büyük iskender in babası kimdir / Büyük İskender Kimdir? İşte Hayatı ve Savaşları - Webtekno

Büyük Iskender In Babası Kimdir

büyük iskender in babası kimdir

Savaşarak Barışı Sağlamaya Çalışmış, Adından ‘Yarı Tanrı’ Olarak Söz Ettirmiş Komutan: Büyük İskender Kimdir?

Tarihte pek çok önemli filozof, asker, komutan ve lider vardır ama çok az sayıda kişi tüm bu özellikleri bir arada barındırır; işte Büyük İskender bu az sayıdaki kişiden biriydi. Günümüzden binlerce yıl önce yaşamış olan Makedonya Kralı Büyük İskender, hayatı boyunca fethettiği yerlerdeki kültürü korumanın yanı sıra doğu ile batı arasında bir köprü olan helenizmi kurmuştur.

Anlatılanlara göre Büyük İskender daha çocukken bile üstün becerilere sahip biriymiş. Sonrasında imza attığı başarıları da göz önüne alan tarihçiler onu tanrısal yeteneklerle donatılmış biri olarak anlatır. Dahası, o bile kendisini bir yarı tanrı olarak görürmüş. Lafı daha fazla uzatmayalım ve tarihin en önemli isimlerinden Büyük İskender kimdir sorusunun yanıtını ilginç hayatında arayalım.

Büyük İskender kimdir? Aristoteles’ten ders almış genç bir prens:

Makedonyalı III. Aleksandros ya da hepimizin bildiği adıyla Büyük İskender’in, milattan önce 356 yılında Antik Makedonya Krallığı’nın Pella kentinde dünyaya geldiği düşünülüyor. Babası kral II. Philip ve annesi Olimpia onun muhteşem bir lider olmasını istedikleri daha çok küçük yaşta iyi bir eğitim almasını sağladılar.

İskender, Epir’li Leonidas’tan savaş ve at eğitimi aldı. Acarnania'lı Lysimakhos ise ona okumayı, yazmayı ve lir çalmayı öğretti. Dahası, tarihin en önemli filozoflarından biri olan Yunan filozof Aristoteles kral tarafından görevlendirildi ve 16 yaşına kadar İskender’e eğitim verdi. Sonrasında ikili arasındaki iletişim kopsa bile İskender’in helenistik kültürün düşünsel temellerini bu dönemde attığı düşünülüyor. 

Tarihte bir yarı tanrı gibi anlatılır:

büyük iskender

İskender inanılmaz güçlü ve yetenekli bir çocuktu. Doğuştan yüceliğe sahip olmasının yanı sıra daha 11 yaşındayken vahşi at Bukefalos'a bindiği anlatılır. Sahip olduğu tüm başarıların ona tanrının bir hediyesi olduğunu düşünen Büyük İskender, kendine Zeus’un oğlu diyordu. Böylece Aşil ve Herkül’ün soyundan gelmiş oluyordu.

Tamam İskender inanılmaz yetenekli biriydi ve öyle anlatılması da normal, zaten babası da ona oldukça güçlü bir krallık bırakmıştı ama kendisini böyle görmesi aslında bir çocukluk masalı diyebiliriz. Annesi ona, bakireyken Zeus tarafından hamile bırakılarak kendisinin doğduğunu anlatmıştı. Hatta doğduğu gece yıldızların bir başka parladığı ve Artemis tapınağının yıkıldığını söylemişti. Yani İskender efsanesini aslında annesi başlatmıştı.

Büyük İskender genç yaşta kral oluyor ve başarılar art arda geliyor:

büyük iskender

Büyük İskender ilk askeri başarısını milattan önce 338 yılında, henüz 18 yaşında katıldığı Chaeronea Savaşı'nda kazandı. Milattan önce 336 yılında babası ölüp de kral olunca tahta geçti ve kazanmış olduğu bu başarı, halkın genç krala alışmasını kolaylaştırdı. İskender gözünü Pers krallığına dikmişti, babasının yarım kalmış işini tamamlamak istiyordu.

40 bin kişiye yakın ordusuyla Anadolu’yu hızla geçen Büyük İskender, milattan önce 333 yılında Pers Kralı III. Darius ile karşı karşıya geldi. Çok daha kalabalık olan Pers ordusunu yendi ve Sur antik kentini ele geçirdi. İki yıl sonra Mısır’ı fethederek burada İskenderiye şehrini kurdu ve Mısır tanrısı Ammon’un oğlu olarak ilan edildi. Artık Pers krallığına iyice yaklaşmış, gözünü Suriye’ye dikmişti.

Amacı işgalci olmak değil, tanrı olmaktı:

büyük iskender

Büyük İskender ve ordusu milattan önce 331 yılında bir kez daha III. Darius ile karşı karşıya geldi. Babil ve Susa şehirlerini fethettikten kısa bir süre sonra Persepolis kentine de sahip oldu. Kendini Asya Kralı ilan eden Büyük İskender, Afganistan’a doğru kararlı bir şekilde ilerlemeye başladı. 

Milattan önce 330 ile 327 yılları arasında Baktriya, Satya gibi kentleri büyük bir mücadele sonucu kazandı. İskitleri yıkarak bölgede yeni şehirler kurdu. Zaten Büyük İskender’in amacı yıkmak değil, yeni şehirler yapmaktı. Böylece kendini yaratıcı bir tanrı olarak bu insanlara tanıtacaktı.

Tanrıyı öldürmeye çalışanlar oldu:

büyük iskender

Bir ordunun başında başarılı bir komutan olması ayrı, kendini tanrı zanneden bir adam olması ayrı bir olaydır. Bu nedenle milattan önce 327 yılında Büyük İskender’e kendi ordusundakiler tarafından pek çok kez suikast girişimi yapıldı. Bunlarda parmakları olduğu gerekçesiyle en yakın arkadaşlarından Kallisthenes ve Kleitus'u öldürmüştür.

Bu iki isim gerçekten de Büyük İskender’e ihanet etmişlerdi. Çünkü İskender, göz göre göre batı geleneklerini unutarak Pers kültürüne yakınlaşıyordu. İkilinin ölümü biraz ilginç oldu. Büyük İskender çok içki içen ve sarhoş olunca değişen biriydi. Yine böyle bir sarhoş anında Kallisthenes’i hapse attırdı, Kleitus'u ise hiç düşünmeden göğsüne bir mızrak saplayarak öldürdü. İçki gerçekten de bütün kötülüklerin anası.

Hindistan seferi en zor savaşlarından biri oldu:

İlk hedefi Pers İmparatorluğu’nu kontrol altına almış olan Büyük iskender, artık gözünü Hindistan’a dikmişti. Ordusuyla adım adım ilerlerken pek çok isyancı kabileyle savaşmak zorunda kaldı. Pauravas Kralı Porus ile yaptığı savaşı zor da olsa kazanarak Ganj Nehri üzerindeki fetihlerini sürdürdü.

Fakat ordusu son savaşta büyük kayıplar vermişti ve askerler artık onun sözünü dinlemiyordu. Orduda patlak veren isyani bir türlü bastıramayan Büyük İskender en sonunda isteklerini kabul etti ve ordunun yarısını geri gönderdi. Diğer yarısıyla Gedrosya Çölü'ne doğru ilerleyerek isyancı kabilelerle mücadelesini sürdürdü. O kadar büyük kayıplar verdi ki Hindistan fethinden vazgeçmek zorunda kaldı. 

Büyük İskender döndüğünde işler bıraktığı gibi değildi:

büyük iskender

Büyük İskender Susa’ya döndüğü zaman yönetimi emanet ettiği Makedon komutanların hiç de onun düşündüğü gibi Pers kültürüyle barışık olmadığını, aksine güçlerini kötü kullanarak halka zulmettiklerini görünce art arda epey idam kararı verdi. Ancak helenistik kültürü kurmaya kararlı olduğu için farklı yollar izledi.

Milattan önce 324 yılında Büyük İskender, eski Pers kralının kızı ile evlendi. Aynı nikah töreninde önemli komutanlarını da diğer Pers prensesleriyle ve soylu kadınlarla evlendirdi. Pers görevlilere Makedon, Makedon görevlilere ise Pers unvanları verdi. Her şeye rağmen kendini bir Pers olarak görüyor olması Makedonlar tarafından eleştiriliyordu. 

Büyük İskender nasıl öldü bugün bile tam olarak bilinmiyor:

Büyük İskender’in en sevdiği arkadaşlarından ve komutanlarından olan, bazı kaynaklara eşcinsel sevgilisi olduğu söylenen Hephaestion ölünce İskender büyük bir yas dönemine girerek Babil’e döndü. Kısa bir süre sonra milattan önce 323 yılının Haziran ayında 32 yaşında hayatını kaybetti. 

Büyük İskender nasıl öldü sorusunun ise kesin bir yanıtı yok. Bazı kaynaklar zehirlendiğini, sıtma olduğunu, menenjit geçirdiğini, kirli su içtiğini söylüyor ama kesin bir bilgi yok. Ölümü sonrası sahip olduğu topraklar dört büyük komutanı arasında paylaşıldı ve uzun yıllar onların hanedanları tarafından yönetildi.

İlginç olan ise Büyük İskender’in hayalini kurduğu helenistik dönem o öldükten sonra başladı. Bu dönem boyunca Yunan kültürü ile doğu halklarının kültürü iç içe geçti. Batılılar ve doğulular birbiriyle evlenmeye teşvik edildi. Tam olarak gerçekleşmese bile Büyük İskender’in komutanları onun vasiyetini önemseyerek sorunlarını olabildiğince az savaşla çözdüler.

Tarihin gördüğü en büyük komutanlardan olan Büyük İskender kimdir sorusunu yanıtlayarak hayatı hakkındaki ilginç detaylardan bahsettik. Kurduğu hayal güzel olsa bile onbinlerce silahlı adamla kültür yaymaya çalışmak da pek mantıklı değil sanki. 

Kaynak : https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-265/buyuk-iskender/

Emoji İle Tepki Ver

8

Büyük İskender kimdir? Büyük İskender hayatı

Büyük İskender kimdir? Tarihin en güçlü İmparatorlarından biri olan Büyük İskender hayatı ve tahta kalışı ile araştırılıyor. İşte Büyük İskender hakkında her şey...

Büyük İskender biyografi

doğum; MÖ 20 Temmuz 356

ölüm; MÖ 10 Haziran 323

asıl adı; III. Aleksandros veya yaygın adıyla Büyük İskender

mesleği; Antik Makedonya Krallığı'nın MÖ 336 - 323 yılları arasındaki kralıdır.

MÖ 356 yılında Pella'da doğdu ve 20 yaşında babası II. Filip'in yerine tahta geçti. İktidarının uzun yıllarını Güneybatı Asya ve Kuzeydoğu Afrika'da eşi benzeri görülmemiş büyük askerî seferlerle geçirdi ve 30 yaşına geldiğinde Yunanistan'dan Kuzeybatı Hindistan'a kadar uzanan antik dünyanın en büyük imparatorluklarından birini oluşturdu.

Hükümdarlığı süresince girdiği hiçbir muharebede yenilmeyen Büyük İskender, pek çok uzman kişi tarafından tarihin en başarılı askerî komutanlarından birisi olarak kabul edilir.

Büyük İskender hayatı

İskender, gençliğinde 16 yaşına kadar ünlü filozof Aristoteles tarafından eğitim gördü. MÖ 336'da, babası II. Filip'in bir suikaste uğrayıp ölmesinden sonra, babasının yerine Makedonya tahtına geçti. İskender, ''Yunanistan'ın Lideri'' unvanıyla ödüllendirildi ve bu yetkiyi, babasının Perslerin fethi için Yunanları bir araya getirmeyi amaçlayan Pan-Helenistik tasarısını hayata geçirmek için kullandı.

MÖ 334'te Ahameniş İmparatorluğu'nu ele geçiren İskender, bundan sonra 10 yıl sürecek olan bir dizi sefere başladı. Anadolu'nun fethine müteakiben İskender, bir dizi belirleyici savaştan sonra, özellikle İssos ve Gaugamela muharebelerinde Ahameniş hükümdarı III. Darius'u perişan etti. Daha sonra Pers Kralı III. Darius'u devirdi ve Ahameniş İmparatorluğu'nu tamamen fethetti. Gelinen son noktada ise İskender'in imparatorluğu, Adriyatik Denizi'nden Beas Nehri'ne kadar uzanmaktaydı.

İskender, hayatı boyunca "Dünyanın sonu''na ve ''Büyük Dış Deniz"e ulaşmak için çok uğraştı ve MÖ 326'da, Hydaspes Muharabesi'nde Pauravas'a karşı önemli bir zafer kazanarak Hindistan'ı işgal etti. Sonrasında, vatan hasreti çeken birliklerinin yoğun talepleri üzerine geri döndü ve MÖ 323'te, başkent olarak ilan etmeyi planladığı Babil'de, Arabistan'ın işgalini tasarladığı seferlerini hayata geçiremeden hastalandı ve öldü. Cenaze korteji, komutanlarından biri olan Ptolemaios tarafından kaçırılıp Mısır'daki İskenderiye'ye götürüldü. Daha sonra Jül Sezar tarafından da ziyaret edilen mezarı günümüzde kayıptır.

İskender'in ölümünü takip eden yıllarda, İskender'in hayatta kalan generalleri ve varisleri olan Diadohoiler tarafından bir dizi iç savaş yapıldı ve bu taht kavgaları, İskender’in kısa ömürlü büyük imparatorluğunun parçalanmasına neden oldu. Krallık; Makedonya, Ptolemaios Krallığı, Seleukos İmparatorluğu ve Pergamon Krallığı olmak üzere dört ana parçaya bölündü.

İskender, Yunan efsanelerini öğrenmiş ve kendisinin yenilmez ve hatta ilahi birisi olduğuna inanmıştır. Seferleri sırasında kendi adını taşıyan 20 kadar şehir ve bölge kurdu. Birçoğunun adı günümüze kadar ulaşabilen bu yerleşimlerin en ünlüsü, Mısır'da bulunan İskenderiye'dir. Ayrıca Türkiye'nin Hatay ilinin sınırları içerisinde yer alan İskenderun ilçesi de buna örnek verilebilir.

İskender, Akhilleus gibi klasik bir kahraman olarak efsaneleşti ve hem Yunan hem de Yunan olmayan pek çok kültürün tarihinde ve efsanelerinde ön plana çıktı. Girdiği hiçbir savaşta mağlup olmamasından ötürü birçok askerî liderin kendilerini kıyasladıkları bir ölçü oldu. Dünya çapındaki askerî akademiler hâlâ taktiklerini öğretmektedir. Tarihteki en nüfuzlu kişilerden birisi olmuştur.

Adı

İskender'in Grekçe olan adı Aleksandros'tur. Hükümdarlığı sırasında yürüttüğü geniş fetih seferleri ve kazandığı savaşlar sayesinde Büyük Aleksandros anlamına gelen Aleksandros ho Mégas (Grekçe: Ἀλέξανδρος ὁ Μέγας) olarak anılmaya başlamıştır. Türkçe kaynaklarda çoğunlukla geçtiği hâliyle İskender (Arapça: إسكندر) adı ise, Arapçadan Türkçeye geçmiştir. Yine kumandanlık başarıları nedeniyle Türkçe yazında da "büyük" sanıyla anılan İskender'den ayrıca İskender Rumî, İskender Yunanî ve Makedonyalı İskender adlarıyla da bahsedilmektedir. Bunların yanı sıra, hayat hikâyesinin Kur'an'da geçen bir karakter olan Zülkarneyn ile bağdaştırılması neticesinde zaman zaman bu adla da anılmaktadır. Hatta bazı ilahiyatçılar, İskender'in Zülkarneyn olabileceğini veya olduğunu iddia etmekte ve adının Kur'an'a geçtiğini belirtmektedirler.

Gençliği

Soyu ve çocukluk yılları

İskender, Antik Yunan ayı Hekatombaion'un 16. gününde, Makedonya Krallığı'nın başkenti Pella'da doğdu. Her ne kadar kesin tarih belirsiz olsa da bu, muhtemelen MÖ 20 Temmuz 356'ya tekabül etmektedir. Babası Makedonya Kralı II. Filip, annesi ise Epir Kralı I. Neoptolemus'un kızı Olympias idi. Her ne kadar II. Filip'in yedi ya da sekiz eşi olsa da, Olympias muhtemelen İskender'i doğurduğu için, onun göz bebeğiydi.

İskender'in doğumu ve çocukluğunu konu alan pek çok efsane vardır. Antik Yunan biyografi yazarı Plutarhos'a göre Filip'le gerdeğe gireceği günün arifesinde Olympias, rüyasında ölmeden önce dört bir yana alevler saçılmasına neden olan, rahmine çakan bir yıldırım gördü. Nikahtan bir süre sonra, Filip'in rüyasında kendisinin karısının rahmini üzerine aslan resmi oyulmuş bir mühürle koruduğu söylenir. Plutarhos, bu rüyanın farklı yorumlarını sundu: Rahminin mühürlü olduğundan anlaşılacağı üzere, Olympias'ın nikahtan önce hamile olması veya İskender'in babasının Zeus olması. Antik Dönem yorumcuları, kimileri Olympias'ın bunu İskender'e söylediğini, kimileri de öneriyi din dışı bularak reddettiğini iddia ederek İskender'in Tanrı soyluluğu hakkındaki hikâyesini, hırslı Olympia'nın yayıp yaymadığı konusunda görüş ayrılığına vardılar.

İmparatorluğun sağlamlaştırılması

Daha Hindistan seferine başlamadan yönetimde kanlı temizlik hareketlerini başlatan İskender, yokluğu sırasında da bu politikayı sürdürerek satraplarından üçte birini değiştirmiş, altısını öldürtmüştü. MÖ 324 ilkbaharında Susa'ya vardığında hazine görevlisi Harpalos'un 6 bin paralı asker ve 5 bin talentle Yunanistan'a kaçtığını öğrendi. Harpalos daha sonra Girit'te öldürüldü. Makedonyalılarla Persleri kaynaştırma politikasına daha çok ağırlık verdiği bu dönemde, Pers satrabı II. Artabazos'un kızı Barsine'yle (Stateira olarak da bilinir) evlendi ve komutanlarıyla askerlerini de aynı yolu izlemeye özendirdi. Ama Perslerin ordu ve yönetimde giderek eşit bir konuma yükselmesi Makedonyalıların tepkisini çekmeye başladı. Makedonya'da askerî eğitim gören 30 bin Pers gencin dönüşü, Baktriya, Soğdiana ve Arakhosia gibi Doğu ülkelerinden gelenlerin süvari birliğine, ayrıca Pers soylularının kraliyet muhafız birliğine alınmaları bu hoşnutsuzluğu daha da artırdı. İskender'in Makedonyalı eski askerleri ülkeye geri göndermeye karar vermesi, imparatorluğun güç ve yönetim merkezini Asya'ya kaydırmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirildi. MÖ 324'te Gpis'te çıkan ayaklanmaya kraliyet muhafızları dışında bütün ordu katıldı. Bunun üzerine İskender bütün orduyu dağıtarak Perslerden yeni bir ordu kurdu ve ayaklanmanın sona ermesinden sonra 10 bin eski askerî armağanlarla yurda gönderdi. Bu sayede ordu daha da güçlendi.

Ölümü

Kendisine tanrısal onurlar yakıştıran ve bunu Yunan kentlerine zorla kabul ettiren İskender, MÖ 324 kışında Luristan'da yerel halka yönelik sert bir sindirme hareketine girişti. İlkbaharda Babil'e geçerek bir bölümü uzak ülkelerden gelen elçileri kabul etti. Bu arada Hindistan'la deniz bağlantısını sağlamak için Arabistan kıyılarına yönelik bir sefer için hazırlıklara başladı. Ayrıca Hazar Denizi'nin ötesine bir keşif birliği gönderdi. Babil'de sulama kanalları yaptırmayı ve Basra Körfezi kıyılarında yeni kentler kurmayı planladığı bir sırada, uzun bir içkili eğlencenin ardından hastalandı ve on gün sonra henüz 32 yaşındayken MÖ 323 yılında öldü. Cenazesi önce Memfis'e, oradan İskenderiye'ye götürüldü ve burada altın bir tabuta kondu. Ölmeden önce kendisine bu kadar büyük bir imparatorluğu kime bıraktığı sorulduğunda ise son söz olarak "En güçlünüze" cevabını verdiği söylenir. Büyük İskender'in mezarının konumu ise hâlen araştırılmaktadır. İskenderin ölümünden sonra imparatorluk 4 parçaya ayrıldı. Cassander Yunanistan'a, Creatus ve Antigonos Batı Asya'ya, Selevkos Doğuya, Ptolemaios ise Mısır'a hükümdar oldular. Cassander güce olan tutkusunu kısa zamanda göstererek 7 yıl sonra İskender'in annesi Olimpias'ı idam ettirdi. 12. yılın sonunda ise İskender'in karısı Roksana ve imparatorluğun gerçek varisi olan oğlunu zehirlettirdiğinde ise artık İskender'in soyunu tamamen kurutmayı başarmıştı. İskender'in metresi Barsine'den doğan oğlu Herakles'i de zehirletti. Hatta Antipatrid Hanedanı'nın kurucusu olan Cassander'in İskender'in ölümünden sorumlu olduğu da iddia edilmektedir.

#Büyük İskender

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır