cedrina kullananlar kadınlar kulübü / uykusuzluktan delirecegim artik | Kadınlar Kulübü - Kadın Sitesi

Cedrina Kullananlar Kadınlar Kulübü

cedrina kullananlar kadınlar kulübü

    Antidepresanlar hamileliğin ilk üç ayında kullanıldığında

otistik bebeğe sahip olma riskini

yüzde artırıyor mu?

 

Kadınların çocuk sahibi olabileceği yaşlarda başta depresyon olmak üzere birçok ruhsal hastalığın ortaya çıkma riski oldukça yüksektir. Dolayısıyla bir kadının ruhsal hastalık sırasında gebe kalması da gebe olduğunda ruhsal hastalık ortaya çıkması da oldukça yüksek bir ihtimaldir. Gebelikteki ruhsal hastalığın hem anneye hem gebelik seyrine hem de annenin karnındaki bebeğe olumsuz etkisi olabileceğinden mutlaka tedavisi sağlanmalıdır. Özellikle şiddetli olan ve tedavi edilmediğinde intihar gibi ciddi sonuçlara yol açabilecek durumların tedavisinde ilaç kullanımı zorunlu hale gelmektedir.

Gebelikte ilaç kullanılması gerektiğinde, ilaçların bebek üzerine etkilerini inceleyen araştırma sonuçları yol gösterici olur. Bununla birlikte araştırmalarda kullanılan yöntem farklılıkları bazen de yöntemsel yetersizlikler sonuçların farklı hatta çelişkili çıkmasına yol açabilmektedir. Yani araştırmaların sonuçlarının dikkatlice yorumlanması gerekir.  ‘’Bu araştırmada incelenen kişi sayısı bu ilişkiyi göstermek için yeterli mi; kullanılan inceleme yöntemi bu ilişkiyi ne kadar doğru gösterebilir; sigara, alkol, beslenme ve diğer bedensel hastalıklar gibi bu etkiye sebep olabilecek diğer faktörlere de bakılmış mı; annenin hastalığının etkisi de değerlendirilmiş mi; ilaç reçeteye yazılmış ama hasta kullanmış mı; hastalık tanısını koyan kişi o alanda uzmanlaşmış mı?’’ vb. sorular açık bir şekilde netleştirilerek araştırma sonuçlarının güvenilirliği test edilmelidir.   

 İlaçların gebelikte güvenle kullanılıp kullanılamayacağını inceleyen araştırmalarda genellikle bir ilaç ya da ilaç grubu ile çocukta bir anormallik arasında ilişki olup olmadığına bakılır. Bunun için de başlıca 2 yöntem kullanılır: kohort çalışmaları ve olgu-kontrol çalışmaları. Kohort çalışmalarında, sorgulanan ilacı kullanan ve kullanmayan kadınların çocuklarında bazı anormalilerin sıklığı karşılaştırılır. Mesela sağlık sistemi kayıtlarına bakılarak, gebeliği sırasında antidepresan ilaç yazılmış anneler ile gebeliği sırasında antidepresan yazılmamış annelerin çocuklarına otizm teşhisi konulup konulmadığı incelenir. Bu karşılaştırma sonucunda, eğer sağlık kayıt sisteminde gebeliği sırasında antidepresan reçetesi yazılmış annelerin çocuklarında daha fazla sayıda otizm teşhisi kayıtlıysa, ‘antidepresan ilaçlar otizmi artırıyor’’ şeklinde bir yorum yapılabilir. Ancak bu tip araştırmalarda kayıtlarda reçete yazılmış görünse de annenin ilacı kullanıp kullanmadığı, kullansa da tedavi edici dozda alıp almadığı, annenin hastalığının şiddeti ve dolayısıyla tüm bunların ve olası diğer faktörlerin tek tek otizm oluşumuna katkısı belirli değildir. Bu nedenlerle de bu sonuçları dikkatle yorumlamak gerekir.  

Diğer bir araştırma yöntemi olgu-kontrol çalışmalarıdır: burada da bir anomalisi olan ya da bu anomalinin olmadığı çocukların anneleri karşılaştırılarak bu annelerin bu ilacı kullanıp kullanmadığı   sorulur. Mesela otizm teşhisi konulmuş çocuklar ile otizm teşhisi konulmamış çocukların annelerine gebelikleri sırasında antidepresan bir ilaç kullanıp kullanmadığı sorulur. Ancak bu tip araştırmalarda net bir ilişki olup olmadığını söylemek için, bu araştırmanın çok büyük sayıda çocuk ile yapılması gerekir. Böylesine büyük sayıda kişi ile yapılan çalışmalarda da sıklıkla tesadüf eseri hatalı ilişkiler ortaya çıkabilir.

Bu nedenlerle bu tür araştırmaları yorumlarken her bir araştırmanın sonucuna tek tek bakarak bir kanaat oluşturmak yerine; antidepresan ve otizm ilişkisini inceleyen tüm araştırmaları bir araya getirip tümünün sonuçlarını uygun istatistik yöntemlerle değerlendiren meta-analizlerin sonuçlarını esas almak uygundur.

 Gebeliğinde antidepresan kullanan annelerin çocuklarında otizm ilişkisini inceleyen araştırmaların en güncel ve kapsamlı meta-analizi, yılında Moleküler Otizm (Molecular Autism) dergisinde ‘’Gebelik sırasında annenin antidepresan kullanımı ile otizm spektrum bozuklukları arasındaki ilişki: güncellenmiş bir meta-analiz’’ başlığı ile  yayınlamıştır. Bu meta-analiz için dünyada saygın yayın kaynakları olan Cochrane Kütüphanesi, EMBASE, PsycINFO ve PubMed veri tabanları sistematik olarak taranmıştır. Bu tarama sonucunda antidepresanlar ile otizm arasında ilişki olup olmadığını inceleyen 14 çalışmanın içeriğine tek tek bakılmıştır. Bu çalışmaların 8 tanesi kohort çalışması ve 6 tanesi olgu-kontrol çalışmasıdır.  Bu meta-analiz ile toplam anne ile ilgili veri içeren 8 kohort çalışmasının sonuçları incelenmiş ve annelerin antidepresan kullanımı ile otizm arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu meta-analizde incelenen 6 olgu-kontrol çalışmasında toplam , çocuğun verisi incelenmiş, havuzlanmış risk oranı anlamlı bir ilişki gösterirken, doldurulmuş risk oranı önemli ölçüde değişmiş ve anlamlı bir ilişki olmadığı yönünde yorumlanmıştır.  Ondört çalışmanın sonucunu topluca inceleyen bu meta-analizden elde edilen bulgular, antidepresan ve otizm arasında ilişkiyi inceleyen araştırmaların kıstlılıklarını ve yanlış pozitif sonuçlar ortaya çıkarabileceğini ortaya koymaktadır.

 

Bir diğer önemli kaynak, 2 Ekim tarihinde JAMA Psychiatry dergisinde yayınlanan ‘’İstenmeyen sağlık sonuçlarıyla antidepresan kullanımının ilişkisi: sistematik kapsayıcı bir gözden geçirme ‘’ başlıklı çalışmadır. Bu araştırmada saygın veri tabanları olan PubMed, Scopus ve PsycINFO başlangıçlarından 5 Nisan tarihine kadar taranmış olup, çalışmayı içeren 45 meta-analizi ele almışlardır. Antidepresan kullanımı ile ilişkili olabilecek sağlık sonuçlarından biri olarak otizm ile ilişkili araştırmaları içeren meta analizleri de gözden geçirmişlerdir. Bu meta-analizlerin bir kısmında ilk planda bir ilişki var gibi gözükürken ileri duyarlılık incelemeleri yaptıklarında neden-sonuç ilişkisi kurulamayacağı sonucuna varmışlardır. Yani bu araştırma sonuçlarının gebelikte antidepresan kullanımının otizme yol açtığını ispatlamadığını göstermişlerdir.

 

Bu detaylı meta-analizler, ‘’Antidepresanlar hamileliğin ilk üç ayında kullanıldığında otistik bebeğe sahip olma riskini yüzde artırıyor’’ iddiasının yanlışlığını ortaya koymaktadır.

 

Öte yandan bu geçersiz iddiaları esas alarak mutlaka antidepresan ilaç tedavisi gereken annelere bu tedavi verilmediğinde ne gibi sonuçları olduğunu da gündeme getirmek gerekir. Yani anneler bir ruhsal hastalığı olup da tedavisiz kaldığında bunun olası sonuçları nelerdir?

 

Gebelik sırasında tedavi edilmeyen depresyonun hem anneler hem de gelişmekte olan çocuklar üzerindeki yıkıcı etkileri geniş çapta incelenmiş ve araştırmalar ile kanıta dayalı olarak sunulmuştur. Bu araştırmalara göre: Gebeliğinde tedavi edilmemiş depresyonu olan annelerin gebelik ve doğumla ilgili istenmeyen sonuçlara maruz kalma olasılığı daha fazladır. Öte yandan anne karnında büyümekte olan bebek, annenin yaşamakta olduğu sıkıntıdan doğrudan etkilenmekte, plasenta aracılığıyla bebeğe geçen kortizol, ileriki yaşam dönemlerinde hem ruhsal hem de bedensel hastalıklara daha yatkın olmasına yol açabilmektedir. Gebeliğinde tedavi edilmemiş depresyonu olan annelerin gebelik ve doğumla ilgili komplikasyonlara maruz kalma olasılığı daha fazladır.

 

Sonuç olarak, mevcut en iyi kanıtlara dayanan meta-analizler, annede antidepresan  maruziyetinin otizm ile ilişkili olduğunu göstermemektedir. Bu durumda, hastalığı nedeniyle antidepresan kullanması gereken gebe kadınlara belirsiz bir risk korkusu nedeniyle antidepresan kullanımından kaçınmamalarını önermekteyiz.

 

monash.pw Aydın

 

Ulusal Anne Bebek Ruh Sağlığı Birliği Koordinatörü

 

Üsküdar Üniversitesi Anne Bebek Ruh Sağlığı

Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü

 

 

Kaynaklar

Zhou, X.H. ve ark. Association between maternal antidepressant use during pregnancy and autism spectrum  disorder: an updated meta-analysis. Mol Autism. Mar 27;               doi: /s

Dragioti, E. ve ark. Association of Antidepressant Use With Adverse Health Outcomes A Systematic Umbrella Review.  JAMA Psychiatry. ;76(12) doi/jamapsychiatry

Flores, J.M. ve ark. Selective Serotonin Reuptake Inhibitor Use During Pregnancy-Associated With but Not Causative of Autism in Offspring. JAMA Psychiatry. Oct 2.    doi: /jamapsychiatry

Stroud, L.R. ve ark. Prenatal major depressive disorder, placenta glucocorticoid and serotonergic

signaling, and infant cortisol response. Psychosom Med. Nov-Dec; 78(9): –

doi: /PSY

 

 Goldstein, B.L. ve ark. Etiologic specificity of waking Cortisol: Links with maternal history of

 depression and anxiety in adolescent girls. J Affect Disord, p.

 doi: /monash.pw Epub Oct

Tabb, K.M. ve ark., Views and experiences of suicidal ideation during pregnancy and the postpartum:  findings from interviews with maternal care clinic patients. Women Health, 53(5): p.                                                                                                                                             doi: /

Alzheimer hastalarında uyku problemi zorlayıcı ve sık görülen bir durumdur. Eğer bir aile yakınınız, anneniz ya da babanız Alzheimer hastası ise ve ona siz bakıyorsanız uyku problemlerinin ne demek olduğunu çok iyi biliyorsunuzdur. İşte hem size hem de yakınınıza yardımcı olacak ve iyi bir gece uykusu çekmenizi sağlayacak ipuçları ve öneriler.Uyku problemleri ve Alzheimer çoğu zaman birlikte seyreden sorunlardır. Fakat uyku problemi yaşamak hastaları fazlaca rahatsız etmektedir. Alzheimer hastalarında uyku problemi gözlemlemek, anlamak ve yakınınızın iyi bir uyku çekmesine yardımcı olmak için neler yapabileceğinizi öğrenin.  

Alzheimer hastalarında uyku problemi neden çok yaygın?

Birçok yaşlı sıklıkla uyku problemi çeker fakat Alzheimer hastalarının uyku ile başları çok daha beladadır. Alzheimer ile uyku döngüsü normalin tersine dönebilir. Örneğin gündüzleri uyku hali geceleri ise huzursuzluk ve uykusuzluk yaşanabilir. Alzheimer’ın ilerlemesi ile sıklıkla arttığı gözlenen uykusuzluk ile gece uykusunun yerini uykusuzluk hali alır ve gündüzleri yoğun uyku hali meydana gelir. Bazen de diğer sağlık sorunları uyku problemine neden olabilir. Örneğin:
  • Uykuda nefessiz kalma olarak anlatılabilecek uyku apnesi uykusuzluğa neden olabilir.
  • Huzursuz bacak sendromu zor uykuya dalmaya neden olabilir, uykuda huzursuzluk ve geceleri uykunun bölünmesine neden olabilir.
  • Depresyon uyuyamaya neden olabilir.

İyi bir gece uykusu nasıl teşvik edilir?

Yakınınıza zarar verdiği kadar sizi de etkileyen uyku problemini çözmek ve sevdiğiniz yakınınız için kaliteli bir gece uykusu sağlayabilmek  için yapacaklarınız aşağıdakiler gibi olabilir:
  • Işıktan faydalanmasına yardımcı olun: Sabah saatlerindeki güneş yakınınızın gece uykusunu kaliteli bir hale getirmek için faydalı olabilir. Bir ışık terapisi gibi düşünülebilecek güneşe çıkmak ile yakınınızın uyku problemine bir çözüm bulabilirsiniz.
  • Kafein ve alkolden uzak tutun: Soda, çay, kahve ve diğer kafein içeren içecekler huzursuzluk, keyifsizlik ve uykusuzluk yapabilir. Bu sebeple bu içeceklerden uzak durmanızda fayda vardır. Yakınınız ısrarla bir şeyler içmek istiyor ise ona taze sıkılmış meyve sularından oluşan bir kokteyl hazırlayın. Ya da alkolsüz bira içmesine ara ara da olsa izin verin.
  • İlaçların kontrolünü ele alın: Öncelikle yakınınızın hangi ilaçları günün hangi saatinde almak istediğini tespit edin. İlaçları onun isteklerine göre düzenleyin fakat uyarıcı etkiye sahip ilaçları sabah saatlerinde, daha çok sakinleştirici ve uyku yapıcı etkiye sahip ilaçları akşam saatlerinde içirin. Uyku problemini yoğun yaşadığınız zamanlarda yakınınıza uyku hapı vermeyi düşünebilirsiniz fakat uyku hapları genellikle Alzheimer hastalarına tavsiye edilmez. Çünkü uyku hapları hastalarda kafa karışıklığına ve karışık düşünmeye neden olabilir.
  • Fiziksel aktiviteye teşvik edin: Yakınınızın gününü fiziksel aktivitelerin içinde sıklıkla yer aldığı bir şekilde planlayın. Örneğin yürüyüş gece uykusuna katkıda bulunabilir. Uyku saatine yakın saatlerde yapılacak fiziksel aktiviteler ise yakınınızın daha rahat uyumasına yardımcı olacaktır.
  • Gündüz uykusunu sınırlayın: Sevdiğinizin şekerlemeye, gündüz vakti uykuya ihtiyacı varsa bu gündüz uykularının kısa olduğundan ve akşam saatlerine çok yakın olmadığından emin olun. Koltukta uzun süreli şekerlemeler gece uykularını etkiliyor ise yakınınızı koltukta uyukladığı zamanlar çok uyumadan uyandırın. Ya da sabahları çok uyumak yakınınızın gece uykusunu etkiliyor ise onu sabahları erken uyandırın.
  • Belirli rutinler oluşturun: Diş fırçalama, tuvaleti kullanma ve hafif müzik dinleme gibi şeyleri her gün aynı saatte yapın. Banyo yapmak geceleri zor oluyor ise onu gündüz yapın. Uyku için yatılacak yerin de cazip olması önemlidir. Bu yüzden yakınınızın odasının sıcaklığının rahat uyumak için iyi olduğundan emin olun. Yakınınızın odasına bir gece lambası yerleştirin gece istediği saatlerde hareket ederken rahat olmasına olanak sağlayın. Odasına, üşüdüğü zaman kolayca uzanabileceği bir battaniye, susar ise içebileceği su gibi belli nesneleri yerleştirin.
  • Altta yatan nedene göre hareket edin: Eğer depresyon, uyku apnesi gibi durumların yakınınızın uykusuzluğunun altında yatan nedenler olduğunu düşünüyorsanız bu durma müdahale edin ve onu bir doktora götürün. Tedavi olması yakınınızın daha rahatlatıcı bir uyku uyumasına yardımcı olabilir.
 

Yakınınız gece yarısı uykusundan uyanıyor ise ne yapmalısınız?

Yakınınız gece yarısında uykusunun yarısında uyanıyor ve üzgün bir halde oluyor ise sakin kalmak için elinizden geleni yapın. Yakınınızın sizi bilerek rahatsız etmeye çalışmadığını, bu durumu istemeden gerçekleştirdiğini unutmayın.Onunla neden uyuyamadığını sorarak tartışmayın. Bunun yerine bir şeye ihtiyacı olup olmadığını öğrenin ve onun için ne yapabileceğinizi ona sorun. Yakınınızı nazikçe yeniden uyumasına ikna edin. Ayrıca onu gece yarısı evin içinde amaçsızca dolaşırken görürseniz onu nazikçe yatağına götürün ve uyumasını rica edin.  

Sizin de uykuya ihtiyacınız olduğunu unutmayın

Alzheimer hastalarında uyku problemi görülebilir ve Alzheimer tanısı almış yakınınızın uyuması oldukça önemlidir ama sizin de uyumanız ve uykunuzu iyi almanız en az onun kadar önemlidir. Eğer yeteri kadar uyuyamıyor veya uykunuzu alamıyorsanız Alzheimer olan birine bakarken ihtiyacınız olan sabrı ve şefkati kaybedebilirsiniz. Diğer yakınlarınızdan veya yakın dostlarınızdan bazı geceler sizin iyi uyuyabilmeniz için yakınınıza bakmalarını rica edin. Veya doktordan uykusuzluk hakkında yardım alın. Yakınınızınuyku problemini çözerseniz onunla birlikte siz de daha kaliteli gece uykusu uyuyabilirsiniz.

Sabahlara Kadar Uyuyamayanlar Buraya! Uyku Bozukluğunun Üstesinden Nasıl Gelinir?

Haberler

Genel Kültür

Bilim

Sabahlara Kadar Uyuyamayanlar Buraya! Uyku Bozukluğunun Üstesinden Nasıl Gelinir?

Günümüzde insan nüfusunun neredeyse %15'i uykusuzluktan şikayetçi ve belli uyku problemleri yaşıyor.

İnsanların, fizyolojik ve psikolojik sağlık durumunu yeteri kadar destekleyebilmesi için her gece yaklaşık 8 saat uyku uyuması gereklidir. Ama bazılarımız ne kadar yorgun olsa ve uyumak istese bile bir türlü hayalini kurduğu o deliksiz uykuya dalamaz. Sizin için buna neden olan sorunları araştırdık ve kurtulabilmeniz için etkili yöntemler bulduk.

Bakalım Insomnia'ya neden olan şeyler ne?

1. Çoklu Skleroz

1. Çoklu Skleroz

2. Stres

3. Enerji içecekleri değil su tercih edin.

4. Astım

5. İnme

5. İnme

6. Alkol

7. Menopoz

7. Menopoz

8. Zayıf bağışıklık sistemine sahip olmak.

9. Televizyon izlemek.

9. Televizyon izlemek.

Peki daha iyi bir uykuya sahip olmak için ne yapılmalı?

Yoga

Yoga

Otlar

Otlar

Vişne suyu

Vişne suyu

Işık terapisi

Işık terapisi

Meditasyon

Meditasyon

Amber renkli gözlük

Amber renkli gözlük

Uyku sırasında doğru pozisyon

Uyku sırasında doğru pozisyon

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır