Coronavirüsler, hayvanlarda veya insanlarda hastalığa neden olabilecek büyük bir virüs ailesidir. Daha önce rastlanan birkaç coronavirüsün soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) gibi daha şiddetli hastalıklara kadar neden olduğu bilinmektedir. En son keşfedilen coronavirüs, COVID hastalığına neden olur. Bu yeni virüs ve hastalık, salgının Aralık 'da Çin'in Wuhan kentinde başlamasından önce bilinmiyordu.
COVID'un en yaygın semptomları ateş, yorgunluk ve kuru öksürüktür. Bazı hastalarda burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğaz ağrısı veya ishal olabilir. Bu semptomlar genellikle hafiftir ve yavaş yavaş başlar. Bazı insanlar enfekte olduğu halde herhangi bir semptom geliştirmeyebilirler. Çoğu insan (yaklaşık %80) özel tedaviye ihtiyaç duymadan hastalıktan iyileşir. COVID alan her 6 kişiden yaklaşık 1'i ağır hastalanmakta ve nefes almakta güçlük çekmektedir. Yaşlı insanlar ve yüksek tansiyon, kalp problemleri veya diyabet gibi altta yatan tıbbi sorunları olanların ciddi hastalık geliştirme olasılığı daha yüksektir. Ateş, öksürük ve nefes almada zorluk çeken insanlar tıbbi yardım almalıdır.
SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu COVID tanısı, direkt olarak virüsü saptamaya yönelik olarak yapılabildiği gibi, konak organizmanın virüse karşı oluşturduğu spesifik antikorların gösterilmesi ile de yapılabilir. Bu doğrultuda laboratuvarlarda kullanılan iki test kategorisi vardır. Bunlar virüsün kendisini tespit eden PCR testi ve konakçının virüse verdiği yanıtı tespit eden antikor testidir. Ayrıca hastalığın tanısında akciğer tomografisi ve bazı kan tetkikleri de kullanılmaktadır.
Antikorlar, bağışıklık sisteminin tehditleri tanımlamasına ve ortadan kaldırmasına yardımcı olan proteinlerdir. Ayrıca vücudun gelecekteki enfeksiyonları aynı tehditten korumasına yardımcı olmaktadır. Serolojik testler, kişinin SARS-CoV-2 virüsüne karşı yanıt olarak oluşturduğu proteinleri tespit etmektedir. Antikor testleri, COVID'dan iyileşen veya virüsü fark etmeden taşıyabilen hastalarda, virüs artık mevcut olmasa bile antikorları kimin taşıdığını gösterebilmektedir. Detaylı bilgi için içeriğimizi okuyabilirsiniz.
Hastalık, kişiden kişiye, COVID'lu bir kişi öksürdüğünde veya nefes verdiğinde ortama yayılan küçük damlacıklardan veya ağızdan yayılabilir. Bu damlacıklar kişinin etrafındaki nesnelere ve yüzeylere düşer. Diğer insanlar bu nesnelere veya yüzeylere temas ettikten sonra gözlerine, burnuna veya ağzına dokunduğunda viruse yakalanırlar. İnsanlar ayrıca, COVID'lu damlacıkları öksüren veya nefes veren bir kişiden damlacıklar halinde nefes alırlarsa COVID hastalığına yakalanabilirler. Bu yüzden hasta olan bir kişiden metreden daha uzak mesafede durmak önemlidir. Bugüne kadar yapılan çalışmalar, COVID'a neden olan virüsün, esas olarak hava vasıtasından çok temas yoluyla bulaştığını göstermektedir.
COVID olan birçok insan sadece hafif semptomlar yaşar. Bu özellikle hastalığın erken evrelerinde geçerlidir. Bu nedenle, COVID'u örneğin hafif bir öksürüğü olan ve hasta hissetmeyen birinden yakalamak mümkündür.
nCoV enfeksiyonunda, grip veya soğuk algınlığında olduğu gibi genellikle ateş, öksürük ve burun akıntısı gibi solunum şikayetleri görülür. Birçok yakınma benzer olsa da, bu hastalıklar farklı virüslerden kaynaklanır. Benzerlikleri nedeniyle, hastalığı sadece şikayetlere dayanarak tanımlamak zor olabilir. Bu yüzden birinin nCoV olup olmadığını doğrulamak için laboratuvar testleri gereklidir.
Dünya Sağlık Örgütü'nün enfeksiyonun yayılmasını önlemek için standart önerileri arasında düzenli el yıkama, öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burnu tek kullanımlık bir mendil ya da dirsek içi ile kapatmak, ellerin göz, burun ve ağıza temasından kaçınmak yer alır. Virüsten korunmak için belirlenen standart önerilerin en başında el hijyeni gelir.
Öksürme ve hapşırma gibi solunum yolu rahatsızlığı belirtileri gösteren kişiler ile yakın temastan kaçınmak gerekir. Ateş, öksürük ve nefes darlığı olan kişiler erken tıbbi yardım almalı ve önceki seyahat geçmişi sağlık uzmanıyla paylaşılmalıdır. Yerel sağlık kurumunun talimatları izlenmelidir. COVID'un yaygın olarak yayıldığı şehirler veya yerel bölgelerden haberdar olunmalıdır. Mümkünse bu yerlere seyahat etmekten kaçınılmalıdır.
Tıbbi maske takmak, bazı solunum yolu hastalıklarının yayılmasını sınırlamaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte, tek başına maske kullanmak enfeksiyondan korunmayı garantilemez. El hijyeni dahil olmak üzere diğer önleme tedbirleri ile birleştirilmeli ve şüpheli ya da kesin tanı almış kişiler ile en az 1 metre mesafe olmalıdır.
Yeni tip Coronavirüs enfeksiyonu için spesifik tedavi mevcut değildir, antibiyotiklerin hastalığın önlenmesinde ya da tedavisinde yeri yoktur. Tedavi hastanın şikayetlerine yönelik olan destek tedavisidir.
Pandemi döneminde, bağışıklık sistemini güçlendirici şekilde beslenme düzeninde değişiklik yapılmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü günde ortalama 5 ile 8 porsiyon arasında meyve ve sebze tüketimini önermektedir. Bağışıklık sisteminin özellikle güçlü tutulması gereken bu dönemde, bahsedilen bu miktarı biraz daha artırmanızı öneriyoruz.
Kuluçka dönemi, virüsü yakalama ile hastalığın belirtilerini göstermeye başlama arasındaki zaman anlamına gelir. COVID için kuluçka döneminin çoğu tahmini gün arasında, en yaygın olarak 5 gündür.
Yeni tip coronavirüsün hayvan kaynağı henüz tanımlanmadı. Ancak bu, herhangi bir hayvandan veya evcil hayvanlardan nCoV bulaşabileceği anlamına gelmez. Kediler ve köpekler gibi evcil hayvanların nCoV ile enfekte olduğuna veya virüsün bu hayvanlar arasında yayıldığına dair hiçbir kanıt yoktur.
COVID'a neden olan virüsün yüzeylerde ne kadar süre hayatta kaldığı kesin değildir, ancak diğer coronavirüsler gibi davranmaktadır. Çalışmalar, coronavirüslerin yüzeylerde birkaç saat veya birkaç güne kadar devam edebileceğini göstermektedir. Bu, farklı koşullar altında değişebilir (örn. yüzey tipi, ortam sıcaklığı veya nemi).
Diğer coronavirüslerle olan deneyimlerden, bu tür virüslerin zarf veya paket gibi nesnelerde uzun süre hayatta kalamadığı tespit edilmiştir.
Özellikle yaşlılık döneminde yapılması önerilen iki aşı pnömokok (zatürre)ve influenza (grip) aşılarıdır. Ayrıca yaşlıların aşıyla önlenebilir hastalıklar ve komplikasyonlarından korunabilmesi için çevrelerindeki bireylerin de mutlaka aşılanmaları önerilmektedir. Toplumda aşılanma yüzdesi arttıkça, hastalıkların görülme ve yayılma oranları da göreceli olarak düşer.
Bu iki aşı SARS virüslerinden korumasa da, SARS virüsünden etkilenenlerin yaşayacakları karışıklıkları engellemek için kullanılacak bir koruma faktörü olarak öne çıkmaktadır. Özellikle influenza virüsü, bizleri SARS nedeniyle şaşırtacak ve ikisinin ayrımını yapmak zor olacaktır. Bu nedenle aşılamanın yaygın yapılması büyük önem taşımaktadır.
Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID virüsünün yeni bir enfeksiyon olması sebebiyle gebelik ve bebek üzerindeki etkileri bilinmiyor. Daha önceki SARS ve MERS enfeksiyonlarından elde edilen bilgiler, coronavirüs enfeksiyonunun gebeliğin ilk altı ayında bebek üzerinde olumsuz bir etki yaratmadığını gösteriyor. Ancak gebeliğin son 3 ayında, anne COVID enfeksiyonu geçirirse birtakım riskler oluşabileceği hakkında çalışmalar yayınlanıyor.
Kalp ve damar hastaları virüsün kalbe bindirdiği yükten dolayı ciddi risk altındadır. COVID’a karşı kalp ve hipertansiyon hastalarının, kalp damar hastalığı olanların hijyen koşullarına dikkat etmeleri gerekirken, mümkün olduğunca kendilerini evde izole etmeleri gerekiyor. Hastaların ilaçlarını aksatmadan kullanmaları gerekmektedir. Tansiyonlarını ve şekerlerini kontrol altında tutmalılar.
Her insan stresli durumlara kişisel özellikleri, travmatik deneyimleri ve içinde bulunduğu şartlar dahilinde farklı tepkiler verebilir. Belirsizlik herkes için ciddi bir problem. Her şeyi kontrol edemeyiz. Öncelikle kontrol edebileceğimiz noktalardaki tüm önlemleri aldığımıza emin olmalıyız. Unutmamamız gereken en önemli şey kaygı ve paniğin virüsten daha bulaşıcı olduğudur.
Evde yapılabilecek kişiye özel egzersiz önerileri için videomuzu izleyebilirsiniz.
Corona virüsü belirtileri nelerdir? sorusundan çok boğaz ağrısı koronavirüs belirtisi midir? şeklinde araştırmalar yapılmaktadır. Corona virüsü semptomlarını doğru teşhis ederek erken tedaviye başlanılması ve kişilerin kendilerini izole etmeleri çok önemlidir. Peki ama boğaz ağrısı koronavirüs belirtisi mi?
Boğaz ağrısı koronavirüs belirtisi mi?
Boğaz ağrısı, olası bir COVID semptomudurEn yaygın semptomlar:
ateş
kuru öksürük
yorgunluk.
Aynı zamanda boğaz ağrısı birçok hastalıkta görülebilir. Bunun farkına varmanız için bir doktora görünmenizde fayda var.