boğazdaki beyaz yaralar nasıl geçer / Ağız Yarasına Ne İyi Gelir? Nasıl Geçer? | Anadolu Sağlık Merkezi

Boğazdaki Beyaz Yaralar Nasıl Geçer

boğazdaki beyaz yaralar nasıl geçer

Ağız Yarasına Ne İyi Gelir? Nasıl Geçer?

Ağız Yarası Nedir? 

Ağız yarası denildiğinde dudak, dil ve dil altı, damak, diş etleri ve yanakların iç kısmında gelişen mukozal hasarlardan bahsedilmektedir. Sıcak madde tüketimi ya da yanlışlıkla ısırma sonrasında kendiliğinden geçen basit hasarlar olabileceği gibi uçuk şeklinde virüslere bağlı olarak ortaya çıkan ağrılı yaralar görülebilir. Ağız içinde en sık görülen lezyonlardan bir tanesi aft ya da aftöz ülser olarak tanımlanan patolojilerdir. Üzeri genellikle beyaz, iltihaplı görünümlü ve oldukça ağrılı lezyonlardır. Özellikle gribal enfeksiyonlar sırasında sıklıkla ortaya çıkan aftlar genellikle bir kaç gün içerisinde kendiliğinden iyileşir. Sık tekrarlayan, geçmesi uzun süren aft varlığında genellikle altta yatan ve immün sistemi baskılayan hastalıklar mevcuttur. Bu gibi durumlarda bu hastalıklara yönelik olarak tıbbi tetkikler yapılmalıdır. Diş eti hastalıkları ve diş apseleri de ağız yaralarına sebep olabilir. Ağız yaralarının kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görüldüğü izlenmiştir.

Ağız Yarası Çeşitleri Nelerdir?

Ağız yaraları değişik şekillerde ortaya çıkabilir. Farklı şekillerdeki lezyonlar farklı hastalıkların habercisi olabilir. 

  • Aft (Aftöz Ülser): Üzeri beyaz, etrafı kırmızı ağrılı yaralardır. Genellikle ağız içinde yerleşir, dudaklarda görülmez. Küçük, büyük ya da kümeler halinde izlenebilir. Sık sık tekrarlayan aftlar bağışıklık sisteminde bir bozukluk zemininde gelişir.
  • Uçuk: Herpes simplex virüsü tarafından oluşturulan, genellikle dudakta dudağın etrafında izlenen ağrılı, içi sıvı dolu kabarık lezyonlardır. Daha önceden vücutta bulunan ve latent kalmış Herpes simplex virüsünün özellikle gribal enfeksiyonlar sırasında, vücudun bağışıklık sistemi zayıfladığında sebep olduğu yaralardır.
  • Pamukçuk: Kandidiyazis olarak da bilinen Candida albicans adı verilen bir mantar türü tarafından oluşturulan lezyonlardır. Mukozada sarı - beyaz yumuşak ağrısız lezyonlardır. Genellikle bebeklerde, takma diş sahibi bireylerde ya da bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda görülür.  
  • Lökoplaki: Beyaz, kirli beyaz bazen sarımtırak etraf mukozadan hafif yüksek, üzeri düz veya pürtüklü olabilen lezyonlardır. Dilde ya da ağız mukozasında görülebilirler. Çoğunlukla sigara içimi ve dumansız sigara kullanımı sebebi ile geliştiği düşünülmektedir. Bunlar kesildiğinde lökoplaki genellikle sona erer.
  • Eritroplaki: Lökoplakide tarif edilen yaraların kırmızı renkli olanıdır.
  • Liken Planus: Özellikle dilde görülen dilden kabarık morumsu lezyonlardır.

Ağız Yarası Belirtileri Nelerdir?

Ağız yarası belirtileri şu şekilde sıralanabilir:  

  • Ağız içinde etraf dokudan daha kızarık ya da beyaz görünümdeki yaralar.
  • Lezyonda iltihaplanma
  • Yara bölgesinde şişkinlik, ağrı ve hassasiyet
  • Lezyona bağlı ağrı ve batma hissi nedeniyle konuşma ve çiğnemede güçlük
  • Diş fırçalama sırasında ağrı
  • Ağrı nedeniyle iştah azalması

Geçmeyen Ağız Yarası Neden Olur?

Ağız yaraları genellikle 1-2 gün içerisinde kendiliğinden geçer. Bazı durumlarda 10 güne kadar uzayabilen lezyonlar görülebilir. Eğer bu süre zarfında ağız yaraları geçmiyorsa veya sık sık tekrarlayan ağız yaraları mevcutsa altta yatan diğer sebepler araştırılmalıdır. Beslenme yetersizlikleri ve başta C vitamini olmakla birlikte diğer vitamin eksiklikleri ya da sigara kullanımı tekrarlayan ağız içi yaralara sebep olabilir. Bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklarda da tekrarlayan yaralar görülebilir. Romatizmal bir hastalık olan Behçet Hastalığı'nın ana bulguları arasında ağızda tekrarlayan aftöz ülserler yer almaktadır.

Hamilelikte (Gebelikte) Ağız Yarası

Gebelik sırasında vücutta hormonal aktivite artmaktadır. Özellikle öztrojen hormonunun etkisiyle hamile kadınlarda diş eti problemleri ve diş eti iltihapları oluşumu sıklıkla gözlenir. Diş etleri hassastır, çabuk şişerler ve daha sık kanama izlenir. Bu durumlardan korunmak için gebelikte ağız ve diş bakımına önem gösterilmeli ve kesintiye uğratılmamalıdır.

Bebeklerde ve Çocuklarda Ağız Yarası

Normal doğumla dünyaya gelen bebeklerde doğum sırasında anneden bebeğe geçen mantar enfeksiyonlarına bağlı olarak ağız çevresinde veya ağız içinde yaralar görülebilir. Bağışıklık sistemi problemi olmayan bebeklerde bu lezyonlar kendiliğinden geçer. Ayrıca emen bebeklerde ağız içinde pamukçuk denilen beyaz lezyonlar görülebilir. Ağız ve diş bakımını yeterli düzeyde yapmayan ve ağız hijyeni bozuk çocuklarda da pamukçuk görülebilir. Çocuklarda ateşli hastalıklar sırasında nadiren de olsa uçuk izlenebilir. 

Ağız Yarasına Ne İyi Gelir?

Ağız yaraları genellikle doğal maddelerle gargara yapılarak iyileştirilir. Ağız yarası nasıl geçer sorununa cevap arayan insanoğlu çok eski zamanlardan beri doğal yöntemlerden faydalanmaktadır. Doğal yöntemlerle geçmeyen ağız yaraların tedavisinden antibiyotik ya da antiviral ajanlardan faydalanılabilir. Dudakta gelişen uçukların tedavisinde antiviral madde içeren kremler fayda sağlayabilir. Ağız yaralarını iyileştirebilecek bir takım doğal maddeler şunlardır. 

Karbonat

Ağızda ortaya çıkan lezyonlar için karbonat sıklıkla kullanılır. Karbonatın iltihapları azaltmaktaki etkisi ile hem yara iyileşir hem de ağrı diner. Bir çay kaşığı karbonat ile bir miktar ılık su karıştırılarak macuncu bir kıvamda hazırlanan karışım yaranın üzerine sürülerek bir süre lezyon üzerinde bekletilmelidir. Daha sonra bu karışım temiz ılık suyla durulanmalıdır. 

Tuz

Tuzlu su ile gargara ağız yaralarının tedavisinde fayda sağlayabilir. Tuz aynı zamanda aft ağrısını da hafifletir. Yarım bardak ılık suda bir çay kaşığı normal ev tuzu eritilir ve bu suyla günde birkaç kere hatta birkaç saatte bir bu suyla, yutmadan 15-30 saniye gargara yapılabilir.  

Karanfil yağı 

Karanfil yağının ağrı dindirici özelliği bulunmaktadır. Çok ağrılı olabilen ağız içi aft benzeri lezyonlarda ağrıyı hafifletmekte kullanılabilir. 

Aloe Vera

Aloe vera bitkisinin jeli doğrudan aftın üzerine uygulanarak ağrıyı azaltmakta ve iyileşme sürecini hızlandırmakta kullanılabilir. Aloe vera suyu da aynı etkiyi gösterir. Ayrıca çatlamış dudaklar ve uçuk gibi diğer ağız lezyonlarında da faydalı olduğu izlenmiştir. 

Meyan Kökü

Meyan kökünün doğal iyileştirici özellikleri, ağız yaralarında da olumlu sonuçlar verir.

Hindistan cevizi yağı

Hindistan cevizi yağı doğal bir antimikrobiyal maddedir. Susam yağı veya diğer yenilebilir yağlarla karıştırılarak kullanılacak hindistan cevizi yağı gargarası ağız yaralarının tedavisinde çok eski zamanlardan beri kullanılan bir uygulamadır. 

Ada Çayı

Bilinen en eski mikrop öldürücü bitkilerden olan ada çayı, ağız yaralarının tedavisinde de kullanılabilir. Kolaylıkla her yerde bulunabilen yaprak şeklindeki ada çayı, sıcak suda demledikten sonra gerek gargara yaparak, gerekse de ağız içinde bir miktar tutup içerek kullanılabilir. Ada çayı gargarası ağız içi hijyeni sağlayarak hem iltihaplanmayı azaltır hem de ağrı sağaltımında faydalı olur. 

Bahsedilen doğal yöntemlerle geçmeyen ya da sık sık tekrarlayan ağız yaraları daha ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Böyle bir durumda bir kulak burun boğaz uzmanı ya da diş hekiminden randevu almayı ihmal etmeyiniz.

Tonsilit

Tonsilit veya anjin, boğazın iki yanında bulunan tonsil ya da bademcik adı verilen dokuların iltihaplanıp şişmesi ile ilgili hastalıkdır. Hastalığın üç farklı tipi bulunur: "akut", "subakut" ve "kronik". Akut olanı, bakteri ya da virüs yoluyla bulaşabilir. Subakut olan türü, Actinomyces bakterisinden ortaya çıkar ve 3 haftadan 3 aya kadar bir dönemde etkili olur. Kronik olan ise tedavi edilmezse çok uzun süre boyunca etkili olur ve hemen hemen daima bakterilerle bulaşır.

Belirtiler[değiştir

Tonsillit (Bademcik Enfeksiyonu) Nedir?

Tonsillit, boğazımızın her iki yanında bulunan lenfoiddokunun iltihabıdır. Çocukluk çağında bu enfeksiyona daha çok beta mikrobu (A Grubu Beta Hemolitik Stereptokok %30-40) veya virüsler (%15-40) sebep olur. Bazı bademcik enfeksiyonlarında ise etken saptanamamaktadır.

Bademcik enfeksiyonu nasıl oluşur?

Bademcik akut enfeksiyonları havadan solunum yolu sekresyonlarının damlacık yoluyla yayılması, enfeksiyonlu kişinin boğaz ve burnuna direkt temas, nadiren de gıdalar yoluyla yayılır. Bazen mikroplar bademcik dokusunun derinlerine yerleşip enfeksiyon kaynağını oluşturabilirler (kronik tonsillit).

Neden sürekli bademcik enfeksiyonu oluyorum?

Hastalığın gelişmesi için vucuda giren mikrop virülansının (hastalık oluşturabilme gücü) insan bağışıklık sisteminden üstün olması gereklidir. Yani vucudunuza  Ne kadar fazla mikrop girerse ve ne kadar bağışıklığınız zayıfsa hasta olma şansınız o oranda yüksek demektir.  Hastalık daha çok çocukluk çağında 2 yaş üzeri çocuklarda görülür. İki yaş öncesi anneden geçen antikorlar (bağışıklık), erişkinlerde ise gelişen immün sistem sayesinde daha nadir görülür. Kronik tonsilliti olan hastalarda her bağışıklığının düşmesi durumunda (soğuk algınlığı, soğuk su içme, yoğun stres, aşırı yorgunluk) zaten vucutta var olan mikroplar hastalığı yenilemektedirler.

Bademcik enfeksiyonunda ne gibi şikayetler gözlenir?

Hastalık genellikle hızlı başlar. Boğaz ağrısı, ateş, terleme, titreme, yutma güçlüğü, baş ağrısı, güçsüzlük, eklem ağrıları gibi şikayetler hızlı bir şekilde ortaya çıkar. Bademcik enfeksiyonları beta mikrobu ile oluyorsa ateş, boğazda kızarıklık, bademcikler üzerinde eksudasyon ve kriptlerin (beyaz plaklar) oluşması, boyun bölgesinde şişlik, kanda beyaz küre yüksekliği ön plandadır. Burun akıntısı, ses kısıklığı ve öksürük ise hastalığın daha çok viral kaynaklı olduğunu gösterir.

Bademcik enfeksiyonu tanısı nasıl konur?

Bademcik enfeksiyonlarında enfeksiyon etkeninin bulunması önemlidir. Bunun için boğaz kültürü veya hızlı antijen tarama testi yapılması önerilmektedir. Bademcik enfeksiyonları genelde kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır, ancak bazen enfeksiyon çevre dokulara yayılabilir ve enfeksiyon genişleyebilir. Yeterli tedavi edilmeyen bazı hastalarda eklemleri ve böbrekleri etkileyen kötü sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu sebepten bademcik enfeksiyonunda boğaz kültürü sonucu bakteriyel bir enfeksiyon olduğu saptanırsa ilk 7-10 gün içinde antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır.

Bademcik enfeksiyonu tedavisi nasıl yapılır?

Hastalığın tedavisinde amaç enfeksiyon etkeninin ortadan kaldırılması ve beraberinde destek tedavisidir. Beta mikrobunun yaptığı bademcik enfeksiyonunda birkaç günlük, uygun dozlarda penisilin ya da ağızdan alınacak aminopenisilin ilk seçilecek antibiyotiktir. Hastanın bol sıvı içmesi ve istirahat etmesi gerekir. Boğaz ağrısını gidermek ve ateşi düşürmek için ağrı kesici ateş düşürücü ilaçlar verilebilir. Boğaz ağrısını arttırmamak için ılık ve yumuşak gıdalar alınması önerilir.

Kronik bademcik enfeksiyonu nedir?

Bademcik enfeksiyonları uygun antibiyotiğe rağmen 6 ayda tam bir iyileşme gösteremiyorsa artık kronikleşmiş demektir. Bu durumda hastalarda ağız kokusu, boyunda iyileşmeyen şişlikler (lenfadenopati) ve sık tekrarlayan boğaz ağrıları görülebilir. Bu durumda hafif bir soğuk algınlığı veya soğuk gıda tüketimi sonrası çok kolay enfeksiyon alevlenmeleri yaşarlar.  Bademcik iltihabı kronikleştiği durumlarda  bademcik ameliyatı gündeme girebilir.

Boğaz İltihaplanması Nasıl Geçer? Yetişkin ve Çocuklarda Neden Olur?

Yutak ve bademciklerde meydana gelen enfeksiyonlar boğaz iltihaplanması olarak adlandırılır. Bakteri ve virüslerin yanı sıra pek çok farklı hastalık nedeniyle de ortaya çıkabilen boğaz iltihaplanması ağrı, şişlik, öksürük, yutkunmada güçlük çekme gibi belirtilerle kendini gösterir. Bununla birlikte, özellikle bakteriyel boğaz iltihaplanmasında ateş ve kulak ağrısı gibi farklı belirtiler de görülmektedir. İltihaplanmanın altında yatan nedene göre iyileşme yalnızca istirahat ve sıvı alımı ile olabileceği gibi, şiddetli bakteriyel vakalarda antibiyotik tedavisi de uygulanabilir.

Boğaz İltihaplanması Nedir?

Tonsilit olarak da bilinen bademcik iltihabı ve yutak iltihabını (farenjit) da içeren boğaz iltihaplanması, virüs ya da bakteriler nedeniyle bu bölgelerde enfeksiyon görülmesi durumudur. Çoğunlukla virüslerin neden olduğu boğaz iltihaplanması vakalarının ortalama %20’sine beta hemolitik streptokoklar (streptococcus pyogenes) neden olur. Beta olarak da bilinen bu bakteri grubunun neden olduğu boğaz iltihaplanmasında, bazı durumlarda komplikasyonlar da görülebilir. Enfeksiyon bireyden bireye temas, salgı ve tükürükle yayılır.

Akut tonsillofarenjit olarak da bilinen boğaz iltihaplanması, sıklıkla çocuklarda görülse de yaygın olarak yetişkinlerde de görülür. Boğaz iltihaplanması belirtileri ise enfeksiyonun nedenine göre hastadan hastaya değişiklik gösterir. Bununla birlikte hastalarda genel olarak görülen belirtiler şunlardır:

    • Boğazda ağrı, hassaslık ve şişlik
    • Ateş
    • Öksürük
    • Yutkunmada zorluk
    • Burun akıntısı ve burun tıkanıklığı
    • Geniz akıntısı
    • Kulak ağrısı
    • Mide bulantısı ve kusma
    • Eklem ve kas ağrıları ve vücudun çeşitli bölgelerinde görülen ağrılar
    • Deride dökülme
    • Yorgunluk ve halsizlik
    • Karın ağrısı
    • Baş ağrısı
    • Sesin kısılması ya da değişmesi
    • Gözlerde kızarıklık, yaşarma ve yanma hissi

Boğaz ağrısı, boğaz enfeksiyonunun yaygın görülen semptomlarının başında gelir. Ağrı bazı durumlarda yalnızca yutkunurken kendini gösterirken, bazı durumlarda ise şiddetli ve süreğendir. Boğaz ağrısına eşlik eden belirtiler ise genellikle boğaz şişliği, yutkunmada güçlük ve ateştir. Şişlik, genel olarak lenf bezleri ya da bademciklerin şişmesi ile ilişkilidir. Bu şişlik nedeniyle boğazda oluşan darlık ise yutkunmada zorluk çekilmesine ve ses tellerinde tahribata neden olur. Bu nedenle boğaz enfeksiyonu geçiren hastaların sesleri değişebilir ve normalden daha kısık şekilde çıkabilir.

Öksürük de yaygın görülen belirtilerden biridir. Enfeksiyonun boğazda neden olduğu tahribat ve tahriş, hastalarda öksürme isteği yaratır. Öksürükle birlikte görülen semptomlar ise çoğunlukla geniz akıntısı, burun akıntısı ve burun tıkanıklığıdır.

Viral enfeksiyonlarda da görülmekle birlikte, özellikle beta grubu bakterilerden kaynaklanan boğaz iltihaplanmasında sıklıkla yüksek ateş ve titreme görülür. Ateş, çoğu hastada 38°C’nin üzerindedir.

Bağışıklık sisteminin zayıflaması ve boğazda virüs ya da bakterilerin varlığı hastaların kendilerini yorgun ve halsiz hissetmesine neden olur. Bu halsizlik hissi eklem ve kas ağrılarıyla birlikte görülür.

Bu belirtilerin tümü her hastada görülmemekle birlikte bazı vakalarda tüm belirtiler şiddetli seyreder. Bu şekilde şiddetli seyreden boğaz iltihaplanması hemen her zaman bakterilerden kaynaklanmakta ve hastalara antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır.

Boğaz İltihaplanması Nasıl Geçer?

Boğaz iltihaplanmasının tedavisi için öncelikle enfeksiyonun altında yatan nedenin ya da hastalığın doğru teşhis edilmesi gerekir. Bunun nedeni, virüs ya da bakteri kaynaklı boğaz iltihaplanmasında farklı tedavi yöntemlerinin uygulanmasıdır.

Virüs kaynaklı boğaz iltihaplanması bazı durumlarda kendiliğinden geçebilir. Evde uygulanabilen istirahat etmek, sıvı tüketimini artırmak, bitki çayları tüketmek gibi yöntemlerle iyileşme süresi kısaltılabilir. Bununla birlikte, özellikle boğaz ağrısıyla birlikte seyreden viral boğaz enfeksiyonunda, anti viral ilaçlar ve ağrı kesiciler de doktor kontrolünde kullanılır. Antibiyotiklerin ise virüsler üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Aksine antibiyotikler, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olduğundan tedavi sürecini uzatabilir.

Bakteriyel boğaz enfeksiyonunda ise tedavi, genel olarak antibiyotik ya da penisilinle yapılmaktadır.

Boğaz İltihaplanması Neden Olur?

Boğaz enfeksiyonunun nedeni çoğunlukla virüs ve bakterilerdir. Özellikle tonsilit olarak da bilinen bademciklerin iltihaplanmasının en yaygın nedeni beta hemolitik streptokoklardır. Vücudu hastalıklardan koruyan beyaz kan hücreleri (lökosit) üreten bademciklerin görevi, bu anlamda bakteri ve virüsleri uzak tutmaktır. Bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle beta grubu bakteriler başta olmak üzere bakteri ve virüsler bademciklerde çoğalabilir.

Yutak iltihabı olarak da bilinen farenjit ise çok büyük bir oranla virüs kaynaklıdır; bakterilerin neden olduğu farenjitle nadiren karşılaşılır. Akut ve kronik olarak ayrılan yutak iltihabı farklı belirtilere neden olur. Bununla birlikte boğaz ağrısı her iki tipte de yaygın olarak görülmektedir.

Akut farenjit; yutkunma ve konuşmada zorluk, boğazda şişlik, sesin kısılması, bademciklerin kızarması gibi belirtilerle kendini gösterir. Kronik farenjitte ise bu belirtilerin yanı sıra baş ağrısı, öksürük ve ateş gibi belirtiler de görülür. Sürekli boğaz iltihaplanması görülme nedenlerinden biri olan kronik farenjit; sık sık üst solunum yolu enfeksiyonu hastalıkları geçirmek, alkol ve sigara tüketmek, sürekli nem oranı düşük ortamlarda bulunmak ve sürekli yüksek sesle konuşmak gibi faktörlerle ilişkilidir.

Boğaz iltihaplanmasının nedenleri arasında bakteri ve virüslerin yanı sıra bağışıklık sistemini düşüren immünolojik hastalıklar ve romatizmal hastalıklar da bulunur.

Boğaz İltihaplanmasına Ne İyi Gelir?

Sık sık boğaz iltihaplanması yaşayanlar, medikal tedavinin yanı sıra evde doğal yöntemlerle de tedavi sürecine katkı sağlayabilir. Özellikle virüs kaynaklı enfeksiyonlarda antibiyotik kullanılmadığı için, hastaların evde kendi yapacakları uygulamalar iyileşmelerini hızlandırabilir. Virüs kaynaklı boğaz iltihaplanması yaşayan bireylerin rahatsızlıklarını en aza indirmek için uygulayabileceği yöntemler şunlardır:

    • Tuzlu su ile gargara yapmak
    • İstirahat etmek
    • Gün içinde bol sıvı tüketmek
    • Çok sıcak veya soğuk olan içecek ve yiyeceklerden uzak durmak
    • Nem oranı yüksek ortamlarda bulunmak
    • Sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmak

Çocuklarda Boğaz İltihaplanması

Özellikle 5-15 yaş arasındaki çocuklarda boğaz iltihaplanması yaygın olarak görülür. Bu nedenle ebeveynler sık sık “Çocuklarda boğaz iltihaplanması nasıl geçer?” şeklinde araştırma yapmaktadır.

Çocukluk döneminde görülen tonsillofarenjit (bademciklerin ve yutağın iltihaplanması), yaklaşık %70 oranında virüslerden kaynaklanır. İlköğretim çağındaki çocuklarda, viral boğaz enfeksiyonu birkaç kez tekrar edebilir. 12-15 yaş civarında ise enfeksiyonun tekrarlama olasılığı yükselir. Bunun önemli nedenlerinden biri, kalabalık okul ortamında virüslerin temas yolu ile yayılmasıdır. Çocuklarda tonsillofarenjite bağlı olarak görülen en yaygın belirti ise boğaz ağrısıdır.

Çocuklarda boğaz enfeksiyonunun nedeni genellikle virüsler olduğu için çoğunlukla medikal tedaviye ihtiyaç duyulmamaktadır. Bu vakalarda, çocukların bağışıklık sistemlerinin virüsle savaşmasına izin verilir. Boğaz ağrısı gibi belirtilerin vereceği rahatsızlıkları azaltmak için parasetamol grubu ağrı kesiciler kullanılabilir.

Boğaz enfeksiyonunun nedeninin beta grubu bakteriler olduğu durumlarda ise ortalama 10 gün boyunca antibiyotik tedavisi uygulanması gerekir. Üst solunum yollarını da etkileyen ve nefes darlığına neden olan durumlarda ise bademciklerin ameliyatla alınması önerilebilir.

2-3 yaş altındaki bebeklerde boğaz iltihaplanması ise oldukça nadir görülür. Görüldüğü durumlarda bu enfeksiyon, bebeklerin rahatsız ve huzursuz hissetmesine neden olur. Boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı gibi belirtilerle kendini gösteren boğaz iltihaplanması çoğu zaman virüs kaynaklıdır. Buhar duşu ve anne sütü ile sık besleme gibi yöntemlerle viral enfeksiyon iyileştirilebilir. Bakteri kaynaklı iltihaplanmada ise, çocuklarda ve yetişkinlerde olduğu gibi, mutlaka antibiyotik tedavisi uygulanması gerekir.

Boğaz İltihaplanması Kaç Günde Geçer?

Boğazda yanma, şişlik, ağrı gibi belirtilerle kendini gösteren iltihaplanma, hastaların rahatsız hissetmesine neden olur.

Viral boğaz iltihaplanması ortalama 7-10 günde geçer. Bu sürecin hızlanması hastaların istirahat etmesine, bol sıvı tüketmesine ve evde uygulayabilecekleri diğer yöntemlere bağlıdır.

Bakteri kaynaklı boğaz enfeksiyonunda ise antibiyotik kullanmak gereklidir, bu da sürecin uzunluğunu değiştirir. Doktor kontrolünde uygulanan boğaz iltihaplanması ilaç tedavisinin süresi aynı zamanda semptomların şiddetine göre de farklılık gösterir. Kronik hale gelen boğaz enfeksiyonlarında ise ilaç kullanımı yeterli olmayabilir. Bu durumda cerrahi yöntemlerden yararlanılır ve ameliyatla birlikte tedavi süresi de uzar.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.