göre hutbe de Cuma namazı gibi farzdır ve hutbe okunmayan Cuma namazı eda edilmiş sayılmaz (Molla Hüsrev, Dürerü’l Hukkâm, İstanbul 1307, 1, 138). Ayrıca ümmetin bu konuda icma’ı da bulunmaktadır. Çünkü Hz. Peygamberden günümüze kadar, cuma namazları hutbeli olarak kılma gelmiştir.

CUMA HUTBESİ NASIL OKUNUR ARAPÇA TÜRKÇE

Cuma namazının geçerli olmasının şartlarından biri de farz olan cuma namazından önce hutbe okumaktır. işte cuma hutbesi duaları.

İmam minber kapısına yönelince içinden sessizce

بِسْمِ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَالصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ

“Allah’ın adıyla, hamd Allah’a, salat ve selam Hz Muhammed (sav) e, ailesi ve ashabının  üzerine olsun” der.

İmam minber kapısında (minberin birinci basamağı önünde) sessizce,

اَللَّهُمَّ افْتَحْ عَلَيْنَا اَبْوَابَ رَحْمَتِكَ وَيَسِّرْ عَلَيْنَا خَزَائِنَ فَضْلِكَ وَكَرَمِكَ يَا اَكْرَمَ اْلاَكْرَمِينَ

 وَيَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ

“Ey Cömertlerin en Cömert’i ve Ey merhametlilerin en merhametlisi Allah’ım, bize rahmet kapılarını aç, iyilik ve kereminin hazinelerine ulaşmamızı bize kolaylaştır.” duasını okur.

İmam minbere çıkar ve üçüncü basamağa gelince

رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي يَفْقَهُوا قَوْلِي

 رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِنْ تَأْوِيلِ اْلاَحَادِيثِ*

 رَبِّ زِدْنِي عِلْمًا وَفَهْمًا وَاَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ*

“Rabim göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar. Rabbim; gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin. Rabbim ilmimi ve anlayışımı artır, beni sâlihlerden eyle”. duasını okur.

Minber fazla yüksek değilsebeşinci, yüksekse yedinci basamağa çıkınca

اَللَّهُمَّ هَذَا الشَّانُ لَيْسَ بِشَانِي* وَهَذَا الْمَكَانُ لَيْسَ بِمَكَانِي

اَللَّهُمَّ يَسِّرْ لِي اَمْرِي وَتَقَبَّلْهُ مِنِّي* وَسَلاَمٌ عَلَى جَمِيعِ اْلاَنْبِيَاءِ وَالْمُرْسَلِينَ*

 وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ*

“Allah’ım! Bu şerefi ben elde etmedim sen verdin. Bu makamı ben kazanmadım sen verdin. Allah’ım işimi kolaylaştır ve yaptığım işi kabul eyle. Tüm Rasullere ve Nebilere selam olsun. Hamd âlemlerin rabbi Allah’a mahsustur.”

duasını okur ve cemaate yüzünü döner selam verir.السلام عليكم ورحمة الله وبركاتهesselamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu der ve oturur. Müezzin ezan okur. Müezzin ezanı bitirdiği zaman sessiz bir şekilde ezan duası okunur ve imam ayağa kalkarak cemaate karşı sesli olarak hutbenin birinci bölümünün arapça kısmını oluşturan şu metni okur.

BİRİNCİ HUTBE

اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ العَالَمِينَ*

وَالصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ*

نَشْهَدُ اَنْ لَا اِلَاهَ اِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ وَنَشْهَدُ اَنَّ سَيِّدَنَا مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ*

اَمَّا بَعْدُ فَيَا عِبَادَ اللَّهِ* اِتَّقُوا اللَّهَ وَاَطِيعُوهُ* اِنَّ اللَّهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَوْا وَالَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ*

اَعُوذُ بِاللَّهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ* بِسْــــمِ اللَّهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ*

Konuyla ilgili bir ayeti kerim okunur (örneğin)
konuyla ilgili ayet

صَدَقَ اللَّهُ الْعَظِيمْ*

وَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ

Konuyla ilgili bir Hadis-i Şerif okunur (örneğin)

konuyla ilgili hadis

صَدَقَ رَسُولُ اللَّهِ فِيمَا قَالْ اَوْ كَمَا قَالْ

“Hamd Allah’a mahsustur. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e, Ehline ve ashabına salât ve selam olsun. Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına onun ortağı olmadığına şahitlik ederiz. Ve yine şahadet ederiz ki Efendimiz Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve Rasulüdür. Ey Allah’ın Kulları, Allah’a karşı gelmekten sakının ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah takva sahipleri ile beraberdir.

denir ve Hutbenin Türkçe metni okunur. (örneğin)

Aziz Müminler!
Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz, şöyle buyuruyor: “Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazını kılan, zekâtını veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar imar edebilir.” 1

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Yeryüzü, bana mescid kılındı; temiz kılındı.” 2

Kardeşlerim!
Geliniz! Bugünkü hutbemizde hep birlikte önce hicreti hatırlayalım. Allah Resulü’nün Mekke’den Medine’ye hicretini, Yesrib’in Medine’ye dönüşmesini hatırlayalım. İslam davasının büyük miladı olan hicreti yâd edelim. Hz. Ömer’in, hicreti İslam takviminin başlangıcı olarak kabul edişini hatırlayalım. Ve bugün asıl hicretin, Allah ve Resûlü’nün yasakladığı kötülüklerden hicret olduğunu hatırlayalım. Bu vesileyle Pazar günü gireceğimiz yeni hicri yılımızın hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.

Hutbenin türkçe metni bittikten sonra;

قاَلَ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَاسَّلامُاَلتّاَءِبُ مِنَ الذَّ نْبِ كَمَنْ لاَذَنْبَ لَهُ اَسْتَغْفِرُ اللهَ الْعَظِيمَ وَاَتُوبُ اِلَيْهِ وَاَسْأَلُ اللهَ لِي وَلَكُمُ التَّوْ فِيقَ

“Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki; ‘Günahından tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir.’ Yüce Allah’tan size ve kendime Allah’tan mağfiret ve muvaffakiyet dilerim.”

yada

اَلاَ اِنَّ اَحْسَنَ الْكَلَامِ وَاَبْلَغَ النِّظَامِ كَلَامُ اللَّهِ الْمَلِكِ الْعَزِيزِ الْعَلاَّمِ*

كَمَا قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فِى الْكَلاَمِ* وَاِذَا قُرِأَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَاَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ*

اَعُوذُ بِاللَّهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ* بِسْــــمِ اللَّهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ* اِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللَّهِ اْلاِسْلاَمِ

“Dikkat ediniz ki; Sözün en güzeli, Nizamın en kapsamlısı, Aziz, Mülk sahibi ve Her şeyi bilen Allah’ın kelamıdır. Yüce Allah-u Teala’nın Kur’anında buyurduğu gibi: “Kur’an okunduğu zaman, onu dinleyin ve susun, umulur ki merhamet edilirsiniz.” Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla: “Şüphesiz Allah katında din islamdır.”

duası okunur ve imam oturur. Şu duayı sessizce okur.

بَارَكَ اللَّه لَنَا وَلَكُمْ وَلِسَائِرِ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ* وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ*

 اَلْاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ* اِنَّهُ سَمِيعٌ قَرِيبٌ مُجِيبُ الدَّعَوَاتِ*

“Allah’ım bize, ölü ve diri, erkek ve kadın bütün Mü’min ve Müslümanlara, bereketini artır. Şüphesiz sen, duaları işitir kabul edersin.”

İmam tekrar ayağa kalkarak cemaate karşı sesli olarak hutbenin ikinci bölümünün arapça kısmını oluşturan şu metni okur.

İKİNCİ HUTBE

اَلْحَمْدُ لِلَّهِ حَمْدَ الْكَامِلِينَ وَالصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ*

 تَعْظِيمًا لِنَبِيِّهِ وَتَكْرِيمًا لِصَفِيِّهِ*

فَقَالَ عَزَّ وَجَلَّ مِنْ قَائِلٍ مُخْبِرًا وَآمِرًا* اِنَّ اللَّهَ وَمَلَئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ*

 يَا اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا*

 “Kamil anlamda Allah’a hamd ederim. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e, âl ve ashabına salat ve selam olsun. Yüce Allah: Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salat ve selam ediyorlar. Ey iman edenler. Siz de ona salat edin, selam edin buyurmuştur.”

اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ اِبْرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ*

وَ بَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ اِبْرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ*

اَللَّهُمَّ وَارْضَ عَنِ اْلاَرْبَعَةِ الْخُلَفَاءِ* سَيِّدِنَا اَبِى بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمَانَ وَعَلِىٍّ ذَوِى الصِّدْقِ وَالْوَفَاءِ وَبَقِيَّةِ الْعَشَرَةِ

الْمُبَشَّرَةِ وَآلِ بَيْتِ الْمُصْطَفَى وَعَنِ اْلاَنْصَارِ وَالْمُهَاجِرِينَ وَالتَّابِعِينَ اِلَى يَوْمِ الْجَزَاءِ*

اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ اْلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ

 بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ*

اَللَّهُمَّ انْصُرِ الْإِسْلاَمَ وَ الْمُسْلِمِينَ* اَللَّهُمَّ اَيِّدْ كَلِمَةَ الْحَقِّ وَالدِّينِ*

“Allah’ım İslama ve müslümanlara yardım et. Vatanımızı ve milletimizi her türlü tehlikeden koru. Bize dünya ve ahirette iyilik ve güzellikler ihsan eyle. Bizi, Ana-Babamızı ve bütün Mü’minleri bağışla. Şüphesiz Sen işiten ve dualarımızı kabul edensin.”

عِبَادَ اللَّهِ* إِتَّقُوا اللَّهَ وَ اَطِيعُوهُ* اَعُوذُ بِاللَّهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ* بِسْــــمِ اللَّهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ*

 اِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَاْلإِحْسَانِ وَاِيتَاءِ ذِى الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِ*

 يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ*

(Sesli şekilde Âyet-i Kerimenin meali okunur)

“Muhakkak ki, Allah; adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl suresi 90)

İmam hutbeyi bu şekilde tamamladıktan sonra minberden iner, Müezzin Kamed Getirir. İmam namaz kıldırmak üzere mihraba geçer.

HUTBE HAKKINDA BİLGİ

Hutbe’nin Cuma günü ve namazı için son derece ayrıcalıklı ve önemli bir yeri vardır. Hatta Hazreti Âîşe’den Cuma namazının sırf hutbeden dolayı iki rekat olduğu rivayet edilmiştir. Hutbe’nin bir takım şartları ve edebleri bulunmaktadır. Bunlar sünnete göre belirlendiği için önce Hz. Peygamber (s.a.s)’in hutbede izlediği yolu ve bazı hutbelerini bilmekte yarar vardır.

İlgili rivayetlere göre Hz. Peygamber hutbeye çıktığında çok defa heyecanlanır gözleri kızarır, sesi yükselir ve bir orduyu uyarırmışçasına sert bir edâ ile kıyametin yakınlığından ve mutlaka kopacağından söz ederdi.’Emmâ ba’dü’ dedikten sonra ‘sözün en hayırlısı Allah’ın kitabıdır, yolun en hayırlısı Muhammed’in yolu dur, işlerin en fenası uydurulup dine katılanlardır ve her bid’at sapıklıktır’ derdi. Yine, ‘Ben her mü’mine kendisinden daha yakınımdır. Kim vefat eder de geride borç ve bakıma muhtaç çoluk çocuk bırakırsa bu bana aittir, benim borcumdur’ buyururdu.

Hutbesine Allah’a hamd, sena ve şehadetle başlar ve yukarıdakilere benzer sözler söylerdi. Hutbeyi kısa okur, namazı uzatır, Allah’ı çok anar ve sözcükleri az, anlamı derin ifadeler seçmeye özen gösterirdi. ‘Kişinin hutbesinin kısa, namazının uzun olması, dinî anlayışının bir işaretidir’ buyururdu.

Hutbede Ashabına İslâm’ın esaslarını öğretir, gerektiğinde onlara bazı şeyler emreder, bazı şeyleri de yapmamalarını söylerdi. Nitekim hutbe okurken camiye giren adama iki rekat namaz kılmasını emretmiş, halkın omuzlarına basarak ilerleyen birisine de ‘böyle yapma, otur’ demiştir. Bir soru sorulduğunda veya başka bir nedenle konuşmasını keser, soruya cevap verir, sözlerine sonra devam ederdi. Gerekirse minberden iner, sonra tekrar çıkar ve hutbesini tamamlardı. Nitekim Hz. Hasan ve Hüseyin için hutbeyi bölmüş, minberden inmiş, onları alıp tekrar minbere çıkmış ve konuşmasına dönmüştür. Cemaat içinde ihtiyaç sahibi birisini gördüğü zaman halkı onun yardımına çağırır, yardımlaşmaya teşvik eder, Allah’ı andıkça şehâdet parmağı ile işaret eder, ellerini kaldırıp yağmur duası yapardı.

Cuma günü, gerekiyorsa biraz bekler, cemaat toplanınca mescide girer, cemaata selam vererek minbere çıkar, minbere çıkınca yüzünü kıbleye çevirerek dua etmez, yüzünü halka çevirerek otururdu. Hazreti Bilal ezan okuyunca da kalkıp hutbesine başlardı.

Müctehid ve bilginler gerek Cuma hakkındaki hadisleri, gerek Rasûl aleyhisselamı uygulamasını göz önüne alarak hutbenin esasını teşkil eden rükünler ile sahih bir hutbede uyulması gereken şartları ve hutbenin adabını tesbit etmişlerdir.

Hutbenin rüknü:
Hutbenin rüknü Cenab-ı Hakk’ı zikirden ibarettir. Hutbe iki bölümden oluşur: Birinci hutbe müslümanlara vaz ve nasihat ikinci hutbe müslümanlara duadır. Her birinde Allah’a hamd ve sena Allah’ın birliğine, Hz. Muhammed’in Peygamberliğine şehadet ve Peygambere salavât vardır. Hanefi fakihleri ‘Allah’ın zikrine koşunuz’ (el-Cuma’a, 69/2) âyetindeki hükmün mutlak olduğunu ve namazı da hutbeyi de kapsamına aldığını söylerler.

Hutbenin şartları:
Vakit içinde olmak, Namazdan önce, Hutbe niyetiyle Cemaat huzûrunda okunmak (yani hutbe okunurken üzerine cuma farz olanlardan bir kişi bile olsun, cemaatın olması gerekir). Hutbe ile namaz arası başka bir şey ile kesilmemeli (Molla Hüsrev Düreru’l-Hukkâm, İstanbul 1307, 1, 138; İbn Abidin, Reddül-Muhtar, Terc A. Davutoğlu, İst, 1983111, 304 vd.).

Hutbenin sünnetleri:
Hatip, hutbeye başlamadan önce minber tarafında bulunmak. Minbere çıktığında cemaate dönüp oturmak ve okunacak ezanı dinlemek. Hatibin huzurunda ezan okumak. Ezandan sonra, hatip cemâat karşısında her iki hutbeyi ayakta okumak.

Birinci hutbeye Allah’a hamd-ü senâ, ‘El-Hamdü li’llâh.’ ile başlamak

Şehadeteyni ‘Eşhedü en lâ ilahe… ve eşhedü enne Muhammedun…’ okumak ve Peygambere salavat getirmek. Müslümanlara dünya ve ahiretlerine yarayacak, onları dünya ve ahirette saâdete kavuşturacak vaaz ve nasihatlarda bulunmak. Kâfirlerin zulmünden kurtarması için dua etmek.

Eûzü-Besmele ile bir âyet okumak. Hutbeyi ikiye ayırmak ve iki hutbe arasında az bir miktar oturmak.

İkinci hutbede de, evvelki hutbe gibi, hamdele, salvele ile başlamak. İkinci hutbede Müslümanlara mağfiretle afiyet ve cihad’ta başarılı olmaları için de dua etmek. Her iki hutbeyi kısa okumak. İkinci hutbede sesi kısmak. Hutbeyi, cemaâtin işitebileceği bir sesle okumak. Hutbe okunurken cemâat başka bir şeyle meşgul olmayıp yalnız hutbeyi dinleyecektir. Hutbe anında söz söylemek veya söyleyene sus demek, ve yahut namaz kılmak tahrimen mekruhtur. Hutbede hazır bulunanların iki tarafa bakmaları da mekruhtur (el-Fetâvâ’l Hindiyye, Beyrut, 1400,1,146, 147).

Her ne suretle olursa olsun Cuma’ya gidemeyen kimselerin o gün şehir dahilinde ve cemaâtle namaz kılmaları tenzîhen mekrûhtur. Fakat Cuma namazı kılınmayan köylerde ve bâdiyelerde bulunanların Cuma günü öğle namazını cemâatle kılmaları kerâhetsi} olarak câizdir.

Özrü olanların Cuma günü öğle namazını Cuma namazı kılındıktan sonraya bırakmaları sünnettir. Cuma namazı kılınmadan kılarlarsa tenzihen mekrûhtur.

İmama teşehhütte ve yahut sehiv secdesinde yetişebilmiş olanlar, imam selam verdikten sonra Cuma’yı tamamlarlar. Cuma namazının herhangi bir anında secdesinin teşehhudünde bile olsull, imama yetişebilenler, Cuma namazına yetişmiş sayılırlar. Birinci ezanı işitenlerin alış verişi bırakıp Cuma’ya koşmaları vâcibdir.

Cuma günü, Müslümanlar için bir bayramdır. Onun için Perşembe akşamından itibaren Cuma hazırlığı yapmak, çoluğunu, çocuğunu yıkayıp temizlemek, tırnaklarını kesmek, Cuma için yıkanmak İslâm âdâb ve ahlakındadır. Câmiye giderken temiz elbiselerini giymek, güzel kokular sürünmek de böyledir. Bunlara çok dikkat etmek lâzımdır. Hz. Peygamber (s.a.s) bunlara çok önem vermiştir. Her Cumâ günü Cumâ için gusletmenin fazîleti hakkında Peygamberimizin emir ve tavsiyeleri pek çoktur.

 

Arapça Hutbe I-II

Arapça Hutbe I-II

mumsema
I. HUTBE

Hatip ayağa kalkınca kendinin duyabileceği bir sesle eûzü besmele çeker ve aşağıdaki veya benzer bir hutbeyi okur:
اَلْحَمْدُ للهِ نَحْمَدُهُ وَ نَسْتَعيِنُهُ وَ نَسْتَغْفِرُهُ وَ نَتُوبُ إِلَيْهِ ، وَ نَعُوذُ بِاللهِ مِنْ شُرُورِ أَنْفُسِناَ وَ مِنْ سَيِّئاَتِ أَعْماَلِناَ . مَنْ يَهْدِ الله ُفَلاَ مُضِلَّ لَهُ ، وَ مَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هاَدِيَ لَهُ ، وَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلَهَ إلاَّ الله ُوَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ ، وَ أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولُهُ .
أُوصِيكُمْ عِباَدَ اللهِ بِتَقْوَى اللهِ ، وَ أَحُثُّكُمْ عَلىَ طاَعَتِهِ ، وَ أَسْتَفْتِحُ بِالَّذِي هُوَ خَيْرٌ . أَماَّ بَعْدُ فَياَ عِباَدَ اللهِ اتَّقُوا الله َوَ أَطِيعُوهُ . إِنَّ الله َمَعَ الَّذِينَ أتَّقَوْا وَ الَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ .
قاَلَ اللهeُ تَعَالَى فِي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ … بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
﴿ Konu ile ilgili bir ayet صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ وَ بَلَّغَناَ رَسُولُهُ النَّبِيُّ الْكَرِيمُ وَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَ سَلَّمَ فِي حَدِيثٍ :
,Konu ile ilgili bir hadisِ– صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ اَوْ كَماَ قاَلَ .
TÜRKÇE METİN…………

أَلاَ إِنَّ أَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَ أَبْلَغَ النِّظاَمِ • كَلاَمُ الله ِالْمَلِكِ الْعَزِيزِ الْعَلاَّمِ. كَماَ قَالَ الله ُتَباَرَكَ وَ تَعاَلَى فِي الْكَلاَمِ • وَ إِذاَ قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَ أَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ • أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ … بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ … إِنَّ الدِّينَ عِنْدَ الله ِاْلإِسْلاَمُ … صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ .f
Bundan sonra hatip bulunduğu yere oturur. Bu oturuşta ellerini açarak sessizce şu duayı okur:
باَرَكَ الله ُلَناَ وَ لَكُمْ وً لِساَئِرِ الْمُؤْمِنِينَ وَ الْمُؤْمِناَتِ وَ الْمُسْلِمِينَ وَ الْمُسْلِماَتِ اْلأَحْياَءِ وَ اْلأَمْواَتِ بِرَحْمَتِكَ يآ أَرْحَمَ الراَّحِمِينَ •
Bundan sonra tekrar ayağa kalkarak ikinci hutbeye başlar.


Arapça Hutbe

ACİLSERVİS
II. HUTBE

اَلْحَمْدُ للهِ حَمْداً كاَمِلاً وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلىَ رَسُولِناَ مُحَمَّدٍ وَ عَلىَ آلِهِ وَ أَصْحاَبِهِ أَجْمَعيِنَ . تَعْظِيماً لِنَبِيِّهِ وَ تَكْرِيماً لِفَخاَمَةِ شاَنِ صَفِيِّهِ فَقاَلَ عَزَّ وَ جَلَّ مِنْ قاَئِلٍ مُخْبِراً وَ آمِراً : إِنَّ الله َوَ مَلاَ ئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلىَ النَّبِيِّ يآ أَيُّهاَ الَّذِينَ آمَنُوا صّلُّوا عَلَيْهِ وَ سَلِّمُوا تَسْلِيماً • أّلَّلهُمَّ صَلِّ عَلىَ مُحَمَّدٍ وَ عَلىَ آلِ مُحَمَّدٍ • كَماَ صَلَّيْتَ عَلىَ إِبْراَهِيمَ وَ عَلىَ آلِ إِبْراَهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ • أّلَّلهُمَّ بَارِكْ عَلىَ مُحَمَّدٍ وَ عَلىَ آلِ مُحَمَّدٍ • كَماَ باَرَكْتَ عَلىَ إِبْراَهِيمَ وَ عَلىَ آلِ إِبْراَهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ •
Bundan sonra hatip, mihrap istikametine dönerek ellerini, açıp genellikle şu duayı okur:
اَللَّهُمَّ فَصَلِّ وَ سَلِّمْ عَلىَعَبْدِكَ وَ رَسُولِكَ مُحَمَّدٍ وَ عَلىَ آلِهِ وَأَصْحاَبِهِ أَجْمَعِينَ • وَ ارْضَ الَّلهُمَّ عَنْ ساَداَتِناَ أَبِي بَكْرٍ وَ عُمَرَ وَ عُثْماَنَ وَ عَلِيٍّ ذَوِي الصِّدْقِ وَ الْوَفاَءِ وَ عَنْ اْلأَنْصاَرِ وَ اْلمُهاَجِرِينَ وَ التَّابِعِينَ إِلَى يَوْمِ اْلَجَزاَءِ وَ عَنْ كَافَّةِ اْلمُؤْمِنيِنَ وَ اْلمُؤْمِناَتِ وَ اْلمُسْلِمِينَ وَ اْلمُسْلِماَتِ اْلأَحْياَءِ وَ اْلأَمْواَتِ إِنَّكَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ قَرِيبٌ مُجِيبُ الدَّعَواَتِ •
اَلَّلهُمَّ إِناَّ نَعُوذُ بِكَ مِنَ اْلفَقْرِ وَ اْلقِلَّةِ وَ الذِّلَّةِ وَ الشِّقاَقِ وَ النِّفاَقِ وَ نَعُوذُ بِكَ مِنَ اْلبُخْلِ وَ اْلحَزَنِ وَ الْهَرَمِ وَ سُوءِ اْلأَخْلاَقِ . اَللَّهُمَّ إِناَّ نَسْأَلُكَ تَماَمَ النِّعْمَةِ وَ دَواَمَ اْلعاَفِيَةِ وَ حُسْنَ الْخاَتِمَةِ إِنَّكَ أَنْتَ الرَّحِيمُ الْكَرِيمُ بِرَحْمَتِكَ ياَ أَرْحَمَ الراَّحِمِينَ. وَ سَلاَمٌ عَلىَ الْمُرْسَلِينَ وَ الْحَمْدُ لله ِرَبِّ اْلعا لَمِينً •
Dua bitince hatip tekrar hutbeyi irat ettiği yöne dönerek şu ayeti okuyarak hutbeyi bitirir:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ … بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ …إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِوَالإِحْسَانِ وَإِيتَاء ذِي الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاءوَالْمُنكَرِ وَالْبَغْيِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ•
“Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği ve (ihtiyacı olan) akrabaya yardım etmeyi emreder. Zinayı, fenalıkları ve insanlara zulüm yapmayı da yasaklar. O, dinleyip tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl suresi, 90)


Yanıt: Arapça Hutbe I-II

akansu
kardes ellerine saglik paylasim için teşekkürler


Soru: Arapça Hutbe I-II

gaipulas7
Teşekkür Ederim çok Makbule Geçti.vordde Düzelnlerken Zorlandım Ama …


mumsema
< Teşekkür Ederim çok Makbule Geçti.vordde Düzelnlerken Zorlandım Ama >
amin. Allah cc sizlerdende razı olsun. zahmet olmadan rahmet olmaz:)


mümin
Hutbeler çok güzel Allah razı olsun sizden


mumsema
ARAPÇA HUTBE DUALARI


Birinci Basamakta:

اَللَّهُمَّ افْتَحْ عَلَيَّ اَبْوَابَ رَحْمَتِكَ وَيَسِّرْ عَلَيَّ خَزَائِنَ فَضْلِكَ وَكَرَمِكَ يَا اَكْرَمَ اْلاَكْرَمِينَ وَيَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ

Üçüncü basamakta:

رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي يَفْقَهُوا قَوْلِي
رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِنْ تَأْوِيلِ اْلاَحَادِيثِ رَبِّ زِدْنِي عِلْمًا وَفَهْمًا وَاَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ

Beşinci veya Yedinci basamakta:

اَللَّهُمَّ هَذَا الشَّانُ لَيْسَ بِشَانِي وَهَذَا الْمَكَانُ لَيْسَ بِمَكَانِي اَللَّهُمَّ يَسِّرْ لِي اَمْرِي وَتَقَبَّلْهُ مِنِّي
وَسَلاَمٌ عَلَى جَمِيعِ اْلاَنْبِيَاءِ وَالْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Birinci Hutbede okunan dua:

اَلْحَمْدُ للهِ نَحْمَدُهُ وَنَسْتَعِينُهُ وَنَسْتَغْفِرُهُ وَالصَّلَاةُ والسَّلَامُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ
وَنَعُوذُ بِاللهِ مِنْ شُرُورِ اَنْفُسِنَا وَمِنْ سَيِّئَاتِ اَعْمَالِنَا
مَنْ يَهْدِهِ اللهُ فَلاَ مُضِلَّ لَهُ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هَادِىَ لَهُ
نَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَنَشْهَدُ اَنَّ سَيِّدَنَا مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
اَمَّا بَعْدُ فَيَا عِبَادَ اللهِ! اِتَّقُوا اللهَ وَاَطِيعُوهُ اِنَّ اللهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَوْا وَالَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ

اَعُوذُ بِاللهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ بِسْــــمِ اللهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ
Hutbeyle ilgili bir ayet-i kerime okunur:

وَقَالَ النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Varsa hutbeyle ilgi hadis-i şerif okunur:

 

Türkçe metin okunup birinci hutbe bittikten sonra şu dua okunur:

اَلاَ اِنَّ اَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَاَبْلَغَ النِّظَامِ كَلاَمُ اللهِ الْمَلِكِ الْعَزِيزِ الْعَلاَّمِ كَمَا قَالَ اللهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فِى الْكَلاَمِ
وَاِذَا قُرِأَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَاَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ اِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللهِ اْلاِسْلاَمِ

Birinci hutbe ile ikinci hutbe arasında oturduğunda içinden şu dua okunur:

بَارَكَ اللهُ لَنَا وَلَكُمْ وَلِسَائِرِ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ اَلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ اِنَّهُ سَمِيعٌ قَرِيبٌ مُجِيبُ الدَّعَوَاتِ

İkinci hutbede şu dua okunur:

اَلْحَمْدُ للهِ حَمْدَ الْكَامِلِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ اْلأَمِينِ وَعَلَى آلِهِ وَاَصْحَابِهِ اَجْمَعِينَ
تَعْظِيمًا لِنَبِيِّهِ وَتَكْرِيمًا لِصَفِيِّهِ فَقَالَ عَزَّ وَجَلَّ مِنْ قَائِلٍ مُخْبِرًا وَآمِرًا
اِنَّ اللهَ وَمَلَئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا

Sesi hafif kısarak şöyle dua edilir:

اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ اِبْرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ اِبْرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
اَللَّهُمَّ وَارْضَ عَنِ اْلاَرْبَعَةِ الْخُلَفَاءِ سَيِّدِنَا اَبِى بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمَانَ وَعَلِىٍّ ذَوِى الصِّدْقِ وَالْوَفَاءِ وَبَقِيَّةِ الْعَشَرَةِ الْمُبَشَّرَةِ
وَآلِ بَيْتِ الْمُصْطَفَى وَعَنِ اْلاَنْصَارِ وَالْمُهَاجِرِينَ وَالتَّابِعِينَ اِلَى يَوْمِ الْجَزَاءِ
اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ اْلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ
وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Dua bittikten sonra gizlice Eûzu-Besmele çekilir ve:

إنَّ اللهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَاْلإِحْسَانِ وَاِيتَاءِ ذِى الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Bayram hutbelerinde ise şöyle söylenir:

وَقُلِ الْحَمْدُ للهِ الَّذِى لَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا وَلَمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِى الْمُلْكِ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ وَلِىٌّ مِنَ الذُّلِّ وَكَبِّرْهُ تَكْبِيرًا


Kayıtsız Üye
Sevgili kardeşim; 1. hutbede eûzü çekmekle ilgili Ehl-i sünnet alimlerimizden İsmail Çetin Efendiden bizzat duyduğum bir meseleyi hatırlatma olması açısından sizlere aktarmayı uygun gördüm..
Hatip, Allah diyor ki dedikten veya Allah Kitab-ı Kerim’inin içinde diyor ki dedikten sonra Euzu’yu söylemesi Allah Azze ve Celle’nin, “hâşâ” başka bir yaratıcıya sığınışını akla getirmiyor mu..? Biraz arapça bilen bunu anlar fakat bizler hutbeyi dinleme özürlü olduğumuz için hiçbir şey anlamıyoruz. Zaten okuyanda bu işi şuurdan uzak bir anlayışla birleştirince hutbeye haram karışıyor.. Hele düşünün birde bunu bilinçle yaptığını Allah korusun imanını tehlikeye atar..
Aşağıda Dilara Yayınları ÖLçüler kitabı S:191 de yazdığı şekilde aktardım.. yukarıdaki bölüm kitabtan alıntı değildir.
“hatîbin hutbesinde “Kâl-Allâhu Teâlâ eûzu Billahi min-eş-şeytân-ir-racîm” demesi haramdır. Maatteessüf, hatiblerimiz bu hatayı işliyorlar.”
Allah Azze ve Celle yâr ve yardımcınız olsun… Hikmet Akça


Hikmetakça
Hatîbin hutbesinde “Kâl-Allâhu Teâlâ eûzu Billahi min-eş–şeytân-ir-racîm” demesi haramdır. Maatteessüf, hatiblerimiz bu hatayı işliyorlar.[Dilara Yayınları- Ölçüler kitabı S:191]

Bana öyle geliyor ki, şeytan bazen hatîblerin ağızlarını da bağlar.
Hutbelerinde:”Allah Teâlâ Kitâb-ı Kerîmi’nde: Kovulmuşşeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, der.” demekle şeytanın tuzağına girerler. Halbuki Allah Teâlâ böyle
dememiş, bilakis En-Nahl Sûresi’nin 98. ayetinde: “Kur’ân’ı okumak istediğin zaman, o kovulup taş-lanmış olan şeytandan Allah’a sığın.” buyurmuştur. Yani böyle hatîb, festaiz = sığın emrini, eûzü = sığınıyorum fiiline değiştirir. Bu korkunç hataya, tuzağa girmeyen şuurlu imamlar çok azdır. Bazılarına İbnu Âbidîn’i gösteriyoruz; ha bire tevile kaçıyor ve hakkı kabul etmekten
imtina ediyor. Şu halde hatîb orada “eûzü” kelimesini ya terk etmelidir.
Yahud da “KalAllahu” cümlesinden önce demelidir ki şeytanın bu tuzağından
kurtulmuş olsun. Allah Teâlâ intibahlar versin… Bu hata yeni değildir. Hatta Şeyh Abdulğanî Nablusî Hazretleri, kendi zamanında bu hususta bir risale dahi yazmıştır. [Dilara Yayınları- İsmail Çetin- Ahlaki Reçeteler kitabı S:36-37]

Bu meseleyi dikkatle incelerseniz ve iletirseniz iyi olur arkadaşlar.


Ehfiya
ARAPÇA HUTBE DUALARI


Birinci Basamakta:
اَللَّهُمَّ افْتَحْ عَلَيَّ اَبْوَابَ رَحْمَتِكَ وَيَسِّرْ عَلَيَّ خَزَائِنَ فَضْلِكَ وَكَرَمِكَ يَا اَكْرَمَ اْلاَكْرَمِينَ وَيَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ

Üçüncü basamakta:
رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي يَفْقَهُوا قَوْلِي
رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِنْ تَأْوِيلِ اْلاَحَادِيثِ رَبِّ زِدْنِي عِلْمًا وَفَهْمًا وَاَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ

Beşinci veya Yedinci basamakta:
اَللَّهُمَّ هَذَا الشَّانُ لَيْسَ بِشَانِي وَهَذَا الْمَكَانُ لَيْسَ بِمَكَانِي اَللَّهُمَّ يَسِّرْ لِي اَمْرِي وَتَقَبَّلْهُ مِنِّي
وَسَلاَمٌ عَلَى جَمِيعِ اْلاَنْبِيَاءِ وَالْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Birinci Hutbede okunan dua:
اَلْحَمْدُ للهِ نَحْمَدُهُ وَنَسْتَعِينُهُ وَنَسْتَغْفِرُهُ وَالصَّلَاةُ والسَّلَامُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ
وَنَعُوذُ بِاللهِ مِنْ شُرُورِ اَنْفُسِنَا وَمِنْ سَيِّئَاتِ اَعْمَالِنَا
مَنْ يَهْدِهِ اللهُ فَلاَ مُضِلَّ لَهُ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هَادِىَ لَهُ
نَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَنَشْهَدُ اَنَّ سَيِّدَنَا مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
اَمَّا بَعْدُ فَيَا عِبَادَ اللهِ! اِتَّقُوا اللهَ وَاَطِيعُوهُ اِنَّ اللهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَوْا وَالَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ

اَعُوذُ بِاللهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ بِسْــــمِ اللهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ
Hutbeyle ilgili bir ayet-i kerime okunur:
وَقَالَ النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Varsa hutbeyle ilgi hadis-i şerif okunur:

Türkçe metin okunup birinci hutbe bittikten sonra şu dua okunur:

اَلاَ اِنَّ اَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَاَبْلَغَ النِّظَامِ كَلاَمُ اللهِ الْمَلِكِ الْعَزِيزِ الْعَلاَّمِ كَمَا قَالَ اللهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فِى الْكَلاَمِ
وَاِذَا قُرِأَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَاَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ اِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللهِ اْلاِسْلاَمِ

Birinci hutbe ile ikinci hutbe arasında oturduğunda içinden şu dua okunur:

بَارَكَ اللهُ لَنَا وَلَكُمْ وَلِسَائِرِ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ اَلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ اِنَّهُ سَمِيعٌ قَرِيبٌ مُجِيبُ الدَّعَوَاتِ

İkinci hutbede şu dua okunur:
اَلْحَمْدُ للهِ حَمْدَ الْكَامِلِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ اْلأَمِينِ وَعَلَى آلِهِ وَاَصْحَابِهِ اَجْمَعِينَ
تَعْظِيمًا لِنَبِيِّهِ وَتَكْرِيمًا لِصَفِيِّهِ فَقَالَ عَزَّ وَجَلَّ مِنْ قَائِلٍ مُخْبِرًا وَآمِرًا
اِنَّ اللهَ وَمَلَئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا

Sesi hafif kısarak şöyle dua edilir:
اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ اِبْرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ اِبْرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
اَللَّهُمَّ وَارْضَ عَنِ اْلاَرْبَعَةِ الْخُلَفَاءِ سَيِّدِنَا اَبِى بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمَانَ وَعَلِىٍّ ذَوِى الصِّدْقِ وَالْوَفَاءِ وَبَقِيَّةِ الْعَشَرَةِ الْمُبَشَّرَةِ
وَآلِ بَيْتِ الْمُصْطَفَى وَعَنِ اْلاَنْصَارِ وَالْمُهَاجِرِينَ وَالتَّابِعِينَ اِلَى يَوْمِ الْجَزَاءِ
اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ اْلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ
وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Dua bittikten sonra gizlice Eûzu-Besmele çekilir ve:
إنَّ اللهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَاْلإِحْسَانِ وَاِيتَاءِ ذِى الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Bayram hutbelerinde ise şöyle söylenir:
وَقُلِ الْحَمْدُ للهِ الَّذِى لَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا وَلَمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِى الْمُلْكِ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ وَلِىٌّ مِنَ الذُّلِّ وَكَبِّرْهُ تَكْبِيرًا


NuN
hutbe arapça, cuma bayram hutbesi arapça

خطبة عيد الأضحى لعام (1432هـ)
للشيخ المجاهد/ أبي حيّان عاصم (حفظه الله)
الحمد لله رب العالمين كما ينبغي لجلال وجهه وعظيم سلطانه، وأشهد أن لا إله إلا الله العظيم في ملكه، المتفضل بالنعم على عباده، وأشهد أنَّ محمدًا عبده ورسوله الذي أرسله ربه بالهدى ودين الحق ليظهره على الدين كله ولو كره المشركون، صلى الله وسلم عليه وعلى آله وأصحابه أجمعين.
أيها المجاهدون الثابتون على الحق، أيها الأنصار الأحباب، أيها المسلمون الأعزاء، السلام عليكم ورحمة الله وبركاته، أما بعد؛إنَّ عيد الأضحى مناسبةٌ تحمل معها ذكريات أبينا إبراهيم عليه السلام، تلك الذكريات الجليلة العطرة التي يلمس فيها المسلمون روعة وقوة إيمان أبيهم إبراهيم خليل الرحمن عليه السلام، الذي اجتباه ربه وهداه إلى صراطه المستقيم وأنعم عليه بمعرفته وآتاه في الدنيا حسنة وجعله في الآخرة من الصالحين، فكان منه الشكر الجميل لربه فيما جاء في قوله: (فَإِنَّهُمْ عَدُوٌّ لِي إِلَّا رَبَّ العَالَمِينَ الَّذِي خَلَقَنِي فَهُوَ يَهْدِينِ وَالَّذِي هُوَ يُطْعِمُنِي وَيَسْقِينِ وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ وَالَّذِي يُمِيتُنِي ثُمَّ يُحْيِينِ وَالَّذِي أَطْمَعُ أَنْ يَغْفِرَ لِي خَطِيئَتِي يَوْمَ الدِّينِ).


@hmet
cuma hutbesi arapça

إِنَّ اْلحَمْدَ لِلَّهِ ،نَحْمَدُهُ وَ نَسْتَعِيْنُهُ وَ نْسْتَغْفِرُهُ وَ نَتُوْبُ إِلَيْهِ وَ نَعُوْذُ بِاللهِ مِنْ شُرُوْرِ أَنْفُسِنَا وَ ِمنْ سَيِّئَاتِ أَعْمَالِنَا. مَنْ يَهْدِى اللهُ فَلاَ مُضِلَّ لَهُ وَمَنْ يُضْلِلْهُ فَلاَ هَادِىَ لَهُ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلِهَ إِلاَّ اللهُ رَبُّ الْعِزَّةِ وَحْدَهُ لاَ شَرِيْكَ لَهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُوْلُهُ لاَ نَبِيَّ بَعْدَهُ. أَللَّهُمَّ صَلِّى وَ سَلِّمْ و باَرِكْ عَلَى نَبِيِّ الرَّحْمَةِ وَ سَيِّدِ اْلأُمَّةِ وَ عَلَى أَلِهِ وَ صَحْبِهِ وَ مَنْ وَالاَهُ وَ لاَحَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ. أَمَّا بَعْدُ:
وَاعْلَمُوْا إِنّ أَصْدَقَ الْحَدِيْثِ كِتَـابُ اللهِ , وَخَيْرَ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ صَلَّى الله عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَشَرَّ الْأُمُوْرِ مُحْدَثاتُهَا وَكُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعُةٌ وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ وَكُلَّ ضَلَالَةٍ فِى النَّارِ. فَيَا عِبَادَ اللهِ أُوْصِيْكُمْ وَ إِيَّايَ بِتَقْوَى اللهِ فَقَدْ فَازَ اْلمُتَّقُوْنَ، كَمَا قَالَ اللهُ تَعَالىَ:


Kayıtsız Üye
Resulullah a.s in bukadar ciktigi basamak yoktuki bukadar dua olsun enbastaki hutbeyi okuyup hutbeye baslanir nasiht edilir biara oturup elhamdulillh resullaha saltselam getirirsin sonra devam bukadar bidat olurmu su bidatlari terkedin artik


Kayıtsız Üye
uyarın için sağol.Ama peygmber efendmiz (a.s) şoyle buyurmş . zişeref sahıbi olan şeylerın başinda euzu besmele getrn demiş
-okunacak olan ayetde zışeref sahıbı olduğu için getrılır.Ama dedığin se zahırı mana yaptığimiz zaman öyle çikyor .Oysaki herşeye zahıren mana yapmamak lazım .Çünkü bazı ayetlerde vardrki zahırı mana yapıldği zaman ınkarı gerektrecek manalar ortaya çikyor.halbuki bunalarda zahıren değil teville yorumlanır
DÜŞÜNCEM BU !


arapça hutbe, hutbe arapça, Arapça hutbeler

Bu kategoride yer alan Cuma Hutbesi: Gıybet Ve Koğuculuk başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Benzer Yazılar:

Hutbe dualarının Arapça metni ve anlamı

Cuma hutbesine çıkarken hangi basamakta hangi duanın okunacağı en çok aranan konuların başında gelmekte. Hutbe dualarının Arapça metinlerini sizlerle paylaşıyoruz.

ARAPÇA HUTBE DUALARI

Anlamı: “Ey Cömertlerin en Cömert’i ve Ey merhametlilerin en merhametlisi Allah’ım, bize rahmet kapılarını aç, iyilik ve kereminin hazinelerine ulaşmamızı bize kolaylaştır.”

Anlamı: “Rabim göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar. Rabbim; gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin. Rabbim ilmimi ve anlayışımı artır, beni sâlihlerden eyle”.

Anlamı: “Allah’ım! Bu şerefi ben elde etmedim sen verdin. Bu makamı ben kazanmadım sen verdin. Allah’ım işimi kolaylaştır ve yaptığım işi kabul eyle. Tüm Rasullere ve Nebilere selam olsun. Hamd âlemlerin rabbi Allah’a mahsustur.”

“Hamd Allah’a mahsustur. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e, Ehline ve ashabına salât ve selam olsun. Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına onun ortağı olmadığına şahitlik ederiz. Ve yine şahadet ederiz ki Efendimiz Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve Rasulüdür. Ey Allah’ın Kulları, Allah’a karşı gelmekten sakının ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah takva sahipleri ile beraberdir.

“Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki; ‘Günahından tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir.’Yüce Allah’tan size ve kendime Allah’tan mağfiret ve muvaffakiyet dilerim.”

“Dikkat ediniz ki; Sözün en güzeli, Nizamın en kapsamlısı, Aziz, Mülk sahibi ve Her şeyi bilen Allah’ın kelamıdır. Yüce Allah-u Teala’nın Kur’anında buyurduğu gibi: “Kur’an okunduğu zaman, onu dinleyin ve susun, umulur ki merhamet edilirsiniz.” Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla: “Şüphesiz Allah katında din islamdır.”

“Allah’ım bize, ölü ve diri, erkek ve kadın bütün Mü’min ve Müslümanlara, bereketini artır. Şüphesiz sen, duaları işitir kabul edersin.”

“Kamil anlamda Allah’a hamd ederim. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e, âl ve ashabına salat ve selam olsun. Yüce Allah: Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salat ve selam ediyorlar. Ey iman edenler. Siz de ona salat edin, selam edin buyurmuştur.”

“Allah'ım İslama ve müslümanlara yardım et. Vatanımızı ve milletimizi her türlü tehlikeden koru. Bize dünya ve ahirette iyilik ve güzellikler ihsan eyle. Bizi, Ana-Babamızı ve bütün Mü’minleri bağışla. Şüphesiz Sen işiten ve dualarımızı kabul edensin.”

Elimizden geldiğince Cuma hutbesinde okunacak duaları sizlerle paylaşmaya çalıştık. Umarız bir nebze olsun faydamız dokunur. Tüm din görevlisi kardeşlerimize görevlerinde başarılar dileriz.


T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI

KONYA / MERAM - MUSTAFA İLBOĞA ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

Hutbe Duaları

Hutbe Dualarıyla ilgili ayrıntılı bilgiye aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin

Yayın: 27.11.2020 - Güncelleme: 30.11.2020 13:50 - Görüntülenme: 20847

  Beğen

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.