canlıların 7 özelliği / Canlıların 7 ortak özellikleri nelerdir?

Canlıların 7 Özelliği

canlıların 7 özelliği

Canlıların Ortak Özellikleri Nelerdir?

4095_canlilarin-ortak-ozellikleri-nelerdir-

1 . Solunum :Canlılar yaşamlarını sürdürmek için solunuma ihtiyaç duyar. Hayatsal faaliyetlerinin yerine getirebilmek için, onların enerjiye ihtiyaçları vardır ve bu enerjiyi de solunumla karşılarlar. İki çeşit solunum vardır. Bu solunum çeşitleri ; oksijenli solunum ve oksijensiz solunumdur .
2 . Beslenme : Canlılar hayatsal faaliyetlerini yerine getirebilmek için beslenmekte zorundadır.İki çeşit beslenme vardır.Bunlar;ototrof beslenme ve heterotrof beslenmedir.
3 . Üreme: Nesillerin devamlılığı için canlılar kendilerine benzer yeni bireyler meydana getirir. Bu da üreme olayı ile sağlanır. İki çeşit üreme vardır.Bunlar;eşeyli üreme ve eşeysiz üremedir.
4. Boşaltım: Metabolik faaliyetleri sonucunda oluşturdukları atık maddeleri ve bünyelerindeki fazlalıkları vücutlarından uzaklaştırırlar.Bu olay boşaltım ile sağlanır.İnsanlar ve hayvanlar; terleme,idrar ve dışkılama, bitkiler ise; terleme ve yaprak dökümü ile boşaltım yapar.

4095_295 . Hareket: Canlılarda iki çeşit hareket vardır.Bunlar pasif ve aktif harekettir.İnsanlar ve hayvanlar ; aktif olarak hareket ederler . Bitkiler ise aktif hareket edemezler,pasif olarak hareket ederler.
6 . Çevresel uyarılara tepki: Canlılar, dışarıdan gelen ses, ışık,dokunma gibi uyarılara karşı bir tepki oluştururlar . İnsanlar daha çok tepki oluştururlar.
7 . Hücresel yapı: Canlılar; tek bir tane ya da çok sayıda hücrenin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Canlılar hücre yapısına göre prokaryot ve ökaryot olmak üzere ikiye ayrılır.
8 . Organizasyon: Tek hücreli canlılarda, bir tane hücre bulunduğu için içindeki organeller ve moleküller sayesinde bütün hayatsal olaylar o hücre içinde gerçekleşir . Çok hücreli canlılarda ise basitten gelişmişe doğru oluşan bir durum söz konusudur . İnsandaki organizasyonu açıklarsak; hücre, doku, organ, sistem, organizma’dır.

Yazar:Cenap Akyıldız

Canlıların Ortak Özellikleri Konu Anlatımı

Biyoloji ayt konu anlatımı, Biyoloji tyt konu anlatımı , Biyoloji yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda Canlıların Ortak Özellikleri hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz..

Hücre Yapıları

Hücreler, organizmaların canlılık faaliyetlerini gösteren yapısal ve işlevsel en küçük birimleridir. İki çeşit hücre vardır. Çekirdeği ve zarlı organelleri bulunmayan hücrelere prokaryot hücre denir.

Bakteriler ve arkeler prokaryot hücreli canlılardır. Çekirdeğe ve zarlı organellere sahip olan hücrelere ökaryot hücre denir.

Öglena, paramesyum, amip, algler, mantarlar, bitkiler ve hayvanlar ökaryot hücreli canlılardır. Tüm canlı hücrelerin içinde solunum, beslenme, sindirim, boşaltım gibi faaliyetler belli bir düzen içinde gerçekleşir.

Canlıların bazıları tek hücreli bazıları ise çok hücrelidir. Öglena, amip, paramesyum ve bakteri gibi canlılar tek hücreli olup çıplak gözle görülemez. Şapkalı mantarlar, bitkiler ve hayvanlar ise çok hücreli canlılardır ve çıplak gözle görülebilir.

Beslenme

Canlılar büyüyüp gelişmek, yıpranan doku ve organlarının onarımını yapmak, düzenleyici faaliyetleri devam ettirebilmek ve enerji ihtiyacını karşılamak için beslenmek zorundadır. Beslenme şekillerine göre canlılar üreticiler (ototrof) ve tüketiciler (heterotrof)
olarak iki gruba ayrılır. Üreticiler yeşil bitkilerde olduğu gibi su, mineral, karbondioksit ve güneş ışığını kullanarak kendi besinlerini üretirler. Tüketiciler ise besinlerini dış ortamdan hazır olarak alır bir başka ifadeyle üreticilerden karşılar. Mantarlar ve hayvanlar tüketici canlılara örnektir.

Solunum

Tüm canlı hücreler üreme, hareket etme, büyüme, gelişme, madde alışverişi ve ihtiyaç duydukları molekülleri üretme gibi yaşamsal olaylarını devam ettirebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar. Canlıların ihtiyaç duyduğu bu enerjiyi ürettikleri reaksiyonlarda alınan besinler parçalanır. Parçalanma sonucu açığa çıkan enerji ile bahsettiğimiz yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirir.Hücresel solunum temel olarak iki şekilde yapılır.

Canlıların besinleri parçalayarak enerji elde etme reaksiyonlarınasolunum denir. Sonuç olarak tüm canlılar solunum yapar.

Oksijensiz Solunum: Besinin parçalanması sürecinde oksijenin kullanılmadığı hücresel solunumdur. Bazı canlılar parçalama için oksijen dışı solunum gazları kullanırken bazıları hiçbir solunum gazı kullanmadan fermantasyon ile bu işlemi gerçekleştirir.

Oksijenli Solunum:Besinin parçalanması sürecinde oksijenin kullanıldığı hücresel solunumdur. Diğer hücresel solunumlara göre daha fazla enerji üretilir.

Boşaltım

Canlılarda gerçekleşen metabolik olaylar sonucu oluşan artık maddelerin vücut dışına atılması olayıdır. Her canlıda metabolik olaylara bağlı olarak artık maddeler meydana gelir. Tek hücreliler de hücre yüzeyiyle yapılırken, çok hücreliler de sistemlerle yapılır. Bitkiler ise terleme, damlama ve yaprak dökümü gibi olaylar sayesinde boşaltım yapılır.

Hareket

Canlılar kaçmak, beslenmek, avlanmak vb. ihtiyaçlarını karşılamak için hareket etmek zorundadır.

Canlılar hareket için çeşitli yapılarını kullanır. Örneğin; bir hücrelilerden öglena kamçısıyla, amip yalancı ayak denilen yapılarıyla, paramesyum silleriyle hareket eder. Hayvanlar ise bacak, kanat, yüzgeç gibi gelişmiş hareket organlarına sahiptir.

Bitkilerde hareket yer değiştirme şeklinde değil, durum değiştirme şeklinde olur. Örneğin; bitkilerin çiçek, yaprak ve dalları ile güneşe doğru; kökleri ile suya doğru yönelmesi durum değiştirme hareketidir.

Uyarılara Tepki Verme

Tüm canlılar dış çevreden gelen fiziksel ve kimyasal uyarılara karşı cevap verirler. Bu cevap canlının hayata devam etmesini sağlar.

Öglena ışığı algılayıp kamçısını kullanarak ışığa doğru hareket edebilir.
Bitkiler ışığa doğru yönelebilir.
Köpekler ses duyduğunda kafasını sese doğru hareket ettirebilir.

Metabolizma

Canlılar; büyüme, üreme, yenilenme vs. için enerjiye ihtiyaç duyar. Canlı hücrelerde gerçekleşen biyokimyasal olayların tamamına metabolizma denir. Canlının uyku dışında tam dinlenme hâlinde yaşamını sürdürebilmesi için minimum düzeyde enerji gerektiren metabolizmasına bazal metabolizma denir. Metabolik olaylar anabolizma ve katabolizma olmak üzere iki bölümde incelenir. Hücrelerin küçük molekülleri birleştirerek büyük moleküller oluşturmasına anabolizma (özümleme) denir.

Bitkilerin fotosentezle besin üretmesi, hayvanların protein ya da lipit sentezlemesi anabolizma örneklerindendir. Anabolizma tepkimelerinin gerçekleşmesi için gerekli enerji, ATP molekülünden karşılanır. Büyük moleküllerin parçalanarak daha küçük moleküller oluşturmasına katabolizma (yadımlama) denir. Sindirim ve hücresel solunum olayları katabolizmaya örnektir. Anabolizma ve katabolizma olayı, canlının yaşamı süresince değişik hızla devam eder. Bir organizmada hayat dönemine bağlı olarak bu hızlar aşağıdaki gibi özetlenebilir.

Homeostazi

Homeostazi, kararlı iç denge demektir. Çevre şartlarındaki değişikliğe rağmen canlıların iç dengelerini değişmez tutması önemlidir. Örneğin, insanda kanın pH değeri 7,4’tür. Bu değer 7,8 veya 7 olduğunda çok kısa bir süre içinde ölüm gerçekleşir. Fakat birçok sistem ve tampon madde sayesinde kan pH değeri dengede tutulur. İşte bu olay homeostazi’ye bir örnektir.

Uyum

Her canlı yaşadığı çevre şartlarına bağlı olarak farklı özelliklere sahiptir. Bu özellikler canlının hayatta kalma ve üreme şansını artıran kalıtsal özelliklerdir. Bu özelliklere genel olarak adaptasyon denir. Örneğin, develer hörgüçlerinde yağ depolar. Bu yağ deposu develer için yedek besin kaynağıdır. Depoladıkları yağ sayesinde çöldeki kızgın güneşe karşı dayanıklılığı artar.

Organizasyon

Tüm canlılar, belirli bir organizasyona sahiptir. Tek hücreli canlılarda hücre organelleri arasında, çok hücreli canlılarda ise hücreler arasında belirli bir organizasyon bulunur. Örneğin amip; tek bir hücre ile besinlerini alır, işler, boşaltım yapar, çevresel uyarılara
cevap verir, ürer ve diğer işlevlerini gerçekleştirir. Çok hücreli organizmalar ise tüm bunları özelleşmiş hücreler arasındaki iş bölümü ile gerçekleştirir. Çok hücreli canlılarda görev ve yapı bakımından benzer hücreler bir araya gelerek dokuları, dokular organları, organlar sistemleri, sistemler ise organizmayı meydana getirir.

Üreme

Canlıların soylarını devam ettirmek amacıyla birey sayılarını artırmalarına üreme denir. Üreme; solunum, beslenme, boşaltım gibi hayatsal olayların gerçekleşmesi için değil, soyun devamlılığı için zorunludur.

Eşeysiz ve eşeyli olmak üzere iki çeşit üreme vardır. Eşeysiz üremede canlı, eşe gerek duymadan kendisi ile aynı kalıtsal özelliklere sahip canlılar oluşturur. Bölünerek üreme, bir eşeysiz üreme şeklidir. Örneğin, amip, öglena, paramesyum gibi tek hücreli canlılar bölünerek eşeysiz ürer.

Eşeyli üremede ise dişi ve erkek bireylere ait gametlerin döllenmesi ile yavru bireyler oluşur. Oluşan yavru birey, anne ve babadan farkIı bir kalıtsal özelliğe sahiptir. Örneğin, hayvanlarda eşeyli üreme görülür.

Büyüme ve Gelişme

Tek hücreli canlılarda büyüme, hücre hacmi ve kütlesinin artması ile gerçekleşen bir olaydır. Çok hücreli canlılarda büyüme, hücre bölünmeleri sayesinde canlıya yeni hücrelerin eklenmesi ve var olan hücrelerin büyümesi ile gerçekleşir.

Gelişme canlılardaki doku ve organların görevlerini yerine getirebilecek olgunluğa erişmesidir. İnsanın boyunun uzaması büyümeye, parmak kaslarının kalemi tutup düzgün yazabilecek düzeye gelmesi ise gelişmeye örnek verilebilir.

Canlıların Ortak Özellikleri, Canlıların Ortak Özellikleri Konu Anlatımı

Canlıların Ortak Özellikleri

Melek Bıçakçı - Biyoloji Öğretmeni

CANLILARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

Birçok kitapta ‘’Canlıların Ortak Özellikleri’’ başlığı ile göreceğiniz bir konuyu anlatmaya çalışacağım. Canlıların genel özellikleri olarak isimlendirmek daha doğru, çünkü o kadar fazla canlı çeşidi var ki istisnaların olması çok normal. Biraz detaylıca anlatacağım çünkü pek çok biyolojik kavram bu konu sayesinde oturabiliyor. Bu konuyu iyi öğrenen biri pek çok konuya ait soruyu rahatlıkla çözebiliyor ve yine pek çok konuyu rahatça öğrenebiliyor.

MEB KAZANIMLARI NE DİYOR?

Anadolu Liseleri ve Fen Liseleri ve Müfredatı:

9.1. Yaşam Bilimi Biyoloji

9.1.1. Biyoloji ve Canlıların Ortak Özellikleri

Anahtar Kavramlar: beslenme, boşaltım, büyüme, canlılık, gelişme, hareket, homeostazi, hücre, metabolizma, organizasyon, solunum, uyarılara tepki, uyum, üreme

9.1.1.1 Canlıların ortak özelliklerini irdeler.

a. Canlı kavramı üzerinden biyolojinin günümüzdeki anlamı ile nasıl kullanıldığı kısaca belirtilir.

b.Canlıların; hücresel yapı, beslenme, solunum, boşaltım, hareket, uyarılara tepki, metabolizma, homeostazi, uyum, organizasyon, üreme, büyüme ve gelişme özellikleri vurgulanır.

I. Hücresel Yapı:

Bildiğimiz üzere canlılar tek hücreli ya da çok hücreli olabilirler. Ancak her canlı mutlaka hücresel yapı gösterir ve her hücrede mutlaka bulunması gereken bazı yapılar vardır.

Canlıları hücresel yapılarına göre iki ana gruba ayırabiliriz:

1. Prokaryotlar

2. Ökaryotlar

DİKKAT!

Sakın ‘’Prokaryotlar tek hücreli, ökaryotlar çok hücrelidir’’ demeyiniz!

Prokaryot canlılar Bakteri ve Arkelerdir ve evet tek hücrelidirler. Ancak ökaryotlar tek hücreli ya da çok hücreli olabilirler. Örneğin amip, paramesyum (terliksi hayvan) gibi bazı protistler ile maya mantarları tek hücreli iken; şapkalı mantarlar, bitkiler ve hayvanlar çok hücrelilerdir ve bunların tümü ökaryot canlılardır.

Prokaryotik hücreler: Zarla çevrili organelleri ve çekirdekleri yoktur. DNA’ ları halkasaldır ve çekirdek gibi bir yapı içerisinde korunmaz, sitoplazmada çıplak halde bulunur. Bakteriler ve Arkeler prokaryot hücre yapılı canlılardır.

Ökaryotik hücreler: Zarla çevrili organelleri ve çekirdekleri vardır. Bakteri ve Arke dışındaki canlı grupları ökaryotik hücre yapısına sahiptir. Amip, öglena, paramesyum (terliksi hayvan), maya mantarları gibi tek hücreli; küf mantarı, şapkalı mantar, bitki, hayvan gibi canlı grupları ökaryot yapılıdırlar. Ökaryotik canlılar, prokaryotların gelişmesi ve evrimleşmesi sonucu oluşmuşlardır.

Prokaryot ve Ökaryot Hücrelerde Ortak Olarak Bulunan Başlıca Yapılar Şunlardır:

* Hücre zarı * Sitoplazma * Enzimler * DNA * RNA *Ribozom

DİKKAT!

Hücre çeperi yani duvarı bazı hücrelerde bulunurken hücre zarı tüm hücrelerde bulunur.

Şekil 1: Prokaryotik bir hücre olan bakterinin yapısı [1]
Şekil 2: Ökaryotik hücrelere örnek olarak bitki ve hayvan hücresi [1]

II. Yönetici Molekül (Nükleik Asit), Ribozom Bulundurma ve Protein/Enzim Sentezi:

DNA ve RNA, tüm canlılarda bulunan yönetici moleküllerdir. İlk olarak çekirdekte bulundukları düşünüldüğü için nükleik asitler (nukleus=çekirdek) olarak da isimlendirilebilirler.

Şekil 3: DNA-Gen-Nükleotid kavramları [1]

Bildiğiniz gibi DNA, hücredeki tüm yaşamsal faaliyetleri kontrol eden ve nesilden nesile kalıtsal özelliklerin aktarılmasını sağlayan moleküldür. Nükleotid adı verilen monomerlerden meydana gelir. Çift zincirlidir ve kendisini eşleyebilir. RNA ise bir anlamda DNA’nın yardımcısıdır. Tek zincirli olan ve kendisini eşleyemeyen bu molekül, protein sentezini yönetir ve gerçekleştirir. DNA’yı büyük patron olarak düşünürsek RNA’nın da ribozom şubesinin müdürü olduğunu söyleyebiliriz 😊. DNA, herşeyi yönettiği gibi protein sentezini de yönetir. Aralarında şu şekilde bir ilişki vardır:

Şekil 4: DNA’dan Proteine

DNA, RNA’ya sentezlenecek olan proteinin şifresini verir, RNA da ribozoma giderek bu proteinin sentezlenmesini sağlar. Sentezlenen protein yapısal ya da işlevsel olabilir. Tüm canlıların temel yapı maddesi proteinlerdir ve canlılarda sindirim, solunum gibi yaşamsal faaliyetlerin gerçekleşmesi için enzimlere ihtiyaç vardır. İşte bu sebeple tüm canlılar protein sentezlemek zorundadır. O halde DNA, RNA, ribozom ve enzim bulundurma; canlıların genel özellikleridir.

DNA prokaryotlarda sitoplazmada, ökaryotlarda ise çekirdektedir (ökaryotlarda bazı organellerin kendine özgü DNA ve RNA’sı vardır ancak bu konu daha sonra anlatılacaktır).

Biraz da ribozomdan söz edelim: Akademik kaynaklarda organel olarak kabul edilmeyen, zarsız bir yapıdır. Büyük ve küçük alt birim denilen iki kısımdan oluşur. Bu iki alt birim normalde sitoplazmada ayrı ayrı dolaşırlar, protein sentezinin başlaması ile birlikte bir araya gelirler. Prokaryot hücrelerin ribozomları 50 S ve 30 S’lik alt birimlerden oluşurken, ökaryotlarda 60 S ve 40 S’lik alt birimler bulunur.

Şekil 5: Ribozom [2]

III. Beslenme:

Tüm canlılar beslenir mi? Evet.

Tüm canlılar besinini dışarıdan mı alır? Hayır.

Bu iki kavram genellikle karıştırılır. Örneğin bitkiler besinlerini kendileri üretirler, doğrudur ama illaki besine ihtiyaç duyarlar. Canlılar, yaşam enerjilerini sağlayabilmek için önce beslenmek sonra da solunum ya da fermantasyon yapmak zorundadırlar. Beslenme ile ihtiyaç duydukları organik molekülleri alırlar, solunum ya da fermantasyon ile de bunları kullanarak ATP sentezlerler.

Beslenme Şekline Göre Canlılar:

1. Ototroflar (Üreticiler)

2. Heterotroflar (Tüketicier)

3. Hem ototrof hem de heterotroflar (Hem üretici hem tüketiciler)

DİKKAT!

Sakın ola ki ototrofa otçul, heterotrofa da etçil demeyiniz! Ototrof kendi besinini kendisi üretebilendir, bir anlamda otçul değil otun ta kendisidir😊 Tabii ki ototrof tek canlı grubu bitkiler değildir.

Ototroflar:

Kendi besinini üretebilen canlılardır. Bu esnada ışık enerjisi kullanılıyorsa fotosentez, kimyasal enerji kullanılıyorsa kemosentez yaptıklarını söyleyebiliriz. Aslında madde dönüşümleri iki olay için de benzerdir, kullanılan enerjiler farklıdır.

Şekil 6: Fotosentez Tepkimesi

Fotosentez yapan canlılara örnek olarak bitkiler, algler (su yosunları), öglena verilebilir.

Kemosentez olayı ise sadece bazı prokaryotlarda görülebilir.

Heterotroflar:

Kendi besinini üretemeyen, dışarıdan hazır besin alan canlılardır. Bir grubu holozoik canlılardır ki bunlar etçil (karnivor), otçul (herbivor) ve hepçil (omnivor) olarak sınıflandırılırlar. Ayrıca saprofit (çürükçül, ayrıştırıcı) canlılar da heterotrofturlar. Parazitler gibi bazı ortak yaşam üyeleri de tüketici canlılar arasındadır.

Fungi (Gerçek Mantarlar) üyelerinin tümü heterotroftur.

Bakterilerin ve Arkelerin bazıları ototrof, bazıları ise heterotroftur.

Hem Ototrof Hem De Heterotrof Canlılar:

Bu canlılar hem fotosentez ile besin üretirler hem de dışarıdan hazır besin alırlar. En bilinen iki örneği böcekçil bitkiler ve Öglena’dır.

Böcekçil (karnivor) bitkiler fotosentez ile glikoz ihtiyaçlarını karşılarlar ancak yaşadıkları topraklar azot bakımından çok fakirdir. Protein, DNA, RNA, enzim gibi pek çok hayati molekülün sentezi için azot şarttır. Bu sebeple azot ihtiyaçlarını, yakaladıkları böceklerden karşılarlar.

Öglena, kloroplast taşıyan tek hücreli bir Protista üyesidir. Kloroplastı olduğu için fotosentez yapabilir ancak

ortamdan hazır besin de alabilir.

Şekil 7: Böcekçil bitki ve Öglena

Prokaryotik canlılar bu gruplandırmaya bazı terimlerin eklenmesine sebep olmuştur. Mesela bazı prokaryotikler ışık enerjisi kullanarak ATP sentezleyebilirlr ancak bu ATP’yi kullanarak besin sentezleyemezler. Bu canlılar, fotoheterotroflar olarak adlandırılırlar.

Şekil 8: Beslenme şekline göre canlıların gruplandırılması [1]

Beslenme şekline göre canlılar ile ilgili daha detaylı bilgi, ekoloji konusu dahilinde anlatılacaktır.

IV. Atp Üretme ve Tüketme:

ATP (Adenozintrifosfat), canlılarda üretilen ve tüketilen enerji molekülüdür. Yaşamsal faaliyetler için gereken enerji ATP molekülünden karşılanır.

Şekil 9: ATP’nin dönüşümü ve enerji ile ilişkisi [3]

Canlıların hepsi ATP üretir ve tüketirler. ATP üretimi solunum ya da fermantasyon ile gerçekleştirilir. Solunum oksijenli ya da oksijensiz olabilir.

Şekil 10: Solunum ve Fermantasyon Olayları [4]

V. Hidroliz ve Dehidrasyon:

Hidroliz, su ile parçalama anlamındadır. Büyük moleküllerin su ile parçalanarak daha küçük moleküllere dönüşmesidir. Örneğin, ATP’nin ADP + P’ye dönüşümü bir hidroliz olayıdır. Proteinin su ile parçalanarak amino asitlere dönüşmesi de hidrolizdir. Hidroliz olayında enerji harcanmaz.

Dehidrasyonda ise hidrolizin tersine, küçük moleküller birbirine bağlanarak büyük bir moleküle dönüşür, bu esnada da su açığa çıkar. Örneğin ADP+P’den ATP sentezi dehidrasyondur. Ya da yağ asitleri ve gliserolün birleşerek nötral yağ oluşturması bir çeşit dehidrasyondur. Dehidrasyon tepkimeleri için enerji harcanır.

Şekil 11: Dehidrasyon ve Hidroliz Tepkimeler

DİKKAT!

Kimyasal sindirim bir çeşit hidrolizdir ancak her hidroliz bir sindirim değildir. İç parazitler (tenya vs) sindirim enzimlerine sahip değillerdir. Buradan da anlaşılacağı gibi, sindirim canlılar için ortak bir özellik değildir.,

Şekil 12: Hidroliz ve Dehidrasyon olayları [3]

VI. İrkilme:

Her canlı çevresindeki uyaranlara bir şekilde tepki verir. Bu tepki hareket şeklinde olabilir. İrkilme, etkiye tepki olayıdır ve canlıların genel özelliklerinden biridir. Örneğin, bitkilerin yaprak ve gövdeleri ışığın olduğu tarafa doğru büyüyerek yönelme meydana getirirler, tek hücreliler besinin bol olduğu tarafa doğru hareket ederler, ortam sıcaklığının düşmesi durumunda insanlarda titreme meydana gelir, böcekçil bitkiler böceğin yakalanması ile kapanarak sindirim enzimleri gönderirler.

VII. Homeostasi:

Kararlı iç denge demektir. Her canlı iç ortamında belli bir denge sağlamak zorundadır. Tek hücreli bir canlının sitoplazmadaki su miktarını belli değerler arasında tutması, insanda vücut sıcaklığının dengelenmesi, kanımızdaki mineral miktarlarının belirli değerlerde tutulması hep homeostatik dengeyi korumaya yöneliktir.

Şekil 13: İrkilme ve Homeostasi [3]

VIII. ADAPTASYON:

Her canlı yaşadığı ortama uyum sağlamak zorundadır. Canlıların bulundukları ortamda yaşama ve üreme şansını arttıran kalıtsal değişimlere adaptasyon denir. Adaptasyonlar uzun sürede oluşan ve kalıtsal olan değişimlerdir. Örnek: Kutup ayılarının beyaz olması, bukalemunun renk değiştirmesi

IX. Boşaltım:

Canlı vücuduna ihtiyaçtan fazla alınmış olan maddeler ile metabolizma sonucu oluşan atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılması, boşaltım ile sağlanır. Terleme, soluk verme, dışkılama, idrar oluşumu ve atılması boşaltım olaylarıdır. Ancak boşaltım sistemi denilince sadece idrar oluşumu dikkate alınmalıdır.

Tek hücrelilerde difüzyon, osmoz, aktif taşıma, ekzositoz gibi olaylar ile sağlanan boşaltım; bitkilerde yaprak dökümü, terleme, damlama gibi olaylar sayesinde gerçekleştirilir.

X. Büyüme ve Gelişme

Büyüme, bir canlıda görülen kütle ya da hacim artışıdır. Tek hücrelilerde sitoplazma miktarının artması ve çekirdeğin büyümesi şeklinde olabilirken çok hücrelilerde mitoz bölünme ile sağlanır.

Gelişme ise bir canlının yapabildiklerinin artmasıdır.

Mesela bir bebeğin boyunun uzaması büyüme iken, bebeğin yürümeyi öğrenmesi ise gelişmedir.

Bir bitkinin yaprak sayısının artması büyüme iken, buna bağlı olarak bitkinin daha fazla fotosentez yapabilmesi gelişmedir.

XI. Üreme:

Her canlı neslini devam ettirebilmek amacıyla çoğalma eğilimindedir. Üreme yani çoğalma bireysel yaşamın devamı için şart değildir ancak neslin devamı için şarttır.

Canlılarda üreme iki şekilde gerçekleşir:

1. Eşeyli üreme

2. Eşeysiz üreme

Eşeyli üremede dişi ve erkek bireyler vardır. Genellikle mayoz ile oluşan gametler (üreme hücreleri) oluşur ve bu gametler döllenirler. Bu nedenle eşeyli üreme sonucu oluşan canlılarda kalıtsal çeşitlilik görülür.

Eşeysiz üremede ise dişi ve erkek kavramları yoktur, tek atadan yeni bireyler meydana gelir. Mayoz bölünme ve döllenme gerçekleşmez, oluşan bireyler ata bireyin kopyasıdır; kalıtsal çeşitlilik yoktur.

Şekil 14: İnsanda üreme [5]

DİKKAT!

Bitkilerde tohum oluşumu için mayoz ve döllenme gerçekleşir. Bu sebeple bitkilerde tohum ile üreme eşeylidir. Vejetatif üreme, doku kültürü gibi yöntemler ise, bitkilerde eşeysiz üremeyi sağlamak için kullanılabilir.

XII. Organizasyon:

İster tek hücreli ister çok hücreli olsun, tüm canlılar iç yapılarında belli bir organizasyona yani düzene sahiptirler.

Şekil 15: Atomdan Organizmaya

Ayrıca doğadaki canlılar arasında da bir düzen vardır.

Şekil 16: Doğadaki Organizasyon 1

Şekil17: Doğadaki organizasyon 2 [3]

XIII. Metabolizma

Canlılarda gerçekleşen yaşamsal faaliyetlerin tamamına metabolizma adı verilir.

Şekil 18: Metabolizma olayları [6]

Metabolizma, anabolizma ve katabolizma olarak iki grupta incelenir:

Anabolizma genel anlamda yapım tepkimeleridir. Sentez adı da verilebilir. Fotosentez, kemosentez ve dehidrasyon tepkimeleri anabolik reaksiyonlardır.

Katabolizma ise yıkımdır. Solunum, fermantasyon ve hidroliz ise katabolik reaksiyonlardır.

Metabolizma ile ilgili karşılaşabileceğimiz bir başka kavram da bazal metabolizmadır. Bazal metabolizma, Hayatın devamı için şart olan asgari metabolizma faaliyetidir. Tam dinlenme halinde ve uygun koşullarda ölçüm yapılarak saptanabilir. Örneğin kış uykusundaki ayılar bazal metabolizma ile yaşamlarını sürdürürler.

Referanslar

1. PALME YAYINEVİ YAŞAM BİYOLOJİ BİLİMİ. Yayınevi: Palme Yayınevi. Sayfa Sayısı: 1336; Basım: 9; ISBN No: 9786053552611

2. Coşkunk, A. (2010). Hücrelerin Protein Fabrikaları Ribozomlar. Bilim ve Teknik, Aralık 2010, 80-83.

3. Biyoloji: Öz. Nobel Akademik Yayıncılık · Eric J. Simon. Cilt Durumu Ciltsiz. Sayfa Sayısı 400. ISBN 9786053200826.

4. TYT AYT Biyoloji Çek Kopart Akıllı Konu Anlatım Föyü ADF Soru Kalesi Yayınları 9786059457804.

5. The Birds and the Bees, Eggs and Sperm (w/ Matt Fares!) (2019). Yazar rehberi. Erişim adresi https://www.ascienceshow.com/citations/episode-9 Kasım 2020'de erişildi.

6. Bilir,F. (2020). Biyoloji 1. Ankara. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI HAYAT BOYU ÖĞRENME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AÇIK ÖĞRETİM DAİRE BAŞKANLIĞI

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır