Can Diyarbakır Ekşi

• vegan, veganlik ve veganizm hem bilgi eksikliginden hem de yazili tarihten de eski geleneklere aykiri oldugu icin asiri bir saldirganlikla karsilaniyor. siyah monoliti goren maymunlar gibi. gelenek dedim, cunku sadece gelenek, cunku bilim net: insan otobur.
  
  nasil sigaranin zararsiz oldugunu cok uzun sure doktorlar, bilimadamlari savundu, nasil sekerli icecekler, kokain vs hep yararli diye pazarlandi, aksini dusunmek sacmalikti, bu da oyle. sigara ki yeni bir sey, bu et yeme olayi yazili tarihten de eski bir gelenek ve asiri kolaylastiriyor gundelik hayati. fakat insanin otobur oldugu milyonlarca yillik bir biyo-kimyasal bir gercek.
  
  insan ve toplum sagligi uzerindeki uzun donemli calisma ve gozlemler, insanin biyo-kimyasi uzerine yapilan calismalar insanli ve insansiz deneyler, antropologlar, et ve sut endustrisinin cemberinden kurtulabilmis doktor ve bilimadamlarinin sundugu bilgilere gore gayet net otoburuz ve zaman icinde bu daha da reddedilemeyecek halde nesnelesecek.
  
  korkmaya gerek yok, hepiniz daha uzun, saglikli ve mutlu yasayacaksiniz; hatta tat almak icin illa tuz ve baharat basmaniza da gerek kalmayacak cunku cok daha genis yelpazede birbirinden tatli, tuzlu ve eksi yemegi tadarak zevkine varacaksiniz.
  
  not: tarihteki neredeyse butun buyuk salginlarin sebebi insanlarin hayvanlarla yasayip hayvanlari yemesidir. insanlari olduren 5 buyuk hastaligin hepsinin beslenme olarak bas sebebi et ve sut urunleridir. dogada bio-kimyasina uygun beslenen hayvanlar hasta olmazken, insanlar yilda 2 defa hasta olur. koronaya sasirmayin yani. bunlar daha cok cikacak boyle boyle

• -ben veganım.
  -ha iyi tamam.
  -veganım dedim.
  -e iyi napayım.
  -bize alışacaksınız, çocuklarınızı da vegan yapıcaz, geleceği biz kuracağız.
  -eeahh sikerler, vegansan vegansın banane aq. git az ötede ye kinoalı pizzanı.
  - siz ceset yiyen vahşilersiniz, korkunç yaratıklarsınız. bize negatif ayrımcılık yapılıyor, vahşi insanlar bizi sevmiyor :(

• veganlık ya da veganizm, bazı nedenlerle hayvan kökenli gıdaları ve diğer hayvansal ürünleri

• konuyu anlamayan, anlamak istemeyenler 'vaganlar salak, töröröst' diye saldirip dursalar da, bu konuyu yeniden acmak istiyorum.
  
  enfeksiyon hastaliklari, milyonlarca yillik evrimde yalnizca hayvanlarla yasamaya basladigimizda baslamis ve son 40 yilda artis gostermis. monash.pw?t=53
  
  her 5 yilda bir cikan ebola, sars, covid gibi vakalar hayvanlarla yakin temas kurmamizdan, vahsi hayvanlarla gereginden fazla yakinlasmamizdan (wuhan'daki wet marketler) ki, bunlari yememizden!
  
  "biz inek, tavuk, balik yiyoruz, bunlar 'steril' hayvanlar" diyenler icin, diger hayvanlara gore riski daha az belki, ama tavugu pisirmeden yersen salmonella olabiliyorsun. hele ki milyonlarca, milyarlarca yasayan insanin her ogun talep ettigi et, sut urunleri ve yumurtanin uretimi icin fabrika hayvanciligi sart.
  
  "fabrika hayvanciligina karsiyim" diyorsan, karsi olman talebi azaltmiyor, sistemi degistirmiyor. katki saglamaman ancak degistirebilir. "organik yemedigimizden oluyor" bunlar dersen, alakasi yok, yine hastalaniyoruz. o talebi karsilayacak mera yok zaten. sen iyi yedin tamam, baskasinin 'iyi yerden' yemedigi hayvanlarin sonuclarini da butun dunya odeyebiliyor boyle herkesin her gun tukettigi, fabrikada tutulan hayvanlarin durumu daha vahim; hastaliktan kiriliyorlar, hormon + antibiyotik basiliyor ve onlarin hepsini kendi bedenimize aliyoruz yedigimizde (ki onlarin yan etkisi apayri korkunc..)
  
  off insanlik olarak cidden cok cahil ve egitilmek istemeyen toplumlariz. hadi 'afrika'da ac kalsan' neyse, buldugunu yemek zorundasin. ama cogumuz sehirde yasiyoruz ve yedigimizi secme sansimiz var, pisirme sansimiz var, var olan butcemizi damak tadimiza gore sebze, meyve, tahil, baklagil, kuruyemis temelli beslenmeye gore duzenleme sansimiz var. (nice yemek kitaplari, dunya mutfaklari, veganlastirilmis turk yemekleri de cabasi!)
  
  _____
  
  simdi bu pandemik esnasinda dr. michael greger'in 'daily dozen' diye onerdigi, her gun tuketilmesi gereken besin gruplarina baktim yeniden, en son markete gittigimizde onlari tedarik ettim. gunluk yiyorum, bagisikligimi guclendiriyorum markete gittigimde butun makarnalar, konserve gidalar tuketilmisti ama taze meyve sebze reyonu vaha gibi yerinde duruyordu. cipsler alinmisti ama kuruyemislerin sagliklilari raflardaydi
  
  su kisa video aslinda acikca anlatiyor, kendi sagligimiz, hayatta kalmamiz, dunya'nin (insanlar icindeyken) devamliligi icin cevap belli, cevap bilimsel olarak apacik ortada. monash.pw?v=k8hgfxmzshe
  
  duyup duymamak, ciddiye alip almamak, merak edip arastirmak, arastirmadan yorum yazmak, hissettigin caresizligi/ofkeyi/aciyi veganlara saldirarak cikarmaya calismak ya da kendi yararina bi sey yapmak icin dusunmek.. hepsi bize kalmis.
  
  hepsi biz insanlarin ne yapmayi sectigine kalmis.
  
  ____
  
  3 yanlis 1 dogruyu goturur. beslenmede taze meyve sebze tuketsen de, hareketsizlik, islenmis yagli beslenme (zeytin yagi, aycicek yagi bol kullanilip yapilan yemekler, hamurisleri) sabah peynir, oglen ayran, aksam yogurt tuketimi gibi sut urunleri temelli beslenme, islenmis sosis, pastirma, sucuk gibi et urunleri tuketme, tereyag, hemen her gun yumurta ya da yumurta iceren gidalar, hazir islenmis gidalar.. ne bileyim, kalorisi yuksek ama besin degeri dusuk her sey, gunluk daha saglikli bir sey yeme hakkimizdan caliyor.
  
  "o zaman ne tadi var yeaa" diyenler icin, valla tadi olan saglikli yemekler, beslenme var da etrafinizda olmayabilir. bulup arastirmak lazim. iste tam da o yuzden vegan yemekler, dunya mutfaklarindan, turk mutfaklarindan beslenip, veganlastirilmis tonla tarifle, ilhamla dolu.

• wellcare vitamin b12 ile eksiksiz yaşa!
  wellcare vitamin b12 renklendirici, şeker, tatlandırıcı ve gluten içermez
  bağışıklık sisteminin normal fonksiyonlarına katkıda bulunur.
  yorgunluk ve bitkinliğin azalmasına yardımcı olur.
  hücre bölünmesinde rol oynar.
  normal kırmızı kan hücresi oluşumuna katkı sağlar.
  enerji oluşum metabolizmasına katkı sağlar.
  normal homosistein metabolizmasına katkıda bulunur.

• veganlar, hayvanların hissedebildiğini, bilinçli olduklarını ve duyguları olduğunu ele alarak hayvanları sömürmenin etik olmadığını ve bu sömürünün sonlandırılması gerektiğini savunur. nasıl çocukları, engellileri, akranlarımızı (kölelik) ve yaşlılarımızı (bilişsel açıdan eksikleri olsa da) manipüle etmiyorsak ve onları sömürmenin etik olmadığını düşünüyorsak, hayvanlara da aynı haklar tanınmalıdır. bu entry'de, hayvanların bilişsel kapasitelerinin ele alındığı akademik araştırmaları derledim.
  
  konuya girmeden önce ön bilgilendirme yapmamda fayda var. bütün canlıların beyinleri arasında metabolik, yapısal ve fizyolojik farklılıklar olduğu kadar bilişin işleyişinde de türler arası farklılıklar vardır. mesela insanlar da hayvanlar da anksiyeteden muzdarip olabilirler ama şizofreni gibi daha yüksek seviyeli düşünsel, bilişsel süreçlerin bozulması sonucu gerçekleşen mental rahatsızlıklar inekler gibi canlılarda görülmeyebilir. bunun sebebi her türden canlının kendi yaşam şartları altında evrimleşmesi ve hayatta kalmasını sağlayacak stratejilerin vebiyolojik yapıların (buna beyin ve biliş de dahil) doğal seçilim yoluyla seçilmesidir.
  
  insanlar da dahil olmak üzere bütün hayvanlar evrimsel olarak ortak bir atadan geliyor olduklarından ve yaşamları çerçevesinde benzer amaçlar güttüklerinden (kendini korumak, tehlikeden kaçınmak, türdeşleriyle bağ kurmak ve onları korumak, yemek yemek, soyun devamını sağlamak gibi) zihinsel süreçlerinin işleyişinde benzerlikler de bulunmaktadır.
  
  nitekim bir hayvanda sinir sisteminin gelişmesi ve evrimleşmesi için gerekli olan seçilim baskıları, taksonomik sınıflandırmadan bağımsız olarak bütün canlı türleri için hemen hemen aynıdır. farklılıklar daha çok hayvanın yaşadığı ortamda hareket edebilmesini sağlayacak (uçmak vs. yürümek), hayatta kalmasını ve soyun devamını sağlayacak stratejiler (trikromatik - üç renkli görüş, yaşadığı çevreyi manipüle edebilme kabiliyeti, zihin teorisi, sosyal yaşam, öz farkındalık vb.) bazında değişkenlik gösterir. bu değişiklikler de elbette önemlidir ama bu kabiliyetler de en az duygular kadar mühimdir. bu tür bilişsel farklılıkları dışarıda tuttuğumuz zaman elimizde duygular, hisler ve algının arkaik formları kalıyor. işte bu bağlamda türler arasında çok büyük değişiklikler olmasını beklemeyiz.
  
  bilişin araştırılması komplekstir ama bu tür araştırmalar hayvanların bilişsel kapasiteleriyle ilgili daha ikna edici bulgular sağlar. bu sebeple insan-hayvan karşılaştırmalı araştırmalar büyük önem arz etmektedir.
  
  bu araştırmalardan bahsetmeden önce bir ön kabul ile başlamak gerekmektedir. duygu denen olgunun tam tanımı ile alakalı ortak kanıya varılmış değildir. ama şöyle tanımlanabilir: bir canlının bilişinde gerçekleşen süreçleri etkileyen (hafıza, odak gibi), pozitif veya negatif olabilen, belli başlı beyin bölgelerinin belli başlı tetikleyiciler etkisinde aktif olması sonucu gerçekleşen fizyolojik (nöronal) aktivite.
  
  yukarıda yazılmış tanıma göre bu tür zihinsel süreçlerden geçen bütün canlıların duyguları vardır. bu duyguların bilişlerine olan etkisi, duygularının yelpazesinin genişliği ve kapasiteleri ise türden türe farklılık gösterir.
  
  bu noktada bir konuyu daha açıklığa getirmek gerekir. bir canlıda duyguların varlığının kanıtı için öz-değerlendirme yapabilme kabiliyeti şart değildir. davranışsal tepkilere ve beden diline bakılarak da duygu durumları ile ilgili çıkarım yapılabilir. başka bir deyişle, hayvanların dilinin olmaması onların duyguları hakkında çıkarım yapmamıza engel olmaz.
  
  hayvanların acı çekip çekmediği artık tartışılmaya değer bir konu değil. bilindiği üzere sinirbilim ve bilişsel bilimlerin yeni yeni ortaya çıkmaya başladığı dönemlerde bir kısım etologlar hayvanların çevredeki uyartılara tepki veren makineler olduklarını düşünüyorlardı ve onların bilinçli olduklarına ve duyguları olduklarına şüpheyle yaklaşıyorlardı. daha sonra yapılan araştırmalar bu tezleri yanlışlıyor [1]. ayrıca geçtiğimiz yıllarda dünyaca ünlü sinirbilimciler tarafından alınan bir konsensus sonucunda (cambridge bilinç deklarasyonu) hayvanların bilinçli oldukları kabul edildi.
  
  hayvanların acı çekip çekemediği meselesi çözümlenmiş olduğunda, araştırmalar daha çok endüstriyel uygulamaların hayvanların refahlarının nasıl etkilendiği ve refahlarının nasıl artırılabileceği üzerine yoğunlaşmış. hayvanların yaşadıkları koşulların onların psikolojisini ve davranışlarını nasıl etkiliyor olabileceğine dair araştırmalar yapılması gerektiğine dair fikirler öne sürülmüştür. hayvanların yaşamak için adapte olmadıkları koşullarda yaşamalarının onları nasıl etkilediğine diar bilimsel bir bakış sunulmuş [2]. daha sonra ise bu etkilerin ne olabileceğine dair bilim camiasında, özellikle etoloji, hayvan psikolojisi ve sinirbilim alanlarında araştırmacılar kolları sıvamış.
  
  yılında yazılan bir derleme makalesinde, inekler, domuzlar, atlar ve küçükbaş hayvanların bilişsel kapasitelerine dair şu ana kadar yayınlanmış araştırmalar karşılaştırmalı olarak incelenmiş. yapılan araştırmada ve referanslarını teker teker verdiğim başka araştırmalarda bulunan olgulara göre, çiftlik hayvanlarında anlamsal kategorize edebilme [3], insanları [4] ve türdeşlerini [5], başka hayvanları tanıyabilme [3], türdeşlerinin idrarındaki stres seviyesine tepki gösterme [6], akrabalardan ve akraba olmayan bireylerden gelen bilgileri öğrenebilme yetilerinin olduğu ve edinilen (yemek ile alakalı) bilginin bireyler arası da aktarılabildiği tespit edilmiş [3]. henüz araştırmaların hepsi türler arasında teker teker denenmemiş olsa da özellikle domuzlar, atlar ve ineklerin bilişsel yeteneklerinin güçlü olduğu ve endüstrideki standardize olmuş uygulamaların hayvanların bilişsel kapasiteleri çerçevesinde ele alındığında kendilerine sağlanan refah düzeyiyle uyuşmadığı düşünülmektedir.
  
  başka bir araştırmada ineklerin yeni bir şey öğrendiklerinde veya bilişsel özveri gerektiren bir problemi çözdüklerinde nabızlarının arttığına, (tıpkı insanlarda olduğu gibi) zevk aldıklarına ve heyecanlandıklarına dair göstergeler var [7]. bu ineklerin öz-farkındalık sahibi olduklarına işaret ediyor olabilir. yine de daha çok araştırma yapılması gerek çünkü bu araştırma bazı açılardan eksik kalmış.
  
  memelilerde görülen oyun oynama alışkanlığı ile ilgili araştırmalar da mevcut. insanlarda oyun oynamanın bilişsel ve sosyal gelişimi etkilediği ve bunun eksikliğini çeken çocukların psikopatolojiden muzdarip olduğu biliniyor. bütün memelilerde olduğu gibi inekler de de oyun oynuyor [8]. oyun oynamanın onların da sosyal ve bilişsel gelişimleri için önem teşkil ediyor. bilindiği üzere, bu paradigma evcil kediler, köpekler, kemirgenlerde ve kuşlarda zaten mevcut.
  
  keçiler üzerinde yapılan bir araştırmada keçilere bir ekran üzerinden bir adet içi boş ve üç adet içi dolu semboller gösterilmiş. içi boş sembolün keçi tarafından tespiti bir tuşa basılması suretiyle su ile ödüllendirilmiş. daha sonrasında semboller değiştirilmiş ve yeni (daha önce görülmemiş) içi boş ve dolu semboller gösterilmiş. keçilerin bu değişime ayak uydurmaları biraz zaman almış olsa da (kanımca nöroplastisite ile alakalı kısıtlardan ötürü), doğru uyartıyı ayırt etmeyi öğrendikten sonra, kendilerine yeni semboller gösterildiğinde önceki deneyimlerinden yola çıkarak karar verebildikleri tespit edilmiş. bu keçilerin geçmişten edinilen bilgilerden çıkarım yapabildikleri ve öğrenebildikleri, dolayısıyla da kategorizasyon yaparak öğrenme yeteneklerinin olabileceğine işaret ediyor [9].
  
  insanlarda ve primatlarda çevresel ve bilişsel zenginleştirmenin (konaklama koşullarının iyileştirilmesi, yeni insanlar, yeni uyartılar ve objelerle etkileşime girebilme) eksikliğinin beyinde yapısal ve biyokimyasal değişimlere sebep olduğu ve bu değişimlerin bilişsel ve sosyal yetenekleri etkilediği biliniyor [10]. özellikle öksüz, yetimhanede yetişen ve yeteri kadar sosyal ve bilişsel etkileşime giremeyen çocukların bilişsel yeteneklerinin daha zayıf olduğu tespit edilmişti [11]. aynı paradigmanın keçilerde [12] ve ineklerde [13] de olduğunun ve yaşam koşullarının, sosyal koşullarının iyileştirilmesinin bu hayvanların öğrenmeyle alakalı bilişsel ve davranışsal yeteneklerini iyileştirdiği tespit edilmiş [14].
  
  depresyon, insanların belirsiz durumlar ve uyartıları olumsuz olarak değerlendirmelerine, bunların risk unsuru olabileceklerini düşünmelerine ve dolayısıyla da pesimist olarak sınıflandırılmalarına sebep oluyor [15]. buna kısaca negative judgement bias diyoruz. aynı durum kronik acı çeken ergenlerde de tespit edilmişti [16]. inekler üzerinde yapılan araştırmalarda, süt endüstrisinde standart uygulama haline gelmiş, buzağının annesinden ayırılmasının [17] ve boynuzlarının kesilmesinin [18] de aynı etkilere sebep olduğu tespit edilerek, bu paradigmanın varlığı insan dışındaki türlerde de gösterilmiş. bu uygulama sonucunda ineklerin 6 saatlik süreçte muhakeme yeteneklerinin azaldığı, mevcut duygu durumlarının aldıkları kararları etkilediği ve daha "pesimist" oldukları düşünülüyor [19]. araştırmalar kelimenin tam anlamıyla mükemmel değil ve karıştırıcı değişkenlerin varlığı olası. yine de ileride yapılacak araştırmalar sonucunda daha net bir resmin ortaya çıkacağı düşünülüyor.
  
  yukarıda ele aldığım araştırmaların davranışsal gözlemler olduğunu belirtmekte fayda var. ilerleyen zamanlarda fonksiyonel görüntüleme tekniklerinden faydalanılarak yapılacak araştırmalar hayvan beynini anlamamızı kolaylaştıracaktır. şimdilik bir ineği fmrı cihazına canlı sokma imkânımız olmadığından yalnızca davranışsal gözlemlerle çıkarım yapılabiliyor.
  
  sonuç olarak, yapılan araştırmalar da göstermektedir ki hayvanlar sanılanın aksine yüksek bilişsel kabiliyetlere sahiptir ve insanlarda görülen bazı psikolojik paradigmalar hayvanlarda da mevcuttur. bu bulgular hayvanların da iyiliğini gözetmemizin gerekliliğini güçlendirmektedir ve inisiyatif alınmasını gerekçelendirmektedir. özellikle de modern şartlarda vegan olmanın gün geçtikçe kolaylaştığı, hatta endüstrinin sebep olduğu ekolojik yıkımı, hastalıkları da göz önünde bulundurduğumuz takdirde vegan olmak için nedenlerimiz daha da güçlenmektedir. hayvansal ürünlerin sağlıklı yaşamak için şart olmadığının yapılan klinik araştırmalar ve meta-analizlerde de ortaya çıktıkça hayvanlara yapılan bu gereksiz eziyetin parçası olmamak ve tıpkı bizim gibi hayatta kalmaya çalışan bu canlar için ne yapılması gerektiği netleşmektedir.
  
  kaynakça:
  
  1 - weary, d. m., niel, l., flower, f. c., & fraser, d. (). ıdentifying and preventing pain in animals. applied animal behaviour science, (), 64&#x; doi: /monash.pwim
  
  2 - fraser, d., weary, d. m., pajor, e. a., & milligan, b. n. (). a scientific conception of animal welfare that reflects ethical concerns. animal welfare, 6,
  
  3 - nawroth, c., langbein, j., coulon, m., gabor, v., oesterwind, s., benz-schwarzburg, j., & borell, e. v. (). farm animal cognition&#x;linking behavior, welfare and ethics. frontiers in veterinary science, 6. doi: /fvets
  
  4 - taylor, a. a., & davis, h. (). ındividual humans as discriminative stimuli for cattle (bos taurus). applied animal behaviour science, 58(), 13&#x; doi: /s(97)
  
  5 - coulon, m., baudoin, c., heyman, y., & deputte, b. l. (). cattle discriminate between familiar and unfamiliar conspecifics by using only head visual cues. animal cognition, 14(2), &#x; doi: /s
  
  6 - boissy, a., terlouw, c., & neindre, p. l. (). presence of cues from stressed conspecifics ıncreases reactivity to aversive events in cattle: evidence for the existence of alarm substances in urine. physiology & behavior, 63(4), &#x; doi: /s(97)
  
  7 - hagen, k., & broom, d. m. (). emotional reactions to learning in cattle. applied animal behaviour science, 85(), &#x; doi: /monash.pwim
  
  8 - reinhardt, v., mutiso, f., & reinhardt, a. (). social behaviour and social relationships between female and male prepubertal bovine calves (bos indicus). applied animal ethology, 4(1), 43&#x; doi: /(78)
  
  9 - meyer, s., nürnberg, g., puppe, b., & langbein, j. (). the cognitive capabilities of farm animals: categorisation learning in dwarf goats (capra hircus). animal cognition, 15(4), &#x; doi: /sy
  
  10 - kozorovitskiy, y., gross, c. g., kopil, c., battaglia, l., mcbreen, m., stranahan, a. m., & gould, e. (). experience induces structural and biochemical changes in the adult primate brain. proceedings of the national academy of sciences, (48), &#x; doi: /pnas
  
  11 - kaler, s. r., & freeman, b. j. (). analysis of environmental deprivation: cognitive and social development in romanian orphans. journal of child psychology and psychiatry, 35(4), &#x; doi: /jtbx
  
  12 - oesterwind, s., nürnberg, g., puppe, b., & langbein, j. (). ımpact of structural and cognitive enrichment on the learning performance, behavior and physiology of dwarf goats (capra aegagrus hircus). applied animal behaviour science, , 34&#x; doi: /monash.pwim
  
  13 - mandel, r., whay, h., klement, e., & nicol, c. (). ınvited review: environmental enrichment of dairy cows and calves in indoor housing. journal of dairy science, 99(3), &#x; doi: /jds
  
  14 - gaillard, c., meagher, r. k., keyserlingk, m. a. g. v., & weary, d. m. (). social housing ımproves dairy calves performance in two cognitive tests. plos one, 9(2). doi: /monash.pw
  
  15 - mathews, a., & macleod, c. (). cognitive vulnerability to emotional disorders. annual review of clinical psychology, 1(1), &#x; doi: /monash.pwy
  
  16 - lau, j. y., heathcote, l. c., beale, s., gray, s., jacobs, k., wilkinson, n., & crombez, g. (). cognitive biases in children and adolescents with chronic pain: a review of findings and a call for developmental research. the journal of pain, 19(6), &#x; doi: /monash.pw
  
  17 - daros, r. r., costa, j. h. c., keyserlingk, m. a. g. v., hötzel, m. j., & weary, d. m. (). separation from the dam causes negative judgement bias in dairy calves. plos one, 9(5). doi: /monash.pw
  
  18 - neave, h. w., daros, r. r., costa, j. h. c., keyserlingk, m. a. g. v., & weary, d. m. (). pain and pessimism: dairy calves exhibit negative judgement bias following hot-ıron disbudding. plos one, 8(12). doi: /monash.pw
  
  19 - lecorps, b., ludwig, b. r., keyserlingk, m. a. g. v., & weary, d. m. (). pain-ınduced pessimism and anhedonia: evidence from a novel probability-based judgment bias test. frontiers in behavioral neuroscience, doi: /fnbeh

• carl sagan'in 'mavi soluk nokta'si var ya onun icin de veganim.
  
  bugunlerdeki covid salginin ve daha kotu, yeni virus salginlarinin onune gecebilecek, olusmadan engelleyebilecek tek yasam sekli hayvanlara saygili, dogaya saygili bir sekilde vegan yasamak aslinda. "vegan olup hippi olun" demek degil bu, daha cok su demek (bkz: #)

• et yemezler, kedilerine ciger verirler.
  süt içmezler , kedilerine içirirler.
  çok saçma birşey et yiyenlere terör estirler. tezat ve bilinçsizlik içeren kavram.

• (bkz: the ones who walk away from omelas)
  "bağlantıyı kurun" - earthlings filminin son sözü

• migroslarda bitkisel alpro sütleri iki al bir öde kampanyasında. duyurulur.
  sütlü irmik tatlısı

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Rakım:

Enlem:

Boylam:

Gün Doğumu:

Gün Batımı:

• Saatlik tahminlerde “Beklenen Hadise” kısmında verilen hava durumu, geçmiş 3 saatlik periyot içindeki hâkim hava durumunu göstermektedir.
• Saatlik tahminlerde “Rüzgâr Hamlesi” kısmında verilen değer, geçmiş 3 saatlik periyot içinde rüzgâr hızındaki ani artışı temsil etmektedir.
• Saatlik tahminlerde "Hissedilen sıcaklık", aynı saatte tahmin edilen hava sıcaklığı ile nispi nem ve rüzgâr değerlerine göre hesaplanmaktadır. Bu sıcaklık, iklimsel çevre, giysilerin ısı direnci, vücut yapısı ve kişisel durumdan olduğu kadar, termometre sıcaklığı, nispi nem, rüzgâr ve radyasyon gibi dört meteorolojik faktörden etkilendiği için sübjektif bir kavramdır.
• Diğer tahmin bilgileri, tahmini yapılan zaman civarında beklenen değerleri göstermektedir.
• Bu sayfada kullanılan HAVA TAHMİNİ simgeleri ve SON DURUM simgelerinin açıklamalarına buradan ulaşabilirsiniz.

Eksiği veren şahıs kimse ? Bilgi yanlışlığı nerde var ?? Açıkla bizde bilelim