cikolata kistiyle hamile kalan varmi / Miyom varken hamile kalınır mı? - Prof. Dr. Önder Koç

Cikolata Kistiyle Hamile Kalan Varmi

cikolata kistiyle hamile kalan varmi

Miyomların kadın üreme sağlığına olan etkisi uzun yıllardır araştırma konusu olmuştur. Çünkü miyomu olan kadınların hamile kalmakta zorlanma veya hamile kalınca düşük, erken doğum gibi olumsuz gebelik sonuçları yaşadıkları görülmüştür.

Bu yazımda “Miyom gebeliğe engel mi? Miyom varken hamile kalınır mı? Miyom alındıktan sonra gebelik şansı artar mı?“ sorularını cevaplayacağım.

Miyom Gebeliğe Engel mi?

Miyomun gebeliğe olan etkisi yerleşim yerine, sayısına ve büyüklüğüne göre değişir.

Miyom boyutu ne kadar büyükse, rahim iç duvarına ne kadar yakınsa, sayısı ne kadar fazla ise hamile kalmaya o kadar engel olur. Miyomların kısırlık (infertilite) üzerine etkisi ile ilgili birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların sonucuna göre aşağıdaki miyomların gebe kalmaya ve gebelik devamına engel olduğu saptanmıştır.

Submuköz Miyom Varken Hamile Kalınır mı?

Submuköz miyomlar rahim iç duvarından (endometriyum) kaynaklanan miyomlardır. Bilindiği gibi embriyo da rahim iç duvarına tutunur. Embriyonun tutunacağı yerde olan bir miyom bebeğin rahime tutunmasını engelleyebilir veya tutunsa bile düşüğe neden olabilir.

Bu nedenle küçük boyutlarda bile olsa submüköz miyomların hamile kalmadan önce ameliyatla alınması gerekir. Miyom ameliyatı sonrası gebelik şansının arttığı, düşük riskinin azaldığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.

İntramural Miyom Varken Hamile Kalınır mı?

İntramural miyom rahim kas tabakasından köken alan ve kas tabakasına yerleşmiş olan miyomlara verilen isimdir. İntramural miyomların hamileliğe engel olup olmadığı tartışma konusudur. Yapılan bazı çalışmalarda rahim iç duvarına bası yapan, rahim duvarı anatomisini bozan intramural miyomların gebe kalmaya engel olduğu, kısırlığa neden olabileceği gösterilmiştir.

Kaviteye bası yapmayan ama tehlikeli fiziksel boyutlara ulaşmış miyomlar da hamile kalmaya engel olabilir. Çünkü çok büyük miyomlar rahimin kasılmasına neden olarak bebeğin rahime tutunma şansını azaltabilir.

Bu iddiaların tersini savunan bilimsel çalışmalar olsa da klinik pratikte rahim duvarına bası yapan veya çok büyük boyutlara ulaşmış intramural miyomların alınması gerektiği fikri baskındır.

Subseröz Miyom Varken Gebe Kalınır mı?

Subseröz miyom hamile kalmaya engel olmaz. Çünkü subseröz miyom rahim dışına doğru ve karın içi boşluğa doğru büyüyen miyomlardır. Bebeğin yerleştiği rahim boşluğu ile hiçbir alakası olmadığı için subseröz miyomlar kısırlığa neden olmaz. Bu nedenle hamile kalamama dışında hiçbir şikayeti olmayan ve subseröz miyomu olanlara ameliyat önermek doğru bir yaklaşım değildir. Bu şekilde gebe kalan hastalar miyom beslenmesinin bozulması sonucu oluşan miyom çürümesi sonucu kronik kasık ağrıları ile konforsuz bir gebelik yaşayabilirler.

Miyomlar Nasıl Gebeliğe Engel Olur?

Miyomların gebeliğe engel olmasına yol açan birden fazla mekanizma mevcuttur. Bu mekanizmaları sıralayacak olursak;

  • Fiziksel faktörler,
  • Rahim kasılmasındaki değişiklikler,
  • Sitokinler,
  • Genetik faktörler,
  • Endo-myometrial hattaki değişiklikler.

Fiziksel faktörlerde miyom konum ve büyüklüğü sperm, yumurta, veya embriyonun transferine ve implantasyonuna engel olabilir. Yumurtaların mikroskobik yapısı ve çift taraflı tüp yapısı kısırlığa neden olan ek faktörlerin varlığına işaret etmektedir.

Rahim kasılmasındaki değişiklikleri değerlendirecek olursak kasılmalar adet sonrası erken dönemde fundustan rahim ağzına doğru olurken, yumurtlama dönemi ve sonrasında rahim ağzından fundusa doğru olur.

Miyomlar rahmin düz kas tabakasında kasılmaları yaratıp kronik enfeksiyon sürecine sebep olurken embriyonun tutunmasını engelleyebilir. Submukozal miyomlarda ve intramural miyomlarda rahmin düz kasının ritmik kasılma hareketlerinin arttığı görülmektedir.

Miyom varlığında özellikle yumurtlamadan sonraki dönemde kasılmaların arttığı gözlenmiştir. MR çalışmalarında 3 dakikada 2 den fazla ritmik kasılma ortaya çıktığı, ameliyattan sonraki 1 yıllık süreçte bu kasılmaların kaybolması ile %40 lık gebelik oranları gözlenmiştir. Miyom kapsülünden salınan sitokinler, büyüme faktörleri, nörotensin, nöropeptid, enkefalin ve oksitosin modülatörleri de rahim kas dokusunda ritmik kasılmaları tetikleyebilir.

Sitokinler erken gebelik döneminde embriyonun tutunmasından ve embriyonik gelişimden sorumludur. Submukozal miyomlar IL10 ve glikodelin gibi interlökinlerin düzeyini azaltarak embriyo tutunması ve gelişimini olumsuz etkileyebilir. Glikodelin gebeliğin devamı için önem taşıyan sitokinlerdendir.

Genetik faktörler den HOXA10, HOXA11 and BTEB1 genleri endometriyumun embriyoya olan duyarlılığını artırır. HOXA10 un yokluğu ve azalmasının rahim duvarına embriyonun tutunmasını azaltarak kısırlığa yol açtığı gösterilmiştir. Miyomun çıkarıldığı miyomektomi ameliyatından sonra HOXA 1 değerinin artarak endometriyumun gebeliğe hazırlanması için gerekli kalınlaşmayı sağladığı tespit edilmiştir.

Endo-myometrial hattaki değişiklikler rahim düz kas tabakasının 1/3 iç kısmında endometrium ile komşu bölgede gözlenir. Makrofajlar ve NK hücreler endometriyum dokusunun kalınlaşıp gebeliğe hazırlanması için önem taşır.

Yumurtlama sonrası implantasyon penceresi denen embriyonu tutunmasının ideal zamanı için makrofaj ve NK hücreler gerekli hazırlığı yapar. Miyomu olan hastalarda makrofajların ve NK hücrelerin azaldığı görülmüştür. İntramural yada submukosal miyomların varlığının Endo-myometrial hattı bozarak embriyo tutunmasını olumsuz etkilediği görülmüştür.

Miyom Varken Hamile Kalınır mı?

Miyom varken gebe kalınır mı? sorusu sık karşılaşılan ve tartışma konusu olan bir durumdur. Yapılan bazı çalışmalar miyomun gebe kalmaya olumsuz etkisini vurgularken, bazı çalışmalar gebe kalmaya etkisinin olmadığını bildirmektedir.

Özellikle tüp bebek tedavisi alan hastalarda intramural ve submukoz miyomların işlem öncesi ameliyatla alınmasının ameliyat sonrası tüp bebek tedavisi ile gebelik başarısını artırdığı gözlenmiştir. Subserozal yerleşimli miyomların ise gebe kalmaya olumsuz bir etkisi gösterilmemiştir.

Miyom Ameliyatı Sonrası Hamilelik Şansı Artar mı?

Miyom ameliyatı sonrası hamilelik şansı artar mı sorusunun cevabı miyomun konumuna göre farklı şekilde cevaplanabilir.

Miyom ameliyatı submukosal ve intramural miyomlar için önerilmektedir. Bu tip miyomlarda ameliyat sonrası 1 yıllık sürede gebelik oranlarının arttığı gösterilmiştir. Miyomların subserozal yerleştiği durumlarda ise miyomların ameliyatla çıkarılmasının gebe kalmaya olumlu bir etkisi gösterilmemiştir.

Referanslar

  1. Elugwaraonu O, Okojie AIO, Okhia O, Oyadoghan GP. The incidence of uterine fibroid among reproductive age women. IJBAIR. 2013;2(3):55–60.
  2. ASRM Practise Committee Myomas and reproductive function. Fertil Steril. 2006;86:S194–S199.
  3. Lyons EA, Taylor PJ, Zheng XH, Ballard G, Levi CS, Kredentser JV. Characterization of subendometrial myometrial contractions throughout the menstrual cycle in normal fertile women. Fertil Steril. 1991;55:771–774. doi: 10.1016/S0015-0282(16)54246-0.
  4. Rackow BW, Taylor HS. Submucosal uterine leiomyomas have a global effect on molecular determinants of endometrial receptivity. Fertil Steril. 2010;93:2027–2034. doi: 10.1016/j.fertnstert.2008.03.029.
  5. Yoshino O, Nishii O, Osuga Y, Asada H, Okuda S, Orisaka M, et al. Myomectomy decreases abnormal uterine peristalsis and increases pregnancy rate. J Minim Invasive Gynecol. 2012;19(1):63–67. doi: 10.1016/j.jmig.2011.09.010.
  6. Malvasi A, Cavallotti C, Nicolardi G, Pellegrino M, Dell’Edera D, Vergara D, et al. NT, NPY and PGP 9.5 presence in myomeytrium and in fibroid pseudocapsule and their possible impact on muscular physiology. Gynecol Endocrinol. 2013;29:177–181. doi: 10.3109/09513590.2012.709682. 
  1. Önceki
  2. Sonraki

Çikolata Kistleri Hamile Kalmaya Engel mi?

Çikolata kisti olup normal yolla hamile kalanlar, bu rahatsızlığa sahip olanların gebe kalma umudunu artırmaktadır.

Çikolata kisti olup normal yolla hamile kalanlar, bu rahatsızlığa sahip olan insanların gebe kalma umudunu artırmaktadır. Bunun yanı sıra çikolata kisti ile ilgili detaylı bir şekilde bilgi sahibi olunması, bu hastalıktan muzdarip olan kişilerin yapması gerekenlerle ilgili yol gösterici olmaktadır. Bu nedenle çikolata kistinin ne olduğu ve hastalığın kendini nasıl belli ettiğinin bilinmesi gerekmektedir.

Yumurtalıklarda oluşan ve kanser barındırmayan çikolata kistlerinin neden meydana geldiği tam olarak bilinmemektedir. Çeşitli şekillerde kendini belli eden bu rahatsızlık, kadınların hamile kalıp kalamayacaklarına yönelik çeşitli sorgulamalar içerisinde olmasına da neden olmaktadır. Peki çikolata kisti nedir? Bu rahatsızlığın belirtileri nelerdir?

Çikolata Kisti Nedir?

Pek çok kadın çikolata kistinin ne olduğunu bilmek istemektedir. Bu konuda detaylı bir şekilde bilgi sahibi olmaları, bu sorundan mustarip olmalarına rağmen hamile kalıp kalmayacaklarını da belirlemektedir. Sebebi tam olarak bilinmeyen bu rahatsızlık bağlamında kadının yumurtalıklarda içi sıvı ve kanser barındırmayan kistler meydana gelmektedir. Bu kist üreme yıllarında kadınları etkilemekte olup adet ile alakalı kronik pelvik ağrılara neden olabilmektedir. Çikolata kistlerinin çoğunlukla koyu kırmızımsı, kahverengi kanla dolu olduğu bilinmektedir. Peki çikolata kistleri belirtileri nelerdir? Bu hastalık kendisini nasıl belli etmektedir?

Çikolata Kisti Belirtileri Nelerdir?

Çikolata kistinin farklı belirtileri olduğunu ifade etmek mümkündür. Genel olarak şu belirtilerin görüldüğü bilinmektedir:

  • Anormal kanama / lekelenme
  • Adet döngüsü esnasında karın krampları / şişmesi
  • Sırt ağrısı
  • Bel ağrısı
  • Aşırı vajinal kanama
  • Ağrılı dönemler
  • Bazı kadınlarda kısırlık
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı
  • Tuvalete giderken ağrılı bağırsak hareketleri
  • Koyu renkli vajinal akıntı
  • Bükme ve germe vb. egzersizler sırasında ağrı

Yukarıdaki belirtilerden herhangi birine sahip olan kadınların doktora görünmesi ve var olan sorunlarını detaylı bir şekilde anlatması çok önemlidir. Birçok kadın, çikolata kistine sahip olunmasına rağmen haile kalınıp kalınmadığını merak etmektedir. Hatta bu konuda çikolata kisti olup normal yolla hamile kalanlar ile ilgili yorumları okuyarak hamile kalıp kalamayacaklarını merak etmektedir. Peki çikolata kistine sahip olan kadınların hamile kalması mümkün müdür?

Çikolata Kisti Hamile Kalmaya Engel midir?

Aslında konu ile ilgili sorulması gereken ilk soru, çikolata kistinin hamile kalmaya engel teşkil edip etmediğidir. Bu soruya net bir şekilde cevap verilmesi, çikolata kistine sahip olan kadınların kısırlık sorunu ile karşı karşıya kalıp kalmadıklarını belli etmektedir.

Bilindiği üzere çikolata kistleri üreme dönemlerindeki kadınları etkileyen bir sorundur. Bu kistler genellikle tek yumurtalığı tutmakla birlikte nadir de olsa iki yumurtalığı da tutabilmektedir. Çikolata kistleri yumurtalıkların işlevlerinde bozulma meydana gelme, içindeki sağlam dokunun azalması veya yumurtalık rezervlerinin olumsuz bir şekilde etkilenmesine sebebiyet verebilmektedir. Kistler tedavi edilmediklerinde farklı sorunlar meydana gelebilmektedir. Kistler rahim içerisindeki dokularda yapışıklığa neden olabilmekte, bu ise anatomik yapının bozulmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sorunlar bağlamında organlar işlevlerini tam olarak yerine getirememekte olup bu ise pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Fallop tüplerinde bu yolla oluşan tıkanıklar veya yapışıklıklar da bu alandan yumurta veya sperm hücresinin geçmesine engel olacaktır. Bu durumlarda gebe şansı düşmektedir. Bu sorunların oluşmaması adına kişinin uygun tedavi yöntemleri ile tedavi edilmesi çok önemlidir.

Çikolata Kisti Nasıl Tedavi Edilir?

Çikolata kistlerinin zamanında tedavi edilmemesi farklı sorunların meydana gelmesine sebebiyet verebilmektedir. Hatta oluşan sorunların kadınların gebelik şansının düşmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle kişilerin mutlaka doktor kontrolüne gidere uygun şekilde tedavi olması gerekmektedir. Peki çikolata kisti tedavisi nasıl gerçekleştirilmektedir?

Eğer kist küçükse ve herhangi bir şekilde sorun ortaya çıkarmıyorsa doktor kist için zaman verebilmektedir. Yani bir süre beklenmekte ve sorun oluşup oluşmadığı tespit edilebilmektedir. Bunun yanı sıra doğum kontrol hapları önerilebilmektedir. Bu ilaçlar ağrının şiddetlenmesini engellemekte ve kistin büyümesini önlemektedir. Fakat bazı durumlarda cerrahi müdahaleye başvurulabilmektedir. Bu durumlar ise genel olarak aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir:

  • Ağrılı semptomlar
  • 8 cm’den büyük kistler
  • Kanser riski olabilecek kistler
  • Kısırlık

Yukarıdaki durumlardan herhangi birinin görüldüğü kadınlarda cerrahi müdahale önerilebilmektedir. Bu nedenle kadınların rutin kontrollerini aksatmaması ve çikolata kistlerinin belirtilerinden herhangi birine sahip olması durumunda doktora gitmesi gerekmektedir.







Yaş farkı gözetmeden en sık rastlanan kadın sorunları arasında yer alan yumurtalık kistleri üreme sağlığını da olumsuz yönde etkileyebiliyor.Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Ünal, gebelik düşünenlerin önceden muayene olup yumurtalıklarına, rahmine ve rahim ağzına baktırmaları gerektiğini vurgulayarak, gebelik sırasında tedaviyi engelleyecek bir hastalığın varlığının da araştırılması gerektiğini anlattı.

Yumurtalık kistleri, yumurtalığın içinde görülen içi sıvı ile dolu kese veya keseciklerden oluşuyor. Ancak sıvının apse, kan, kanser hücresi içerikli ya da berrak sıvı içeriği şeklinde olabiliyor, kistin içeriğine göre sağlık açısından riski ve önemi de değişiyor. Gebelikte yumurtalıkta kist veya kitle olasılığı 1/81 ila 1/8000 arasında değişiyor. Gebelik takibi ve bebekte anomali taraması için ultrasonografinin yaygın kullanımı ile gebelikte yumurtalıkta kist tespit edilme oranının da arttığını söyleyen Prof. Dr. Orhan Ünal, gebeliğin ilk 16-18. haftalarında tespit edilen 6 cm altındaki kompleks olmayan yumurtalıktaki kitlelerin yüzde 90’ının fonksiyonel yani doğal kistler olduğunu hatırlattı.

 

Her Yaşta Ortaya Çıkabilir

Yumurtalık kistlerinin ortaya çıkmasında yaş bir faktör oluşturmuyor. Gençlerde yumurtlama sorunu olan kızlarda çatlayamayan normal ya da fizyolojik folikül kistleri her ay büyüyerek 5-10 cm ye ulaşabildikleri gibi polikistik over diye adlandırdığımız küçük 0.5-1 cm boyutlarında dizi halinde çok sayıda görülebiliyor.Yine 15-20 yaşlarında hatta daha erken yaşlarda yumurtalıkta embriyolojik dokudan kaynaklanan kistler ortaya çıkabiliyor. Prof. Dr. Orhan Ünal, ancak üreme çağında ve menopoz sonrasında görülen kistlerin mutlaka değerlendirilmesi, ultrasonla takibi hatta MR veya tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinin yapılması gerektiğinin altını çizdi. Bununla birlikte kanda tümör belirteçlerinin (CA 125) değerlendirilmesi gibi ayrıntılı incelemeler de gerekebiliyor.

 

Kötü Huylu Yumurtalık Kisti Sinsi İlerliyor

Yumurtalık kistleri genellikle sinsi ilerliyor ve aşırı büyüme gösterip karın içindeki organlara örneğin mesane ya da bağırsağa baskı yapmadığı sürece belirti vermiyor. Bu nedenle de kötü huylu bir yumurtalık kisti, yıllık kontrollerini yaptırmayan bir kadında ancak ileri evrede yakalanabiliyor. Bu durumun da tedaviyi zor bir noktaya getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Orhan Ünal sözlerine şöyle devam etti:

“Yumurtalık kistlerinin büyümesinin yarattığı en büyük risk, kistinin büyüklüğü ve ağırlığı nedeniyle sapından dönerek – ki bu duruma kistin torsiyonu diyoruz- beslenmesinin bozulup yumurtalık dokusunun hasar görmesidir. Bu durumda özellikle genç yaşta gebelik arzu eden kadınlarda yumurtalıklardan birini kaybetme riski ortaya çıkıyor.” Apandisit delinmesine benzer belirtilere neden olan bu acil durumda, hasta aşırı karın ağrısı ve sertleşmiş bir karın ile acil kliniğine başvurmak zorunda kalıyor. Tedavi edilmediği takdirde ise hayati önem taşıyor.

 

Hormonal Nedenli Kistlere Dikkat!

Yumurtalık kistlerinin her iki yumurtalığın tamamını kaplayıp mevcut yumurtalık rezervini azaltmadığı sürece gebeliğin oluşmasına engel teşkil etmediğine işaret eden Prof. Dr. Orhan Ünal, şunları anlattı:

“Bazı durumlarda iki taraflı kistlerde de gebelik görülebiliyor. Çünkü yumurtalık kisti dışındaki dokular normal olduğu için yumurtalık işlevini sürdürür ve aylık çatlama dediğimiz yumurtanın atılması devam edebilir. Ancak polikistik over sendromu ve endometriozis nedenli çikolata kistleri gibi hormonal etkileşimle bağlantılı oluşan kistlerde çoğunlukla yumurtalığın hormon üretimi veya çalışması bozuk olduğu için yumurtlama gerçekleşemez ve kistler varken gebe kalma fonksiyonu engellenebilir.”

Bu nedenle gebelik düşünenlerin önceden muayene olup yumurtalıklarına rahmine ve rahim ağzına baktırmaları, gebelik sırasında tedaviyi engelleyecek bir hastalığın varlığını araştırmaları gerekiyor. Prof. Dr. Orhan Ünal bunun dışında yapılması gerekenler konusunda şunları bilgileri verdi: “Düzenli smear aldırılmamış veya hiç bakılmamış ise vajinal smear baktırılması, ultrason ile yumurtalıkların ve rahim muayenesinin yaptırılması gerekir. Eğer görüntülemede elde edilen sonuçlara göre, anormal bir durum varsa değerlendirilmeli, eğer gebeliğe ya da gebeliğin devamına engel bir durum oluşturuyorsa tedavilerini yaptırmaları önemlidir. Ayrıca rutin gebelik öncesi kan sayımı, kan şekeri, idrar tahlili, kızamıkçık geçirip geçirmediği, tiroid muayene ve tetkikleri gibi ve mevcut şikayetleri varsa onlara yönelik tetkiklerin yapılması önem arz eder.”



Gebelik Döneminde Yumurtalık Kisti Varsa!

Genel olarak gebelikteki ortaya çıkan kistlerin büyük çoğunluğunun iyi huylu olduğunu ve ilerleyen gebelik haftalarında kendiliğinden gerilediğini söyleyen Prof. Dr. Orhan Ünal,“Gebelikte tespit edilen, iyi ya da kötü huylu yumurtalık kistlerinin çoğu tek taraflıdır. 16 - 18. haftadan sonra gerilemeyen kistlerin büyüme riski daha fazladır. Devamlılık gösteren büyük kistler torsiyon, rüptür, kanama veya zor doğum komplikasyonlarına neden olabilir. O yüzden bu gibi kistleri takip eden hekimin operasyon zamanlamasını komplikasyon olmadan yapması çok önemlidir. Bu kistlerin kötüleşme olasılığı yüzde 1-8 civarındadır.”

Gebelik sırasında over kisti torsiyonlarına yani kistin sapından dönmesine bağlı şiddetli ağrılar meydana gelebildiğini söyleyen Prof. Dr. Orhan Ünal, “Ağrının oluşturduğu stres faktörü erken doğum veya düşüğü tetikleyebilir. Aynı zamanda yumurtalık kistinin büyüklüğüne bağlı olarak veya kistte meydana gelebilecek komplikasyonlar nedeniyle düşük tehdidi ya da erken doğum ağrıları başlayabiliyor. Kistlerin doğrudan bebeğe bir anomali oluşturma gibi zararlı bir etkisi bulunmaz. Ancak erken doğum ya da düşüğe yol açarak dolaylı etki ile bebeğin erken doğması durumunda bazı olumsuz etkiler ortaya çıkabilir.” dedi.

 

Gebelikteki Kistler Nasıl Takip Edilmeli?

Endometriozis ya da çikolata kistlerinin gebelikte diğer kistlerde yapılan takip açısından bir fark bulunmadığını söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Ünal, takip ve tedavi konusunda şu bilgileri verdi:

“Kötü huylu kistlerde yüksek çıkan tümör belirteci dediğimiz ‘CA 125’ değeri bu kistlerde de yüksek çıkar ve endişeye yol açar. Son zamanlarda ‘HE 4’ denilen ve gebelikten etkilenmediği düşünülen tümör belirtecinin de istenmesi, çok az da olsa görülen endometriozis ve kanser olasılığını değerlendirmek bakımından önemlidir. Polikistik overde ise sadece gebe kalma konusunda tedavi gerektirebilir. Gebelik ile beraber görüldüğünde hiçbir özel takip gerekmeyip normal gebelik izlemine devam edilmesi yeterlidir.”

Basın Yansımaları:  posta.com

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.