bob usta oyuncak toyzz shop / Biz İkimiz 16. Bölüm Boğaz Köprüsü | İzlesene.com

Bob Usta Oyuncak Toyzz Shop

bob usta oyuncak toyzz shop

Ürün Kodu

: T00005346

Marka

: Dickie

Üretim Yeri

: Tayland

Yaş Aralığı

: 3 - 8

Cinsiyet

: Erkek

Barkod

: 4006333053467

Bob the Builder Aksesuarlı Araç Oyun Seti ile eğlenceli oyunlara hazır olun!

 

Bob ve arkadaşlarının bir grup iş makinesi arkadaşlarıyla olan inşaat maceralarını konu alan Bob Usta televizyon dizisinin figür ve araçları bu oyun setinde sizlerle birlikte olacak.

 

Araçlar Bob'a her görevde yardımcı olmaktan mutluluk duyar. Aksesuarlar ile birlikte gelen bu sette oyunlar daha gerçekçi ve eğlenceli hale gelecektir.

 

Set içerisinde; ürünün temasına uygun 1 adet metal gövde araç, 1 adet Bob figür ve 2 adet aksesuar yer almaktadır.

 

Serinin; yeşil biçerdöver, turuncu kamyonet, sarı kepçe, açık mavi vinç, lacivert tır ve kırmızı dozer kamyonlu oyun seti olmak üzere 6 farklı modeli bulunmaktadır.

 

Çocukların hayal gücünün, el-göz koordinasyonunun, arkadaşları ile oyunlar oynayarak sosyalleşmelerine ve yaratıcılıklarının gelişmesine yardımcı olmaktadır.

 

Tüm kredi kartlarına taksit ve aynı gün kargo avantajlarıyla satın alabilirsiniz. 

Yorum Yaz

Bu Kategoride En Çok SatanlarSon Bakılan Ürün ve AlternatifleriHepsini Biriktir

Haziran Ayının En Popüler 10 Oyuncağı

Haziran Ayının En Popüler 10 Oyuncağı
{{ listView }} arasını göster

MaviBahçe Dergi: Mart - Nisan

Sayı: 15 MART NİSAN 2018

GÜNCEL SoldOut Performance Hall İzmir’de Çiçek Zamanı Hayallerin Anahtarı Oyuncak Neden Fotoğraf Çekiyoruz?

SÖYLEŞİ

Sinema: Nesİm Bencoya Sushico: Özlem Duyar

BAHARDA

TAZELEN

MODA Stilini MaviBahçe’de Yarat Podyum Raporu 2018 Yeni Sezona Merhaba

HER SAYI İZMİR CEMİYET ÖZEL KÜLTÜR / SANAT REZAN KİRAZ’DAN BURÇ YORUMLARI

Sayı: 15

MART NİSAN 2018 MAVİBAHÇE ALIŞVERİŞ MERKEZİ’NİN ÜCRETSİZ YAYINIDIR ISSN 2149-8911



MaviBahçe: İzmir’in Yeni Eğlence Merkezi İzmir’in en seçkin buluşma, sosyalleşme, yemek yeme, eğlenme ve mutlu yaşam merkezi MaviBahçe, aldığı ödüllerine bir yenisini daha ekledi. Shining Star Awards 2018 Eğlence, Etkinlik Ödülleri’nde En Başarılı AVM Etkinliği Ödülü İzmir Salsa Kupası ile MaviBahçe’nin oldu! Shining Star Awards, eğlence, etkinlik ve rekreasyon alanlarına yönelik farkındalık yaratmak ve sektörün daha nitelikli hizmetler sunmasına katkı sağlamak amacıyla düzenleniyor. MaviBahçe geçtiğimiz yıl da Gökyüzünde Ziyafet ile perakendenin Oscar’ı kabul edilen Solal Pazarlama ödülünün yanı sıra üç ayrı uluslararası platformdan toplam 19 tane ödül almıştı. Tüm bu ödüller, sizlere daha farklı, daha yaratıcı hizmet ve etkinlikler yaratma yolunda bizlere rehberlik ediyor. MaviBahçe’nin yeni konuğu SoldOut Performance Hall, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Mehmet Erdem’in konseriyle İzmirlilere merhaba dedi. Müzikseverlerin yoğun ilgi gösterdiği açılış sonraki tarihlerde düzenlenen konserlerle de artarak devam ediyor. Türkiye’nin en sevilen sanatçı ve gruplarını ağırlayan SoldOut Performance Hall ile birlikte MaviBahçe, İzmir’in yeni eğlence merkezleri arasında adını en üst sıralara yazdırmayı başardı. Müziksever ziyaretçilerimizin yanı sıra sinemaseverlere de bir müjdemiz var: Ücretsiz film gösterimleri, MaviBahçe Açık Hava Sineması teras katımızda 15 Şubat’tan itibaren başladı. Bu etkinliğimiz sadece film gösterimleriyle sınırlı değil. Ziyaretçilerimiz gösterim sonrasında yönetmen ve oyuncularla söyleşilere de katılabilecek Bünyesinde barındırdığı güçlü markalarla modanın da merkezi olmayı başaran MaviBahçe, ziyaretçilerini İzmir’de ilk kez bir alışveriş merkezinde uygulanacak “styling” hizmeti ile buluşturacak. Bu hizmet (personal styling) herhangi bir yaş veya cinsiyet ayrımı gözetmiyor. Mezuniyetine hazırlanmak isteyen gençler, kozmetik ve moda alanında yardıma ihtiyacı olan kadınlar, önemli toplantılarda ne giyeceğini bilemeyen beyler, kısacası stilinde değişiklik yapmak ya da fark yaratmak isteyen herkes bu hizmetten yararlanabilecek. Ziyaretçilerimiz önceden randevu alarak İzmirli başarılı moda tasarımcısı Nur Karaata ile alışverişe çıkacak. Bu hizmetimizle ilgili detaylı bilgiyi dergimizin sayfalarında bulabilirsiniz. Minik misafirlerimiz bizim için çok değerli. Yarıyıl tatili boyunca çocuklara özel düzenlediğimiz yaratıcı, eğlenceli atölye çalışmalarımıza ilgi epeyce yoğundu. Baharın en güzel bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yaklaşıyor. MaviBahçe’de her yıl olduğu gibi bu yıl da 23 Nisan’ı tüm ziyaretçilerimizle birlikte coşkuyla kutlayacağız. Dergimizin içeriği de MaviBahçe’nin etkinleri gibi canlı ve heyecanlı konularla dolu. Yeni sayımızda yeni sezona damgasını vuran tüm trendleri, stil önerilerini, dünya podyumlarından kareleri bulacaksınız. Her sayımızda MaviBahçe’nin gurme mekânlarını sizlere yakından tanıtıyoruz. Bu sayının konuğu Uzak Doğu lezzetlerini MaviBahçe’ye getiren Suschico. Cep telefonlarının kamera özelliklerinin gelişmesi ve sosyal medya sayesinde fotoğraf yaşamımızın her anına girdi. Peki “Neden fotoğraf çekiyoruz?”. Bu sorunun yanıtını geçtiğimiz yılın Canon Avrupa Türkiye Fotoğraf Elçisi Sinan Çakmak kalemi ve fotoğraflarıyla yanıtladı. Tüm bunların yanı sıra sayfalarımızda hayata ve İzmir’e dair pek çok konu bulacaksınız. Severek okuyacağınızı umuyoruz. MaviBahçe’nin yeni etkinliklerinde buluşmak dileğiyle...

MART / NİSAN 2017 SAYI: 15 ISSN 2149-8911

YÖ NE TİM

MaviBahçe Alışveriş ve Yaşam Merkezi MaviBahçe Müdürü

A. Vedat C. Özeren Reklam Rezervasyon

Duygu Öztürk, Ece Boyacı Gizem Barutoğlu Yönetim Adresi

MaviBahçe Alışveriş ve Yaşam Merkezi Aziz Nesin Bulvarı 2040 / 3 Sk. Karşıyaka-İZMİR Tel: 0232 600 04 44 Yayın Türü

Yerel Süreli Yayın

Yay ın

Tüzel Kişi Temsilcisi

Oktay Uludağ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Tülay Özgür Kreatif Direktör

Ümit Kurt Graf ik Tasarım

Onur Koç Editör

Erdem Kabadayı Katkıda Bulunanlar

Afgan Karahan, Berrin Baş, Besray Köker, Derya Kırım, Özlem Türkdoğan Bilgi ve Danışma

[email protected] Baskı

Uniprint Basım San. ve Tic. A.Ş. Ömerli Mah. Hadımköy-İstanbul Cad. No: 159 34555 / İstanbul TEL: 0212 798 28 40 pbx FAX: 0212 798 20 63

www.apa.com.tr Dergimizin Dijital Versiyonunu www.mavibahce.com.tr/dergi adresinden takip edebilirsiniz.

© MaviBahçe dergisi T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Dergide yayımlanan yazı ile görseller izinsiz kullanılamaz ve alıntı yapılamaz.


İ Çİ N D EK İ L ER HER SAYI

98

KÜLTÜR-sanat Yeni çıkan ve en çok satan kitap, albüm ve DVD'ler.

14

MAVİBAHÇE İLE MODADAN İLHAM ALIN

94 SİNEMA Vizyona giren yerli-yabancı filmler.

80

48

OYUNCAK

DEKORASYON Evinize renk katacak öneriler.

100

ASTROLOJİ Rezan Kiraz'dan burç yorumları.

4


8

38

KADIN STİL

İZMİR'DE ÇİÇEK ZAMANI

10

ERKEK STİL

28

podyum raporu 2018

56 SESİN ÖLÜMSÜZLÜĞÜ 66 PLAK

İZMİR MUTFAĞI

62 70

MAVİBAHÇE GURME

uzak doğu lezzetlerİ mavİBAHÇE'DE

#İZMİRİNSTİLİ

ARZU BAYBAL

5


/mavibahce



SORBE

TONLARI

Forever New

BİR DONDURMACIDA GÖRECEĞİNİZ RENKLERİN TAMAMI İLKBAHAR/YAZ 2018 SEZONUNDA ANAHTAR PARÇALARINIZ OLACAK. BİRBİRİYLE ÖRTÜŞEN TONLARI RAHATLIKLA KOMBİNLEYEBİLİRSİNİZ. TABİİ MAKYAJINIZI DA İHMAL ETMEMELİSİNİZ! 8


1

5 2

3

6

4

7

8

Mac Cosmetics Sheen Supreme ruj stilinizin sorbe tonlarını tamamlayacak. Makyajınızda vurucu bir etki yaratmak isterseniz maskaranızı yoğun kullanmayı ihmal etmeyin.

1 _ N e t wo r k 2 _ N e t wo r k 3 _ H&M 4 _ I p e k yo l 5 _ Ke n z o Wo r l d 6 _ Di va r e s e 7 _ M ac Cos m e t i c s 8 _ H&M

9


TAKIM yapma

SANATI

Lufian

AÇIK TONLU PANTOLONLARLA KOYU RENKLİ CEKETLERİ KOMBİNLERKEN AKSESUAR SEÇİMİNİZİN STİLİNİZE UYGUN OLMASI ÖNEM KAZANIYOR. RİSK ALMAK İSTEMİYORSANIZ SİYAH JEAN’LERE YÖNELEBİLİRSİNİZ. 10


1

5 2

3

4

6

7

8

Issey Miyake Nuit D’Issey spor tarzı benimseyenler için uygun bir parfüm. İçeriğinde greyfurt özü gibi fresh notaların hakim olmasına rağmen odunsu alt notalar parfümü son derece kalıcı kılıyor.

1 _ M av İ 2 _ N e t wo r k 3 _ N e t wo r k 4 _ B e ym e n C l u b 5 _ M av İ 6 _ Armani/Exchange 7 _ Nuit D’Issey 8 _ H ot İ ç

11


12


MAVİBAH ÇE ÖZEL

STİLİNİ MAVİBAHÇE’DE YARAT MAVİBAHÇE MODASEVER ZİYARETÇİLERİNİN KARŞISINA YEPYENİ BİR HİZMETLE ÇIKIYOR. ZİYARETÇİLERİMİZ İZMİRLİ TASARIMCI VE STİL UZMANI NUR KARAATA İLE STİLİNİ BELİRLEYEBİLECEK. KARAATA’YA PROJENİN DETAYLARINI SORDUK. Röportaj: Yazgülü Yüksek FOTOĞRAF: Ronart Media / Serhat Işık

MaviBahçe dergimizin okurları sizi İzmir’in stili sayfalarımızdan tanıyor aslında. Yeni okurlarımız için kendinizi kısa tanıtabilir misiniz? İzmir’de yaşıyorum. Dört yıldır kendi adımı taşıyan mayo markamla web sitemiz nunuscloset’te hem de Türkiye’nin en iyi alışveriş sitelerinde online satış yapıyoruz. Ayrıca 30 ayrı tasarım butiğinde de sıcak satış yapıyoruz. Bir de iki yakın arkadaşımla birlikte oluşturduğumuz yeni bebeğimiz Brands & Friends adında konsept bir mağazamız var. Bize projenin içeriğinden bahsedebilir misiniz? Siz hangi aşamada devreye gireceksiniz? Ziyaretçilerine “kişiye özel styling” hizmeti sunmak isteyen MaviBahçe yönetimi benimle çalışmak istediklerini iletti ve bende mutlulukla kabul ettim. İzmir’de ilk kez bir alışveriş merkezinde bu tarz bir hizmet sunulacak. Biz de ekip olarak heyecanlıyız. Bu hizmet (personal styling) herhangi bir yaş veya cinsiyet ayrımı gözetmiyor. Mezuniyetine hazırlanmak isteyen genç kızlar, kozmetik alanında yardıma ihtiyacı olan kadınlar, hatta dış görünüşünde (saç rengi gibi) değişiklik yapmak isteyenler de bu hizmetten yararlanabilecek. Kısacası “Tarzımı değiştirmek istiyorum ama neyin yakışıp yakışmadığını anlayamıyorum” diyen kadınlar, erkekler, gençler benimle birlikte alışverişe çıkabilecek. Ayrıca, sadece kombin yapmakta zorlanan kişiler değil alışverişe

vakti olmayan çalışanlar da bu hizmetten yararlanabilecek. Peki nasıl çalışıyor bu hizmet? Hizmeti satın almak isteyen müşterilerimiz MaviBahçe ile iletişime geçecek ve randevu alacak. Genellikle bir hafta öncesinden randevu almanızı tavsiye ediyoruz. Saat başı bir bedel ödenen bu hizmetle ilgili detaylı bilgiye MaviBahçe’den ve MaviBahçe’nin sosyal medya hesaplarını takip ederek ulaşabilirsiniz. il ve sabit bir telefon eklensin Duyg 2018’in yeni sezonuna hangi yenilikler damgasını vuruyor? Modayı takip etmek isteyen okurlarımız hangi parçalara yatırım yapmalı? Parlak kumaşlar yaz sezonunda daha da hayatımızda yer edecek ve yadırganmayacak. Bu ürünleri almaktan kimse çekinmesin. Size göre bir kadının ya da erkeğin stil sahibi olduğunun göstergeleri nelerdir? Kendinden emin bir şekilde seçtiği parçaları kendine yakıştırmışsa o kişi stil sahibidir diyebilirim. Yani hem kıyafet eğreti durmayacak hem de içerisindeki! Alışverişe çıktığımızda bazen çok güzel bir üst veya alt görürüz ama neyle giyeceğimizi düşünmeden alırız. Bu tür durumlarda kombin yapmanın bir şifresi var mı? Genellikle jean pantolonlar veya sade parçalar “neyi neyle giyeceğimizi bilemediğiniz” durumlarda yardımcı olabiliyor.

Stili tamamlayan unsurlardan biri de aksesuarlar. Takı, gözlük ve çanta seçerken nelere dikkat etmeli? Özellikle gözlükte çok fazla sezon trendi olabiliyor. Ben genellikle her ürünle kullanabileceğim tarzda seçimler yapıyorum ve danışanlarıma da bunu öneriyorum. İnsan bazen bir sonraki sezonda aldığı üründen pişmanlık duyabiliyor. Çantalarda da on yıl sonra da kullanılabilecek parçalara yatırım yapmalı. Bu saat ve takı seçiminde de geçerli. Ayakkabı da önemli. Bu konuda tavsiyeleriniz neler? Herkesin bir siyah stillettosu olmalı mı? Kesinlikle, özellikle dar paça pantolonlarla çok şık ve asil duruyor. Önümüz yaz... Davetler, mezuniyet törenleri başlıyor. Gece davetleri için bu sezonun trendleri neler? Olabildiğince yalın parçalar bu sezon revaçta. Desen, model veya kumaş iddialı olabilir ama detaylar olabildiğince yalın olmalı. 2018’in popüler rengi mor ötesini stiline uygulamaya karar verenler hangi renklerle kombinlemeli? Nude tonlar, kremler, beyazlar ve altın sarısı mor rengi besleyebilir. Styling hizmeti ile ilgili bilgi almak için: (0232) 600 04 44

13


M A V İ B A H Ç E

i l e

M O D A D A N

İLHAM ALIN Bahar ışıltısı Nars Cosmetics;

dudaklar, gözler ve yanaklar için yeni tonları ve formülleriyle İlkbahar 2018 Renk Koleksiyonu’nu sunuyor. Doğal tonların ışıltısı ile sezonu karşılayın. Kremsi ve tam kapatıcı özelliğe sahip çok sevilen Lip Cover dört farklı rengi ile karşınızda. Koleksiyona özel sınırlı sayıda üretilen bu ürün, dudaklara kremsi dokusuyla yumuşak bir his verirken, yoğun pigmentli renkleri ile dudakları ortaya çıkıyor.

metalik etki Gözler metalik tonlardaki Velvet Shadow Stickler ile ışıldarken, çarpıcı tonları ile Liquid Blush ve Highlighting Blush yanakları canlandırıyor. Yanaklarda satenimsi bir his uyandıran, cilde inci parlaklığı kazandıran aydınlatıcı toz allık yenilenen formülü ve ince yapısı sayesinde kolayca uygulanıyor, cildi sağlıklı bir görünüme kavuşturuyor.

14


#Taksana yakışanı Atasay, “Tak Sana Yakışanı”

mottosu ile marka yolculuğunda yepyeni bir dönemi başlatıyor. Atasay, moda kulvarında daha güçlü bir marka olma hedefiyle değişiyor. Marka kimliğindeki dönüşümle “Tak Sana Yakışanı” diyerek kadınlara sahip oldukları gücü hatırlatıyor ve kişiliklerini yansıtmaları için yepyeni deneyim fırsatı sunuyor. Bu dönüşümle özgür kadının ruhuna sahip çıkan Atasay, kadınlara moda markasına dönüşmenin eşsiz deneyimini yaşatıyor.

her günün markası Modaya daha büyük bir tutkuyla sahip çıkan ve kadın modasının ayrılmaz parçası olan Atasay, stil ve tarzını daha dinamik bir ruhla anlatıyor. Atasay Mücevherat Ceo’su Atasay Kamer, “Kadınlara ilham olmak istiyoruz. Geleneksel marka tavrımızı geleceğe hazırlamak için kolları sıvadık. Aslında bir parçası olduğumuz moda sektörünün güncellenen kodlarını çözmeye çalıştık. Yeni bir söylem güncel bir duruşa geçmeliydik. Sadece özel günlerin değil her günün markası olmak, yeni nesli de heyecanlandırmak istiyorduk” diyor.

15


mavibahçe ile modadan

Pırıl pırıl Femİnen bİr görünüm

ve parıltılardan ilham alarak tasarlanan New Balance 574 Glitter Punk, günlük giyimde cesur ve canlı bir tarz yaratmak isteyenler için ideal seçenekler arasında yer alıyor. New Balance’ın klasik siluetinin parlak deri malzeme, metalik ve göz alıcı detaylarla şekillendirildiği 574 Glitter Punk’ın üç ayrı rengi bulunuyor. Rose, gri ve siyah renk alternatifleriyle New Balance 574 Glitter Punk, her an parıldayarak göz alıcı olmanızı sağlıyor.

özgün stiller New Balance 574 Evergreen Pack ise özgün stillere ilham oluyor. New Balance’ın en ikonik tasarımlarından 574’ü estetik görünüm ile buluşturan Evergreen Pack markanın mirasını yansıtıyor. 30 yılı aşkın süredir lifestyle ayakkabı kategorisinin en özel siluetlerinden birisi olan New Balance 574’ün Evergreen Pack’i hem erkek hem de kadın ayakkabı alternatifleri ile sunuluyor. New Balance 574 Evergreen Pack bordo, siyah ve lacivert renk seçenekleriyle günlük giyim tarzınızı tamamlıyor. Üç farklı rengin yer aldığı 574 Evergreen Pack, kontrast renklerde dikiş detayları, esnek süet ve nefes alabilen yapısıyla dikkat çekiyor.

16


Trençkot koleksİyonu Koton, en moda trençkot modellerİyle

İlkbahar-Yaz sezonunun kilit parçalarını oluşturuyor. İlkbahar-Yaz sezonunun kurtarıcı parçaları trençkotlar en moda seçenekleriyle Koton’da yerini alıyor. Farklı tarz ve model seçenekleriyle sezona sunulan tasarımlar bahar kombinlerinin olmazsa olmaz parçaları arasında gösteriliyor. Koton Trençkot Koleksiyonu uzun, kısa ve midi boy tasarımları farklı renk ve siluetlerle bir araya getiriyor.

zamansız parçalar Klasik kesim modellerinde camel ve navy gibi yumuşak renklerin tercih edildiği tasarımlar gardıropların zamansız parçalarını oluştururken, sezonun trendi süet trençkotlar ise pembe ve kırmızı gibi canlı renkleriyle dikkat çekiyor. Süet görünümlü düğmesiz modellerden çift düğme modellerine, süet görünümlü sıfır yaka-tek sıra düğme trençkot tasarımlarından süet görünümlü düğmesiz kısa trençkot tasarımlarına kadar pek çok farklı kullanım seçeneği Koton’un yeni sezon koleksiyonları arasında yer alıyor.

17


mavibahçe ile modadan

Doğal renkler Ilıman İklİmİn hakİmİyetİndekİ

geçiş sezonunda doğal renklerle kusursuzca dengelenen çiçek desenleri işleme ve nakışlarla zenginleşerek sizi İpekyol’un modern dünyasına davet ediyor. Doğanın en canlı tonlarında hayat bulan modern ve zamansız siluetler, 2018 ilkbahar koleksiyonuyla Ipekyol kadınına zarafet dolu bir şıklık vaat ediyor. İlhamını doğadan alan Ipekyol 2018 İlkbahar Koleksiyonu, modern dokunuşları ve feminen tavrının yanı sıra doğal kumaşları ve kusursuz renk kodlarıyla bir araya gelerek Ipekyol kadınına kusursuz bir seçki sunuyor.

geçiş mevsimi Siyah, beyaz ve bordo hakimiyetinin sürdüğü desenli bluz ve elbiseler, poplin, jakar dökümleri ve tüvit kumaşın hafifliğiyle zenginleşen ceketlerle eşleşiyor. Sportif görünümün çizgi detaylarla desteklendiği koleksiyonda öne çıkan ince trikolar, nakış detaylı parka ve kusursuz görünüm vaat eden pantolonlarla nokta atışı yapıyor. Zengin desen ve dokularla hem lüks hem de spor bir görünüm katan geometrik desenli pilili etekler, elbiseler ve volan detaylı bluzlar bel hattına vurgu yapan kemer detaylarıyla modern siluetlere referans veriyor.

18


Şehİr şıklığı Sezona yenİlİkçİ ve hayat dolu

bir giriş yapan Beymen Club İlkbahar/ Yaz 2018 Koleksiyonu; çiçek desenleri, üç boyutlu işlemeler, pliseler, volümlü kıvrımlar, zarif nakışlar ve renkli grafiklerle zenginleşen göz alıcı detayları ile şık ve zarif bir yaz müjdeliyor. Şehir şıklığından ödün vermeden tasarlanan kusursuz kalıplı ceket pantolon takımlar feminen fisto bluzlarla kombinlenerek, sezona özel geliştirilmiş kumaş ve detaylarıyla yeniden yorumlanıyor.

etnik ve egzotik Ferah ve hafif dokusuyla konforlu ama şık bir stilin temel taşlarını oluşturan keten tasarımlar yaz boyunca gardırobunuzun vazgeçilmezi olacak. Sıcak yaza doğru etnik ve egzotik dokunuşlardaki tasarımların öne çıktığı koleksiyonda, özellikle Afrika kültüründen esinlenen parlak mercan rengi, geometrik desenlerle birleşen parlak bakır tonları ve el işlemesi renkli boncuk işlemeler dikkat çekiyor. Akışkan, düşük omuzlu kesimler, volümü bol bohem elbiseler sandaletlerle ve hatta yalın ayak kombinlenerek yaz mevsiminin enerjisini yükseltiyor.

19


MODA T R EN D RA P O RU

YENİ SEZONA MERHABA TAHMİNLERDEN ÖNCE ISINAN HAVANIN ETKİSİYLE İLKBAHAR/YAZ 2018 SEZONU DA RESMEN AÇILMIŞ OLDU. ŞİMDİ BUNUN KEYFİNİ ÇIKARMA ZAMANI. YEPYENİ VİTRİNLERİ BİZİMLE GEZMEYE NE DERSİNİZ? YAZI: D E R YA K I R I M

20


1

RENK FESTİVALİ

2

RESMİ G İYİM ORTAĞ I

Tommy Hilfiger imzalanan anlaşmayla 17 yıl sonra yeniden Formula 1 dünyasına dönerek, dört kez dünya şampiyonluğunu kazanan Mercedes-AMG Petronas Motorsport takımının Resmi Giyim Ortağı oluyor. Tommy Hilfiger, dört kez Formula 1 Dünya Şampiyonu olan Mercedes-AMG Petronas Motorsport ile stratejik işbirliği anlaşması imzaladı. Böylece marka, 2018 sezonundan itibaren Mercedes-AMG Petronas Motorsport takımının Resmi Giyim Ortağı olacak ve Tommy Hilfiger’ın markasını kurduğu tarihten bu yana kucak açtığı spor sponsorluğu mirasını ileriye taşıyacak.

adidas Originals geçmişten taşıdığı büyük mirasın önemli bir yansıması olan Adicolor Koleksiyonu'nu yeni sezonda canlandırıyor. 2018 İlkbahar/ Yaz sezonunda canlı renkleriyle yeniden bizi renkli dünyasına alan adicolor, oyun kurgusunun içinde sofistike yönünü de koleksiyonla buluşturuyor.

3

S HEA YAĞI MUCİZESİ

Suların kireçli yapısı, şaşırtan iklim değişiklikleri bize hayatın eskisi gibi olmayacağını da hatırlatıyor. L’Occitane, çareyi dünyada bilinen en güçlü besleyici yağı Shea ile açıklıyor. Shea meyvesi ısıtıldığında ortaya çıkan özüt saç ve ciltteki lipitleri besleyen, yenileyen ve hasar gideren altın renkte bir esansiyel yağ içeriyor.

21


4

YENİ MARKA YÜZ Ü

Revlon’un yeni marka elçisi Gal Gadot, kadınların tutkularını, gücünü, iyimserliğini ve stilini ifade etmesine ilham olmayı amaçlayan “Live Boldy” kampanyasının da yüzü oldu. Kısa bir süre sonra lansmanı gerçekleşecek “Live Boldy” (Cesur Yaşa) kampanyası farklı kültür ve yaşam tarzı olan kadınların bir araya gelmelerinden ve bu oluşumdan ortaya çıkan güçlü söylemleri, deneyimleri ve güzelliğin farklı yönlerini bizlere gösterecek.

5

S O NS U Z SEVGİ Swarovski’nin yeni Lifelong ailesi sonsuz sevgiyi simgeleyen düğüm motifine moda dolu bir bakış açısı kazandırıyor. Organik bükümler ve dönüşler, düğümün sonsuz akışını yeniden canlandırıyor. Beyaz berrak kristaller ise pembe altın ve rodyum kaplama tasarımlara göz alıcı bir şekilde yerleştiriliyor. Cesur iki renkli kelepçe ve ikili yüzük favoriler arasında.

22

6

B OL S EÇE NEK

Ayakkabı Dünyası, ayakkabı ve aksesuar alternatifleriyle sayısız seçenek sunuyor. Ayakkabı Dünyası’nın her zevke uygun ayakkabı, çanta, cüzdan ve aksesuar seçenekleri ile kombininizi tamamlayabilirsiniz.


6

BALMAIN O RTAKLIĞI

L’Oréal Paris, ilk kez bir moda markasıyla işbirliği yaparak moda dünyasının özgür ruhlu, cesur ve genç tasarımcısı Olivier Rousteing’in öncülüğündeki Balmain ile sınırlı sayıda üretilen çok özel bir ruj koleksiyonuna imza attı. L’Oréal Paris’in matlığa yepyeni bir dokunuş kattığı Color Riche ruj serisi, Balmain’in herkese ilham veren stili ile birleşti. Safari Woman, Rock Woman ve Couture Woman olmak üzere 3 ayrı temayla tasarlanan Balmain&Color Riche koleksiyonu özel tasarım ambalajında kusursuz 12 mat tona sahip.

7

TASARI M FARKI Avrupa’da ve dünyada trend haline gelen, renkli modüler çantaları ve aksesuarları ile tanınan İtalya’nın başarılı tasarım markalarından O bag, MaviBahçe’de açıldı. O bag, çantalarını kişiselleştirmek isteyenler için harika bir alternatif sunuyor; O clock, O bag 50, O classic, O bag mini, O pocket, O basket, O folder, O chic, O city, O moon ve çok sayıdaki aksesuar çeşitleriyle müşterilerine kendi çantalarını tasarlama imkânı veriyor.

8

IŞILTILI KOLEKSİYON Monemel’in Swarovski işbirliği ile hazırladığı 2018 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu kadınların kalbini çalmakta hiç zorlanmayacak gibi. Koleksiyon, renkleri ve ışıltısıyla göz kamaştıran takılarıyla sadece kadınların değil özel günler için hediye seçiminde zorlanan erkeklerinde imdadına da yetişiyor. İlkbaharın simgesi kelebekler, şans getiren pandalar, aşkınızı simgeleyen kalpler ve çok daha fazlası MaviBahçe Monemel’de sizleri bekliyor.

23


9

SOKAK T RE N D L E R İ Geçmişi 1989 yılına dayanan Jack & Jones, İskandinav ve Avrupa kültürünün yenilikçi erkek modasına girerek bugün kendini pazarda en güçlü jean markalarından biri haline geldi. Moda bilinci olan erkeklerin kıyafetleri ile kişiliğini yansıtmasını kolaylaştıran ürünlerin hepsi bir jean pantolon ile mükemmel uyum sağlıyor. Sende sokak trendlerini İlkbahar-Yaz 2018 koleksiyonu ile keşfetmek istiyorsan MaviBahçe, Jack & Jones mağazası seni bekliyor!

11

MAN İFESTO

10

AKI L L I SAAT

Fossil saatleri, kişiselleştirilebilen, ilham verici, sade, klasik ve akıllı saat modelleriyle karşınızda. Stiline önem verenleri markanın zarif ve modern olduğu kadar akıllı olan saat koleksiyonu bekliyor. İnovatif teknolojisiyle hayatınızı kolaylaştırmanın yanı sıra şarja ihtiyaç duymayan bu özel serinin dokunmatik ekranı sayesinde dilediğiniz kadranı seçebilir, en çok kullandığınız özellikleri ve aplikasyonları kadranınızın üzerine taşıyabilirsiniz.

24

Versace saatleri pozitif mesajlarla tasarlanan özel saat serisini sunar: V-Circle - Manifesto serisi. Büyük harflerle yazılan sözcüklerin anlamı güçlü ve açık bir şekilde kayışların üzerinde paylaşılıyor. Böylece alışılageldik saat tasarım dünyasına mesajlarla giren bu yeni seri yalnızca saat değil, aynı zamanda kuvvetli enerji taşıyan özel bir aksesuar serisi olduğunu gözler önüne seriyor. Alternatif olarak, aynı saat modellerini hasır çelik bilezikle de birleştirerek retro bir görünüm elde edebilirsiniz.


12 YILDIZ ETKİSİ

Baharın enerjisi, güneşin cazibesi ve yeni mevsimin heyecanını ayakkabı koleksiyonu ile stilinize yansıtan Elle, adeta yıldız etkisi yaratıyor. Markanın bahara göz kırpan ayakkabı koleksiyonunda, doğal ve romantik pastel stilettolar, zarif dokunuş ve detaylarla yaşam biçimi haline gelen spor ayakkabılar ve baharın müjdecisi ışıltılı babetler tarzınıza renk katıyor.

14

İDDİALI ADAYLAR Watsons tarafından Türkiye'de dördüncü kez düzenlenecek olan Güzellik ve Kişisel Bakım Ödülleri'ne Urban Care’den iki iddialı aday var. Urban Care Shake N Repair 7/24 Curl Milk Treatment Anti Frizz Köpük “En İyi Saç Bakım Ürünü", Go Nuts With Coconut Dry Shampoo “En İyi Şampuan” kategorisinde aday.

13

BAHARA HAZIR Mango İlkbahar/Yaz 2018 Koleksiyonunda poplin kumaşlarda, kiremit ve turuncu renklerdeki çizgili desenlerde, soluk tonlardan parlak fuşya rengine kadar yıldız rengimiz pembenin tüm çeşitlerini görüyoruz. Hem rahat hem feminen görünüm elde etmek için volümlü kollar, geniş kesimli deri tasarımlarla kombinlenebilir.

25


15

BEB EKLERE ÖZEL

LC Waikiki, geniş ürün yelpazesinde yer alan tüm ürünlerinde olduğu gibi yeni doğan için tasarlanan koleksiyonda da ürün güvenliğini ve insan sağlığını ön planda tutuyor. Annelerin ihtiyaçları doğrultusunda yeni doğan bebek koleksiyonunda yüzde yüz organik pamuktan üretilen parçaları ekleyen LC Waikiki, 0-18 ay aralığındaki bebekler için çeşitli tulum, hırka, çıtçıtlı body ve yeni doğan setleri hazırladı.

16 17

I Ş ILTI L ı BA HAR

Pırlanta kesimleri arasında yakaladığı trend ile adından oldukça söz ettiren ve tercih edilen baget kesim pırlanta ürünler, mücevher meraklılarının son dönemde vazgeçemediği takı grupları arasında yer alıyor. Baget kesim pırlantalar mücevher meraklılarına diğer pırlantalara göre kesimi, modeli ve işçiliği ile bambaşka bir pırlanta tecrübesi yaşatıyor. Favori Baget Koleksiyonu çeşitli modelleri ve uygun fiyat seçenekleriyle ilkbahardaki şıklığınızı tamamlayacak.

26

ZEN GİN DETAYLAR Network İlkbahar/Yaz 2018 Kadın Koleksiyonundaki zamansız siluetler, yazın enerjisini yansıtan farklı temalar etrafında buluşuyor. Şıklığından ödün vermeyen Network kadını bu sezon yine doğadan, farklı kültürlerden ve geleneksel unsurlardan yola çıkarak güçlü detaylarla zenginleşen modern bir görünüme ulaşıyor.



6

BALMAIN O RTAKLIĞI

L’Oréal Paris, ilk kez bir moda markasıyla işbirliği yaparak moda dünyasının özgür ruhlu, cesur ve genç tasarımcısı Olivier Rousteing’in öncülüğündeki Balmain ile sınırlı sayıda üretilen çok özel bir ruj koleksiyonuna imza attı. L’Oréal Paris’in matlığa yepyeni bir dokunuş kattığı Color Riche ruj serisi, Balmain’in herkese ilham veren stili ile birleşti. Safari Woman, Rock Woman ve Couture Woman olmak üzere 3 ayrı temayla tasarlanan Balmain&Color Riche koleksiyonu özel tasarım ambalajında kusursuz 12 mat tona sahip.

7

TASARI M FARKI Avrupa’da ve dünyada trend haline gelen, renkli modüler çantaları ve aksesuarları ile tanınan İtalya’nın başarılı tasarım markalarından O bag, MaviBahçe’de açıldı. O bag, çantalarını kişiselleştirmek isteyenler için harika bir alternatif sunuyor; O clock, O bag 50, O classic, O bag mini, O pocket, O basket, O folder, O chic, O city, O moon ve çok sayıdaki aksesuar çeşitleriyle müşterilerine kendi çantalarını tasarlama imkânı veriyor.

8

IŞILTILI KOLEKSİYON Monemel’in Swarovski işbirliği ile hazırladığı 2018 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu kadınların kalbini çalmakta hiç zorlanmayacak gibi. Koleksiyon, renkleri ve ışıltısıyla göz kamaştıran takılarıyla sadece kadınların değil özel günler için hediye seçiminde zorlanan erkeklerinde imdadına da yetişiyor. İlkbaharın simgesi kelebekler, şans getiren pandalar, aşkınızı simgeleyen kalpler ve çok daha fazlası MaviBahçe Monemel’de sizleri bekliyor.

23


28


PODYUM RAPORU

2018 NEW YORK, MİLANO, LONDRA VE PARİS PODYUMLARI, İLKBAHAR/ YAZ 2018 SEZONU İÇİN MODANIN KURALLARINI ORTAYA KOYDU. İLHAMINI SANATTAN ALAN TASARIMCILAR, GÖSTERİŞLİ SİLUETLERLE PODYUMLARI DOMİNE ETTİ. SEZONA HAKİM OLAN GÖRÜNÜMLER SİZE DE İLHAM VERECEK!

29


Gösterişli koleksiyon Chanel Chanel İlkbahar/Yaz 2018 defilesi Paris Moda Haftası kapsamında gerçekleşti. Couture şovu için Grand Palais bu defa bir Fransız bahçesine dönüştü. Daha önce Karl Lagerfeld ile bir kapsül koleksiyon hazırlığında olduğunu öğrendiğimiz Kaia Gerber, Chanel Haute Couture defilesinde de yürüdü. Koleksiyona bakarsak bu sezon tasarımcı, akuatik tonlarda bir hikâye yazıyor adeta. Romantik gökkuşağı paleti, gümüş ve gold yansımalar, akuatik mavi print’ler, lüks yeşiller ve doğanın enerji veren gölge tonları koleksiyonun siluetlerini özetliyor. Süper satenler, danteller ve etek detaylarında deri kullanımları yine göze çarpan detaylar arasında. Chanel’in elegan tavrı beyaz, şifon XL üstlerle tamamlanan mini eteklerle zirve yapıyor. Elbiseleri ise kristal aksesuarlar ve kurdeleler farklı kılıyor.

30


Akıcı siluetler Emilio Pucci Güneşli bir havada Şangay’dan Miami’ye uzanan eğlenceli bir yolculuğa çıkaran koleksiyonda Emilio Pucci’nin değerleri kozmopolit bir yaklaşım ile yeniden vurgulanıyor. Akıcı silüetler, pastel nüanslar, renk patlamaları ve desen oyunlarıyla dikkat çeken Emilio Pucci Resort 2018 Koleksiyonu’nda parkalar, safari ceketler, pijamalar, tunikler ve akıcı pantolonlar gibi rahat modeller geniş yer tutuyor. Beymen’de inceleyebileceğiniz koleksiyonun gözde parçalarından bir diğeri ise, işlemeli kolsuz elbiseler.

31


Ayakkabı aşkı Aquazzura Ayakkabı dünyasının en gözde markaları arasında yer alan ünlü İtalyan markası Aquazzura, moda ikonu Claudia Schiffer ile çok özel bir koleksiyona imza attı. Aquazzura Kreatif Direktörü Edgardo Osorio ve Claudia Schiffer’ın birlikte hazırladığı kapsül koleksiyon, ünlü modelin yaşam tarzını ve zevkini ifade eden favori parçalarından yola çıkarak tasarlandı. Koleksiyonda, şık gece ayakkabılarından püsküllü düz botlara, bottie’lerden topuksuz modellere modern kadının hayal edebileceği sekiz farklı stilde modeller yer alıyor. Aquazzura Claudia Schiffer Koleksiyonu, Beymen’de ayakkabı ve stil tutkunlarıyla buluşuyor.

32

KAPSÜL KOLEKSİYON, İDDİALI VE ÇARPICI TASARIMLARIYLA AYAKKABI TUTKUNLARINA HİTAP EDİYOR.


Hayat ağacı Etro Bu yıl 50. yılını kutlayan Etro, Veronica ve Kean Etro tarafından tasarlanan İlkbahar / Yaz 2018 Koleksiyonunda geleneksel Hint kültürünü markanın şık ve bohem bakış açısıyla yeniden yorumluyor. Hayat Ağacı adını taşıyan ve parlak beyazlardan gökkuşağı renklerine zengin renk paletiyle dikkat çeken koleksiyon, Beymen’de. Koleksiyon, sezona saflığın simgesi beyaz ile giriş yapıyor. Mercan, somon, turuncu, mor, kahverengi ve zümrüt yeşili tasarımları ile sezona renk katıyor.

Bahar enerjisi Furla Sanatsal dokunuşlar her geçen gün moda üzerindeki hakimiyetini artırıyor. Son yıllarda bu eğilimi tasarımlarında yoğun işleyen markalardan biri de Furla. Markanın İlkbahar/Yaz 2018 Koleksiyonundaki eğlenceli figürlü tasarımlar en sade kombini bile renklendirecek nitelikte. Baharı müjdeleyen kelebekler, renkli kuşlar tasarımlarda kullanılan figürler arasında.

33


G Ü Z EL L İ K

GEÇİŞ MEVSİMİNDE PÜRÜZSÜZ BİR CİLT İÇİN

10 ÖNERİ

34


HAVANIN ETKİSİYLE CİLTTE GERGİNLİK, DÖKÜLME VE ÇATLAKLAR OLUŞABİLİYOR. AÇIK HAVA İLE İÇ MEKÂNLAR ARASINDAKİ SICAKLIK FARKI DA CİLTTEKİ KURULUĞU ARTIRABİLİYOR. BU DÖNEMDE CİLDİN CANLILIĞINI VE PARLAKLIĞINI KORUMAK İÇİN BİRKAÇ PÜF NOKTASINA DİKKAT ETMEK YETERLİ. MEMORIAL HİZMET HASTANESİ DERMATOLOJİ BÖLÜMÜ’NDEN UZM. DR. SELMA SALMAN, GEÇİŞ MEVSİMLERİNDE SAĞLIKLI BİR CİLT İÇİN YAPILMASI GEREKENLERİ ANLATIYOR. YAZI: D E R YA K I R I M

1 Cildinize göre

nemlendirici kullanın

Cildi nemlendirirken kullanılan ürünlerin krem, losyon formları yerine merhem, pomat gibi yoğunluğu daha fazla olanları tercih edilmeli. Yüze kullanılacak nemlendirici seçilmeden önce dermatoloji uzmanı tarafından yapılan analizle cildin kuru, karma veya yağlı olup olmadığı belirlenmeli, daha sonra seçim yapılmalı. Kullanılan ürünlerin nem çekme özelliği olan maddeler içermesi arzu edilmektedir. Özellikle havayı kurutan ısıtma araçları ciltte kurumaya neden olarak; gerginlik, pul pul dökülmelere el ve ayaklarda çatlaklara yol açar. Cilt kuruluğu konusunda önlem alınmadığı takdirde soğuğa en çok maruz kalan bölgelerde egzama oluşabilir. Cildin nem ihtiyacı diğer mevsimlere nazaran kışın artacağı için nemlendirici olarak su bazlı ürünler yerine daha yoğun içerikli ürünler önerilebilir.

bariyerini yok eden bu tür ürünler soğuk havanın olumsuz etkilerine karşı cildi savunmasız bırakır. Bunların yerine cildi kurutmayan temizleme sütleri ve köpükler, alkol içermeyen tonikler ve nemlendirici maskeler tercih edilmeli.

4 Temizleme

jelleri yerine sabun kullanın

El hijyenini sağlamak için ıslak mendil, kolonya, el temizleme jelleri gibi cildin Ph dengesini bozabilen, kimyasal yükü yük-

sek ürünler yerine renksiz kalıp sabunlar kullanın.

5 Ayaklarınızı

ihmal etmeyin

Topuklardaki sertleşme ve çatlak oluşumu artarak sosyal yaşamı olumsuz etkileyebiliyor. Nemlendirme sıklığını artırmakla birlikte deriyi tahriş etmeden periyodik olarak topuklardaki ölü deriyi soymayı sağlayan dermatoloji uzmanının önerdiği ürünleri kullanmak fayda sağlar. Bu işlem ayak için kullanılan nemlendiricilerin daha hızlı ve derine etki etmesini kolaylaştırır.

2 Gözeneklerin

tıkanmamasına özen gösterin

Yüze uygulanacak yağ bazlı ürünlerin avokado, çuha çiçeği veya bademden elde edilen gözenekleri tıkamayacak içeriğe sahip olmasına dikkat edilmeli. Gözeneklerin tıkanmasına neden olan ürünler yüzde yağlanma ve sivilcelenmeye neden olabilir.

3 Alkol oranı

yüksek toniklerden uzak durun

Yüz derisinin çok kuru ve hassas olduğu durumlarda, yoğun peeling sağlayan ürünler, kil maskesi ve alkol oranı yüksek toniklerden uzak durulmalı. Yüzdeki yağ

35


G Ü Z EL L İ K

Cildinize en doğru bakım rutinini oluşturmak için dermatoloğunuzdan yardım isteyin. Cildinizi analiz ettikten sonra dermatoloğunuz size uygun ürünleri tavsiye edecektir.

6 Odanızı

havalandırın

Isıtma araçları, ev ve ofis ortamında hem sıcak hem de kuru bir havaya yol açmakta. Bu durumun önüne geçmek için eve ve ofise alınacak nem sağlayıcı cihazlar faydalı olabilir. Odanın havalandırılması da içerideki havanın kurumasının önüne geçer.

7 Kaynar suyla yıkanmayın

Çok sıcak banyodan kaçınmak ve banyoda geçirilen zamanı azaltmak, cilt sağlığı bakımından fayda sağlar. Vücudun yağ bariyerini bozan sıcak banyo nem kaybına yol açabiliyor. Çok sıcak suyla yıkanmak yerine ılık suyla duş tercih edilmeli.

8 Güneş

koruyucu kullanın

Güneş ışınlarının ciltte yarattığı lekelenme, yaşlandırma ve cilt kanseri gibi olumsuz etkiler yaz ayları kadar olmasa bile kışın da devam etmektedir. Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için cilt bakımının vazgeçilmez basamağı güneş koruyucuların kullanılmasına devam edilmeli.

9 Mezoterapi

ile parıldayan bir cilde sahip olabilirsiniz

Hasarlanan cildin bakımı için mezoterapi uygulamaları yapılabilir. İlaç ve bitki özü karışımlarının ihtiyaç duyulan bölgeye küçük hacimlerle enjekte edilmesiyle gerçekleştirilen mezoterapi işlemiyle; hücre ve bağ dokusu yenilenmektedir. Cildin tekrar nem kazanmasını ve sıkılaşmasını sağlayan işlem; güneş ışığı, sigara, hava kirliliği gibi

36

cilt altındaki doku hasarına yol açan zararlı etkenlerden de korunma sağlar.

10 Kendi kanınızla

gençleşin

PRP (Platelet Rich Plazma) yani trombositten zengin plazma, kişiden alınan bir tüp kanın santrifüj edilerek bileşenlerine ayrıştırılması ile elde edilmektedir. PRP trombositten ve dolayısıyla trombosit içinde mevcut olan büyüme faktörlerinden

zengin bir sıvıdır. Elde edilen sıvının tedavi edilecek bölgeye enjekte edilmesiyle cildin kaybettiği nem tekrar kazandırılarak ciltte aydınlanma sağlanır. PRP ve mezoterapi ile kombine edilebilen ve kolajen üretimini artıran altın iğneli radyofrekans, dermapen gibi yöntemler de bu mevsimde hasar gören cildi onarmada yardımcı olur.


Bu ürünlerle cildinize ihtiyacı olan nemi kazandırıp geçiş mevsimini sorunsuzca atlatabilirsiniz.

Pratik nemlendirici Neutrogena Norveç Formülü Hızlı Emilen Bakım Kremi, içeriğindeki E vitamini sayesinde cildinizi besliyor ve güneşten dolayı nemi azalan cildinizi hızlı emilen yapısı sayesinde yumuşacık ve pürüzsüz bir hale getiriyor. Yüzün yanı sıra, boyun ve dekolte bölgesi için de kullanılabilen ürün, cildi neme doyuruyor.

Serum desteği Nivea’nın tüm yaşlanma belirtilerine karşı önerilen Vital serisine şimdi de serum katılıyor. Komple bakım sağlayan serideki yeni Yaşlanma Karşıtı Serum, doğal soya özüne ek olarak hyaluronik asit içeriyor. Doğal soya özü hücre metabolizmasını harekete geçirirken, hyaluronik asit ise su tutma kapasitesini etkili şekilde artırdığı cildi, içeriden dolgunlaştırıyor. Etkili konsantre formülüyle kırışıkları ve belirgin yaşlanma işaretlerini azaltan ürün, cilde anında daha sıkı, daha canlı, sağlıkla ışıldayan bir görünüm kazandırıyor.

Gençleştiren bakım Shiseido, cilt yüzey dokusunu oluşturan mikroskobik façetaları hedefleyen yepyeni bir yaklaşımla bozulma sürecine müdahale edebilmenizi sağlıyor. Bu minik façetaların niceliğini ve niteliğini güçlendirerek, devrimsel bir yolla cilt dokusuna yeniden hayat kazandırabilirsiniz. Bu, erken yaşlanmaya karşı Shiseido’nun geliştirdiği yepyeni bir yaklaşım ve yöntem. Yeni Advanced Super Revitalizing Cream, cilt dokusunu dönüştürerek genç görünümünü yeniden kazandırıyor. Günlük cilt bakımının vazgeçilmez bir unsuru olmaya aday bu krem, cildin gelecekteki güzelliğinin altındaki destekleri güçlendiriyor.

Detoks zamanı Nasıl ki sağlıklı bir cildin ilk adımı temiz bir cilt ise cilt hücrelerinin temizliği de hücrelerin sağlıklı çalışabilmesi için temel adımdır. Nuxellence’ın benzersiz teknolojisinden ilham alarak üretilen Nuxellence Detox cildin yenilenmesinde kritik bir süreç olan gece boyunca hücrelerin kalbine etki ederek, hücrelerin toksinlerinden arınmasını destekler. Güne 2 saat fazla uyumuş gibi dinlenmiş bir cilt ile uyanmanızı sağlar.

Lekelere son Murad Essential-C Daily Renewal Complex-C Vitaminli Günlük Yenileyici Kompleks, başta güneş olmak üzere tüm çevresel faktörler sebebiyle oluşan ince çizgilere, leke ve ton farklılıklarına karşı etkili. İçeriğindeki C vitamini ile hücre yenilenmesini ve kolajen oluşumunu destekler. Akneli ciltlere ve akne lekelerine uygun. Suda etkinleşen özel formülü ve yoğun yapısıyla Essential-C Daily Renewal Complex-C Vitaminli Günlük Yenileyici Kompleks, 4 haftada cilt lekelerini ve ton farklılıklarını yüzde 46 oranında azaltır.

Doğal bariyer İçeriğinde cilde nem sağlayan önemli bileşenlerden Seramid bulunan ve son teknolojiler kullanılarak hazırlanan Target Pro by Watsons Essential serisiyle ile zamana meydan okuyabilirsiniz. Sadece Watsons mağazalarında satışa sunulan Target Pro by Watsons Essential serisi, cildinizin nemini ve esnekliğini artırmaya yardımcı olur. İçeriğinde bulunan ‘Seramid’ bileşeni sayesinde ciltteki nemi yeniler, doğal bariyer görevini artırırken, kuruluğu ve dış tahrişi önlemeye yardımcı olur.

37


38


KİMİ YETİŞTİĞİ YERE HEM RENGİNİ, HEM DE ADINI VERİR. BAZISIYSA İZMİR’İN KOKUSU OLARAK TANINIR, SEVİLİR. BAŞKA BİR TANESİNİ AŞIKLAR KENDİ ARALARINDA SÖZLENMEK İÇİN KULLANIR. İZMİR’İN BAHAR ÇİÇEKLERİ, YÖREYE GÜZELLİK KATAR, AŞK KATAR, MUTLULUK KATAR. BAHAR GELDİ, ŞİMDİ ÇİÇEKLER AÇIYOR. YAZI: ÖZLEM TÜRKDOĞAN

39


B A HA R

İzmir’in dağlarını bilirsiniz. Şu, çiçekler açan dağlarını… Bozdağlar, Aydın Dağları, Yaman, Boncuk, Teke, Nif, Kızılcadağ hep o çiçeklerle süslüdür. Özellikle ilkbahar yüzünü gösterir göstermez İzmir’in ve çevresinin güzelliğine güzellik katan o çiçekler baş verir, sonraki kışa kadar Ege’de yaşamanın kıymetini hatırlatır. Önümüz bahar; bu demek oluyor ki o marşlara ve şarkılara konu olan çiçekler yeniden büyüyecekler, filizlenecekler, tomurcuklanacaklar, çiçeklenecekler. Sadece İzmir’in dağlarını değil, kentin sokaklarını, parklarını, balkonlarını da süsleyecekler.

K A RA BURUN'UN

Tabii insanlar her zaman başkalarına aşık olacak, sevgililer kavuşacak diye bir şey yok. Bazen çiçekler başkalarını değil, kendini sevmeyi de ifade eder. Tıpkı nergis gibi. Antik Yunan mitolojisinde yer alan, bugün nergis olarak bildiğimiz çiçeğe adını veren Narkissos’un hikayesi hem bir karşılıksız sevdaya da hem de yine bu mitolojik kahramanın adından türemiş narsisizme ilham kaynağıdır. Güzel peri kızı Ekho, bir gün Narkissos adlı bir avcıyı görür. O güne kadar kendisine aşık olanlara aldırmayan Ekho, Narkissos’a tam anlamıyla vurulur. Ama bu aşkı karşılık görmez. Bunun üzerine Ekho günden güne erir, kara sevdasının ızdırabıyla içine kapanır ve ölür. Kemikleri kayalara, sesi de bugün “eko” da dediğimiz yankıya dönüşür. Olimpos dağının tanrıları bu duruma kızalar ve Narkissos’un cezalandırılması gerektiğini düşünürler. Aslında kendi yüzünü görmediği sürece yaşaması mümkün olan Narkissos bu kararın ardından bir gün bir dere kenarında su içmek üzere çömelir ve suya eğilir. O an yüzünü aksini görür ve hayranlıkla izlemeye başlar. Kendisine o kadar tutulur ki bir daha yerinden kalkamaz, git gide hissizleşir, oracıkta ölür ve öldüğü yerde güneş gibi, sarı göbekli, beyaz yapraklı, güzel kokulu bir çiçek türer. İşte bu çiçek nergistir. Bugün kendini beğenmişliğin, yani narsisizmin de sembolü olan nergisin hikayesi böyledir. Bu Antik dönem hikayesi, ocak ayının ortasından itibaren nergislerle süslenmeye başlayan Ege kıyılarında ve dağlarında geçiyordu. Yani nergisin en güzel açtığı yerlerde. Burasının adı Karaburun. İzmir’in

40

hemen dışındaki bu yarımadada dağlar, tepeler hem nergis tarlalarıyla doludur. Belki nergis başka yerlerde de yetişir ama en güzeli, en kokulusu Karaburun doğumlu olanlardır. Sabah ayazına direnebilmeleri, sert rüzgarlara boyun eğmemeleri sayesine bu coğrafyaya tutunabilen nergisler yöre halkının da en büyük geçim kaynaklarından biri. Karaburun’un coğrafik konumu nergisin yetişmesi için uygun şartları yaratıyor. Kuzeyden, Kazdağları’ndan kopup gelen ve anakarayla Midilli arasında oluşan hava kanalı sayesinde rüzgar bol oksijenli, iyotlu ve tuzlu olur. Rüzgarın nergise armağanı da ona çiçek açtırmasıdır. Burada filizlenen nergislerin başka yerlere götürüldüklerinde çiçek açmamaları da işte Karaburun’un bu özel rüzgarını bulamamalarından kaynaklıdır. Nergis 50’den fazla türe sahip ama en bilinenlerinin başında Çin nergisi, yabani nergis, zerrin ve güz nergisi dışında bizim fulya adıyla bildiğimiz tür geliyor. Anavatanı Avrupa; özellikle Akdeniz kıyıları onun için en bereketli yerler. Nergis yetiştirmek istiyorsanız ağustostan kasıma kadar nergis soğanlarını ekmelisiniz. Bunun karşılığını ocak ortasında açacak çiçeklerle alırsınız. Suyu iyi süzdüren toprakları sever; lodosla büyür, poyrazla sıkıntı çeker. Güzelliği ve muhteşem kokusuyla

evleri, balkonları, bahçeleri süslemesinin yanı sıra faydalı özellikleriyle de bilinir. Örneğin onu kokladığınızda hem güzel koku almış olursunuz hem de varsa geniz tıkanıklığından kurtulursunuz. Temizleyici özeliği vardır, sinirlere ulaşan yaraları iyileştirir, nezleye karşı etkilidir, rutubet ve safra kaynaklı nezleye karşı ilaç niyetinedir. Tüm bunlar önemli ama yine de nergis dendiğinde akla sarı beyaz çiçekleri ve kokusunun güzelliğinin gelmesi de şaşırtıcı değil. Belki adını Narkissos’un kendine olan aşkından alır ama nergis, Karaburun’un genç aşıklarının da çiçeğidir. Yörenin genç kızları çiçekçilik yaparak para kazanırlar, kazandıkları paralarla da çeyizlerini yaparlar. Bu çeyizleri binbir çiçekle işleseler de, en özelini nergisle işlerler. Bu özel çeyiz parçası sevilen delikanlıya yollanır. Aşk karşılıklıysa delikanlı bu işlemeyi başına takar. Böylece gençler kendi aralarında gizlice nişanlanmış olur. Sonrasında delikanlıya ve köyün diğer gençlerine süslenmiş nergis gider. Bu güzel çiçek nişan armağanı olarak kabul görür. Düğün gününde gelin başı nergisler, sümbüller, karanfillerle süslenir, defne yapraklından da bir taç kondurulur. Ege’nin güzel çiçekleri, bu en güzel anı daha da özel hale getirir.


İZMİR’İN KO KU S U

Ezginin Günlüğü’nün bir şarkısında “Selluka gibi sarılsan” diye bir ifade vardır. “Yağmurlar yağdı, sellukalar uyandı. Yağmur yağdı, gene yıkandı kalbim. Aşk kapıya gibi dayandı” diye başlayan şarkı "Sen sen sen aşkı bilsen, başka bir dünyaya girsen. Sen sen sen aşkı bulsan, selluka gibi sarılsan…” diye devam eder. Kim bilir kaç kişi şarkıda geçen bu “selluka”yı merak etti?

Haksız değiller, çünkü sellukayı tanımıyorlar! İlk açtığı dönemdeki beyaz ve mor çiçekleriyle orkideyi andırır; sonrasında bu renklere sarı ve pembe de katılır. Kokusu mu? Limon çiçeğiyle yasemin arası diyelim, siz hayal edin! Selluka kış sonunda, yağmurlarla filizlenmeye başlasa da onu yetiştirmek oldukça zordur. Bu nazlı çiçeği balkonunuzda ya da bahçenizde yetiştirmek isterseniz kumlu, humuslu ve doğal gübreli bir saksıda tohum ekerek işe başlamılısınz. Toprağı sürekli nemli tutmalı, fazla sudan

Belki de doğru soru; “Kaç kişi için selluka kelimesi bir şey ifade etti?” olmalı. Şarkı Ege tınılarına sahipti, aşktan bahsediyordu; güzellikten, sarılmaktan, yağmurdan… Bilenler ve merak edip sellukayı öğrenenler bu sözlerin boşuna yazılmadığını anlamıştı. Bir aşk imgesi olarak Ezginin Günlüğü’nün şarkısında karşımıza çıkan selluka, aslen İzmir’in simge çiçeğidir. Akdeniz’in begonviline İzmir’in en güzel cevabıdır. Geçmişte evleri, balkonları, terasları, bahçeleri süslerdi; günümüzde unutulmaya yüz tutmuş halde. Güzel olduğu kadar narin bir çiçektir. Tohumdan yetiştirilmesi gerekir, ama bu inanın çok zordur. Bırakın çiçeklerini görmeyi, birçokları filize bile ulaşamadan sellukasını kaybeder. Şarkıdaki aşk ve kavuşma özlemi de sellukayı bir imge olarak kullanmayı hak ediyor. Birçokları sarıcı bir bitki olarak en çok hanımeliyi sever.

kaçınmalısınız. Saksıları yakıcı güneşten ve sert rüzgarlardan uzak bir yere yerleştirmelisiniz. Olur da çimlendirmeyi ve filizlendirmeyi başarırsanız, yine de ilk yaz çiçek görmeyi unutun! Haziran ortasına kadar boyu 50 santimetreyi bulan selluka, ilk yazının ardından ilk kışını geçirmeyi başarırsa ertesi ikinci yılın ağustos ortasında çiçeklerini açmaya başlar. Yine de sakın rehavete kapılmayın. Biraz fazla su, iyi niyetle verilmiş normalden çok gübre, soğukta torbalarla korumayı unutma gibi basit hatalarla bir anda bu çok yıllık sarıcı bir anda elinizden alıverir.

MORDOĞAN’IN RENGİ

Karaburun sadece nergislerle süslü değil elbet. Mart ayında eflatun ve kırmızı kır laleleri çayırları süsler. Nisanın çiçeği sarı katırtırnaklarıdır. Biraz daha yükseklerde, tepelerde ve dağlarda zambaklar doğaya güzellik katar. Nergisin çiçekleri solarken sahneye başka bir assolist çıkar: Mor sümbüller. Karaburun yarımadasının kendine has güzelliğiyle meşhur Mordoğan’ın ismi burada açan 80 çeşit mor çiçekten gelir. Başrolde de sümbül vardır. Burada, her yerde bu çiçekleri görebilir ve koklayabilirsiniz. Sümbül sadece mor olmaz. Pembesi, eflatunu, kırmızısı da vardır. Kokusu ve güzelliğiyle dillere destan olmakla beraber sümbülün de mitolojide önemli bir yeri vardır. Anlatıya göre Kral Amyklos’un güzel oğlu Hyakinthos’la sanatın ve şiirin tanrısı Apollon dost olur. Eurotas kıyılarında disk atmak en büyük keyifleridir. Bir gün başı çelenklerle süslü Zephiros onları görür ve Hyakinthos’a vurulur. Vaktini Apollon ile geçirmekten vazgeçmediği için kıskanır ve kızar. Bu yüzden Apollon’un attığı diskin yönünün değiştirir ve onun Hyakinthos’un başına çarpmasına sebep olur. Tüm çabalar boşa çıkar ve Hyakinthos düştüğü yerde hayatını kaybeder. Apollon bu durumdan kendini suçlar ve kahrolur. Oracıkta ant içer: "Seni çiçek yapacağım. Sen yaşayacaksın. Ben dünyaya yaklaştığım ve ilkbahar kara kışı bozguna uğrattığı zaman, sen topraktan baş kaldıracak, fışkıracaksın” der ve Hyakinthos’un kanının damladığı yeren sümbül çiçeği boy verir. Sümbülün Latince ismi “Hyacinthus” da işte bu hikâyeden gelir ve İzmir’in en güzel yerlerini süsler. Tıpkı diğer Ege çiçekleri gibi…

41


FOTOĞ RA F

NEDEN FOTOĞRAF ÇEKİYORUZ? FOTOĞRAF MAKİNESİ, ÖNÜNDE GERÇEKLEŞENİ KAYDEDER. AMA FOTOĞRAFÇI, BELGELEMEKTEN ÇOK DAHA FAZLASINI YAPAR. ANILARINI BİRİKTİRMEK VE SANATSAL BİR FAALİYET BULUNMAKLA DA KALMAZ; GÜNLÜK HAYATIN KARMAŞASINDAN BİR ANLAM ÇIKARTIR. YAZI ve FOTOĞRAFLAR: SİNAN ÇAKMAK

Küçük semboller yer hakkında ipucu verirken, anlık ifadeler duyguları yansıtır. “Yavaş şehir”i (Cittaslow) temsil eden salyangoz resminin önünden hızla –ve mutluluklageçen çocuklar fotoğrafa kontrast ve heyecan katar. Seferihisar’da sokakların atmosferini yakalamak, yüksek bir noktadan genel görüntüsünü çekmekten daha etkili olacaktır.

42


43


Fotoğrafın gücü, günlük hayatımızın karmaşasına anlam katabilmesidir. Bunun bir yöntemi tesadüfleri, estetik bir kaygıyla bir araya getirmektir. Her biri kendi dünyasında yaşayan insanları Konak Meydanı -ve fotoğraf- buluşturuyor.

44 76


Fotoğrafı şekİller ve formlar oluşturur. Ne zaman anlamlı ve estetİk bİr şekİlde bİr araya geleceklerİnİ bİlemeyİz. Gördüğümüzde fazla düşünmeden anı yakalamalıyız. Poz verdirme! İzin isteme! Hayal gücüne inanma! Ya da: Doğal ol, anı yaşa ve şansına güven... Ünlemlisinin provokasyonuna mı, virgüllüsünün telkinine mi ihtiyacımız var? Buna çektiğimiz fotoğrafın niye tatmin edici olmadığını anladığımızda karar vereceğiz. Niye –mesela- kayda düşmek isteyecek kadar hoşumuza giden bir anı karşımızdakine “dur!” diyerek keseriz? “Buraya bak, gülümse”... Çekmekte olduğumuz, işi, oyunu, kurmakta olduğu hayalleri yarım kalmış birinin yüz ifadesi değil midir o zaman? Peki, çekildiğini bilen, izni alınmış bir insan ne derece doğal olabilir? Güzel durmaya çalışırken kasılarak aksini yapmayan yada bıyık altından gülümsememeyi beceren var mıdır? Verdiği onay, bizi etkileyen anın pahasına olmamış mıdır? Son soru: Hayal gücümüze niye bu kadar güveniriz? Üstelik makinemizden çıkan fotoğraf, aklımızdaki görüntüyle bu kadar sık çelişirken... Fotoğraf düşünmeden geçiştirilemeyecek kadar önemlidir. Çünkü baktığımızda bize hatırlattıkları kadar, paylaştığımızda karşımızdakinin ne anladığı da önemlidir. Çocuğumuzun “yine mi” diye iç geçirerek önünde poz vermeye zorlandığı manzara, onun bir etkinliğe gösterdiği ilginin yüzündeki yansımasının yanında önemsizdir oysa. Fotoğrafı kalıcı kılan basıldığı kağıdın arşivlik ömrü değil; büyüdüğünde çocuğunuzun o fotoğrafta gösterebildiği heyecandır. Tanımadığımız insanları çekerken de öyle... El işiyle uğraşan nineyi niye bir kez de bizim çektiğimiz üzerine düşünmemiz, daha iyi bir fotoğraf için atacağımız ilk adımdır. İzni alınmış, işi bölünmüş, objektife poz verdirilmiş birisi “ben de seni gördüm” der gibi bakar. Gezdiğimizin kanıtı olmaktan öte bir anlam ifade etmeyecektir. Fotoğrafçı kendini fotoğraflananın önüne koymuştur. Oysa göz temasıyla aldığımız izin ve

kendimizi unutturduğumuz süre sonunda çekeceğimiz aynı ninenin doğal hali, içeriği ve duygusuyla muhtemelen daha hoş ve kalıcı bir fotoğraf doğuracaktır. Üstelik modelimizi yönlendirmek yerine günlük hayatına şahit olmuş, “gerçeği” sadece çekmemiş aynı zamanda da yaşamışızdır. Hayal gücü, kötü huyları olan bir arkadaş gibidir. Yaratıcılığımızı körüklediği gibi çok da kolay tatmin olmamızı sağlar. Fotoğrafçıyı zor durumda bırakmaktan hoşlanır: Kurgulamışızdır, yıldızların hangi saatte nerede olacağını dahi hesaplamış, en ağır tripod’u kilometrelerce taşımış, uykumuzdan feragat etmişizdir. Harcadığımız emek beklentimizi karşılamıştır da... Dönen yıldızlara karşı ağaçların siluetlerini oturtmuş, pozlamayı tutturmuşuzdur. Hayalimizdeki fotoğraf budur! Ama içimize bir kurt düşer, çünkü kimse gösterdiğimiz baskıdan öyle çok da etkilenmişe benzemiyordur. Savunmaya geçeriz. Harcadığımız emeği, yaptığımız araştırmaları ve fotoğrafın teknik niteliklerini öne süreriz. Kaldığımız durumun zorluğu, gerektirdiği itiraftandır: Fotoğrafımız sıkıcıdır! Hayal gücümüz hiç de sandığımız kadar kuvvetli değildir. Ve serbest bırakılmalıdır! Geçtiğimiz sene Avustralya’da Sydney kentinin sokaklarında dolanırken ansızın rüzgâr bastırmıştı. Uçuşan saçlar ve elbiselerin peşine takılmış, ilginç bir an kovalıyordum. Derdim dört beş gün sürecek seyahatte sanki o şehrin yerlisiymişim gibi fotoğraflar çekebilmekti. Gezi değil “belgesel” çekmeliydim çünkü! Ve hayal edemeyeceğim bir şey oldu! Bunalmış bir kadın, şapkasını tutuyor hızla bana doğru yürüyordu. Rüzgârın aniden şiddetlenmesiyle savruldu ve bir anda kentle bütünleşti! Dağılan saçı ve üzerindekilerle kentin tüm dokusunu, hatta tarihini peşinden sürüklüyordu sanki. Hazırlıklıydım. Anı yakalamış, hayal gücüme galip gelmiştim! Fotoğraf sayesinde yapabiliriz bu tespiti: Hayat, hayal gücümüzden çok daha zengindir. Yürüyerek bulacaklarımız, düşünerek kurgulayacaklarımızdan fazladır. Çok okuyan mı, çok gezen mi sorusunun cevabı fotoğrafçı için basittir. O iyi bir çift ayakkabıyı tercih edecektir!

45


Duyguları yansıtmak için yüz ifadelerini yakalamamız gerekmez. Renkler ve formlar bu konuda çok daha etkilidir. Pasaport kıyısında sadece çocuklar değil; bisikletler, kaldırımın süslemeleri ve denizin dalgaları da iyi dostlar.

Fotoğrafı çekmeden önce izin istememiz anın doğallığını bozmaktan başka bir işe yaramayacaktır. En iyisi olayları takip etmek, sonrasında belki bir göz temasıyla sözsüz izin almak. Çektiğimiz kişiler rahatsız olmuşlarsa o zaman fotoğrafı silebiliriz.

46


Klişeleri kırmaktan hoşlanırız. Fotoğraflardaki insanların her zaman ön planda olması gerekmez. Ön ve arka planın birbirlerini grafik olarak dengelemesi ve bakışımızı uzaktaki insanlara taşıması mümkün. Ayrıca öğle ışında fotoğraf çekilmesi önerilmez. Oysa bu fotoğraftaki yüksek kontrast ve denizin derinliklerine ulaşan ışık başka türlü mümkün olamazdı.

Doğalmış “gibi” fotoğraf çekme yöntemleri •Bekleyin. Karşınızdaki sizden önce sıkılmalı. Sonunda kendi işine dönecek ve sizinle ilgilenmeyecek. •Anı yakalayın. Kalabalık bir grup da olsa tek bir kişi de anlık duraksamaları yada kısacık düşünme halleri şaşırtıcı derece doğal ve içten görünecektir fotoğrafta. Tabii yakalayabilirseniz. •Bir başkasına kilitleyin. Yanınızda birisinin olması, gelecek soruları ve verilecek bilgileri ona yönlendirmenizi ve ilgiyi kendinizden uzaklaştırmanızı sağlar. •İkinci kareye odaklanın. Sizin fotoğraf çekmenizi bekliyorlardır ve ancak ondan

sonra rahatlayacaklardır. Yakalamak istediğiniz an ise o rahatlık anıdır. O zaman beklentilerini karşılayın. “Tamamdır” dedikten sonra bir kare daha çekin! •Omuzlarının üstünden çekin. Tabii ki istemeyen birini asla çekmeyin. Ama doğal anı yakalamak istiyorsanız en pratik ve hızlı yöntem budur: Çekmek istediğiniz kişiye/ gruba yaklaşın. Ama makineyi direk onlara doğrultmayın. Sanki arkalarındaki bir şeyi yakalamaya çalışıyormuş gibi üzerlerinden bakın. İnsanlar zaten “niye beni çeksin ki” diye düşünmeye meyillidir. Kadraja baktığınızda zaten neyi dahil ettiğiniz çok belli değildir.

Dikkat edilmesi gerekenler •Yakın olun, tele objektif kullanmayın. Çekingen fotoğrafçılar biraz daha uzaktan ve teleyle çekerler. Oysa makinelerini doğrulttukları yer o pozisyonda çok daha barizdir. Çekilen kişi açısından da daha rahatsız edicidir. •İzin isteyin, ama gülümseyerek. Basit sokak çekimlerinde sözle izin istemeniz işe fazla resmiyet katacak ve tüm doğallığı bozacaktır. Gülümsediğinizde karşınızdakinin tepkisi zaten fotoğrafının çekilmesiyle ilgili fikrini gösterecektir. •Ya da, önce çekin sonra izin isteyin. Fotoğrafı çekmişseniz bile, sonrasında güzel bir sohbet etmenizde bir zarar yok tabii. Eğer izin alamazsanız

fotoğrafı silebilirsiniz. •An ayrı, ışık ayrı. Bazen kesinlikle kaçırmamamız gereken, çok anlamlı bir olayla karşı karşıya olduğumuzu düşünür ve deklanşöre dayanırız. Ama o heyecanla ışığı kontrol etmeyi unutmuşuzdur. Olay gölgede, ama tüm fon güneş altındadır mesela. Anın önemi gölgeyi aydınlatmaya yetmez! •Işık ayrı, an ayrı. Bazen mükemmel bir ışıkla karşılaşırsınız, ama boş sahneyi çekmenin bir anlamı yoktur. O zaman tezgahınızı kurun, gelip geçen insanları bekleyin. Adım atışları, el kol hareketleri, anlık gülümsemeleri iyi ışığınıza anlam katacaktır.

47


y n O HAYALLERÄ°N ANAHTARI

48

u


nc k a BİR ÇOCUĞA O AN OYNAMAK İÇİN İSTEDİĞİ BİR OBJEYİ DURAKSAMADAN VERİN YA DA ZATEN ALDIYSA ELİNDEN ALMAK İÇİN UĞRAŞMAYIN. SADECE İZLEYİN. O TENCERE KAPAĞI UZAY GEMİSİNİN DİREKSİYONU OLACAK, O ÇARŞAF BİR HAYALETE DÖNÜŞECEK, O KUTU BİR KİRPİ AİLESİNE YUVA OLACAK. YAZI: ERDEM KABADAYI

üçük bebeğin karyolasının üzerindeki üç küçük rengarenk ayıcık, tatlı bir melodiyle dönüyor. Minik eller tutmak için dönenceye uzanıyor ama parmakların dokunması için aradaki mesafe oldukça çok. Yine de ufaklık halinden son derece memnun; tabii hemen yanı başına ağzı bir karış açık şekilde gülümseyerek onu izleyen anne babası da. Ayıcıklar döndükçe bebek dokunmaya çalışmaya devam edecek. Oyunun kendisi bu. Bir kere dokunsa, işte o an oyun bitecek, oyuncakların sihri yavaş yavaş yok olmaya başlayacak. Bu dönence, ufaklığın ebeyveni tarafından tercih edildi, göz takibi ve el-kol hamleleri yapabilmesi için karyolasının üzerine yerleştirildi. Bebek bundan şikayetçi değil ama yine de kimse ona bu oyuncak için danışmadı! Merak etmeyin, zamanı geldiğinde birçok şeyi talep ettiği gibi oyuncak da talep edecek. İsteklerini bir bir sıralayacak, kendisi için alınanlardan çok, kendi

istedikleriyle oynayacak. Anne ve babalar o oyuncakları çocukları mutlu olsun diye alırken bir yandan da biraz olsun dinlenebilmek, evde biriken işleri halledebilmek, tek başına oynamayı öğrenmesine zemin hazırlayabilmek için alırlar. Kimisi içinse oyuncak yemek yedirmeyi kolaylaştıran, ağlamayı sonlandıran, uykuya geçişe fırsat tanıyan objelerdir. Çocuk içinse belki de oyuncak sahip olma hazzının yöneldiği ilk nesnedir. İnsan hayatında uğruna gözyaşı dökülecek, ısrarla istenecek, alınmadı diye küsülecek ilk şey.

kahraman prodüksiyonları, televizyonun çizgi film kanallarındaki maceracı köpekler/robotlar/arabalar, sihir yapmaktan hoşlanan prensesler/periler aslen oyuncak sanayisinin başrol aktörleri olmaları için yaratılır oldu. Ufaklıklar da gördükleri bu kahramanların figürlerini ve ekipmanlarını bitmek tükenmez bir ısrarla anne ve babalarından ister durur. Daha büyükler içinse plastik de olsa korkunç bir hızla mermi fırlatan tabanca ve tüfekler, kumandalı araçlar ve birçok ebeveyn için en büyük sıkıntı sanal oyuncaklar söz konusu.

OYUNCAK SEÇİMİNİ İŞİN UZMANINA, ÇOCUĞUNUZA BIRAKIN! Geçmişin oyuncaklarını bir düşünün; sizin, arkadaşlarınızın, hatta anne ve babanızın. Uçurtmalar, topaçlar, toplar, telli arabalar, misketler bile kimi zaman lükstü. Ne de olsa şartlar gereği tencere kapakları, süpürgeler, sağdan soldan toplanan sopalar, çoraplardan veya kağıtlardan yapılan toplar birçok oyuncağın veremeyeceği keyfi vermesi için çocuk tarafından zihnen de olsa dönüştürülürdü. Bugünse işler değişmiş halde. Beyazperdeye gelen dev süper

Anne babalar, çocukları için en iyi oyuncağa karar vermekte sıkıntı çekebilirler. Aslında bu işi uzmanına, yani çocuğun kendisine bırakmak daha doğru olabilir. Pedagoglar “oyun alanı”nı çocuğun dışında, ancak dış dünyaya tam da ait olmayan bir bölge olarak tanımlıyor; iç dünya ile dış gerçeğin arasında üçüncü bir yer, bir yanılsama evreni. Bebek, önceleri anne ile paylaştığı ortak alanda zamanla bağımsızlığını kazanmaya başlar. Özerkliği sağlayan ilk oyuncaklardır. Bu sallanan bir at da olabilir, çocuğu hayalete dönüştüren bir

49


Oy u n

çarşaf da! Oyuncakların ilki katı, metalik, tuhaf biçimlerde ve genellikle kırılmış ya da atılacak durumda ama muhakkak evrensel bir oyuncaktır. Çocuğun geçiş nesnesini doyurucu bir biçimde kullanması, olumlu insan ilişkileri oluşturabilmesi için önemli görülüyor. Uzmanlar gelişim basamaklarına uygun olarak seçilmiş oyuncağın, çocuğun hareketlerine düzen getirdiğini; bedensel, zihinsel, psiko-sosyal gelişmesine yardımcı olduğunu, hayal gücünü ve yaratıcılığını, yeteneklerini geliştirdiğini vurguluyor. Bir çocuğun oyununu, seçtiği oyuncakları izleyerek onun gelişimi, endişeleri, istekleri, beklentileri hakkında fikir edinmenin mümkün olduğu kabul görüyor. Bu nedenle hangi oyuncakların ne zaman alınacağı, oyuncaklarla oynama şekli yüzde 100 bilgiye dönüşecek değerli veriler.

c a

k

OYUNCAKLARIN DİLİ Çocuk ses, şekil ve renklere karşı her zaman duyarlıdır ama ilk aylarda görsel ve işitsel, hareketli oyuncaklar daha değerlidir. Oturmaya başladığı yedinci aydan

50

seçtİğİ oyuncakları VE OYUNLARINI İzleyerek ÇOCUĞUN gelİşİmİ, endİşelerİ, İsteklerİ, hakkında fİkİr edİnmeK mümkün.

itibaren uzanabildiği her şeyi yakalamaya, yakaladığı her şeyi de ağzına götürmeye çalışır. Bir elinden diğerine kolayca geçirebildiği renkli halkalar, kemirebildiği kauçuk nesneler… Tutunarak da olsa ayağa kalkabildiğinde eline geçen şeyleri yere atmaktan zevk aldığını da fark eder; artık zıplayan, yere düşünce ses çıkaran oyuncaklar ilgi odağıdır. Boy boy renkli toplar, iç içe geçebilen kutular bu dönemin oyuncaklarıdır. Çocuğun sadık yol arkadaşlarını, kimi uzmanlar kullanım ve amaç oyuncakları diye iki grupta topluyor. Kullanım oyuncakları aslında oyun amacıyla üretilmemiş olan bir nesneyi, çocuğun oyun aracı olarak kullanmasıyla ortaya çıkıyor. Bir tahta parçası at oluveriyor; makara, tekerlek, kibrit kutusu, telsiz… Bu oyuncakların işlevi oyun bittiği zaman sona erebiliyor. Amaç oyuncakları ise oyun amacıyla üretilmiş ve genellikle erişkinler tarafından seçilerek çocuklara alınan oyuncaklar. Oysa biraz derinde, ebeveynlerin yaşamında bu oyuncakların izleri bulunabilir. Bu yüzden çocuğuna aldığı oyuncakla oynayan bir baba da yadırganmaz; oyuncak da çocuk için geçici bir heves olmaktan ve kısa sürede bir köşede unutulup, gitmekten kurtulamaz.


kavramını da tam anlamda hayal gücünün hizmetine sundu. Farklı şekiller ve renkleri kolayca taşıyabilen bu malzeme bugünün de değişmezi… 70’lerde Barbie ve Lego’nun icadı, plastik kadar önemli bir devrimi belirledi ve oyuncak sanayisi böylece sınırlarını zorladı. İleri teknoloji motor, mekanik, elektronik, mikroişlemci içeren oyuncakların 80’lerde yaygınlaşması; çocukların doğrudan etkileşimi azalmış, giderek edilgen ve kurgulanmış geleceğe yöneldiği bir sanal dönemi de böylece haber veriyordu.

Çağdaş çocuk gelişimi uzmanları ise, oyuncağı dört başlık altında sınıflandırıyor, oyuncağı çocuğun seçmesi gerektiğini vurguluyor. Çocuğun duygusal zorlukları ve korkularını yenmesi için seçtiği duygusal oyuncaklar ilk başlık. Çocuğun oyuncakları içinde genellikle en çirkin olanı, en duygusalı olabiliyor. Yumuşak ve tüylü, yuvarlak hatları olan, fiziksel olarak çocuktan daha kısa oyuncaklar bu grupta. Çocuğa sevgi, dostluk simgesi olarak alınan ve güven anlamı taşıyan oyuncaklar, zevk nesnesi olmaktan kurtulamıyor. Çocuğun geçici bir süre hoşça zaman geçirmek için oynadığı bu oyuncaklar, ikinci grubu oluşturuyor. Üçüncü gruptaki oyuncaklar; boyama kitapları, yap-bozlar, maketler; oynarken eğitmek için kullanılıyor; hatta bu türden kimi oyuncakların sanat ve benzeri göndermelerle kültürel kazanç sağladığı düşünülüyor. Yaşıtlarıyla birlikte grup oyunları oynarken kullandığı oyuncaklar ise dördüncü türü oluştururken, çocuğun çevresiyle ilişkilerini düzenlemesine yardımcı oluyor. Gün geçtikçe belki en çok unutulan, eksik bırakılan sosyal bütünleşmeyi sağladığı öngörülen ise bu oyuncaklar.

50'li yıllardan önce oyuncak üretimi, ABD ve Batı Avrupa gibi tüketim gücü yüksek ülkelerde yerleşmişti. İkinci Dünya Savaşı sonrası büyük şirketler, üretim merkezlerinin neredeyse tamamını, düşük iş gücü maliyeti sayesinde kazanç artırma amacı güderek, Hong Kong, Tayvan, Kore’ye taşıdı. 70’lerden sonra Çin, Malezya, Endonezya oyuncak fabrikaların yeni ev sahipliği alanıydı. Bugün ABD’de satılan oyuncağın yüzde 95’ten fazlası Asya yapımı ve bunun da yüzde 82’sini tek başına Çin sağlıyor. Çin ayrıca Avrupa’daki oyuncakların yüzde 53’ünün, Japonya’dakilerin yüzde 80’inin de üreticisi. Uzmanlar gelecekteki yeni üretim alanlarının ise, yine işgücünün ucuzluğu gerekçesiyle Latin Amerika ve Doğu Avrupa olacağını öngörüyor. Tahminlere göre ülkemizdeki oyuncak pazarının büyüklüğü 200 milyon dolar civarında. Bu da 0–12 yaş grubunda çocuk başına 12 dolar harcama demek. Dünya ortalamasının 33 dolar olduğu biliniyor. Türkiye’nin çocuk başına oyuncak harcaması Asya ülkeleri düzeyinde kalıyor.

YIKANALABİLENLERDEN SANAL DÜNYAYA Almanlar 1930’larda yıkanabilir ve sağlığa uygun oyuncaklarıyla övünüyordu. 1940’larda icat edilen plastik, 50’lerde sanayide kullanıldı, 60’larda ise oyuncak endüstrisinin en çok kullanılan malzemesi oldu. Kolay biçimlenen plastik, sanatçıların da dikkatini çekti, oyuncak tasarımı

Aslen oyuncak bir amaç değil, araçtır; belki de oyun dünyasına açılan bir anahtar. Bebeklikten başlayarak bütün büyüme evresi boyunca beyin gelişimi ve karakter oluşumunda en önemli rollerden birini üstlenmiştir. Bu yüzden evdeki yaramaz çalışma masanızın çekmecesini açıp ofis eşyalarınızı karıştırsa da ona kızmayın; dolma kaleminizi gözüne batırmamasını sağlayın yeter! Tabii tersi de olabilir. Bir çizgi film kahramanının, size göre dümdüz duran bir figürü için oyuncak mağazasında yerlere yatabilir. Alın ve sonra ufaklığınızı izleyin. O çizgi karakter bir anda gerçek dünyada neler yapmaya başlıyor! Emin olun çizgi filmin yapımcıları bile o kadarını hayal edemezdi! Zaten oyuncak budur; hayallere giden bir anahtar.

51


IMAGINARIUM “Her oyuncak çocuklar için yeni bir bilgidir”

Imaginarium, oyuncağı çocuğun hayatı tanımasındaki en önemli araçlardan biri olarak kabul ediyor.. Bu yüzden onlar için en sağlıklı, güvenilir ve faydalı oyuncakları üretiyoruz. Peki bu oyuncaklar çocuğun hayatını nasıl etkiliyor? Gözlerini açtıkları an kendilerini bambaşka bir hayatta bulan minikler için bu dünya fazla yabancı. Peki onların dikkatini çekerek, eğlendiren, onlara bu dünyayı sevdiren şey nedir? Elbetteki oyuncak! Rengârenk, farklı ritimlerle onların ruhuna dokunan oyuncaklar, kocaman gülücükler saçtırırken bir yandan da miniklerin keşfetme duygusunu ortaya çıkarıyor! Tekrar tekrar oynama ve oyuncağının bulunduğu her yeri merakla inceleme isteği sayesinde öğreniyorlar. Ayrıca Imaginarium bebeğinizin en sağlıklı şekilde büyümesi için kas ve eklemlerini geliştirirken, fiziksel aktivitelerini arttıran oyuncaklarıyla da bebeğinizin bedensel gelişimlerine destek olacak oyuncakları severek sizlere sunuyor. Imaginarium’la dopdolu bir nesil yetişiyor! Bilgili, ne istediğini bilen, kendinden emin! Her oyuncak çocuğunuz için yeni bir bilgidir. Daha küçüklükten matematik sevgisini aşılayan, meslek seçimine yardımcı olan, eğlenirken öğreten, merak etmeyi ve araştırmayı telkin eden oyuncaklar onlara hayatı en güzel ve doğru şekilde tanıtıyor. Kocaman masumiyetleriyle paylaşmayı, eşitliği, insani değerleri daha minicik bedenlere sahipken öğreniyorlar. Gelecek onlarla güzelleşecek! Tolga Tanış, Imaginarium Türkiye Müdürü

MAVİBAHÇE

Oy u n

c a

k

52

ADORE OYUNCAK Doğru Yaşta Doğru Oyuncak

Adore Oyuncak mağazalarında her biri kendi oyuncak segmentinin lider markası LEGO, Winx, Revell, Ravensburger, Bandai (Miraculous, Power Rangers), Tomy/Lamaze, Brio ve Sylvanian Families ürünlerini en geniş biçimde sergilemekteyiz ve tüketicilerin dokunarak hissetmelerini sağlamak en büyük amacımız. Sadece markalı oyuncak satmamızın en önemli nedeni dayanıklı, çocukların fiziksel, sosyal ve psikolojik gelişimlerine katkıda bulunan, hem eğlendirici hem de eğitici ve öğretici oyuncaklardan oluşması. Çocukları için en iyisini ve en doğrusunu yapmaya çalışan bir ebeveyn kitlesi var. Tüketicilerin çocuğuma zarar verir mi kaygısından uzak oyuncak satın almalarını ve tüketicilerin doğru yaşta doğru oyuncakla çocuklarını büyütmeyi sağlamak öncelikli hedeflerimiz. Ilgın Cangir Taş, Pazarlama Müdürü


TEKNOSA Hayal Kahramanları

Oyuncak sektörü çok dinamik ve devamlı gelişen bir yapıya sahip. TeknoSA olarak biz, bir Disney klasiği olan Mickey ve Minnie’nin yumuşacık pelüş oyuncaklarından Güzel ve Çirkin’e, Karlar Ülkesi’ne, Disney Prenseslerinden Elena, Rapunzel, Arabalar ve Oyuncak Hikâyesi’ne kadar birbirinden renkli oyuncakları MaviBahçe ziyaretçileriyle mağazamızda buluşturuyoruz. TeknoSA

MINISO “Dokunarak Keşfediyorlar”

Hayvan figürlü yastıklar ile 1-3 yaş arası çocuklar dokuları keşfederken hem de hayvanları öğreniyor. Bu yaş grubunda çocukların ilk olarak hayvan seslerine tepki verdiği ve bunları taklit etmeye çalıştığını tüm ebeveynler deneyimlemiştir. Miniso’nun hayvan figürlü yastıkları ile çocuklar hem pelüş sıcaklığını yaşıyor hem de hayvanları öğreniyor. Gonca Yılmaz Elbaşı / Pazarlama ve Marka Yönetim Direktörü

TOYZZ SHOP “Oyun En İyi Öğrenme Yöntemi”

Toyzz Shop olarak çocukların ilerde yaratıcı ve mutlu bireyler olabilmeleri için oyun ve oyuncağın çok önemli olduğunu biliyoruz. Oyun oynamak ve oyuncaklar, çocuk için eğlence ile birlikte, aynı zamanda en iyi öğrenme yöntemi. Dolayısıyla doğaları gereği hayal dünyaları ve yaratıcılıkları sınırsız olan çocuklarımızın bizim onlara sunduğumuz oyuncaklarla potansiyellerini daha iyi kullanmalarına olanak sağlamak için çalışıyoruz. Didem Özgüven - Pazarlama Grup Müdürü

D&R Öğrenme Süreçlerine Katkı

MaviBahçe D&R’a gelen minik ziyaretçilerimiz öncelikle her yaş grubuna göre düzenlenmiş kitapları bulabiliyorlar. Kitapların yanı sıra oyuncakların da çocuk gelişimine olan katkısı tartışılmaz. Çocukların mantıksal düşünme ve problem çözme yeteneklerinin gelişimine yardımcı birçok oyun ve oyuncak seçeneği D&R’de mevcut. Örneğin dört yaş üstü çocuklar için DOC, çocukları Eğitici Robot Bilimine eğlenceli ve yaratıcı bir şekilde yaklaştıran ilk oyun. STEM projesi dahilinde geliştirilen DOC, programlama ile ilgili temel kavramları kolay ve sezgisel bir şekilde tanıtan eğlenceli ve eğitici konuşan bir robot. MaviBahçe D&R

53


54


M AVİBAHÇE ÇOCUK

BAL KIDS

yetişkinler giremez!

ÇOCUK DOSTU MAVİBAHÇE’DE MİNİK MİSAFİRLERİMİZE ÖZEL BİR KUAFÖR VAR: BAL KIDS. CEM GÜL VE EKİBİ, OYUNCAKLAR, NEŞELİ MÜZİKLER, ÇİZGİ FİLMLER EŞLİĞİNDE ÇOCUKLARı HEM EĞLENdİrİYOR HEM DE BAKIMLI OLMALARINI SAĞLIYOR. Röportaj: BERRİN BAŞ FOTOĞRAFLAR: NAZIM KURTULDU

Cem bey, çocuk kuaförü açma fikri nasıl ortaya çıktı? Bal Kids çocuk kuaförü, ilk olarak 2003 yılında İstanbul’da Bağdat Caddesi’nde açıldı. Yoğun ilgi görmesi üzerine İstanbul’un üç noktasında ve İzmir’de de sadece MaviBahçe’de çocuklarla buluşuyoruz. İzmir’de bir tek MaviBahçe’de varsınız. Neden MaviBahçe? MaviBahçe’yi seçmemizin nedeni, sadece İzmir’in değil Türkiye’nin de en seçkin alışveriş merkezlerinden biri olması. Hem İzmir'in en güzel noktasında hem de tüm İzmirlilerin buluşma noktası. MaviBahçe’deki salonunuzda çalışan kuaförler özel bir eğitimden geçiyor mu? Çalışan personelimiz yılda iki defa İstanbul merkezindeki akademimizde müşteri karşılama ve trend kesimlerle ilgili eğitimler alıyor. Özellikle anneler hijyen konusunda çok hassaslar. Siz bu konuyla ilgili nasıl bir çalışma yapıyorsunuz? Kullandığımız her malzemeyi işlemden sonra sterile ediyoruz. Biz de hijyen konusunda oldukça hassas davranıyoruz. Çocuklar saç trendlerinden etkileniyor mu? Siz nasıl gözlemliyorsunuz? Çocuklar artık saç modellerine ebeveynleri karıştırmadan kendileri karar veriyor. Biz de fikir vererek en doğru modeli birlikte seçiyoruz.

Çocuklar için hangi model revaçta? Erkekler için genelde uzun modeller daha revaçta diyebilirim. Artık kalıplaşmış bir model değil, daha özgün saç modelleri tercih ediliyor. Kızlarda genelde kısa, bob, küt modeller ve uzun kesimler revaçta. Kuaförlerde saçını beğenmediği zaman kapris yapan müşterilere sık sık rastlanır. Çocuklar arasında da kapris yapan var mı? Çocuklar arasında da kapris yapanlar olabiliyor. Özellikle çocuklar uzun bir model isterken anne ve babalar bu isteğe karşı çıkıp, karışınca tabii ki orada kapris devreye girebiliyor. Aileler kesimler sırasında karışıyor mu? Bazen karışan anne ve babalar oluyor. Kendi modelini bilen, isteyen, söyleyen çocukların aileleri hiç karışmıyor. Çocukları kuaför koltuğuna oturtmak zor bir iş olsa gerek. Bazen çocuklar kuaförlerde korkup ağlayabiliyor. Bu gibi durumlarda çocuk kuaförü olarak neler yapıyorsunuz? Bu durumlarda oyuncaklarımız, çizgi filmlerimiz ve tabii ki personelimiz dikkatlerini başka yöne çekerek kesimlerini yapıyorlar. Çocuk kuaförlüğünde yılların tecrübesi sayesinde bu tür zor durumlarla kolayca başa çıkabiliyoruz. Yeter ki minik misafirlerimizin yüzü gülsün, buradan mutlu ayrılsınlar.

55


KOLEKSİYON

Sesin ü ğ ü l z ü Ölüms

56


İlk insanların derdi tesadüfen buldukları ve işlerine yaradıklarını gördükleri ateşi kalıcı kılmaktı. Bu yüzden önce başında nöbet tuttular, ardından ateş yakmayı öğrendiler. Sonrakiler sevdiklerinin yüzünü ölümsüz kılmak için resim yapmaya başladılar; gerçek sureti kağıda dökmeleri 1826’daki ilk fotoğrafın çekilmesiyle oldu. Bir sesi kaydedebilmek ve istediği zaman dinlemek isteyenlerse 1880’lerin sonuna kadar beklemek zorunda kaldılar. O tarihlerde Almanya’da ilk plaklar geliştirildi ve ses, sonsuza kadar ölümsüzleşti. PVC’den üretilen, iki tarafına da kayıt yapma imkânı veren, dairesel ses depolama birimi, yani plaklar,ilk üretildiklerinde ebonit adlı bir maddeden yapılıyordu. Ebonit hem kırılgan, hem de sıkıştırması zor bir malzemeydi. Alman firması Berliener, ebonit plaklardan yaklaşık 10 yıl sonra, 1890’ların sonunda geliştirdiği bir malzemeyle bu kırılganlığı ortadan kaldırdı. Bu plaklar 78’lik denen türdeydi. Yani dakikada 78,26 devir yapan ve sadece 4 dakikalık bir kaydı barındırabilen plaklar. Türkiye’de 78’likler “Taş plak” olarak tanındı. Bunun da sebebi bu plakların mukavva üzerine pamuk, shellac ve balmumu kaplanarak üretilmesiyle son derece dayanıklı olmasıydı. İngilizce “unbreakable” adını taşırlarken, Türkiye’de “kırılmaz” yerine “taş plak” ismi layık görüldü. HIZ SAVAŞLARI Düşük kayıt süresi, ses kaydındaki standartsızlık ve dip gürültüsü nedeniyle 78’lık plaklara alternatif geliştirmeye odaklanan RCA Victor firması 33’lük diye bilenen, kendilerininse “Program Transcription” adlı plakları 1930’da piyasaya sürdü. Bu materyali okuyabilecek plak çalarların olmaması, pahalılığı ve çıkış tarihinin “Büyük Buhran” dönemine denk gelmesi nedeniyle RCA Victor’un denemesi ticari bir başarısızlıkla sonlandı. Ama başkalarının da yolunu açmıştı. 33’lüklerin ses kalitesi ve düşük gürültüsü unutulmamıştı. Hatta İkinci Dünya Savaşı sırasında 78’lik plak hammadDesinin bulunamaması yüzünden bu plaklar 33’lüklere bile basıldı. Nihayet 1948’de Columbia, New York’ta Long Play (LP) 33⅓ Rmp Microgroove plakları tanıttı. 33’lüklerden dili yanan RCA Victor ise karşı bir hamle yaparak Extender Play (EP) adlı, 45’lik denen formatı piyasaya sürdü. 1948-50 arasındaki bu döneme müzik ve ses tarihine “War of Speeds / Hız Savaşları” adıyla geçti.

16 devir plaklar Her iki yüzünde birer parça bulunur. Ülkemizde kullanılmamaktadır.

45 devir plaklar Ülkemizde en yaygın şekilde kullanılmış olan plak çeşididir. Boyutları genelde 7"-18 cm olsa da 12"-30 cm olanları da vardır. Her iki yüzünde birer parça bulunur bu yüzden single olarak da adlandırılır. Plakçalarlarda dinlenebilir. 45 devir plaklarınızı gramofonda dinlemeyiniz, plaklarınızı bir daha kullanamazsınız

18cm

33 devir plaklar Genelde iki yüzünde toplam 8-10 parça içermektedir, bu yüzden long play (uzun çalar) adı verilmiştir. Boyutları çoğunlukla 12"30 cm'dir ancak 7"-18 cm olanları da vardır. 33 devir plaklarınızı gramofonda dinlemeyiniz, plaklarınızı bir daha kullanamazsınız!

25cm

78 devir plaklar Her iki yüzünde birer parça bulunur. Boyutları 10"-25 cm'dir. Plakların içinde en kırılgan yapıda olanıdır, çok özenle saklanması gerekir. Bu plaklara yaygın olarak taş plak denmektedir. Taş plaklar gramofonlarda ve 78 devir bulunan plakçalarlarda da dinlenebilir. Taş plaklarınızı 78 devir bulunmayan pikaplarda dinlemeyiniz, iğneniz ve plağınız hasar görebilir.

30cm

57


Müzİğe ve sesİn ta kendİsİne aşık olanlar dİjİtal ses kayıtlarına “takılmaktan” bıktı, plaklarına gerİ döndü ve Yenİ bİr plak çağı başladı.

Columbia’nın 33’lüklerinin her iki tarafına da yaklaşık 30’ar dakika müzik kaydedebiliyordu. Victor’un 45’likleriyse aslen 78’liklerin bir taklidiydi. Bugün “single” adıyla bilinen tek şarkıların kayıtlara hizmet ediyordu. Zamanla albümler 33’lüklere, tekli şarkılar 45’liklere kaydedilir oldu. 1955’te iki tarafın da işine yarayan bir gelişme yaşandı ve stereo kayıt teknolojisi gelişti. Öyle ki sadece beş yıl içinde birçok üretici mono plak üretimini durdurdu. Her geçen yıl sesi daha temiz kaydetmek ve en saf haliyle dinleyiciye ulaştırmak için hamleler yapıldı. Önce kasetler, ardından Compact Disc’ler (CD) geldi. Tüketiciyi cezbeden bu ikilinin varlığı plakların satış miktarını azaltırken bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler ışığında yaşanan dijital devrimle müziği bedavalaştıran ve çok kolay ulaşılır hale getiren MP3 ortaya çıktı. İnsanlar bu kolaylığı çok sevmiş, plakların verdiği ses kalitesinden uzak olsa da MP3’e odaklanmıştı. Plak sadece koleksiyonerlerin bir merakı olmaya başladı ve yakın bir zamanda yok olup gidileceğine inanıldı. Ama öyle olmadı… PLAĞIN DÖNÜŞÜ Her etki bir tepki doğurur. Her tezin bir antitezi vardır. Her olay başka bir olayın

58

nedenidir. Dijital ses kayıtlarının yaygınlaşması ve müzik dinlemeyi kolaylaştırarak değiştirmesinin de kendince sonuçları oldu. Bir plak dinleyecekseniz yapmanız gereken işler vardır. Önce plağı bulmalısınız! Her albüm bir plağa kayıtlı olduğundan bir ortalama bir plakseverin onlarca, hatta yüzlerce plağının olması kaçınılmazdır. Sonrasında bu plağı pikaba yerleştirmeli, ilk yüzü bitince çevirmeli, albümdeki sevmediğiniz şarkıya katlanmalı, bir şarkıyı tekrar dinlemek isterseniz yerinizden kalkıp iğneyi tam da oraya getirmelisiniz. Dijital müzik kayıtlarındaysa her şey çok kolay. Bilgisayarınız, tabletiniz, MP3 çalarınız veya telefonunuzdaki şarkıyı tıklıyorsunuz ve dinliyorsunuz. Hiçbir şey yapmadan aynı şarkıyı defalarca dinlemeniz de mümkün. Farklı sanatçıların, farklı albümlerinden şarkılardan bir liste yapıp müzik keyfinizi katlayabilirsiniz. Sevmediğiniz şarkıları siler veya cihazınıza hiç yüklemeyebilirsiniz. Çok kolay, pratik ve mutluluk verici değil mi? Öyle olmasına öyle ama yaşadığımız döneme baktığımızda birçok insanın bu şablonlara dönüşmüş hayattan sıkıldığını görebilirsiniz. Örneğin 1980’lerde CD furyasının başladığı dönemde dondurulmuş yiyecekler bilimkurgu filmlerinden çıkmış

muamelesi görüyor ve hızla tüketiliyordu. İnsanlar elmanın kurtsuzunu, domatesin kusursuz şekillisini, çileğin her mevsim bulunur olanını tercih ediyordu. Otomobiller git gide birbirine benziyor, görsel efektler sinemayı değiştiriyor, internet devrimin yaşanmasıyla dünya tam anlamıyla küçülüyor, zevkler ve beğeniler standartlaşıyordu. Bazıları bu durumdan çabuk sıkıldı. Ekolojik pazarlar kuruldu, atalık tohumlardan üretilen meyve ve sebzeler bulunur olundu, bilgisayar efektleriyle süslenmiş filmlerden sıkınıldı. Müziğe ve sesin ta kendisine aşık olanlarsa zaten içlerine pek sinmeyen dijital ses kayıtlarına “takılmaktan” bıktı ve plaklarına geri döndü. Yeni bir plak çağı başlamıştı. Bunun en önemli nedeni plaklardaki ses kalitesine, en iyi dijital kayıtların bile yaklaşamamasıdır. Plaklara analog kayıt yapılır. Ses, plağın yüzüne tam anlamıyla kazınır. En az bir pikap kadar değerli iğne bu kazılı yüzeyde gezinerek aldığı titreşimleri hoparlöre verir. Plağınız tozlu değilse, çizilmemişse, eğilip bükülmemişse müzisyenin stüdyoda kaydettiği ses olduğu gibi kulağınıza gelir. Bu kaydın dijitalleştirilmesi, beraberinde seste kırılmaları ve kayıpları getirir. Şarkılar sıkıştırılır, ezgi korunsa da derinlik azalır. Biraz rakamla-


ra yaslanırsak MP3 formatının destekliği en yüksek ses değeri 320 kbps’dir. Dolbi Digital + formatlı bir plaktaysa bu miktar 6144’e, yani yaklaşık 20 kat daha iyiye çıkar. Eğer plağınız Meridian formatındaysa 18 mpbs’lik bir sesi dinlersiniz! KAÇINILMAZ SON KOLEKSİYONERLİK İşte bu ses, insanları kendine bağlıyor. Bir plakseverin evinde yüzlerce plağı olduğundan bahsetmiştik. Emin olun bu çok mütevazı bir rakam. Birkaç plak koleksiyonerinin hikayesiyle bu merakın boyutlarını anlatmak mümkün. Brezilyalı plak koleksiyoncusu Zero Freitas dünyanın en büyük plak koleksiyoncusu olarak kabul ediliyor. Tam 40 yıldır plak toplayan Freitas’ın bu merakı babasının evlerine bir pikap almasıyla, beş yaşında başlamış. Liseden mezun olduğunda üç bin plağı olan Brezilyalı bugün tam sayıyı bilmiyor ama milyonlarca plağı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliyor! Freitas bir yerden sonra tek tek plak almayı bırakmış ve devasa arşivleri satın almış. Plaklarını tasnif etmesi için eleman tutmuş günde 500 plağı arşivlenmiş ama tam sayıya henüz ulaşılamamış. Bu arşiv işini plaklarını paylaşabilmek için yürütüyor. İlk olarak plakları herkesin dinleyebileceği bir mekân oluşturacak, ayrıca elinde birden fazla olanları başka plak meraklılarına satacak. Bu arada dünyanın her yerindeki “ajanları” ona buldukları plakları yollamaya devam ediyor. Yani sayı her geçen gün artıyor! Belki bu kadar heybetli bir koleksiyon değil ama çok daha yakınlarda, Bitlis’in Ahlat ilçesinden Tahir Anık, Türkiye’nin en büyük taş plak koleksiyoncularından olmayı başarmıştı. Anık, 65 yılda 450’den fazla

sanatçıya ait 3750 taş plağı almış ve gözü gibi bakmış. Behiye Aksoy, Müzeyyen Senar, Safiye Ayla, Orhan Gencebay’ın plakları koleksiyonun gözbebekleri. Onun da merakı çocukluk zamanına, 9 yaşına dayanıyor. Babasının gramofonunda plak dinlermiş, zamanlar plak toplamaya başlamış. “Plaklarıma servet teklif ettiler ama satmadım” diyor. “Bu taş plaklar kültür mirası. Bir kişi değil herkes onları dinlemeli. Onları koruyacak ve insanların dinlenmesine olanak verecek bir kuruma bağışlamak isterim.” Plaklar farklı şekillerde el değiştiriyor. Kimisi arayıp soruyor ve plağını alıyor. Bazen bir açık artırma, bazen de ikinci el piyasasından bulunan bir cevher yeni bir koleksiyona girebiliyor. 500 plaklık mütevazı bir koleksiyonu olan Amerikalı Taylor Wallace ise hiç akla gelmeyecek şekilde plak sayısını 100 kat artırmış bir isim. Wallace işini büyütmeye karar vermiş ve Şikago’da bir fabrikayı kiralamıştı. Temizlik zamanı geldiğinde bu iş için anlaştığı şirketten bir telefon gelir. Şirket, paletlerin üzerine yerleştirilmiş, sekizer metre uzunluğunda iki ahşap rafta 50 binden fazla plak bulmuştu. Plaklar 27 yıl boyunca burada yaşamış, ardından Hawaii’ye taşınmış, ikinci el plak alım satımı yapan Gary Horwitz’e aitti. Horwitz, taşınırken 120 bin plağını yanına almış ama bu 50 binlik partiyi taşımak istememişti. Plakları tasnif etmek isteyen Wallace’a “Plaklar senin. Aralarından çok nadide parçalar olabilir ama bulmak zaman ve sabır ister” mesajını göndermeyi de ihmal etmedi. Wallace mı? Plakları ofisine sığdırdı ve bir plak dükkanı açmayı da ihmal etmedi. Bugün plak koleksiyonu yapanların en çok alım satım yaptığı mecra internet. Son

yıllarda canlanan plak merakı sayesinde büyük şehirlere plak dükkanları tek tek açılmaya başladı ama daha gidilecek çok yol var. İnternetten yapılan alım satımlar da tıpkı sahaftan kitap aldığınızda, içinde bulduğunuz, eski sahiplerine ait notlar olduğu gibi yaşanmışlıklara rastlayabiliyorsunuz. İnternet üzerinden el değiştiren Soundgarden’ın Superunknown albümünü alan Muctur rumuzlu kullanıcı, plaktan çıkan bir notu tüm dünyayla paylaştı. Plak 39 yaşında koşu yaparken kalp krizi geçirip hayatını kaybeden Mark isimli bir adama aitti. Geride 600 plaklık bir koleksiyon bırakan oğlunun anısını bir süre plakları dinleyerek taşıyan annesi Sabine, zamanla plakları satmaya karar verdi. Bazılarının içine de Muctur’a da denk gelen notu koydu. “Ona hep, birgün sen gidersen bütün bu arşivi ne yapacağım diye sorardım ve o da -o zaman sen dinlersin- derdi. Dediği gibi yaptım ve hepsini keyifle dinledim. Ama artık onları başkalarıyla paylaşmanın vakti geldi. Bu arşivin satışından gelecek parayı son dolara kadar Mark’ın oğlu Kai’ın eğitimi için kullanacağım. Bana destek olduğun çok teşekkürler ve bu plağı her nerede dinliyorsan bir defa da Mark için çal.” Bu not, o plağın, yeni koleksiyonun en nadide parçası haline getirdi. Belki her plak kabının içinden böyle notlar çıkmıyor olabilir ama her plak özeldir. Plak sayesinde ses, kaydın yapıldığı stüdyodan, müzisyenin kendisinden ve enstrümanından dinleyenin kulağına kadar kayıpsız gelir. Yıllar geçse de, devran dönse de bu ölümsüz sese aşık olanlar hep olacak. Birileri hep plakları arayacak, başkaları da ellerindekini onlara verecek. Plak dinlemek ve biriktirmek gibi ucu bucağı olmayan bu keyif, dünya döndükçe devam edecek.

27


M AVİBAHÇE M ÜZİK

SOLDOUT PERFORMANCE HALL

ASIL EĞLENCE ŞİMDİ BAŞLIYOR! MAVİBAHÇE’DE 14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ’NDE KAPILARINI AÇAN SOLDOUT PERFORMANCE HALL, İZMİRLİLERİN EĞLENCE HAYATININ MERKEZİ OLMAYA ADAY YEPYENİ VE ENERJİK BİR MEKÂN.

60

“Ye, iç, keyfine bak” sloganı ile İzmir’de müziğin ritmine yön veren SoldOut, farklı tarzı ve enerjisi ile müzikseverlerle 14 Şubat’ta MaviBahçe’de buluştu. Mehmet Erdem’in canlı performansıyla İzmir’e “merhaba” diyen SoldOut, İzmir’de canlı müzikseverlerin vazgeçemeyeceği mekânlar listesine kısa sürede girdi. Türkiye’nin en sevilen sanatçılarını ağırlayacak olan SoldOut sadece konser mekânı olarak hizmet vermeyecek. Diğer konser mekânlarından farklı olarak büyük sahnesi ile ilerleyen günlerde tiyatrolar, gösteriler, şovlar gibi etkinliklere de ev sahipliği yapacak.



GURM E

UZAK DOĞU MUTFAĞINA İLGİ, HER GEÇEN GÜN ARTIYOR. İZMİRLİLERLE MAVİBAHÇE’DE BULUŞAN SUSHICO'nun İŞLETME MÜDÜRÜ ÖZLEM DUYAR OKURLARIMIZA BU EGZOTİK MUTFAĞI ve KÜLTÜRÜNÜ ANLATTI. RÖPORTAJ: EMİNE TUNADAN

62


Türkiye’de Uzak Doğu restoranlarına ilginin giderek arttığını görüyoruz. Siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz? Yemek kültürümüz artık başka lezzetlere de açılıyor mu? Tüm dünyada olduğu gibi son 20 yılda Türkiye’de de dünya mutfağına ilgi oldukça arttı. Kültür paylaşımlarının çoğaldığı ve dünyanın global bir köy haline geldiği günümüzde, mutfakların bu kadar paylaşılması ve merak edilmesi çok da normal bir durum. Özellikle Uzak Doğu mutfağı gerek pratik yapılması gerekse çeşitliliği bakımından oldukça rağbet görüyor. Evet, kesinlikle kültürümüz başka lezzetlere de açılıyor. Toplumumuz geleneksel tatların yanında farklı kültürleri, farklı lezzetleri merak ediyor, deniyor. Uzak Doğu yemek kültürü ile Türk mutfağını karşılaştırmanızı istesek ne dersiniz? Çok fazla olmasa da benzer özellikler var.

Mantı, pilav ve acı tatlar sayabileceğim temel benzer özellikler. Tavuk ile yapılan yemekler de damak tadımıza çok yabancı gelmiyor. Biz daha çok kültürün özünü koruyarak damak tadımıza uygun lezzetleri harmanlayıp misafirlerimize sunuyoruz. Uzak Doğuluların balık ve deniz ürünlerini çok fazla tükettikleri için sağlıklı ve ciltlerinin güzel olduğunu düşünürüz. Siz ne dersiniz? Kesinlikle. Deniz ürünleri beden gelişimi için muazzam bir besin kaynağı. Çeşitli sağlık sorunları için de kalkan görevinde. Cildin genç görünmesinden tutun da kemik erimesi, kalp rahatsızlıkları gibi hastalıkların önüne geçmesine kadar birçok konuda ihtiyacımız olan besin değerlerini içeriyor. Omega 3, D vitamini, fosfor, sülfir, vanadyum ve protein ihtiyacımızın büyük kısmını balıklardan sağlayabiliyoruz. Bunların tüketiminin çok olması da beraberinde sağlıklı olmayı getiriyor.

Çin, Japon ve Thai mutfağından yemeklerin yer aldığı geniş bir menüye sahipsiniz. Bu üç kültürü tek bir menüde nasıl birleştirdiniz? Her bir mutfaktan seçim yaparken nasıl bir yol izlediniz? Aslında temel olarak kültürleri birbirine oldukça geçmiş üç ülkeden bahsediyoruz. Önceki dönemlerde yeme içme alışkanlıklarında büyük farklılıklar olmasına rağmen zamanla bunlar azalmış. Örneğin suşi Japon kültürüne ait olmasına rağmen tüm Uzak Doğu’da tüketilen bir spesiyal haline gelmiş. Biz seçimlerimizi yaparken Çin, Japonya ve Tayland kökenli aşçılarımızın yönlendirmeleri doğrultusunda, müşterilerimizin de tercihlerini göz önünde bulundurarak hareket ediyoruz. Ortaya denenmesi gereken ve beğenilen lezzetler ortaya çıkıyor. İzmirlilerin restoranınıza ilgisi nasıl? MaviBahçe ziyaretçilerinin tercihleri diğer şehirdeki şubelerinizle karşılaştır-

63


SUSHICO İŞLETME MÜDÜRÜ

ÖZLEM DUYAR

dığınızda bir farklılık gözlemliyor musunuz? En çok hangi çeşitleriniz tercih ediliyor? İlgiden ve geri dönüşlerden oldukça memnunuz. Misafirlerimiz sadece yemeklerimizi tatmakla kalmıyor, çeşitli kanallardan beklenti ve görüşlerini de bizimle paylaşıyor. Diğer şehirlerdeki şubelerle karşılaştırdığımızda Alsancak ve MaviBahçe şubeleri için çok fazla farklılık olmasa da suşi tüketiminin diğer yemek seçeneklerimize oranla daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Japonya ya da Uzak Doğu’dan gelen misafirleriniz sizin yemeklerinizi nasıl buluyor? Kendi ülkeleriyle sizinkiler arasında nasıl bir fark gözlemliyorlar? Gelen yabancı misafirlerimizden olumsuz hiçbir yorum almadım bugüne kadar. Çok memnun kalarak ayrılıyorlar. Kendi kültürlerine ait şeylerin orijinal bir şekilde sunulması keyif veren bir durum olsa gerek. Halk arasında suşi “çiğ balık” olarak bilinir. Okurlarımıza biraz suşi ve kültürünü anlatır mısınız? Suşi yemenin kuralları, incelikleri var mıdır? Suşi kelime olarak “ekşi” manasına geliyor. Bunu da pirincin sirke ile dinlendirilmesinden alıyor. Dinlendirilen pirinç, çeşitli deniz ürünleri ve sebzelerle bir araya getirilerek suşi oluşturuluyor. Birçok çeşidi olan suşi de en çok tercih edilen formlar maki ve nigiri. Maki, pirincin ve deniz ürününün yosun içine roll şeklinde sarılmış hali. Nigiri pirinç topunun üzerine deniz

64

ürünün yerleştirilmiş şekli. Menümüzde spesiyal roll’lar oldukça geniş yelpazede sunuluyor. Pişmemiş ürün tüketemeyenlerin imdadına da bu nokta da yetişiyoruz. Pişmiş suşilerimiz oldukça seviliyor. Restoranınızda kullanılan malzemeleri nasıl temin ediyorsunuz? İzmir’in balıklarını restoranınızda kullanabiliyor musunuz? Markamızın tüm şubelerinde tek bir firma ile çalışarak ürün standardını sağlıyoruz. Çoğunluğu ithal olan ürünlerimizin büyük bir bölümün bu firma aracılığı ile temin ediyoruz. Urla açıklarından temin ettiğimiz orkinoslarımızı da İzmir şubelerimizde kullanıyoruz. Türk mutfağı denince akla ilk olarak kebap ve et yemekleri gelir. Uzak Doğu mutfağında et, Türk mutfağından farklı olarak nasıl pişiriliyor? Bizim ürünlerimizde et, öncelikle marine ediliyor. Sonrasında "aldante" diyebileceğimiz bir işlem görüyor. Son aşamada soslar ve sebzeler ile vok tavada sotelenerek pişiriliyor. Özellikle Çin mutfağında “deep fry” diye bilinen, kızgın yağda kısa sürede besin değerini koruyarak bir pişirme tekniği yaygın. Biz de bunu kullanıyoruz yemeklerimizde. Tatlılarda durum nasıl? İzmirliler en fazla hangi tatlılara ilgi gösteriyor? İzmirliler ballı kızarmış cevizimizi, kızarmış dondurmamızı ve tarçınlı kızarmış ananasımızı oldukça seviyorlar.

Sushico MaviBahçe’nin mönüsünde diğer şubelerde yer alamayan sadece size özgü olan bir ürününüz var mı? Mönülerimiz merkezimizden belirleniyor ve tüm Sushico şubelerinde aynı şekilde servis ediliyor. Sizin favori menünüz nedir? Seçim yapmak çok zor. Menümüzde çok fazla seçenek var. Ancak menümüzde yer alan çıtır patlıcanlı dana eti ve zencefil soslu çıtır tavuk yemekler de favorim. Suşi spesiyallerimizden “two way salmon” kesinlikle mükemmel. Bazı şubelerinizde suşi yapma eğitimi veriyorsunuz. MaviBahçe’de de bu tür etkinlikler yapmayı planlıyor musunuz? MaviBahçe de de bu tarz bir uygulamaya en kısa sürede başlayacağız. Konuyla ilgili merkezimizle görüşme içerisindeyiz. Netleştirdiğimizde farklı kanallardan duyuracağız. İzmir’de MaviBahçe’yi seçmenizdeki nedenler nedir? MaviBahçe size nasıl bir avantaj sağladı? MaviBahçe çok kısa bir sürede İzmirlilerin en sevdiği yerlerden biri oldu. Burası bir alışveriş merkezi olmasının ötesinde insanların zaman geçirdiği bir sosyal alan. Misafirlerimiz de ulaşım kolaylığı, otopark rahatlığı ve açık alanının sağladığı güzellikler nedeniyle MaviBahçe’yi ve bizi tercih ediyorlar. MaviBahçe bize misafirlerimizin daha rahat ulaşabileceği bir noktada olduğu için büyük ölçüde avantaj sağladı.


MAVİBAHÇE SUSHICO ŞEFİNDEN

3 FARKLI UZAK DOĞU LEZZETİ ACILI EKŞİLİ ÇORBA (1 Kişilik)

Malzemeler 2 su bardağı su 30 gr julyen kesim beyaz lahana 20 gr soya filizi 5 gr havuç 20 gr julyen kesim tavuk göğüs İstiridye sos Dark soya sos Çin acı sos (pulbiberli) Tuz Yarım çay bardağı sirke Yarım çırpılmış yumurta Hazırlanışı Vok tavada kaynatılan suya ilk olarak soslar eklenir. Ardından sebzeler ve tavuk kaynayan karışıma atılır ve haşlanır. Son olarak çırpılmış yarım yumurta ile bağlanır ve servise hazır hale getirilir.

ZENCEFİL SOSLU ÇITIR TAVUK (1 Kişilik)

Malzemeler 200 gr. batonet (parmak) kesim tavuk 5 gr juljen kesim taze soğan 5 gr. ince doğranmış sarımsak 10 gr. julyen kesim taze zencefil 1 adet kurutulmuş kırmızı biber İstiridye sos Dark soya sos Çin acı sos (pul biberli) Tuz, şeker ve yarım tatlı kaşığı sirke Hazırlanışı Tavuklar koyu kıvamlı nişasta su karışımına batırılıp fazlası süzüldükten sonra kuru nişasta ile kaplanır. Yağda dış kısmı iyice sertleşene kadar, tavuğu kurutmadan kızartılır. Sebzeler vok tavada ay çiçek yağı ile kavrulduktan sonra yarım çay bardağı su ile birlikte soslar eklenir. Kızartılan tavuklar hazırladığımız sos ve sebze karışımı ile wok tavada sotelendikten sonra servise edilir.

KIZARMIŞ DONDURMA (Vanilya ya da Çikolatalı)

Malzemeler 120 gr. dondurma 10 gr. şekerli Cornflakes 2 su bardağı un 1 su bardağı nişasta 1,5 yemek kaşığı kabartma tozu Bal, susam ve kızarmış ceviz Çırpılmış yarım yumurta Hazırlanışı Un, kabartma tozu ve nişasta iki bardak su ile karıştırılıp ardından yarım çırpılmış yumurta eklenip akışkan kıvamlı kızartma hamuru hazırlanır. Dış kısmı cornflakes ile kaplanan dondurma, hazırlanan kızartma hamuruna batırılıp derin yağda kızartılır. Yağdan top şeklinde çıkartılan dondurma üzerine bal dökülüp ardından susam serpilerek, kızarmış bir kaç ceviz tanesiyle birlikte servis edilir.

65


İZMİR MUTFAĞINA BAHAR GELMİŞ YAZI

Emine Tunadan

66


GURME

Ege’ye gelen bahara mutfağın penceresinden bakarken "hoş geldin" demek istiyoruz. Bakalım İzmir bahara hangi lezzetlerle uyanıyor?

Göç alan şehirlerin mutfakları geçen zaman içinde sürekli büyür ve zenginleşir. Yurt olarak seçtiği toprağa değen her el beraberinde lezzet de taşıyarak mutfak denilen benzersiz yapıya sağlam bir şekilde yerleştirir. Mutfağı zenginleştiren ve şekillendiren bu taşlar birbirinden farklıdır. Nasıl ki el yapımı olan şeyler birbirine benzemezse mutfağın bu yapıtaşlarının rengi, şekli ve duruşu birbirinden bağımsızdır. İzmir’in mutfağı da böyle bir yapı aslında. Musevi, Arnavut, Boşnak, Levanten, Giritli, Selanikli kısacası yolu varan herkes aynı kazanda pişen yemeğine bir tutam lezzet atmıştır. Doğa kış uykusundan uyanmış, deyim yerindeyse taşların arasından otlar bitmiştir. Doğadaki bu görünüm benzersiz bir güzelliktedir. Her kıyı Egeli gibi İzmirliler de yenilebilir taze otlarla çeşit çeşit salatalar, etli, etsiz yemekler, börekler hazırlar. İzmir bahar mutfağı denince ilk akla gelen yaban otları olur. Yeşilin her tonuna, acının, tatlının, ekşinin, baharlının her aromasına sahip olan bu otlar kucak dolusu taşınıp mutfakları şenlendirir. Şevketi bostandan başlamayı istiyorum. İzmirlilerin başının tacı olan şevketi bostan hem evlerde hem de şehrin başka bir kimliği olan lokantalarda mevsimi geldiğinde ya etlisiyle ya da salatasıyla karşımıza çıkar. Tok bir lezzete sahiptir. İzmirliler yapraklarından çok kök kısımlarını yemeyi tercih eder. Artık sadece İzmir değil bu

değerli otu başka büyük şehirlerin lokantalarında da görmeye başladık. Arapsaçı ise yine etli yemeği ve birçok otun karışımıyla hazırlanan salatası ile İzmirlileri karşılar. Dalları dereotuna benzer ancak anasonu andıran bir aromaya sahiptir. Deniz ürünleriyle de çok leziz olur. Özellikle levreğe çok yakışır. Ebegümecinin sarması, börek harcı, haşlaması İzmirliler tarafından çokça yapılır.Elbette sadece bu üç ot değil, körmen, iğnelik, tilkişen, dağlama, radika, turp otu, hardal otu ve ısırgan. Liste böyle uzar gider aslında. İzmirlilerin bahar sofralarını otların bin bir hali süsler. Tazeliği, hafifliği de cabası. Konu zeytinyağı olunca elbette İzmir mutfağı açık ara öndedir diğer şehirlerin mutfaklarından. Envai çeşit aromaya sahip olan zeytinyağı mevsimin tüm sebzelerine, otlarına ve et çeşitlerine benzersiz bir rayiha katar. Çok az miktarda zeytinyağı ile yemeğini pişiren İzmirli asıl yemeğe tat veren miktarını yemeği ocaktan indirdikten sonra ilave eder. Hem zeytinyağının besleyici özellikleri yok olmamış hem de yemeğe gerçek tadını vermiş olur. Sadece otlar mı değil elbette İzmirliler için baharın mutfağı. Bir de harika bir meyvenin hali var ki o da çağla. Hafif ekşimsi tadı, çıtır çıtır kıvamı ile hem yemeği hem de salatası yapılan nefis bir meyve. Bademin ham hali. Yabani otlarla yapılan salataya ekleniyor limon suyu yerine. Verdiği ekşilik inanılmaz güzel. Limon gibi keskin olmayan bu ekşilik otların acılığı

veya tatlılığını çok iyi dengeler. Çeşit çeşit otlar ve üzerinde mor harelerin olduğu göz alıcı yeşil bir tona sahip olan çağla İzmir baharının simgesel yiyecekleri. Sofralarının bereketi. Doğanın benzersiz cömertliğini Ege’nin, İzmir’in sofralarında baharın en güzel ayları olan mart ve nisanda bol bol görebilirsiniz. Size asıl tarifini verdiğimiz çağla aşını anlatmayı istiyorum. Tam bir bahar yemeği çağla aşı. Şöyle orta boy olan çağlaları tercih etmekte fayda var. Yine bir bahar klasiği olan kuzu eti ile hazırlanıyor. Nohut ve süzme yoğurt ise bu nefis yemeğin artıları. Nohudun besleyiciliği, yoğurdun ferahlık etkisi veren tadı yemeği mevsiminde mutlaka pişirilmesi gerekenlerin başına yerleştiriyor. Yemeğin yapımındaki en önemli püf nokta ise yumurta ve süzme yoğurt ile hazırlanan terbiyenin yemeğe tam vaktinde eklenip yeterli miktarda pişirilmesidir. Yoğurdun ve yumurtanın ısısının oda sıcaklığında olmasına dikkat etmelisiniz öncelikle. Terbiyeyi iyice çırpmak ikinci püf nokta. Etin ve çağlanın yeterince piştiğini düşündüğünüz an birkaç kaşık yemeğin suyundan ekleyip karıştırdığınız terbiyeyi yavaşça ancak tencerenin içindekileri hızlıca karıştırmak üçüncü püf nokta. En önemli püf nokta ise en fazla 1 dakika pişirmeye devam edilmesi. Yemeğiniz hazır. Bekletilmeden servis yapılması da önemli. Tazeliğin, görseliyle, aromasıyla sarıp sarmaladığı Ege'nin bahar mutfağı, insana bambaşka bir enerji verir. Bu hazineleri mutfağınıza taşıyın ve başlayın pişirmeye. Bahar rüzgârı mutfağınıza dolsun.

67


G UR ME

ÇAĞLA AŞI 6 kişilik

MALZEMELER

• 1 kg çağla badem • 300 gr az yağlı kuzu eti • 1 su bardağı haşlanmış nohut • 5 su bardağı su • 500 gr süzme yoğurt • 1 yumurta • 45 gr tereyağı • 1 yemek kaşığı pul kırmızıbiber • Tuz, karabiber

HAZIRLANIŞI Çağlaları boyuna ikiye kesip çekirdeklerini çıkarın. Üzerini geçecek kadar suyla birlikte tencereye alıp haşlayın ve suyunu süzün. Eti yağsız olarak tencerede kavurun. Haşlanmış nohudu suyla birlikte ete ilave edin. Çağlayı ekleyip tuz ve karabiberle tatlandırın. Süzme yoğurt ve yumurtayı bir kasede çırpın. Yemeğin suyundan birkaç kaşık ekleyip terbiyeyi ılındırın. Yavaşça tencereye ilave edip bir taşım pişirin. Tereyağını tavada eritip pul biberi ilave edin. Yemeğin üzerine gezdirip bekletmeden servis yapın.

68

YUMURTALI ENEÇ VE PIRASA KAVURMA 6 kişilik

MALZEMELER

• 500 gr eneç (yabani kuşkonmaz) • 4 pırasa • 4 yemek kaşığı sızma zeytinyağı • 1 tatlı kaşığı toz kırmızıbiber • 4 yumurta • Tuz

HAZIRLANIŞI Eneçlerin her birini en üstten başlayıp 10 santimlik parçalar şeklinde koparın (kopmayacak hale geldiğinde kalan kısmı kullanmayın). Pırasaları temizleyip ince verev parçalar şeklinde kesin. Zeytinyağını tavada ısıtın ve pırasaları ekleyip kısık ateşte çok fazla karıştırmadan hafifçe yumuşayana kadar pişirin. Eneçleri ilave edip pişirmeye devam edin. Tuz ve toz biber ile tatlandırın. Yumuşayan pırasa ve enecin üzerine yumurtaları göz göz olacak şekilde kırın. Akı katılaşana kadar pişirin. Yanında süzme yoğurtla birlikte sıcak servis yapın.


KARIŞIK OTLU ÇAVDAR YUFKASI BÖREĞİ

İLKBAHAR SALATASI

6 kişilik

MALZEMELER

• 3 çavdar unundan yufka • 750 gr ısırgan otu • 250 gr dağlama otu • 2 pırasa • 400 gr tuzlu lor peyniri • Acı pul kırmızıbiber • Sızma zeytinyağı • Su, tuz

HAZIRLANIŞI Yarım su bardağı sızma zeytinyağına 1,5 su bardağı suyu yavaşça ekleyip çırpın. Otları ve pırasaları temizleyip doğrayın. Çok az zeytinyağını tavada ısıtıp pırasa ve otları kavurun. Lor peyniri, tuz ve pul biberle tatlandırın. 40 cm çapında tepsinin içini yağlayın. Yufkaların ilkini tepsinin büyüklüğünde kesip tepsiye yerleştirin. Kalan yufkaları iri parçalar şeklinde koparın. Yufkaları ve harcı üzerlerine zeytinyağlı sudan gezdirerek değişimli olarak tepsiye dizin (en üstte yufka parçaları olacak şekilde). Yufka parçalarının üzerine bolca zeytinyağlı sudan gezdirin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin. Sıcak veya ılık servis yapın.

6 kişilik

MALZEMELER

• 1 demet marul • 250 kiraz domates • 4 taze soğan • 200 gr taze ısırgan otu • 200 gr körmen • 15 yaprak ıspanak • Yarım demet maydanoz, nane, dereotu • 1 adet lavaş • Sızma zeytinyağı • 100 gr beyaz peynir • 100 gr eski kaşar peyniri • Kırmızı acı pul biber • Keten tohumu • Yarım çay bardağı sızma zeytinyağı • 1 limonun suyu • 1 çay kaşığı bal

HAZIRLANIŞI Taze soğanları ince, nane ve maydanozu iri parçalar şeklinde doğrayın. Diğer otları ise iri parçalar şeklinde doğrayın. Lavaşın üzerine fırçayla çok az zeytinyağı sürün. Küçük parçalar şeklinde kesip fırında hafifçe kıtırlaşana kadar pişirin. Salatanın sosu için, limon suyu ve balı bir kapta karıştırın. Zeytinyağını yavaşça ekleyip çırpın. Tuzla tatlandırın. Beyaz peynir ve kaşar peynirini küp şeklinde doğrayın. Yeşillikler, domates ve kıtır lavaş parçalarını büyük bir salata kasesine alın. Sosunu ilave edip harmanlayın. Beyaz ve eski kaşar peynirlerini ekleyin. Pul biber ve keten tohumu serpin. Servis yapın.

69


# İZMİR' İN ST İLİ

ARZU BAYBAL ile

70


BU SAYIMIZDA #İZMİRİN STİLİ SAYFAMIZIN KONUĞU BİR İZMİRLİ DEKORATÖRÜ, ARZU BAYBAL’I KONUK EDİYORUZ. BAHARLA BİRLİKTE AÇILAN EVLİLİK SEZONUNDA HAZIRLIK YAPAN ÇİFTLER YA DA EVİNİ YENİLEMEK İSTEYEN OKURLARIMIZ İÇİN DEKORASYON İPUÇLARINI ANLATAN BAYBAL’LA MAVİBAHÇE’DE BULUŞTUK. RÖPORTAJ: BERRİN BAŞ fotoğraflar: NAZIM KURTULDU MaviBahçe Yargıcı Homeworks

71


# İZMİR' İN ST İLİ

MaviBahçe Mudo Concept

Arzu Hanım sizi biraz tanıyabilir miyiz? Dekorasyona nasıl merak saldınız? İzmir’de doğdum, büyüdüm. Küçüklüğümden beri çevreyi hep başka şekilde gözlemlerdim. Girdiğim her ortamda eşya ve objelerin yerini kafamın içinde yerleştirir ve o gözle görürdüm. Zaman içerisinde hobi olarak başladığım bazı işleri üretime çevirmeye başardım. Böylece var olduğuna inandığım yeteneğim somut bir şekilde hayat bulmaya başladı. Bu işe 1999’da başlarken proje bazında yılda iki ya da üç ev dekore etmeyi düşünmüştüm. Şu anda bu hedeflediğim noktayı epeyce aşmış durumdayım. Kısacası hobimi, merakımı işe dönüştürmeyi başardım. Evinin dekorasyonunu size emanet eden kişilerle nasıl bir süreç yaşanıyor, biraz anlatır mısınız? Danışanlarımın neye ihtiyaç duyduğunu ve sahip olmak istediklerini anlamak için onlarla uzun sohbetler yapıyoruz. Bu sırada ben onların yaşam tarzlarını ve beklentilerini not alıyorum. Sonrasında bu aldığım notları baz alarak onlar için aidiyet duygusunu güçlendirecek mekânlar yaratmaya başlıyorum. Mobilya seçerken ve yerleştirirken göz önünde bulundurulacak en önemli noktalar neler? Sizi yansıtacak tarzda olması, ergonomi ve dayanıklılık en önemli unsurlar. Mekânın döşenmesi sırasında da ışık, renk, metrekare, tavan yüksekliği gibi detaylar önem kazanır. Aksesuarda nelere dikkat edilmeli? Örneğin antika meraklıları ya da koleksiyoncular bu hobilerini modern bir eve nasıl adapte edebilir? Aksesuarlar, mekânların tamamlayıcı süsleridir. Bunu göz önünde bulundurarak mekânın bütünlüğünü koruyacak objeler kullanılmalı. Antikaya meraklı koleksiyonerler modern mekânlarda bu değerli objeleri doğru ışıklandırılmış niş ya da koleksiyon dolaplarında uygun noktalarda sergileyebilirler. Her insanın yaşadığı ev kendi karakteriyle bütünleşir. Bu noktada müşterinizi ve kendi dekorasyon anlayışınızı nasıl örtüştürüyorsunuz? Kabul edemeyeceğiniz talepler oluyor mu? Evet, olması gereken de bu zaten. Benim bu işi daha butik tarzda yapmamın nedeni de buradan kaynaklanıyor. Ben müşterilerime hazır bir ürün sunmuyorum. Rengi, modeli, tarzı ile tamamen kişiye özel ürünler, konseptler hazırlıyorum. Uzun ko-

72

MaviBahçe Yargıcı Homeworks

MaviBahçe'de alışveriş, eğlence, yemek bir arada. Bütün bunları denize yakın bir bahçe içinde yaşamak çok keyifli.


MaviBahçe Beymen Brasserie

Arzu BAYBAL - Berrin BAŞ

nuşmalar yapmamızın nedeni de bu. Kabul edemeyeceğim tarzda bir talep olduğunda bunu karşı tarafa doğru bir dil kullanarak anlatıp, ikna ediyorum. Günümüzde evlerin epeyce küçüldüğünü görüyoruz. Küçük evleri dekore ederken nelere dikkat edilmeli? Mümkün olduğunca duvar ve zeminlerin açık renklerde olması, az ve gözü yormayacak fonksiyonel eşya kullanılması, bazı duvarlarda büyük aynalar kullanılması ve mümkün olduğunca düz perde kullanımı daha büyük etki yaratmasına yardımcı olur. Stil, kıyafetten dekorasyona, yaşantıya kadar uzanan çok yönlü bir duruş. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Moda ve dekorasyon birbirine benziyor mu? Kesinlikle böyle olmalı. Yani üzerinizde taşıdığınız kıyafet ve yaşadığınız mekân birbiri ile örtüşmeli. Çünkü her ikisi de sizin kimliğinizi yansıtan unsurlardır. 2018’de dekorasyona damgasını vuran “sakinlik ve konfor” anlayışı Türkiye’de tasarımcıları ve dekoratörleri nasıl etkiledi? Bu yönde bir değişim var mı? Biz toplum olarak gösterişli hayatları seviyoruz bence. Bu belki de bizim kültürleştirdiğimiz bir yaşam tarzı oldu. Bu noktada da bahsettiğiniz trendleri gerçekten yaşam tarzı haline getiren kişiler mekanlarını da bu yönde dekore ediyor. Pantone Color Institute, 2018 yılının rengini Ultra Violet-Mor ötesi olarak belirledi. Oldukça iddialı olan bu rengi dekorasyona nasıl adapte edebiliriz? Mor en çok hangi renklerle uyum sağlar?

Böylesi trendleri takip etmeyi seven müşterilerimize genellikle kolay değiştirilebilir puflar, kırlentler, objeler gibi ürünler kullanmayı öneriyorum. Perde, kanepe tarzı mobilyalarda her zaman daha sakin ve sürekli olacak renkleri kullanmayı daha doğru buluyorum. Mor rengi kullanırken tonlar çok önemli! Siyah renk bu etkiyi daha yumuşatır, fakat yeşil ve kırmızının tonlarını kullanırsanız bu da etkiyi arttırır. Ben mesela mor tonunu gri, lacivert ve siyah tonlarla kullanmayı çok severim. Teknoloji dekoratörlerin de imdadına yetişti. Birçok akıllı uygulamayla mekânların nasıl görüneceğini önceden bilebiliyoruz. Siz teknolojiden nasıl faydalanıyorsunuz? Evet, bu konuda bizlere yardımcı olan çok güzel uygulamalar var gerçekten. Kullandığımız bu uygulamalar gerçeğinden ayırt edilemeyecek kadar gerçek görüntüler elde etmemizi sağlıyor. Bu teknoloji sayesinde yaratacağımız mekânları boyut kazanmış haliyle ekranlarımızda görebiliyoruz. Türkiye ile yurt dışındaki dekorasyon trendleri karşılaştırmanızı istesek, neler söylersiniz? Mobilya tasarımında ne noktadayız? Ne yazık ki ARGE çalışmalarına fazla bütçe ayırmıyoruz. Hal böyle olunca da kopyala yapıştır üretimi çok oluyor. Ama işçilik derseniz, biz daha ileri noktadayız. Nasıl ki mobilya da bir İtalyan, İngiliz hatta Amerikan tarzı varsa bizim de bir Türk tarzı geliştirip, bunu çok iyi pazarlamamız gerekiyor. Çünkü geçmişimize dönüp bakarsak bir Osmanlı mimarisi, Osmanlı deseni gibi kavramlar var. Umarım bu kavramlardan ilham alarak bir Türk markası yaratılır.

Elbette çok başarılı olan Türk tasarımcılarımızın işlerini de görünce gurur duyuyoruz. Yaptığınız işlerde en çok aklınızda kalan, “keşke bitmeseydi” dediğiniz keyif aldığınız bir tanesi var mı? Biraz anlatır mısınız? Evet böyle hissettiğim iki ayrı mekân oldu. Bir tanesi yaklaşık bin metrekarelik bir evdi. Bir diğeri de Çeşme’de yazlık bir ev çalışmasıydı. Her iki evde de özgürce çalıştım. Her şey bitip yerleştikten sonra evlerini görmeleri ve memnuniyetlerini dile getirmeleri beni çok mutlu etti. Hayalinizdeki ev nasıl? Yemyeşil bir doğa içerisinde, aynı zamanda deniz de gören ve şehre uzak olmayan, büyük çoğunluğu camdan oluşan bir ev hayalim var. Böylece doğanın tüm güzelliklerini kesintisiz içine alan aydınlık ve ferah bir evde yaşamanın keyfini tadabilirim. İzmir size nasıl bir ilham kaynağı oluyor? İzmir havasıyla, deniziyle, sıcaklığı ve en önemlisi özgürlüğü ile ilham kaynağı oluyor. Eskiden beri sanatın her dalına ilham kaynağı olan bu güzel kent de yaşamak büyük bir ayrıcalık bence. MaviBahçe’yi bir dekoratör gözüyle değerlendirmenizi istesek, hangi detaylar ilginizi çekiyor? MaviBahçe’de insanları en çok çeken şey bence büyük bir bahçeye sahip olması. İnsanlar her türlü ihtiyacını buradan karşılayabiliyor. Alışveriş, eğlence, yemek... Bütün bunları denize yakın bir bahçe içinde yaşamak çok keyifli. İzmir’deki yaşam tarzını çok iyi yansıtıyor. Zevkli ve kolay ulaşılabilir bir alışveriş merkezi.

73


74


DEKORASYON

Ev Kuracaklar Buraya Her işin artık bir mevsimi var! Zaman içerisinde tecrübelerle belirlenmiş, bizleri rahat ettiren ezberler... Baharı karşıladığımız bu günlerde taşınma ile düğün mevsimi çakışınca bize de, yeni ev açacaklar ve evini taşıyacaklar için yılın dekorasyon trendlerinden fikirlerle dopdolu bir rehber hazırlama görevi düştü. YAZI: BESRAY KÖKER

Boş bir evi doldurmak oldukça zahmetli bir süreçtir ve uzun sürer. O aplik takılmaz, o banyo paspası alınmaz veya düğün fotoğrafınız hâlâ çerçevesiz bir köşede bekliyordur. Kısaca yeni ev kurarken o eksikler bir türlü tamamlanamaz. Ancak evlenen çiftler ya da ilk kez kendi evinde yaşayacak öğrencilerin yani hemen herkesin kaçınılmazı olan bu süreç, şikayet edilse de çoğu kişi için keyiflidir. Dekorasyona biraz ilginiz varsa ve kendinizi iyi tanıyorsanız sıfırdan ev kurmak, evinizi yeni eşyalarla donatacağınız için özellikle insanı mutlu eder. Yeter ki; zevkinizi ve ihtiyaçlarınızı doğru tespit edin, çok araştırın, çok dergi karıştırın ve alışverişe bilerek çıkın. Bu şekilde isteklerinize ulaşırken

ekonominizi de sarmamış olursunuz. Peki ev kurmak için işe nereden başlamalısınız ve neler satın almalısınız? Tabii ev, stil sahibi de olsun istiyorsanız bu soruların temel bir listesi var ama detayları sizde saklı. Diğer türlü ihtiyaç listeleri uzar gider. Elbette yazılan her eşya da size gerekmeyebilir. Metrekareler bu konuda zaten size ciddi sınırlar koyacaktır. Sadece ev büyüdükçe listelerin de büyüdüğünü unutmayın. Biz size burada salon ve yatak odası için gereken ana mobilyaları sıralayacağız. Trendleri kendi stiline adapte etmek isteyen bir o kadar da modern ve dinamik bir ev oluşturmayı düşleyen ama işe nereden başlayacağını bilemeyenler ise başlıklarımızdan fikir edinebilir.

75


D EKORA SYO N

yENİ TREND konfor, yeni lüks

Bir taraf sadelik, arınma duygusu ve huzurun aritmetiği üzerinde bir yaşam yeşertirken, paralel bir eğilim olarak diğer taraf da derin mavi, koyu mor, köri sarısı, pirinç ve cevizin mekânlarda estireceği lüks çağrışımların peşinde bu yıl... Yeni dokular, geometriler ve renkler mekânlara sıcaklık katarken zengin görünüm, bu trendle günümüze adapte ediliyor. Ancak her iki tarafın da özde arayışı: Sakinlik ve konfor! Günümüz genç kitlesini oluşturan Y kuşağı için de en önemlisi de işte bu! Evde, ofiste, restoranda, kafede olabildiğince yaşamın her alanında rahat hissetmek istiyor. Tarzlardan bağımsız olarak aradıkları ve diğer nesilleri özendirdikleri davranış, olabildiğince konfor içerisinde yaşamak. Bunun için kimine geniş bir kanepe ve TV yeterliyken, bir diğeri konforu modern mutfak mobilyasında buluyor. Stilin diğer şifrelerine dönecek olursak; pudra tonları ve İskandinav stili ile yeniden kodlanan minimalizm, kabul edilebilir bir maksimalizm anlayışını da beraberinde getiriyor. Bundan sonra mekânlarda daha çok süslemeler, sakin renkler, sıcak malzemeler, malzeme düetleri ve geometri, mermer ile terrazzo motifleri daha çok göreceğiz gibi duruyor. Zen ambiyansı ise 50’ler dekoru, kadife ve pirinç üçlüsünün zengin görünümünü dengeliyor. Bu denge de, genç kimliklerin yaşam alanlarında böylesi güçlü ifadelere adaptasyonunu kolaylaştırıyor. Anlayacağınız modernizm; vintage, retro, endüstriyel, pop stillerle karmasından sonra yeni bir stille karşımıza çıkıyor. Yeni lüksün bir diğer yorumu ise toprağa yakın, organik malzemeler ve rafine mobilyaların Japon stiline yakın, ölçülü ve dengeli bir dekorasyon içinde kendilerine yer bulması.

76


yENİ evE yeşil enerji

Yaşamın organik akışında, bulunduğumuz çoğu mekânda aşina olduğumuz renk, yeşil. Doğanın bu asil rengi etkisini, ton geçişleriyle stil kimlikleri üzerinde hünerle değiştiriyor. Öyle ki; su yeşilinden petrol yeşiline kadar geniş bir yelpazede renk, retro yaklaşımlardan art deco’ya, minimal duruşlardan steam punk görünümlere birçok alanda kendine yer buluyor. Özellikle de rengin gücünü kavrayan tasarımcılar tarafından mermer ve pirinç ile yaptıkları eşleşmeler, doğanın gücünü bir kez daha bize gösteriyor. Bizce yeşil dokunuşlar için bitkilerle yetinmeyin; halı, yastık, sehpa arayışına girin.

kanepeni doğru seç! Sıfırdan ev yaparken, oturacağınız salon mobilyalarını misafirlere göre değil, kendi yaşam alışkanlıklarınıza göre belirleyin. Alışveriş öncesi eşinizle hemfikir olun. Emin olun, geniş metrekarelerde yaşarken dahi koltuk takımı artık, zaruri bir ihtiyaç değil. Takım olmasına şartlanmayın. Daha modern bir hava oluşturmak istiyorsanız ve özellikle de evin büyüklüğü yeterli değilse, tek bir kanepe de iş görür. Modern zamanlarda yaşam alanları için geniş bir kanepe ve belki bir koltuk yeterli oluyor.

77


D EKORA SYO N

ev dekorasyonu için

fikir

1

Birleştirmek kadar bölmek de güzeldir. Açık alanları, bir separatör, kitaplık veya paravanla bölebilirsiniz.

2

Açık mutfaklara ada yerleştirmekten çekinmeyin. Mutfak bölümünün yeni yaşam alanlarının bir parçası olduğunu ve mutfak adasının da sosyalleşmek için birebir olduğunu unutmayın.

3 Yatak başı sizin için şart değilse, yatak arkasında kalan duvarı, bir tablo, ahşap bir panel, duvar grafittisi veya etnik deseni bir kumaşla da hareketlendirebilirsiniz. Masa lambalarını, sehpaya koymak yerine, duvardan sarkıtmak da alanın boşluğunu giderecektir. 4

LED teknolojisi sayesinde aydınlatma tasarımları artık daha özgür. XL aydınlatmalar dönemin trend ürünlerinden. Tom Dixon’ın Beat aydınlatmaları ile fitili ateşlenen irili ufaklı sarkıtların birlikte kullanımı popülerliğini koruyor. Özellikle yemek masası üzerinde çok yakıştıklarını söyleyebiliriz.

5

Sık sık yön değiştiren eğilimlerin rüzgarına kapılmak istemiyorsanız, sadeliği kendinize pusula edinin. Zemin, duvar ve tavanda göz yormayan seçimler yapın. Monotonluktan sıkılırsanız, renkli objelerle ortamı canlandırmak daha kolay olacaktır.

Oda oda listenizde neler olmalı? SALONDA Perde ve güneşlik _ Tavan aydınlatması _ Aplikler _ Kanepe veya oturma grubu _ Yemek masası ve sandalyeleri (tercihen açılıp büyüyebilir) _ Orta sehpa _ Yan sehpalar _ TV sehpası veya ünitesi _ Dresuar/ Konsol _ Büfe _ Halı/Kilim _ Masa örtüleri _ Yastıklar _ Vazo _ Tablolar _ Resim çerçeveleri _ Mumluklar...

YATAK ODASINDA Perde ve güneşlik _ Tavan aydınlatması _ Masa lambaları _ Karyola _ Şilte _ Baza _ Yatak başı _ Komodinler _ Gardırop _ Şifonyer _ Giysi askıları _ Makyaj masası _ Tabure _ Nevresim takımları _ Halı/Kilim _ Misafir nevresim takımları _ Yorgan _ Yastıklar _ Pike takımları...

78


taze EVLİLere öneriler

Yeni bina projeleri, sade tasarımlar için uygun olacaktır. Henüz hiçbir ekleme yapılmamış, sizden önce kimsenin değiştirmediği bir daireyi tadilata gerek kalmadan da minimal dekore edebilirsiniz. Yeni evinizde bütünlüğü düşünerek detayları çalışmalısınız. Mutfak ve yemek odası, salon ile giriş birbirleriyle uyumlu olmalı. Mutfağı yapılmamış ya da yapılırken size danışılan bir eve taşınacaksanız buna müdahale şansınız vardır. Bütünlüğü unutmayın. Hem modern hem samimi Yeni evinizde mobilyadan aksesuara hasır örgüleri, doğal rattanları içeriden dışarıya her alanda rahatlıkla kullanabilirsiniz. Bu yıl da etnik ve yerel dokumalarla birlikte Hygge yaşam stilinin bir parçası olarak evlere huzur ve dinginlik vermeye devam edecek gibi görünüyor. Bugün hezaren, rattan, bambu ve diğer geleneksel örgü tipleri ayna çerçevelerinden bebek beşiklerine, aydınlatmalardan sandalyelere her mekânda kendine işlevsel bir form yaratıyor.

Retro Tarzın 4 Şartı _ Grafik desenler, geometrik çizgiler _ Turuncu, kahverengi ve yeşil _ Maskülen mobilyalar _ El yapımı seramikler ve makrameler...

ya yaLnız yaşayanlar?

Bekarların evinde bu yıl renk cümbüşü yaşanıyor. İster 30’lu yaşlarının başında bekar bir ajans çalışanı ister biri mühendislik, biri tasarım ve diğeri de tıp okuyan üç öğrencinin ortak yaşadığı daire olsun, renk paletini ve dokuları birbiriyle uyumlu yaptıkları anda dekorasyonda mix&match fırtınası estirebilirler. Zaten son dört yıldır mekânlara tazelik katan tropik etki devam ediyor. Hatta desenler de büyüdükçe büyüdü ve geometrik formlara öykünmeye başladılar bile. Pantone tarafından yılın rengi seçilmesinin ardından ise, “mor ötesi” egzotizmin baş sorumlusu ekvator renklerine dahil oldu. Metalik detayların ufak ufak dahil olduğu bu genç tarzın en büyük eşlikçisi ise tropik salon bitkileri diyebiliriz. Tüm gün işe/okula gidenler bitki bakamaz demeyin. Birkaç pratik okumayla az ışık ve az su isteyen onlarca salon bitkisini özellikle bu dönemde kolayca bulabilirsiniz.

stil şifreleri _ Geniş yapraklı bitkiler, aynı desende kumaş ve duvar kağıtları _ 3 renk kombini _ Memphis tarzı aksesuarlar

79


İ L HA M A L I N DEKORA SYON

Evlerde değİşİm başlıyor

Linens, her zevke hitap eden modellerinin yer aldığı perde koleksiyonuyla birbirinden canlı renkleri ve şık desenleri evlere taşıyor. Yaşam alanlarını farklılaştıran çizgileriyle dikkat çeken Linens perdeler, evin tüm odalarına zarif bir dokunuş yapıyor. Fon kullanımının trend olduğu bu son zamanlarda koleksiyonda öne çıkan mavi ve kırmızı tondaki perdeler; dijital baskılar, geometrik desenler, yumuşak ve kadifemsi dokularıyla evinizdeki değişime öncülük ediyor. Gelişen teknolojilerin de sıkı takipçisi Linens’in yenilikçi uygulaması Perde Tasarla ile de perdenizi kolayca seçebiliyorsunuz. Mağazalarda kullanılan uygulama ile mekânın birebir ölçüleri sisteme giriliyor; kapı, pencere, mobilya konumundan duvar ve zemin rengine kadar istenilen değişiklikler yapılabiliyor. Böylece tasarlanan mekânın 3D şeklini gösteren uygulama ile beğendiğiniz model, gözünüzün önünde gerçeğine en yakın şekilde canlandırılıyor.

Vazgeçİlmez altın yansımalar

Dönemin trend desenlerini, kendine özgü tasarım diliyle birleştirerek hazırladığı yeni teması; “Altın Işıltısı”nı sizlerin beğeninize sundu. Son dönemin trendi olan altın rengi; dekorasyon ve tekstilde de kendini sıkça gösteriyor. English Home’a özgü özel olarak tasarlanan bu temada, altın renginin zengin görünümünü kraliçe taçları ve arılar süslüyor. Altın ve bronz renklerle birbirinden çeşitli askılar, zarif ve eşsiz tasarımlarıyla dolabınıza şıklık kazandırırken ayrıca düzenlemenize de yardımcı oluyor. Temada yer alan kraliçe arı desenli nevresimler, sloganlı yastık kılıfları, payetli kırlentler de yatak odanızı tamamen yenilemenize olanak sağlıyor.

80

Enerjİnİzİ mor İle yükseltİn

Çarpıcı ve orijinal mor rengine evinizde yer açma zamanı! Chakra, 2018 yılının rengi “ultra violet” tonlarından oluşan ürünlerini, yeni Life Style konseptiyle tasarlanan daha büyük metrekarelerdeki deneyim mağazalarında satışa sunuyor. Koleksiyonlarında günün trendlerini yansıtan materyaller ve detayları kullanan Chakra, Pantone Renk Enstitüsü tarafından belirlenen 2018 yılının rengi “ultra violet”in enerjisini evinde hissetmek isteyenlere farklı alternatifler vaat ediyor. Yaşama yer açan tasarımı, sıra dışı yalınlığı ve her ayrıntısındaki kusursuzluk arayışı ile Chakra, koleksiyonlarında yer alan ürünlerle sizi ilham verici bir dünyaya davet ediyor.


Tarİhİn cam halİ

Paşabahçe Mağazaları, Türkiye’nin tarihi ve kültürel varlıklarından ilham alınarak tasarlanan Camda Dünya Mirası koleksiyonunu tarih ve sanatseverlerle buluşturuyor. UNESCO tarafından koruma altına alınan eserlerden esinlenilerek hazırlanan ve camda hayat bulan koleksiyonda Ahlat Vazo da yerini aldı. Van Gölü’nü kıyısında bulunan Ahlat İlçesi’ne özgü taş işçilikleri ve motiflerinden esinlenerek tasarlanan Ahlat Vazo, el imalatı opal vizon camdan üretiliyor. Üzerindeki rölyef desenlerin tümü, altın yaldız ve eskitme boyalar kullanılarak dekorlanan ve sınırlı sayıda üretilen Ahlat Vazo, Paşabahçe Mağazaları’nda tarih ve sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. İshakpaşa Sarayı’ndan esinlenerek hazırlanan İshakpaşa Vazo ve Kültepe Tabletlerinden esinlenerek tasarlanan Kültepe Mumluk koleksiyonun göz alıcı eserleri arasında.

Kuzeylİ DNA’sı

Art deco yenİden canlanıyor

Uzayın sonsuzluğunda parlayan yıldızlar ve yeryüzünün derinlerindeki göz kamaştırıcı cevherler bu sezon dekorasyonda rehberimiz oluyor. Haliyle bu ışıltı sevdası da ilk olarak aydınlatma tasarımlarında kendini gösteriyor. Anlayacağınız yaşam alanları aydınlatmalar sayesinde bu yıl eskisinden ışıltılı ve parlak... Formlar sadeleşirken, referansını art-deco ve endüstriyel stilden alan glam aydınlatmalar, pırıltı çağının geri dönüşünü kutluyor. Lüks algısını pekiştiren Mudo Concept’in yeni aydınlatma koleksiyonu ile siz de ışıltıyı evinize taşıyabilirsiniz. İçinizdeki ışıltı sevgisini bastırmayın. Gelin eviniz için bir tasarım beğenin.

DNA’sında İskandinavya yaratıcılığı işlemiş olan H&M Home, ilhamını sadece kuzeyden almıyor. Koleksiyonları oluştururken, dünyanın tüm kültürlerinden sentezler oluşturarak bunları tasarımlarına yansıtıyor. H&M Home modern, ilham veren ve çok yönlü bir iç dekorasyon markası ve kolay ulaşılabilirliği sayesinde, pek çok kişinin evlerini iyi tasarımlı iç mekân ürünleriyle güncellemesini ve dekore etmesini mümkün kılıyor. Modern ve ilham verici dekorasyon ürünleri arıyorsanız, yaşamaya, yemeye ve seyahate önem veriyorsanız stilinizi yansıtan birçok obje bulabileceğiniz H&M Home sizleri MaviBahçe mağazasına bekliyor.

81


İ L HA M A L I N DEKORA SYON

İlhamı topraktan

Doğal formlar ve dokular sofralara taşınıyor. 1974’ten beri zamansız tasarımlarıyla sofraların vazgeçilmezlerinden olan Jumbo, bu kez doğaya ithafen hazırladığı Terra serisi ile karşınızda… Trendler doğrultusunda doğaya hakim renk ve formları ürün çeşitliliğiyle şekillendiren Jumbo’nun Terra serisi, Stoneware malzemesi, dokulu yüzeyi ve benzersiz formu ile sofralara alışılmışın dışında sunum ve güzellik getiriyor. Günlük olarak rahatça kullanılabilmesi amaçlanan Terra serisinde; servis, çukur, pasta, kayık tabakları, farklı büyüklüklerde kaseler, ayrıca içecek servisi için kupa, çay ve kahve fincanları yer alıyor.

Kahve keyfİnİzİ renklensİn

Hayallerinizdeki ürünleri hayata geçirerek, en özel anlarınıza eşlik eden Karaca, tavuskuşlu kahve fincanı seti ile kahve keyfinize mutluluk katıyor. Mutfak, sofra ve ev tekstili kategorilerinde tasarladığı ürünleriyle, evlerinize zarafet katan Karaca, şık ve zarif tasarımıyla hazırlanan Peacock fincan seti sevdiklerinizle paylaşacağınız en özel sohbetlere eşlik ediyor. Fincan setine ilham veren tavuskuşu deseni; eşsiz güzellikte tüyleri ile cennetin, yıldızların ve ölümsüzlüğün sembolü olurken, sohbetlerinize, bereket, bilgelik, güzellik, mutluluk ve şans getirecek.

Annenİze “keyİf” hedİye edİn

Bosch Ev Aletleri’nin CreationLine Serisi mutfak makineleri ile hazırlanan harika lezzetlere eşlik eden Bosch kahve makinesinde yapılmış bir fincan kahve ile artık her gün ayrı bir keyif. Annenizi, eşinizi, kız kardeşinizi veya en yakın arkadaşınızı farklı renk seçeneklerine sahip Bosch ürünleriyle keyiflendirebilirsiniz. Bosch’un çok amaçlı mutfak makinesi CreationLine Serisi MUM, kurabiye hazırlama setlerinden miksere uzanan geniş fonksiyonlara sahip. Serinin kırmızı, vanilya beji, mint yeşil ve toz pembe renk seçenekleri bulunuyor. Tümü 1000 Watt gücüyle MUM, pişirmeyi hayal ettiğiniz birçok hamur işini ya da tatlıyı kolay ve hızlı bir şekilde hazırlamanıza olanak sağlıyor.

82


Tek dokunuşla kusursuz ütüleme

Şeffaf ve pratİk

Aile bireylerinin buzdolabının içindekileri kapıyı açmadan görebilmelerini sağlayan pratik kapı ve şeffaf kapak özelliğiyle ön plana çıkan LG’nin InstaView Door-in-Door™ buzdolabı son dönemin en yenilikçi ve en yaratıcı beyaz eşya tasarımları arasında yer alıyor. LG’nin düzenlediği ve mayıs ayının ortalarına kadar sürecek bir takvimle Ankara, İzmir, Bursa ve Adana’da olacak LG TwinWash™ Roadshow etkinliği sayesinde ürünle siz de tanışabilirsiniz. LG InstaView Doorin-Door™ buzdolabında, InstaView özelliği sayesinde sadece iki dokunuşla şeffaf hale gelen 33 inçlik güçlendirilmiş temperli cam bulunuyor. Bu sayede dolabın kapağını açmadan içindekileri anında görebiliyorsunuz. Tabii kapıların açılıp kapanması sırasında kaybedilen soğuk hava da yüzde 41 azalarak besinlerin daha uzun süre taze kalmasını sağlıyor.

Geleceğin teknolojisini evinize getiren Siemens’in iQ500 ve iQ700 ütüleri, hayatı kolaylaştıran teknoloji ve fonksiyonlarla ütü yapmayı zahmet olmaktan çıkarıyor. Kumaşların türü ipek, pamuk, sentetik veya keten fark etmiyor; iQ500 serisi TB60XTRM ile iQ700 serisi TSI803210 ve TSI802810 modelleri, allTextile programı sayesinde tüm kumaşları, ısı ve buhar ayarını dert etmeden kolaylıkla ütülüyor. Yeni nesil buhar motorlu ve buharlı ütü modellerinin; buhar sistemi ve mükemmel kayganlık sağlayan tabanları ile kırışık giysilerinize veda edebilirsiniz. Şık tasarımı, profesyonel çizgileri ve üstün fonksiyonlarıyla da dikkat çeken Siemens iQ500 ve iQ700 modellerinin profesyonel temizleme fonksiyonları da ayrıca kireç birikimini önlüyor.

83


T EK NOLOJ İ

z i im ğ e ç r e G i n Ye

84


Bilim insanları, hareket halinde olmanın, gün içinde en azından bir saati egzersize ayırmanın insan sağlığı için fazlasıyla önem taşıdığı konusunda hemfikir. Bunun için sizi motive edecek ve hedeflerinizi gerçekleştirmenizi sağlayacak yardımı ise giyilebilir akıllı cihazlardan alabilirsiniz. Nabız ölçerler, GPS ve bilumum sensörler, yapılan aktiviteyi otomatik algılayan teknolojiler ve daha pek çok akıllı özellikle donatılmış bu cihazlar, egzersiz ve açık hava aktiviteleri yapmayı büyük bir keyfe dönüştürüyor. Yazı: AFGAN KARAHAN

YAZI: YRD. DOÇ. DR. FAİK KARTELLİ

85


T EK NOLOJ İ

Sanal Gerçekliği (VR) bilgisayar ortamında yaratılmış üç boyutlu bir görsel işitsel evren olarak tanımlanabiliriz. Bu basit tanımın bize ilk başta hatırlattığı bilgisayar oyunları. Ancak sanal gerçeklik artık oyun sektörünün çok çok ötesinde günlük hayatı tamamen değiştirebilecek güçte, dünyanın dev şirketlerinin de en büyük yatırımlarını yönlendirdiği bir teknoloji platformu olarak karşımızda duruyor.

86

Sanal Gerçeklik (VR) Teknolojisi Nasıl Çalışıyor? 360 derece çekim yapabilen kameralar, 3D animasyonlar ve VR kurgu yazılımları ile hazırlanan içerikler; VR gözlükler, güçlü bilgisayarlar aracılığıyla görme ve işitme duyularımız ile beynimizde gerçek benzeri ve bazen ötesi etkiler yaratıyor. Dış dünyadan tümüyle görsel işitsel iletişimi kopararak uygulanan bu yönteme ek olarak, Arttırılmış Gerçeklik (AR) uygulamaları da bizi gerçek görsel işitsel dünyamıza sanal eklentiler yaratarak algı ve anlam yaratma şeklimizi değiştiriyor. Her iki yöntemde de beynimiz sanal dünyanın içinde olma hissini bugüne kadar hiç yaşamadığı kadar güçlü yaşıyor. Karşılıklı iletişime de açık olan bu platform sınırsız sayıda alanda çalışmalar yapılmasına da imkân tanıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar başta öğrenme hızı olmak üzere tutum ve davranış değişiklikleri ve tedavi programlarında Sanal Gerçeklik ve Arttırılmış Gerçekliğin etkilerini kanıtlamış durumda. Bu verilere dayanarak sanal gerçeklik için hazırlanan içeriklere her geçen gün yenileri ekleniyor. Sanal Gerçeklik Nerelerde Kullanılıyor? Bilgisayar oyunları, sinema, eğlence, mühendislik ve mimarlık, eğitim ve sağlık

sektörleri, VR /AR’ın en yaygın kullanıldığı alanların başında geliyor. Yeni hazırlanan içerikler incelendiğinde çok yakında günlük hayatımızın ne derece ayrılmaz bir parçası olabileceğini de anlayabiliyoruz. Bu yeni alışkanlığımız sosyal medya çocuklarımızın eğitimi, hastalarımızın tedavisi, mühendislik, mimarlık, dekorasyon, oyun ve turizm sektörlerinde hızla içeriklerini üretmeye devam ediyor. Artık fobilerimizden kurtulurken, evimizi, mobilyalarımızı, kıyafetlerimizi seçerken, sanatçı ve tasarımcılar üç boyutlu evrende eserlerini yerleştirirken VR uygulamalarını kullanıyor. Hem yaratıcılığın sınırlarını zorlayabiliyorlar hem de hızlı ve nitelikli üretmenin tadını çıkarıyorlar. Sanal sergi salonları, müzeler VR lab’lar, VR sinema salonlarının sayısı hızla artıyor. VR Neleri Değiştirecek? Bilim, sanat, eğitim ve eğlence başta olmak üzere yeni teknikler ve estetikler de yaratan VR/AR uygulamaları özellikle sinema anlatım dilini estetiğini ve bunun izleyiciye olan etkileşimini ve etkisini farklılaştıracak yapıya sahip sinema salonları da buna uygun olarak düzenleniyor. Eğitimde anatomi dersleri VR uygulamaları üzerinden verilmeye başlandı bile! Mü-


l Sana nya DüBU KADAR

K E Ç GER . OLMAMIŞTI

hendislik eğitiminde, dil eğitiminde, Ziraat fakültelerinde, iletişim fakültelerinde çok sayıda interaktif VR uygulamaları hazırlanıyor. Tüm bu hareketlilik gelecekte VR/ AR ile yaşamaya şimdiden alışmamamız gerektiğinin işareti aslında. Eğitim programlarında, teşhis ve tedavi programlarında, turizm ve eğlence sektöründe, sanatsal aktivitelerde hep VR/AR uygulamalarını göreceğiz. Sanal Gerçekliğin Geleceği Önümüzdeki 100 yılın en büyük yatırımlarının yapılacağı sektör olarak görülen VR/AR, en büyük sosyal medya, internet ve telekomünikasyon ile elektronik şirketlerinin gözdesi. Pazardan büyük pay alabilmek ve geleceğin teknolojisini üreten ilklerden olabilmek adına sadece bu alana yatırım yapan yeni şirketler de açılıyor. Google, Samsung, Facebook, Sony, LG, HTC, MSI gibi büyük markalar hem tekno-

loji hem de içerik geliştirme çalışmalarını sürdürüyorlar. Önceleri hantal olan VR gözlüklerin çözünürlükler arttırılıyor, hafifliyor, özel kameralar tasarlanıyor, lens olarak göze yerleştirilebilecek özel aparatlar için çalışılıyor. İlk çıktığında çok yüksek olan fiyatlar da giderek ulaşılabilir hale geliyor. Tüm bunlar sanal gerçekliğin gelecekte hepimizin gerçeği olacağının kanıtı. Etkileşimli sanal gerçeklik, görsel işitsel olmanın yanında diğer duyu organlarımızı da etkisi altına alabilecek yeni arayışların da peşinde; dokunma, tat, koku üzerine de çalışmalar yapılıyor. Bize çok yeni olan, kavramaya, alışmaya, üzerinde çalışmaya yeni yeni başladığımız bu ileri teknoloji ürünü dünyada pek çok şeyi tümüyle değişecek. İnsan-mekân ilişkisi farklı bir boyutta yeniden şekillenecek.

87


Brands & FrIends Concept Store

M

aviBahçe dergimizin önceki sayılarında İzmir’in Stili sayfalarına konuk olan üç tasarımcı Nur Karaata, Zeynep Mayruk ve Yasemin Karagülle tarafından kurulan Brands & Friends Alsancak’ta moda severlerle buluştu. Bu yeni mekânda tasarımcıların kendi ürünlerinin yanı sıra birçok ünlü tasarım markanın da ürünlerini bulabileceksiniz. Özel dikim abiye ve gelinlik, mayo, aksesuar ve çanta dışında Brands & Friends’de ev tasarım markaları Lamawoodart, Nuka Casa ve Palm House’a da yer veriliyor. Tasarımcılar, her ay yapılacak özel davetlerle müşterilere birebir styling hizmeti de sunuyor. Mağaza ve moda evi konseptiyle Brands & Friends’in kapıları tüm moda severlere açık . Nur Karaata mart ayından itibaren MaviBahçe ziyaretçileri için de styling danışmanlığı yapacak. Yasemin Karagülle Tarakçı-Zeynep Mayruk-Nur Karaata

88

Bihter Barlas-Aslıhan YaralıYelda Karakaya Uzunoğlu

Burcu Yüksel-Simge Sam

Cenk-Yasemin Karagülle Tarakçı

Duygu-Erol Dinçoflaz

Melis Uyar-Sülin Çançar-Burçin Akçam

Nazlı Terzioğlu

Nesli-Kemal Demir

Tuğçe Tuğberk,Ceylan Okkaoğlu


Yeliz Cengiz’den “Saza”

İ

zmirli tasarımcı Yeliz Cengiz, İzmir Ticaret Odası’nın (İTO) yeni binasında düzenlenen defileyle yeni koleksiyonunu tanıttı. Genç modacının “Saza” adını verdiği koleksiyonunda, makrome yöntemiyle altı ayda hazırladığı 25 gelinlik izleyicilerin beğenisine sunuldu. Akif Örük koreografisinde gerçekleştirilen defilede gelinlikleri Rönesans Ajans’ın 14 modeli ile Yeliz Cengiz’in arkadaşları tanıttı. Moda gösterisini İTO Yönetim Kurulu Başkanı ve İEÜ Mütevelli Heyet Başkanı Ekrem Demirtaş başta olmak üzere İzmir Moda Tasarımcıları Derneği üyeleri, İzmir Ticaret Borsası üyeleri, tasarımcılar, Yeliz Cengiz’in ailesi izledi. Ekrem Demirtaş, İzmir Ticaret Odası’nın ilk kez bir defileye ev sahipliği yaptığını belirterek, genç modacıya başarılar diledi.

Beliz-Kenan-Semra Cengiz

Hira Güngör-Ahmet Aslaner

Ekrem Demirtaş

Liliya Özileri-Samle MeroenovaCemile Akman

Evrim İyiuyarlar-Ferah Meydancı-Oya İyiuyarlar

Gianfranco-Ebru Corsini

Pınar Öztürk YurdakulŞenay Öztürk

Yeliz Cengiz-İlker İyiuyarlar

89


Bir Adım Öne Çıkanlar ve Altın Tabak Ödülleri

İ

zmir Gourmet Guide tarafından bu yıl 8’ncisi düzenlenen Bir Adım Öne Çıkanlar ve Altın Tabak Ödülleri düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Bornova’da Container Hall’da düzenlenen törene davetlilerin yanı sıra, tüm aday işletmelerin sahipleri, cemiyet hayatından konuklar, İzmir ve İstanbul gastronomi dünyasından isimler, iş adamları ve basın mensupları katıldı. Etkinliğin sunuculuğunu ünlü radyocu Geveze üstlendi. Evrencan Gündüz ve Uzaylılar’ın keyifli performansı ve sonrasında düzenlenen partide Monality geceye renk kattı.

90

Yula-Melih Kutlu

Yasemen Gezen

Tolga-Ayşe Karpat

Tatjana-Olivier Vetter

Özge Kaynak-Haluk Alyağız

Mahir-Jesi Araza

İpek-Osman Göksan

Ahmet Güzelyağdöken Serkan Saysen


Görkemli Düğün

A

kça Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza AkçaKudret Akça çiftinin işadamı oğulları Osman Akça ile Öztürk Defter sahibi Halil Yeşilturna- Seden Yeşilturna çiftinin İngilizce öğretmeni kızları Selin Yeşilturna yaşamlarını birleştirdi. Çiftin önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın nikah tanıklığını üstlendiği ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’ın nikah akdini yerine getirdiği törenden bir hafta sonra çift için İzmir’de Kaya Thermal Convention’da görkemli bir düğün töreni düzenlendi. İki yıl önce tanışan ve geçtiğimiz aralık ayında evlilik kararının ilk adımını atarak nişanlanan çift, gecenin ilgi odağı oldu. İzmir Valisi Erol Ayyıldız, önceki dönem valilerden Mustafa Cahit Kıraç, Cavit Çağlar ile iş ve cemiyet dünyasının önemli isimlerinden oluşan 1100 davetli düğüne katıldı. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar eğlenen Selin ve Osman balayı için Avusturalya’yı tercih etti.

Yeşim-Alpan Veryeri

Seda-Tarkan Önal

Meral-Albert Simson

Büşra-Uygar Mesudiyeli

Berkay-Leyla Hanımoğlu

Aslı-Turan Göksan

Aslı-Başar Karcıoğlu

Ahmet-Nursema Özusta

91


S İ N EMA

MAVİBAHÇE TERAS’TA

AÇIK HAVA SİNEMA GÜNLERİ BAŞLADI

İzmir’de bir zamanlar 200’ün üzerinde açık hava sineması vardı. Eski günleri özleyenlere müjdeli bir haberimiz var: MaviBahçe Açık Hava Sineması 15 Şubat’tan itibaren her çarşamba teras katımızda tekrar başladı. Hezarfen Film Galeri tarafından düzenlenen MaviBahçe Açık Hava Sineması ile ilgili sorularımızı Nesim Bencoya yanıtladı. Röportaj: Özlem Türkdoğan

Sadece İzmir’de değil Türkiye’nin birçok kentinde açık hava sinemaları, yaz aylarının en önemli eğlencelerinden biriydi. Siz de İzmirlisiniz. İzmir’in açık hava sinemalarıyla ilgili anılarınız var mı? Olmaz mı? Küçükken ailecek ve daha sonra arkadaşlarla yaz gecelerinin önemli bir kısmı açık hava sinemalarında geçerdi. Bu eğlencenin vazgeçilmez unsurlarından biri de gazoz ve leblebiydi. Leblebiyi gazozun içine katar, öyle içer ve filmi izlerdik. Açık hava sinemaları denince çoğumuzun aklına Yeşilçam filmleri, insanların basit şeylerle mutlu olabildiği zamanlar geliyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Bu düşünce de gerçeklik payı var mı yoksa hoş bir nostalji mi? Nostaljinin payının büyük olmasına rağmen, yaşamın bir zamanlar daha basit olduğunu düşünüyorum. Teknoloji o kadar değişti ki bugünlere kadar. Örneğin 35 milimetre film uzun zamandır yapılmıyor, sinema da dijitalleşti vs... Gerçekten, insanlar da o kadar basit değil artık, zevkleri de değişiyor ve daha sofistike oluyor. Diğer yandan, geleceğe dönük olarak yaşamanın yanı sıra hayatımızın birçok alanında yer alan nostaljisiz bir hayat düşünülebilir mi? Açık hava sinemalarının esprilerinden biri de balkonlardan, sinemaya gören duvarların üzerinden film seyredenlerdi.

92

MaviBahçe’deki gösterimleri ücretsiz yapmanızdaki amaç ne? Maalesef bu nostalji gerçekleşmeyecek, çünkü MaviBahçe terasının etrafında evler yok ve duvarla da örtülü değil. Ancak, MaviBahçe yönetimi bu etkinlikten herkesin, tüm sinemaseverlerin yararlanmasını hedeflediği için gösterimler ücretsiz olacak. Diğer yandan, film gösterimlerini yönetmenlerle söyleşi takip ettiğinden, bu sadece bir eğlence değil, aynı zamanda bir kültürel etkinlik de olacak. Burada da MaviBahçe yönetiminin sinema kültürünü geliştirme vizyonundan söz edebiliriz. MaviBahçe Açık Hava Sineması’nda gösterime girecek filmleri hangi kriterlere göre seçiyorsunuz? Yukarıda da belirttiğim gibi bu gösterimlerin iki önemli amacı var: Sinema kültürünü geliştirmek. Bunu da en iyi şekilde izleyiciyi sadece film ile değil, o filmi yaratan yönetmen ile buluşturmak, soru sormasını, yönetmenin iç dünyasını anlamaya çalışmasını, bu şekilde aslında o filmin yolculuğunun bir parçası olup yorumları ile de katkıda bulunmasını sağlamak. MaviBahçe bu etkinlik aracılığı ile aynı zamanda izleyicilerin, sorunlu film dağıtım sistemi yüzünden kitlelere ulaşmayan ancak yurt dışında beğeni ve ödül kazanan bağımsız yerli sinemamıza destek oluyor. Bu da sinema sanayimize doğrudan bir

destek ve bu yüzden bu çabayı takdir etmek gerekir. Bağımsız dediğimizde neyi anlamamız gerekir diye sorarsanız, "ticari amaçlarla yapılmamış olan filmler" olarak tanımlayabiliriz. Bu yüzden, bağımsız filmler daha özgür bir ifade şekli kullanabilir ve filmin gişe potansiyeli film yapımı sürecinde bir rol oynamaz. İlk gösterim filmi olarak neden Yozgat Blues? Yozgat Blues filmi yapıldığında çok ödül kazandı ve güçlü bir oyuncu kadrosuna sahip. Filmin yönetmeni Mahmut Fazıl Coşkun ilk filmi olan "Uzak İhtimal" den başlayıp yerli sinemamızın yükselen isimlerinden biri. Sanıyorum sadece film gösterimleriyle sınırlı kalmayacak bu etkinlik. Gösterimler haricinde ne gibi etkinlikler de planlıyorsunuz? Zaten halihazırda film gösterimlerinin sonunda yönetmen ile söyleşi var. Bu başlı başına bir etkinlik. Bunun dışında ülke sinemaları programı, kısa film gösterimleri ve atölyeler içeren kısa film yarışmaları yıl içinde gerçekleşecek. Açık Hava Sinema programını MaviBahçe sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.


MAVİBAHÇE TERAS’TA

Mart ve nİsan Programı

TOZ (2016)

GÜZEL ADAM SÜREYYA (2018)

22 MART Perşembe Saat 19:30

19 Nisan Perşembe Saat 19:30

Yönetmen: Gözde Kural Oyuncular: Öykü Karayel, Beran Soysal, Muhammed Cangören, Demet İyigün, Haji Gul Yaser

Yönetmen: Gökçe Kaan Demirkıran

Sinemamızın az sayıdaki kadın yönetmenlerine eklenen genç bir isim Gözde Kural. Afganistan gibi çatışmaların yaşandığı bir ülkede zorlu bir prodüksiyon süreci sonucunda “Toz” ile karşımıza çıkan Kural, birkaç yıl önce ziyaret ettiği ülkede bir film çekme isteğinin önüne geçememiş. Başrollerde Öykü Karayel, Beran Soysal ve Muammer Cangören’in rol aldığı filmde, Azra adlı genç bir kız annesinin izini sürerken bir yandan da savaşın ve toplumsal parçalanmanın şiddetini deneyimlediği bir yolculuğa çıkıyor. Afgan kökenli Azra, iki kardeşi Emir ve Erkan’la birlikte İstanbul’da doğup büyümüştür. Annesinin vefatının ardından, bıraktığı vasiyette Afganistan’a gömülmek istediğini belirtmesi üzerine özellikle Emir’in karşı çıkmasına rağmen Afganistan’a gider. Savaşla paramparça olmuş ülkede, ailesinin bir zamanlar yaşadığı evde, eski bir dostun sakladığı günlüğün yardımıyla ailesinin daha önce hiç duymadığı geçmişine bir yolculuğa çıkar.

Gökçe Kaan Demirkıran’ın yönettiği Güzel Adam Süreyya; Fikret Orman, Metin Tekin, Ali Gültiken, Feyyaz Uçar, Ricardo Querasma gibi birçok önemli futbol insanının tanıklıklarıyla Beşiktaş’ın simge isimlerinden birine dönüşen emektar malzemeci Süreyya Soner’in hikâyesini anlatıyor. Yönetmen Gökçe Kaan Demirkıran, Beşiktaş’la iç içe geçmiş bir yaşamın hikâyesini sunuyor. Süreyya çok hızlı değişen iki olgu olan şehir ve futbolun içinde, geçmişi simgeleyen ve günümüzde, kaybolduğunu, unutulduğunu düşündüğümüz bazı değerlerin temsilcisi olarak seyirci karşısına çıkmakla beraber Süreyya’nın, endüstriyel futbol çağının tam kalbinde yalın bir insan olarak, Beşiktaş’ın değerleriyle birlikte, nasıl simgeleştiğini gösteriyor. Güzel Adam Süreyya; Fikret Orman, Metin Tekin, Ali Gültiken, Feyyaz Uçar, Les Ferdinand, Gordon Milne ve Ricardo Querasma gibi birçok önemli futbol insanını bu hikâyeye konuk ediyor.

93



Sİ N EMA

MART / NİSAN 2018'dE MaviBahçe CINEMAXIMUM'DA

vizyonda ne var? YENİLMEZLER: SONSUZLUK SAVAŞI

Son yıllarda çizgi roman sayfalarından Hollywood’a sirayet eden DC ve Marvel Comics savaşı 2018’de de tam gaz devam edecek gibi görünüyor. Yapım, tam 67 süper kahramanı bünyesinde barındırıyor! Yönetmen JOE RUSSO, ANTHONY RUSSO Kaptan Amerika ve Iron Man’in arasında Oyuncular yaşanan olayların ardından bölünen ROBERT DONEY JR., CHRIS kahramanlarımız, birbirlerinden uzaklara HEMSWORTH, MARK RUFFALO savrulurlar. Ancak dünya bir kez daha Vizyon Tarihi tehlikeye girer. Hiçbir süper kahramanın 27 NİSAN 2018 tek başına yenemeyeceği büyüklükteki bu tehdit için ekipler birleşmeli ve tehdide tüm güçleriyle karşı koymalıdır...

AİLECEK ŞAŞKINIZ Yönetmen SELÇUK AYDEMİR Oyuncular AHMET KURAL, MURAT CEMCİR, SAADET IŞIL AKSOY Vizyon Tarihi 2 MART 2018

94

Babasının şirketinin başına geçerek CEO’luk görevini üstlenen Ferhat şımarık bir adamdır. Hâlâ çocuksu yapısıyla dikkat çeken Ferhat’ın sağ kolu ise onun çocukluk arkadaşı, şirketin finans müdürü Gökhan’dır. İkili çalışanlarına pek de nazik davranmamaktadır. Günün birinde şirket çalışanlarına yemek servisi için gittikleri bir restoranda, restoran sahibiyle dostluk kurarlar. Restoran sahibinin kızı Elif’e gönlünü kaptıran Ferhat, deliler gibi aşık olur. Ancak Elif saf bir genç kız değildir.


KIZIL SERÇE Yönetmen FRANCIS LAWRENCE Oyuncular JENNIFER LAWRENCE, MATTHIAS SCHOENAERTS Vizyon Tarihi 2 MART 2018

DİRENİŞ KARATAY Yönetmen SELAHATTİN SANCAKLI Oyuncular MEHMET ASLANTUĞ, FİKRET KUŞKAN Vizyon Tarihi 9 MART 2018

Dominika Egorova, Rus güvenlik servisinde eğitimli bir baştan çıkarıcı olan “sparrow” olma isteği üzerine eğitilir. Dominika vücudunu bir silah olarak kullanmayı öğrenir ancak kişiliksizleştirme eğitimi süreci boyunca benlik hissini korumak için mücadele eder. Haksız bir sistemde kendi gücünü bulması, programın en güçlü varlıklarından biri olarak yükselmesine sebep olur. İlk hedefi ajansın Rus istihbarat alanına en hassas nüfuzunu sağlayan CIA yetkilisi Nate Nash’dir.

Guyaseddin, babası Alaattin Keykubat’ın zehirlenerek öldürülmesi üzerine tahta geçmiştir. Fakat o, babası gibi yetenekli bir devlet adamı değildir. Bu durum Moğol baskılarının artmasına neden olur. Emir Celaleddin Karatay bu baskılara karşı halkı büyük bir direnişe hazırlamayı planlar. Tüm tecrübesi ve gücü ile direniş hazırlıklarına başlayan Celaleddin Karatay, gencinden yaşlısına, kadın erkek demeden Anadolu’nun sessiz kahramanlarını da yanına alır.

95


Sİ N EMA

MART / NİSAN 2018'dE MaviBahçe CINEMAXIMUM'DA

KAYBEDENLER KULÜBÜ YOLDA Yönetmen MEHMET ADA ÖZTEKİN Oyuncular NEJAT İŞLER, YİĞİT ÖZŞENER Vizyon Tarihi 16 MART 2018

TOMB RAIDER Yönetmen ROAR UTHAUQ Oyuncular ALICIA VIKANDER, DOMINIC WEST Vizyon Tarihi 16 MART 2018

96

1990’lı yıllarda, özel radyoların yeni kurulmaya başladığı dönemde yaptıkları alternatif ve agresif Kaybedenler Kulübü adlı programla kendi çevrelerinde büyük ilgi gören Kaan ve Mete’nin hikâyesi, ikinci filmle devam ediyor. Kaan ve Mete Olimpos’ta, kalabalık bir Kadıköy grubuyla yaptıkları eğlenceli tatilin sonunda, motorlarıyla İstanbul’a doğru yola çıkarlar. Hayat onlara ve bize yolun, yolculuğun ve ilişkilerin hiçbir zaman planlandığı gibi ilerlemediğini, bir kez daha gösterecektir…

Jamie Dornan ve Dakota Johnson, dünya çapında çok satan “Elli Ton” fenomeninin üçüncü bölümünden uyarlanan Özgürlüğün Elli Tonu filminde Christian Grey ve Anastasia Steele rolüyle geri dönüyor. Filmde ikiliye Eric Johnson, Eloise Mumford, Rita Ora, Luke Grimes, Victor Rasuk gibi isimler eşlik ediyor. İlk iki filmde aşk yaşayan ve evlilik arifesine gelen Christian ve Anastasia, artık evli bir çifttir ve balayı için Avrupa seyahatine çıkarlar. Ancak yeni evli çift, erkenden ciddi tartışmalara girerler.


BAŞLAT Yönetmen STEVEN SPIELBERG Oyuncular TYE SHERIDAN, OLIVIA COOKE Vizyon Tarihi 30 MART 2018

RAMPAGE: BÜYÜK YIKIM Yönetmen BRAD PEYTON Oyuncular DWAYNE JOHNSON, NAOMIE HARRIS Vizyon Tarihi 13 NİSAN 2018

Ailesini küçük yaşta kaybeden Wade Watts, gerçek dünyanın sıkıntılarından kaçmak için zamanını The Oasis adlı bir oyun evreninde geçirir. Oyunun milyoner kurucusu oyun evreninin içine bir anahtar saklamıştır ve öldüğünde tüm servetini ve oyunun kontrolünü bu anahtarı bulana vadetmektedir. Wade de bu macera dolu hazine avının peşine düşmüştür. Bir süre sonra her şey bir oyun olmaktan çıkıp acımasız bir rekabete dönüşür.

Primatolog Davis Okoye, doğumundan beri bakımıyla ilgilendiği oldukça zeki bir goril ile arasında inanılmaz bir bağ kurar. Oldukça nazik olan maymun, uygulanan yanlış bir deney sonucu korkunç bir canavara dönüşür. Konu ile ilgili araştırma yapıldıkça, benzer şekilde dönüştürülmüş bir çok yırtıcı hayvan keşfedilir. Davis, küresel bir afetin oluşmasını engellemek, genetiği değiştirilmiş hayvanları kurtarmak için, gözden düşmüş bir genetik mühendisi ile birlikte harekete geçer.

97


KÜLTÜR / SANAT

MAVİBAHÇE D&R’DEN

ÇOCUKLARA ÖZEL ÖNERİLER Masal Mutfakta / Ayşegül Dede

Bir varmış, bir yokmuş. Kaf Dağı’nın ardında masal kahramanları yaşarmış. Günlerden bir gün bir araya gelmişler. Gülmüşler, eğlenmişler. Sonra karınları acıkmış. Ne yesek, nasıl yesek derken kendilerini koca bir mutfakta buluvermişler. Koca koca kazanlarda, dev kepçelerle hazırlamışlar tariflerini. Masal bu ya! Bir anda lezzetli mi lezzetli yiyeceklerin kokusu sarmış dünyanın dört bir yanını. Bazı masal severler merak etmişler kokunun kaynağını. Masalcı, “Haydi durmayın uzakta. Çünkü masal mutfakta!” diyerek davet etmiş onları sofraya. Masal Mutfakta kitabında, masalları önce okuyoruz, sonra da pişiriyoruz. 8 masal ve 8 tariften oluşan Masal Mutfakta, kıpır kıpır masalları ve rengarenk tarifleriyle masal kahramanlarını mutfağa sokuyor, hem aklımızı hem karnımızı doyuruyor.

Tırtıl Tontini ve Neşeli Aydede / Şeyma Ayık

Değişimin, hep aynı kalmamanın güzelliğini keşfederiz doğada. Her gün, bize farklı bir deneyimin kapılarını aralar. Keşfeder, tanışırız yeniliklerle. Tırtıl Tontini ve Neşeli Aydede, Ay’ın döngüsü ve minik bir tırtıl yumurtasının daldan dala konan bir kelebek olma yolundaki serüvenini masalsı bir dille anlatıyor. Kitabın yazarı Şeyma Ayık çocuklara şöyle sesleniyor: "Hiç büyümedim. O kadar çocuktum ki; çocuk oyunlarında oynadım, çocuk şarkıları söyledim. Çocuklarla kayıtlar yaptım reklamlarda, filmlerde. Masallar anlattım onlara. Önüm, arkam, sağım, solum çocuk olsun her daim. İlahi gücünüzle benim içimdeki çocukla el ele yürümemi sağlıyorsunuz. Masallarda, kitaplarda, hayallerde hep birlikte olalım çocuklar. "

Yaratıcı Yaramazlık / Nilay Yılmaz

Yaratıcılık kası da tıpkı diğer kaslarımız gibi sistemli çalışma sonucunda gelişir. Ama ısınmadan, kaslarımızı teker teker hazırlamadan ağır metinleri yüklenmeye çalışmak yazma isteğimizi incitebilir. Yaratıcılık kaslarını düşünce ve kalem hareketleriyle geliştirmek isteyenler öncelikle harf ve sözcüklerle çalışmaya başlamalı, ardından cümle ve paragraf ağırlıklarını kaldırmalı, ondan sonra uzun metinlere geçmelidirler. Yaratıcı Yaramazlık kitabı sözcüklerle, çizgilerle ve resimlerle oynamayı seven 7’den 70’e tüm yaramazları yazma oyunlarına çağırıyor. Kalemleriniz hazır mı? Var mısınız yaratıcı yazma yaramazlıkları yapmaya? Isınma turumuz başlıyooor! Bir, kiii, üçç... Yaramaz Yazarlar İçin Yaratıcı Yazarlık kitabını Nilay Yılmaz yazarken, illüstrasyonlarda Rukiye Ulusan’ın imzası var.

Sıradan Bir Gün / Mark Janssen

Gün boyunca hiçbir şey olmadı. Sıradan bir gündü. Nik amuda kalktı, yüzmeye gitti ve birkaç fare gördü. Maya ise elma topladı, kaydıraktan kaydı ve mavi bir kelebeğe rastladı. Ama onun dışında gün sıkıcıydı. Hem de çok sıkıcı. Gerçekten de o kadar da kötü müydü acaba? Mark Janssen’den hayallerle gündelik gerçekler arasındaki sınırları muzipçe silen, coşkulu ve neşeli bir hikâye. Çocuklara ve bir zamanlar çocuk olduğunu hatırlayan tüm ebeveynlere! Hollandalı yazar Mark Janssen’in kaleme aldığı ve çizimlerini yaptığı “Sıradan Bir Gün”ü, Sinan Çakmak çevirdi. Toplam 36 sayfalık kitap 4 yaşından büyük çocuklara hitap edecek şekilde hazırlandı.

98


My Little Pony

Çocuk Şarkıları Barış Manço Barış Manço’nun ölümünün 8’inci yılında hazırlanan bu derleme albüm, sanatçının çocuklarla kurduğu bağın bir göstergesi. Albümde Manço’nun çocuklar için yaptığı “Müsadenizle Çocuklar”, “Arkadaşım Eşşek”, “Ayı”, “Bugün Bayram” gibi klasikler var.

Çocuklar İçin Fazıl Say Fazıl Say’ın metni ve Selen Öztürk’ün anlatımları ile çocuklar için eğitici ve eğlenceli olan projede her eserin öyküsü öncelikle Selen Öztürk tarafından seslendiriliyor. Her hikâyenin ardından solo piyano eserleri yer alıyor. Albümde Ahmed Adnan Saygun, İlhan Baran, Muhiddin Dürrüoğlu ve Fazıl Say’ın eserleri de var.

Karanlık bir güç, Ponyville’i tehdit ediyor ve Mane 6-Twilight Sparkle, Applejack, Rainbow Dash, Pinkie Pie, Fluttershy ve Rarity; Equestria’nın ötesinde unutulmaz bir yolculuğa çıkıyor, bu yolculuk sayesinde yeni arkadaşlarıyla ve heyecan verici zorluklarla karşı arkadaşlığın büyüsünü kullanarak evlerini korumaya çalışıyor. Equestria’da barış ve mutluluk içinde yaşayan midillilerin yaşamı, ülkelerini ele geçirmek isteyen Tempest’ın gelişiyle alt üst olur. Twilight Sparkle ve arkadaşlarının macera dolu yolculuğuna hazır olun.

Çılgın Hırsız 3 Çılgın Hırsız, Çılgın Hırsız 2 ve Minyonlar’ın yaratıcısı Illumination, Çılgın Hırsız 3’ü de çocuklar ve ebeveyenleri için önce sinemalara, ardından DVD dünyasına armağan etti. Gru, Lucy, tatlı kızları Margo, Edith, Agnes ve Minyonlar’ın macerası devam ediyor. İnsanlığı tehdit eden son kötü Balthazar Bratt’i elinden kaçırdığı için Anti-Kötüler Birliği’nden kovulan Gru, büyük bir kimlik bunalımının içindedir. Yetmiyormuş gibi bir de gizemli bir yabancı Gru’ya varlığından bile haberdar olmadığı ikiz erkek kardeşinden mesaj getirir.

The BFG Roald Dahl’ın sevilen çocuk kitabından beyazperdeye uyarlanan The BFG’nin yönetmen koltuğunda usta isim Steven Spielberg oturuyor. İnsanları yememe kararı verdiği için kendi türü arasında dışlanan sevimli bir devin yetimhanedeki Sophie isimli küçük bir kızla arkadaşlığını işleyen yapımda fantastik dünyanın sert kuralları çocuk masumiyetine karşı duruyor. Sinemadaki ilk döneminde çocuklara yönelik yaptığı E. T. ile küçüklerle nasıl bağ kurabildiğini ispatlayan Spielberg, bu yöndeki yeteneğini kaybetmediğini de gösteriyor.

Oyuncak Hikâyesi

Çocuk Şarkıları Aleyna Ünyaylar Çocuk şarkısı dendiğinde akla ilk gelen örnekler bellidir. İşte, Aleyna Ünyaylar bu şarkıları minikler için bir albümde topladı. “Arı Vız Vız”, “Daha Dün Annemizin”, “Ali Babanın Çiftliği”, “Bak Postacı Geliyor”, “Yalancı”, “Mini Mini Bir Kuş” albümün hitleri.

Yeni ve göz kamaştırıcı “Uzay Polisi” Buzz Işıkyılı, popüler kovboy Woody’nin dünyasına girdiğinde, oyuncaklar arasında komik bir tartışma başlar. Genç sahibinin kalbinin zirvesindeki Woody’nin yeri tehlikededir.Çok kısa bir süre sonra Woody ve Buzz’ın hayatları da tehlikeye girecektir. Kazayla dışarı düştüklerinde, bir anda kendilerini zorba komşularının pençelerinde bulurlar. Sürekli atışma halinde olan bu rakipler, kurtulmak için takım halinde çalışmak zorundadır. Oyuncak arkadaşları da onlara yardım eli uzatmaya hazırdırlar.

99


ASTROLOJİ

Rezan Kiraz’dan Mart - Nisan 2018 Burç Yorumları

Koç: Duygu ve düşüncelerinde özgürsün. Macera arayışların devam edecek. Anlayışlı davrandığın taktirde önemli bir sorunun kolayca çözüme kavuşabilir. Mart ayının ortasına geldiğimizde çevrende olanlara dikkat etmelisin. Umulmadık bir olay iş programını değiştirmene neden olabilir. Huzursuz ve kararsız biri olursan eline geçecek fırsatlardan yeterince faydalanamayabilirsin. Nisan ayında doğum gününe yakın zamanlarda iş hayatına yön verebilirsin. Duyacaklarının hepsine inanma, tutamayacağın sözler verme. Yerine getirilmeyen vaatler keyfini bozmasın. Dedikodu tatsız anlar yaşamana sebep olabilir. Geriye dönük düşüncelerden kendini korumaya bak. Boğa: Mart ayının ilk günleri sakin başlayabilir. Özellikle aile içi toplantılara katılmanda fayda var. Gereksiz harcamalar içinde olabilirsiniz ama siz buna dur demelisiniz. Bütçe dışı tüm istekleri frenlemek gelecekteki muhtemel zorlukları ön görmek demektir. Çalışmayı seviyorsun, ay ortasında çok verimli olacaksınız. Bu nedenle sorumluluklarınız üzerinde yoğunlaşırsanız çok şeyi halletmiş olacaksınız. Nisan ayı içinde aklın işinle ilgili olsa da zaman zaman yapacağın hatalar başarıya ulaşmanı geciktirebilir. Sağlıkla ilgili şikayetleriniz varsa ihmalkarlık yapmamalısınız. Alacağınız teklifleri de dikkatle incelemeden karar vermemelisiniz. Ay sonunda şansınız açılacak. İkizler: Mart ayının ilk haftası tıpkı sizin karakteriniz gibi değişken olaylarla başlayacak. Ay sizi kontrol edemediğiniz bir gerginliğe sokacak. Yüzünüze gülen sahte dostluklardan kaçmalısınız. Tüm bunlara rağmen eğer siz soğukkanlılığınızı kaybetmezseniz her şey düzene girecek. Nisanın ilerleyen günlerinde başkalarının işleriyle ilgilenmek yerine kendi işlerinle ilgilenmelisiniz. Başlangıçta gerçekleşmesi imkansızmış gibi görünen isteğiniz gerçekleşince keyfiniz yerine gelecek. Maddi durumunuzda iyileşme gözlenebilir. Ancak ani kararlar vererek masrafları abartmayınız. Duygularınıza yenilip geçmiş anıları hatırlamanız mümkün ama bu sizi ancak üzebilir.

100

YengeÇ: Mart ayında güneş dost burcun balıkta olacak. Bu ay başında sevgi ve güven arayışlarınız daha çok önem kazanacak Eski dostlarınla buluşma imkânlarını aramalısın. Bir arkadaşınızın vereceği karar sizi de etkileyebilir. Soğuk algınlığına dikkat etmelisiniz Aileden birinin sorununu halletmek size düşebilir. Pürüzlü işlerin hallini nisan ayının son günlerine bırakabilirsiniz. İçeriğini tam bilmediğiniz işe girişmeniz doğru olmayabilir. Yapacağınız bir seyahat sizi zor duruma düşürebilir. Yeni işlere heveslenmek yerine süregelen işleri tamamlamalısınız. Bu defa başarıyı elde edeceksiniz. Aslan: Yeni bir macera heyecan yaratabilir. Özgürlüğünüzü ilan edebilirsiniz. Ancak çok fazla iyimser olursanız iyi giden bir işinizi tersine bile döndürebilirsiniz. Çevrenizdekilere sözlerinizi kolayca dinletebiliyorsunuz bu nedenledir ki nisan ayında iş hayatınızda başarıya ulaşmanız kolay oluyor. Mart ayında arkadaşlarınızı kırmadan işlerinizi halletmelisiniz. Yeni bir girişimde bulunacaksanız veya karar alacaksanız yakın arkadaşlarınızla bunu tartışmadan yapmayınız. "Akıl akıldan üstündür her şeyi ben bilirim" diyen çok yanılırmış. Nisan ayında gururu bir kenara bırakınız ve gereken yerden destek alınız. Bu sizi hata yapmaktan koruyacaktır. Ay sonunda güneş adeta sizin için parlayacakmış gibi görünüyor. Başak: Sevgili başak mutlu tesadüfler duygusal yaşamınızı kolayca düzene sokmanızı sağlayacak. Bir aile büyüğünün tavsiyelerine uyacak olursanız huzura kavuşacaksınız. Sevdiğinizi yersiz şüphelerinizle üzmeye hiç hakkınız yok. Mart başında planlı olur tasarrufa önem verirseniz maddi bakımdan sıkıntı yaşamayacağınız bir döneme gireceksiniz. Düzenli ve disiplinli çalışmanız sayesinde pürüzlü işleriniz düzelecek. Nisan ayı sonundan önce iş hayatınız da değişiklik yapmaktan sakınmalısınız. Önemli biriyle yapacağınız konuşma gelecek için güzel umutlar verecek. Siz bu durumdayken başkalarının işlerine de yardımcı olmaya gayret edebilirsiniz. Açık havada dolaşmalısınız.


Terazi: Duygusal hafızanız oldukça güçlü ve hayalleriniz var. Macera peşinden koşuyor olsanız ayaklarınız yerden kesilse bile sizi engelleyecek bir olgu görünmüyor. Mart ayında düşlerinizin peşinden gidebilirsiniz. Verdiğiniz sözleri unutmazsanız iş hayatınızdaki pürüzleri halledebilirsiniz. Yeni arkadaşlar edinebilirsiniz. Nisan ayı ortasında bir işin bitmemesine sinirlenebilirsiniz fakat hemen harekete geçip işi yeniden ele almanızın faydası yok. Bırakınız zaman her şeyi halledecektir. Bütçeni yeniden gözden geçirmelisiniz, uzun vadeli işlere heveslenmeyiniz. Önemli bir teklifi geri çevirmeniz çevrenizde şaşkınlık yaratacak. Baş ağrıları keyfinizi kaçırabilir. Akrep: Sevgili akrep mart ayında yaşadıklarınızdan memnun olacaksınız. Çevrenizdekilerden her zamankinden daha çok ilgi toplayacaksınız. Hareketleriniz takdirle karşılanacak. Eski arkadaşlarınızdan biriyle yapacağınız bir görüşme zihninizi meşgul eden sorununuzu çözüme kavuşturacak. Sevdiklerinize güveniyorsunuz. Yeni fikirlerinizi gerçekleştirmeniz için nisan ayı sonunu tercih etmelisiniz. İş hayatınızda önemli bir devreye giriyorsunuz. Söyleyeceğiniz her söz yapacağınız her hareket çok önemli sonuçlara yol açabilir. Kendinizi rahatsız hissediyorsanız bunun sebebinin psikolojik olabileceğini düşünebilirsiniz. Buradan hareketle moraliniz düzelince rahatsızlıklarınızda düzelir Yay: Mart ayı başında belli bir çizgiyi tutturmanız zorlaşıyor. Düşüncelerinizi sevdiklerinizden saklıyor olmanız olayları iyice tırmandırıyor. Evinize ailenize daha çok bağlanacaksınız Arkadaşlarınız anlaşmazlıkları engelleyebilir. Nisan ayında planlarınızın bir bölümünü gerçekleştirme imkânını elde edebilirsiniz. Çalışmalarınızı belli bir plan içinde sürdürüyor olmanız sonuca ulaşmanızı kolaylaştıracaktır. Ay sonu geldiğinde ay başında yaşadıklarınızın en ufak kırıntısı bile kalmayacak. Anlaşma içinde olacaksanız titiz davranınız. Güneş sağlığınızın yerinde olduğunu anlatıyor ancak Sağlığınızı korumalı üşütmemeye çalışmalısınız.

Oğlak: Mart ayında çalışmak size her zamankinden daha zor gelebilir. Bu nedenle de kendinizi güvensiz hissedebilirsiniz ama korkmayınız, endişelenmeyiniz. Ay sonunda durum değişecektir. Ay başında hissettiklerinizden eser kalmayacak. Aşk hayatınızla ilgili sorunların çözümü için bu dönemi değerlendirmelisiniz. İsteklerinizin gerçekleşmesi için bir süre daha çalışacak ve bekleyeceksiniz gibi görünmekte. Nisan ayı içinde kulağınıza bazı dedikodular gelebilir, bunların doğruluğunu araştırmadan kararlar vermeyiniz. Sağlığınızla yeterince ilgili misiniz? Geceleri fazla uykusuz kalmıyor musunuz? Bunların cevabı evetse bu büyük hata olur. Sizin gibi mantıklı birinden beklenmeyecek bir davranış bu. Kova: Sevgili kova mart ayında sevdikleriniz size güzel haberlerle gelecektir. Bunlar sayesinde mutluluğu yakalayacaksınız. Ay ortasında kısa bir yolculuk bile planlayabilirsiniz. Bu seyahatin dönüşünde aşk hayatınızla ilgili önemli kararlar alabilirsiniz. Çevrenizdeki değişimlere kendinizi kolayca adapte edebiliyorsunuz. Ay sonundan önce işlerinizin düzene girmesi için daha dikkatli çalışmanız gerekiyor. Nisan ayı geldiğinde maddi sorunlar yüzünden ailenizle aranızda problem oluşmasına mani olmalısınız. Önemli kararlar alacaksanız en azından aileden biriyle bunu tartışmalısınız. Balık: Sessiz, sakin, sevgi dolu siz balıklar sevdiklerinizi kırmamak için biraz daha sakin olmanız gerekiyor. Ayın ilk günlerinde güneş burcunuzda hareket ediyorken eski dargınlıkları ortadan kaldırmaya bakınız. Ayın ikinci yarısında sevdiklerinizle baş başa mutluluk dolu saatler geçirebilirsiniz. Bu dönemde daha çok çalışmalısınız zira şartlar sizin için yüz güldürücü. Nisan ayında iş ya da öğrenim hayatınız için faal olmanız şart. Maddi durumunun düzelmesi sizin tutumunuza bağlı. Hayatınızda değişim yapmak istiyorsanız ay sonunda bunu gerçekleştirebilirsiniz. İşlerinizi başkalarına danışmadan kendiniz halletmelisiniz. Beslenmenize dikkat ediniz ve midenizi yoracak gıdalardan sakınınız.

101


Özel Günlerde Hediyeni Burcuna Göre Seç KOÇ

21 Mart - 20 Nisan network

koton

michael kors

mac

mavi

kiğılı

mudo concept

favori

mango

dsquared2 mudo concept

KADINI Koç burcu kadını süslenmekten büyük zevk alır. Ona cazip renklerde ruj, oje, farlar, parlak renklerde boncuklar, küpe, güneş gözlüğü, bere, şapka gibi şeyler hediye edebilirsiniz. Eğer imkânınız varsa bu burç kadınına pırlantada verebilirsiniz. Hele pırlantalı bir saat çok hoşuna gider.

102

ERKEĞİ Koç burcu erkeği hareketli cesur ve atılgandır. Kendisi işte ve dışarda daima mücadele ettiği için evinde huzur bulmak ister. Onun için koç erkeğine kütüphanesini veya evini süsleyecek güzel bir tablo, biblo, renkli objeler gibi hediyeler verebilirsiniz. Yine şık bir kazak, kırmızı bir kravat bu erkeğin hoşuna gidecektir.


KOÇ

BOĞA

Sevdiklerinize hediye seçmekte kararsız kaldığımız durumlarda imdadınıza burçlar yetişiyor. MaviBahçe dergisi astroloji yazarı Rezan Kiraz, mart ve nisan aylarında doğan koçlar ve boğalar için alabileceğiniz hediye alternatiflerini yazdı. Bu rehber sevdiklerinize hediye seçerken size yardımcı olacak.

BOĞA

21 Nisan - 21 Mayıs

forever new

colin's

mac network

furla

forever new paşabahçe

emperio armani / saat&saat

narciso / sevil linens

KADINI Boğa kadını süsüne, güzelliğine çok düşkün olduğu için ipek kumaşlar, göz alacak süs eşyaları, şık kemerler, parfüm, eşarp, atkı ve takacağı süsler de hediye edebilirsiniz. Bu arada boğa kadını evine düşkündür. Bakır eşyalardan hoşlanır, çeşitli bakır süs eşyaları alabilirsiniz. Ona evini süsleyecek güzel bir vazo, tabak, biblo da verebilirsiniz.

columbia

ERKEĞİ Boğa burcu erkeği açık havayı, kırları, gezmeyi sever. Bu erkeğe boynunu üşütmemesi için yumuşak yünden yapılmış şık bir eşarp veya ipek bir fular verebilirsiniz. Yine kendisini yağmurdan koruması ve kötü havalarda da dolaşabilmesi için şık bir yağmurluk, zarif botlar da onun beğeneceği şeylerdir. Bu arada spor kazaklar, gömlekler de çok makbule geçer. Ona hem güzel hem de kullanışlı şeyler vermelidir.

103


nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır