Çevremizdeki her şartı yönetme lüksünü vermiyorlar
Özgürlük kapsamına giren bir madde değil bu
Hayat açık büfe salat bar değil maalesef
Katlanmak için bir sürü rahatsız edici sebep olur, kaçılmaz
öyle,
İşe bağlıdır, paraya bağlıdır,aile büyüklerine,çocuklara, dünürlerin ailesine binlerce şeye
Oturur katlanırsın
Hadi sıkıldım oturumu kapatıyorum diye oyun kapatır gibi bilgisayarda şıp diye kapatamazsın
Dayanır da dayanırsın
Her şey senin olsa it kak al çık git vur kır öldür döv söv kurtul ama
Rahat hayatına kendinin sokmayacağı bir sürü çirkinlik maalesef hep bir şeylerin peşine takılır hayatına giriverir
de yıllarca ahkam kestiğin hiç bir şeyi yapamazsın
Tahammül etmeyi paşa paşa öğretirler adama
Bazılarının da yaptığı terbiyesizlik yanına kâr kalır
30 seneye yakın tüm gücümle inat ettim insan ayırmayacağım alim cahil diye herkes kardeş dedim
Ama demek ki napmıycakmışım bir daha
Alimle sohbet et alırsın mertebe
Cahille sohbet etme dönersin merkebe
tamam inandım pes
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Alimle sohbet et,alırsın mertebe; cahille sohbet etme, dönersin merkebe
Etme cahille sohbet, vur totosuna çeksin zahmet.
Atalarımız daha ne desin, işin özünü bir cümle ile anlatmışlar.
Sığ sohbetler var etrafta, sürekli ayakkabı, elbise konuşan, konuşabilen. Bu iş kitap okumakla olmuyor elbet ama biraz ufukla ve engin bakış açısı ile de alakalı olduğu kesin.
Sadece malla mülkle beslenenler olduğu gibi, bu giyim kuşamla beslenen de çok.Yatıyorlar kalkıyorlar aynı muhabbet.
Malum gündem yoğun. Acılarla dolu Soma faciasından tutun, bölgesel farklılıklar, devlet işleri, tv haberleri vs. Konuşacak öyle çok şey var ki aslında. Birbirimizin penceresinden bakacağımız, öğrenip, öğreteceğimiz, nedir bu elbise ayakkabı muhabbeti o halde. Hadi bir gün konuştun, ya sonra ki günler.
Arada bir dişe dokunur muhabbet lazım.Tadını bulursan o muhabbetin saati de olmaz. Kalkmak istemezsin. Ama böylesi olursa, sadece dinler gibi yaparsın, kafa sallarsın ama başka aleme dalman kaçınılmaz olur. Yapabiliyorsan oradan kaçarsın, kendi alemine...Yapamıyorsan vay haline...
Biraz donanım, biraz eğitim, biraz ilgi biraz merak.Gözünüzü seveyim.
Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane.
Ama alimle, cahille değil.
Cahillerden, sığ sohbetlerden uzak, öğreneceğimiz, öğreteceğimiz, kahveli, neşeli, donanımlı muhabbetlere.
Sevgiyle
G.Banu KOCATEPE
Mayıs 2014
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
|
“Alimle sohbet et, alırsın mertebe; Cahille sohbet etme, dönersin merkebe!”.
Bazen anlatmak zorlaşır, en basit şekliyle bile anlatsanız, anlaşılmaz kelimeleriniz. Karşı tarafın içinde bulunduğu hal. Zaman-mekan ilişkileri, geçim standardı, fikri alt yapısı ve daha pek çok şey belirler, yazar ile okur arasındaki ilişkiyi. Ne derseniz deyin. Ne anlatırsanız anlatın, bu değişmez kuraldır.
Bugüne uyarlayacak olursak, a partili okur, başka anlar. B partili okur, başka.. Ya da geçim derdinde olan ile, pek o sıkıntılarla haşır-neşir olmayanların çok başka mesajlar çıkarması gibi.
Kişinin kiracı iken başka konuşması. Ev sahibi olduğunda başka konuşması gibi bir şey. Yani sorun ‘yazar’ sorunu değildir! ‘yazar’ derken ‘gerçek’ olanlarından bahsediyoruz elbette; yoksa sermayenin kucağına oturup ‘evrenselcilik’ ya da ‘ulusalcılık. Ya da günün modası ‘Atatürkçülük’ oynayanlardan dem vurmuyoruz.
Neyse asıl konuya dönelim. Araştırmacı Yazar R. Dündar Tanrıverdi'nin kaleme aldığı yazıyı siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
Cehalet ve cahil denilince bu kelimelere bir çok anlam verilebilir. Sözlüklere bakarsanız cahil için; “öğrenim görmemiş, okumamış, bilgisiz” karşılığını bulursunuz. Cehalet ise “bilgisizlik, bilmezlik, cehl” olarak ifade edilir. Cehalet “cahil olma durumu, ileri derece de bilgisizlik, kendisine ve topluma zarar verecek derecede bilgisizlik, toplumları geriye götüren durum olarak da söylenebilir.
İslam anlayışına göre ise cahil;”hak ve hakkaniyeti inkar eden” kişidir.
Cehalet ise; doğrunun ve ilmin gerçeklerine uymayıp, inatla yalana ve inkara hizmettir.
Oysa toplumumuz da iki temel cahil türü var.
Bir tür “yarı cahil”, diğer tür ise “zır cahil” diye adlandırabileceğimiz insanlardır..
İlk bakışta “zır cahil” diye adlandırdığımız grubun toplum için çok daha fazla zararlı olduğu fikri beynimize hakim olur. Fakat durum tam tersidir.
Toplum için en tehlikeli ve zararlı insanlar, yarı aydın diye de adlandırabileceğimiz “yarı cahiller” dir.
Atalarımızın “yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder, yarım mühendis binadan” sözünde de anlatılmak istendiği gibi, her şeyin yarım kalanının yıkıcılığı her şeyden daha fazladır.
Atasözümüzde de belirtildiği gibi “Tahsil cehaleti alır ama eşeklik baki kalır.”
Bunun içindir ki, asıl cahiller okumuş, yarı aydın cahillerdir.
Çünkü bunlar; yüzeysel bir bilgiye sahip oldukları halde, her şeyin en iyisini kendilerinin bildiğini zannederler. Başkalarının düşüncelerini hiç önemsemez, dikkate değer bulmazlar.
Çünkü bunlar; bir diplomaya hasbelkader sahip olmuşlardır ama o diplomayı her şey zannederler. Oysa hiçbir şey bilmeyenlerin, her şeyi bildiklerini zannedebileceği gerçeğini hiç akıllarına getirmezler.
Çünkü bunlar; kendilerini herkesten üstün görür, insanlara tepeden bakar, topluma geri zekâlı muamelesi yaparlar. Herkese akıl ve ders vermeyi, herkese hatalarını hatırlatmayı kendilerine vazife bilirler.
Çünkü bunlar; her şeyi herkesden daha iyi bildikleri zannında oldukları için, sohbet etmenin ne demek olduğunu kavrayamazlar. Birlikte oldukları insanları dinleme zahmetine katlanmaz, onlara kolay kolay söz bırakmazlar
Birlikte olduklarının da doğru, güzel bir fikri olabileceği varsayımından hareketle, onlardan da kendisinin bir şeyler öğrenebileceğine hiç ihtimal vermez.
Çünkü bunlar; kendini beğenmiş, bencil, ukalâdırlar.
Çünkü bunlar; toplumu yanlış yönlendirerek, kendi yanlışlarına başkalarını da ortak etmeyi marifet zannederler.
Çünkü bunlar; cahilin sözlükteki tanımında olduğu gibi öğrenim görmemiş, bilgisiz kişiler değil, aksine diplomalı, kitap yüklü kişilerdir.
Oysa zır cahiller…
Yarı cahillerin tam tersine, kolay kolay konuşmazlar, hadlerini bilirler, kimseyi yönlendirmeye gayret etmezler.
Kimseye akıl vermeye kalkmazlar, farkındadırlar cahil olduklarının. Onun için kimseye zarar vermezler, zarar vermeyi düşünmezler, zarar vermeyi zaten beceremezler.
İnandıklarına tam inanırlar, riyasız ve yalansız.
Güvendiklerine tam güvenirler, ölümüne.
Sevdiklerini tam severler, ivazsız kararsız, ön yargısız, beklentisiz.
Şimdi varın, siz karar verin.
Okumuş, diplomalı, kerameti kendinden menkul, yarı cahil aydın görünümlü kişiler mi bu memleket için tehlikeli ve zararlı?
Yoksa yüreğinde sevgiden başka hiçbir şey yeşermeyen,yeşeremeyecek olan ama cahillikle yaftalanan güzel Türkiye’min güzel insanları mı bu memleket için daha zararlı ve tehlikeli?
“Cahili, beceriksizi, insan yerine sayma, bunlarla beraber oturma, hele kendini âlim sayan cahilden, aslandan kaçar gibi kaç.” Kâbusnâme [Çok kıymetli nasihatler]