boğazda beyaz yaralar / Erişkinlerde Faranjit Boğaz Ağrısı Sebebleri - Dr. Cihan Karaca

Boğazda Beyaz Yaralar

boğazda beyaz yaralar

Tonsilit

Tonsilit veya anjin, boğazın iki yanında bulunan tonsil ya da bademcik adı verilen dokuların iltihaplanıp şişmesi ile ilgili hastalıkdır. Hastalığın üç farklı tipi bulunur: "akut", "subakut" ve "kronik". Akut olanı, bakteri ya da virüs yoluyla bulaşabilir. Subakut olan türü, Actinomyces bakterisinden ortaya çıkar ve 3 haftadan 3 aya kadar bir dönemde etkili olur. Kronik olan ise tedavi edilmezse çok uzun süre boyunca etkili olur ve hemen hemen daima bakterilerle bulaşır.

Belirtiler[değiştir kaynağı değiştir]

Eğer tonsilit, akut değilse, kesin olarak penisilin veya başka bir antibiyotik yardımıyla yok edilebilir. Bunun haricinde, eğer virüsten kaynaklanan bir akut Tonsilit ise, hastalığın atlatılması için özenli bir bakım şarttır. Eğer kronik rahatsızlık varsa tonsilektomi(tonsilit ameliyatı)yapılır.

Tonsillit (Bademcik Enfeksiyonu) Nedir?

Tonsillit, boğazımızın her iki yanında bulunan lenfoiddokunun iltihabıdır. Çocukluk çağında bu enfeksiyona daha çok beta mikrobu (A Grubu Beta Hemolitik Stereptokok %30-40) veya virüsler (%15-40) sebep olur. Bazı bademcik enfeksiyonlarında ise etken saptanamamaktadır.

Bademcik enfeksiyonu nasıl oluşur?

Bademcik akut enfeksiyonları havadan solunum yolu sekresyonlarının damlacık yoluyla yayılması, enfeksiyonlu kişinin boğaz ve burnuna direkt temas, nadiren de gıdalar yoluyla yayılır. Bazen mikroplar bademcik dokusunun derinlerine yerleşip enfeksiyon kaynağını oluşturabilirler (kronik tonsillit).

Neden sürekli bademcik enfeksiyonu oluyorum?

Hastalığın gelişmesi için vucuda giren mikrop virülansının (hastalık oluşturabilme gücü) insan bağışıklık sisteminden üstün olması gereklidir. Yani vucudunuza  Ne kadar fazla mikrop girerse ve ne kadar bağışıklığınız zayıfsa hasta olma şansınız o oranda yüksek demektir.  Hastalık daha çok çocukluk çağında 2 yaş üzeri çocuklarda görülür. İki yaş öncesi anneden geçen antikorlar (bağışıklık), erişkinlerde ise gelişen immün sistem sayesinde daha nadir görülür. Kronik tonsilliti olan hastalarda her bağışıklığının düşmesi durumunda (soğuk algınlığı, soğuk su içme, yoğun stres, aşırı yorgunluk) zaten vucutta var olan mikroplar hastalığı yenilemektedirler.

Bademcik enfeksiyonunda ne gibi şikayetler gözlenir?

Hastalık genellikle hızlı başlar. Boğaz ağrısı, ateş, terleme, titreme, yutma güçlüğü, baş ağrısı, güçsüzlük, eklem ağrıları gibi şikayetler hızlı bir şekilde ortaya çıkar. Bademcik enfeksiyonları beta mikrobu ile oluyorsa ateş, boğazda kızarıklık, bademcikler üzerinde eksudasyon ve kriptlerin (beyaz plaklar) oluşması, boyun bölgesinde şişlik, kanda beyaz küre yüksekliği ön plandadır. Burun akıntısı, ses kısıklığı ve öksürük ise hastalığın daha çok viral kaynaklı olduğunu gösterir.

Bademcik enfeksiyonu tanısı nasıl konur?

Bademcik enfeksiyonlarında enfeksiyon etkeninin bulunması önemlidir. Bunun için boğaz kültürü veya hızlı antijen tarama testi yapılması önerilmektedir. Bademcik enfeksiyonları genelde kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır, ancak bazen enfeksiyon çevre dokulara yayılabilir ve enfeksiyon genişleyebilir. Yeterli tedavi edilmeyen bazı hastalarda eklemleri ve böbrekleri etkileyen kötü sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu sebepten bademcik enfeksiyonunda boğaz kültürü sonucu bakteriyel bir enfeksiyon olduğu saptanırsa ilk 7-10 gün içinde antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır.

Bademcik enfeksiyonu tedavisi nasıl yapılır?

Hastalığın tedavisinde amaç enfeksiyon etkeninin ortadan kaldırılması ve beraberinde destek tedavisidir. Beta mikrobunun yaptığı bademcik enfeksiyonunda birkaç günlük, uygun dozlarda penisilin ya da ağızdan alınacak aminopenisilin ilk seçilecek antibiyotiktir. Hastanın bol sıvı içmesi ve istirahat etmesi gerekir. Boğaz ağrısını gidermek ve ateşi düşürmek için ağrı kesici ateş düşürücü ilaçlar verilebilir. Boğaz ağrısını arttırmamak için ılık ve yumuşak gıdalar alınması önerilir.

Kronik bademcik enfeksiyonu nedir?

Bademcik enfeksiyonları uygun antibiyotiğe rağmen 6 ayda tam bir iyileşme gösteremiyorsa artık kronikleşmiş demektir. Bu durumda hastalarda ağız kokusu, boyunda iyileşmeyen şişlikler (lenfadenopati) ve sık tekrarlayan boğaz ağrıları görülebilir. Bu durumda hafif bir soğuk algınlığı veya soğuk gıda tüketimi sonrası çok kolay enfeksiyon alevlenmeleri yaşarlar.  Bademcik iltihabı kronikleştiği durumlarda  bademcik ameliyatı gündeme girebilir.

Ağız içinde beyaz-gri, ağrılı, yuvarlak-ovalimsi ve yüzeyel ülserli yaralara “aft” denir. Bu yazımda küçük ve tekrarlayan aftlar ile ilgili bilgileri bulabilirsiniz.

Çok sık görülür. Her 5 kişiden birinin hayatında en az bir kez başına gelen bir durumdur. Kadınlarda ve kız çocuklarında, özellikle 10-40 yaş arası daha sık görüldüğü saptanmıştır. Yaşlanıldıkça görülme sıklığı azalır. Aftlar yorgunluk, stres, ağır hastalık geçirilmesi, adet kanaması, ateşlenilmesi, uykusuz kalınması gibi bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda daha sık görülür.

Aftlar, ağızın herhangi bir yerinde oluşabilir ve 7-10 günlük bir sürede kendiliğinden ve iz bırakmadan iyileşir. Günler, haftalar içinde tekrarlar. Görülme sıklığı kişiden kişiye değişir, ancak genellikle yılda 1-4 kez şeklindedir. Bazı kişilerde ise sürekli birbirini takip eder şekilde ve aynı anda birkaç tane şeklinde de seyredebilir. İlginç olanı ise birkez çıkan yerde bir daha aft çıkmamasıdır. Yerleşime göre ağrısı dayanılmaz derecede fazla olup yutkunmayı güçleştirebilir, o taraf kulağına ağrı vurabilir.  

Aftların gerçek nedeni bilinmez. Çoğunlukla (%85), 1 cm’den küçük ve herhangi bir hastalıkla bağlantısız görülürler. Daha büyük aftlar genital bölge yaraları ile birlikte ise Behçet Hastalığı denilen bir romatizma hastalığının belirtisi olabilir.

Ailesel geçiş olasılığı da vardır. Diş tedavisi sırasında, keskin dişin travması nedeniyle veya diş fırçalanması sonrası travmaya bağlı da gelişebilir. Bazı yiyeceklerden sonra alerjiye bağlı da görülebilir. Sigara içmeyenlerde ve sigarayı bırakanlarda daha sıklıkla görülür. Nikotin sakızlarına bağlı gelişebilir. Piyasada yaygın kullanılan bazı tansiyon ilaçları ve ağrı kesicilerin bu yaraların oluşmasını kolaylaştırdığı bilgileri de vardır. Afta neden olan mikrop net olarak belli değildir. 

Tam olarak tedavi edici, geçmesini hızlandırıcı veya gelişme sıklığını önleyici bir tedavi henüz bulunmamaktadır. Daha çok, aft sırasında hastanın ağrısını önleyici, azaltıcı önlemler ve tedaviler tanımlanmıştır.

Genel önlemler içinde acı yiyeceklerden uzak kalma, asitli içecek içmeme, çok tuzlu yememe sayılabilir ki bunlar ağrıyı arttırır. İçecekleri pipetle içip yarayla temasını azaltmak işe yarayabilir. Yumuşak diş fırçaları tercih edilmelidir. Kuşkulanılan, neden olabilecek ilaçlar değiştirilebilir.

Yakınmaları azaltmak için antiseptik gargaralar kullanılabilir. Aft başlar başlamaz içinde kortizon içeren sprey veya ağız içi kremlerinin kullanımı işe yarayabilir. Ağrı kesici içeren gargaralar kullanılabilir, ancak etkileri kısa sürer.

7-10 günde geçmeyen, büyüyen, kanayan yaralar bu yukarıda anlatılan aftlar kadar masum olmayabilir. Ağızda geçmeyen yaralar önemli ve hayati bir hastalığın belirtisidir. Bu durumda hemen Kulak Burun Boğaz uzmanlarına başvurmalısınız.

Bu arada web sitemde bu kadar çok hastaklıkla ilgili yazı yazıp da neden bu yazıların görsellerinin hep gülen, mutlu insanlardan oluştuğunu merak edenlere şu cümle iyi gelecektir: “Mutlu ol, mutlu kal, mutlu kıl”.

Sevgilerimle,

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır