cahit sıtkı tarancı kaç yaşında vefat etmiştir / "Otuz Beş Yaş" şiirinin şairi Cahit Sıtkı Tarancı kaç yaşında vefat etmiştir? - Medya Haberleri

Cahit Sıtkı Tarancı Kaç Yaşında Vefat Etmiştir

cahit sıtkı tarancı kaç yaşında vefat etmiştir

kaynağı değiştir]

Ayrıca bakınız[değiştir

Cahit Sıtkı Tarancı

Cahit Sıtkı Tarancı[1] (4 Ekim 1910, Diyarbakır - 12 Ekim 1956, Viyana) Türk şair, yazar ve çevirmendir. Cumhuriyet dönemiTürk şiirinin önde gelen şairlerinden biridir. "Otuz Beş Yaş" şiiriyle özdeşleşen Tarancı, "sanat için sanat" anlayışına bağlı kaldı. Şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer verdi; ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi konulu şiirler yazdı. Birçok şiiri, farklı bestekârlar tarafından bestelenmiştir.

Ömrümde Sükût (1933), Otuz Beş Yaş (1946), Düşten Güzel (1952) ve ölümünden sonra yayımlanan Sonrası (1957) ile Bütün Şiirleri (1983) adlı şiir kitaplarının yanı sıra çeşitli hikâyeler yazmış ve bu hikâyeler Tarancı'nın ölümünün 50. yılında Gün Eksilmesin Penceremden (2006) adıyla yayımlanmıştır. Fransız edebiyatından yaptığı şiir tercümeleriyle de yapan şairin aile fertlerine, arkadaşlarına ve yakın dostlarına yazmış olduğu mektupların çoğu Ziya'ya Mektuplar (1957) ve Evime ve Nihal'e Mektuplar (1989) adlarıyla yayımlanmıştır.

Diyarbakır'da dünyaya gelen Tarancı, şehrin soylu ailelerinden olan Pirinççizade ailesindendir. İlk tahsilini Diyarbakır'da tamamladıktan sonra İstanbul'a giderek Kadıköy'deki Fransız Saint-Joseph ile Galatasaray liselerinde orta öğrenim gördü. 1944 yılından başlayarak Ankara'da Anadolu Ajansı, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Çalışma Bakanlığında çevirmen olarak çalıştı. 1954'te geçirdiği felç sonucu Viyana'ya götürüldü ve buradaki bir hastanede tedavi gördüğü sırada 12 Ekim 1956'da zatülcenpten öldü.

Tarancı'nın doğup büyüdüğü ev, 1973 yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından satın alınarak restore edildikten sonra, cumhuriyetin 50. yılında 29 Ekim 1973 tarihinde Tarancı'nın anısını yaşatmak ve ismini ebedîleştirmek amacı ile müze olarak hizmete açıldı.

Hayatı[değiştir kaynağı değiştir]

Tarancı'nın günümüzde müze hâline getirilen doğup büyüdüğü evin bir bölümü.

4 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakır'ın Cami Kebir Mahallesi'nde günümüzde müze olarak kullanılan evde dünyaya gelmiştir. Doğduğunda kendisine büyükbabasının adı olan Hüseyin Cahit adı verilmiştir. Tarancı, pirinç ziraati ve ticaretle uğraştıkları için "Pirinççizadeler" diye bilinen Diyarbakır'ın köklü ve soylu ailelerinden birine mensuptur. Büyük dedesi Hacı Ali Efendi'nin iki oğlundan biri olan Arif Efendi, Diyarbakır'da belediye reisliği yapmış ve I. Meşrutiyet'in ilanından sonra Diyarbakır'dan vekil olarak seçilmiştir. Arif Efendi'nin oğlu Feyzi Bey de cumhuriyetin ilk yıllarında Diyarbakır mebusu olarak meclise girmiş ve Fethi Okyarkabinesinde görev almıştır. Fevzi Bey'in oğlu Vefik Pirinççioğlu da vekil seçildikten sonra 27 ve 28. Türkiye Hükûmeti'nde sırasıyla içişleri ve devlet bakanlığı görevlerinde bulunmuştur. Hacı Ali Efendi'nin diğer oğlu Hüseyin Efendi, tarım ve ticaretle uğraşmıştır. Hayriye Hanım ile olan evliliğinden Bekir Sıtkı (1888) dünyaya gelmiştir. Ziraat ve ticaretle uğraşan Bekir Sıtkı Bey, amcası Arif Efendi'nin kızı Arife Hanım ile evlenmiş ve bu evlilikten üç kız ve üç erkek çocuk dünyaya gelmiştir. Tarancı, ailenin en büyük çocuğudur. Mehmet Halit, Saliha Nihal (Erkmenoğlu), Yıldız (Köksal), Atiye Hilâl (Arda), Yılmaz Cihangir, Tarancı'nın kardeşleridir.

1934'te Soyadı Kanunu'nun çıkmasıyla Arif Efendi'nin soyundan gelenler "Pirinççioğlu" soyadını alırken "o sene pirinç ziraatinden zarar eden ve kızgınlıkla 'Pirinççioğlu' soyadını almayan" Bekir Sıtkı Bey, "çiftçi"[9] anlamına gelen "Tarancı" soyadını almıştır.

Çocukluğunu Diyarbakır'da ailesinin yanında geçiren Tarancı, söylenenlere göre çocukluğunda "kısa boylu, nazik yapılı, göğsü oldukça dar yapılıydı. Keskin yüz çizgilere ve koyu kahve saçlara sahipti."

Eğitimi[değiştir

Cahit Sıtkı Tarancı 35 Yaş Şiiri Hikayesi

Küçük büyük herkesin bildiği 35 Yaş Şiiri, Cahit Sıtkı Tarancı’nın en bilindik eseridir. Herhangi bir akıma bağlı kalmadan şiirlerini kaleme alan Cahit Sıtkı Tarancı, 35 Yaş Şiiri ile tüm insanların gönlünde taht kurmuştur. İşte o şiir:

35 Yaş Şiiri

Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan?
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.

Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insani boğar, ateş yakarmış!

Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?

Nerden çıktı bu cenaze, ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüğüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

Otuz Beş Yaş Şiiri Cahit Sıtkı Kaç Yaşında Öldü?

35 yaş şiiri, Cahit Sıtkı Tarancı’nın 1946 yılında yayınlanan ikinci kitabında aynı zamanda adıdır. Birçok kez basılan bu kitap, Varlık yayınları imzasıyla hayata geçmiştir. İçerisinde 108 şiir bulunan 35 Yaş Kitabı, aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin açmış olduğu bir yarışmada da birincilik elde etmiştir. Cahit Sıtkı‘nın yolun yarısı dediği 35 Yaş Şiiri, şairin tahminlerinden uzak bir hayat ile sonuçlanmıştır. Türk edebiyatının kült şiirleri arasında yer alan 35 Yaş Şiiri 1910 yılında doğan ve 1956 yılında vefat eden sanatçı için, sanat hayatında önemli bir nokta olarak kalmıştır. 46 yaşında Viyana‘da vefat eden Cahit Sıtkı, öncelikle vücudunun sağ tarafına felç inmesi ile hastaneye yatmıştır. Daha sonra konuşma yetisini kaybeden Tarancı, daha iyi bir tedavi görebilmek adına Viyana’ya gönderildi. Zatülcenp dolayısıyla vefat eden Tarancı‘nın naaşı Ankara’da Cebeci Asri Mezarlığındadır.

Cahit Sıtkı Tarancı’nın Eserleri

Şiirlerinde Dante’ye gönderme yapan Cahit Sıtkı, bu şiirini 35 yaşında sürgüne gönderilen Dante‘ye ithaf etti. Dante, 35 yaşında sürgüne gönderilmiş ve İlahi Komedya’ya bu sürgünde başlamıştır. Tarancı da 35 Yaş Şiiri’nde Dante’nin eserindeki ilk cümleden ilham almıştır. O cümle şöyledir:

“Hayat yolunun ortasında kendimi karanlık bir ormanda buldum.”

Bu nedenle Cahit Sıtkı da 35 yaşını ömrünün yarısı olarak tanımlar.

35 yaşına girmek, şairin endişelenmesine sebep olmuştur. Çizgili ve kırışık yüzün kendisinin olmadığını söyleyen şair, eski resimlerini kendisine benzetemez. Asık suratlı bir ihtiyar olduğunu düşünen şair, bu yaştan sonra yaşadığı her günün kendisine ayrı dertler açacağını ifade etmiştir. Ölümün kaç yaşında, nasıl, nerede geleceğini şiirinde çok iyi bir şekilde vurgulayan şair, bu eseri ile 7’den 70’e herkesin kalbinde taht kurmuştur. Gerçek bir kült halinde gelen 35 Yaş Şiiri’nin sindire sindire okunması gereklidir. Şairin 35 Yaş Şiiri’nin yanı sıra Düşten Güzel ve Ömrümde Sükût adı verilen şiir kitapları da vardır. Şiirlerinde yoğunluklu olarak ölüm ve yaşama sevinci temalarına yer veren şair, çocukluk özlemini de şiirlerinde işlemiştir.

Paylaş:

FacebookTwitterEmailLinkedInWhatsAppPinterest

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.