cigulinin müzik aleti adı / Müzikle ayağa kaldırıyor

Cigulinin Müzik Aleti Adı

cigulinin müzik aleti adı

Körüklü ve klavyeli bir çalgı Cevapları CodyCross

Bu bulmacanın çözümü 8 harftir ve A A harfi ile başlar
Solution Crossword

Aşağıda, Körüklü ve klavyeli bir çalgı için doğru cevabı bulacaksınız, eğer bulmaca'ü bitirmek için daha fazla yardıma ihtiyacınız olursa navigasyonunuza devam edin ve Arama fonksiyonumuzu deneyin.

çözüm "Körüklü ve klavyeli bir çalgı"

3 Ağustos 2019 Cumartesi
CodyCross Mevsimler Grup 61


CODYCROSS Mevsimler Grup 61 Bulmaca 3

  1. Ana yemek öncesi alınan içecek veya yiyecek
  2. Bir işte muvaffak olmak
  3. Angelina jolie'nin evelyn'i canlandırdığı film
  4. Genelde baş bölgesindeki sinirlerde oluşan ağrı
  5. Sultan alparslan'ın oğlu olan selçuklu hükümdarı
  6. Anot ya da katot olarak adlandırılan iletken levha
  7. "sevgiler" yerine hürmeten söylenir
  8. İşlenmiş timsah derisi, timsah
  9. Mutabakata varmak, fikir birliği içinde olmak
  10. Filoya klavuzluk eden savaş gemisi

diğer bulmacar

  1. Akordeon
    1. Üstündeki tuşlara basılarak çalınan körüklü çalgı
  2. Akordeon
    1. Cigulinin virtüözü olduğu körüklü çalgı
    2. Cigulinin çaldığı enstrüman
    3. Üzerinde tuşları olan, körüklü çalgı

benzer bulmaca

  1. Körüklü ve klavyeli müzik aleti
  2. Üstündeki tuşlara basılarak çalınan körüklü çalgı
  3. Klavyeli bir çalgı
  4. Klavyeli büyük ve küçük borulardan yapılmış, körüklerden elde edilen havanın bu borulardan geçmesiyle değişik ses tonları verebilen, genellikle kilise kullanılan bir çalgı
  5. Klavyeli ve telli bir çalgı
  6. Mekanizması piyanoyu andıran klavyeli küçük çalgı
  7. Klasik müzikte kullanılan tuşlu ve klavyeli çalgı
  8. Piyanonun atası kabul edilen klavyeli çalgı
  9. Üzerindeki tuşlarla çalınan körüklü çalgı
  10. Cigulinin virtüözü olduğu körüklü çalgı
  11. Klavyeli ağır ve büyük bir çalgı
  12. Üzerinde tuşları olan, körüklü çalgı
  13. En bilinen klavyeli çalgı
  14. Mürekkep kullanarak yazı yazan klavyeli alet
  15. Dört tekerlekli, içinde dingillere paralel olarak düzenlenmiş karşılıklı iki oturma sırası bulunan üstü açılıp kapanabilen çift körüklü binek arabası
  16. Dört tekerlekli, çift körüklü bir tür binek at arabası
  17. Karadeniz’e özgü körüklü şalvar
  18. Klavyeli aletler için, bufalo'dan yapılan ince deri
  19. Klavikord gibi klavyeli çalgılarda tuşun sonunda yer alan ve vurulunca yukarı çıkarak tellere dokunan küçük metal kama
  20. Körüklü el armonikası

Son Bulmacalar

  1. Nükleer santrallerde, tepkimenin gerçekleştiği yer
  2. Adını, mimarisinden alan istanbuldaki askeri lise
  3. İş yapma şevki olmayan, arzusuz
  4. Portakalıyla tanınan antalya ilçesi
  5. Aşırı heyecanın da yol açtığı, telaşlanma hissi
  6. 1935te, bir kanunla isimlerimize eklendi
  7. Kuzey anadolu dağlarının bulunduğu bölge
  8. Moks kitabının yazarı, ahmet şerif

Müzikle ayağa kaldırıyor

Müzikle tedavi uzun yıllardır üzerinde yoğunlaştığınız bir alan. Peki, müzikoterapiye ne zaman ve nasıl başladınız?

Katıldığım konferanslarda, okuduğum kitaplarda gördüm ki bizler çoğu şeyi sadece efsanelere dayanarak kabul ediyoruz, sorgulamıyoruz. Kültürü de, müziği de böyle. İşte müzik terapisi de bence tabu haline gelmişti. Müzik terapisi dediğinizde akla sadece Sufi müzik gelir. Mistik tarafı var onu da kullanıyorum ama kişiye göre değişir bu. 25 yıldan beri müzikoterapi yapıyorum. 1985'de Bulgaristan'da kalp cerrahisinde yoğun bakımda çalışırken, uzun süre yatan komada olan hastalara evlerinden kasetler getirtiyordum. Kendi sevdikleri müzikleri dinletiyordum. Haftada bir kez de konservatuardan gönüllü öğrenciler geliyorlar ve hastalara konser veriyordu. Gerçekten de yoğun bakım ortamında yan tarafta birileri inlerken insanı onlardan kendini ses olarak izole etmesi için bile yeterliydi. Gerçekten kaçabilmek için önce bir kabullenmek gerekiyor. Müzik işte bu kabullenme sürecini kolaylaştırıyordu. Sonra Türkiye'den bir iş adamının eşini ameliyat ettik ve kasetler getirdiler, dinlettik. Ben çok beğenince kasetleri bana hediye ettiler.

NEY SESİYLE SAKİNLEŞTİRDİM

İstanbul'da da devam ettiniz bu tedaviye…

Evet, burada da uzun süre yatan hastalara dinlettim. Artık teknoloji gelişmişti, bu kez CD çalarlarla dinletmeye başladım. Beğendikleri müzikleri seçtim hep. Kutsi Ergüner'le tanışınca da neye aşık oldum. Bir gün psikoza girmiş bir hastamız vardı. Sürekli bağırıyordu. Hemşireye ona bir sakinleştirici yapmasını söylerken kendimiz için de bir ney CD'si taktım. Daha iğne yapılmadan adam sakinleşti. Diğerleri de sustu. Bambaşka bir havaya büründü yoğun bakım. Bunun üzerine 'şifayı buldum' dedim ve sufi müziğine yöneldim. Kendim de enstrümanlar çalmaya başladım. Gördüm ki müzik ruhun nefesidir. Ruhun gıdası değil şifasıdır.

Çalamadığınız enstrüman yok sanırım…

Ders aldım, aşık oldum ve on yıldır bırakamadım neyi. Ardından ud, keman, yaylı tambur, gitar, klasik kemençe, viyola, piyano, org derken skalayı epey genişlettik. Çocukken büyüdüğümde totodan para düşerse müzik aletleri dükkânının tamamını satın alacağım derdim. Şimdi neredeyse o hayalimi gerçekleştirmiş durumdayım. Arabam yok ama her türlü müzik aletim var evde.

MAKAMSAL DEĞİL MASALSAL YAKLAŞIM

Müzikle tedavide bir tekelden bahsettiniz. Bunu biraz açabilir miyiz?

Türkiye'de müzik terapisi dediniz mi eski Türk musikisi algılanıyor. Bu bir tekel gibi. Oruç Arıboa'nın katkısı büyük ama belirli kalıbın dışına çıkanlar garip duruyor malesef. Ben makamsal yaklaşıma masalsal yaklaşım diyorum ve reddediyorum. Mesela Efe türküsü hicaz makamında ama alçakgönüllülük hissi vermiyor. Bu yüzden kalıpların dışına çıkmak lazım. Müziğin psikolojisinin insan psikolojisine etkisi üzerine yoğunlaşmak gerek. Bakın makam değil müzik diyorum. Mesela Zirefkend makamı sağ omuza iyi geliyormuş. Ben de diyorum biz müziği sağ omzumuzla dinlemiyoruz ki. Elbette tarihe saygılıyım ama güncelleme gerekli. Benim sistemimde başta ben çok etkileniyorum, yoğun bakımda insanlar da çok etkileniyor. Beklemedikleri bir ortamda onları mutlu edecek bir uygulama. Ben şarkı söylerken onlar da eşlik ediyor. Bazıları, 'Ameliyat olduğumuzu unuttuk, servise çıkmak istemiyoruz' diyorlar.

Hastalara müzik dinletmeden önce onları tanımaya yönelik neler yapıyorsunuz?

Ben 9 saat boyunca sürekli, buradayım yemeğe gitmiyorum yemek bana geliyor. Yoğun bakım böyledir. O yüzden iyi ilişkiler kuruyorum. Her birinin nereden geldiğini, mesleklerinin ne olduğunu biliyorum. Konuşuyorum ve onları tanıyorum. Çaktırmadan psikoterapi diyorum buna. Bilgi almam gerekiyor ki yaklaşımımı ona göre ayarlayayım. Kişilerin gençliğinde ya da sağlığında yetiştirdikleri kültürü ve aldıkları zevki tatmin etmeye çalışıyorum. Etnomüzikalite diyorum buna. Kişinin çocukluğundan beri alıştığı yerel, ulusal ve global kültür seviyelerine göre farklı seviyede gelişmeler var.

Müzikle tedavinin alternatifi

Geçtiğimiz ay beyin kanaması geçiren ve komada olan Kenan Işık'a klasik müzik ve Türk sanat müziği dinletildiği haberi geldi bizlere. Başarılı sanatçının sevdiği bu müziklere tepki vermesi başta eşi olmak üzere sevenlerini umutlandırdı. Işık, müzikle tedaviye 'bir insan vücudunun çimdiklendiğinde ya da gıdıklandığında verdiği tepki gibi' bir reaksiyon gösterdi. Müzikle tedavi tarihi çok eskiye dayanan ve iyi sonuçlar veren bir yöntem. Fakat farklı şekillerde ve formlarda uygulanıyor. Bazıları makamla tedaviye ağırlık verirken kimileri de müzikle tedaviyi önceliyor. Sufi, geleneksel Türk musikisi gibi müziklerin alternatifini Memorial Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Dr. Erol Can gerçekleştiriyor. Hastalarına hicaz, nihavend, rast makamları yerine, onların sağlıklarında sevdiği müzikleri dinleyerek müzikoterapi yapıyor. Müzikle tedavinin yeniden gündeme geldiği bu günlerde biz de soluğu hastanenin yoğun bakımında aldık. Hastalarına ney üfleyen, gitar çalan doktor Can, bir yandan tedaviye devam etti bir yandan da sorularımızı yanıtladı.

Ciguli'yle komadan uyandı

Bugüne dek müzikle tedavi ettikleriniz arasında en ilginci hangisiydi?

14 aylık bir bebek vardı, 2000 yılında. Durumu çok ağırdı. Kalp ameliyatı oldu, kalbi durdu, masaj yaptık. Beyin kanaması, bağırsaklarda ve damarlarda tıkanma oldu. Zatürre gelişti. Ölüm riskine yüzde yedi yüz diyordum ben, komadaydı. Annesine dedim 'Erişkinlere müzik dinletirim ama bu bebek. Sevdiği bir müzik yoktur.' Annesi 'O Ciguli'nin Binnaz'ını çok sever' dedi. Denedik, kulaklarına koyduk ilk saniyelerde gülümsedi çocuk. Gözler kapalı. Kulaklıkla beyninin içinde hissediyor müziği. Sonra gözlerini açtı gülümseyerek. Annesini gördü, tanıdı, ağlamaya başladı. Sarı saçlı, mavi gözlü bir çocuk. Ben ona güneşim diyordum. O ağlayınca tüm yoğun bakım ağladık. 5 ay yattı, haftalardır komadaydı. Bu Ciguli mucizesi değil müziğin mucizesiydi. Çok ağır olmamak kaydıyla, hasta arabesk seviyorsa onu da dinletebilirsiniz, bir sorun yok.

Azı karar çoğu zarar durumu oluyor mu müzikle tedavide?

Eğer beğendiği müzikse hiçbir zararı olmaz. Kulaklıkla dinletiyorsanız sesi iyi ayarlamanız lazım. Hastaya eziyete dönüşmemesi gerekir. Kulakta yara açmaması için süngerler koyup dinletiyorum. 45 dakika bir CD'yi dinletiyorum. Uyanık hastalarda yapılan seanslarda yarım saati geçmemesi gerekiyor. Uzun uzun dinletirseniz esprisi bitiyor, mistisizmi kayboluyor. Müzikte de doz mühimdir. Hastanın merakını uyandırıp aşırıya kaçmamak gerekiyor. O yüzden genelde yirmi dakikayı geçmez bu seans.

Müzikoterapinin faydaları üzerine testler yaptınız mı?

Evet bazı çalışmalarımızda stres seviyesini ölçmeye çalıştık. Ortalama stres seviyesi 7 civarında ağrıları da 6 civarındaydı. Hepsine tek tek müzik dinlettik, ağrıları 2'ye düştü, stres de 2.5'e düştü. Bunu bir kongrede yayınladık. Hem objektif kriterler vardı hem de sübjektif. Bu çalışmaların kişiye özel yapılması gerekiyor. Bazıları beş yüz kişilik salonda müzik terapisi yapıyoruz diyorlar. Herkesin tercihi, algılaması, hastalığı farklı. Böylesine bir çalışmadan sağlıklı sonuç almak zor.

Komadaki hasta bizi duyuyor

Komadaki hasta müziği dinlediğinde nasıl etkileniyor, ne gibi tepkiler veriyor?

Bazen geri bildirim alamıyorsunuz hasta komadaysa. Ama ben hep onun duyduğunu varsayıyorum. Bununla ilgili testler de yaptık. Komadayken müzikler dinlettik uyandıklarında sorduk. Yüzde sekseni hatırladı. Bu yüzden hastanın yanında ne konuştuğumuza dikkat etmemiz lazım. Hasta, duyuyor ve düşünüyorsa dinlettiğim müzikle onu kendi düşüncelerinden uzaklaştırıp başka bir enformasyon veriyorum. Çünkü kendi kafasında kötü senaryo kurgulayabilir. Ben de ameliyat oldum o psikolojiyi biliyorum. Kişiye ve kültürüne özel psikoterapi, hastanın psikolojisini bilmek gerekiyor. Bu toplu seanslarla yapılacak bir şey değil.

Türkiye'de değeri bilinmedi! Ciguli'yle ilgili bir gerçeği öğrenince çok şaşıracaksınız

Türkiye bugüne kadar birbirinden farklı binlerce sanatçı çıkardı. Bu sanatçılar arasında bazıları ise akıllara kazındı. İşte o sanatçılardan biri de Angel Yordanov Kapsov ya da bilinen adıyla "Ciguli"ydi. Yaşadığı dönem hor görülen Ciguli'nin hayat hikayesini öğrenenler büyük bir şaşkınlık yaşıyor.

İSMİ NEDEN CİGULİ?

Ciguli'nin gerçek adı resmi kayıtlarda Angel Jordanov Kapsov. Ailesi, o dönem Bulgaristan'da Türkçe ve İslami isimler yasak olduğu için Ahmet ismini kayıtlara geçiremedi. Ama aile arasında hep bu isimle anıldı ve bu ismini kullandı. Akordeonu çok hızlı ve kıvrak çaldığından ötürü, Bulgaristan'da o yıllarda çok popüler olan, Sovyet Rusya'da AvtoVAZ firmasının ürettiği VAZ-2101 model sedan arabanın daha çok bilinen adı olan Ciguli (İngilizce: Zhiguli) adıyla anılmaya başladı. Bu otomobil tıpkı Murat 124 gibi İtalyan Fiat 124'ün bir kopyası.

Türkiye'de küçümsendi, itilip kakıldı! Ciguli'yle ilgili bir gerçeği öğrenince kalakalacaksınız

FAKİR BİR AİLEDEN GELİYOR

Beş çocuklu bir ailenin çocuğu olan Ciguli'nin müzisyenin babası Hüseyin, hamallık yapardı, annesi ise süpürgeci idi. Babası 1972 yılında vefat edince, ailesinin geçimini üstlenmek zorunda kalmıştır. 1974'de Ayten isimli hemşerisiyle evlenmiştir. Eşi Ayten hanım, tütün ve çimento fabrikalarında çalışmıştır. Bu hanımdan İbrahim ve Ferdi isimli oğulları doğmuştur. Türkiye'ye gelmesinde asıl etken olan ağabeyi İbrahim kalp krizinden vefat etmiştir.

GAZİNOLARDA ÇALIŞTI

Ciguli, 1991 yılında Çakıl Gazinosu'nda Hülya Avşar'a akordeon çalarak gazino hayatıyla tanıştı. 1998 yazında İzmir Fuarı'nda sahnede İbrahim Tatlıses ve Sibel Can'ın arkasında çaldı. İki sanatçının da sahne programı sırasında sergilediği renkli şovlarla adını müzik camiasında duyurdu. 1999 yılının Ocak ayında ise çıkardığı 'Binnaz' adlı şarkısıyla uzun süre gündemde kaldı. "Bizim Sokak" isimli dizide de rol alan Ciguli, 6. Kral TV Video Müzik Ödüllerinde En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçı ödülüne layık görüldü.

TÜRKİYE'DE KÜÇÜMSENDİ

Bir zamanların en popüler ismi olan Ciguli'yi elitistler "soytarı" olarak nitelendirdi. Menajerleri ise kullandı ve parasını alamadı. Uzun süre İstanbul, Kuştepe'de tek göz bir odada, hasta annesiyle birlikte yaşadı ve Bulgaristan'da 57 yaşındayken bir hasta odasında hayatını kaybetti. Ciguli dünyanın en iyi akordeon virtüözlerinden biri olarak biliniyor.

Son Dakika›Magazin›Türkiye'de değeri bilinmedi! Ciguli'yle ilgili bir gerçeği öğrenince çok şaşıracaksınız - Son Dakika

Ciguli Kimdir?

Ülkemizin basınında bilinen adıyla Ciguli, resmi adıyla ise Angel Yordanov Kapsov isimli ünlü şarkıcı, 1 Mart 1957 senesinde Hasköy'de dünyaya gözlerini açmış olup, müzisyen ve akordiyon virtüözü olarak kariyerini devam ettirmiştir. Babasının adı Hüseyin olan Ciguli, doğmuş olduğu senelerde Bulgaristan'da uygulanan baskı ve yasaklamalardan dolayı Türkçe isim yerine ailesi tarafından ona bir takım yabancı isimler verilmiştir. Çalmış olduğu müzisyenlerden olan Akordeonu çok hızlı ve başarılı bir şekilde çalmasından dolayı Bulgaristan'da oldukça fazla popüler olmuş olup, orada hizmet veren bir firma tarafından üretilen bir araba modelinin ismi olan Ciguli olarak anılmaya başlamıştır. 

Hamallık mesleğini icra eden bir babanın beş çocuğundan birisi olan Ciguli, babasının vefatından sonra ailenin geçimini sağlamak için düğünlerde müzik aleti çalmaya başlamıştır. 1974 senesinde ilk evliliğini yapan Ciguli, bu evlilik sonrasında iki adet erkek çocuğa sahip olmuştur. 1990 senesinde 33 yaşında ülkemize dönüş yapan ünlü şarkıcı ve müzisyen, ülkemizin en kalabalık şehirlerinden birisi olan İstanbul'da oldukça uzun bir süre düğünlerde, restoranlarda ve gazinolarda bir takım müzik aletlerini çalmışlardır. 1993 senesinde ilk albümünü çıkartan Ciguli, 1999 senesinde söylemiş olduğu "Binnaz" isimli şarkısıyla ülkemizde fazlasıyla tanınmış olup, 6.Kral TV Video Müzik Ödüllerinde En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçı ödülünü almaya da hak kazanmıştır. Bu ödülden sonra Ciguli, bu ödülden itibaren dizi, film ve reklamlarda da rol almıştır. 

Ünlü şarkıcı 31 Ekim 2014 tarihinde Sofya'da geçirmiş olduğu bir kalp rahatsızlığı sebebiyle hastanede verilen anestezi ilaçların etkisinden çıkamadığı için hayatını kaybetmiş olup, cenazesi de doğmuş olduğu semt olan Hasköy'de toprağa verilmiştir. 

Ciguli'nin Oynamış Olduğu Filmler Nelerdir?

  • Bizim Sokak
  • Neredesin Firuze
  • Biz Boşanıyoruz
  • Bu Son Olsun
  • Olur Olur
  • Limonata

Ciguli'nin Albümlerinin İsimleri Nelerdir?

  • Binnaz
  • Horozum
  • Sabır Yaaa Sabır
  • Ben Akordiyonum
  • Safinaz - Tersyorum
  • Sensiz Kaldım Şimdi

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır