Sismologlar, merkez üssü Kahramanmaraş olan depremi son yıllarda meydana gelen en ölümcül depremlerden biri olarak tanımlıyor. Depremin, fay hattında 100 kilometreden fazla yırtılmaya yol açmış olabileceği tahmin ediliyor.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, ilk deprem saat 4.17'de, Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde, 7 km derinlikte gerçekleşti.
Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde meydana gelen deprem, Suriye dahil, hat boyunca en az 10 ilde yıkıma yol açtı.
Sismologlara göre Doğu Anadolu Fay hattı 20. yüzyıl boyunca çok az sayıda büyük denilebilecek sismik aktivite gösterdi. İngiliz Jeolojik Araştırmalar Kurumu'nda araştırma görevlisi olan Roger Musson, "Sadece sismometreler tarafından kaydedilen (büyük) depremlere bakacak olursak, neredeyse boş görünecektir" dedi.
ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu'na göre 1970'ten bu yana bölgede Richter Ölçeği'ne göre 6.0'ın üzerinde sadece üç deprem kaydedildi.
Ancak 1822'de 7.0 şiddetindeki bir depremin bölgeyi vurduğu ve yaklaşık 20 bin kişinin ölümüne neden olduğu tahmin ediliyor.
Ölçümlere göre dünya genelinde bir yıl içinde 7.0 büyüklüğün üzerinde ortalama 20'den daha az deprem meydana geliyor; bu da Türkiye'deki depremin oldukça şiddetli sarsıntılar arasında yer aldığını gösteriyor.
University College London Risk ve Afet Azaltma Enstitüsü Başkanı Joanna Faure Walker'a göre, 2016 yılında İtalya'nın merkezini vuran ve yaklaşık 300 kişinin ölümüne neden olan 6.2 büyüklüğündeki depremle karşılaştırıldığında, Türkiye depremi 250 kat daha fazla enerji açığa çıkardı.
Bilim insanlarına göre 2013-2022 yılları arasında meydana gelen en ölümcül depremlerden sadece ikisi Türkiye'de 6 Şubat'ta yaşanan depremle aynı büyüklükteydi
Sismologlar Doğu Anadolu Fay hattını bir "çarpma-kayma" fay hattı olarak tanımlıyor.
Reuters'a göre bu tür fay hatlarında, katı kaya plakaları dikey bir fay hattı boyunca birbirlerine doğru itilir ve sonunda biri yatay bir hareketle kayarak bir depremi tetikleyebilecek muazzam miktarda enerjiyi serbest bırakana kadar stres oluşturur.
Kaliforniya'daki San Andreas Fayı 'dünyanın en meşhur çarpma-kayma fay hattı' olarak nitelendiriliyor ve bilim insanları bu bölgede de yıkıcı bir depremin "çok gecikmiş olduğu konusunda" uyarıda bulunuyor.
İngiliz gezegen yerbilimci David Rothery, "Yer yüzeyine yakın bir sarsıntı, kaynağında aynı büyüklükte olan daha derin bir depremden daha şiddetli olur" diyor.
İlk depremden on bir dakika sonra bölge 6,7 büyüklüğünde bir artçı şokla sarsıldı. Saatler sonra 7.5 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi.
euronews Türkçe'ye konuşan Fırat Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Feyzi Bingöl, Kahramanmaraş'taki depremlerin 2020'deki Elazığ'da yaşanan afetten sonra beklendiğini söyledi. Ancak Feyzi Bingöl, 9 saat sonra meydana gelen ikinci depremin ise bilim insanlarını şaşırttığını kaydetti.
İngiliz Jeolojik Araştırmalar Kurumu'nda araştırma görevlisi olan Roger Musson, "Şu anda gördüğümüz şey, aktivitenin komşu faylara yayıldığıdır" diyor ve şu uyarıyı yapıyor: "Sismisitenin bir süre daha devam etmesini bekliyoruz."
Sismologlara göre 1822'deki ölümcül depremin ardından artçı sarsıntılar bir sonraki yıl da devam etti.
Nüfusun yoğun olduğu bölgelerde meydana gelen benzer büyüklükteki depremler daha önce dünyanın farklı noktalarında binlerce insanın ölümüne neden oldu.
Örneğin Nepal'de 2015 yılında meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremde yaklaşık 9 bin kişi hayatını kaybetti.
İngiliz Jeolojik Araştırmalar Kurumu'nda araştırma görevlisi olan Roger Musson, Türkiye'deki deprem için şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Bu hiç de iyi olmayacak. Binlerce (yaşamını yitirenlerin sayısı) olacak, hatta onbinlerce de olabilir."
Gösterim ŞekliResimHareketli Görüntü
Radar AlanıBirleştirilmiş GörüntüAfyonkarahisarAnkaraAntalyaBalıkesirBursaErzurumGaziantepHatayİstanbulİzmirKaramanKilisMuğlaSamsunSivasŞanlıurfaTrabzonZonguldak
Radar görüntüleri UTC (GMT) zaman dilimine göre yayınlanmaktadır. Geçerli yerel saat uygulamamız şu anda, söz konusu zamandan 3 saat ileridedir. Örneğin 10:42 UTC, 13:42 TSİ'ye karşılık gelmektedir.
PPI
Anten, belirli sabit bir elevasyon açısında (yatay ile yapılan açı) yatayda 360°’lik tarama yapar. Bu tarama sırasında elektromanyetik dalgalar atmosfere gönderilir ve atmosferdeki saçıcı nesnelerden geri alınan sinyaller (eko) ölçülür. Bu sayede hava hadiselerinin konumu ve şiddeti tespit edilebilir. PPI, meteorolojik radarların en temel ürünü olarak bilinir ve radar kapsama alanının genel olarak taranması ve izlenmesi amacıyla kullanılır. PPI ürünü, Z (reflektivite), V (hız), W (spektral genişlik) ve R (yağış oranı) parametreleri ile ilgili bilgi içerecek şekilde elde edilebilir.
Not: PPI ürünü sistemin konumu ve şiddeti ile ilgili bir öngörü ürünüdür. Sadece PPI ürününe bakılarak tarama alanının altındaki veya üstündeki kütleler tespit edilemez. Atmosferin durumu ile ilgili daha detaylı bilgi için hacimsel veri seti kullanan diğer radar ürünlerine de (MAX, CAPPI vs.) bakılması gerekmektedir.
09.02.2023 - 11:41
Son Güncelleme : 09.02.2023 - 11:42
Haberler - Anadolu Ajansı
Washington Üniversitesi Yer Bilimleri Bölümü'nde Profesör ve Kuzeybatı Pasifik Sismik Ağı Direktörü olan Harold Tobin, Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen depremlerin büyüklüğünü ve yapısını anlattı.
Çocukluğunun 5 yılını Osmanlı araştırmaları yapan babasının doktora döneminde İstanbul ve Ankara'da geçirdiğini belirten Tobin, üzerinde çalıştığı alanlardan birinin de Anadolu Fay Hattı olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin depreme en yatkın ülkelerden biri olduğunu kaydeden Tobin, Kahramanmaraş merkezli depremlerin gerçek anlamda çok büyük olduğuna işaret etti.
Tobin, "Bunlar, sadece Türkiye'de son yıllarda yaşadığımız en büyük deprem değil, dünyada da son yüzyılda ya da daha uzun süredir meskun bölgelerde yaşanan en büyük deprem." yorumunda bulundu.
"ŞİDDETİ ÖNGÖRÜLENDEN DAHA BÜYÜK"
Tobin, 7,7 büyüklüğündeki ilk depremin yıllardır bilinen bir fayda meydana geldiğini belirtti.
"Bu bölgede depremler bekleniyordu ancak depremin şiddeti öngörülenden daha büyük." diyen Tobin, şunları kaydetti:
"Doğu Anadolu Fay Hattı'nda bu kadar büyük bir depremin tarihte olduğunu düşünmüyorum. Bu kadar büyük bir deprem, fay hattında çok büyük bir alana yayıldı. Tabii ki fay hattındaki başka bölgeleri etkileyen artçıları görürüz ancak 9 saat sonra 7,6 büyüklüğünde yaşanan deprem bu hatla bağlantılı ama tamamen farklı bir hatta. Bu hat da daha önceden biliniyordu ancak bu kadar büyük depremler bilinmiyordu. Bu ikisinin bir araya gelmesi ne yazık ki korkunç bir trajedi. İlk deprem çok hasara yol açtı ve ikinci zaten hasarlı bölgeleri salladı. Bu, arama kurtarma ekipleri ve bölgedeki insanlar için gerçekten çok zor bir durum."
Depremlerin ardından Anadolu levhasının 3 metre kadar kaydığına ilişkin bilgilere de değinen Tobin, Anadolu'nun iki fay hattının arasında sıkışmış durumda olduğunu söyledi.
"SANTİMETRİK HAREKETLER METRELERE DÖNÜŞTÜ"
Tobin, yerin kaymasının ardındaki bilimsel gerçekleri ise şöyle anlattı:
"Afrika, kuzeye doğru hareket ediyor, Suudi Arabistan ülkeyi doğuya itiyor, bu da levhaların çok yavaş bir şekilde hareket etmesini sağlıyor. Bu hareket her yıl santimetrik oluyor ancak bu levhalar fay hatlarının arasında sıkışmış durumda. Ağır bir mobilyayı itmeye çalıştığınızda ne olur bilirsiniz, önce direnir, hareket etmez. Bu, yer kabuğundaki gerginliği oluşturur ancak sonra deprem olduğunda bir dakika gibi bir sürede tüm enerjisini salar. Bu fay hatlarında birkaç metre hareket meydana geldi. Bu da yüzlerce yıllık levha tektonik hareketlerinin biriken gerginliğiydi. Yüzlerce yıl sonra oluşan bir depremde santimetrik hareketler, metrelere dönüştü."
"SİSMOLOJİK ALETLERİN İCADINDAN BERİ GÖRMEDİK"
Ana karalarda depremlerin yan yana duran levhaların yanal hareketleriyle oluştuğuna ve Türkiye'deki depremin karakterinin farklı olduğuna işaret eden Tobin, "24 saatten daha kısa bir zaman diliminde 7,7 ve 7,6 kadar büyük bir şiddette depremi son 200 yılda dahi bilmiyorum." dedi.
Tobin, art arda yaşanan depremlerin daha önce 1940'larda Japonya'da ve 2004 ile 2005'te Endonezya'da görüldüğünü ancak bu depremlerin arasında aylar olduğunu belirterek, "Ancak 24 saatten kısa bir süre içinde bu kadar büyük iki deprem neredeyse eşi benzeri görülmemiş bir olay. Çok çok uzun zamandır ki tahminim sismolojik aletlerin icadından bu yana böyle bir olay görmedik." ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki fay hatlarının 500 ila 800 kilometrelere ulaştığının altını çizen Tobin, "Fay hattında bir bölgede deprem olduğunda bir sonraki bölgenin üzerindeki basınç değişiyor. Son 2 günde gördüğümüz de ne yazık ki 7,7 büyüklüğündeki deprem, yer kabuğundaki basınç dağılımını değiştirdi ve bu da 7,6 büyüklüğünde başka bir depreme yol açtı. Bu artan baskı fay hattındaki başka bölgelerin durumunu da değiştirebilir. 7,7 ve 7,6'nın gerçekten korkunç olaylar olduğunu biliyoruz ve başka büyük depremlere yol açmamasını diliyoruz ancak insanların Anadolu Fay Hattı'nda daha çok depreme hazırlıklı olması gerekir." diye konuştu.
Güncelleme Tarihi:
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Bu enerjinin bir miktarı faylanma ile kayaçların deformasyonu için kullanılırken; kalan kısmı ise ortamın özelliklerine bağlı bir şekilde ve yer içinde elastik dalgalar şeklinde yayılır.
Sismik Nedir?
Yakınımızdan büyük motorlu bir araç geçtiğinde sarsılırız. Bu sarsıntılar sismik kaynaklardan çıkarak olduğunuz noktaya ulaşan sismik dalgalara yol açar. Bir dereceye kadar esnek sayılabilecek yer içinde herhangi bir doğal ya da insan kaynaklı kuvvet uygulamasıyla oluşan enerji, bulunduğumuz noktaya sismik dalgalar aracılığı ile taşınır. Örneğin, alkış yaptığımız zaman elimizden çıkan ses dalgasının hava aracılığıyla başka yere taşınması, benzer bir düzenle gerçekleşir.
Sismik Ne İşe Yarar?
Sismik dalgalar, yayılırken enerjilerinin bir kısmını periyotlara bağlı olarak kaybederler. Bu nedenle de sismik kaynağa yakın olan daha fazla sarsılırken, uzak olan ise, daha az sarsılır. Düşük periyotlu (yüksek frekanslı) sismik dalgalar, enerjilerini uzun periyotlu yani düşük frekanslı sismik dalgalara kıyasla çok daha hızlı bir şekilde kaybeder. Sismik enerjinin soğurulması uzaklık, yayıldığı ortamın fiziksel yapısı ve dalganın periyodu ile akından ilişkilidir.
Sismik Hareketler Ne Demektir?
Sismik dalgalar, bir doğa olayı olarak bilinen deprem, fay hatlarının yoğun olduğu bölgelerde kendisini sıkça hissettirir. Aynı zamanda tedbirsizliğin ve bilinçsizliğin sonucunda sıradan bir doğa olayı olmanın ötesine de geçerek doğal afete dönüşür. Günümüz teknolojisinin sağladığı bazı imkanlar ile richter ölçeğine göre 8 büyüklüğünde bir depreme dayanıklı binalar yapılabilir. Ama, geri kalmış olan ve depremin nadir gerçekleştiği bilinçsiz bölgelerde 6, 7 büyüklüğünde görülen depremler binaları yıkabilir.
Yer kabuğunun ani enerji olarak boşalımını gerçekleştirmesi sonucunda ortaya çıkan sismik dalgalar, depremi meydana getirir. Fay hattında oluşan bir kırık boyunca biriken enerji, çevreye yayılırken hafif şiddetliye doğru bir şekilde artan bir şekilde hissedilir. En şiddetli sarsıntılar hissedildikten sonra tekrar zamanla hafifleyerek etkisi kaybolur. Zaman içinde bu depremi izleyen pek çok artçı deprem meydana gelebilir. Bunun yanında bazı büyük depremlerden önce de meydana gelen öncü ismi verilen ufak depremlerin de meydana geldiği tespit edilmiştir. Ama her depremin başka bir depremin öncüsü olacağına dair bir kesin bir kanıt yoktur.
Sismik Dalga Türleri
Sismik dalgaların yayılım hızı, cismin elastikliğine ve yoğunluğuna göre değişir. Hız ve derinlik ile birlikte artma eğilimi gösterir. Depremler farklı hızlarda ve türde dalgalar yaratır. Bilinen 2 çeşit sismik dalga vardır. Bunlar ise, cisim ve yüzeydir. Cisim dalgaları, kaynaktan tüm yönlere doğru yayılarak yer içinde seyahat ederken, yüzey dalgaları ise hemen hemen her yerkürenin yüzeyine paralel olarak yayılır. Sismik dalgalar şeklinde bilinen elastik dalgalar, depremi meydana getiren kırılma ve faylanmadan kaynaklanır. Bu kaynaktan uzaklaşacak şekilde tüm yönlere doğru farklı şekilde yayılırlar. İki temel cisim dalgası bulunur. Deprem oluştuğu anda, yeryüzüne sırası ile iki farklı hareket dalgası açığa çıkar.
P - dalgası yani öncül dalga, yer yüzeyine paralel bir şekilde titreşimlere verilen isimdir.
P-dalgası yıkıcı özellik içer. Aynı zamanda buna rağmen yayılımı paralel olduğu için ilk olarak yeryüzüne kadar ulaşan titreşimdir.
S-dalgası ise ikincil bir dalga çeşididir. Yer yüzeyine göre daha dik bir yönde hareket eder.