Buğday taneleri
Dilerseniz önce buğdayları sınıflara ayıralım. Altı sınıf buğday vardır. Bunlar;
Buğdayları kullanmadan önce soğuk sudan geçirmek gerekmektedir. Ekmek, makarna gibi tahıl ürünlerinde kesinlikle tam tahıllı un kullanınız.
Buğday filizlerini mevsim salatalarında kullanınız.
Organik tam buğday ürünlerini tüketebileceğiniz miktarlarda alınız. GDO’lu ürünlerden uzak durunuz.
ETİKETLER:buğday, buğday kepeği, Buğdayın yararları, Buğdayın zararları, bulgur, çölyak, Diyabetin nedenleri, genetiği değiştirilmiş buğday
TC Firat Kilic
60’lı yaşlarda özellikle 50 yaşlarında ortaya çıkan ve sık rastlanan obezite, şeker hastalığı, hipertansiyon, kanser, eklem sorunları, enfarktüs ve kemik erimesi gibi yaşlılık döneminde hayat kalitesini bozan kronik rahatsızlıklar giderek salgın şeklinde artmaktadır. İşte bu rahatsızlıklara sebep olan faktörlerin başında hareketsizlik ve egzersiz eksikliği yanında şeker tüketiminde artış ve beyaz ekmek kullanımı gelir. Bu yüzden pek çok bilim adamı ve araştırmacı için rafineri tahıl (beyaz un) ve şeker insan sağlığının en büyük düşmanı olarak kabul edilir.
Dünya insanları enerjilerinin yaklaşık % 60’ını tahıllardan sağlar. Tahıllar olmasaydı beklide yeryüzü nüfusunun yarısı yaşamıyor olacaktı.
Buğday rafine işleminden geçirilerek beyaz un şekline dönüştürülür ve kepek kısmı ayrılır. Bu işlemle buğdayın lif, vitaminler ve mineraller açısından zengin olan tohum özü ve kepeği ayrıştırılarak sadece endosperm (nişastalı kısımı) kullanılmaktadır. Halbuki tohum özü (ruşeym) vitamin ve mineral bakımından en zengin kısmıdır. Yapısında E ve B vitaminleri, demir ve diğer önemli mineraller, uzun zincirli çoklu doymamış yağlar, protein ve lifler bulunmaktadır.
Buğday kepeği ise buğdayın koruyucu dış kalkanı, lif vitamin ve mineral (özellikle demir, çinko) açısından oldukça zengindir. Kepek aynı zamanda liftir, yani barsak hareketlerini düzenleyen besin öğeleri demektir.
İşte buğdayın vücudumuza faydalı olan kısmı böylece atılır, sadece beyaz un kısmı alınarak ekmek yapılırsa tam bir zehir demektir. Birde ekmeğin beyaz görünmesi için una benzoil peroksit (E 928), potasyum bromat (E 924) gibi kimyasal zehirlerin katıldığı göz önüne alınırsa felaketin boyutları daha iyi anlaşılır.
Beyaz unun bu zararlarını önlemek için kepeli ekmekler piyasaya sürülmüştür. Kepekli ekmeğin beyaz ekmeğe nazaran daha az zararlı olduğu bilinmektedir. Ancak kepeli ekmek demek beyaz una bir avuç kepeğin katılmasıyla elde edilmiş undan yapılan ekmek demektir. Yani yine beyaz un sözkonusudur. Daha önce sözünü ettiğimiz gibi kepekli ekmeklere, zararları yetmiyormuş gibi beyaz şeker katılmaktadır. Piyasadaki ambalajlı kepekli ekmeklerde muhtevada hep beyaz şeker katıldığı yazılmıştır. Üstelik kepek ekmek koyu görünsün diye bazı üreticilerin una kakao, kahve yada kimyasal boya kattığı bilinmektedir. Her esmer ekmek, kepekli ekmek değildir.
Büyük bir ümitle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kepekli ekmeğini alıp ambalajdaki muhtevasını incelediğimde hayal kırıklığı ile maalesef yine şeker katılığını müşahade ettim. Bu yüzden kepekli ekmeğe hayır diyorum.
Beyaz veya kepekli ekmek yerine hararetle tam buğday ekmeğini tavsiye ediyorum. Çünkü tam ekmek insan bedenine uygun, entegre bir besindir. Kan şekerini yükseltmez, şişmanlatmaz, doyuruculuğu daha fazladır. Tam ekmek lif açısından zengindir, barsakları çalıştırır. Buğdayın içinde bulunan ve vücudu özellikle kolon kanserinden koruyan antioksidan maddeler, buğdayın dış kepeği ile tohum kısmında bulunur. Sağlık açısından zengin olan bu kısımların besleyici değerleri çok yüksektir. Buğdayı kepeğinden ayırmak, vücudu faydalı pek çok faktörden ve akciğerin koruyucusu silisyumdan mahrum etmek anlamına gelir. İşte tam ekmek bu yüzden de çok faydalıdır ve vazgeçilmezdir. // kaynak>> http://www.gidahareketi.org/Kepekli-Ekmege-Hayir--487-yazisi.aspx