Latin Amerikalı yazar Gabriel Garcia Marquezin Nobel ödüllü romanı Kırmızı Pazartesini duymayanınız yoktur. Roman, herkesin olacağını bildiği ama engel olmak için hiçbir şey yapmadığı bir namus cinayetini ele alır. Göz göre göre gerçekleşen kötü olaylarda hep aklıma aynı söz gelir: Tıpkı Kırmızı Pazartesi gibi!
28 Ocak da kalkıştan sadece 73 saniye sonra gerçekleşen Challenger Faciası da bir Kırmızı Pazartesi hikâyesine benziyor. Aksilikler yaşanıyor, mühendisler uyarıyor, kaza geliyorum diyor; ancak NASA tüm uyarıları görmezden geliyor ve tarihindeki en büyük felaketlerden birini yaşıyor.
Netflixde yayınlanan Challenger: Son Uçuş (Challenger: The Final Flight) mini belgesel dizisini izlerken, insan bu faciaya nasıl engel olunamadı diye sinirleniyor ve hayatını kaybeden astronotlar için üzülmekten kendini alamıyor. Çünkü tüm aksilikler, sorunlar ve kazalar bir facianın olacağını gösteriyor.
dakikalık dört bölümden oluşan mini dizi, Challenger görevinde yer almış mühendisleri, yetkilileri, mürettebatın ailelerinin anlatımlarına dayanıyor. O zamanın canlı tanıklarına kulak veriyoruz. Ayrıca o günlerin ayrıntılı kayıtları ve görüntüleri diziye güç veriyor.
Sovyetlerle uzay yarışında öne geçmenin getirdiği kibirle NASA altından kalkılması çok zor bir kontratın altına imza atıyor. Kısa sürede birçok uçuş yapmak zorundadır ve Senatonun baskısıyla hiç durmadan yeni uçuşlar gerçekleştirmelidir. Bu yüzden NASA yetkililerinin, mevcut ve olası mühendislik hatalarını düzeltecek vakti ve isteği yoktur.
Koskoca uzay mekiği Challengerın patlamasına ve yedi insanın hayatını kaybetmesine neden olan şeyin, O-ring contalarındaki hata olması trajikomik bir durum olarak gözükebilir. O-ring contaları, katı yakıt roketindeki bağlantıları mühürlemeye yarıyor.
Challengerdan önceki uçuşlarda da bu contalarda sıyrılmalar ve deformasyonlar yaşanıyor ve belgeleniyor. Bu sorunun çözülmesi için uğraşılıyor; ancak başarılı olunamıyor. Örneğin, görevli mühendislerden Bob Ebeling, fırlatmanın ertelenmesi konusunda yetkilileri uyarıyor. Challengerın patlayacağını söylüyor. Ancak NASA yetkilileri bu uyarıyı önemsemiyor.
Challengerın fırlatıldığı günün dondurucu derecede soğuk olması, O-ringlerin sertleşmesine ve bağlantıların mühürlenmemesine sebep oluyor. Bunun sonucunda gerçekleşen tepkimelerle uzay mekiği parçalanıyor ve alev topuna dönüşüyor.
Challengerda hayatını kaybedenleri anmadan geçmeyelim: Ellison S. Onizuka, Sharon Christa McAuliffe, Gregory Jarvis, Judith A. Resnik, Ronald E. McNair, Francis R. Scobee, Michael J. Smith.
Challenger görevi bir ilk de yaşatacaktı: başvuru arasından seçilen öğretmen Sharon Christa McAuliffe, uzaya çıkan ilk sivil olacaktı.
Hepsini saygıyla anıyoruz.
Not: Canlı yayında gerçekleşen patlamayı aşağıdaki videoda görebilirsiniz.
Paylas:
Christa McAuliffe | |
---|---|
Doğum | 02 Eylül () |
Ölüm | 28 Ocak (37yaşında) |
Ülkesi | ABD |
Durumu | Görev sırasında öldü |
Meslek | Öğretmen |
Görev adı | STSL |
Christa McAuliffe (2 Eylül – 28 Ocak ), Amerikalı öğretmen, astronot. Challenger uzay mekiği ile uzaya gitmeyi amaçlamıştır. yılında uzayda öğretmen projesi kapsamında NASA astronotu olarak seçilmiş ancak mekiğin uzaya çıkamamasından dolayı astronot unvanı alamamıştır. yılında Challenger uzay mekiği'nin kalkıştan 73 saniye sonra 48, feet'de infilak etmesi ile yaşamını yitirmiştir.