böbrek taşı kanala düşmesi / Böbrek ve idrar kanalı taşlarının tedavisi nasıl yapılır?

Böbrek Taşı Kanala Düşmesi

böbrek taşı kanala düşmesi

Böbrek taşı tedavi yöntemleri - %95 başarı oranı

Böbrek taşı deyince aklımıza ilk gelen, sancılı ağrılar şüphesiz. Çeşitli sebeplerle böbreklerimize yerleşen bu minik taşlar, boylarından büyük ağrılara neden olabiliyor. Yaşam tarzınızın, beslenme alışkanlıklarınızın ve hatta genetik yapınızın da bu hastalıkta önemli etkenler olduğunu belirtmekte fayda var.

Böbrek taşını, böbreğin süzdüğü idrarın toplandığı ve vücut dışına doğru atıldığı kanalların içinde meydana gelen mineral içerikli partiküllerin, farklı nedenlerle birleşmesi ve büyümesi sonucu oluşan sert bileşikler olarak tanımlayan Anadolu Sağlık Merkezi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Adayener, bu hastalıkla ilgili daha birçok önemli bilgiyi, alınması gereken önlemleri ve gelişen teknolojiyle en yeni tedavi yöntemlerini paylaşıyor...

BÖBREK TAŞI NEDEN OLUŞUR?

Oluşumunda rol oynayan pek çok faktör olmasına karşın kesin neden tam olarak bilinmiyor ancak genetik yatkınlık, taş oluşumundaki en önemli risk faktörü diyebiliriz. Böbrek taşı hastalığı olan kişilerin birinci derece yakınlarında yüzde 10-40 arasında değişen oranlarda taş hastalığı öyküsü vardır. Bunun yanı sıra sıcak bölgelerde daha sık görülen böbrek taşı hastalığında coğrafi faktörlerin de etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Bir diğer önemli faktör ise beslenme. Protein ve karbonhidrattan zengin, lifli gıdalardan fakir diyet, taş hastalığı riskini artırıyor. Ayrıca günlük içilen su miktarı azaldıkça taş oluşumu riski de o kadar artıyor. Tekrarlayıcı idrar yolu enfeksiyonları, çeşitli böbrek hastalıkları, bazı ilaçların uzun süreli kullanımları, geçirilmiş bağırsak ameliyatları, gut hastalığı, hiperparatiroidizm gibi metabolik hastalıklar da taş oluşumuna neden olan diğer önemli etkenler arasında.

ERKEKLERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

Erkek cinsiyette üriner sistem taşı hastalığı daha fazla görülüyor. Erkeklerde kadınlardan üç kat fazla görülmesine karşın çocuk yaşlarda hastalık her iki cinste de aynı oranda görülüyor.

SICAKLIK, HAREKETSİZLİK EN BÜYÜK DÜŞMANI!

Taş hastalığı ve hava sıcaklığı arasındaki ilişki eskiden beri bilinmekte; yaz aylarında hastalığa daha sık rastlanmasının altındaki neden ise sıcaklıkların artması. Hatta sürekli sıcağa maruz kalan makinistlerde, taş hastalığı görülme sıklığının normal popülasyona göre 3-4 kat daha fazla olduğu belirtiliyor. Hava sıcaklığı ve taş hastalığı görülme sıklığı arasındaki bu doğru orantı, terleme sonucu sıvı kaybına bağlı daha konsantre idrardaki, kristalizasyon süreci ile ilişkilendiriliyor. Bu nedenle özellikle aile büyüklerinde üriner sistem taş hastalığı olanlar mümkün olduğunca sıcaktan uzak durmalı ve sıcakta kalacaksa daha fazla su tüketmelidir.

OFİS ÇALIŞANLARI DİKKAT!

Bazı bilimsel çalışmalar, yönetim ve büro işinde çalışanlarda (durağan fiziksel aktivitesi olanlar) taş hastalığına daha sık rastlandığını gösteriyor. Her ne kadar meslek grupları ile taş hastalığı ilişkisini, bireylerin çalışma ortamlarındaki beslenme alışkanlıkları, sıcağa maruz kalma ve su alımı ile birlikte değerlendirmek daha doğru olacaksa da fiziksel aktivitesi kısıtlı olan işlerde çalışanların belli aralıklarla işlerine ara verip en azından yürüyerek egzersiz yapmasında fayda var. Düzenli spor yapmak ve bol su içmek (günde 2.5 - 3 lt.) böbreğin toplayıcı sisteminde kalıp taş oluşumuna neden olabilecek partiküllerin bir an önce idrar yolu sisteminden dışarıya atılmasını sağlamak açısından oldukça önemli.

NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?

Çoğu düşme eğiliminde olan böbrek taşlarının tedavisindeki ilk yöntem izleme. Taşın düşmesi, büyüklüğü ile orantılı olup 4 mm altındaki taşların yüzde 80’i düşerken, 5 mm ve üzerindeki taşların düşme olasılığı daha az oluyor.

ESWL (Vücut dışından ses dalgaları ile taş kırma): Tüm tedavi seçeneklerinde olduğu gibi bu tedavi seçiminde de taşın büyüklüğü, yeri, şekli, tipi tedavide önemli rol oynuyor; genellikle böbrekte uygun yerleşimdeki 2 cm’ye kadar olan taşların ve yola çıkmış üst idrar yolu (üst üreter) taşlarında ilk seçenek olarak uygulanıyor. İşlem esnasında anesteziye gerek duyulmaması bu yöntemin en önemli avantajıdır. Dezavantajı ise; kırılan taş parçalarının idrar yoluyla vücuttan dışarıya atılması sürecinde hastanın ağrı duymasıdır. Taşın kırılabilmesi için birden fazla seansa ihtiyaç duyulabilir. Ancak üç seansta kırılmaz ise daha fazla denenmemeli ve bir başka tedavi seçeneği düşünülmelidir.

URS (Endoskopik üreter taşı ameliyatı): Böbrekten çıkıp yola düşmüş taşların (orta ve alt üreter) tedavisinde ilk seçenek olarak uygulanıyor. Genel anestezi ile herhangi bir kesi yapılmadan idrar deliğinden girilip taşa ulaşılıyor ve taş lazer kullanılarak kırılıyor ya da dışarıya alınıyor. Hastaların çoğu aynı gün taburcu olup bir gün sonra da normal yaşamlarına dönebiliyorlar.

PNL (Kapalı böbrek taşı ameliyatı): Özellikle böbreğin içinde ESWL yapılamayacak kadar büyük taşların veya ESWL ile kırılamayan dirençli taşların tedavisinde etkilidir. Genel anestezi ve röntgen kontrolü altında, böbrek hizasındaki sırt bölgesine yapılan 1 cm’lik kesi ile böbreğe iki ucu açık ince bir tüp yerleştiriliyor. Bu tüpten yerleştirilen özel aletler yardımıyla da taşlar çıkartılıyor. İyileşme sürecinin hızlı olduğu yöntemde ameliyat sonrası dönemi hasta, açık ameliyata göre çok daha konforlu geçiriyor. Hastaların çoğu ameliyattan sonraki üçüncü gün taburcu ediliyor.

Laparoskopik ameliyat: Bel bölgesinden 10 mm boyutunda kesiler yapılarak, laparoskopik aletlerle gerçekleştirilen kapalı ameliyattır. Açık ameliyata göre vücut doku bütünlüğü korunduğu için, daha az ağrı oluyor ve ameliyattan bir gün sonra hasta günlük hayatına dönebiliyor.

Açık ameliyat: Diğer tedavi şekillerinin yaygınlaşmasından sonra az uygulanan bir tedavi seçeneği haline gelmekle birlikte çok büyük ve böbreğin tüm toplayıcı sistemini dolduran komplike taşlarda uygulanabiliyor.

BÖBREK TAŞI TEDAVİSİNDE EN YENİ YÖNTEM!

Fleksible Üreterorenoskopi (Flexible URS) veya Retrograd İntrarenal Cerrahi (RIRS, RIRC) olarak da adlandırılan bu yöntem böbrek ve üreter taşları tedavisinde uygulanabilen oldukça yeni bir cerrahi işlem. Fleksible URS ile hasta anestezi altındayken doğal idrar deliğinden ince esnek bir kılıf ile giriliyor ve böbreğe kadar çıkılarak böbreğin odacıkları içindeki taşlar lazer yöntemiyle kırılıyor. Yaklaşık 20 yıl öncesinde sıklıkla açık ameliyatlar uygulanıyor ve bu da ameliyat esnasında böbrekte kaçınılmaz hasarlar yaratıyordu. Üstelik hastaların da iyileşme süresi bazen haftaları buluyordu. Ancak hızla gelişen teknolojinin görüntüleme yöntemleri ve lazer sistemlerindeki inanılmaz başarı ile böbrek taşlarına önce perkütan olarak, daha sonra da doğal idrar yollarından girilerek tamamen endoskopik yöntemle ulaşmak ve taşları kırmak mümkün. Fleksible URS, 15 mm’ye kadar olan böbrek taşlarında ciddi oranda başarılı olurken, son yıllardaki teknolojik gelişmeler ile 20-25 mm boyuta kadar olan taşlarda da rahatlıkla kullanılıyor.

Her yaş grubuna uygun

Çocuk yaş grubu da dahil olmak üzere, anestezi alabilen her yaş grubundaki hastaya uygun bir yöntem. Böbreğin içindeki odacıklarda kalmış, düşmesi mümkün olmayan 0.5 cm ile 1.5 cm arasındaki taşlara veya daha büyük olup ESWL yöntemine dirençli, bu yöntemle kırılamayan taşlara da başarıyla uygulanabiliyor.

Başarı oranı yüzde 95!

Başarı oranı taşın boyutuna, tam olarak nerede yerleştiğine bağlı olarak değişmekle birlikte tek seansta tam olarak taşsız kalma oranı yüzde 85-90 arasında, ikinci seansta ise yüzde 95’ler seviyesindedir.

İyileşme süresi kısa

En önemli avantajı hastanın hastanede kalış süresinin kısalığı ve iyileşme sürecinin çok hızlı olmasıdır. Hasta bir gün hastanede kalıyor ve çoğunlukla ertesi gün işine dönebiliyor. ESWL, perkütan ve açık cerrahi ile kıyaslandığında böbrek işlevlerine en az zarar veren yöntem olması ile de bir avantaj sağlıyor. Tamamen endoskopik bir yöntem olması nedeniyle özellikle kan sulandırıcı ilaç alma zorunluluğu olan hastaların taşlarının tedavisinde, ameliyat öncesi ilaçlarının kesilmesine gerek olmaması da diğer yöntemlere göre Fleksible URS’yi daha üstün kılıyor.

Böbrek Taşları

Böbrek Taşı Neden Olur?

Böbrek taşı oluşumunda genel olarak metabolik ve çevresel bazı faktörler ön plandadır. Taş oluşumunu etkileyen faktörler arasında; kalıtım, beslenme, cinsiyet, yaş, coğrafya, iklim ve mesleki özellikler yer alır. Taş hastalığı olanların en az yüzde 25’inin ailesinde de taş hastalığı vardır. Dolayısıyla ailevi yatkınlıktan söz edilebilir.


 

Erkeklerde Böbrek Taşı Neden Olur?

Taş hastalığı erkeklerde kadınlardan 3 kat daha fazla görülür. Bunun nedeni; kadınlardaki östrojen hormonunun idrardaki koruyucu madde olan sitrat düzeyini artırması ve taş oluşumuna katılan idrar okzalat miktarını azaltmasıdır. Dağlık, çöl ve tropikal bölgelerde daha sık görülmektedir. Bazı bölgelerimizde taş hastalığı riski 2-3 kat daha fazladır. Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde daha sık görülür. Dolayısıyla, coğrafya hem taşın oluşma sıklığına hem de cinsine etki eden bir faktördür. Yaz aylarında taş riski artar. Güneşle temas da D vitamini sentezini artırarak idrarda kalsiyum miktarını artırır. Özellikle sıcak ortamlarda çalışanlarda taş hastalığı sıklığı artmaktadır. Örneğin; tarım çalışanları, dış mekanda çalışan işçiler. Daha çok masa başı çalışan, sedanter bir yaşam süren ya da yatalak olan kişilerde de taş oluşma riski artar.
 

Böbrek Taşı Belirtileri Nedir?

  • Ağrı
  • Bulantı
  • Kusma
  • İdrarda Kanama
  • İdrar Yapma Alışkanlığındaki Ani Bozulmalar
  • Sık idrara çıkma
  • İdrarı yapıp rahatlayamama
  • İdrar yaparken yanma
  • İdrar akışkanlığında azalma
Taş hastalığı genellikle bir şikayet vererek doktora başvurmanızı sağlar. En sık ortaya çıkan belirti ağrıdır. Böbrek taşları ağrı dışında bulantı, kusma, idrarda kanama, idrar yapma alışkanlığında ani bozulma gibi belirtilere de yol açabilir. Bunlar arasında; sık idrara çıkma, idrarı yapıp rahatlayamama, idrar yaparken yanma, idrar akışkanlığında azalma sayılabilir. Böbrek taşlarının hiç bir belirti vermediği durumlar da söz konusudur. Bu yüzden düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak, herhangi bir belirti vermeyen taşların saptanması açısından önemlidir.
 

Böbrek Taşı Sırt Ağrısı Yapar mı?

Ağrı böbrekte olabileceği gibi, taşın idrar kanallarındaki yerleşimine bağlı olarak kasıkta veya daha aşağıda olabilir. Bazen de bel ve sırt bölgelerinde hafif adale ağrısı benzeri yakınmalar olabilir. 


Böbrek Taşı Ağrısı Neden Olur?

İdrar yollarından taş düşürmeye çalışan herkes bu dönemin çok ağrılı olabildiğini bilir. Ağrının nedeni genellikle taşın idrar yolunu tıkamasıdır. Tıkanmanın ani ve tama yakın olması şiddetli taş sancısına neden olur.
 

Böbrek Taşı Riskleri Nedir?

Böbrekte taş varlığı, çok şiddetli ağrıya ya da başka belirtilere yol açarak kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde bozabilir. Bunun dışında, tedavi edilmeyen taşların yaratabileceği en önemli risklerden birisi böbrek enfeksiyonudur. Enfeksiyon varlığında; yüksek ateş, üşüme, titreme gibi belirtiler olabilir. Bu durum daha çok enfeksiyonun böbreği etkilediği durumlarda ortaya çıkar. Böbrek enfeksiyonu ortaya çıktığında böbrek dokusuna zarar verebilir. Enfeksiyonun ortaya çıkması aynı zamanda taş tedavisini de zorlaştırabilir. Bu yüzden, taş varlığında böbrek enfeksiyonu gelişmeden tedavi planı yapılmalıdır. Eğer taş böbrekte veya idrar kanalında tedavi edilmeden uzun süre kalırsa, oluşturabileceği bir diğer riskli durum böbrek fonksiyon bozukluğudur. Zamanında tedavi edilmediği için böbreğin tamamının kaybına yol açan böbrek veya idrar kanalı taşlarıyla karşılaşılabilir.
 

Böbrek Taşı Risk Faktörleri Nelerdir?

Böbrek taş hastalığı sıklıkla tekrarlayabileceği için, yatkınlığı artıran durumların tespiti ve buna yönelik önlemler almak gerekir. Aşağıdaki durumlarda böbrek taşına eğilim artabilir:
  • Hastalığın erken yaşta başlaması (25 yaş altında)
  • Sık idrar yolları iltihabı geçirenler
  • Bazı taş tipleri (Enfeksiyon taşları, ürik asit veya ürat taşları yani Gut hastalığı olanlar)
  • Çocuklar ve ergenler
  • Genetik hastalıklar (Sistinüri, primer hiperokzalüri, renal tubuler asidoz tip I, ksantin, kistik fibroz gibi)
  • Hiperparatiroidizm (Paratiroid bezinin fazla çalışması)
  • Bağırdak hastalıkları ve geçirilmiş mide-barsak ameliyatları (bağırsakta emilim bozukluğu, geçirilmiş mide-barsak ameliyatları, Crohn hastalığı, kolit ve bazı metabolik hastalıklar)
  • Aile öyküsü
  • Yalnız tek böbreğin bulunması
  • İki taraflı taş yükünün çok olması
  • Taş tedavisinden sonra böbrekte taş parçası kalması
  • Bazı ilaçlar (Aşırı kalsiyum ve D vitamini takviyesi, bazı idrar söktürücüler, antasidler, guatr ilaçları gibi)
  • Böbrek veya idrar kanallarındaki anatomik bozukluklar
  • İdrarda sitrat azlığı (sitratın taş oluşumunu önleyici etkisi vardır)
  • İdrar pH'ındaki değişiklikler (çok düşmesi ya da çok yükselmesi)
 

Böbrek Taşı Tedavisi Ne Zaman Gereklidir?

Taşın büyüklüğü ne olursa olsun 3-4 haftalık bir süre içinde hasta taşını düşüremediyse ya da tanı konduğunda 7-8 mm ve üzerindeki büyüklükte taşın olduğu saptanmışsa, girişimsel tedaviler planlanır. İdrar yolunu tıkamayan, hastaya herhangi bir rahatsızlık vermeyen, böbrek içindeki kaliks denilen küçük odacıklar içinde yerleşmiş taşlar bir süre takip edilebilir; ancak genel kanı bu tür taşları hasta için en az riskli yöntemlerden birini seçerek tedavi etmenin daha doğru olduğu yönündedir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır